Yazar "Şahin, Ayşe Saide" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dana Kardiyak Veninde Bupivakainin Etkileri: Endotelin Rolü(Selçuk Üniversitesi, 2019 Ocak) Karakulak, Oğuz Raşit; Şahin, Ayşe SaideAmaç: Bu in vitro çalışmada uzun etkili ve potent bir lokal anestezik olan bupivakainin endotelli ve endotelsiz dana kardiyak ven düz kası üzerine etkileri araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Dana kardiyak ven halkaları %95 O2 ve %5 CO2 ile gazlandırılan ve sıcaklığı 37°C’de sabit tutulan KHS içeren izole organ banyolarına alındı. Uygulanan ajanlara verilen yanıtlar izometrik olarak kaydedildi. Bulgular: Bupivakain (10-8 – 10-4 M) endotelli ve endotelsiz ven halkalarının bazal tonusunu etkilemedi. 5-HT (10-5 M) ile maksimum kasılma cevabı alındıktan uygulanan bupivakain düşük konsantrasyonlarda (10-8 – 10-6 M) kasılma cevaplarını anlamlı olarak azalttı, yüksek konsantrasyonlarda (10-5 – 10-4 M) ise kardiyak ven halkalarında kasılma gözlendi. 10-4 M bupivakain ilavesinden sonra oluşan maksimum kasılma 5-HT ile elde edilen maksimum kasılma cevabına benzerdi. Dokuların L-NAME (10-3 M) ile inkübasyonu bupivakainin düşük konsantrasyonlarında oluşan gevşeme cevaplarını inhibe etti; 10-5 ve 10-4 M bupivakain varlığında ise ven halkalarının kasılma cevapları kontrol 5-HT kasılmalarına göre anlamlı olarak yüksekti. İndometazinle (10-5 M) inkübe edilen dokularda 10-8 – 10-6 M aralığında verilen bupivakain, kontrol dokulardakine benzer şekilde, doza bağlı olarak artan gevşeme cevapları oluşturdu. Bupivakainin yüksek dozlarında gözlenen kasılma cevapları ise indometazin varlığında inhibe edildi. Endotelsiz ven halkalarında ise banyoya bupivakain ilavesi (10-8 – 10-6 M) 5-HT’ye bağlı maksimum kasılma cevaplarını değiştirmedi Sonuç: Bulgularımız; dana kardiyak veninde bupivakainin bazal tonusunu etkilemediğini, 5-HT ile önkasılma yapılan dokularda ise gevşeme ve kasılma tarzında bifazik cevap oluşturduğunu endotelden salıverilen NO’in bupivakainin gevşetici etkilerinde, sikloooksijenaz ürünlerinin ise kasıcı etkilerinde rol oynadığını göstermektedir.Öğe Dana Koroner Arterinde 5-HT, Karbakol, KCl ve CaCl_2 ile Oluşan Kasılmalar Üzerine Membranın Na Iyonuna Geçirgenliğini Değiştiren Maddelerin Etkisi(2000) Şahin, Ayşe Saide; Atalık, Kısmet Esra; Ulusoy, Hasan Basri; Doğan, NecdetAmaç: S.Ü.Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Araştırma Laboratuvarında yapılan bu in vitro çalışmada dana koroner arter düz kasında Serotonin (5-HT, 10sup-9/sup- 3x10sup-4/sup M), karbakol (10sup-9/sup-3x10sup-4/sup M), KCl (10sup-4/sup-10sup-1/sup M) ve CaClsub2/sub (10sup-4/sup-10sup-2/sup M, 100 mM KCl Casup/sup'suz solüsyonda) ile elde edilen kasılma cevapları üzerine uvabain, K'suz solüsyon, 25 mM Nasup/sup solüsyonu ve amiloridin etkileri araştırılmıştır. Materyel ve Metod: Dana koroner arter şeritleri, 37(C'de Krebs Henseleit solüsyonu içeren ve %95 O2-%5 COsub2/sub karışımı ile gazlandırılan 20 ml hacminde organ banyosu içine alındı. CaClsub2/sub, KCl, 5-HT veya karbakol ilavesiyle kontrol kümülatif konsantrasyon-cevap eğrileri saptandı. Kasıcı ajan olarak 5-HT ve karbakolun kullanıldığı dokularda ikinci konsantrasyon-cevap eğrileri ortama uvabain (10sup-5/sup M) veya amilorid (10sup-5/sup M) ilave edildikten ya da banyo içerisindeki besleyici solüsyon K'suz veya 25 mM Nasup/sup içeren solüsyonla değiştirildikten sonra tekrarlandı. İkinci doz cevap eğrileri KCl ile yapılan çalışmalarda uvabain (10sup-5/sup M), amilorid (10sup-5/sup M) veya 25 mM Nasup/sup içeren ortamlarda, CaClsub2/sub ile çalışılan dokularda ise, uvabain (10sup-5/sup M) veya amilorid (10sup-5/sup M) varlığında kaydedildi. Bulgular: Uvabainle (10sup-5/sup M) inkübe edilen dokularda bu ajanlara bağlı maksimum kasılma cevapları anlamlı olarak artmış, ayrıca karbakol, KCl ve CaClsub2/sub'ye karşı dokunun duyarlılığında artış olduğu saptanmıştır. K'suz solüsyonla inkübe edilen dokularda 5-HT ve karbakole ait pD2 değerleri ve karbakole bağlı maksimum kasılma cevabı değişmemiş ancak 5-HT ile elde edilen maksimum kasılma cevabı anlamlı olarak artmıştır. Dokuların 25 mM Nasup/sup içeren solüsyonla inkübe edilmesi, 5-HT ve KCl ile alınan maksimum kasılma cevaplarını değiştirmemiş, karbakol ile alınan maksimum kasılma cevaplarında ise anlamlı azalma olduğu saptanmıştır. Bu solüsyonla inkübasyon kullanılan kasıcı ajanlara karşı dokunun duyarlılığını değiştirmemiştir. Amilorid (10sup-5/sup M) ile inkübe edilen dokularda KCl ve CaClsub2/sub ile elde edilen maksimum kasılma cevapları ve pD2 değerleri değişmemiştir. 5-HT ve karbakole ait maksimum kasılma cevapları ve bu ajanlara karşı dokuların duyarlılığında ise azalma olduğu saptanmıştır. EGTA (0.1 mM) içeren Casup/sup'suz ortamda 5-HT ve karbakol kasılma cevapları oluşturmuş, dokuların uvabain ile inkübe edilmesi bu cevapları anlamlı olarak artırmış, amilorid ise etkilememiştir. Sonuç: Bu bulgular dana koroner arter düz kasında, 5-HT, karbakol, KCl veya CaClsub2/sub ile elde edilen kasılma cevaplarında Nasup/sup iyonuna bağımlı olarak hücre içine giren Casup/sup iyonlarının rol oynadığını ve membranda Nasup/sup geçirgenliğini değiştiren ajanların bu kasılma cevaplarını etkileyebileceğini göstermektedir.Öğe Dana Koroner Arterinde Serotonine Bağlı Kasılma Cevaplarında Verapamil ve Nitrendipinin İnhibitör Etkileri(2001) Şahin, Ayşe Saide; Doğan, NecdetAmaç: S.Ü. Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Araştırma Laboratuvarında yapılan bu in vitro çalışmada, dana koroner arter düz kasında verapamil ve nitrendipinin serotonin (5-HT)'e bağlı kasılma cevapları üzerine inhibitör etki güçleri karşılaştırılmış ve 5-HT ile bu iki antagonist arasındaki etkileşmenin tipi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Dana koroner arter şeritleri % 95 O2-%5 CO2 karışımı ile gazlandırılan, 37oC'de Krebs-Henseleit solüsyonu içeren 25 ml organ banyosu içine alındılar. Kümülatif tarzda uygulanan 5-HT (10-9-10-4 M) ile maksimum kasılmaya ulaşıldı ve verapamil (10-9-10-4 M) veya nitrendipin (10-9-10-4 M) uygulanarak gevşeme cevapları elde edildi. Çalışmanın diğer bölümünde, 5-HT ile kontrol kümülatif konsantrasyon-cevap eğrileri saptandı ve ortama verapamil (10-8 ve 10-6 M) yada nitrendipin (10-8 ve 10-6 M) ilave edilerek tekrar kümülatif tarzda 5-HT uygulandı. Çalışmanın son bölümünde, 5-HT ile kontrol konsantrasyon-cevap eğrileri alındıktan sonra dokular 0.1 mM EGTA içeren Ca' suz solüsyon ile dinlendirildi. Ortama Ca-antagonistlerinden biri (10-6 M) ve 5-HT (10-6 M) ilave edilerek kümülatif tarzda Ca (10-4-10-2 M) uygulandı. Bulgular: Çalışmada kullanılan Ca kanal blokörlerinin 5-HT cevaplarına karşı IC50, t1/2 ve % maksimum gevşetici etkileri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ortama verapamil veya nitrendipin ilavesi 5-HT'nin konsantrasyon-cevap eğrisini anlamlı olarak sağa kaydırmış ve 5-HT'ye bağlı maksimum kasılma cevaplarını da anlamlı olarak azaltmıştır. 5-HT, Ca'suz ortamda, ortama Ca ilavesiyle elde edilen maksimum cevabın %31.6 5.68'i oranında kasılma oluşturmuştur. Nitrendipin, Ca'suz ortamda Ca ile geri dönen 5-HT cevaplarını verapamile göre daha etkin bir şekilde inhibe etmiştir. Sonuç: Bulgular, dana koroner arter düz kasında 5-HT'e bağlı kasılmaların verapamil ve nitrendipin tarafından anlamlı olarak azaltıldığını, nitrendipinin hücre içine ekstraselüler Ca girişini verapamile göre daha etkin olarak inhibe ettiğini ve bu iki Ca antagonisti ile 5-HT arasındaki etkileşmenin nonkompetitif antagonizma tipine uyduğunu göstermektedir.Öğe Effect of Cooling on the Responses of Human Saphenous Vein to Fentanyl, Remifentanil and Sufentanil(Blackwell Publishing, 2006) Şahin, Ayşe Saide; Duman, Ateş; Günaydın, İshak Gürsel; Şahin, Tahir Kemal; Görmüş, Niyazi; Duman, İpekWe studied the vasodilatory effects of fentanyl, remifentanil and sufentanil on the human saphenous vein strips at 37, 32 and 28 degrees C. Fentanyl produced concentration-dependent relaxation of human saphenous vein strips precontracted with 5-hydroxytryptamine (5-HT) at every temperature studied. Compared with vein strips at 37 degrees C, relaxant responses to each one concentration of fentanyl were significantly reduced at 32 and 28 degrees C. Remifentanil relaxed vein strips in a concentration-dependent way and the relaxation for all concentrations were significantly greater at 32 and 28 degrees C compared with 37 degrees C. Sufentanil produced concentration-dependent relaxation in saphenous vein strips precontracted with 5-HT. These relaxant responses were similar at 32 degrees C compared with 37 degrees C. When bath temperature was lowered from 37 to 28 degrees C, the relaxant responses to sufentanil were significantly reduced. In summary, the present study suggests that cooling reduces the relaxation caused by fentanyl and sufentanil on human saphenous veins but augments the relaxation with remifentanil. The augmented vasodilatory effect of remifentanil with cooling may be useful on systemic vascular resistance and organ preservation under hypothermic conditions like cardiopulmonary bypass surgery.Öğe Levobupivakainin ve ropivakainin izole insan umblikal arter ve veni üzerine in vitro vazoaktif etkileri(AVES YAYINCILIK, 2011) Kılıçaslan, Alper; Duman, Ateş; Şahin, Ayşe SaideAmaç: Levobupivakain ve ropivakainin endotelli ve endotelsiz insan umblikal arteri ve umblikal veni üzerindeki in vitro vazoaktif etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Damar şeritleri, kasılma cevapları izometrik olarak poligrafa yazdırılmak üzere 37°C’de oksijen içinde %5 CO2 karışımı ile sürekli olarak gazlandırılan organ banyosu içine yerleştirildi. Endotelin etkisini değerlendirmek amacıyla dokuların bir bölümünün endotelleri mekanik olarak sıyrıldı. Seratonin (10-6 M 5-HT, n=7) ile önceden kasılma sağlandı. Maksimum kasılma cevapları elde edildikten sonra dokular yıkanarak dinlendirildi. Kümülatif tarzda levobupivakain (10-9-10-4 M; n=7) ve ropivakain (10-9-10-4 M; n=7) ilave edilerek konsantrasyon-cevap eğrileri elde edildi. Kasılma cevapları 5-HT ile alınan maksimum kasılma cevabının yüzdesi (%) şeklinde değerlendirildi. Bulgular: Levobupivakain ve ropivakainin umblikal arter ve ven düz kasında konsantrasyon bağımlı kontraksiyon meydana getirdikleri gözlemlendi. Levobupivakain ile maksimum kasılma (Emax) cevapları hem umblikal arter (79.2±2.5) hemde umblikal vende (71.1±2.6) ropivakaine göre (68.4±2 ve 36.2±2.8) anlamlı olarak daha yüksekti. Ajanların Emax cevapları umblikal vene göre umblikal arterde anlamlı olarak daha yüksekti . Endotelli ve endotelsiz dokular arasındaki kasılma cevaplarında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmedi. Sonuç: Yüksek doz levobupivakain ve ropivakain, umblikal damarlarda gelişebilecek kontraksiyona bağlı olarak fetal kan akımını azaltabileceği sonucuna varılabilir.Öğe Tavşanda vaz deferens ve aortada Fluparoksan`ın pre ve postsinaptik alfa-adrenerjik reseptör bloke edici etkisi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1994) Şahin, Ayşe Saide; Doğan, NecdetYeni bir o^-adrenerjik reseptör blokörü olan fluparoksanın pre- ve postsinaptik oc2-adrenerjik reseptörlerdeki etkinliğinin araştırılması amacı ile yapılan bu in vitro çalışmada, tavşan vaz deferensi ve tavşan aortası üzerinde çalışılmış ve fluparoksanın etkinliği, bilinen bir o^-adrenerjik reseptör antagonist* olan yohimbinle karşılaştınlmıştır. Çalışmada a2-adrenerjik reseptör agonistleri olarak da kionidin ve B-HT 933 kullanılmıştır. Preparatlar temparatürü 37 °C'de sabit tutulan, % 95 02 - % 5 C02 kanşımı ile gazlandmlan ve Krebs-Henseleit solüsyonu içeren 25 ml'lik organ banyosuna alınmıştır. Tavşan vaz deferensinin prostatik yanlan supramaksimal voltaj, 0.1 Hz ve 1 ms şartlannda uyanlarak kasılma cevaplan elde edilmiş ve bu cevaplann agonistlerle inhibisyonunda antagonist ilaçlann etkinlikleri karşılaştınlmlştu". Aortada ise benzer şekilde, agonistlerle elde edilen kasılma cevaplannın antagonist ilaçlarla inhibisyonu araştınlmıştır. Tavşan vaz deferensinde elektriksel stimülasyonla elde edilen kasılma cevaplan, kionidin ve B-HT 933 ile doza bağımlı olarak inhibe edilmiş, ortama iki farklı konsantrasyonda uygulanan yohimbin ve fluparoksan, bu agonistlerle elde edilen konsantrasyon-cevap eğrilerini anlamlı olarak, paralel bir şekilde ve maksimum cevabı etkilemeden sağa kaydırmışlardır. Elde edilen pA2 değerleri mukayese edildiğinde, kionidin ve B-HT 933'e karşı yohimbinle elde edilen pA2 değerlerinin (8.000 ± 0.112 ; 7.912 ± 0.160), fluparoksanla elde edilen değerlerden (7.423 ± 0.152 ; 7.049 ± 0.108) anlamlı olarak büyük olduğu görülmüştür. Tavşan aortasında kümülatif tarzda ilave edilen kionidin, konsantrasyona bağımlı bir şekilde kasılma oluşturmuş ve iki farklı 27 konsantrasyonda uygulanan yohimbin ve fluparoksan, klonidin kontrol konsantrasyon-cevap eğrisini anlamlı olarak, paralel bir şekilde sağa kaydırmış ve maksimum kasılma cevabı değişmemiştir. Yohimbin, klonidine bağlı kasılma cevaplarını inhibe etmede, fluparoksana göre oldukça etkin bulunmuştur. Sonuç olarak, tavşan vaz deferens ve aorta preparatında yohimbin ve fluparoksan için bulunan pA2 değerleri karşılaştırıldığında, her iki dokuda da, yohimbinin fluparoksana göre daha potent olduğu saptanmıştır. Çalışmada ayrıca B-HT 933'ün İntrinsik aktivitesinin klonidine göre anlamlı olarak düşük olduğu görülmüştür.