Yazar "Bozkurt, Hazan Tomar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Are cardiovascular disease risk factors affected by antipsychotics in patients with schizophrenia? What QRISK-3 points?(ELSEVIER FRANCE-EDITIONS SCIENTIFIQUES MEDICALES ELSEVIER, 2019) Aydın, Memduha; Altınbaş, Kürşat; Bozkurt, Hazan Tomar[Abstract not Available]Öğe Bariatrik Cerrahi Adayı Hastaların Psikiyatrik Açıdan Değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019 Eylül) Aydın, Memduha; Bozkurt, Hazan Tomar; Çalışır, Akın; Yılmaz, HüseyinAmaç: Obezite dünyanın her yerinde yaygın olarak rastlanan, mortalite ve morbiditeyi arttıran ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Bariatrik cerrahi ise son on yıl içerisinde giderek popüler hale gelen ve daha çok tercih edilmeye başlanan bir obezite tedavi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı bariatrik cerrahi adayı olan obezite hastalarının psikiyatrik görüşme yapılarak ve psikometrik testler kullanılarak değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Bariatrik cerrahinin psikiyatrik uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla tarafımıza danışılan 48 obezite hastası çalışmaya dahil edildi. Araştırmaya dahil edilen hastalara sosyodemografik veri formu, Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ), Başa Çıkma Tutumları Değerlendirme Ölçeği (COPE), Hollanda Yeme Tutumu Anketi (DEBQ) ve Barratt Dürtüsellik Ölçeği-11 Kısa Formu (BIS-11) uygulandı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların 32’si (%66.7) kadın ve 16’sı (%33.3) erkeklerden oluşmaktadır. Bariatrik cerrahi adayı hastaların vücut kitle indeksi (VKİ) ortalaması 45.23±8.97 olarak bulundu, cinsiyetler arası VKİ ortalamalarında fark saptanmadı. BDÖ puanlarında cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı, BAÖ puanları kadınlarda yüksek bulundu. COPE fonksiyonel olmayan başa çıkma alt grup puan ortalamalarının kadınlarda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı. DEBQ, RBSÖ-benlik saygısı alt ölçek ve BIS-11 değerlendirmelerinde cinsiyetler arasında anlamlı fark saptanmadı. Hastalar obezite ve morbid obezite olmak üzere iki gruba ayrılıp BDÖ ve BAÖ puan ortalamaları karşılaştırıldığında obezite grubunda her iki ölçek puanlarının morbid obezite grubundan yüksek olduğu saptandı. Sonuç: Obezite ruhsal bileşenlerin olduğu multisistem bir bozukluktur. Obezitenin ruhsal bileşenlerini ve bunların cinsiyetler arası farklılıklarını dikkate almak hastanın gerek cerrahi gerekse cerrahi dışı yöntemlerle tedaviye uyumunu kolaylaştırmada ve yinelemelerin önlenmesinde önemli bir basamak olarak değerlendirilmelidir.Öğe Bariatrik cerrahinin obez hastalarda benlik saygıları ve cinsel yaşamları üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2020) Bozkurt, Hazan Tomar; Aydın, MemduhaAmaç: Bu çalışmanın amacı; bariatrik cerrahi adayı obez hastaların, cerrahi öncesi benlik saygısı, cinsel yaşam ve diğer psikopatolojiler açısından değerlendirilmesi, bunların sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması ve cerrahi sonrası 1., 3. ve 6. aylardaki değişikliklerinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Bariatrik cerrahinin psikiyatrik uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla tarafımıza danışılan 44 obezite hastası ve 45 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edildi. Araştırmaya dahil edilen hastalara sosyodemografik veri formu, Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ), Başa Çıkma Tutumları Değerlendirme Ölçeği (COPE), Hollanda Yeme Tutumu Anketi (DEBQ), Barratt Dürtüsellik Ölçeği-11 Kısa Formu (BIS-11, Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu (SF-36), Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ) ve Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği (ACYÖ) uygulandı. Cerrahi sonrası izlemde, obezite hastalarına BDÖ, BAÖ, RBSÖ, DEBQ, SF-36, GRCDÖ ve ACYÖ uygulandı. Bulgular: BDÖ, BAÖ, RBSÖ, DEBQ, BIS-11, GRCDÖ ve ACYÖ puanları hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu. COPE sorun odaklı başa çıkma tutumu alt boyut ve SF-36 puanları hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulundu. Hasta grubunun cerrahi sonrası izlemlerinde, BDÖ, BAÖ, RBSÖ, GRCDÖ, ACYÖ puanlarında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma ve SF-36 puanlarında ise istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artış saptandı. Sonuç: Obezite ruhsal bileşenlerin olduğu multisistem bir bozukluktur. Obezitesi olan bireylerde kilo verme duygudurum, benlik saygısı, yaşam kalitesi ve cinsel yaşam gibi birbiriyle yakından ilişkili parametrelerde iyileşme sağlayarak ruhsal durumu olumlu yönde etkilemektedir. Bu nedenle, bariatrik cerrahi adayı bireylerin tedavinin hem öncesinde hem de sonrasında yapılan takiplerde ruhsal durumlarının değerlendirilmesi oldukça önemlidir.Öğe Comparison of inflammatory markers between patients with the first episode psychosis and bipolar mania(ELSEVIER FRANCE-EDITIONS SCIENTIFIQUES MEDICALES ELSEVIER, 2018) Tekdemir, Rukiye; Bozkurt, Hazan Tomar; İmre, Okan; Erbasan, Vefa; Aydın, Memduha; Altınbaş, Kürşat[Abstract not Available]Öğe Is metabolic profile of the patients with first episode mania and psychotic disorder different?(ELSEVIER FRANCE-EDITIONS SCIENTIFIQUES MEDICALES ELSEVIER, 2018) Bozkurt, Hazan Tomar; Tekdemir, Rukiye; Erbasan, Vefa; İmre, Okan; Aydın, Memduha; Altınbaş, Kürşat[Abstract not Available]Öğe Lityuma tedavi yanıtının klinik, biyolojik ve genetik yordayıcıları(2018) Bozkurt, Hazan Tomar; Erbasan, Vefa; Eğilmez, Ümran; Şen, Barış; Aydın, Memduha; Altınbaş, KürşatLityum, 1800’lü yılların basında İsveçli Arfvedson tarafından kesfedilmisve 1950’li yıllarda psikiyatrialanında kullanılmaya başlanmıştır. Yetişkinlerde bipolar tedavisinde ilk sırada gelen bir duygudurumdüzenleyici ve altın standart bir tedavi ajanıdır. Ancak, klinik uygulamada bireyler arasındalityum tedavisine yanıt oranları hastaların farklı özellikleri nedeniyle oldukça değişken olup, hangihastanın lityuma iyi yanıt vereceğini öngörmek çoğunlukla zordur. Lityum tedavi yanıtını öngörmedeklinisyenler öncelikle klinik bir fenotipi tanımaya odaklanmış gibi durmaktadır. Bu yazıda lityumtedavi yanıtının yordayıcıları ile ilgili araştırmalar gözden geçirilerek; klinik, biyokimyasal, nörogörüntülemeve genetik yordayıcılar olmak üzere dört başlık altında elealınmıştır.