Yazar "Can, Aytekin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir okulöncesi televizyon programında hedef tespiti ve süreçler "Susam Sokağı örneği"(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2000) Can, AytekinBu çalışmada okulöncesi televizyon yapımında hedef tespiti ve başarılı bir okul öncesi programındaki süreçler İncelenmektedir. Örnek program olarak yayınlandığı günden heri birçok olumlu ve olumsuz eleştiriler alan "Susam Sokağı”programı ele alınmıştır. Ülkemizde ve dünyanın değişik 60 ülkesinde yayınlanan Susam Sokağı Programı üzerine birçok etkililik araştırması yapılmıştır. Program dünya çapında büyük bir ticari basan elde etmiştir, ilk araştırmalar program için olumluydu. Ancak daha sonra bağımsız araştırmacılarla yapılan Susam Sokağı ile ilgili bulgular programın etkililiği hakkında derin şüpheler uyandırmıştır.Öğe Dizi Anlatısında Yeni Üslup Arayışları: Fi’de Bireycilik Görünümleri(Selçuk Üniversitesi, 2021) Özkent, Yasemin; Can, AytekinToplumsal değişimi anlama söz konusu olduğunda, kültüre ait verileri barındırması ve toplumu yansıtması bakımından diziler önemli bir konumdadır. Televizyon dizilerinde modernlik, eski/yeni, geleneksel/modern gibi çatışmaları iç içe barındıran bakışla yansıtılırken, yeni medya platformlarının ortaya çıkışıyla dizi anlatılarında yeni üslup arayışlarına gidildiği göze çarpmaktadır. Bu yenilikten yola çıkan çalışmada, bireycilik olgusunun günümüzde nasıl görünümlerde sunulduğu araştırılacaktır. Türkiye’de yeni medya platformları için üretilen ilk içeriklerden olan Fi dizisi örneklem olarak seçilmiştir. Son dönemlerde dijital platformların kültürel anlamların dolaşımında önemli bir mecra olarak konumlanması, örneklemin seçilmesinde etkili olmuştur. Bu doğrultuda çalışmada bireyciliğin karakter betimlemelerine nasıl yansıtıldığı, bireycileşmiş kültürde yaşayan insanların duygusal durumları, bireyciliğin kutsanışı, ben-biz çatışması, bencillik, benliğin yeniden keşfi, gibi konular değerlendirilmiştir. Dizi, Geert Hofstede’nin kültürel boyutları aracılığıyla betimsel analize tabi tutulmuştur. Hofstede’nin kolektivizm-bireycilik sınıflandırması, çalışmanın savının güçlenmesinde etkili olmuştur. Sonuç olarak Fi’de neredeyse tüm karakterlerin bireycilik yaklaşımının altını çizen görünümlerde sunulduğu bulgulanmıştır.Öğe “Gölgesizler” filmi ve edebiyat sinema ilişkisi üzerine(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2010) Can, Aytekin; Uğurlu, FarukSinema çağdaş yaşamda önemi yadsınamayan bir sanat dalıdır. 20. yüzyılın hemen başında gelişmeye başlayan sinema, kendine özgü yapısının oluşturduğu yeni yeni çeşitliliklerle kitlelerin görsel işitsel duyularına yönelir. Sinema tarihi, sinemaya uyarlanmış birçok edebiyat yapıtıyla doludur. Bir edebiyat uyarlaması söz konusu olduğunda, yazar her ne kadar filmin çekim ekibi ile birlikte çalışsa da izlediği filmin artık kitapla bağları farklı bir boyuttadır. Yeni bir eser ortaya çıkmıştır. Edebiyat uyarlamalarının tamamında edebi dil yerini sinematografik bir dile bırakmıştır. Bu çalışmada edebiyat sinema ilişkisi Gölgesizler filmi özelinde incelenmiştir.Öğe Kamu ve Özel Televi?zyonlarda Haberci?li?k Anlayışı "Trt ve I?nter-Star Üzeri?ne Bi?r Çalışma"(Selçuk Üniversitesi, 2000) Kazaz, Mete; Can, Aytekin; Fidan, Mehmetİletişim araçlarından basın, radyo ve televizyon dışında kullanımımız içinde olan afiş, pul, broşür, müzik kaseti gibi yaygın olarak yaşamımızda yer alan iletişim araçlarının da bir boyutuyla "haber" kavramını içermektedir. İlk çağdan itibaren duvarlarına çizilen resimlerden başlayarak insanın bilgilenme gereksinimi hep var olmuştur. Olaya bilgilenme, dolayısıyla haber olgusu açısından baktığımızda, çağımızda iletişim araçlarının gelişimiyle haber kaynaklarının salt radyo, televizyon ve basınla sınırlanamayacağı; sokaktaki bir afişten, ilgilisi için bir pulla, yeni bir müzik kasetinden, broşsuz kadar "haber" öğesi içerdiğini görmekteyiz. Bu anlamla haber, salt bilgilenme yada enformasyon değil, aynı zamanda öğrenme süreci olarak da karşımıza çıkmaktadır.Öğe Kim Ki-Duk’un Bin Jip (Boş Ev)Filminin Göstergebilimsel Çözümlemesi(Selçuk Üniversitesi, 2021) Can, Aytekin; Çilingir, AyşegülKim Ki-duk, Güney Kore sinemasının önemli yönetmenlerinden biridir. Kim Ki-duk, filmlerinde genellikle erkek karakterler üzerinden kadına yönelik şiddeti ele alarak, sistemsel bir eleştiri sunmaktadır. Bu eleştiri erkeğe toplum tarafından verilen erk alanını tanımlarken bu öğeler göstergelerle ele almaktadır. Kim Ki-duk Bin Jip (Boş Ev) filmini 2004 yılında yönetmiştir. Kim Kiduk’un filmlerin genelinde bulunan şiddet öğesi bu filmde de intikamla birleştirilmektedir. Filmde, boş evlerde kendi evi gibi yaşayan evsiz bir adamın, bu evlerden birinde yaşayan mutsuz bir kadınla tanışması ve sessiz ama etkili bir aşk hikayesi anlatılmaktadır. Filmin genelinde Kim Ki-duk’un, Kore toplumundaki kadın- erkek ilişkilerine, aile kavramına özgü eleştiriler göze çarpmaktadır. Filmin genelinde evsiz adam hiç konuşmamaktadır. Bu durum topluma bir tepki olarak anlamlandırılabilir. Film içerisinde aidiyet kavramı da ana karakter üzerinden sorgulanmaktadır. Çalışmada göstergebilimsel çözümleme yöntemi kullanılmıştır. Göstergebilim, yapısalcı dil çalışmalarının temellendirdiği, göstergelerin anlamlandırılmasını amaçlayan sosyal bilimler alanında kullanılan bir yöntemdir. Sinema alanında yapılan çalışmalarda bu yöntemle, görüntülerde yer alan göstergelerin tanımlanması ve çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada bu yöntemin seçilmesinin nedeni; Kim Ki-duk’un sinemasını şekillendirirken yoğun semboller kullanması ve göstergelerle düşüncelerini anlamlandırma yolunu seçmesidir. Bu şekilde bir anlatı yapısı yönetmen/ yazar kadar seyircinin de seyirlik eyleminden anlamlandırma aşamasına geçmesine olanak sağlamaktadır. Filmin İngilizce adı 3-Iron aslında bir golf sopasının numarasıdır. Ve bu golf sopası film boyunca bir intikam nesnesi olarak kullanılmaktadır.Öğe Kısa Fi?lmde Ri?tm(Selçuk Üniversitesi, 2008) Esen, Halim; Can, AytekinUzun metrajlı filmde olduğu gibi ritm, kısa metrajlı filmde de filmin vazgeçilmez unsurudur. Filme gerçek anlamından başka yeni bir anlam daha katmaktadır. Kısa filmdeki ritmler göz önüne alındığında onu etkileyen faktörleri de düşünmek gerekir. Işık, ses, kamera hareketleri, müzik, kurgu, objektif ve geçişler bir ritm yaratmakta kullanılabilir. Ancak bunlar ayrı ayrı değil, bütün halinde ritmi etkilemektedir. Kısa film için tek başlarına hiçbir anlamları yoktur. Bu çalışmada kısa filmde ritmin önemi, ve ritmi etkileyen unsurlar ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir.Öğe Televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri; örnek program: Reality Show'lar(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2000) Can, AytekinBu çalışmada görsel ve işitsel etkinliği nedeniyle çok sayıda kişiye ulaşan en güçlü kitle iletişim aracı olan televizyonun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri üzerinde durulmuştur. Televizyonda şiddet konusu ele alınmıştır. Şiddetin en yoğun biçimde işlendiği Reality Showlar örnek olarak verilmiştir. Ülkemizde özel televizyonların yaygınlaşmasıyla birlikte Reality Show türü programlar çoğalmıştır. Bu çalışmada bu tür programların çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri incelenmiştir.Öğe Türk belgesel filmciliği örnek belgesel film: Türkiye'nin ilk Türk stüdyo fotoğrafçısı "Foto Hasan Behçet"(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2003) Can, Aytekin; Fidan, Mehmet; Karaçor, Süleyman; Aslan, İmranOsmanlı toplumunda fotoğrafçılık ve fotoğraf çekmek ayıp ve günahtı. Bu yüzden fotoğrafçılık işiyle gayri müslimler ilgileniyordu Haşan Behçet Ermeni fotoğraf ustası Solakyan Efendi'nin yanında fotoğrafçılığa başladı ve daha sonra fotoğrafhanesini devraldı. Foto Haşan Behçet, bu işle uğraşan ilk Türk olmuş ve adını Türk fotoğrafçılık tarihine yazdırmıştır. Bu çalışma öncelikle Türkiye'de belgesel filmciliğin tarihini incelemektedir. Araştırmanın uygulamalı bölümünü Foto Haşan Behçet stüdyosunun tarihçesi ve "Foto Haşan Behçet" belgeseli senaryo metni oluşturmaktadır.Öğe “Underground” filmler ve Andy Warhol sineması(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2008) Can, Aytekin; Aytaş, MuratII. Dünya Savaşı sonrası esen radikal rüzgarlar Amerikan toplumunda bir özgürlük isteği ve beklentisi oluşturmuştur. Vietnam savaşı ve "Amerikan Rüyası" sloganıyla yola çıkılan zenginlik hayallerinin boşa çıkması, toplumsal bir huzursuzluğa sebebiyet vermiştir. Bu yıllarda tartışılmayan konular tartışılmış, egemen söyleme karşı güçlü bir eleştiri geliştirilmiştir. Bu toplumsal değişimin sinemaya yansıması sonucunda oluşan “Underground” sinema, bireyselliği, görselliği ve yeni bir estetik anlayışı öne çıkaran bir tavırla inşa edilmiştir. 1960’lı yılların ortalarında yaptığı deneysel filmlerle, bu anlayışı kendi yaşam tarzına dönüştüren Andy Warhol bu akımın öncüsü olarak “Underground” sinemayı geniş kitlelere duyurmuştur. Bu çalışmada, geleneksel ve ticari sinemaya karşı, bireyselliği savunan “Underground” sinema ve yaptığı bağımsız filmlerle bu sinemanın önde gelen temsilcilerinden olan Andy Warhol’un sinema anlayışı incelenecektir.