Yazar "Dikmen, Hacer Alan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The attitudes of refugee women in Turkey towards family planning(WILEY, 2019) Dikmen, Hacer Alan; Cankaya, Seyhan; Yilmaz, Sema DereliObjectives: This study was conducted to determine refugee women's attitudes towards family planning and related factors. Design and Sample: Designed in descriptive and cross-sectional type, the study involved 555 voluntary Syrian refugee women in Turkey. Measures: A questionnaire and the Family Planning Attitude Scale (FPAS) were used. Independent Sample T test, ANOVA test, and Pearson's correlation analysis were used for data analysis. Results: A significant association was found between the average FPAS scores with educational status, income level, social security, use of FP methods, spousal support for FP, and training for FP in Syria. Conclusions: It was determined that the attitudes of women towards family planning were at the medium level, nearly half of them used a kind of family planning and received its training, and that their attitudes towards family planning were affected by their and their husband's educational level, their income level, the availability of social security, the type of family planning, the utilization of family planning, and spousal support. Based on our study findings, refugee women and their partners/husbands should be informed on FP and their attitudes towards and the barriers against FP should be investigated by further studies.Öğe Gebelerde Eş Desteğinin Annelik Rolü, Beden Algısı ve Distres Düzeyi ile İlişkisi: Tanımlayıcı Bir Çalışma(Selçuk Üniversitesi, 2023 Eylül) Doğrul, Ebru; Dikmen, Hacer AlanAmaç: Bu araştırma, gebelerde eş desteğinin annelik algısı, beden algısı ve distres düzeyi ile ilişkisinin incelenmesi amacıyla yapıldı. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı türdedir. Veriler, bir kadın doğum hastanesinin NST polikliniğine başvuran 361 gebe ile kişisel bilgi formu, Eş Destek Ölçeği (EDÖ), Tilburg Gebelikte Distres Ölçeği (TGDÖ) ve Gebelerin Kendini Algılama Ölçeği (GKAÖ) aracılığıyla toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerle birlikte, Pearson korelasyon analizi ve doğrusal regresyon kullanıldı. Bulgular: Gebelerin yaş ortalaması 27,04±5,04 yıl, gebelik haftası ortalaması 30,14±6,78 haftadır. Gebelerin eş destek düzeyi ile annelik algısı düzeyi arasında pozitif yönde ve güçlü bir ilişki olduğu (p<0,001), eş destek düzeyi ile olumsuz beden algısı ve distres düzeyi arasında negatif yönde ve orta düzeyde bir ilişki olduğu (p<0,001) belirlendi. Sonuç: Gebelerin eş desteği arttıkça olumsuz beden algısı ve distres düzeyi düşerken, annelik algısı yükselmektedir. Ebe ve hemşireler gebe izlemlerinde eşlerin anne adaylarına destek düzeylerini belirlemeli, anne ve baba adaylarına, eş desteğinin önemini ve annelik algısı ile olumsuz beden algısı ve gebelikte distrese yönelik ilişkisini açıklamalıdır.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rolleri ile Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Tutumlarının İncelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019 Mart) Dikmen, Hacer Alan; Marakoğlu, KamileAmaç: Çalışmamızın amacı, hemşirelik bölümü öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rolleri ile kadına yönelik şiddete ilişkin tutumlarını incelemektir. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı türde olan çalışma, hemşirelik bölümünde toplam 618 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veriler Şubat-Mayıs 2018 tarihleri arasında veri toplama formu, Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Tutum Ölçeği (ŞİTÖ) ve Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum Ölçeği (TCRTÖ) ile toplanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin yaş ortancası 20 (min-max= 17-36), TCRTÖ puan ortancası 150 (min-max= 61-190), ŞİTÖ puan ortancası 33.5 (minmax= 19-93)’dir. Öğrencilerin %51.8’i hayatlarında en az bir defa kadına yönelik şiddete tanık olmuş, %21.4’ü ise şiddete maruz kalmıştır. Öğrencilerin %6.5’i ders içeriği olarak kadına yönelik şiddet hakkında eğitim aldığını belirtirken, %80.3’ü ders müfredatlarına kadına yönelik şiddet dersinin eklenmesini istemektedir. Cinsiyet, yaşanılan yer, aile tipi, şiddete tanık olma ve şiddet eğitimi alma değişkenleri ile ŞİTÖ puan ortancası arasında (p<0.05), cinsiyet ile de TCRTÖ puan ortancası arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.05). Öğrencilerin TCRTÖ ve ŞİTÖ puan ortancaları arasında orta düzeyde güçlü (rs= -0.68), anlamlı ve negatif yönlü bir korelasyon saptanmıştır (p<0.05). Sonuç: Çalışma bulgularımıza göre öğrencilerin toplumsal cinsiyete yönelik tutumları eşitlikçi düzeye yaklaştıkça kadına yönelik şiddete karşı tutumları daha olumsuz olmaktadır. Kadına yönelik şiddet eğitiminin hemşirelere üniversite eğitimleri sırasında verilmesi ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin eğitim programlarının yapılması önerilebilir.Öğe Investigation of social support perceptions and hopelessness levels of refugee women in Turkey(SAGE Publications Ltd, 2018) Çankaya, Seyhan; Dikmen, Hacer Alan; Yılmaz, Sema DereliThis study aimed to investigate the perceived social support and hopelessness levels experienced by 416 Syrian refugee women coming to Konya city since 2011 and compare refugee women’s perceived social support and hopelessness levels with the duration of stay in a new country. The Multidimensional Scale of Perceived Social Support and the Beck Hopelessness Scale were used to collect the data. The mean scores of the scales were determined as 31.9 ± 11.5 and 9.1 ± 4.3, respectively. Refugee women or their husbands/partners with high school or higher education who had a profession and higher family income, those with many children, and those having social security and coming from extended families were found to have lower hopelessness and higher perceived social support levels. As the perceived social support level increased, the hopelessness level experienced by refugee women was observed to decrease. Refugee women having to live in another country for long periods were concluded to have higher hopelessness and lower social support levels due to factors such as lower educational status, unemployment, lack of social security, lower economic status, loneliness, not belonging to a nuclear family, and having no higher living standards. © The Author(s) 2018.Öğe Maternal obezitenin prenatal bağlanma üzerine etkisi(2018) Dikmen, Hacer Alan; Çankaya, SeyhanAmaç: Maternal obezite önemli bir halk sağlığı problemidir ve üreme dönemindeki kadın yaş grubunda sıklıkla görülmektedir. Bu çalışmada maternal obezitenin prenatal bağlanma üzerine etkisi araştırılmıştır.Gereç ve yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki çalışmaya son trimestırda olan 400 gebe kadın alınmıştır. Veriler Konya'da bir kadın-doğum ve çocuk hastanesine başvuran gebelerden 14 Kasım 2016 ile 23 Ocak 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak gebelerin sosyo-demografik ve obstetrik özelliklerini içeren anket formu ve Prenatal Bağlanma Envanteri kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerde ortalama, standart sapma, yüzde, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (independent sample t test) kullanılmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılan gebelerin yaş ortalaması 28,416,23'dür. Gebelerin %63,3'ünün eğitim durumu ilkokul ve altıdır, %83'ü çalışmamaktadır ve %76'sı gebeliği istemiştir. Gebelerin Beden Kitle İndeks ortalaması 28,143,63, Prenatal Bağlanma Envanteri puan ortalaması ise 61,240,49'dur. Obez gebelerin Prenatal Bağlanma Envanteri puan ortalaması, normal ve pre-obez gebelere göre anlamlı düzeyde olacak şekilde daha düşük bulunmuştur (p0,001).Sonuç: Maternal obezite prenatal bağlanma için bir risk faktörüdür ve prenatal bağlanma düzeyini düşürmektedir. Doğum öncesi dönemde ebe ve hemşireler; bakım verdikleri gebelerde maternal obezite konusunda dikkatli olmalı, risk faktörlerinin erken dönemde tespit ederek gerekli beslenme eğitimi vermeli ve gerekirse onları bir uzmana yönlendirmelidirler.Öğe Üniversitedeki kadın öğrencilerde yaşanan flört şiddeti ile anksiyete ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişki(2018) Dikmen, Hacer Alan; Özaydın, Tuba; Dereli, Sema YılmazAmaç: Bu çalışma, üniversitede öğrenim gören kadın öğrencilerin flört şiddetine maruz kalma durumları ile anksiyete ve umutsuzluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi saptamayı amaçlamaktadır.Gereç ve Yöntemler: Çalışma tanımlayıcı ve kesitsel tiptedir. Veriler, Aralık 2013 ile Mayıs 2014 tarihleri arasında çalışmaya katılmayı kabul eden ve romantik bir ilişkisi olan 500 kadın üniversite öğrencisinden öz bildirime dayalı olarak toplanmıştır. Verilerin toplanmasında öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri ile şiddete maruz kalma durumlarını değerlendiren anket formu ile Beck Anksiyete ve Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde; sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Araştırma öncesinde tüm yerel ve etik izinler alınmıştır.Bulgular: Çalışmaya katılan kadın öğrencilerin yaş ortalaması 21,051,81, partnerlerinin yaş ortalaması ise 22,992,91'dir. Partneri tarafından kadın öğrencilerin %88'i duygusal, %22,2'si sözel, %21,4'ü ekonomik, %16,4'ü fiziksel, %7,2'si cinsel şiddete maruz kalmıştır. Öğrencilerin anksiyete düzeyleri ile duygusal, sözel, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalma durumları arasında anlamlı bir ilişki varken (p0,05), umutsuzluk düzeyleri ile sözel, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddete maruz kalma durumları arasında da anlamlı bir ilişki vardır (p0,05).Sonuç: Kadın öğrenciler arasında tüm şiddet çeşitleri görülme oranları yüksektir ve bu durum öğrencilerin anksiyete düzeylerini yükseltmektedir. Şiddete rağmen, öğrencilerin umutsuzluk düzeyleri ise düşüktür. Bu durum, bekâr gençlerde şiddet olaylarının umutsuzluk düzeylerini çok fazla etkilemediğini düşündürmektedir.