Yazar "Doğan, Müge" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Impact of Deformed Wing Virus Master Variants (DWV-A, DWV-B, and DWV-C) in Managed Honey Bee Colonies of Türkiye(Selçuk Üniversitesi, 2023) Öz, Mustafa Emin; Avcı, Oğuzhan; Doğan, MügeAmaç: Bu çalışmada, Türkiye’nin İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinde yer alan bal arısı kovanlarında deforme kanat virüsü (DWV) ana varyantlarının belirlenmesi amaçlandı. Ayrıca arı kovanlarında sirküle olan DWV genotiplerinin bal arısı kovanlarında gözlenen klinik belirtilerle ilişkisi araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma için Aksaray, Isparta, Karaman, Konya ve Niğde illerinden 2019 yılı ilkbahar-yaz ve sonbahar sezonlarında aynı 25 kovandan yetişkin bal arıları toplandı. DWV'ye özgü nükleik asit ve DWV genotipleri, sırasıyla DWV gerçek zamanlı RT-PCR tahlili ve ABC tahlili ile tespit edildi. Bulgular: DWV enfeksiyonu örnekleme yapılan her mevsimde tespit edildi. Örneklenen bir çok kolonide klinik bulgu görülmezken, bazı arılıklarda kanatlarda şekil bozukluğu, titreme, felç, karında şişlik, verim kaybı ve ölü arılar gözlemlendi. Erişkin bal arılarında DWV-A, DWV-B ve DWV-C yaygınlıkları sırasıyla %62, %82 ve %24 idi. Arı kovanlarında tespit edilen baskın genotip, DWV-B ana varyantıydı (%98). Ayrıca DWV-A ana varyantının virüs yükü, kışlama kayıpları görülen bal arısı kovanlarının tamamında yüksekti. Öneri: Bu çalışmada, Türkiye’de sirküle olan DWV ana varyantlarının mevcut durumu ve bal arısı kolonileri üzerindeki etkileri ile ilgili veriler ilk kez rapor edildi. Böylece Türkiye arı kovanlarında yılın her mevsiminde değişen oranlarda verim kayıplarına neden olan DWV’nin dikkatle izlenmesi gerektiği önerilmektedir.Öğe Mikrosatellit lokuslarının tavuk ve güvercinlerde karşılaştırmalı analizi(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2015) Kurar, Ercan; Öz, Gülseren Yıldız; Çakır, Sema; Kurhan, İsmail; Doğan, Müge; Şahin, Elif; Nizamlıoğlu, MehmetAmaç: Bu çalışmanın amacı, tavuk mikrosatellit markörlerinin güvercin (Columba livia) genetik çalışmaları için kullanılabilirliğinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Toplam 100 adet tavuk mikrosatellit markörü tavuk bağlantı haritalarından seçildi. Güvercin ve pozitif kontrol olarak tavuk DNA’sı kullanılarak polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile spesifik genom bölgeleri çoğaltıldı. PZR ürünleri kapiller elektroforez ile ayrıştırıldı ve allel genotipleri tespit edildi. Pilot bir çalışma ile 24 adet pozitif mikrosatellitin genel populasyon parametrelerinden allel sayısı (Na), gözlenen (Ho) ve beklenen (He) heterezigotluk ile HardyWeinberg Dengesi’nden (HWE) sapma değerleri güvercin populasyonunda değerlendirildi. Bulgular: Toplam 48 mikrosatellit lokusu güvercin DNA’sında (%48) PZR ile yükseltgenmiştir. Pilot çalışma kapsamında 24 lokusun ortalama allel sayısı 2.5 olup allel sayısı 1-5 arasında değişmektedir. Toplam 60 farklı allel tespit edilmiştir. Ho ve He değerleri sırasıyla 0.000-1.000 ve 0.000-0.698 arasında değişmektedir. Öneri: Genel olarak gözlenen allel sayısı ve polimorfizm değerleri düşük olmasına rağmen, tavuk mikrosatellit lokuslarının güvercin genetik çalışmalarında kullanılabileceği kanaatine varılmıştır.Öğe Phylogenetic relationships of native Turkish cattle breeds using microsatellite markers(SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY-TUBITAK, 2019) Özşensoy, Yusuf; Kurar, Ercan; Doğan, Müge; Bulut, Zafer; Nizamlıoğlu, Mehmet; Altunok, Vahdettin; Işık, Ayşe; Çamlıdağ, AysunA total of 20 microsatellite DNA markers were used for genetic characterization and determination of phylogenetic relationships of native cattle breeds of Turkey, including the Anatolian Grey (AG), Anatolian Black (AB), South Anatolian Red (SAR), East Anatolian Red (EAR), Southern Anatolian Yellow (SAY), and Zavot (ZAV). DNA samples were isolated from 271 blood samples using an organic method. Amplified polymerase chain reaction products were separated by capillary electrophoresis and genotypes were determined for 20 microsatellites. A total of 269 different alleles were determined. The lowest (7.80) and highest (10.80) mean allele numbers were observed for the ZAV and SAY populations, respectively. TGLA122 was the most polymorphic locus; however, only 7 different alleles were observed for INRA005. A total of 40 different private alleles were determined. The general F-IS values were between 0.034 and 0.123. Due to the close location to the domestication center, higher genetic diversities were observed. The observed genetic diversities and the results of the phylogenetic analyses were in agreement with evolutionary history and the geographical origins of Turkish native cattle breeds.Öğe Türkiye’de bulunan bazı sığır ırklarının DGAT1 ve PRNP gen polimorfizminin araştırılması(2017) Şahin, İclal; Bulut, Zafer; Kurar, Ercan; Özşensoy, Yusuf; Doğan, Müge; Nizamlıoğlu, MehmetŞahin İ, Bulut Z, Kurar E, Özşensoy Y, Doğan M, Nizamlıoğlu M. Türkiye'de bulunan bazı sığır ırklarının DGAT1 ve PRNP gen polimorfizminin araştırılması.Amaç: Sunulan çalışmada, Türkiye yerli sığır ırklarında DGAT1 geni K232A ile PRNP geni promotor ve intron 1 bölgelerinde indel polimorfizmleri araştırılmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmada materyal olarak, Boz Irk (BI), Yerli Kara (YK), Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK), Güney Doğu Anadolu Kırmızısı (GAK) ve Zavot ırklarından olmak üzere toplam 122 kan örneği kullanıldı. Örnekler üzerinde DGAT1 geni K232A polimorfizmi Polimeraz Zincir Reaksiyonu- Parça Uzunluk Polimorfizmi (PZR-RFLP) tekniği kullanılarak ve PRNP geninin promotor bölgesi (23 bç indel) ile intron 1 bölgesi (12 bç indel) insersiyon-delesyon (indel) polimorfizmi PZR tekniği kullanılarak belirlendi. Bulgular: DGAT1 geninde A allelin en yüksek sıklığı YK (0,58) daha sonra GAK ve Zavot'da (0.50), en düşük sıklığı ise BI ve DAK'da (0.38) gözlendi. PRNP promotor ve intron 1 indel polimorfizmi için yapılan genotiplemede; promotor bölgesi en yüksek del/del genotipi sıklığı DAK ve GAK (sırası ile 0.53-0.52), en düşük BI ve Zavot (sırası ile 0.19 ve 0.17) ırklarında, intron 1 bölgesi del/del genotipi en yüksek sıklığı ise BI ve GAK (sırası ile 0.25-0.13), daha sonra YK (0.08) en düşük sıklığı DAK ve Zavot (0.05)'da görüldü.Öneri: BI, YK, DAK, GAK ve Zavot ırklarında yürütülen bu çalışma ile elde edilen verilerin, bu sığır ırklarında süt özelliği ile DGAT1 ve PRNP gen polimorfizmi arasındaki korelasyon ile ilgili çalışmalarda yararlı olacağı, hayvan yetiştiriciliği ve ıslah çalış- malarında süt verimi yönünden seleksiyona katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Türkiye’de bulunan bazı sığır ırklarının DGAT1 ve PRNP gen polimorfizminin araştırılması(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2017) Kurar, Ercan; Özşensoy, Yusuf; Doğan, Müge; Nizamlıoğlu, Mehmet; Şahin, İclal; Bulut, ZaferAmaç: Sunulan çalışmada, Türkiye yerli sığır ırklarında DGAT1 geni K232A ile PRNP geni promotor ve intron 1 bölgelerinde indel polimorfizmleri araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada materyal olarak, Boz Irk (BI), Yerli Kara (YK), Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK), Güney Doğu Anadolu Kırmızısı (GAK) ve Zavot ırklarından olmak üzere toplam 122 kan örneği kullanıldı. Örnekler üzerinde DGAT1 geni K232A polimorfizmi Polimeraz Zincir Reaksiyonu- Parça Uzunluk Polimorfizmi (PZR-RFLP) tekniği kullanılarak ve PRNP geninin promotor bölgesi (23 bç indel) ile intron 1 bölgesi (12 bç indel) insersiyon-delesyon (indel) polimorfizmi PZR tekniği kullanılarak belirlendi. Bulgular: DGAT1 geninde A allelin en yüksek sıklığı YK (0,58) daha sonra GAK ve Zavot’da (0.50), en düşük sıklığı ise BI ve DAK’da (0.38) gözlendi. PRNP promotor ve intron 1 indel polimorfizmi için yapılan genotiplemede; promotor bölgesi en yüksek del/del genotipi sıklığı DAK ve GAK (sırası ile 0.53-0.52), en düşük BI ve Zavot (sırası ile 0.19 ve 0.17) ırklarında, intron 1 bölgesi del/del genotipi en yüksek sıklığı ise BI ve GAK (sırası ile 0.25-0.13), daha sonra YK (0.08) en düşük sıklığı DAK ve Zavot (0.05)’da görüldü. Öneri: BI, YK, DAK, GAK ve Zavot ırklarında yürütülen bu çalışma ile elde edilen verilerin, bu sığır ırklarında süt özelliği ile DGAT1 ve PRNP gen polimorfizmi arasındaki korelasyon ile ilgili çalışmalarda yararlı olacağı, hayvan yetiştiriciliği ve ıslah çalışmalarında süt verimi yönünden seleksiyona katkı sağlayacağı düşünülmektedir.