Yazar "Eğilmez, Ümran" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Lityuma tedavi yanıtının klinik, biyolojik ve genetik yordayıcıları(2018) Bozkurt, Hazan Tomar; Erbasan, Vefa; Eğilmez, Ümran; Şen, Barış; Aydın, Memduha; Altınbaş, KürşatLityum, 1800’lü yılların basında İsveçli Arfvedson tarafından kesfedilmisve 1950’li yıllarda psikiyatrialanında kullanılmaya başlanmıştır. Yetişkinlerde bipolar tedavisinde ilk sırada gelen bir duygudurumdüzenleyici ve altın standart bir tedavi ajanıdır. Ancak, klinik uygulamada bireyler arasındalityum tedavisine yanıt oranları hastaların farklı özellikleri nedeniyle oldukça değişken olup, hangihastanın lityuma iyi yanıt vereceğini öngörmek çoğunlukla zordur. Lityum tedavi yanıtını öngörmedeklinisyenler öncelikle klinik bir fenotipi tanımaya odaklanmış gibi durmaktadır. Bu yazıda lityumtedavi yanıtının yordayıcıları ile ilgili araştırmalar gözden geçirilerek; klinik, biyokimyasal, nörogörüntülemeve genetik yordayıcılar olmak üzere dört başlık altında elealınmıştır.Öğe Sağlıklı bireylerde biyolojik ritim ve sosyal ritim arasındaki farklılıkların melatonin düzeyleri ve psikiyatrik belirtilerle ilişkisi(Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2020) Eğilmez, Ümran; Selvi, YavuzAmaç: Modern yaşamın getirisi olan sosyal aktiviteler, çalışma saatleri, iletişim araçları vb. durumlar nedeniyle bireyler artık biyolojik ritimlerine ayak uyduramamaktadır. Kısacası modern yaşam, bireylerde biyolojik ritim ile sosyal ritim arasında farka neden olmakta ve kişiler sosyal jetlag yaşamaktadırlar. Bu durumun bireylerde süreğen biçimde uyku süreçlerini etkilediği ve bu etkilerin uyku-uyanıklık süreciyle yakından ilişkili olan, aynı zamanda biyolojik ritim belirteci olan melatonin üzerine de yansımaları olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada sağlıklı gönüllülerde biyolojik ritmi ve sosyal ritmi değerlendirerek var olan zamanlama farkının psikiyatrik belirtiler ve melatonin düzeyleri ile ilişkisinin araştırılması, melatoninin düzeylerinin ritim farklılıklarına etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Üniversitede çalışan/ öğrenim gören 95 sağlıklı gönüllü araştırmaya dahil edildi. Başlangıçta Sabahlılık Akşamlılık Ölçeği (SAÖ) dağıtılarak kronotip tayini yapıldıktan sonra sosyodemografik veri formu, SCL-90 psikolojik belirtileri tarama formu ve Selçuk uyku günlüğü katılımcılara verildi. Münih kronotip anketi ise araştırmacı tarafından uygulandı. Katılımcılardan hafta içi bir günde olmak kaydıyla bir gecelik idrar örneği toplamaları istendi ve bu örnekte 6-sülfatoksi melatonin düzeyinin ELİSA yöntemi ile çalışıldı. Münih kronotip anketi ve Selçuk uyku günlüğü ile sosyal jetlag süreleri hesaplandı. Verilerin analizinde SPSS 21 programı kullanıldı. Bulgular: 95 katılımcının %35,8'i sabah tipi, %32,6'sı akşam tipiydi. Akşam kronotipine sahip bireylerde SJL süresi, SCL-90 obsesif kompülsif alt ölçek puanı, sübjektif yorgunluk hissi daha fazlaydı. Kronotipler ile 6-SMT ve SCL-90 toplam puanı arasında, SJL süresi ile 6-SMT düzeyleri arasında bir ilişki saptanmadı. VKİ indeksi ile 6-SMT düzeyleri arasında negatif korelasyon olduğu saptandı. Akşam kronotipinin, daha uzun SJL süresi için prediktör olduğu bulundu. Sonuç: Günümüzde teknolojinin gelişmesi, çalışma ve sosyal aktivite zamanlarının geç saatlere kayması biyolojik ritmimizi bozmaktadır. Bu durum giderek artan sosyal jetlag sürelerine ve psikiyatrik belirtilere neden olmaktadır. Çalışmamızda biyolojik ve sosyal ritimlerin, psikiyatrik belirtiler ve melatoninle ilişkisi üzerine durulmuştur. Akşam tipine sahip olmanın SJL için prediktör olduğu, psikiyatrik belirtilerle ilişkili olduğu, melatonin düzeylerine yansımalarının olmadığı saptanmıştır. Melatonin ile, kronotip ve SJL süresinden bağımsız olarak, VKİ arasında ilişki olduğu saptandı. Sonuçlarımız literatürle kısmen uyumludur. Bu alanda geniş örneklemli çalışmalara ihtiyaç vardır.