Yazar "Karademir, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Afyon Gedik Ahmet Paşa Cami Taçkapısı(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2017) Karademir, MuratAnıtsal dikdörtgen prizma kitleleriyle Türk-İslam sanatında kütle biçimlenişinin belirgin öğelerinden birisi olan taçkapılar, farklı tasarımlarıyla yapıların egemen öğesi haline gelmiştir. Dini mimaride Cennet kapısı olarak görülen taçkapılar, İslam mimarlığında uygulanan kapı düzenlemesi geleneğine bağlı bir şekilde gelişme göstermiştir. Özellikle mukarnas öğeleriyle biçimlenen niş örtülü taçkapı tasarımı Osmanlı dönemi yapılarında tutarlı bir gelişme göstermiştir. Osmanlı dönemi cami tasarımında en gösterişli ve anıtsal taçkapı örneklerini sultanların veya hanım sultanların inşa ettikleri camilerde görmek mümkündür. Bunun yanısıra önemli devlet adamları tarafından yaptırılan camilerde de bazen oldukça anıtsal taçkapı tasarımlarını görmek mümküdür. Bu yapılardan bir tanesi de Afyon Gedik Ahmet Paşa Cami Taçkapısıdır.Öğe Afyon Gedik Ahmet Paşa Cami Taçkapısı(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2017) Karademir, MuratAnıtsal dikdörtgen prizma kitleleriyle Türk-İslam sanatında kütle biçimlenişinin belirgin öğelerinden birisi olan taçkapılar, farklı tasarımlarıyla yapıların egemen öğesi haline gelmiştir. Dini mimaride Cennet kapısı olarak görülen taçkapılar, İslam mimarlığında uygulanan kapı düzenlemesi geleneğine bağlı bir şekilde gelişme göstermiştir. Özellikle mukarnas öğeleriyle biçimlenen niş örtülü taçkapı tasarımı Osmanlı dönemi yapılarında tutarlı bir gelişme göstermiştir. Osmanlı dönemi cami tasarımında en gösterişli ve anıtsal taçkapı örneklerini sultanların veya hanım sultanların inşa ettikleri camilerde görmek mümkündür. Bunun yanısıra önemli devlet adamları tarafından yaptırılan camilerde de bazen oldukça anıtsal taçkapı tasarımlarını görmek mümküdür. Bu yapılardan bir tanesi de Afyon Gedik Ahmet Paşa Cami Taçkapısıdır.Öğe Afyon Gedik Ahmet Pasha Mosque Portal(SELCUK UNIV, FAC LETTERS, 2017) Karademir, MuratWith their monumental rectangular prism bulks, the portals are one of the prominent elements of bulk formation of Turkish-Islamic art and they have become the dominant element of the structures with their different designs. The portals, which are considered as gate of paradise in religious architecture, have developed depending on gate arrangement tradition in religious architecture. The niche-covered portal design, especially shaped by muqarnas items, showed a consistent development during the Ottoman period. In the mosque design of the Ottoman period, it is posisble to see the most flamboyant and monumental samples of the portals in the mosques built by the sultans or sultanas. Besides, it is also possible to see quite monumental portals in the mosques built by important statesmen. One of these structures is Afyon Gedik Ahmet Pasa Mosque Portal.Öğe Alara'da yeni bulunan bir şapel(2018) Karademir, MuratKüçük bir köy olan Alara, Pamfilya Bölgesi içerisinde yer alır. Yerleşme, Ortaçağ boyunca önemini koruyan ticaret yolu güzergahı üzerindedir. Yerleşme ile aynı ismi taşıyan kale, Roma döneminden Osmanlı dönemine kadar periyodik olarak kullanılmıştır. Bu kalenin kuzey yamacında doğal bir mağaranın önüne inşa edilen şapel, 2007 yılında yürütülen kazı çalışmalarında bulunmuştur. Harap durumdaki şapel, tamamen kaba yonu taştan, tek nefli, doğu- batı doğrultusunda inşa edilmiştir. Giriş ve naos şeklinde iki bölümden oluşan şapelin naos bölümü ve apsis duvarı, duvar resimleri ile kaplıdır. Doğal ve yapay tahribata maruz kalan duvar resimleri, makalenin asıl konusunu oluşturmaktadır. 11-12. yüzyıllarda inşa edilen şapel, resim programı doğrultusunda tarihlendirilmiştir. Resimlerindeki ifadeli ve hareketli figürler, elbise kıvrımlarındaki gerçeklik, renk tonlaması ile belirginleştirilen hacim nitelikleri ve bu yüzyıllara tarihlendirilen benzer örneklerle aynı üslup özellikleri göstermektedir. Küçük bir yapı olmasına rağmen süslemeleri kaliteli ve figürleri oldukça başarılıdır. Bu türde bir yapının Alara kalesi gibi kırsalda bulunması inşa edildiği dönem içinde bölgedeki imar faaliyetleri ile açıklanabilir. Yerleşmenin, bir dönemini tarihlemeye ve bu dönem ile ilgili boşlukları doldurması bakımından şapel, mimarlık tarihi için küçük ama önemli bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Bu makale ile bölge tarihi topografyasının bilinmeyen bir dönemine küçükte olsa katkı yapılması hedeflenmiştirÖğe Antalya Kıyıları Arkeolojik Sualtı Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme(Selçuk Üniversitesi, 2016) Öniz, Hakan; Karademir, MuratKonumu itibariyle, Akdeniz 'in kuzey kıyısında yer alan Antalya, M.Ö.158 yılında Bergama hükümdarı II. Attalos tarafından kurulmuştur. Binlerce yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan kent, ülkemizde en çok antik kenti barındıran bir yerleşim yeri olmasının yanında uzun sahil şeridi ile birçok batığa ve arkeolojik kalıntıya da ev sahipliği yapmaktadır. Arkaik dönemlerden itibaren deniz ticaretinin yapıldığı önemli bir yerleşim yeri olan bölgede, son yıllarda yapılan sualtı araştırmaları da bölgenin sualtı kültür varlığı envanterini ortaya çıkarmaktadır. Bu makalede Selçuk Üniversitesi Sualtı Araştırma Merkezi tarafından kentin belirli bölgelerinde yapılan sualtı araştırmaları kapsamında kıyı şeridi boyunca var olan Sualtı kültür varlıklarının tespiti ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.Öğe Edirne çeşmeleri(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Karademir, Murat; Eravşar, OsmanOsmanlıların ikinci başkenti olan Edirne, anıtsal mimarisi ile dikkati çeken bir kenttir. Bu mimarinin içinde su yapıları ayrı bir yer tutar. Osmanlılar kenti aldıktan sonra kentin imarına önem vermişler, bu maksatla kentin çeşitli mahallelerinde su yapıları inşa etmişlerdir. Çeşmeler anıtsal mimarinin yanında küçük ölçekli olmasına karşılık, kent tarihi ve kentsel dokunun gelişimi hakkında bizlere bilgiler verir. Son yıllarda Osmanlı Dönemi çeşmeleri ile ilgili çalışmaların artması sevindiricidir. Bu çalışmalar yeterli olmasa da Osmanlı Su Mimarisi hakkında bizlere bilgiler vermiştir. Edirne çeşmeleri hakkında bu güne kadar ayrıntılı bir analiz ve değerlendirme ise yapılmamıştır. ?Edirne Çeşmeleri? isimli bu tez çalışmasında, Edirne il merkezi sınırları içinde kalan Osmanlı Dönemine ait çeşmeler ele alınmıştır. Böylece Edirne kent merkezinin tarihi süreç içinde kazandığı, su mimarisinin önemli bir parçası olan çeşmeler belgelenmiştir. Bu çalışmada Edirne şehir merkezinde 62 adet çeşme tespit edilmiştir. Tespit edilen bu çeşmelerin kendi içlerinde tipolojik gruplara ayrılarak genel bir değerlendirmesi yapılmaya çalışılmıştır. Edirne'deki çeşme mimarisinde görülen farklı tasarım ve yapı özelliklerinin tespiti yapılmaya çalışılmış, çeşmelerde görülen süsleme programı hakkında detaylı bilgi verilmiş ve Edirne Çeşmelerinin Osmanlı Çeşme mimarisi içindeki yeri tespit edilmeye çalışılmıştır.Öğe İstanbul –küçükçekmece abdüsselam çelebi çeşmeleri(2018) Karademir, MuratOsmanlı Devleti’nde yükselme dönemi imar faaliyetleri açısındanoldukça parlak bir süreci kapsamaktadır. Özellikle başkent İstanbul’unbu süreçte yoğun bir inşaat faaliyetine sahne olduğu bilinmektedir. Baştasultanlar olmak üzere hanım sultanlar, sadrazamlar, devlet adamları vehayır sahibi kişilerin yaptırmış olduğu vakıf eserleri kentin daha dagelişmesini sağlamış ayrıca yeni yeni semtlerin bayındır hale gelmesineolanak sağlamıştır.Bu semtlerden bir tanesi de konumu itibariyle Rumeli’ye geçiştegüzergah üzerinde yer alan ve Osmanlı Devleti zamanında Çekme-i Küçükyani Küçükçekmece olarak bilinen yerleşim yeridir. Fetihten sonraismiyle birlikte talihi de değişen semt, camileriyle, medreseleriyle,kervansaraylarıyla, hamamlarıyla ve çeşmeleriyle önemli bir konaklamayeri haline gelmiştir. Özellikle Yavuz Sultan Selim ve Kanuni SultanSüleyman zamanında başdefterdar olarak görev yapan AbdüsselamÇelebi, bölgenin gelişmesi adına önemli imar faaliyetlerinde bulunmuş vekendi adına bir külliye inşa ettirmiştir. Başta cami olmak üzere medrese,imaret, türbe ve iki adet çeşmeden meydana gelen külliyede medrese veimaret günümüze ulaşamamıştır.Bu makalede Abdüsselam Çelebi’nin Küçükçekmece’de kendi adınıtaşıyan külliyesi içindeki çeşmeler ele alınacaktır. Günümüzde her ikiside oldukça bakımsız halde olan çeşmeler kurtarılmayı beklemektedir.Çalışmanın amacı tarihi öneme sahip bu çeşmelerin külliye içindekimevcut durumları, konumları, malzeme ve tasarım özellikleri ile süslemeözellikleri olarak ön plana çıkacak ve Osmanlı Çeşme mimarisi içindekiyerleri hakkında genel bir değerlendirme yapılacaktır.Öğe Keşan Yöresi Tarihi Mezar Taşları(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ağustos) Karademir, Murat; Kunt, İbrahim; Demirtaş, MelikeTürk sanatının en küçük anıtlarından biri olan mezar taşları, inşa edildikleri dönemin kültürünü, sanat zevkini, sosyal ve ekonomik durumunu yansıtması, şehirlerin geçmişine ışık tutması bakımından oldukça önemlidir. Anadolu’nun çoğu yerinde olduğu gibi Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış olan Edirne’de de mezar taşları hızla bozulmaya başlamıştır. Bu bozulmalardan daha çok mezarlıklar etkilenmekte, cami hazireleri biraz daha iyi durumdadır. Hazire ve mezar taşlarına karşı ilgi ve sorumluluk son dönemde büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bu konu ile ilgili yayınlarda giderek çoğalmıştır. Bir yerleşim yerinin tarihi seyrini izleyebilmek adına mezar taşları oldukça önemli bir yere sahip olup Keşan’daki mezar taşları da bu bölgenin tarihi seyrini sunmaktadır. Çalışmamız Keşan ilçe merkezinde yer alan Hersekzade Ahmet Paşa, Bekir Varnalı ve Hacı Mehmet Ağa Camilerinin hazirelerinde bulunan mezar taşları ile Keşan ilçe merkezine 34 km uzaklıkta bulunan Erikli Köyü Mezarlığı ile ilçe merkezinde yer alan Tepe Mezarlığında tespit edilmiş mezar taşlarını kapsamaktadır. İncelenen mezar taşlarından en erken tarihlisi H. 925/ M.1519 en geç tarihlisi ise H. 1332/ M.1913-14 yıllarına aittir. Türk sanatında yüzyıllara göre ortaya çıkan motif, kompozisyon ve üslup, gelişim ve değişimlerini Keşan yöresindeki mezar taşlarında görmek mümkündür. Bu açıdan çalışma Keşan’ın Osmanlı tarihine de ışık tutmak adına önemlidir.Öğe Keşan’da Bir Kültür Mirası: Eski Hamam(Selçuk Üniversitesi, 2020) Karademir, Murat1361 yılında Sultan I. Murad tarafından fethedilen Edirne, İstanbul’un fethine kadar Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Başkent olduktan sonra kentin imarına önem verilmiş ve kentte pek çok eser inşa edilmiştir. Bünyesinde barındırdığı şaheserlerle Osmanlı Devleti tarihindeki yerini alan Edirne ve yöresi, anıtsal mimarisi ile dikkat çeken bir yerleşim yeri olmuştur. Bu mimarinin içinde su yapıları ayrı bir yer tutmaktadır. Türklerin temizliğe verdiği önem ve İslam dini hükümleri çerçevesinde kent merkezinde ve çevresinde pek çok su yapısı inşa edilmiştir. Bu yapılar içinde hamamlar kent tarihi ve kent dokusunun gelişmesinde bizlere önemli bilgiler vermektedir. Osmanlı Devleti zamanında özellikle başkent yıllarında kent merkezi ve çevresinde sayısız hamam yapısı inşa edildiğini yazılı belgelerden öğrenmekteyiz. Bununla birlikte başkentin İstanbul olmasıyla birlikte kent önemini kaybetmemiş başta Sultanlar olmak üzere önemli devlet adamları ve varlıklı kişiler tarafından kentin çeşitli bölgelerinde pek çok hamam inşa ettirilmiştir. Bu hamamlar içinde halk hamamları dikkat çekmektedir. Kentin mevcut yapısı ve ihtiyaç durumu gözetilerek inşa edilen bu yapıların önemli bir bölümü hala ayaktadır. İnşa edilen hamamlar sadece kent merkezinde değil aynı zamanda kente yakın mesafedeki kırsal yerleşim yörelerinde de önem arz etmektedir. Bu yerleşim yerlerinin başında bugün Edirne’nin en büyük ilçesi konumunda olan Keşan bulunmaktadır. Edirne kentinin güneyinde ve aynı zamanda Çanakkale Boğazı güzergâhında yer alan Keşan, günümüze ulaşan iki önemli hamam yapısıyla dikkat çeker. Bu hamamlardan her ikisi de bugün ilçe merkezindedir. Hamamlardan daha büyük boyutlu olan ve asıl konumuzu oluşturan Eski Hamam, daha önce yazılı belgelerle yayınlanmamış olup ilk kez bu çalışma ile bilim dünyasına tanıtılacaktır. Banisi ve inşa tarihi bilinmediği için bölge halkı tarafından farklı isimlerle tanınan Eski Hamam, ilçenin günümüze ulaşan en büyük hamam yapısı olma özelliğine sahiptir. Tasarımı ve süsleme özellikleri açısından merkezdeki yapılara göre daha sade bir anlayışla inşa edildiği anlaşılan yapı, kubbeli tasarımı, inşa malzemesi ve bölümleri ile Osmanlı hamam mimarisi içindeki yerini almaktadır. Bu çalışmada Edirne’nin Keşan ilçesinde bulunan ve daha önce arşiv belgelerinde de adına rastlamadığımız bir hamam yapısını malzeme, plan, mimari ve süsleme özellikleri açısından değerlendirerek Türk hamam mimarisi içindeki yerini belirlemeye çalışacağız. Ayrıca yapının tarihlendirilmesi üzerine kısa bir değerlendirme yapılacaktır.Öğe Mimar Sinan dönemi camilerde taçkapı tasarımı(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2016) Karademir, MuratOsmanlı Devletinin 16. yüzyılında, Baş mimarlık görevinde bulunan Mimar Sinan, geniş Osmanlı coğrafyasına bıraktığı sayısız eserlerle ve bu eserlerinde görülen tasarım anlayışıyla Türk Mimarisinin gelmiş geçmiş en büyük mimarı olarak ünlenmiştir. Bu eserlerinde avludan veya sokaktan kapalı mekâna geçişi sağlayan önemli mimari unsurların başında şüphesiz ki taçkapılar gelmektedir. Kütle biçimlenişinin en önemli öğesi konumundaki taçkapılar dikdörtgen kütleleri, tasarım özellikleri ve bezeme öğeleriyle geleneğin izlerini sürdürmüştür. Malzeme, tasarım ve teknik özellikleri itibariyle Erken Osmanlı dönem özelliklerini büyük oranda hissettiren taçkapılar, konumları itibariyle artık uzaklardan kavranabilen öğeler olmaktan çıkmışlardır. Bunun yanında anıtsallıkları itibariyle hala kuzey cephenin en önemli öğelerinin başında gelmektedirler.Öğe Mimar Sinan Dönemi yapılarında Taçkapılar(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015-01-23) Karademir, Murat; Eravşar, OsmanOsmanlı Devletinin 16. yüzyılında, yarım asır kadar süren Baş mimarlık görevinde bulunan Koca Sinan, geniş Osmanlı coğrafyasına bıraktığı sayısız eserlerle ve bu eserlerinde görülen tasarım anlayışıyla Türk Mimarisinin gelmiş geçmiş en büyük mimarı olarak ünlenmiştir. Bu eserlerinde avludan veya sokaktan kapalı mekâna geçişi saplayan önemli mimari unsurların başında şüphesiz ki taçkapılar gelmektedir. Kütle biçimlenişinin en önemli öğesi konumundaki taçkapılar dikdörtgen kitleleri, tasarım özellikleri ve bezeme öğeleriyle geleneğin izlerini sürdürmüşlerdir. Mimar Sinan Dönemi Yapılarındaki Taçkapıları konu alan bu çalışma "giriş", "katalog", "değerlendirme" ve "sonuç"tan oluşan dört ana bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde konunun tanımı, sınırları ve önemi, konu hakkında yapılan yayın ve araştırmalar, metot ve düzen ve taçkapı elemanları tanıtılarak taçkapı terimi üzerinde durulmuş, Türk-İslam mimarisinde taçkapı gelişimi ile Sinan dönemi öncesi taçkapıların malzeme-teknik ve tasarım özellikleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölüm tezin katalog örneklerini oluşturmaktadır. Burada 38 adet cami, 8 adet medrese, 2 adet hamam, 3 adet imaret, 2 adet tabhane, 2 adet darüşşifa olmak üzere toplam 55 adet taçkapı incelenmiştir. Her katalog örneği tanıtılırken başta taçkapıların bulunduğu yapının inşa tarihi, yaptıranı ve mimari tanımı hakkında genel bilgiler verilmektedir. Ayrıca taçkapının yapıdaki yeri, korunma durumu, malzeme ve teknik elemanları hakkında da bilgi verilmiştir. Üçüncü bölüm mevcut örneklerin genel özelliklerinin belirlendiği bölümdür. Değerlendirmede Mimar Sinan dönemi yapılarındaki taçkapıların konumları, malzeme ve teknik tasarımları, inşa unsurları, oran ve modülasyon özellikleri ve süsleme kompozisyonları ele alınarak tipolojik gruplara ayrılmıştır. Burada Mimar Sinan'ın yapı türlerine ve banilerin siyasi kimliklerine göre taçkapıların biçimsel gelişimi ve tasarımı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Dördüncü bölümde çalışma sonunda Mimar Sinan dönemi yapılarındaki taçkapıların tasarım ve süsleme özellikleri üzerine tespit edilen bulgulardan bahsedilerek taçkapıların Türk Sanatı içindeki yeri ve önemi belirtilmiştir.Öğe THE PORTAL DESIGN OF THE MOSQUES IN SINAN'S PERIOD(SELCUK UNIV, INST TURKISH STUDIES, 2016) Karademir, MuratMimar Sinan, who served as a head architect for half a century in the 16th century Otoman Empire, was renowned as the greatest architect ever in Turkish architecture with his many works in wide Ottoman land and and his concept of design seen in these works. Among the important architectural elements that allow pass from yard or street to enclosed space in these works are undoubtedly portals. Portals, the most important elements of shaping mass, continued the traces of tradition with their rectangular body, design features and decoration elements. Portals, which shadow out the Early Ottoman period on a large scale in respect of material, design and technical qualities, are no longer elements that can be conceived from a distance concerning their location. Besides that, they are stil in forefront among the northern front elements as regards monumentality.