Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kiper, Nural" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocukluk çağında tüberkülozu taklit eden kistik ekinokokkoz vakası
    (2011) Pekcan, Sevgi; Kiper, Nural; Köse, Mehmet; Çobanoğlu, Nazan; Yalçın, Ebru; Doğru, Deniz; Özçelik, Uğur
    Hem kistik ekinokokkoz (KE), hem de tüberküloz (Tbc), gelişmekte olan ülkelerde önemli sağlık bir problemidir. Akciğer KE’u ve Tbc’u, artmış morbidite ve mortaliteye sahip olmaları nedeniyle diğer hastalıklardan ayrılmalıdır. Aynı zamanda, bu iki hastalık da birbirini taklit edebilmektedir. Burada, ateş, öksürük şikayetleri ile başvuran ve yuvarlak pnömoni düşünülüp nonspesifi k antibiyotik tedavisine cevap vermeyen, tüberkülin deri testi (TDT) pozitifl iğinin ve radyolojik incelemede Tbc’la uyumlu görünümün tespit edilmesi nedeniyle Tbc tedavisi başlanan ancak izleminde karaciğerde kist ve ekinokok spesifi k IgE pozitifl iği saptanıp KE tanısı alan ve antiparaziter tedavi ile tedavi edilen 7 yaşında bir çocuk hasta sunuyoruz.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mekonyum İleusunun 12 Ay Altında Tanı Alan Kistik Fibrozlu Hastalarda Klinik Seyire Etkisi
    (2010) Pekcan, Sevgi; Kiper, Nural; Köse, Mehmet; Aslan, Ayşe Tana; Çobanoğlu, Nazan; Yalçın, Ebru; Doğru, Deniz; Özçelik, Uğur
    Amaç: Mekonyum ileusu kistik fibrozda %10-20 oranında görülür. İlk tanı bulgularından biridir. On iki ay altında tanı alan kistik fibrozlularda mekonyum ileusu varlığının seyire etkisini mekonyum ileusu olmayan grup ile karşılaştırmak. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bölümünde 1987-2005 yılları arasında 12 ay altında mekonyum ileusu ile kistik fibroz tanısı alan 22 (11K/11E) hasta ile diğer nedenlerle tanı alan 192 (85K/107E) hastanın demografik, klinik özellikleri, kolonizasyonları, solunum işlevleri, hastaneye yatış sayıları, mutasyon tipleri ve takip süreleri karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların son vücut kitle indeksi, yaş, zorlu ekspirasyonun 1. saniyesinde atılan volüm (FEV1), vücut ağırlığı ve boy persantilleri arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı. Staphylococcus aureus kolonizasyonu, Pseudomonas aeruginosa kolonizasyonu, mutasyon analizi arasında istatistiksel olarak fark saptanmazken, bronşektazi gelişiminin ve psödo-Bartter sendromu sıklığının mekonyum ileusu olmayan grupta istatistiksel olarak anlamlı olarak yüksek olduğu bulundu. Çıkarımlar: Bu hastalar çok merkezli olarak ve ortak tedavi yaklaşımıyla tedavi edilip, takip edildiğinde erken tanı alan mekonyum ileusu olan ve olmayan grup arasında önemli fark yaşanmamaktadır. Mekonyum ileusu kistik fibrozda kötü seyir işareti değildir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mekonyum Ileusunun 12 Ay Altında Tanı Alan Kistik Fibrozlu Hastalarda Klinik Seyire Etkisi
    (GALENOS YAYINCILIK, 2010) Pekcan, Sevgi; Kiper, Nural; Köse, Mehmet; Aslan, Ayşe Tana; Çobanoğlu, Nazan; Yalçın, Ebru; Doğru, Deniz; Özçelik, Uğur
    Aim: Meconium ileus (MI) is an early clue to the diagnosis of cystic fibrosis (CF) and it occurs in about 15-20% of CF patients. To determine the possible prognostic factors in patients with cystic fibrosis with and without MI. Material and Method: The sample consisted of 214 patients with CF diagnosed at younger than 12 months admitted to the pediatric pulmonology unit over a period of 18 years between January 1987 to December 2005. 22 patients presented with MI (MI group), 192 patients had non MI (nonMI group). Demographic, clinical, nutritional and laboratory data were obtained. Results: There were 11 female, 11 male patients in MI group, 85 female and 107 male patients in nonMI group. A statistically significant difference was not observed between the groups studied regarding the following variables: BMI, Staphylococcus aureus and Pseudomonas aeruginosa colonisations, mutation types, respiratory functions assesed by FEV1, lung findings. Pseudo-Bartter’s syndrome and progression to bronchiectasis were detected higher in nonMI group statistically. Conclusions: There is no prognostic difference between two groups when these patients are diagnosed early and followed-up by a multidisciplinary action and a collective treatment approach. The results of the present study suggest that meconium ileus is not an indication of a more severe phenotype of cystic fibrosis.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Pediatric pulmonology in a developing country: our focus
    (TURKISH J PEDIATRICS, 2011) Pekcan, Sevgi; Aslan, Ayse Tana; Kiper, Nural; Kose, Mehmet; Cinel, Guzin; Cobanoglu, Nazan; Yalcin, Ebru
    This study was designed to determine the profile of our pediatric pulmonology unit in Turkey, a developing country, by investigating the patients admitted to our unit for the first time. Our objectives were: to determine the profile of patients admitted for the first time, to compare their initial diagnoses before referral to our hospital with the diagnoses determined in our unit, to determine the definitive diagnoses for patients requiring advanced intervention with invasive diagnostic methods, and to follow the treatments, operations and invasive-noninvasive mechanical ventilation practices. With these objectives in mind, the records of 412 patients who visited the pediatric pulmonology clinic within a six-month period were reviewed. The referral diagnoses, consisting mostly of primary ciliary dyskinesia, recurrent lung infections caused by immune deficiency and bronchiectasis, as well as definitive diagnoses were recorded. Tuberculosis (14%), cystic fibrosis (7.8%), bronchiectasis (4.6%), immune deficiency (1.6%), hydatid cyst (2%), and primary ciliary dyskinesia (1%) were the most commonly diagnosed diseases. Final diagnosis in 145 of the 412 patients (35.2%) differed from the referral diagnosis. Consanguineous marriages are encountered more commonly in developing countries like Turkey, leading to an increased incidence of genetic diseases such as primary ciliary dysgenesis, cystic fibrosis and immune deficiencies. Infectious diseases such as hydatid cyst and tuberculosis are also common. In any country in which there is a unique distribution of diseases, in other words, a characteristic and unique disease spectrum, courses and instructional fellowship programs should be arranged accordingly.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim