Yazar "Polat, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Etyolojik tanıları FMF olan yetişkin hemodiyaliz hastaları ve diğer etyolojik tanılı hastaların kan serumlarında, bazı laboratuar testlerinin değerlendirilmesi(2009) Yazar, Hayrullah; Kayhan, Cahit B.; Bal, Ahmet; Pekgör, Ahmet; Polat, MehmetAilesel Akdeniz ateşi hastalığı otozomal resesif geçiş gösteren inflamatuar bir hastalıktır. Ermenistan, İspanya, Türkiye gibi ülkelerde sık görülür. Genel olarak Akdenize kıyısı olan ülkelerde daha çok karşımıza çıkan bu hastalık, Arab ülkelerinde özellikle Lübnanda görülür. Credit çalışması (Chronic Renal Disease In Turkey) raporlarına göre Türkiye de hemodiyaliz hasta sayısı 50.000 rakamına ulaşmıştır. FMF ülkemizde 1/1000 oranında görülmekte olup, hastalığın taşıyıcılığı ise, oldukça yüksektir (1/5). Amacımız; insidans ve prevalansı giderek artan SDBY' nin, etyolojik tanıları FMF olanlarının diğer etyolojik tanılı olanlar ile mukayesesini yapmaktır. Metod: Çalışmaya dahil edilme kriterleri: yetişkin olmak - pediatrik hasta olmamak, SDBY tanısı konulmuş olmak - periton tedavisi görmüyor olmak, hemodiyaliz tedavisine karar verilmiş olmak, haftada en az 3/7, 4 saat tedaviyi kabul ediyor olmak. Ayrıca kan biyokimya değerlerini etkilemesi muhtemel gıdalar ve beslenme şekilleri konusunda, özel eğitime katılmayı kabul etmek. Etyolojik tanı farklılıklarına göre gruplar: 1 .grup: etyolo-jisi bilinmiyor, 2,grup: uzun süren ve tedavi edilememiş hipertansiyon,3.grup: tip II diyabet, 4.grup: fmf (renal amiloidozis), ö.grup: polikistik böbrek, ö.grup: ürolojik hastalıklar, 7.grup: pyelonefrit, 8.grup: diğerleri. Çalışmaya dahil edilen hastalarımızın bireysel izinleri alınmış ve kan tahlilleri hemodiyaliz öncesi; Vitros FS 5.1 ile Vit-ros 950 cihazları ve Abott Architect 2000 SR ile Beck-man Coulter Access 2 cihazları ile çalışılmıştır. Çalışma; 2007 yılı Mart ayından başlamış ve 2009 Mart ayı dahil sona ermiştir (25 Ay). Yıllık yaklaşık ortalama 70 hastanın kan biyokimya takipleri 25 ay süresince yapılmış ve bu değerler özel hazırlanan formlar ile arşivlenmiştir. Çalışma kriterlerine uyan hastalarımız, toplam sekiz grup olan etyolojik tanı gruplandırmasına tabi tutulmuştur. Tüm grupların Ca, K, P, CaxP, dztCaxP, PTH de-ğerlerine-bakılarak FMF ile diğer grupların istatistiksel açıdan değerlendirilmeleri yapılmıştır. Bulgular: 25 aylık toplam sürede, diyalize giren hastaların tamamı üzerinden, grupların % değerlendirme bulguları şu şekilde çıkmıştır: % 16.5 l.grup etyolojik özelliğe sahip olan hastalar, 2.grup %19.9, 3.grup %38.9, 4.grup %4.3, 5.grup %6.7, ö.grup %3.7, 7.grup % 1.7 ve 8.grup hastalar tüm hastaların %8.3' ünü oluşturmaktadır. Düzeltilmiş (dzt) CaxP, fmf grubu için 50.82016.918, diğer gruplarda 44.53016.845. Dzt CaxP fmf ve diğer gruplar arasında anlamlı (P0.0290.05) bulunmuştur. PTH, fmf için 547.164435.863, diğer gruplarda 392.028439.363 değerleri ile anlamlı (P0.0390.05) bulunmuştur. Dzt Ca, fmf grubunda 10.2221.561 ve diğer gruplarda 9.2452.208 değerleri ile anlamlı (P0.0090.05) bulunmuştur. CaxP, fmf grubunda 50.54916.949 ve diğer gruplarda 43.61016.771 değerleri ile (P0.0150.05) farklılık tespit edilmiştir. Sonuç: FMF grubu; düzeltilmiş Ca, düzeltilmiş CaxP, PTH, normal CaxP değişkenleri (P value 0.05) ile diğer hastaların değerlerinden farklılık gösterdiği anlaşılmıştır. PTH değerindeki dikkat çekici yükseklik, fmf ve sekonder hiper paratroidzm (SHPT) ilişkisinin olup olmayacağı sorusunu aklımıza getirmiştir.Öğe Hemodiyaliz tedavisi gören, son dönem böbrek yetmezlikli yetişkin hastalarda, yaş, intra dialitik kilo artışı ve anti hipertansif ilaç Kullanımı değerlendirilmesi(2009) Yazar, Hayrullah; Başarılı, Mustafa Kemal; Pekgör, Ahmet; Polat, Mehmet; Büyükbaş, SadıkAmaç: National Kidney Foundation (NFK-KDOQI) kronik böbrek hastalığının tanımı ve evreleri ile ilgili, kriterler önermiştir. Evre I' den başlayıp Evre V' e kadar devam eden tanımlamalarda son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) Evre V olarak' da tanımlanmaktadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, diyaliz hastalarında anti hipertansif ilaçlar ile sağlanan kan basıncı kontrolü, eks-traselüler sıvı volümü kontrolü ile sağlanan kan basıncı kontrolüne eşit çıkmaktadır. Kan serumu sodyum değerinin normonatremi (Na: 135-140 mEq/L) sınırlarında tutulması ve diyaliz tedavi solusyonupun kişiye özel (set points) ayarlanması ise intra dialitik kilo artışında ayrıca önem taşımaktadır. Bu çalışmada antihipertansif ilaç kullanımı ile yaş ilişkisinin olup olmadığını ve iki hemodiyaliz tedavi seansları arası kilo farkının anti hipertansif ilaç kullanımına olası etkisini araştırmak amaçlandı. Yöntem: SDBY teşhisi konan 70 hastamızın sodyum 'set points' tespitleri yapılarak gerekli olan hastalarımıza sodyum ve UF (ultra filtrat) profili uygulaması yapılmıştır. İDK farklılıklarına göre İki hemodiyaliz tedavi seansı arasında; 0.1-1 kg arası kiîc) alan hastalar 1. grup, 1.1-2 kg arası kilo alanlar 2. grup, 2.1-3 kg arası kilo alanlar 3. grup, 3.1 -4.9 kg kilo alanlar 4. grup ve 5 kg ve üzeri kilo alanlar 5. grup olarak gruplandırıldı. Hastalarımızın yaş gruplandırılması ise -44 yaş arası 1 .grup, 45-63 yaş arası 2. grup, 64-74 yaş arası 3.grup ve 75 yaş ve üzerindekileri 4. grup olarak belirlendi. Bu grupların anti hipertansif ilaç kullanımları değerlendirildi. Bulgular: İDK grupları değerlendirmesi 1 .grup 7 hasta (%10), 2.grup 30 hasta (%43), 3.grup 20 hasta (%29), 4.grup 9 hasta (%12) ve ö.grup 4 hasta (%6) olarak saptandı. Yaş grupları değerlendirmesi ise 1. grup 15 hasta (%21,6), 2. grup 27 hasta (%38,4), 3. grup 20 hasta (29,1), 4. grup 8 hasta (%10,9) olarak saptandı. Çalışmamızda yaş ile anti hipertansif ilaç kullanımı arasında bir ilişki tespit edilememiştir. Sonuç: intra dialitik kilo gruplarında kilo artışları ile pa-relel olarak, antihiperteansif ilaç kullanım oranları hızla artmış, %29 lardan % 78 lere kadar çıkmıştır. Bu nedenle diyet kısıtlamasının düzenli sürdürülmesinin yaşam tarzı olarak benimsenmesi diyaliz hastalarına özellikle tavsiye edilmelidir.Öğe Son dönem böbrek yetmezliğinde Kt/V üre değerlerinin etyolojik farklılıklar ve mortalite ile ilişkileri(2009) Yazar, Hayrullah; Başarılı, Mustafa Kemal; Pekgör, Ahmet; Polat, Mehmet; Büyükbaş, Sadık; Sayın, KübraAmaç: Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) tedavi başarısının değerlendirilmesinde, 1985 yılından beri fraksiyone üre klirensi göstergesi yani Kt/V üre değeri dikkate alınmaktadır. Günümüzde diyaliz yeterliliğinin de belirteci olarak karşımıza çıkan Kt/V üre değeri mortalite için de önem taşımaktadır. Bu nedenle çalışmamızda SDBY vakalarında etiyolojik gruplama yapılarak Kt/V üre ile mortalite ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: 34 ay süreyle izlenen SDBY hastalarının hemodiyaliz tedavisi öncesinde giriş kanları ve sonrasında çıkış kanları alınmış ve üreaz enzimatik yöntemiyle saptanan kan üre değerlerinden Kt/V üre hesaplamaları Barth formülü kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Türk registry 2007 dikkate alınarak etiyolojik tanı gruplandırılması ile sekiz grup ve fraksiyone üre klirensini gösteren Kt/V üre değerine göre gruplandır-ma ise dört grup olarak belirlenmiştir. Bulgular: 34 ay boyunca Huzur Diyaliz merkezimizde tedavi gören tüm hastalar üzerinden yapılan etiyolojik tanı gruplarının % dağılımı; 1. grup için %16,5, 2. grup için %19,9, 3.grup için %38,9, 4.grup için %4,3, 5.grup için %6,7, 6.grup için %3,7, 7.grup için %6,3 ve 8.grup için %2 olarak saptandı. Kt/V üre grupları % dağılımı ise; l.grup %7.5 (Kt/V üre 1.2, 1.2 hariç), 2.grup %45.5 (Kt/V üre 1.2-1.5 arası, 1.5 hariç), 3.grup %39.4 (Kt/V üre 1.5-1.8 arası, 1.8 hariç) ve 4.grup %7.6 (Kt/V üre 1.8 ve üzeri) olarak belirlenmiştir. 34 ay- lık zaman periyodunda mortalite etiyolojik olarak en fazla tip II diyabette görülürken Kt/V üre değerlerine göre ise en fazla 2. ve 3. gruplarda görülmektedir. Sonuç: Kt/V üre değeri yüksek olan hastalarda mortalite oranlarında beklenen azalmanın görülmemesi nedeniyle Kt/V üre değerinin, diyaliz yeterliliğinde tek başına kriter olmadığını düşündürmektedir. Ayrıca SDBY hastalarının erken yaşta mortalitesinde familial Akdeniz ateş etiyolojisinin diğer etiyolojik faktörlerden daha önemli olduğu da görülmüştür.Öğe Son Dönem Böbrek Yetmezlikli Yetişkin Hemodiyaliz Hastalarından, Etyolojik Tanıları Tip II Diyabetes Mellitus Olanlarının, Diğer Hastalara Göre Albumin, K, PTH, CaxP Değerleri Mukayesesi(2010) Yazar, Hayrullah; Başaralı, M. Kemal; Pekgör, Ahmet; Polat, Mehmet; Büyükbaş, SadıkAmaç: Diyabet mellitüs tip II ya da diğer ifade ile tip II diyabet, yüksek kan glukozu ile karakterize insülin direnci veya insülin eksikliği içeren bir yetişkin hastalığıdır (eski ismi insüline bağlı olmayan diyabet, NIDDM). Diyabet egzersizden yoksun ve diet bozuklukları ile artan (life style disorders) bir hastalıktır. Tip II diyabet, hızla ilerleyen ve tıbbi yardıma ihtiyaç duyulan bir durumdur. Çoğu faktör bu durumu potansiyel olarak artırabilir, metabolik sendrom bunlardandır. Multifaktoriyel değişiklikler ve komplex du- rumlar, ciddi miktarda irreversible organ bozukluklarına yol açabilir. Reno-vaskuler bozukluklar çok önemli olanlarından olup, ciddi miktarda son dönem böbrek yetmezliği ile sonlanır (SDBY). Bu çalışmada amacımız; SDBY etyolojilerinden olan tip II diyabet mellitüs ve diğer etyolojilerin insidans ve prevelansını tespit etmek ilave olarak ise kan serumunda Albumin, K, PTH, CaxP dğerleri mukayesesini yapmaktır. Yöntem: Özel Konya Huzur Diyaliz merkezinde, izinleri alınan 70 yetişkin SDBY’ li hastanın 25 ay süreyle oto analizörde kan ölçümleri yapıldı. Çalışma kriterlerimize uyan tüm hastalar, sekiz etyolojik grupta toplandı. Grup çalışmasına ilave olarak, hastalarımızın kanlarında; Albumin, K, PTH, CaxP değerlerine bakılarak, istatistiksel çalışmaları yapıldı. Kanlar; prehemodiyaliz (heparinizasyondan önce) giriş kanları şeklinde alınarak, vitros fs 5.1 ile vitros 950 ve abott architect 2000 sr beckman coulter access cihazları ile çalışıldı. Bulgular: Tip II diyabet grubu hastalarının Albumin, K, PTH ve CaxP değişkenlerinin diğer hastalar grubu değerlerinden istatistiksel açıdan değerli farklılık gösterdiği anlaşılmıştır (p value 0,05). Sonuç: Diyabet hastalarında K farklılığı beklenen bir sonuç olmakla birlikte, PTH ve CaxP değerlerindeki farklılık ise SDBY hastalarında görülen sekonder hiperparatiroidizm laboratuar bulgusu olarak yorumlanmıştır. Ayrıca; hemodiyalizde özel bir öneme sahip olan albumin proteinindeki farklılığın istatistikseaçıdan değerli olması ise, bu konunun araştırılması sonucunu çıkarmıştır.Öğe Yükseköğretim Kurumlarında Kurumsal Kapasite ve Hizmet Kalitesi: Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Örneği(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Polat, Mehmet; Şahin, AliGünümüzde, kalkınmayı desteklediği anlaşılan yükseköğretim kurumlarının artan önemine paralel olarak görevleri de artmıştır. Ancak gelirleri görevlerine paralel olarak artmayan yükseköğretim kurumlarının artan görevlerini sınırlı kaynaklarla yerine getirmesi beklenmektedir. Yükseköğretim kurumlarının artan görevlerini beklendiği şekilde yerine getirebilmesi için bir takım yetenekler bütününe sahip olması zorunludur. Kurumsal kapasite olarak adlandırılan bu yetenekler bütünü kurumların görevlerini beklendiği şekilde yerine getirebilmesi için hayati derecede önem arz etmektedir. Bu nedenle araştırmada yükseköğretim kurumlarının kurumsal kapasitesi Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) örneği üzerinden ölçülmektedir. Kurumsal kapasite kavramı genellikle yanlış anlaşıldığı için araştırmanın ilk bölümünde kapasite ve kurumsal kapasite kavramlarının netleştirildiği kavramsal ve kuramsal çerçeveye yer verilmektedir. İkinci bölümde ise genel olarak yükseköğretim kurumlarıyla ilgili bilgilere ve yükseköğretim kurumlarında hizmet kalitesi konusuna yer verilmektedir. Araştırmanın üçüncü bölümünde ise KMÜ'nün kurumsal kapasite değerlendirmesi yer almaktadır. Bu bölümde ilk olarak KMÜ'nün akademik ve idari personeliyle yapılan ve 298 katılımcının yanıtladığı SPSS 20.0 paket program aracılığıyla analiz edilen kurumsal kapasite anketinin bulguları yer almaktadır. Daha sonra KMÜ'nün öğrencileriyle yapılan ve 726 katılımcının yanıtladığı SPSS 20.0 paket program aracılığıyla analiz edilen hizmet kalitesi anketinin bulguları yer almaktadır. Araştırmanın odağı kurumsal kapasite olduğu için hizmet kalitesi anketi kurumsal kapasite anketinin bulgularını teyit etmek için kullanılmaktadır. Sonuç olarak araştırma bulguları KMÜ'nün orta düzey kurumsal kapasiteye sahip olduğunu göstermektedir. Bu nedenle araştırmanın sonuç kısmında KMÜ'nün kurumsal kapasitesini geliştirmesi için bazı önerilerde bulunulmaktadır.