Yazar "Tazegül, Aybike" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acil Peripartum Histerektomi Olgularının Değerlendirilmesi: Altı Yıllık Deneyim(2010) Özdemir, Suna; Balcı, Osman; Görkemli, Hüseyin; Gezginç, Kazım; Tazegül, Aybike; Yazıcı, FatmaAmaç: Bu çalışmada amacımız hastanemizde gerçekleştirilen acil peripartum histerektomilerin (APH) insidansını, endikasyonlarını, risk faktörlerini, maternal morbidite ve mortalite üzerine etkilerini araştırmak. Planlama: Retrospektif bir çalışma Ortam: Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, Konya Hastalar: Çalışmaya Ocak 2003 ile Nisan 2009 tarihleri arasında çeşitli obstetrik nedenlerle yapılan 37 acil peripartum histerektomi vakası dahil edildi. Girişim: Hasta bilgileri, hastane kayıtları ve diğer hastayla ilişkili bilgiler hasta dosyalarından elde edildi. Hastaların demografik özellikleri olarak yaş, parite, gravida, gebelik haftası, ve doğum şekilleri belirlendi. Operasyonla ilişkili bilgiler kaydedildi. Değerlendirme parametreleri: Peripartum histerektominin insidansı, endikasyonları ve risk faktörleri Bulgular: Bu sürede toplam 37 vaka kaydedildi ve APH insidansı % 0,223 olarak belirlendi. Olguların 22 (%59,5)‘sine total, 15 (% 40,5)‘ine subtotal histerektomi uygulandı. Histerektomi endikasyonları %43,2 atoni, %37,8 plasenta previa, acreata ve increata, %13,5 uterin rüptür olarak kaydedildi. Histerektomilerin 20 (%54) ‘si sezaryenlerde, 17 (%46) ‘si vajinal doğum sonrası uygulandı. 3 (%8,1) hastaya ooferektomi, 19 (% 51,3) hastaya bilateral hipogastrik arter ligasyonu yapıldı. DIC ve multi-organ yetmezliği nedeniyle 1 olmak üzere 3 (%8,1) hastada exitus gerçekleşti. Yorum: Uterin atoni postpartum hemoraji ve acil peripartum histerektomi için halen en sık endikasyonu oluşturmaktadır. APH, yüksek maternal morbidite ve mortalite ile seyreden, ancak zamanlaması doğru yapıldığında hayat kurtarıcı bir prosedürdür.Öğe Body ımage, self-esteem and depressive symptomatology in women with polycystic ovary syndrome(2014) Annagür, Bilge Burçak; Tazegül, Aybike; Akbaba, NurselGiriş: Bu çalışmada Polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlarda beden algısı, benlik saygısı ve depresif belirtilerin saptanması ve sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniğine ayaktan başvuran tedavi edilmemiş PKOS tanısı alan kadın hastalar üzerinde yapılmıştır. Çalışma kriterlerini karşılayan toplam PKOS tanılı 83 kadın çalışmaya dâhil edilmiştir. Selçuk Üniversitesi hastane personelinden alınan ve yaşla eşleştirilmiş sağlıklı 64 kişi ise kontrol grubu olarak belirlenmiştir. PKOS tanısı Rotterdam kriterlerine göre konmuştur. Katılımcıların sosyodemografik özellikleri kaydedildikten sonra Beden İmajı ölçeği, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği katılımcılar tarafından doldurulmuştur. Bulgular: Hasta ve kontrol grubu arasında yaş, eğitim ve ekonomik durum açısından fark saptanmadı (p0,05). Psikiyatrik hastalık öyküsü PKOS olan kadınlarda anlamlı olarak yüksekti (p0,05). Her iki grupta da BMI 25 kg/m2 idi. Vücut kitle indeksi PKOS grubunda kontrol grubundan daha yüksekti (p0,05). Beck depresyon ölçek puanı PKOS olan grupta konrtol grubuna gore anlamlı olarak yüksekti (p0,05). Her iki grup arasında Beden İmajı Ölçek puanları ve Rosenberg Benlik saygısı ölçek puanları arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p0,05). Sonuç: Bu çalışma PKOSun depresif semptomlarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca BMIindeki artış, PKOS başlangıcı için bir gösterge olabilir. Ancak bu sonuçlar prospektif çalışmalarla desteklenmelidir.Öğe Coexistence of ovarian mucinous adeno carcinoma and benign brenner tumor: A case report(2011) Seçilmiş, Özlem Kerimoğlu; Karabağlı, Pınar; Tazegül, Aybike; Çelik, ÇetinMüsinöz over tümörlerinin kimi zaman Brenner tümörleri ile beraber görülebildiği bilinmektedir ancak literatürdeki vakaların birçoğunda müsinöz kistadenomların incelendiği dikkati çekmektedir. Bu vaka sunumunda kliniğimizde opere edilen; müsinöz adenokarsinom ve buna eşlik eden benign brenner tümörü tanısı alan bir olguyu sunmayı hedefledik. Bu vaka sunumunda 57 yaşında anormal vajinal kanama şikayetiyle hastanemize başvuran, 6 gebeliği, 4 yaşayan çocuğu ve 2 abort öyküsü olan; yapılan muayene ve radyolojik değerlendirmesinde sol overde bilobule kistik oluşum tespit edilen, CA 125 ölçümü normal bir hastanın sonuçlarını sunmayı hedefledik. Postmenapozal overyan kitle ön tanısıyla opere edilen hastaya total abdominal histerektomi, bilateral salpingooferektomi, total omentektomi ve bilateral pelvik-paraaortik lenf noddu diseksiyonu uygulandı. Patoloji sonucu sol over müsinöz adenokarsinom ve benign Brenner tümörü şeklinde rapor edildi. Müsinöz kistadenoma Brenner tümörünün eşlik etme oranı %1,3; Brenner tümörleri incelendiğinde ise müsinöz tümörlerin eşlik etme oranı ortalama %9 olarak rapor edilmiştir. Bu vakada olduğu gibi müsinöz adenokarsinoma ile beraberliği ise nadiren görülmektedir. Müsinöz kistadenokarsinom veya kistadenom tanısı mevcudiyetinde aynı taraf ve karşı taraf overde kist varlığında Brenner tümörü mevcudiyeti açısından değerlendirilme yapılması ve tespit edilen vakaların ileri moleküler sitogenetik değerlendirmelerinin yapılmasıyla bu tümörlerin gelişim histogenetikleri aydınlatılabilir.Öğe Comparison of multiple dose GnRH antagonist and minidose long agonist protocols in poor responders undergoing in vitro fertilization: a randomized controlled trial(SPRINGER HEIDELBERG, 2008) Tazegül, Aybike; Görkemli, Hüseyin; Özdemir, Suna; Aktan, Tahsin MuradObjective To investigate the efficacy of gonadotropin releasing hormone antagonist (GnRH) in poor responders undergoing in vitro fertilization. Study design Ninety-six patients with poor ovarian response in previous treatment cycles were prospectively randomized into two groups. Forty-four patients were stimulated with GnRH antagonist multidose protocol and 45 patients received a standard long agonist protocol. Ovarian response was evaluated by transvaginal ultrasound and hormonal parameters. Cycle characteristics and treatment outcomes were statistically compared between groups. Results There was significantly reduced duration of stimulation and consumption of gonadotrophins in the antagonist group when compared to the agonist group. The estradiol concentrations on the day of human chorionic gonadotropin (hCG) injection, the number of oocytes retrieved, and the number of embryos transferred were similar for both groups. In the antagonist group, eight (18.1%) ongoing pregnancies were achieved and in the agonist group, ten (22.2%) clinical pregnancies were achieved but the difference was not statistically significant. Conclusions The present study was not powered to detect clinically relevant differences between two protocols in outcomes such as pregnancy rate, with confidence.Öğe Gastrointestinal Stromal Tumor Mimicking Ovarian Tumor(2012) Kerimoğlu, Özlem Seçilmiş; Baba, Füsun; Tazegül, Aybike; Alptekin, Hüsnü; Acar, Hasan; Çelik, ÇetinMalignant gastrointestinal stromal tumors are rare mesenchymal tumors originating from the gastroin- testinal tract. Making a differential diagnosis with gynecologic masses may be difficult in the preopera- tive period. The patient was a 45- year-old woman who presented to our clinic with a palpable mass fill- ing the pelvis. The CA 125 value was 42.7 U/ml. She underwent right hemicolectomy, total omentectomy, total abdominal hysterectomy, bilateral salpingo-oophorectomy and bilateral pelvic and para-aortic lymph node dissection since the frozen section assessment of the biopsy from the right colon was re- ported as a tumoral mass probably originating from the ovary. Tumoral tissue showed diffuse cytoplas- mic membraneous staining immunohistochemically with CD117, showed strong focal strong cytoplasmic staining with SMA. It was stained negative with desmin, S-100 and CD34. Molecular analysis of KIT gene was performed, we didn't detect mutations of exon 9 or 11. Surgical exploration of pelvic masses with undetermined origins should be performed in multidiciplinary hospitals including gynecological on- cology and surgical oncology teams. Histopathological examinations should be performed by experi- enced pathologistsÖğe Kontrollü overyan hiperstimulasyon, ICSI-ET uygulanan zayıf over yanıtlı infertil hastalarda multidoz GnRH antagonisti ile uzun agonist protokollerinin karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Tazegül, Aybike; Görkemli, HüseyinGiris: Zayıf over yanıtlı hastalarda kontrollü overyan hiperstimulasyon prosedürlerinde, klinik etkinlikleri kanıtlandıgında, prematür LH artısını önlemek için, LH ve FSH ta hızlı düsüse neden olan, uzun desensitizasyon dönemi gerektirmeyen ve böylece bu dönemin yan etkilerini tasımayan GnRH antagonistleri GnRH agonistlerinin yerini alabilir. Amaç: Bu çalısmada, zayıf over yanıtlı hastalarda GnRH antagonist multidoz protokolü ile agonist uzun protokolleri arasında etkinlik açısından fark olup olmadıgını arastırmak amaçlanmıstır. Materyal ve Metod: Çalısmamız prospektif olarak düzenlenmis olup, 01.01.2006-30.03.2007 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezine basvuran ve çalısmaya dahil edilme kriterlerine uyan 60 hastaya GnRH antagonisti veya GnRH agonist uzun protokolleri uygulanmıs ve bu iki protokolün etkinlikleri karsılastırılmıstır. Bulgular: Agonist gurubunda kullanılan toplam FSH dozu anlamlı olarak daha fazla iken(Agonist gurubunda 3673,3 mIU/ml iken antagonist gurubunda 2595,7 mIU/ml idi.) indüksiyon süresi antagonist gurubunda anlamlı derecede kısa idi (agonist gurubunda 11,8 gün, antagonist gurubunda 10,2 gün). Her iki gurupta hCG günü E2 düzeyleri, M II oosit sayıları, fertilize oosit sayıları, transfer edilen embryo sayısı ve gebelik oranları arasında anlamlı farklılık izlenmedi. Sonuç: Zayıf over yanıtlı hastalar için GnRH antagonist tedavisi gebelik sonuçları açısından agonist tedavisine benzer etkinlige sahiptir.Öğe Lichen Simplex Chronicus That Accompanies Anogenital Warts During the Childhood(Hindawi Limited, 2012) Seçilmiş Kerimoğlu, Özlem; Doğan, Nasuh Utku; Tazegül, Aybike; Karameşe, Mehtap; Beyhekim, Hasan; Çelik, ÇetinAnogenital warts and lichen simplex chronicus (LSC) are rarely seen during the childhood. A 9-year-old girl has been presented to hospital by her parents with itching in the anogenital area. There were anogenital warts and a different erythematous lesion in the perianal region. On the pulpa of the right thumb, there was a wart extending under the nail. The lesions are surgically removed. The results of the histopathological examination were reported as condyloma acuminata and LSC. Children with anogenital warts should be examined carefully to discover the transmission route and other possible concomitant cutaneous diseases.Öğe A New Alternative Technique After Pfannenstiel Incision in Obese Women; Cutaneous Plication(2010) Tazegül, Aybike; Acar, AliOBJECTİVE: Surgical wound infections are frequently observed in obese women following surgery. In order to overcome this complication, different management strategies are determined. The study demonstrates a new cutaneous plication technique which minimizes surgical wound infection incidence in obese women. With this method, wound complication rates in obese women are decreased and wound repair is similar to classical cutaneous plications. STUDY DESIGN: The technique was conducted with one hundred obese women (n: 100) who had pfannenstiel incisions for any obstetrical and gynecological indications. All patients were evaluated on the postoperative 7th day and 6th week for wound repair. RESULTS: There were only 3 cases with wound infections with this technique and all were detected within the first week following operation. Two patients with wound infections were also diabetic. Tissue approximation and wound repair were appropriate on the postoperative 7th day. There was not any wound dehiscence, hematoma, nor abscess formation at postoperative 6th week.Öğe Uterine Prolapse Complicating the 3rdTrimester of the Pregnancy: A Case Report(2012) Kerimoğlu, Özlem Seçilmiş; İncesu, Feyza Nur; Tazegül, Aybike; Doğan, Nasuh Utku; Yılmaz, Setenay Arzu; Çelik, ÇetinUterin prolapsus gebelikte son derece nadir görülen bir durumdur. Prolapsus etyolojisi ileri yaş, multipartite, zor vajinal doğum ve artmış vücut kitle indeksi gibi çok çeşitli faktörlere bağlanmaktadır. Bu durumun servikste kuruma ve ülserasyona, erken veya zor doğuma ve hatta maternal ölüme sebep olabileceği bildirilmiştir. Bu vaka sunumunda gebelikte oluşan bir uterin prolapsus vakasını sunmayı hedefledik. 40 yaşında, 5 gebeliği, 4 doğumu ve uterin prolapsusu olan hasta, gebeli- ğinin 35. haftasında pelvik ağrı ve üriner sistem enfeksiyonu nedeniyle hastaneye başvurdu. Gebeliğin 38. haftasında do- ğum eylemi sırasında; ödemli, ülsere ve kuru serviks nedeniyle gelişen aşırı servikal kanama nedeniyle sezaryen ile doğum yaptı. Doğum sonrası uterin prolapsusu spontan olarak düzeldi. Gebelikte oluşan uterin prolapsus konservatif yaklaşımla takip edilebilir. Kuruyan ve ülsere olan serviks dilatasyon sırasında şiddetli kanamaya sebep olarak doğum yöntemi olarak sezaryenin tercih edilmesine neden olabilir.