Yazar "Ulutaş, Ejder" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Değişen vatandaşlık ilişkilerinin dayandığı nokta: Toplumsal sözleşme temelli bir anayasa (Türkiye örneği)(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Ulutaş, Ejder; Aktay, YasinAnayasa ve vatandaşlık kavramları üzerine bir şeyler söylemenin ağır bir sorumluluğu da üstlenmek anlamına geldiği kabulüyle hareket eden bu çalışmanın mütevazı bir katkı olma niyeti taşıdığını belirtmek gerekiyor. Mevcut anayasa da (1982) dahil olmak üzere Türkiye'de inşa edilen anayasalar ciddi sosyolojik, siyasal ve hukuksal problemlere sahiptir. Anayasalar genellikle askeri müdahalelerin akabininde oluşturulmuştur. Dolayısıyla demokratik değerlerlerin karşısında konumlandırılacak bir mahiyet arz etmektedir. Bu tez, Türkiye'deki demokrasi ve insan hakları konusunda yaşanan ve gelinen süreci de göz önünde bulundurarak anayasa ve vatandaşlığa dair bir değerlendirme niteliğini taşımaktadır. Bilindiği üzere, Cumhuriyeti kuran siyasi iradede, Osmanlı yönetim yapısının tebaaya yönetici karşısında edilgen bir konum biçtiği ve bu durumun aşılması gerektiği düşüncesi hakimdi. Bu amaçla tebaa yerine vatandaş kavramı ön plana çıkarıldı. Yapılan analizlerde edilgen tebaanın yerine ikame edilmeye çalışılan etkin vatandaş profilinin aslında pek de inşa edilmediği görülmektedir. Egemenlik ilişkisinin Osmanlı'nın aksine Cumhuriyet tarihinde demokratik bir temele oturduğunu söylemek zordur. Osmanlı'da yöneten-tebaa ilişkisi Cumhuriyet Türkiyesi'nde anayasa-vatandaş biçimine evirilmiştir. Anayasaların tanımladığı vatandaş, belli bir kesimi temsil etmekten öteye geçememiştir. Ancak son dönemlerde küresel konjonktürün de etkisiyle hem devlet kanadında hem de halk içerisinde insan haklarına dayalı sosyal mutabakatın yani yeni bir anayasanın inşası yönünde olumlu bir irade hakim. Bu iradenin cisimleştiği yerlerden biri de şüphesiz entelektüel camiadır. Entelektüel camianın üç önemli figürü olan Ali Bulaç, Oral Çalışlar ve Mehmet Altan'ın köşe yazıları kısmi bir söylem analizine tabi tutulmuştur. Anahtar Kavramlar: Anayasa, Vatandaş, Vatandaşlık, Devlet, Demokrasi, İnsan Hakları, Kamusal Alan, Egemenlik.Öğe Kartezyen Düalizm’in ‘Demir Kafes’i ve Weber’in anladığı İslam Toplumu(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2016) Ulutaş, EjderBryan S. Turner, “Max Weber ve İslam” adlı eserinde Weber’in İslam’a ve İslam toplumlarına yaklaşırken kendi yorumcu sosyolojisinin ölçütlerine uymadığını belirtmektedir. Ona göre Weber’in İslam’a yönelik değerlendirmeleri Marx’ınkinden pek de farklı değildir. Turner, Weber’in doğuya özgü bir toplum modeli olarak tasarımladığı patrimonyalizm kuramına sık sık atıfta bulunmaktadır. Bu düşüncenin, Weber’in oryantalist bir ön yargıya derin bağlılığından kaynaklandığını düşünmektedir. Dolayısıyla bu yazıda, bilim felsefesinde kendisine büyük bir taraftar ve izleyici kitlesi ve geniş hacimli bir tartışma alanı açan Kartezyen felsefenin kısa bir açıklama ve tartışması yapılmaktadır. ‘Batı Aklı’nın düştüğü çıkmazların bir örneği üzerinde durulmaktadır. Weber’in bilim anlayışı hakkında bir değerlendirme yapılmaktadır. İslam toplumlarını incelerken, pozitivist paradigmanın pek de dışına çıkamadığını dile getiren Turner’in eseri üzerinden de bir tartışma yürütülmektedir. Weber’in de kapıldığı düşünülen bu düalizm açmazı ele alınmaktadır.Öğe Toplumsal bir tip: Kanaat önderi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015-11-20) Ulutaş, Ejder; Alver, KöksalBu çalışmada, kanaat önderinin kavramsal ve kuramsal bir tartışması yürütülmektedir. Kanaat önderinin kim olduğu, nasıl algılandığı, toplumda ne tür bir boşluğu doldurduğu gibi sorular etrafında ilerleyen çalışma, bir kanaat önderi tipolojisi çıkarmayı denemektedir. Bunun için ilk olarak kanaat kavramı hakkında değerlendirmeler yapılmaktadır. Daha sonra toplumsal tipler bağlamında "kanaat önderi"nin nasıl bir profile sahip olduğu ele alınmaktadır. Çalışma, eldeki sınırlı literatüre atıfla, teorik kısımda kanaatlerin oluşumunu, yönetilmesini ve yönlendirilmesini tartışmaktadır. Toplumsal tip bağlamında ele alınan kanaat önderi kavramının nasıl bir tanımlamaya sahip olduğu ele alınmaktadır. Dolayısıyla kanaat önderi kavramı etrafında, toplumsal tiplerin önemi ve konumuna dair bir çalışma gerçekleştirilmektedir. İki bölüm halinde gerçekleştirilen teorik çerçevenin ardından kanaat önderi kavramının bir iz düşümü üzerine odaklanılmaktadır. Evren olarak Ağrı'yı esas alan bu çalışma, nitel araştırma yöntemlerinin imkan ve sınırlılıkları dahilinde bir saha çalışmasıyla son bulmaktadır. Sahada, gerek kanaat önderi olarak görülen şahıslar, gerekse yöredeki farklı sosyal katmanlardan gelen kişilerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmektedir. Teorik tartışmalar ve sahadan elden edilen veriler çerçevesinde bir kanaat önderi tipolojisi çizilmektedir.Öğe Türkiyede Vatandaşlık ve Anayasal Süreç(2014) Ulutaş, EjderMevcut anayasa da (1982) dahil olmak üzere Türkiye’de inşa edilen anayasalar ciddi sosyolojik, siyasal ve hukuksal problemlere sahiptir. Anayasalar genellikle askeri müdahalelerin akabinde vücuda getirilmiştir. Dolayısıyla demokratik değerlerlerin karşısında konumlandırılacak bir mahiyet arz etmektedir. Bilindiği üzere, Cumhuriyeti kuran siyasi iradede, Osmanlı yönetim yapısının tebaaya yönetici karşısında edilgen bir konum biçtiği ve bu durumun aşılması gerektiği düşüncesi hakimdi. Bu amaçla tebaa yerine vatandaş kavramı ön plana çıkarıldı. Yapılan analizlerde edilgen tebaanın yerine ikame edilmeye çalışılan etkin vatandaş profilinin aslında pek de inşa edilmediği görülmektedir. Egemenlik ilişkisinin Osmanlı’nın aksine Cumhuriyet tarihinde demokratik bir temele oturduğunu söylemek zordur. Osmanlı’da yöneten-tebaa ilişkisi Cumhuriyet Türkiyesi’nde devlet anayasası-vatandaş biçimine evirilmiştir. Anayasaların tanımladığı vatandaş, belli bir kesimi temsil etmekten öteye geçememiştir. Ancak son dönemlerde küresel konjonktürün de etkisiyle hem devlet kanadında hem de halk içerisinde insan haklarına dayalı sosyal mutabakatın yani yeni bir anayasanın inşası yönünde olumlu bir irade hakim. Bu makale, Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları konusunda yaşanan ve gelinen süreci de göz önünde bulundurarak anayasa ve vatandaşlığa dair bir değerlendirme niteliğini taşımaktadır.