Yazar "Yiğit, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alternative methods of treatment for organic animal production: a survey of “baitarname” (veterinary manuscript)(2017) Yiğit, Ali; Yaşar, AşkınManuscripts, containing thousands of years of information and experiences about the treatment of diseases of other animal species, mostly horses, are known by different names such as baitarname, esbname, haylname and bazname. These authentic works, which were also established during the Islamic Civilization period, also bear the traces of different civilizations such as Ancient Egypt, Ancient India and Ancient Greek. With this study, it was aimed to shed light on the evaluation of these manuscripts which have thousands of years of knowledge in terms of treatment and preventive medicine in organic animal production. The main material of the work is originated of a manuscript work conducted as a doctoral thesis and of information on the subject. In addition, books, theses, researches and compilation studies that can be reached within the scope of the subject and which were studied before were also evaluated. In these study, it is observed that the use of herbal, animal and mineral resources as medicines in the treatment, as well as the applications of phlebotomization and cauterization are among the treatment methods. Increased pharmacological, toxicological and clinical trials on herbal, animal and mineral drugs, which are accepted as a complementary role even if they are not alternative, could be a valuable source of organic animal production for which artificial drug use is prohibited or restricted.Öğe Bayraklarda kullanılan hayvan figürleri üzerine bir inceleme(2011) Yiğit, Ali; Çakır, Sema; Yıldız, Gülseren; Aslım, Gökhanİnsanlık tarihinde, insan tarafından hayvana yüklenen anlam eski önemini kaybetse de, günümüzde halen farklı unsurlarda varlığını sürdürmektedir. Bu unsurlardan biri de ulusların, toplumların simgesini çeşitli renk ve biçimlerde gösteren “bayrak”lardır. Çalışmada, insan–hayvan ilişkisinin, bir ülkenin bağımsızlık simgesi olan bayraklara yansımasını değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmada Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası düzeyde tanınan 193 ülke bayrağı incelendi. Çalışmanın gerecini hayvan figürü bulunan 23 ülke bayrağı oluşturdu. Bu bayraklarda toplam 19 farklı hayvan figürünün yer aldığı belirlendi. Ülke bayraklarında yer alan hayvanlar farklı gruplara ayrılarak, farklı kültürlerdeki anlamları değerlendirildi. Bayraklarda yer alan hayvanlara yüklenen anlam farklı kültürlerde değişmekle birlikte, bazı hayvanların benzer anlamları sembolize ettiği ve geçmişte hayvanlara yüklenen anlamın günümüzde de varlığını sürdürdüğü söylenebilir.Öğe Evaluation of graduates of the Kafkas University Faculty of Veterinary Medicine in terms of several parameters(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Yiğit, Ali; Aydın, Erol; Cihan, MeteAmaç: Bu çalışma, Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesinden 1990-2011 yılları arasında mezun olan veteriner hekimlerin bazı parametreler yönünden değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirildi. Gereç ve Yöntem: Mezuniyet yıllıklarına ait defterler ile mezun olan öğrencilere ait arşiv dosyaları incelenerek cinsiyet, doğum yeri, ortalama mezuniyet yaşı ve yılı bilgilerinin yer aldığı 22 yıllık (1990-2011) mezun profili çıkarıldı. Bu mezunların çalıştıkları yer ile çalışma alanı bilgileri, mezunlar ile yapılan görüşmeler ve internet erişiminden sağlandı. Bulgular: Doğum yeri ile çalışma yeri arasında pozitif bir ilişkinin varlığı (n=634, %54.37), mezunların %84.10’unun kamu (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) ve klinik hizmeti alanında çalışması ve işsiz veteriner hekimin olmaması dikkat çekicidir. Öneri: Yüksek Öğretim Kurulu’nun veteriner hekimliği eğitiminde türe dayalı klinik yapılanmayı tartıştığı günümüzde, çalışma verileri doğrultusunda özellikle küçükbaş ve büyükbaş ağırlıklı hayvana sahip Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan fakültenin, altyapı sorunları uygun hale getirildiği takdirde, bu türlere yönelik eğitim vermesi gerektiği söylenebilir.Öğe Hayvan koruma kavramı ve biyoetik çerçevesinde yaban hayatı koruma ve yaban hayatı geliştirme sahaları(2012) Aslım, Gökhan; Yiğit, Ali; İzmirli, Serdar; Yaşar, Aşkınİnsan faaliyetleri sonucunda tehlikeye giren çevrenin geleceği, etik ve deontolojik boyutlar içeren, zamanımızın önemli bir sorununu oluşturmaktadır. Bu sorunların çözümünde konu ile ilgili mevzuatın yanı sıra etik yaklaşımlar yararlı araçlar olarak görülmektedir. Türkiye’de 1966 yılında başlayan Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları çalışmaları günümüzde çeşitli yasal düzenlemelerle de temellendirilerek artmaktadır. Çalışmada, yaban hayatının korunmasında önemli yeri olan Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları’nın hayvanları koruma ve biyoetik yönden değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmanın materyalini, hayvanları koruma ve yaban hayatı ile ilgili yerel mevzuat (Hayvanları Koruma Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu, Su Ürünleri Kanunu, Özel Çevre Koruma Alanları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Milli Parklar Kanunu gibi) ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmeler (BERN, CITES, Ramsar ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmeleri) oluşturdu. Türkiye’de değişik statülerde (Milli Park, Tabiat Parkı, Tabiatı Koruma Alanı, Doğal Sit, Özel Çevre Koruma Bölgesi, Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanı, Yaban Hayatı Koruma Sahaları ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları gibi) koruma alanlarının olduğu; bu alanlardan çalışma kapsamında incelenen Yaban Hayatı Koruma Sahaları’nın 109, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları’nın 79 adet olduğu ve bu sahalarda 11 hayvan türü ve su kuşlarının koruma altına alındığı belirlendi. Yapılan yasal düzenlemeler ile bu sahalarda, yaban hayatının korunmasına yönelik, mevzuat yönünden önemli adımlar atıldığı ve birçok yaban hayvanı sayısında önemli artışlar olduğu belirlendi. Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde soyu azalan ya da tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan yaban hayvan türleri, doğal alanlarında, ortamın ekosistem özellikleri bozulmadan, habitatları ile birlikte korunmaları amacıyla koruma altına alınmakta ve bazı türlerin de üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamaların, doğal dengenin korunmasında ve biyoçeşitliliğin sağlanmasında gerekli olduğu söylenebilir. Sonuç olarak uluslar arası sözleşmeler de dikkate alınarak hazırlanan ulusal düzenlemelerin, yaban hayatı korunması konusunda önemli katkılar sağladığı ve Türkiye’nin bu konudaki çalışmaları arttırarak devam etmesi gerektiği; canlı varlıkların değeri, önemi ve bu doğrultuda hakları bulunduğu görüşüne dayanan canlı-merkezci tutumun yaygınlaştırılmasının yararlı olacağı söylenebilir.Öğe HAZA KİTÂBU BAYTARNÂME VE “TERCÜME-İ BAYTARNÂME”DE TIP VE VETERİNER HEKİMLİĞİ ALANINDA ORTAK UYGULAMALAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME(2013) Yiğit, Ali; İzmirli, Serdar; Yaşar, AşkınEvcilleş(tir)me süreci ile insanın yararlandığı hayvanları tedavi etmesi doğal bir sonuç olarak kabul edilmekte; tıp ve veteriner hekimliğinin tarihin bazı dönemlerinde ortaklaşa yürütüldüğü bilinmekte, hatta günümüzde de "tek tıp tek sağlık" konsepti içerisinde tıp ve veteriner hekimliği işbirliğinin önemi üzerinde durulmaktadır. Yazma eserler içerisinde veteriner hekimliği tarihinin önemli bir kaynağını oluşturan baytarnamelerin, veteriner hekimliği ve genel olarak at yetiştiriciliği, hastalıkları ve tedavileri konularını içermekle birlikte folklorik bilgiler ve bunlar arasında tıp konusunda da bazı bilgiler içerdikleri belirtilmektedir.Bu çalışmada, baytarnamelerde yer alan tıp ve veteriner hekimliği ortak uygulamalarının (tanı ve tedavi metotları gibi) değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Materyal olarak "Tercüme-i Baytarnâme" ve "Haza Kitâbu Baytarnâme" isimli iki baytarname incelendi. Buna ilave olarak, baytarnameler üzerine yapılan bilimsel çalışmalar ve günümüz folklorik hekimliği bilgi ve uygulamaları da karşılaştırmalı olarak değerlendirildi. Çalışmada, insan ve hayvanlarda görülen bağır ağrısı, dalak şişmesi (talak, adem talağu), karın fıtkı, ziybe (karaciğer hastalığı), uyuz, müşeş (Jardone), baras (Trichophytose ya da Vitiligo), yılan sokması ve çıban (Abscess, apse) gibi hastalık/durumlarda insan ve hayvanlar için aynı tedavilerin uygulandığı ya da önerildiği; farklı hastalıklar (atta bukağılık felci ve nefes darlığı - insanda öksürük) için de benzer tedavilerin uygulandığı belirlendi. Ayrıca, belirli hayvan materyal/ürünlerinin bazı insan hastalıklarının tedavisinde, insan materyal/ürünlerinin (kuru kafa kemiği, avrat kanı, oğlan ve yetişkin idrarı, gaita vb) de hayvan hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı tespit edildi. Sonuç olarak baytarnamelerin, hayvan hekimliğinin yanı sıra insan hekimliği açısından da önemli sayılabilecek bilgiler içerdiği; baytarnamelerin içerdiği ortak bilgi ve uygulamalardan hareketle, tarihsel süreçte paralel gelişen insan ve hayvan hekimliğinin ortak yönlerinin olduğu söylenebilir.Öğe ''İlm-i fürusiyet'' isimli baytarnamenin veteriner hekimliği tarihi, at yetiştiriciliği ve hastalıkları açısından incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2011) Yiğit, Ali; Yaşar, Aşkınİslam Uygarlığı Dönemi veteriner hekimliğinin önemli kaynaklarını oluşturan ve genelde at yetiştiriciliği, hastalıkları ve tedavilerini içeren yazma eserler ''baytarname'', ''haylname'', ''esbname'' ve ''feresname'' olarak isimlendirilmektedir. Bu eserlerin kapsamlı olanları ise atlarla ilgili ayet, hadis ve rivayetler; atların karakterleri, renkleri, yaş tayini, at alırken nelere dikkat edileceği, atın anatomisi, bakımı ve beslenmesi, eğitimi, hastalıkları ile tedavileri konularını içermektedir. İslamiyet öncesi Doğu ve Batı bilgilerinin de önemli kaynağını oluşturan ve (şimdiye kadar tespit edilen verilerden hareketle) Osmanlı Türkçe'sine (Osmanlıca) çevirileri ilk olarak 14.yy'dan itibaren yapılmaya başlanan bu eserlerin, günümüz uygulamaları ile karşılaştırıldığında bile önemli bilgiler içerdikleri bildirilmektedir. Bu çalışmada, tez konusu eser(ler)in bilim tarihi, veteriner hekimliği tarihi, at yetiştiriciliği ve hastalıkları açısından incelenip, daha önce yapılmış yazma eser çalışmaları ve günümüz bilgileri ile karşılaştırılarak bilim ve veteriner hekimliği tarihine katkı sağlanması amaçlandı. Çalışmanın materyalini, biri Süleymaniye Kütüphanesi'nde (''Tercüme-i Baytarname'') diğeri ise Milli Kütüphane'de (''İlm-i Fürusiyet'') olan ve farklı tarihlerde (1479?1802) yazılmış olan yazma eserler oluşturdu. Eser(ler)in bibliyografik ve bilimsel özelliklerinin saptanması amacıyla Türkiye'de yazma eserlerin toplandığı kütüphanelerde (İstanbul, Manisa, Bursa, Ankara, Konya) yer alan yazma eserler (baytarnameler) ile genel düzeyde karşılaştırıldı. Daha önce yapılan baytarname çalışmalarının yanı sıra genel tarih kaynakları ve veteriner hekimliği folklor araştırmaları da bu kapsamda incelendi. Çalışmada eser(ler)in, İslam Uygarlığı döneminin önemli kaynaklarını oluşturan baytarnamelerin genel özelliklerini (atın savaşlardaki önemi, bazı hadis ve şiirlerde atın önemi, at yetiştiriciliği, hastalıkları ve bunların tedavileri) taşımasının yanı sıra önemli sayılabilecek farklı alan bilgilerini (bilim tarihi, botanik gibi) de içerdiği; Hibetullah b. Mahmud İbn Mevdud tarafından Arapça bir eserden Osmanlı Türkçesine tercüme edilen Tercüme-i Baytarname'nin 10, Tercüme-i Baytarname'den kopya edildiği anlaşılan İlm-i Fürusiyet'in ise 9 bölümden (atın sevilen/sevilmeyen özellikleri, atta görülen don ve nişaneler, gebelik, atın kusurları, hastalıklar, bu hastalıkların tedavileri gibi) oluştuğu belirlendi. Ayrıntılı inceleme sonucunda eser(ler)in yapı ve içeriği ile ilgili daha doğru ve kesin bilgilere ulaşıldı. Eser(ler)deki ayet, hadis ve şiirlerde at ile ilgili söylenen söz ve şiirlerin atın insanın yaşamındaki önemini anlamak açısından önemli bilgiler içerdiği; at yetiştiriciliği, hastalıkları ile bunların tedavileri konusunda çoğu zaman doğru ve ayrıntılı bilgilerin verildiği; bazı hastalıkların tedavi seçeneklerindeki zenginlik ile müellifin (yazarın) mücerrebdir, ''benim katımda, bence'', ''bu tedavi hepsinden iyidir'' vb ifadeleri ile kaynak eserlerden (Yunan, Hint vb) tercümelerin yanı sıra deneyimlerin de bu eserlere yansıtıldığını gösterdiği; daha önce yapılan ve ulaşılabilen baytarname çalışmalarıyla benzerliklerin yanı sıra önemli farklı noktaların (boyun uzunluğunun 2 zira` olarak belirtilmesi, gebeliğin devam ettirilmesi için önerilen tedavi, uyuz tedavisi uygulanan atın sütünü içen tayın da tedavi olacağı vb) olduğu belirlendi. Yapılan taramalar sonucunda Tercüme-i Baytarname adlı eserin Türkçeye tercüme edilen ilk eserler arasında yer aldığı; veteriner hekimliği ve bilim tarihi açısından olduğu kadar dil açısından da önemli kaynak niteliği taşıyan eser(ler)in bugüne kadar yapılan baytarname çalışmaları ile karşılaştırılmaları sonucunda özellikle terminolojik terim farklılıklarının giderilmesi için disiplinler arası çalışmalara gereksinim duyulduğu söylenebilir. Bu çalışmada incelenen eser(ler)in at yetiştiriciliği, hastalıkları ile tedavileri konusunda tarih kaynağı olma öneminin yanı sıra organik hayvan yetiştiriciliği ve günümüz alternatif hekimliğinde önem taşıyan alternatif, bitkisel tedavi bakımından da değerlendirilmesi gereken önemli birer kaynak niteliği taşıdıkları sonucuna varıldı.Öğe Mühürler ve baytarnameler(2011) Yiğit, Ali; Yaşar, AşkınAmaç: Bu çalışma ile özellikle el yazması baytarnamelerde yer alan mühürlerin incelenmesi ile yazmaların telif (yazılma) ya da tensih edildikten (kopyalandıktan) sonraki yol haritalarına katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Çalışma materyalini, farklı kütüphanelerde yer alan 46 baytarnamenin 32’sinde yer alan mühürler, konu ile ilgili Türkçe ve yabancı dildeki yayın ve internet kaynakları oluşturdu. Türkçe’ye çevirileri yapılan mühürler dil yönünden Arapça, Farsça ve Türkçe; sahiplik yönünden vakıf, şahıs, kütüphane mührü olarak ve ayrıca dil ve ait olduğu kişi veya kurum açısından sınıflandırıldı. Bulgular: İncelenen baytarnamelerin (46), büyük bir bölümünde mühür bulunduğu (32); bu mühürlerin 20’sinin vakıf, 11’inin kütüphane, 9’unun ise şahıs mührü olduğu; dil açısından yapılan incelemede 23 mührün Arapça ve 17 mührün ise Türkçe olduğu belirlendi. Öneri: Yazma eserlerin günümüze ulaşmasında kütüphane ve vakıfların önemli bir sığınak görevi taşıdığı; yazma eserlerdeki mühürlerin incelenmesi ile bu eserlerin uğrak ve sığınak yerlerinin yanı sıra katalog bilgilerinin oluşturulmasına da yararlı olunacağı sonucuna varıldı.Öğe ON BEŞİNCİ YÜZYILA AİT BİR BAYTARNAMEDE AT HEKİMLİĞİNDE KOTERİZASYON(2013) Yiğit, Ali; Yaşar, Aşkınİslam Uygarlığı Çağı'nda veteriner hekimliğinin durumuna ilişkin önemli kaynak niteliğindeki baytarnameler ağırlıklı olarak, at yetiştiriciliği, hastalıkları ve bunların tedavileri konularını içermektedir. 9. yy'da ilk örneklerine rastlanan Arapça baytarnamelerin Osmanlıca'ya tercüme edilmesine 14.yy'dan itibaren başlandığı bilinmektedir. Bu eserler, dönemin veteriner hekimliği uygulamaları hakkında da bilgiler içermesi bakımından veteriner hekimliği ve bilim tarihi açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Bu uygulamalar arasında günümüzde kronik bazı vakalarda da kullanılan koterizasyon (dağlama, key) cerrahi tedavi yöntemlerinden biri olarak yer almaktadır. Çalışmada, 1479'da yazıldığı bilinen at ile ilgili bir baytarname (Tercüme-i Baytarname) ve bu baytarnamenin 1802'de yazılan bir kopyası incelendi. Günümüz Türkçe'sine tercüme edilen on bölümlük eserde yer alan hastalıklardan (8. Bölüm) tedavisinde (9 - 10. Bölüm) koterizasyon yöntemi uygulananlar belirlendi. Konu, tarihsel süreçte değerlendirilip baytarname konusunda daha önce yapılmış çalışmalar ve günümüz bilgileri ile tartışılarak bilim ve veteriner hekimliği tarihine katkı sağlanması amaçlandı. Tedavi yöntemleri arasında, halen günümüz bilimsel ve folklorik uygulamalarında geçerliliğini koruyan dağlama yönteminin XV.yy'da genelde sinir ve kas hastalıklarının tedavisinde uygulandığı; tedavi şeklinin ayrıntılı şekilde anlatıldığı ve kullanılan dağlayıcı materyal bakımından farklı şekil (dört köşeli ve desenli) ve yapıda (demir ve bakır) olduğu belirlendi. Yapılan çalışmalara paralel olarak tedavisi zor olan ya da kronikleşmiş hastalıkların tedavisinde uygulanan yöntemin binlerce yıllık bir kullanım geçmişine sahip olduğu; genelde doğru şekilde uygulanan bu yöntemin günümüzde de benzer hastalıkların tedavilerinde kullanıldığı belirtilebilir. Bu çalışma ile incelenen eserin, XV. yy'da koterizasyon yönteminin tedavide kullanımına ilişkin bir tarih kaynağı olma öneminin yanı sıra günümüz alternatif hekimliğinde önem taşıyan alternatif tedavi yönünden de dikkate alınması gerektiği ileri sürülebilir.Öğe Tail docking and ear cropping in ruminants: a comparison of welfare aspects in the world and Turkey(2016) Sinmez, Çağrı Çağlar; Yiğit, Ali; Ülger, İsmail; Yaşar, AşkınThe aim of this paper is to identify the physiological and behavioral responses caused by tail docking and ear cropping in ruminants, to affirm the scientific evidence for the rationale and to evaluate laws, animal welfare and current practices in the world and in Turkey. The scientific research indicates that the practice of tail docking causes acute pain and behavioral responses in sheep, and that its protective effect against fly strike is controversial. The docking process and its effect on carcass quality and live weight gain are still unclear. It is argued that tail docking in cows causes relatively low pain but can result in an excess quantity of fly strike on the back of the animals. The practice of ear cropping for the purpose of tradition and treatment by folk healers in sheep and cows - generally without using anaesthesia and analgesia, in unsterilized conditions leads to distress, pain and injury in animals. In this review, the tail docking and ear cropping were briefly outlined and compared between Turkey and around the world. The development of alternative methods for animal health and welfare, the level of awareness should be increased on welfare and legislative issues regarding ear cropping and tail docking in Turkey.Öğe Türkiye’de pet hayvanların saldırgan davranışları üzerine bir değerlendirme(2010) Yiğit, Ali; Türkmenoğlu, EmineCanlıların belirli uyarıcılara karşı verdiği tepki, davranış olarak tanımlanmaktadır. Hayvanların sergilediği davranışlar da insanlardakine (özellikle de çocuklarda) benzer olarak eğitim, farkındalık duygusu, ağrı, acı vb. etkenlerle ilişkilendirilmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de pet hayvanlarının ortaya koyduğu ve basına yansıyan saldırgan davranışlar ve buna etkili olan bazı faktörlerin yasal ve etik açıdan değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Öğe Veteriner hekimliği tarihi ve deontoloji alanı akademisyenlerinin bilimsel çalışmalarının bibliyometrik analizi (1950-2015)(Selçuk Üniversitesi, 2021) Küçükaslan, Özgül; Yiğit, AliAmaç: Bu araştırmada, Türkiye’de veteriner hekimliği tarihi ve deontoloji alanı akademisyenleri tarafından yayımlanan bilimsel çalışmaların bibliyometrik özellikler açısından değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Periyodik olarak yapılması planlanan bu çalışmada öncelikle alanın ilk kürsüsünün kuruluş yılından 2015 yılına kadar olan 65 yıllık zaman dilimi ele alındı. Devamında en az onar yıllık aralarla çalışmanın sürdürülmesi planlandı. Çalışmanın gerecini yazarlar tarafından hazırlanan “Türkiye’de veteriner hekimliği tarihi ve deontoloji alanı akademisyenlerinin bilimsel çalışmaları bibliyografyası(1950-2015)” adlı araştırmada yer alan veriler oluşturdu. Bu kapsamda bibliyografyada yer alan; tezler, kitap/kitap bölümleri, makaleler ve bildirilerin bibliyometrik analizi yapıldı. Çalışmaların yıl, konu ve dergi değişkenleri bakımından değerlendirilmesi yapılarak veriler tablolar halinde sunuldu. Bulgular: En fazla sayıda doktora tezinin (n=11, % 40,74), kitap/kitap bölümünün (n=18, % 34,62) ve yurt içi makalenin (n=83, % 32,55) 2010-2015 yılları arasında hazırlandığı belirlendi. En fazla yurt dışı makalenin (n=13, % 39,40) 2000-2009 yılları arasında yayımlandığı, en fazla ulusal bildirinin (n=102, % 45,33) 2000-2009 yılları arasında, uluslararası bildirinin ise (n=84, %56,75) 2010-2015 yılları arasında sunulduğu saptandı. Akademisyenlerin konu yönelimleri değerlendirildiğinde en fazla çalışmanın veteriner hekimliği tarihi konularında yapıldığı belirlendi. Buna göre; doktora tezleri (n=19, %70,38), kitap/kitap bölümleri (n=20, %38,46), yurt içi makaleler (n=183, %71,76), yurt dışı makaleler (n=14, %42,43), ulusal bildiriler (n=103, %45,78) ve uluslararası bildiriler (n=86, %58,11) olarak kaydedildi. En fazla yurt içi makalenin, Veteriner Hekimler Derneği Dergisi’nde (n=60, %23,53), en fazla yurt dışı makalenin, Journal of Veterinary Medical Education (n=5, %15,15) adlı dergide yayımlandığı saptandı. Öneri: Bu çalışma ile veteriner hekimliği tarihi ve deontoloji alanının çalışmalarının bibliyometrik profili ortaya çıkarılarak akademisyenlerin bilimsel araştırma eğilimleri belirlenmiştir. Çalışmanın, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri ile giderek zenginleşmekte olan alanın bilimsel düzeyinin belirlenmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bibliyometrik incelemelerin belirlenen tarih aralıkları çerçevesinde periyodik olarak yapılması ile alanın bilimsel performansının belirlenebileceği ve alan performansına yönelik yapılacak kalitatif ve kantitatif değerlendirmelere ışık tutacağı ileri sürülebilir.Öğe VETERİNER HEKİMLİĞİ UYGULAMALARINDA "KAN AKITMA / ALMA" ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA(2015) Yiğit, Ali; Sinmez, Çağrı Çağlar; Yaşar, Aşkınİslam Uygarlığı dönemi veteriner hekimliğinde, hastalıkların tedavisinde kan akıtma uygulamasının da yapıldığı ve kan akıtmak için genelde boyun, mahmuz, koltuk, safen damarlarının seçildiği bildirilmektedir. Hipokratik hekimliğe dayandırılan bu tedavi yönteminin İslam Uygarlığı çağındaki baytarnameler ile günümüz folklorik veteriner hekimliği uygulamaları içerisinde yer aldığı belirtilmektedir. Çalışmada, hayvanlarda kan akıtma yönteminin kullanım alanlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmanın materyalini iki tez çalışması (biri el yazması bir baytarname ile diğeri Anadolu'da folklorik veteriner hekimliği üzerine yapılan bir araştırma) oluşturdu. Bu tedavi yönteminin kullanıldığı hastalık/vakalar belirlenerek geçmiş ve günümüz uygulamalarının benzer ve farklılıkları değerlendirildi. Ayrıca veteriner hekimliği alanında yapılan ve konu ile ilgili diğer çalışmaların tarih metodolojisi çerçevesinde analizi yapıldı.Veteriner hekimliği tarihi ve folklorik veteriner hekimliği alanında yapılan pek çok çalışmada kan akıtma yönteminin topallık, diş hastalıkları, arpalama, zehirlenme, gurm, sarılık, enterotoxaemia (clostridiosis), intişar, koyun ve keçi-ciğer ağrısı, delibaş vb birçok hastalıklarda tedavi yöntemi olarak uygulandığı bildirilmektedir. Çalışmada, literatür çalışmalarla benzerlikler olduğu gibi, yöntemin uygulanması ile yapılan ek uygulamaların varlığı tespit edilmiş olup, uygulamaların rasyonel tedavi yöntemlerine paralellik gösterdiği söylenebilir.Sonuç olarak, kan akıtma uygulamasının geçmişten günümüze kadar ulaşan ve pek çok hastalığın tedavisinde uygulanan bir yöntem olup, uygulandığı bazı hasalık/vakalar yönünden rasyonel kabul edilebileceği söylenebilirÖğe Zoofili: Kutsal dinler, mevzuat ve etik açısından bir değerlendirme(2016) Yiğit, Ali; Yaşar, AşkınAmaç: İnsanlık tarihinde M.Ö. 3000'lerde varlığı bilinen zoofili, toplumların inançları ve yasalarında farklı biçimlerde karşılık bulmuştur. Bu çalışmada, kutsal dinlerin zoofiliye yaklaşımı ile konunun hayvanları koruma mevzuatı ve hayvan kullanım etiği çerçevesinde değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın materyalini kutsal din kitapları (Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim) ile dört kutsal dine mensup din adamları ile yapılan görüşmeler, konu ile ilgili tarih çalışmaları ve mevcut yasal düzenlemeler oluşturdu. Kutsal kitaplar taranıp ilgili din adamları ile görüşmeler yoluyla mevcut bilgiler teyit edildi. Ayrıca Türkiye'de hayvanları korumaya ilişkin belgeler de değerlendirildi.Bulgular: Yol gösterici sayılan kutsal dinlerde ve aynı dine mensup mezheplerde zoofiliye farklı derecelerde yaklaşımların olduğu belirlendi. Mevzuat konusunda da ülkelere göre farklılıklar görüldüğü; Brezilya, Finlandiya, Japonya ve Macaristan gibi ülkelerde hayvana kötü muamele içermediği sürece yasal kabul edildiği; Fransa, Hollanda, Hong Kong ve Türkiye gibi bazı ülkelerde ise kesinlikle yasak olduğu belirlendi Öneriler: Ahlaki, psikolojik, etik ve yasal açıdan anormal bir durum olduğu kabul edilen zoofilinin (çiftlik ve evde beslenen hayvanlara yönelik olarak) günümüzde de görüldüğü ve bu durumun, hayvanların pasif obje olmaları nedeniyle cinsel istismar olarak değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir.Öğe Zoofili: Kutsal dinler, mevzuat ve etik açısından bir değerlendirme(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2016) Yiğit, AliAmaç: İnsanlık tarihinde M.Ö. 3000’lerde varlığı bilinen zoofili, toplumların inançları ve yasalarında farklı biçimlerde karşılık bulmuştur. Bu çalışmada, kutsal dinlerin zoofiliye yaklaşımı ile konunun hayvanları koruma mevzuatı ve hayvan kullanım etiği çerçevesinde değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın materyalini kutsal din kitapları (Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an-ı Kerim) ile dört kutsal dine mensup din adamları ile yapılan görüşmeler, konu ile ilgili tarih çalışmaları ve mevcut yasal düzenlemeler oluşturdu. Kutsal kitaplar taranıp ilgili din adamları ile görüşmeler yoluyla mevcut bilgiler teyit edildi. Ayrıca Türkiye’de hayvanları korumaya ilişkin belgeler de değerlendirildi. Bulgular: Yol gösterici sayılan kutsal dinlerde ve aynı dine mensup mezheplerde zoofiliye farklı derecelerde yaklaşımların olduğu belirlendi. Mevzuat konusunda da ülkelere göre farklılıklar görüldüğü; Brezilya, Finlandiya, Japonya ve Macaristan gibi ülkelerde hayvana kötü muamele içermediği sürece yasal kabul edildiği; Fransa, Hollanda, Hong Kong ve Türkiye gibi bazı ülkelerde ise kesinlikle yasak olduğu belirlendi. Öneriler: Ahlaki, psikolojik, etik ve yasal açıdan anormal bir durum olduğu kabul edilen zoofilinin (çiftlik ve evde beslenen hayvanlara yönelik olarak) günümüzde de görüldüğü ve bu durumun, hayvanların pasif obje olmaları nedeniyle cinsel istismar olarak değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir.