Göğüs Cerrahisi/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 50
  • Öğe
    Koyunlarda Ventral Trunkal Vagotominin Ön Mideler ve Abomasum Fonksiyonları Üzerine Etkileri
    (Selçuk Üniversitesi, 1990 Ocak) Turgut, Kürşat; Başoğlu, Abdullah; Koç, Yılmaz; Çiftçi, Kemal; Tıpırdamaz, Saadettin; Aslan, Veysi; Gürbilek, Mehmet; Ok, Mahmut; Özkan, Cevat
    In this study, a total of 12 sheep was used. 6 of which were used as a control group on which only paramedian laparatomy was performed. 6 of which were used as an experimental group on wihch ventral truncal vagotomy was performed via paramedian laparatoy. All the clinical, heamotological, biochemical and electrocardiographic examinations were performed for a month during the experiment. During the study clinical symptoms of vagus indigestion which has been described by Hoflund were not observed. There was significant decreaments in the respiration rate of experimental group at the 4 ^ (th), 10 ^ (th) and 20th day of the experiment. Plasma BE values were significantly increased at the 10 ^ (th) 20 ^ (th) and 30 ^ (th) day of axperiment in the experimental group. Rumen Cl concentration was significantly increased only at the 15 ^ (th) day of the experiment in the experimental group. Plasma gastrin concentration was decreased only at the sceond day of the experiment in the experimental group. Sinus arret was recorded during the electrocardiographic examination of the two groups of sheep at the diferent time. Theresult of the study showed that functional disorders of the nervus vagus did not play a role of the pathogenesis of vagus indigestion.
  • Öğe
    Pektus Ekskavatum Hastalarında Minimal İnvaziv Cerrahinin Akciğer Hacimlerine Olan Etkisinin Kantitatif Bt Volumetri ile Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2020 Eylül) Cebeci, Hakan; Özlü, Mustafa Yasir; Kılınçer, Abidin; Öztürk, Mehmet; Yıldıran, Hüseyin; Sunam, Güven Sadi; Öncel, Murat
    Amaç: Pektus ekskavatum çocuklarda en sık görülen doğumsal göğüs duvarı anomalisidir. Bu çalışmada minimal invaziv cerrahi yapılan pektus ekskavatum hastalarında akciğer hacimlerinin kantitatif BT volumetri ile araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Etik kurul onayı alındıktan sonra, Ocak 2012 ile Şubat 2018 tarihleri arasında minimal invaziv pektus ekskavatum cerrahisi yapılmış hastalar retrospektif olarak tarandı. Preoperatif ve postoperatif BT incelemesi bulunan hastalar çalışmaya dahil edildi. BT görüntüleri iş istasyonuna aktarılarak akciğer hacimleri ve Haller indeksleri hesaplandı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların (11 erkek, 1 kadın) ortalama yaşları 16,3 ± 3,7 bulundu. Postoperatif akciğer hacimlerinde anlamlı düzeyde artış saptandı. Total akciğer hacimlerindeki ortalama artış 695 ± 691 ml idi. Preoperatif Haller indeksi ortalaması 3,1’den 2,7’ye düştü ve arada anlamlı fark vardı (p=0,002). Sonuç: Kantitatif BT volumetri, minimal invaziv cerrahi yapılan pektus ekskavatum hastalarında akciğer hacmindeki değişiklikleri değerlendirilmesinde yararlı bilgiler sağlamaktadır.
  • Öğe
    Uyanık hastada video yardımlı torakoskopik cerrahi
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Yıldıran, Hüseyin; Sunam, Güven Sadi
    Amaç: Sedoanaljezi eşliğinde entübasyon olmadan video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) son on yılda minimal invaziv prosedürler için giderek daha popüler bir cerrahi teknik haline gelmiştir. Bu çalışmada ise, sedasyon veya torasik epidural anestezi kullanılamayan hastalarda sadece lokal anestezi ile uygulanan video yardımlı torakoskopi tekniğinin sunulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: 2009-2019 yılları arasında, genel anestezi riski yüksek olarak sınıflandırılarak uyanık halde video yardımlı torakoskopik cerrahi yapılan 43 hasta retrospektif olarak incelendi. 10 ml izotonik ile sulandırılan 10 ml %0,5 bupivakain, cilt altına ve kas içine uygulandı. 15 dakika sonra 10 mm 0 derece videotorakoskop için toraksa tek bir port insizyonunu takiben VATS uygulandı. Yaş, cinsiyet, başvuru yakınmaları, lateralite, efüzyon tipi, sitoloji sonuçları, hastaların komorbiditeleri, hastanede kalış süresi, efüzyon miktarı, ameliyat süresi ve patoloji sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Yaş ortalaması 67,32 (45-85) olan kırk üç hastanın 23’ü erkek, 20’si kadındı. En sık yakınma (n = 40) dispne idi. 22 sol ve 21 sağ hemitoraksa VATS uygulandı. 39 hidrotoraks, 4 pnömotoraks olgusu vardı. Hidrotoraks tanılı olgulardan drene edilen ortalama sıvı miktarı 1311 ml (400-4000 ml) idi. Bül nedeniyle pnömotoraks gelişen 2 olguya wedge rezeksiyon yapıldı. Hiçbir hastaya kas gevşetici veya sedasyon verilmedi. Sonuç: Uyanık VATS seçilmiş hastalarda, kas gevşetici ve sedoanaljezi gerektirmediğinden güvenli bir tekniktir.
  • Öğe
    What is floating in the pleural space?
    (ELSEVIER SCIENCE INC, 2018) Oncel, Murat.; Yildiran, Huseyin.; Sunam, Guven Sadi.
    [Abstract not Available]
  • Öğe
    Bariatrik cerrahi sonrasında morbid obez ve süper obezlerdeki pulmoner fonksiyonların karşılaştırılması
    (2018) Yormaz, Burcu; Ece, Ilhan; Çolak, Bayram; Yormaz, Serdar; Demirkıran, Hilmi
    Objective: Nowadays, The increase in incidence of morbidobesity is one of the most common health problems in theworld. Bariatric surgery has performed as a curative procedurefor morbid obesity. It has give rise to lose excess weight, healcomorbidities and to improve pulmonary functions in obeses..Our aim was to compare postoperative respiratory outcomesin morbidly obese patients who have underwent Laparoscopicsleeve gastrectomy.Material and Methods: Consecutive 124 morbid obesepatients who were underwent Laparoscopic sleevegastrectomy was followed up 6 months between the years ofmarch 2014 to july 2016 retrospectively. Patients were dividedinto two groups A and B. Group A patients who have BMIbetween 40-45kg/m2 and group B patients who have BMIbetween 45-50kg/m2. FEV1, FVC, FEV1/FVC, MSV,DV/VO2, DV/VCO2, VO2peak results, body mass index,postoperative oxygen saturation and comorbidites, werecompared between both groups. Student's t test,chi-squaretest was used for the variables and homogeneity in the patientgroup. Preoperative and postoperative values between thegroups were compared with the ANOVA test.Results: The mean age values, respiratory function values inboth groups were similar in preoperatively. In ourpostoperative results, there was a significant difference in theFEV1, FVC, FEV1/FVC, MSV, DV/VO2, DV/VCO2, VO2peak ratios and also identified significant difference inresolution and improvement of comorbidities.Conclusions: The results of the patients who underwentbariatric surgery and whose body mass index (BMI) was 40-45kg / m2 were statistically significant compared to thosewith body mass index between 45-50kg / m2. Theimprovement in pulmonary functions and the effect ofcorrection of comorbidities are higher in the morbidly obesegroup with laparoscopic sleeve gastrectomy.
  • Öğe
    Niemann-pick type b disease diagnosed in the adulthood
    (2018) Demircioğlu, Sinan; Korkmaz, Celalettin; Çizmecioğlu, Hilal Akay; Poyraz, Necdet
    Niemann-Pick disease (NPD) type B is an autosomal recessive liposomal storage disorder. NPD type B can present later inlife with predominantly visceral symptoms, and has a more favorable prognosis. The natural history of NPD -B is one ofprogressive hypersplenism and gradual deterioration of pulmonary function. In this paper, we presented NPD type Bpatient who were diagnosed at 41 years old while being followed for years with the diagnosis of interstitial lung disease.
  • Öğe
    Use of magill forceps to remove foreign bodies in children
    (THIEME MEDICAL PUBL INC, 2017) Oncel, Murat.; Sunam, Guven Sadi.; Elsurer, Cagdas.; Yildiran, Huseyin.
    Introduction Esophageal foreign body (FB) in all age groups can cause serious morbidity or mortality. The study aims to report our experience retrieving FBs from the upper esophagus in children using Magill forceps. Materials and Methods In this study, 88 patients (45 males [51.1%] and 43 females [48.9%]) were presented with suspected FB ingestion. FB ingestion was determined via endoscopic analysis, or lateral and posterior-anterior radiographies, including oropharynx, neck, chest, and abdomen. Cases were classified into seven groups, according to history, diagnostic method, and postintervention findings, as follows: (1) coins, (2) toys, (3) metals, (4) bones, (5) battery, (6) glass, and (7) food. A laryngoscope was used to elevate the larynx and expose the esophageal entrance. Magill forceps were advanced into the esophagus and opened to observe and extract the FB. Results All 88 patients who underwent endoscopic examination due to suspected FB ingestion were confirmed to have ingested a FB. Median age was 12 years; 15 patients were aged < 5 years; 63 (71.5%) were diagnosed based on routine radiographic findings, and others were diagnosed based on physical findings and history. The most common type of FB was coins (n = 51 [57.9%]). Mean surgical duration was 20 minutes. Conclusion FBs located at cervical esophageal level are usually the most difficult to remove. Magill forceps should be used before other methods.
  • Öğe
    Yabancı cisim aspirasyonu şüphesinde klinik takip mi, radyolojik takip mi?
    (2016) Öncel, Murat; Sunam, Güven Sadi; Yıldıran, Hüseyin; Özdemirkan, Aysun; Bozdoğan, Serdal
    [Abstract not Available]
  • Öğe
    Trakeobronşiyal yabancı cisim aspirasyonlarında bilgisayarlı tomografinin önemi
    (2016) Sunam, Güven Sadi; Öncel, Murat; Yıldıran, Hüseyin; Kütahya, Emine Çepni; Gümüş, İrem
    [Abstract not Available]
  • Öğe
    Rib tuberculosis treatment by steel greft which has fractured after a thoracic trauma: 10-year follow up case
    (2013) Öncel, Murat; Sunam, Güven Sadi
    Kaburga tüberküloz osteoartiküler tüberkülozun nadir bir formudur. Fiziksel ve radyolojik muayene sıklıkla primer ve metastatik göğüs duvarı tümörlerini taklit edebilir. 60 yaşındaki erkek hasta, göğüs duvarında kitle ile başvurdu. Fiziksel ve radyolojik bulgulara dayanarak Cerrahisi hedefleyen bir girişim planlandı ve kitle çıkartıldı . Histopatolojik incelemede tüberküloz saptandı. Göğüs duvarı defekti altı ay sonra bir çelik greft ile desteklenmiştir. Hasta merdivenlerden düştü ve altı yıl sonra greft olan bölgeye bir darbe aldı.Yapılan tetkiklerde çelik grefttte kırılma tesbit edildi. Bu göğüs duvarı greftlerinde alışılmadık bir durumdur. Toraks duvarı ve özellikle kaburga greftlerinde kırılma ve diğer komplikasyonları önlemek açısından daha yumuşak malzemeler kullanılmalıdır. Tarihi değeri olması ve uzun dönem takiplerinin olması nedeniyle ilginç bir vaka olarak sunduk.
  • Öğe
    Video-mediastinoskopinin tanısal başarıdaki yeri
    (2013) Öncel, Murat; Sunam, Güven Sadi
    Amaç: Video-mediastinoskopi, mediasten hastalıklarının tanısında ve akciğer kanserlerinin evrelemesinde son yıllarda uygulanan bir yöntemdir. Materyal ve Metod: Bu çalışmamızda kliniğimizde 2008-2011 yılları arasında uyguladığımız videomediastinoskopi nin tanı koymadaki başarısını belirlemek için hastalarımızı geriye dönük inceledik. Bulgular: Toplam 66 olgudan 58(%88) olguda tanıya ulaşıldı 2 olguda lenfadenopatiye rastlanmadı.Mediastinal patolojilerden en sık görüleni 28 (%67) olgu ile sarkoidozdu. İkincil olarak tüberküloz lenfadenit olan11 (%27) olgu ile görülmüştü. Sekiz (%5.3) olguda antrokoz, 12 olguda reaktif lenfadenit tanımlandı. Evrelemede karşı taraf N3 arandı 2 olguda pozitif bulundu N2 ,4 hastada pozitif bulundu. Bu bulgular PET taraması ile korelasyon gösterdi. Hiç bir hastada mortalite görülmezken, tekrar mediastinoskopi yapılan ve N3 aranan 1 hastada sol rekkurrens paralizizine bağlı geçici ses kısıklığı yaklaşık 2 ay sonra tamamen ortadan kalktı. Bir hastada servıkal ciltaltı amfizem, 1 hastada majör kanama tesbit edildi. Sonuç: Video mediastinoskopi oldukça etkili ve sonuca götürmesi ve kitlenin tam eksplorasyonu açısından güvenli bir yöntem olup toraks ve mediastinal patolojilerde gerekli görülen tüm hastalarda kullanılabileceğini düşünüyoruz.
  • Öğe
    Case Series: Pericardial Gossypibomas Detected After Cardiovascular Surgery: Imaging Findings
    (2012) Erol, Cengiz.; Koplay, Mustafa.; Paksoy, Yahya.; Kanat, Fikret.
    We present the chest radiograph, computed tomography (CT), and magnetic resonance imaging (MRI) findings of three pericardial gossypibomas, which are rarely reported and an exceptional complication of cardiovascular surgery. The diagnosis is usually possible with surgical history, high clinical suspicion, and awareness of variable imaging findings. Usage of sponges with radiopaque markers facilitates early detection by chest radiographs and CT. In case of radiolucent gossypibomas, specific MRI features help to differentiate this pathology from other masses and diffusion-weighted images can be used to distinguish it from an abscess.
  • Öğe
    Palmar Skin Temperature Importance During Transthoracic Endoscopic Sympathectomy for Palmar Hyperhidrosis
    (JOURNAL NEUROLOGICAL SCIENCES, 2012) Öncel, Murat; Sudam, Güven Sadi; Karabağlı, Hakan; Kara, İnci; Çelik, Jale Bengü
    Background: The primary goal of this study is to identity and analysis age, diagnosis, sympathic chain levels, complications and results associated with successful endoscopic surgical treatment for hyperhydrosis and also this study was to investigate of palmar temperature changes during the operation and to prove the successful surgical procedures and beneficial of the bilateral sympathectomy during the peroperative case. Methods: Fifty one patients with severe primary palmar hyperhidrosis received bilateral endoscopic thoracic sympathectomy. Different levels of transection from T4 to T2 were performed step by step until the successful extirpation was implied by the recorded unilateral right palmar temperature intraoperative monitoring. The results of the operations were studied. All patients were followed up and evaluated for symptom resolution, postoperative complication, levels of satisfaction, and severity of compensatory sweating. Effective extirpation ganglia occurred with the intraoperative increasing palmar temperature. Results: Of a total of 102 lateral procedures, 76 laterals (76%) ended the procedure at the T4 level, 23 laterals (23%) ended the procedure at the T3-T5 level, and 1 lateral (1%) ended the procedure at the T2 level. The postoperative complication was minor, and no Horner's syndrome was detected. The rate of symptom resolution was 100% and no recurrence was found. The satisfaction rate was 92%, and the incidence of mild, moderate, and severe compensatory sweating were 12%, 8%, and 6%, respectively. Conclusions: Concerning the sympathectomy for palmar hyperhidrosis, there is a possibility that the level of the transection varies and should be adjusted for each individual patient. Intraoperative monitoring of temperature may be a useful tool in establishing a kind of standardized reference for finding the correct target level.
  • Öğe
    Palmar Skin Temperature Importance During Transthoracic Endoscopic Sympathectomy For Palmar Hyperhidrosis
    (2012) Oncel, Murat; Sudam, Guven Sadi; Karabaglı, Hakan; Kara, Inci; Celık, Jale Bengu
    Amaç: Bu çalışmadaki amaç kişilerin yaş, tanı kriteri, sempatik zincir seviyesi, oluşan komplikasyonlar ve sonuçları ile hiperhidrozisde başarılı bir endoskopik sempatektomi arasında yapılan bir karşılaştırmayla birlikte operasyon esnasında kaydedilen palmar ısı değişikliklerinin başarılı bir sempatektomiyi kanıtlaması ve rehber olması açısından önemini vurgulamaktır. Metod: 51 hasta aşırı primer hiperhidrozis için bilateral endoskopik sempatektomi yapıldı. T2 ve T4 ganglionlarının çıkarımı esnasında sağ eldeki palmar ısı intraopertif monitorize edildi. Sonuçlar operasyon sonrası değerlendirildi. Tüm hastalar terlemenin yok olması, ameliyat sonrası gelişen komplikasyonlar rahatlamanın derecesi ve aşırı refleks terleme ve efektif ganglion çıkartımında yükselen palmar ısı yönünden değerlendirildi. Sonuçlar: Toplam 102 lateral sempatektomi yapıldı bunların; 76 tanesi (%76) T4 ganglion seviyesinde, 23 tanesi (%23) T3-T5 ganglion seviyesinde ve 1 taneside (%1) T2 ganglion seviyesinde yapılmıştır. Postoperatif komplikasyonlar minör düzeyde olup Horner sendromu görülmemiştir. Semptomların kaybolması hastalarda %100 olmuştur. Memnuniyet derecesi %92 olarak bildirilmiştir. Refleks terleme şiddetine göre %12 ılımlı,%8 orta derecede ve %6 şiddetli olmuştur. Tartışma: Palmar hiperhidrozis için her bir bireyde yapılan çeşitli derecelerdeki ganglionların eksizyonu mümkün olmabilmektedir. İntraoperatif monitorize edilen ısı degişimleri operasyonda doğru bir sempatik ganglionun çıkarılması için yararlı bir yöntemdir.
  • Öğe
    Tiroidektomi sonrası gelişen mediastene uzanan dev substernal tiroid: Bir olgu sunumu
    (2012) Öncel, Murat; Yıldırım, Gülfem; Kanat, Fikret; Sunam, Güven Sadi
    Mediastinal kitleler, konjenital, travmatik,enfeksiyon, dejeneratif veya neoplazm kaynaklı olabilirler. Arasıra substernal guatrlar; mediastene doğru büyüyebilir ve mediastende dev kitleler oluşturabilirler. Bu yazıda sunulan olgu 55 yaşında bir kadın hasta, kronik öksürük ve dispne nedeniyle polikliniğimize başvurmuştur. Toraks BT de arka mediastene uzanım gösteren kitle ve sol tiroid lobunda multiple nodüller saptanmış, hasta opere edilmiştir. Olgumuzdaki gibi tiroidektomi sonrası nüks nodüllerle beraber dev mediastinal kitle gelişimi nadir olarak görülmektedir.
  • Öğe
    Sigara bıraktırma polikliniğinden yardım isteyen hastaların 1 yılık takip sonuçları
    (2012) Tezcan, Bekir; Öncel, Murat; Sunam, Güven Sadi
    Amaç: Bu çalışmada bir sigara bırakma polikliniğinin ilk verilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem:; 2009-2010 yılları arasında Konya Numune hastanesinde sigara bıraktırma polikliniğine, sigarayı kendi kendine bıraktıktan sonra sigara içiciliğine yeniden başlamamak için yardım isteyen 8 kadın, 17 erkekten oluşan toplam 25 sigara içicisinin bir yıllık takip sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: 25 olgunun ilk bir ay içerisinde yardım istediği belirlenmiştir. Sigara bırakımı akabinde bu olgularda sıklık sırasına göre aşırı sinirlilik, oral aft, kabızlık, kilo alma yakınmalarının ortay a çıktığı bildirilmiştir. Hiçbir olguya nikotin yerine koyma tedavisi verilmemiş ve 20 olguya serotonin geri alım inhibitörü başlanmıştır. Bir yıllık takip periyodunda olgulardan 9,u yeniden sigara içmeye başlarken, 16,sında sigara bırakmışlığın devamlılığı sağlanabilmiştir. Sonuç: Kendi kendine sigarayı bırakan kişilerin yeniden sigara içmemek için yardım istediğinde, erken dönemde kendilerine yapılan motivasyonel ve/veya farmakoterapi, sigara bırakmışlığın süregenliğinde büyük önem taşımaktadır.
  • Öğe
    Pneumothorax as an İnitial Manifestation of Obstructive Sleep Apnea Syndrome
    (Springer Heidelberg, 2010) Tülek, Baykal; Kanat, Fikret; Yosunkaya, Şebnem; Ceran, Sami; Suerdem, Mecit
    Case report A sixty-five-year-old man with bullous lung disease was admitted to emergency service with chest pain and dyspnea that developed during sleep. Pneumothorax was diagnosed both clinically and radiologically. After the chest drainage, the patient presented with a prolonged air leak that required thoracotomy. Further history and occurrence of pneumothorax during sleep suggested that obstructive sleep apnea might play a role in the development of pneumothorax. Nocturnal polysomnography later confirmed the diagnosis of severe obstructive sleep apnea syndrome. Discussion We hypothesized that obstructive sleep apnea may be a risk factor for pneumothorax especially in patients with bullous lung disease, and pneumothorax may be listed in the complications of obstructive sleep apnea syndrome.
  • Öğe
    Intrathoracic Extrapulmonary Hydatid Disease: Radiologic Manifestations
    (Elsevier Science Bv, 2010) Emlik, Dilek; Kireşi, Demet; Sunam, Güven Sadi; Kıvrak, Ali Sami; Ceran, Sami; Ödev, Kemal
    Hydatidosis is a parasitic disease caused by the larvae of Echinococcus granulosus and rarely by Echinococcus alveolaris. It is endemic to South America, North Africa, Asia, Australia, and the Middle East [1,2]. The definitive hosts are foxes and, less commonly, dogs and cats. Humans are infected by direct contact with an infected animal or by ingestion of contaminated food or fluids. Echinococcal embryos migrate through the intestinal mucosa, and, in 60%e70% of cases, reach the liver via the portal system [1]. They can then enter the systemic circulation via the porta caval anastomoses and be carried by the bloodstream to any organ or tissue in the body. Alternatively, the eggs can be inhaled and cause primary lung disease [2]. Intrathoracic extrapulmonary hydatid disease is very rare but can occur in the pleural space, extrapleural region, pleural fissure, chest wall, mediastinum, pericardium, myocardium, and diaphragm [1]. In this pictorial essay, we present the clinical manifestations and imaging features of patients with hydatid cysts (HC) in the extrapulmonary sites of the thorax.
  • Öğe
    Evaluation of Farm Tractor-Related Fatalities
    (Lippincott Williams & Wilkins, 2010) Doğan, Kamil H.; Demirci, Şerafettin; Sunam, Güven S.; Deniz, İdris; Günaydın, Gürsel
    Farm tractors are the major cause of occupational fatalities in agricultural regions. Fatalities typically result from being run over or crushed by the tractor, becoming entangled in the moving parts of the tractor, accidents on roadways, and tractor rollovers, which involve the tractor tipping sideways or backwards and crushing the operator. In this study, tractor-related fatalities in the Konya province of Turkey are retrospectively evaluated. Out of the 3940 cases on which a death examination and/or autopsy was performed between the years 2000 and 2007 at The Konya Branch of Forensic Medicine Council, 86 (2.2%) of the death cases were caused by tractor accidents and are included in this study. The ages of the victims varied between 3 and 80 years old with a mean age of 31.7 +/- 22.3. Sixty-eight (79.1%) of the cases involved males, while 18 (20.9%) of the cases involved females. In 32 (37.2%) of the cases, the deaths due to tractor accidents occurred when the tractor overturned. In 37 (43.0%) of the cases, the tractor-related fatalities involved the passengers and the drivers were involved in 34 (39.5%) of the cases. In conclusion, tractor accidents are preventable and deaths from tractor accidents can be significantly reduced if drivers are required to wear safety belts and helmets and frequent checks are implemented to enforce the ban on carrying passengers.
  • Öğe
    Association Analysis of the Gln223arg Polymorphism in the Human Leptin Receptor Gene, and Traits Related to Osas and Blood Pressure
    (Oxford Univ Press Inc, 2010) Küççüktürk, Serkan; Yosunkaya, Şebnem; Okur, H.; Demirel, S.; Özer, F.
    [Abstract not Available]