İktisat/Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Kavramsal Olarak Yoksulluk ve Türki?ye’de Yoksullukla Mücadele Poli?ti?kalarının Etki?leri?(Selçuk Üniversitesi, 2019 Ekim) Yaşar, Sema; Taşar, Mehmet OkanGünümüzde yoksulluk tüm dünyada çok önemli bir sorun haline gelmiştir. Yoksulluk hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için bir sorundur. Yoksulluğun üzerinde fikir birliğine varılan net bir tanımı yoktur. Genel olarak insanların yaşaması için gerekli olan mal ve hizmetlere sahip olamaması olarak tanımlanabilir. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı 2 dolarlık yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yoksulluk tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de göz ardı edilemeyecek bir sorundur. 1980’li yıllar sonrasında Türkiye’de gelir dağılımı eşitsizliği ve yoksulluk artış göstermiştir. Türkiye’de yoksulluk oranları hanehalkı kullanılabilir fert gelirine, gelire dayalı kent ve kır ayrımına, hanehalkı tipine ve eğitim durumuna göre farklılıklar göstermektedir. Yoksullukla mücadele politikaları doğrudan ve dolaylı yöntemler olmak üzere ikiye ayrılır. Türkiye’de son yıllara kadar yoksullukla mücadelede dolaylı yöntemler hâkim olmuştur. Fakat dolaylı yöntemlerin yetersiz olduğunun anlaşılması ile doğrudan yöntemler uygulanmaya başlanmıştır. Bu amaçla bir takım sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri ön plana çıkmaktadır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu, Yeşil Kart uygulaması, kadınlara yönelik verilen mikrokrediler, gıda bankacılığı, tarımsal üretimi artırma politikaları bu uygulamalardan bazılarıdır. Yapılan çalışmada yoksullukla mücadelede Türkiye açısından sorunlar ortaya konulmaya çalışılmış ve çözüm yolları önerilmiştir. Bu çalışmada öncelikle yoksullukla ilgili tanımlar verilecek ve yoksulluğun nedenleri incelenecektir. Daha sonra dünyada seçilmiş gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile Türkiye’de yoksulluğun boyutu incelenecektir. Son olarak Türkiye’de yoksullukla mücadelede uygulanan politikalar ile bu politikaların etkileri değerlendirilecektir.Öğe Public Choice Economics: A Critical Review of the Literature on Market Failure, Government Intervention and Arrow Theorem(Selçuk Üniversitesi, 2020 Nisan) Onıfade, Stephen Taiwo; Taşar, Mehmet OkanThis study provides a critical review of the literature on public choice economics by highlighting some of its intriguing complexities to include issues like market failure and government intervention, rent-seeking activities with individual and collective interest, and Arrow’s impossibility theorem. The review of existing literature shows that even when a collective goal seems to bind up the general public, individual interests might jeopardize the actualization of such goals and in some cases, certain individuals may devise means to exploit private gains from the privileges of public offices in a situation that is commonly referred to as rent-seeking. Furthermore, Arrow’s impossibility theorem argues that collective interest cannot be taken as a mere aggregation of individual interest thus providing an important basis upon which various contributions in the field of public choice economics are founded. The theorem is important for the realization of today's democratic function without creating government failures and thereby helping to contribute to the reform of what the relations between the state and the economy should be for the future vis-à-vis the decision-making mechanism among political parties, voters, and the election process itself. Therefore, this present study provides an understandable review of the Arrow theorem from a futuristic perspective.Öğe Göçün Ekonomik Büyümeye Etkileri: Seçilmiş Ülkeler Üzerine Panel Veri Analizi(Selçuk Üniversitesi, 2023) Konya, Sevilay; Kabaklarlı, EsraGöç, son yıllarda sık sık tartışılan konulardan biridir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı seçilmiş ülkelerde göçün ekonomik büyüme üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışmada göç ve ekonomik büyüme ile ilgili ampirik literatür incelenerek farklı ülkeler üzerinden örnekler verilmektedir. Göçün seçilmiş ülkelerin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri, 20062017 dönemine ait verilerle tahmin edilmektedir. Ülke seçiminde 2011 yılından itibaren en fazla Suriyeli mülteci alan ülkeler kriteri dikkate alınmıştır. Bu kapsamda analizde Türkiye, Lübnan, Ürdün, Almanya, Irak, Mısır, İsveç, Avusturya, Amerika ve Kanada’ya ait veriler kullanılmıştır. Çalışmamızın sonucunda ülkeye gelen mültecilerin ekonomik büyümeye katkısının pozitif ve istatistiksel açıdan anlamlı olduğu belirlenmiştir. Ülkeye gelen mülteci sayısında %1 oranında artış ekonomik büyüme oranında %0.01’lik artışa sebep olmaktadır.Öğe Para Bi?ri?mi?ni?n Deği?şti?ri?lmesi?ni?n Enflasyon ve Enflasyon Beklenti?si? Üzeri?nde Yaratacaği Muhtemel Etki?ler(Selçuk Üniversitesi, 1998) Altınok, SerdarYeni para ve enflasyon üzerindeki muhtemel etkilerine geçmeden önce para ve enflasyon olgusunun tarihsel gelişimini inceleyelim. Öncelikle para nedir ve hangi fonksiyonları vardır. Tarihsel gelişim içinde nasıl algılanmıştır. Bu sorulara cevap vermeye çalışalım. Eski Yunanda Solon zamanında dolaşıma bakırdan düşük değerli paraların çıktığını, para olarak servetin biriktirilmesinin önlendiğini görmekteyiz. Eflatun ise parayı bir mübadele aracı olarak görmekte ve ticari faaliyetleri para ile kolay yürütüldüğünü, paranın servet kaynağı olmadığını bu sebeple de özel kişilerin altın ve gümüş sahibi olmaması gerektiğini söylemiştir. İç ödemelerde itibara dayanan paraların dış ödemelerde de değerli metal paraların kullanılmasını uygun görür. Yine Aristo parayı toplumsal anlaşmadan gücünü alan, değeri ölçen ve koruyan, talebi temsil eden bir müdahale aracı olarak görür ve iktisadi gelişmesi hızlandırdığını savunur. Faizi ise doğaya aykırı servet sayar.Öğe Dışa Açılma Süreci?nde Dövi?z Kuru Poli?ti?kası(Selçuk Üniversitesi, 2000) Ay, AhmetBu çalışmada 1980 sonrası uygulanan döviz kuru politikası ele alınacaktır. 1980 yılında ithal ikamesi politikasından ihracata dönük politikaya yönelinmiştir. Bu dönemde döviz kuru politikası da temelden değişmiştir. Döviz kurlarının belirlenmesi piyasa güçlerine bırakılmıştır. Döviz kuru politikasının temel hedefi dışa açılmanın bir parçası olarak ihracatı teşvik etmektir. Bu makalede cevabı aranacak ilk soru döviz kurlarını neyin belirlediğidir. İkincisi ise, 1989 sonrası finansal liberalizasyonla birlikte kısa dönemli sermaye hareketlerinin döviz kurları üzerindeki etkisini araştırmaktır. Bu makalede 1980 sonrası dışa açılma sürecinde Türkiye'de uygulanan kur politikaları değerlendirilecektir. Bu amaçla öncelikle 24 0cak 1980 Ekonomik İstikrar Tedbirleri konusunda kısa bir bilgi verildikten sonra dışa açılma döneminde uygulanan kur politikaları temel ayırımlar itibariyle değerlendirilecektir.Öğe Avrupa Para Bi?rli?ği?nde Euro’nun Türki?ye Ekonomi?si? Üzeri?ne Etki?leri?(Selçuk Üniversitesi, 2001) Altınok, Serdar; Çetinkaya, MuratDünya ekonomisinde büyük değişikliklere neden olacak Euro, AB' de bütün finansal piyasaları şekillendirirken, kur dalgalanmalarını ve risk ortamını da ortadan kaldıracaktır. Bu olumsuzlukların ortadan kalkması Euro bölgesinin büyüme oranının artmasını sağlayacaktır. Euro bölgesinde tek paranın kullanılmaya başlamasıyla oluşacak mikro ekonomik etkinliğin artması ve makro ekonomik istikrarın oluşması AB ekonomisi açısından olumlu etkilere neden olacağı düşünülmektedir. Avrupa Birliğinin, Avrupa Parasal Birliğine (Euro'ya) geçişi birliğe üye olma çabasında olan ülkemize hiç kuşkusuz ki önemli etkileri olacaktır. Bu oluşumda ülkemiz coğrafi yakınlık ve fiyat avantajı kullanarak olumlu gelişmeler sağlayabilecektir.Öğe 1994 Ni?san, 2000 Kasım ve 2001 Şubat Kri?zleri?ni?n Değerlendi?ri?lmesi?(Selçuk Üniversitesi, 2001) Altınok, Serdar; Çetinkaya, MuratGelişmekte olan bir ülke konumundaki ülkemizde ekonomide oluşan dengesizliklerin giderilmesi amacı ile istikrar programlarına başvurulmaktadır. Bu programlarda mali sisteme işlerlik kazandırılması, yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve ekonomik programa güven unsurunun tesis edilmesi durumunda, programın başarılı olması ve makro ekonomik istikrarın sağlanması imkan dahilinde olacaktır. Yapılması gereken, Türkiye'nin gerçeklerini de göz önüne alınmak suretiyle, yapısal reformlara hız kazandırmak, toplumun tüm kesimlerinin desteğini ve katılımını sağlayarak toplumsal uzlaşma yoluyla ekonomik seferberlik ilan etmektir. Bu amaçla ülkemizde ortaya çıkan 1994 Nisan, 2000 Kasım ve 2001 Şubat krizleri ve bunu sonucunda uyulamaya konan istikrar programlarının başarısı ve ekonomide yaratacağı makro ve mikro etkileri ülke ekonomisi açısından değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur.Öğe Türki?ye Ekonomi?si?nde Uygulanan I?sti?krar Poli?ti?kalarının Tari?hsel Süreç I?çeri?si?nde Anali?zi? ve Bu Süreç I?çeri?si?nde Karar Bi?ri?mleri?ni?n Rolü(Selçuk Üniversitesi, 2001) Karaçor, Zeynep; Atabey, AyşegülTürkiye Ekonomisi 1980'li yıllardan bu yana sürekli bir kriz süreci içerisindedir. Bunun en önemli nedenlerinde biri de istikrarsızlık ve güven sorunudur. Türkiye'de toplumun her kesimi istikrarsızlıktan şikayetçi olmasına ve ekonomide istikrarın sağlanmasını istemesine rağmen, istikrarı sağlamak için gerekli fedakarlığı göstermekten kaçınmaktadır. İstikrar kararlarında, fedakarlığın tüm kesimlere eşit olarak dağıtılacağı ifade edilse de, bu fedakarlığın daha çok sabit gelirli ve ücretliler üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu sorunların aşılabilmesi için, özellikle enflasyonun düşürülmesi ve uygulanacak ekonomi politikalarının güvenilirliğinin yanı sıra, karar birimleri arasında bir uzlaşma ortamının da sağlanması gerekmektedir.Öğe Bi?r Uzlaşma Sanatı Olarak Ekonomi? Yöneti?mi?(Selçuk Üniversitesi, 2001) Karaçor, Zeynep; Atabey, AyşegülGümrük Birliği içerisinde yer alan, AB ile tam üyelik sürecine giren, dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi hedefleyen Türkiye için; uluslar arası rekabet gücünü koruyacak ve geliştirebilecek tedbirlerin alınması temel ilke haline gelmiştir. Bunun için ekonomik ve sosyal politikaların birbirleriyle uyum içinde olması, AB'de olduğu gibi ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için uzlaşma zeminine dayalı kurumsallaşmış bir ekonomik ve sosyal konseyin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Böyle bir ortam, ekonomik, siyasi ve sosyal reformları beraberinde getirerek Kopenhag Kriterlerinin gerçekleşmesine imkan tanıyacak ve Türkiye'yi AB ile bütünleştirecektir.Öğe Rasyonel Beklenti?ler Kuramında Enflasyon(Selçuk Üniversitesi, 1999) Karaçor, Zeynep1970’li yıllarda yaşanan stagflasyon sorununa karşı Keynesyen ekonomi teorisinin yetersizliği birçok makroekonomi teorisinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu teorilerden biri Rasyonel Beklentiler Teorisidir. Rasyonel Beklentiler Teorisi, beklentilerin rasyonelliği hipotezi ve piyasaların açıklığı hipotezleri esasına dayanmaktadır. Bu çalışmada Rasyonel Beklentiler Teorisinin politika içerikleri İncelenmektedir.Öğe Teknoloji?k Geli?şi?m ve Global Rekabet Üzeri?ne Etki?si?(Selçuk Üniversitesi, 1999) Uysal, DoğanGloballeşme süreci ile global pazarlar, global tüketiciler, global markalar ortaya çıkarken, rekabetin boyutu da değişerek global hale gelmiştir. Ülkelerin sahip oldukları, ekonomik, sosyal ve kültürel değerler yanında, sahip oldukları teknoloji ve bilgi düzeyi ile bunlardan yararlanılması, ülkelerin global rekabet içinde ki yerini belirlemektedir. Çünkü günümüzde rekabetin boyutu değişerek faktör güdümlü rekabetten, teknoloji ve bilgiye dayalı rekabete yönelinmiştir. Bu çalışmanın kapsamı içinde, rekabet, rekabet sürecinin değişimi ve teknolojik gelişmeler bağlamında global rekabet ele alınıp incelenmiştir.Öğe Stagflasyon ve Stagflasyona Karşı Uygulanan Poli?ti?kalar(Selçuk Üniversitesi, 1999) Altınok, Serdar1970'li yıllarda gelişmiş ve geliş- mekte olan ülkelerde gözlenen iktisadi olaylar içinde dikkati çeken bir olgu meydana geldiği görülmüş ve bunun iktisadi literatürdeki yeri konusunda tartışmaların ortaya çıktığını gör- mekteyiz. Gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkede görülen bu iktisadi yapıya veya oluşu- ma Stagflasyon adi verilmektedir. Stagflasyon kullanılmayan üretim kapasitele- rinin, işsizliğin, yüksek ve sürekli fiyat artışla- rının beraber görüldüğü durumu ifade eden iktisadi bir kavramdır. Yüksek fiyat artışına rağmen durgunluğun görüldüğü bir yapının ortaya çıkmasıdır. 1970'li yıllarda Bretton Woods'un çöküşü ve ardından gelen petrol krizi dünya ticaretinde petrol üreten ülkeler lehine, önemli gelişmelerin olması, batılı ül- kelerin stoklarında yığılmaların ortaya çıkması üretimi krize sokmuş, krizi atlatmaya yönelik politikalar enflasyona sebep olmuş, var olan durgunlukla birleşince stagflasyon uzamıştır. 1970'li yıllarda ortaya çıkan bu olgunun ikti- sadi bir hastalık olarak değerlendirilmesi batı ülkeleri tarafından yapılmıştır.Öğe Küçük ve Orta Büyüklükteki? I?şletmelerde E-ti?caret(Selçuk Üniversitesi, 2006) Soydal, HaldunKüçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler, içerisinde faaliyet gösterdikleri ekonomilerin hepsinde lokomotif görevi görmektedir. Bu işletmeler istihdam bakımından olduğu kadar ekonomiye katkı açısından çok büyük bir role sahiptir. Şüphesiz, ekonomideki yeni gelişmeler ve ticaret anlayışındaki değişim en çok bu işletmeleri etkilemiştir. Değişen iş yapma şekilleri, sipariş ve tedarik modelleri bu işletmeleri yeniden yapılanmaya itmiş ve bu değişime ayak uyduramayan işletmeler rekabet avantajını kaybetmişlerdir. E-ticaret, uluslar arası pazarlarda geleneksel yönetim anlayışı ile iş yapabilmek için yeterli imkana sahip olmayan KOBİ’lerin rekabet edebilmelerini, etkili ve ucuz bir pazarlama fırsatı sunarak sağlamıştır. Bu çalışmada, öncelikle KOBİ kavramı açıklandıktan sonra, Yeni Ekonomi’nin unsurları olan, internet, intranet, e-ticaret gibi unsurlar ele alınmış ve daha sonra KOBİ’lerde e-ticaret uygulamaları ele alınmıştır.Öğe Dünya Ti?caret Örgütü Tarım Anlaşması ve Türki?ye(Selçuk Üniversitesi, 2005) Ay, Ahmet; Yapar, SinemDTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) Tarım Anlaşması, tarımsal ticarete dönük üç düzenleme getirmektedir. Bu düzenlemeler pazara giriş, ihracat sübvansiyonları ve iç desteklerle ilgilidir. DTÖ’nün getirdiği bu düzenlemeler, gelişme yolundaki ülkeleri, gelişmiş ülkelere oranla daha olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak Anlaşmanın, tarım sektörünü serbestleştirme adına bazı olumlu yanları da mevcuttur. Çalışma bu düzenlemelerin Türkiye tarım politikaları ve tarımsal ticareti üzerindeki etkilerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.Öğe Türkiye Ekonomisinde Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımının Önemi(Selçuk Üniversitesi, 2004) Çetinkaya, MuratGelişmekte olan pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye ekonomisinin sektörel yapısının değişimi eşliğinde ekonomik büyümede belirleyici en önemli öğe sermayedir. Çünkü bu ekonomilerde kıt üretim öğesi sermayedir. Sermaye öğesinde ortaya çıkan yetersizlik toplam sermaye tutarı için söz konusu olduğu gibi sermayenin niteliği için de söz konusudur. Sermayenin niteliksel yetersizliği, özellikle bilgi ve deneyim birikimi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu yetersizliği kısaca “sermayenin uzlanım düzeyi” gibi ifade etmek mümkündür. Gelişme yönünde olan ülkelerde sermaye öğesinde yetersizlik genellikle böyle uzmanlaşmış sermaye yetersizliği şeklinde olmakta; bu yetersizlikte ancak yabancı sermaye ile giderilebilmektedir. Uzmanlaşmış yabancı sermayenin ekonomik büyümedeki belirleyicilik işlev ve etkisi bu öğenin sektörel dağılımında önem kazanmaktadır. Ancak böylece yabancı sermayenin uzmanlığı üretken olabilmekte ve bir anlamda yabancı sermayenin marjinal verimini belirlemektedir. Bu husus özellikle ülkemiz ekonomisi için önemlidir. Çünkü Türkiye 1960’lardan bu yana uygulaya geldiği planlı kalkınma modelinde sektörel yapının değişimi; önemli bir hedef olarak benimsenmiş ve plan ona göre hazırlanmıştır. Buna göre yabancı sermaye girişleri kaçınılmaz olarak sektörel yapıda amaçlanan bu değişmelere göre biçimlenecek ve ona göre yönlenecektir. İşte çalışmamızda böyle bir sektörel yönlenme temel konu olarak seçilmiş; yabancı sermaye girişlerinin sektörel yapıda değişmeye ne ölçüde uyum ve paralellik gösterdiği analiz edilmeye çalışılmış ve bu konuda karşılaşılan sorunlar ortaya konularak ona göre önerilerde bulunmak amaçlanmıştır.Öğe Sanal I?şletmelerde I?nsan Kaynakları Yöneti?mi? ve Bi?r Anket Çalışması(Selçuk Üniversitesi, 2005) Soydal, HaldunDünya var olduğundan bu yana insanoğlunun oluşturduğu toplum yapısı çok hızlı bir şekilde değişime uğramıştır. Gerek teknolojik, bilimsel gerekse sosyolojik, kültürel açıdan bakıldığında toplumların geçmişten günümüze kadar çeşitli evrelerden geçerek köklü değişimlere uğradığını görebiliriz. Dolayısıyla toplumların yapısının durağan bir yapı olmadığını aksine her türlü değişime açık dinamik bir yapı olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmamızın temelini bu değişim sürecinde örgütlerin yapılarındaki gelişmeler ve özellikle sanayi devriminden günümüze kadar örgüt yapılarının ne derece değişime uğradığı ve nasıl bir süreçten geçtiği oluşturacaktır.Öğe Serbest Pi?yasa Ekonomi?si? ve Devleti?n Regülasyonu(Selçuk Üniversitesi, 2002) Altınok, Serdar; Ay, Ahmet; Acet, HakanGelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, piyasa aksaklıkları nedeniyle, devlet belli piyasalara müdahale etmektedir. Devlet müdahalesi, 1970'li yılların sonlarına kadar birçok ülkede bazı sektörlerin kamu tarafından tekel olarak işletilmesi, ABD'de ise özel işletmelerin regülasyonu şeklinde yürütülmüştür. Bu makalede, ekonomik etkinliğin serbest rekabet piyasalarında oluşumu, ekonomik etkinliğin serbest rekabet şartlarında sağlanamadığı durumlar ve piyasanın başarısızlığını gidermeye yönelik devlet müdahalesi gereğinin ve araçlarının gözden geçirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda regülasyonu ve miktarını, hangi maların regüle edildiğini hangilerin edilmediğini, kimlerin regülasyondan faydalandığını, endüstriler ve firmaların nasıl regüle edileceği ve benzeri soruların cevabı aranacaktır.Öğe Güvenirlik İhiyacı ve Devletin Regülasyonu(Selçuk Üniversitesi, 2006) Acet, Hakan; Güvenek, Burcu; Soydal, HaldunGelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, piyasa aksaklıkları nedeniyle, devlet belli piyasalara müdahale etmektedir. Devlet müdahalesi, 1970'li yılların sonlarına kadar birçok ülkede bazı sektörlerin kamu tarafından tekel olarak işletilmesi, ABD'de ise özel işletmelerin regülasyonu şeklinde yürütülmüştür. Bu çalışmada, para politikasının zaman tutarsızlığı ve güvenilirlik sorunu ile regülasyonun neden ve sonuçları tartışılmıştır. Bu bağlamda, devlet-piyasa ikilemine dar bir açıdan yaklaşıp; "ya biri ya da diğeri" şeklinde uzlaşmaz bir davranış biçimi oluşturmak yerine, ekonomik sistemin işleyişine aracılık yapan her iki kurumun tamamlayıcılık niteliklerini ortaya çıkarabilen bir arayışa yönelmek çok daha akılcı bir yöntem olacaktır. Dolayısıyla regülasyon uygulamasına yönelik yeni yapılanmaların ülkeler için faydalı bir strateji aracı olduğu görülmektedir.Öğe I?kti?sadi? Kalkınmadaki? Önemi? Bakımından Türki?ye’de Turi?zm Sektöründeki? Geli?şmeleri?n Değerlendi?ri?lmesi? (1985-1999)(Selçuk Üniversitesi, 2004) Çetinkaya, MuratTurizm ülkelerin gelişme çabalarına paralel ve onun bir uzantısı olarak, birinci derecede önem verilen bir sektör haline gelmiştir. Turizm sektörüne, daha önceki yıllardan itibaren gereken önem ve önceliği veren ülkelerde, bu faaliyet kolunun milli gelir ve ödemeler dengesine sağladığı yararlar, pek çok ülkeyi, turizm sektörünün gelişmesi için yeni imkanlar yaratmaya zorlamıştır. Gelişmekte olan ülke olan Türkiye’mizde ülkelerin bu derece ilgisini çeken, karşılaşılan ekonomik sorunların hafifletilmesinde ve dar boğazların aşılmasında bir ekonomik politika aracı olarak kabul edilen turizm, yarattığı ekonomik etkilerini genelde ve Türkiye düzeyinde araştırılması bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.Öğe İnternet ve Ekonomi(Selçuk Üniversitesi, 2005) Karaçor, Zeynep; Ay, Ahmet; Acet, HakanElektronik ticaretin birkaç yılda ulaştığı büyüklük, tüm zamanlar içinde ekonomik anlamda belki de en hızlı değişimin gerçekleşmekte olduğunun ispatıdır. Bugün Ticaretin tanımı yeniden yapılmış ve pazar kavramına değişik boyutlardan yaklaşılmak zorunda kalınmıştır. Bunun sebebi sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte geleneksel ticaretin yerini elektronik ticaretin almış olmasıdır. Ayrıca elektronik ticaretin diğer gelişen ekonomilerde olduğu gibi Türkiye Ekonomisi üzerine de etkileri olduğu açıkça fark edilmektedir. Bu çalışmada, elektronik ticaretin temel ekonomik etkileri incelenirken Türkiye Ekonomisi üzerindeki etkilerine de değinilecektir.