Dergi Yayın Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 634
  • Öğe
    Perakende Sektöründe Makine Öğrenmesi Algoritmalarının Karşılaştırmalı Performans Analizi: Black Friday Satış Tahminlemesi
    (2024) Sinap, Vahid
    ÖZ Büyük perakende zincirlerinin şube ağlarının genişlemesi, müşteri tabanlarının büyümesi ve artan müşteri profili heterojenliği satış tahminleme süreçlerinin karmaşıklığını artırmaktadır. Müşteri çeşitliliği ve bu çeşitliliğin yönetilmesi, perakendeciler için hem stratejik planlama hem de operasyonel düzeyde uygulama açısından önemli bir güçlük oluşturmaktadır. Bu noktada, müşteri segmentasyonu ve kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri geliştirmek, her bir müşteri grubuna özel yaklaşımlar belirlemek ve bu çeşitliliği anlayarak etkili bir şekilde yönetmek önem kazanmaktadır. Gelişen teknolojiler, özellikle makine öğrenmesi yöntemleri söz konusu zorluklarla başa çıkma potansiyeli sunmaktadır.Bu kapsamda araştırmanın amacı, bir perakende firmasının Black Friday günündeki satış veri seti üzerinde Doğrusal Regresyon, Rastgele Orman Regresyonu, K-En Yakın Komşu Regresyonu, XGBoost Regresyonu, Karar Ağacı Regresyonu ve LGBM Regresyonu isimli makine öğrenmesi algoritmaları aracılığıyla satış tahminlemesi gerçekleştirmek ve algoritmaların performanslarını karşılaştırarak en iyi performans gösteren algoritmayı belirlemektir. Ayrıca, GridSearchCV kullanarak hiperparametrelerin ayarlanması ve bu ayarlamaların modellerin performanslarına etkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Buna ek olarak, veri seti üzerinde Keşifsel Veri Analizleri yürütülerek, perakende sektöründeki işletmelerin ellerinde bulunan verilerden ne tür bilgiler çıkarabileceklerine ve bu bilgileri nasıldeğerlendirebileceklerine ilişkin bir örnek oluşturmak araştırmanın diğer önemli bir amacıdır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, satışları tahminlemede en başarılı algoritma GridSearchCV ile hiperparametreleri ayarlanmış XGBoost Regresyonu olmuştur. Firma müşterilerinin en çok 26-35 yaş aralığında bireylerden oluştuğu, erkek müşterilerin kadınlara, bekar müşterilerin evlilere göre önemli ölçüde daha yüksek tutarlı alışverişler yaptığı saptanmıştır. Ayrıca, satın alım tutarı ortalaması bağlamında bakıldığında en yüksek harcama ortalamasına sahip yaş grubu 51-55 yaş aralığı olarak tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Debates and Discourses on Ornament in Contemporary Architecture
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mart) Balık, Deniz
    This paper neither intends to construct a theoretical framework of the history of ornament nor focuses on its thresholds. Mainly, it aims to uncover the long-lost meanings of ornament by delving into the origins of the concept. It discusses the issue of “the function of ornament” today, mainly through The Function of Ornament (2006), edited by Farshid Moussavi and Michael Kubo. This book distinguishes itself from other current publications because it is one of the first works to discuss ornament from a new viewpoint by graphically analyzing a variety of twentieth and twenty-first-century buildings in terms of form, screen, structure, and surface. The book shows that ornament, as an integral element, is integrated to material, structure, and form, rather than being extrinsic and additional, which brings us to the etymology and the origins of the term. Thus, this paper explores what is considered as new in terms of ornament in contemporary architecture by analyzing case studies from the book.
  • Öğe
    Ornament in Architecture: Symbol & Representation
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mart) Durgut, İrem; Akalın, Aysu
    This study aims to provide a new framework for the position of ornament by examining the link between ornament and “the body” as well as its interaction with decorative arts. In this sense, Ernst Cassirer’s concepts of symbol and representation which follow Immanuel Kant transcendental philosophy and Kant’s dichotomy of free and adherent beauty, are investigated. Within the scope of the article, theorists who discuss ornament with artistic expression are divided into two groups; in the first, Ruskin treats ornament and the body relationship as a “symbol”, while others, such as Louis Sullivan and Gottfried Semper, use the combination of both as if it is a “symbol”. As Sullivan and Semper reveal, a symbol reflecting the highest artistic creation also requires a process of reinterpretation and abstraction of the figural ornamentation. As emphasized, the position of ornament in the relationship of architecture to other arts has always been complex and has been unable to be identified with a definite framework since the Renaissance. Leon Battista Alberti, an Italian humanist, architect, and the primary developer of Renaissance art theory, achieves the perfect whole, expressing the highest artistic creation, via the reinterpretation and abstraction of figured forms. However, Alberti’s humanist approach differs from John Ruskin’s holistic view to the relationship between figural arts and architecture. Although, Alberti and Ruskin disagree in theory, it is shown that Alberti’s harmonious geometric whole, somehow corresponds to Kant’s purposefulness based on his transcendental scheme. It is concluded that the theoretical conceptualization of figural ornamentation with a metaphorical understanding of the human body expresses Cassirer’s symbol / perfect whole, which can only be obtained by achieving perfect mathematical unity between part and whole.
  • Öğe
    İşletme Yönetiminde Yeni Bir Yapılanma: Akıllı Organizasyonlar
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Aralık) Demirel, Ebru
    Günümüzde işletmelerin, hızlı ve karmaşık değişimlerde başarılı olmak ve rekabetçiliği sürdürebilmek için akıllı olması gerekmektedir. Akıllı olmak; internet bağlantılı süreçler, akıllı teknolojiler, akıllı sistemler ve dijital bir platform kurmak ve bütün bunlar arasındaki bağlantıyı da insan kaynakları ve işletmenin tüm faaliyetlerine entegre etmek ve çevik olmak demektir. Bu çalışmanın amacı değişen dünya ve dijital dönüşüm ile birlikte ortaya çıkan yeni bir örgütsel paradigma olarak ele alınan akıllı organizasyonlar hakkında bir çerçeve oluşturmaktır. Bu bağlamda bu çalışmada akıllı organizasyon hakkında genel bir bakış açıcısı sunulmakta ve işletmelerin akıllı bir organizasyon olabilme yolculuğunda neler yapması gerektiği konusunda izleyecekleri adımlar belirtilmektedir. Yine bu çalışmada dünyadan akıllı organizasyon uygulamalarına yönelik örnekler sunulmaktadır. Bu sayede literatürde henüz yeni olan akıllı organizasyon kavramı hakkında farkındalık oluşturmak ve literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Öğretmenlerin Mesleki Tükenmişlik Düzeyleri Üzerine Bir İnceleme
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Aralık) Çetin, Gökçe; Sarı, Serdal; Karakuş, Canan
    Bu çalışmada temel amaç öğretmenlerin mesleki tükenmişlik düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırmanın çalışma evrenini Konya ili Selçuklu ilçesindeki öğretmenler oluşturmaktadır. Bu araştırma ile; cinsiyet, sınıflarındaki öğrenci mevcudu, sınıflarındaki yabancı öğrenci mevcudu, okulun içerisindeki çevrenin sosyo-ekonomik durumu, gibi değişkenlerin öğretmenlerinin mesleki tükenmişlik düzeyleri üzerine etkisi tespit edilecektir. Araştırmada 10 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formu, 22 soru ve üç alt boyuttan oluşan Maslach Tükenmişlik Envanteri kullanılmıştır. Çalışmadan ortaya çıkan veriler değerlendirilirken, SPSS 21 programından yararlanılmıştır. Değerlendirme sürecinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, Anova, T testi, Tukey testi ile araştırma sonucunda elde edilen verilerle öğretmenlerin mesleki tükenmişlik durumları tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarından elde edilen bulgulara göre araştırmaya katılan öğretmenlerin, duygusal tükenme ve duyarsızlaşma alt boyutlarında düşük tükenmişlik seviyesinde, kişisel başarı alt boyutunda ise yüksek tükenmişlik seviyesinde oldukları sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Psikolojik Dayanıklılık ve İş Tatmini Arasındaki İlişkide Öz-Şefkatin ve İçsel Motivasyonun Rolü
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Kasım) Uzunbacak, Hasan Hüseyin; Erhan, Tuğba; Karagöz, Şerife
    Öz-şefkat ile içsel motivasyon çalışanların psikolojik dayanıklıklarını ve iş tatmini düzeylerini arttırmak için kilit bir faktörler olarak kabul edilmektedir. Yüksek motivasyona ve öz-şefkate sahip sahip olan çalışanlar yaptıkları işlerden daha fazla tatmin olacaklar ve psikolojik dayanıklılık hallarini koruyabilirler. Bu çalışmada, temel olarak psikolojik dayanıklılık düzeyi yüksek olan çalışanların, beraberinde gelen öz-şefkat ve içsel motivasyondaki artışların etkisiyle mi iş tatminlerinde artışlar meydana geliyor sorusuna cevap aranacaktır.Dolayısıylabu çalışmanın temel amacı, çalışan yetişkinlerde psikolojik dayanıklılığın iş tatmini üzerindeki etkisinde öz-şefkatin ve içsel motivasyonun aracı rol üstlenip üstlenmediğini belirlemektir. İlgili amaç doğrultusunda araştırma örneklemini kamu ve özel sektör çalışanları oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında elektronik ortamda (Google form aracılığıyla) hazırlanan anket formu evrene ulaştırılmış, 454 katılımcıdan geri dönüş sağlanmıştır. Araştırmada örnekleme tekniklerinden kolayda örnekleme tercih edilmiştir. Mevcut araştırmanın tanımlayıcı istatistiklerini, güvenilirliklerini, normallik değerlerini, değişkenlerin birbirleriyle olan ilişkilerini belirlemek için SPSS 22.0 programından faydalanılmıştır. Ölçeklerin yapı geçerlilikleri ve araştırmanın amacı kapsamında oluşturulan modeli test etmek için AMOS 24.0 programı kullanılarak yapısal eşitlik modeli (YEM) ve aracılık rolü (dolaylı etki) analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan istatistik analizleri neticesinde, psikolojik dayanıklılığın iş tatmini üzerindeki etkisinde öz-şefkatin ve içsel motivasyonun aracı rol üstlendiği saptanmıştır.
  • Öğe
    Hastanelerin Tıbbi Kayıtlardan Doğan Sorumlulukları
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Haziran) Etgü, Alper Abbas; Güçlü, Abdulkadir
    Sağlık kurumlarında birçok tıbbi belge farklı düzeylerde kullanılmaktadır. Sağlanan sağlık hizmetlerinin hayati değerinin yanında, etkin yönetim kullanım ve tıbbi dokümantasyon süreçlerini de gerektirmektedir. Onun için tıbbi belgelerin önemi yanında sağlık kuruluşları, çalışanları, adli tıp bile sağlık ve eğitim alanındaki çalışmalar açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu tıbbi kaydı tutma yükümlülüğünü ihmal etmenin sonuçları incelendiği zaman, eksik bir kaydın tutulmasının baştan sona tıbbi bir uygulama sorunu olarak kabul görmediği, fakat bunun ihmalinin hem hukukta hem de delil hukukunda mühim sonuçları vardır.
  • Öğe
    Türkiye’de Evde Sağlık Hizmetlerinin Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Haziran) Kıran, İldan; Güçlü, Abdulkadir
    Evde sağlık hizmetleri, hastalara kendi evlerinde verilen sağlık hizmetleridir. Gelişen dünya teknolojisi sağlık alanında da birçok değişikliğe yol açmıştır. Değişiklikler ile evde sağlık uygulamalarına ihtiyaç gün geçtikçe artmıştır. Sağlık sistemlerinin bir parçası olan evde sağlık hizmeti uygulamalarının önemi oldukça fazladır. Evde sağlık hizmetlerinin ülkemizde ki tarihi 15. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Fakat gerekli yasal düzenlemelerin yapılması uzun yıllar sürmüştür. Bu çalışma ile evde sağlık uygulamalarına genel bir bakış ve ülkemizdeki tarihsel yasa düzenlenmelerine, finansmanın sağlanmasına ve uygulamalarına değinilmiştir.
  • Öğe
    Mülteciliğin Kırsal Kalkınma Ve İstihdam Üzerine Pozitif Ve Negatif Dışsallıkları
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Haziran) Uzer, Yılmaz
    Mültecilik ve göçmen sorunu geçmişte olduğu gibi 21. Yüzyılda da ülkelerin ekonomilerini, sosyal ve demografik yapısını etkileyen önemli bir sorundur. Dışsallık ise ekonomik karar birimlerinin ekonomik faaliyetlerinden dolayı diğer ekonomik karar birimlerine vermiş olduğu fiyatlandırılamayan olumlu veya olumsuz bir etki yapmasıdır. Mülteciler ulaştıkları ülkelerde bir ekonomik karar birimi olarak o ülkenin ekonomisine negatif ve pozitif dışsallıklar üretir. Mülteciler ulaştıkları şehrin nüfusunu arttırırken talep artışı meydana getirerek üretime, tüketime, istihdama, kırsal kalkınma ve ekonomik büyüme ve mali yapıya çoğunlukla olumsuz dışsallık üretir iken pozitif dışsal etkileri de vardır. Negatif dışsallıkları; şehirlerin nüfusunun artması belediyelerin bütçelerini zorlaması ve merkezi bütçeye de yük oluşturması, işsizlik sorununu artması, kayıt dışı ekonomi etkisi, talep artışı gibi negatif dışsallıklar oluşturur. Buna karşılık pozitif dışsallıkları ise bölge ekonomilerinin canlanması, vasıfsız işgücü ile kırsal kalkınma ve ekonomik büyümeye etkisi, zengin mültecilerin sermaye ve finans yönünden etkisi sayılabilir.
  • Öğe
    Dünyada Yağ Gülü Piyasası ve Türkiye’nin Rolü
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mayıs) Bıtrak, Orhan Orçun; Hatırlı, Selim Adem
    Kozmetik sektörü insanlığın varoluşundan beri sürekli gelişmekte ve katma değeri yüksek olan imalat sanayi kollarından birisidir. Kozmetik sektörünün önde gelen firmaları Avrupa’da yer almakla birlikte bu şirketler dünyada yüksek ihracat hacmine sahiptir. Kozmetik ve parfümeri sektöründe kullanılan en değerli girdilerden bir tanesi de içerisinde barındırdığı yüksek koku bileşenlerinden dolayı dünyadaki en pahalı uçucu yağlardan birisi olan gül yağıdır. Bu çalışmanın temel amacı kozmetik sektörü için büyük önem taşıyan gül ve gülden elde edilen uçucu yağların dünyadaki üretim ve ticaret yapısının ele alınmasıdır. Bu amaçla çalışma, dünya gül ürünleri talebinin yaklaşık %90’ını karşılıyor olması nedeniyle, Türkiye ve Bulgaristan kapsamında, ulusal ve uluslararası istatistiksel veriler, sektör raporları ve konu ile ilgili yapılan mevcut araştırmalardan yararlanılarak yapılmıştır. 2016-2020 yılları arasında, gül ürünleri ortalama ihracat hacmi Türkiye’de 12,6 milyon Euro olarak gerçekleşirken, Bulgaristan’da ise 17,5 milyon Euro olarak gerçekleşmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, dünya gül ürünleri sektöründeki en önemli sorunların yüksek maliyetler, fiyat dalgalanmaları ve dünya talebi olduğu tespit edilmiştir. Nitekim 2016 yılından 2020 yılına gelindiğinde, gül ürünleri ihracat gelirleri Türkiye’de yaklaşık %42 oranında, Bulgaristan’da ise %76 oranında azalmıştır. Gül yağı ihracat fiyatları ise, 2016 yılından 2019 yılına gelindiğinde, Türkiye’de yaklaşık %51 oranında azalırken Bulgaristan’da ise %33 oranında azalmıştır. Bu durum dünya gül ürünleri piyasasının geleceğine ilişkin birtakım önlemlerin alınması gerektiğini göstermektedir. Buna ek olarak, Türkiye’nin gül ürünleri sektöründe önde gelen ülkelerden birisi olmasına rağmen ihracatın nihai ürün olarak yapılmaması, ihracat gelirlerini sınırlandırmaktadır. Türkiye’nin daralan dünya talebi ve fiyat dalgalanmalarına karşı alacağı önlemlerin yanı sıra sektörde katma değerli üretim yaparak kozmetik ve parfümeri alanına ağırlık vermesi, mevcut ihracat gelirlerini arttıracaktır.
  • Öğe
    Tedarikçi Tercihlerinin Topsis Yöntemi İle Analizi: Bir Hediyelik Eşya Mağazası Üzerine Araştırma
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Haziran) Sezgin, Mete; Bağcı, Tuba
    Turistlerin, bir destinasyonu ziyaret ettiğini hatırlaması ve yanlarında bir anı götürmesi için birçok hediyelik ürünün satıldığı hediyelik eşya mağazalarının, bölgenin pazarlanması, daha fazla talep alması, bölgede istihdam oranının artması gibi olumlu etkileri bulunmaktadır. Bu olumlu etkiler dikkate alındığında, hediyelik eşya mağazalarının, turiste arz edeceği ürünleri temin ederken karar verme sürecini doğru yönetmeleri gerekmektedir, aksi durumda işletmenin alanında rekabet etme ve istihdam sağlama gücünün azalması ayrıca öz kaynaklarında kayıplar meydana gelmesi gibi olumsuz sonuçlar doğacaktır. Bu araştırmada Türkiye’de en çok turist çeken destinasyonlar arasında ikinci sırada bulunan Mevlânâ Müzesi’ne yakın konumda faaliyet göstermesi sayesinde yoğun müşteri ağırlayan bir hediyelik eşya mağazasının tedarikçi tercihi, çok kriterli karar verme yöntemlerinden TOPSIS yöntemiyle değerlendirilmiştir. Analiz sonucuna göre; mağaza için en fazla öneme sahip olan ürün kalitesi, ürün çeşitliliği, indirim gibi kriterler açısından tedarikçiler sıralanmıştır.
  • Öğe
    Uluslararası Pazarlarda Ürün Adaptasyonunun İhracat Performansı Üzerindeki İlişkisi: Kobi’lerde Bir Uygulama
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Kasım) Öz, Fuat; Özmen, Alparslan
    İhracat, firmaların uluslararası alanda büyümesi için kritik bir mekanizmadır. Ülkeler arasındaki fiziksel mesafe, kültürel farklılıklar, farklı rekabet durumları nedeniyle firmalar açısından ihracat faaliyetlerinde yüksek performans seviyelerine ulaşmak oldukça güçtür. İhracat performansı, yönetimsel anlamda uygulamayı geliştirmek için tanımı ve ölçülmesinde özel dikkat gerektiren karmaşık, çok yönlü bir yapıdır. Bu çalışmada, KOBİ’lerin ihracat performansını artırmak için ürün adaptasyonunu nasıl kullanıldığını incelenmiştir. Çalışmanın amacı firmaların ihracat performansları ile ürün adaptasyonu arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırma üzerinde ileri sürülmüş olan hipotezi test etmek amacıyla Türkiye’de Marmara bölgesinde deri sektöründe ihracat yapan 101 firma katılmış, ancak 81 tanesinin yapılandırılmış olan anket ile toplanan verileri analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, firmaların uluslararası pazarlama faaliyetlerinde ürün adaptasyonun ihracat performansını etkilediği noktalar görülmüştür. Bu açıdan incelendiğinde firmaların hedef pazarlardaki ihracat performanslarında ürün adaptasyonu arasında çeşitli açılarda pozitif bir ilişki söz konusudur.
  • Öğe
    The Role of Transformational Leadership in Airline Business Success: A Comparison of Rising Above the Clouds and From Worst to First Book
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Kasım) Ertek, Ahmet; Taşcı, Deniz
    The aviation sector is highly affected by technological, political and economic developments. It is an undeniable fact that businesses must keep up with these rapid changes and developments, especially as they are affected by technological developments. The leadership styles and leadership characteristics of the managers are not only effective in the formation of a certain culture, but also in the life course of the enterprises and the processes of adapting to the changes. This adaptation process can be reduced and the faster adaptation can be achieved, the business success will follow in parallel. Based on this view, in our study, the effect of leadership characteristics of managers in airline companies on business success has been examined. The aim of the study is to explain the transformational leadership characteristics of managers in airline companies and the roles of these characteristics in the positive or negative processes of airline businesses. In the study, "Bulutların Üstüne Tırmanırken" and "From Worst To First" books' content analysis was made by considering the subjects of airline management, leadership and transformational leadership. At the end of research; It has been concluded that leaders do not take risks and display an innovative approach in times of crisis.
  • Öğe
    Adolf Loos and Ornament
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mayıs) Büyükkök, Selenay
    In this study, architectural style and “Ornament is Crime” motto of Adolf Loos, being against of the nineteenth century Vienna’s architectural style, especially after the Industrial Revolution, will be examined. It is revealed that Adolf Loos’s most known motto “Ornament is Crime” has deeper meanings and Loos designed various buildings throughout his career according to his evolution. When his designs analyzed chronologically it is understood that Loos had a great change that is Loos reflects his true thoughts more and more in his designs as time goes on. When Adolf Loos said his famous motto, “Ornament is Crime” in Vienna’s nineteenth century, Vienna was changing, urbanizing and developing very intensely with the effect of the industrial revolution. Loos and many architects, painters, artists opposed the mass production and devaluation of handmade materials brought by the industrial revolution, but Loos has always been in a different position than others. Although Adolf Loos seems to advocate simplicity, he did not avoid the use of expensive materials in the interiors of the spaces he designed. In other words, Loos has supported the mask metaphor by simplifying its design that is visible to the outside world.
  • Öğe
    The Digital Nature of Gothic - Lars Spuybroek & John Ruskin
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mayıs) Dallı, Mustafa; Soyluk, Asena
    Gothic architecture is a movement that has influenced world architecture, including today’s architecture, since its active period. Although it is known for some of its features such as flying buttresses, pointed arches and vaults, John Ruskin examined the characteristics of Gothic architecture except from its physical features and examined it under 6 main headings. Lars Spuybroek, the founder of Nox Architects, one of the names that come to mind when talking about digital architecture today, described these characteristics of Ruskin as the “digital nature of Gothic”. He examined 3 of these 6 characteristics and analyzed them in the chapter titled with “The Digital Nature of Gothic” in his book “The Sympathy of Things: Ruskin and the Ecology of Design”. In this study, based on the work of Spuybroek, his work with Nox Architects, the debates on beauty and elegance he encountered in his journey to the nature of Gothic, and why he named gothic architecture digitally were examined and some discussions were made on this subject.
  • Öğe
    Critique of Loos’s Anti-Ornament Through Lucretius and Adorno
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mart) Şentürk, Levent
    In this article, I will stop by an ancient source, De Rerum Natura, Lucretius’ unaccomplished two-thousandyear-old masterpiece, and try to delve into the centuries-old roots of ornamentation much older than from Gottfried Semper’s Bekleidung (dressing) principle of the nineteenth century. Lucretius’s approach, grounded on Epicurus’ atomism, discloses how nature embellishes and creates existences with this queer principle, starting from atoms, with deviation from end to end. (In the twentieth century, though, we are now aware of the divisibility of atoms and the existence of subatomic particles.) After including these passages, I will try to take a closer look at Adorno’s text, in which he sarcastically states that, the effort to purify has turned into a style itself. After a micro-investigation on the representation of nature, I will conclude my article with a discussion in which I expressed my concerns that the anti-ornamentalism sometimes haunts academic writing under the guise of being scientific.
  • Öğe
    The Ethical and Existential Meaning of Beauty
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Mayıs) Pallasmaa, Juhani
    Ethics and beauty have been neglected subjects in modern artistic and architectural discourse. These essential dimensions have been replaced by performative qualities and a manipulative aestheticization. As visual image and techno-economic criteria have replaced existential concerns, mental meanings, experiences and the sense of empathy have been lost. However, beauty and reason are valid criteria in art, architecture as well as science. Beauty is not an added aesthetic surface value, as it expresses the coherence, wholeness and integrity of the work. We should even acknowledge the existence of an aesthetic intelligence along with ethical, emotional, spiritual and existential intelligences. Art and architecture are modes of existential thinking about the world and the human situation. They need to create a temporal continuum, an existential tradition, and also include the bio-cultural and evolutionary dimension in their truly humanist visions.
  • Öğe
    Sağlık Sektöründe Beklentilerin Kuşak Devriyle Karşılanabilme Oranının Sentezlenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Ekim) Şimşek, Bilgen; Mete, Mustafa
    Geçmişten günümüze tıp alanındaki gelişmelerin, beklenen yaşam sürelerini uzatması ve yaşam standartlarının yükselmesine sağladığı dolaylı etki, sağlık sektörüne toplumsal bakış açısında ciddi düzeyde pozitif bir ivme kazandırmıştır. Bugüne değin sektörün toplumdaki olumlu imajı, prestijli iş sahibi olmak isteyen, kariyer hedefleri yüksek gençlerin meslek seçimlerinde de önemli bir rol oynamıştır. Multidisipliner bir çalışma ortamı içerisinde, görev bilinci yüksek kişilerin meslek icrası ile olgunlaşan sağlık sektörü, her alanda olduğu gibi fizyolojik açıdan yaşlanan, çalışma sürecini tamamlayan sağlık çalışanları yerine gelenlerin de mesleki olgunluğa ulaşmasına imkân vermiştir. Aslen yeni gelenler diye tabir edilen grupların, yeni bir jenerasyondan gelmesi sebebiyle, çift taraflı adaptasyon güçlüğünü yaşayan ve yaşatanlar olarak betimlenmesi de yanlış bir yaklaşım olmaz. Dönemsel yaşanmışlıkların izdüşümü olarak kabul edilen, ortak davranış ve eğilimler gösteren kuşakların, mesleki konumlanmaları üzerinde durulması meşguliyet doğuran konular arasında yer almaktadır. Bununla birlikte özünden çok uzak olarak görülen Z kuşağı içerikli çalışmalar da bir o kadar hassastır denilebilir. Kuşaklar arasındaki benzerliklerin giderek azalması ve genetik özelliklerle bağıntısız ortaya çıkan yeni davranış tipleri, gelenlerin gidenlerin yerini doldurup dolduramayacağı, sektörel beklentileri karşılayıp karşılamayacağı gibi tartışmaların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu çalışmada; 21.yy’da aktif üreten ve yöneten olarak iz bırakacağı düşünülen “Z Kuşağı” nın sağlık sektöründe dengeleri nasıl etkileyeceği, kuşağa has tutumların toplumsal beklentileri yeteri düzeyde karşılayıp karşılayamayacağı, sağlık hizmetlerinin güven algoritması üzerindeki liderliğine negatif etki doğurup doğurmayacağı üzerine yapılan literatür taraması sonucu elde edilen bilgilerle derleme bir makale hazırlanmıştır. Ayrıca içerikte genel kuşak modellemeleri arasındaki farklar incelenerek, bu farkların sağlık sektöründe Z kuşağı için oluşturabilecekleri avantaj ve dezavantaj senaryoları kurgulanmıştır. Bu senaryolarda, Z kuşağının sektör entegrasyonunu pozitif yönde etkileyebileceği düşünülerek literatürdeki çalışmalardan bir derleme yapılmıştır.
  • Öğe
    Sağlıkta Örgütsel Çatışma Ve Çözüm Yolları
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Ekim) Bayar, Zelal; Mete, Mustafa
    Sağlık hizmetleri bir ülkenin gelişmişlik düzeyini ölçmede önemli faktörlerdendir. Sağlık hizmetlerinin kaliteli bir hizmet sunabilmesi hastaya sunulan teşhis ve tedavi hizmetleri ve gelişmiş teknolojinin yanında sağlık tesislerinde görev yapan personellerin gücüne bağlıdır. Sağlık işletmelerindeki organizasyon yapısının güçlü bir örgüt kültürü ile sunulması gerekmektedir. Örgütte yer alan personellerin sorunları, anlaşmazlıkları tespit edilmeli ve uygun yöntemlerle çözüme kavuşturulmalıdır. Çatışmaların çözüme kavuşturulmaları ile sağlık personellerinin iş motivasyonları artacak ve daha kaliteli hizmet sunulacaktır. Çalışmada sağlıkta örgütsel çatışmaya sebep olacak türler incelenecek ve çözüm önerileri sunulacaktır.
  • Öğe
    Türk Bankacılık Sektöründe Performans Ölçümü: 2011-2021 Yılları Arasında Kalkınma Ve Yatırım Bankalarının Topsıs Yöntemi İle Finansal Performanslarının Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2022 Aralık) Korkmaz, Ömer Faruk; Wolff, Reyhan Ayşen
    Stratejik yönetimi meşgul eden konuların başında rekabet, işletme başarısı veya başarısızlıklarının nedenleri ile işletmelerin performanslarının ölçümü gelmektedir. Bu makalede modern işletmecilikte ideal organizasyon yapısına örnek teşkil edebilecek düzeyde faaliyet gösteren ve performans ölçümü için özellikle finansal göstergelerine rahatlıkla ulaşılabilinen bankacılık sektörü ele alınmıştır. Dünyada ve Türkiye’de bankacılık ile ilgili performans ölçümleri ağırlıklı olarak finansal oranlar vasıtasıyla ve ticari bankalar düzeyinde yapılmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada finansal oranlar kullanarak daha nadir bir şekilde üzerinde durulan kalkınma ve yatırım bankalarının performans ölçümleri ele alınmıştır. Çalışma 2011 ve 2021 yılları da dahil olmak üzere 11 yıl için Türkiye’de faaliyet gösteren 16 kalkınma ve yatırım bankası üzerinde yapılmıştır. Söz konusu bu bankalar sermaye mülkiyetleri bakımından sınıflandırmaya tabi tutularak TOPSİS yöntemi ile performansları karşılaştırılmıştır. Çalışmada 2011 ve 2016 yılları arasında en iyi performansı kamusal sermayeli bankaların gösterdiği tespit edilirken, kamusal sermayeli bankaların sonraki yıllarda en iyi ikinci performansı gösteren grup olduğu görülmüştür. 2017 ve 2021 yılları arasında ise Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının en iyi performansa sahip bankalar olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Türkiye’de faaliyet gösteren özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının ise 2011, 2013 ve 2014 yıllarında en iyi performans gösteren ikinci banka grubu iken diğer yıllarda en kötü performans sergileyen banka grubu olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.