Geleneksel Türk Müziği Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 17 / 17
  • Öğe
    Türk Müzi?ği? Eği?ti?mi? Veren Devlet Konservatuvarlarında Koro Eği?ti?mi?
    (Selçuk Üniversitesi, 2006) Yiğit, Nalân; Karakaya, Oğuz
    Bu çalışmada, üniversitelerde, lisans düzeyinde Türk Müziği eğitim ve öğretiminin yapıldığı devlet konservatuvarlarında, “koro eğitiminin”, ders müfredatı içerisinde hangi isim altında yürütüldüğü, bu dersin uygulama ve teorik yönden nasıl işlendiği ve bu durumun “genel koro eğitimi” içerisindeki yeri araştırılmıştır. Türk Müziği eğitimi veren sekiz adet devlet konservatuvarının “koro” ders müfredatları, öğretim elemanlarının dersin işlenişine ait görüşleri çalışmanın veri kaynaklarını oluşturmaktadır. Bulgular, koro eğitimi alanında yapılmış çalışmalardan elde edilen bilgilerle karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Değerlendirmeler sonucunda, koro dersinin işlenişinde uygulama ve teorik yönden bütünlük olmadığı, dersin adında, işlenişinde ve ders saatlerinde farklı uygulamaların olduğu görülmüştür. Bu durumun giderilebilmesi için dersin, “koro” adı altında yürütülmesi, “genel koro eğitimi” anlayışı ile işlenmesi ve bu alanda kullanılmak üzere yazılı kaynakların artırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Minstrel Seyrâni, minstrel seyrâni festival and his musical features
    (Gazi Universitesi, Turk Kulturu ve Haci Bektas Veli, 2015) Yöre S.
    Bean feasts, holidays and festivals have been important socio-cultural events which make people come together for various purposes, and Turks have been kept by these events since their beginning. Minstrel Seyrâni Festivals is one of the festivals in Turkey. I identified that it has not been investigated although there are the research studies on Minstrel Seyrâni. I did ethnographic research on the 18th Minstrel Seyrâni Culture and Art Festival in Develi. The observations were discussed within the concepts of the disciplines of Folklore and Ethnomusicology. According to the findings, the festival has been held since 1979 and its purpose is mainly to celebrate Minstrel Seyrâni. It starts every year in Develi, and its activities have sometimes expanded to Kayseri. It usually takes two or more days, and its activities include Mehter ( Janissary) Band, Folk Dances, the Minstrel s' Beano, Karakucak (the blacklap) Wrestlings, the Trade Fair and the Concerts. Music accompanies activities of the festival as a unifying element. Although the festival has been held locally, it has included national and international musical participations.
  • Öğe
    Âşık Seyrâni, Âşık seyrâni festivali ve müziksel özellikleri
    (2015) Yöre S.
    Şölenler, bayramlar, şenlikler, festivaller insanların belirli amaçlarla bir araya gelmesini sağlayan ve Türklerin varlığından beri sürdürdüğü önemli sosyo-kültürel öğelerdir. Âşık Seyrâni Şenliklerinin de bunlardan biri ve hiç araştırılmamış olduğu tespit edilmiştir. Bu özgün konu üzerine 18. Âşık Seyrâni Kültür ve Sanat Festivali çerçevesinde yapılan etnog- rafik araştırmada, Âşık Seyrâni, Âşık Seyrâni Kültür ve Sanat Festivali ve bunların müziksel özellikleri Halkbilim ve Etnomüzikoloji disiplinleri çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bul- gulara göre bu şenlik/festival 1979 yılından beri, başta Âşık Seyrâniyi anmak amacıyla, içeriğindeki çeşitli etkinliklerle birlikte Develi ilçesinde başlayıp zaman zaman Kayseri iline de uzayarak varlığını sürdürür. İki veya daha fazla gün süren Âşık Seyrâni Kültür ve Sanat Festivalinin içerisinde başlıca Mehter Takımı, Halk Oyunları, Âşıklar Şöleni, Karakucak Güreşleri, Ticaret Panayırı ve Müzik Şöleni bulunmaktadır ki bu sayılan etkinliklere eşlik eden müzik bir birleştirici unsur olarak öne çıkar. Âşık Seyrâni Kültür ve Sanat Festivali yerel olarak düzenlenmesine rağmen içinde ulusal ve uluslararası müziksel katılımlar da görülmüştür.
  • Öğe
    Ahmed Adnan Saygun’un çoksesli müzikte/Türk çoksesli müziği’nde ulusalcılığa ilişkin kodları
    (2012) Yöre, Seyit; Gökbudak, Zehra Seçkin
    Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sistemi, Ziya Gökalp ve Atatürk’ün düşünceleri çerçevesinde, ulus-devlet temeline bağlı ulusalcı bir modernleşmeden oluşmuş, bu sistem Türkiye’deki kültürel ve müziksel yaratımı etkilemiş ve böylece, besteciler ulusal müzik malzemeleri ile uluslararası çoksesli müzik tekniklerini birleştirilerek devlet sistemine uygun bir ulusalcı çoksesli müzik yaratmışlardır. Türk çağdaş müziği olarak da anılan bu yeni müziğin ilk kuşak bestecilerinden biri de Ahmed Adnan Saygun’dur. O, müzik eserlerinin yanında, söylemleriyle de müzikte ulusalcılığı vurgulamış ve diğer bestecilerin içinde öne çıkmıştır. Bugüne kadar Saygun ve eserleri hakkında araştırmalar olmasına rağmen, onun ulusalcılık yaklaşımları hakkında doğrudan herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada, Saygun’un çoksesli müzikte/Türk çoksesli müziği’nde ulusalcılığa ilişkin kodları etnomüzikoloji disiplini ve nitel araştırma modelinde literatür ve içerik analizi teknikleriyle araştırılmış, sonuç olarak ortaya çıkan on iki kod Saygun’un görüşleriyle tanımlanarak, yorumlanmıştır.
  • Öğe
    The musical codes of alevi-bektashi culture
    (Ankara Haci Bayram Veli University, 2011) Yöre S.
    Music is an effective abstract means which accompanies religious expressions and practices in all the beliefs. It is known that music is a religious-based phenomenon in Alevi-Bektashi culture. Some musical elements symbolised Alevi-Bektashi culture and their belief system. These elements are forms, modes, instruments composition and performance of Alevi-Bektashi musical culture. Even though these elements have in general certain standarts, there are also regional differences in the elements. Preliminary research showed that there are not analytic studies on the codes of Alevi-Bektashi musical culture and their structural features, and so this research has been done. In this research, it was investigated the musical elements of Alevi-Bektashi culture, and the findings of the research emerged by literature survey, content analysis, and musical analysis in ethnomusicology discipline and qualitative research model. So the findings were coded and identified. The musical codes of Alevi-Bektashi culture were represented by the concepts of creator/performer, creation method, musical instrument, form, maqam, and place. The codes were defined, analyzed as a musical, exemplified with the notes, and discussed in the result.
  • Öğe
    The reflections of trinity, four door fourty authority, and twelve ımam concepts in alevism on traditional men/women clothing in nebikoy tokat
    (GAZI UNIV, TURK KULTURU VE HACI BEKTAS VELI, 2011) Nas, Emine; Celebilik, Gulizar; Demirbas, Aliye
    It is observed that,in Tokat and surroundings which has cultural values,traditional garments are used by folk commonly as a continuance of traditional lifestyle. Study is focused on Nebikoy bounded up in Tokat, where Turkoman and Alevi cultures being lived together by being synthesized. As an original region with its' local garments, men and women wear is equipped with depending on the dynamics of folk culture reflects a rich mosaic in Anatolian apparel and hosted characteristic qualifications in Nebikoy. On this scope,study is aimed to find out the determination,relating to the reflection of the motifs and colours on the clothings as symbolic of concepts as trinity, four door fourty authority, and twelve imam in Alevi belief. Nebikoy is presenting an original style in its' social structure, feeding by Alevi beliefs and traditions with its' ethno-cultural qualification in the understanding of rich regional clothing of Anatolia.
  • Öğe
    Alevi-Bektaşi Kültürünün Müziksel Kodları
    (2011) Yöre, Seyit
    Müzik, bütün inançlarda dinsel söylem ve uygulamalara eşlik eden etkili bir soyut araç olarak ortaya çıkar. Bilindiği gibi, Alevi-Bektaşi kültüründe de müzik dinsel temelli bir olgudur. Alevi-Bektaşi kültürünü ve inanç sistemini temsil eden, içinde müziği barındıran veya doğrudan müziğe dair bazı unsurlar vardır. Bu unsurlar Alevi-Bektaşi müzik kültürüne özgü formlar, modlar, çalgılar, yaratım ve seslendirme özellikleri olarak sayılabilir. Bu unsurlar genel olarak belirli bir standart içinde var olsa da, bölgesel farklılıkları da bulunmaktadır. Yapılan ön araştırmada Alevi-Bektaşi müzik kültürünü temsil eden kodlar ve bunların yapısal özellikleri üzerine analitik çalışmaların olmadığı görülmüş ve bu çalışma ortaya çıkarılmıştır. Bu araştırmada, bu müziksel unsurlar incelenmiş, etnomüzikoloji disiplini ve nitel araştırma modelinde kaynak tarama, içerik analizi ve müzik analizi teknikleriyle ortaya çıkan bulgular kodlanarak tanımlanmıştır. Yapılan araştırma sonucunda, bu müziksel kodların yaratıcı/seslendirici, yaratım şekli, çalgı, form, makam, mekân gibi kavramlar altında olduğu tespit edilmiş, ortaya çıkan kodlar tanımlanmış, müziksel analizi yapılmış, notalarla örneklendirilmiş ve sonuçta tartışılmıştır.
  • Öğe
    Şeyh Gâlib'in Bestelenmiş Şiirlerinde Usûl-Vezin İlişkisi
    (2010) Türkel Oter, Serda; Yıldırım, Ali
    Bu çalışmada, kısaca Şeyh Gâlib’in hayatı ve eserlerinden bahsedildikten sonra, usûl-vezin arasında var olduğu bilinen ilişki, Şeyh Gâlib’in din dışı olarak adlandırılan sözlü mûsıkî formlarıyla bestelenmiş eserleri içinde gösterilmiş ve açıklanlamışır.
  • Öğe
    Türk Halk Müziğinde Bir Uzun Hava Türü Olarak Bozlak
    (2010) Karakaya, Oğuz; Önal, Hamit
    Türk halk müziğinde bir uzun hava türü olan ‘bozlak’, Orta Asya’dan başlayarak günümüze kadar ulaşan ve yaylak – kışlak hayatı yaşayan Yörük / Türkmen ve Avşar oymaklarının kültürlerinin bir anlatım ve ifade biçimi olmuştur. Mana bakımından bozlak; bozulamak, bozlamak, feryat etmek ve haykırmak anlamını taşımaktadır. Türkmenlerin ve Avşarların günlük yaşamlarında karşılaştıkları acının, üzüntünün ve isyanın doğaya haykırılması bozlak kültürünün doğmasına sebep olmuştur. Türkmenler, Avşarlar ve bu oymaklar arasında bulunan Abdallar, bozlak geleneğini günümüze kadar ulaştırmışlardır. Bu çalışmada, yerli ve yabancı araştırmacıların bozlak hakkındaki görüşleri, kaynak tarama yöntemi ile elde edilmiş, bu görüşler üzerinde içerik analizi yapılarak bozlak hakkında genel bir tanıma ulaşılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, alana yönelik çalışmalar yapan Kültür Bakanlığı ve TRT kurumundan birer sanatçı ile de ‘görüşme’ yapılarak bozlakların konusu, melodik yapısı, icra ve üslup (ağız) biçimi araştırılmıştır. Bozlak kelimesinin feryat etmek, haykırmak, inlemek ve isyan etmek anlamında kullanıldığı; Bu anlam çerçevesinde bozlakların ölüm, ayrılık, acı, ağıt ve temelinde bir isyan olan toplumsal konuları kapsadığı; Orta Anadolu ve Çukurova Bölgesi başta olmak üzere yurdun çeşitli yerlerinde görüldüğü; Bozlakların seslendirilmesinde ‘Avşar ağzı’ ve ‘Türkmen ağzı’ olarak iki farklı ağız kullanıldığı; Bu ağız türlerinin iki farklı makam (ayak) üzerinde işlenmesi nedeniyle sadece ‘Kürdi’ dizisi ile ifade edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Dede Efendi’nin Yürük Semâîlerinin Usûl-Arûz Vezni ilişkisi yönünden incelenmesi
    (2010) Çıpan, Mustafa; Karaman, Sibel
    Dinî ve dindışı formlarda eserler bestelemiş olan klâsik mûsıkîmizin en büyük bestekârlarından Dede Efendi’nin “Yürük Semâî” formunda 24 eseri bulunmaktadır. Dede Efendi’ye ait “Yürük Semâî” formundaki 24 eserin usûl-arûz vezni ilişkisi makalenin konusunu oluşturmaktadır. Çalışmada, aynı usûl ve arûz kalıplarıyla bestelenmiş eserlerin usûl-arûz vezni ilişkisi yönün- den uyumunun incelenmesi ve “Yürük Semâî” usûlü ile bestelenen eserlere ait güftelerde en çok hangi arûz kalıbının hangi şekillerde kullanıldığının ortaya konulması amaçlanmıştır. “Yürük Semâî” formunun Dede Efendi’ye ait örneklerinin usûl-arûz vezni ilişkisi yönünden nasıl bir dağılım gösterdiği mevcut notalardan incelenmiş ve güfteler hazır usûl şablonlarına heceler halinde yerleştirilerek sunulmuştur. Çalışma sonucunda; aynı usûllerle bestelenen aynı vezindeki güftelerin hece dağılımlarının da büyük ölçüde aynı olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Türk musikisinde nazariyatçılara ve bestekârlara göre Çargâh makamının karşılaştırılması
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2012) Özçimen, Aycan; İrden, Mine
    Bu araştırmanın amacı Türk musikisi nazariyatçılarının ortaya koymuş oldukları nazariyat kitaplarındaki çargâh makamı tanımları ile bestekârlar tarafından yapılan eserlerdeki çargâh makamının işlenişini-kullanımını- bilimsel bir gerçekliğe dayandırarak belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, çargâh makamının tarifini yapan farklı kaynaklardan yararlanılmış ve otuz yedi adet çeşitli formlarda eser incelenmiştir. Bu kaynaklarla seçilen otuz altı eser arasında makam dizisinin ve geçkilerin kullanımı adına doğru orantılı olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma betimsel yöntemlerle yapılmış, içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Önce “makam” ve “seyir” kavramlarına değinilmiştir. Ardından araştırma için öncelikle saz ve sözlü olarak çeşitli formlarda otuz yedi eser belirlenmiş, makamın kişileri sonuca kolay ulaştırabilecek kısımları (1.Hane, mülazime, teslim, zemin, nakarat gibi) göz önüne alınarak incelenmiştir. Araştırma, incelenen eserlerin sonuçlarına göre çargâh makamı tanımının standartlaşmasına kaynak olacak niteliktedir. Bugün Türk müziği eğitimi Arel-Ezgi sistemi ile verilmektedir. Bu sistemin kullandığı çargâh dizisi tezimizde birinci nevi çargâh makamı ile açıkladığımız makam dizisidir.
  • Öğe
    Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran makamında bestelemiş olduğu 2 eserin makam, usûl ve ezgisel yönden incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2012) Akdeniz, Alper; Akbulut, Yusuf
    Bu çalışmada Türk müziğinin en önemli bestekârlarından Zeki Arif Ataergin’in hayatı ve musiki geçmişi ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Bestekârın dilkeşhaveran makamında bestelemiş olduğu iki eseri biçim, usûl ve makam yönünden incelenmiştir. İncelenen bu eserler içinde kullanılan dilkeşhaveran makamı ile sistemde anlatılan dilkeşhaveran makamının örtüşmediği gözükmektedir. Ayrıca eserler içindeki geçkiler, müzik hareketleri ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir.
  • Öğe
    Sultan III. Selim’in, 18. yüzyıl Osmanlı/Türk müziğine, teorisine ve nota yazım biçiminin gelişimine katkıları
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2011) Karakaya, Oğuz
    Osmanlı padişahlarının devlet yönetimi ile ilgilenmelerinin yanında sanatla da yakından ilgilendiği bilinmektedir. Padişahların büyük bir çoğunluğu, sanatın müzik, resim, yazı ve edebiyat gibi alanlarında çok sayıda eserler vermiştir. Burada, müzik alanının ağırlıklı olarak ele alındığı söylenebilir. Müzik sanatı ile daha yakından ilgilenen Osmanlı padişahları içinde de akla ilk gelen isimler, başta Sultan III. Selim olmak üzere, Sultan II. Mahmud, Sultan II. Bayezid ve Sultan Abdülmecid (Batı müziği) sayılabilir. Bu isimlerden Sultan III. Selim’in Osmanlı/Türk müziği tarihindeki yeri daha önemli bir tutar. Sultan III. Selim, icracı ve besteci olarak çok sayıda eser vermenin yanında, dönemin müzik âlimlerine / üstatlarına ve sanatçılarına, yeni çalışmalar ortaya koymaları konusunda telkinlerde bulunmuş ve bu yönlendirmeler sonucunda Osmanlı/Türk müziğinin teorik ve uygulamalı alanlarına ışık tutacak önemli kaynakların günümüze ulaşmasında etkili olmuştur. Bu çalışmada; Sultan III. Selim’in sanatçılık yönü, eserleri, himâyesine alarak müziğimize kazandırdığı besteci ve icracılar, dönemin müzik âlimlerine / üstatlarına hazırlatılan kaynaklar ve eserler ele alınmıştır. Bu araştırma ile; Sultan III. Selim’in, gerek icracı ve besteci olarak gerekse yazılı kaynakların ortaya çıkmasını sağlayarak 18. yüzyıl Osmanlı/Türk müziğindeki yerinin ve öneminin vurgulanması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Dede Efendi’nin Sabâ Âyîn-î Şerîfî’nin makam, geçki, çeşni analizi
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2011) İrden, Sühan
    Bu araştırma, Klasik Türk Mûsıkîsi’nin Dinî mûsıkî alanında, Mevlevî Âyîn-î Şerîfî formunda, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi tarafından bestelenen Sabâ Âyîn-î Şerîfî’nin; makam, geçki, çeşnileri açısından incelenmesini amaçlamaktadır. Mevlevi Âyîn-i Şerîfî formu analizinin nasıl yapılacağına dair kapsamlı bir kaynak bulunmadığı için yeni bir metot geliştirilmiş, metotla ilgili bilgilere değinilmiş ve Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi’nin Sabâ Âyînî Şerîfî makam, geçki, çeşnileri açısından incelenmiştir. Bu araştırma, incelenen eserin sonuçlarına göre Mevlevî Âyîn-î Şerîfî formunda makam, geçki, çeşni analizinin standartlaşmasına kaynak olacak niteliktedir. Böylece bestelenmiş bütün âyînlerin incelemelerinde de kullanıldığı zaman âyînlerin anlaşılmasında kolaylık sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Geleneksel Türk musikisi ses icracılarından Hafız Sami’nin hayatı ve gazel icracılığı üzerine bir çalışma
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2011) Kurtuldu, Elif Bilge; Ergan, M. Salih
    Gazel, şiirsel yapısı itibarıyla bütün edebiyatçıların ilgisini çektiği gibi musikişinas insanların da ilgisini çekerek, etkilenmelerine sebep olmuştur. Gazel hem güfte olarak hem de gazel formundaki icralarda kullanılmıştır. Bu çalışmada; Gazelhan Hafız Sami’nin hayatından, gazel ve gazelin edebî yapısından, Klasik Türk Müziği’nde gazel formundan, Hafız Sami’nin gazel icracılığından ve Türk Müziği’ndeki yeri ve öneminden bahsedilecektir.
  • Öğe
    Hâfız Sâdeddin Kaynak’ın bir eserinin Mânâ Prozodisi yönünden analizi
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2011) Oter, Serda Türkel
    Bu makalede, Hâfız Sâdeddin Kaynak’ın bir eseri mânâ prozodisi yönünden incelenmiştir. Eserlerinde söze göre ezgiler yaratan bestekâr, güftelerini mûsıkî yönünden tasvîri mümkün olabilecek şiirlerden seçmiş ve eserlerini bu doğrultuda meydana getirmiştir. Bu sebeple, büyük çoğunlukla şâir Vecdi Bingöl’ün şiirlerini güfte olarak tercih etmiştir. Bu birlikteliğin sonucu olarak ortaya çıkan Hicaz Şarkı’da, Sâdeddin Kaynak’ın makalemize konu olan yönü ortaya konmaya çalışılmıştır.
  • Öğe
    Şeyh Gâlib’in bestelenmiş şiirlerinde Usûl-Vezin ilişkisi
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2010) Oter, Serda Türkel; Yıldırım, Ali
    Bu çalışmada, kısaca Şeyh Gâlib’in hayatı ve eserlerinden bahsedildikten sonra, usûl-vezin arasında var olduğu bilinen ilişki, Şeyh Gâlib’in din dışı olarak adlandırılan sözlü mûsıkî formlarıyla bestelenmiş eserleri içinde gösterilmiş ve açıklanlamışır.