Klinik Öncesi Yıllardaki Tıp Öğrencilerinin Anksiyete ve Depresyon Düzeyleri ve Etkili Olabilecek Faktörler
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2011
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
AIM: While training knowledgeable, competent and professional physicians for the patients‟ health
medical education distresses and sicken medical students. The aim of this study was to describe the
general features of the preclinical years‟ students and the affect of these features on the anxiety and
depression level of them.
METHOD: In this descriptive and cross-sectional study an anonymous and voluntary questionnaire
consisting of socio-demographic variables, questions related to medical education and Hospital Anxiety
and Depression Scale (HADS) was applied to the first three years‟ students of medical faculty. For the
analyses of the data Student-t test, One-way ANOVA and chi-square tests were used.
RESULTS: The mean age of the students in the study group was 19.49±1.54 years and 272 of them
(56.1%) were male. The anxiety and depression levels of the students from rural parts of the country and
whose parents‟ education levels were primary school or below were high (p<0.05). According to questions
related to medical education there was a difference in anxiety levels of year one and two students who
selected medical education in between first three choice (p=0.01) and between year two and three students
who chose medicine because of occupation guarantee (p=0.00). There was a significant difference
between students who noted family-intimates as the reason of their choice and liking medicine (p=0.00).
The anxiety levels of the students who were absolutely unpleased with their choice were the highest
(p<0.05). The mean anxiety and depression levels were 7.45±3.79 and 5.60±3.74 points and 87 students
(17.9%) anxiety level, 136 students‟ (28.0%) depression level were above the cut of levels in the whole
group.
CONCLUSION: The results of this study points to the importance of voluntary and informed selection of
medical education.
AMAÇ: Tıp eğitimi toplumun sağlığı için bilgili ve yeterli hekimler yetiştirirken tıp öğrencileri strese sokup ruh sağlıklarında bozulmaya yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı klinik yılları öncesi öğrencilerimizin genel özelliklerini ve bu özelliklerin onların anksiyete ve depresyon düzeyleri üzerine etkisini ortaya çıkarmaktı. YÖNTEM: Bu tanımlayıcı, kesitsel çalışmada Tıp Fakültesi ilk üç sınıf öğrencilerine sosyo-demografik bilgiler, tıp eğitimi ile ilgili düşüncelerini içeren sorular ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Skalasını (HADS) içeren isimsiz bir anket gönüllülük temelinde uygulandı. Verilerin analizinde Student-t testi, tek yönlü varyans analizi ve ki-kare testi uygulandı. BULGULAR: Çalışma grubundaki 485 öğrencinin ortalama yaşları 19,49±1,54 yıl ve 272?sini (%56,1) erkekti. Kırsal bölgelerden gelen, anne ve baba eğitim düzeyi ilkokul ve altında olan öğrencilerin anksiyete ve depresyon düzeyleri yüksekti (p<0.05). Tıp eğitimi ile ilgili sorulara verilen yanıtlara göre; tıp fakültesini ilk üç sırada tercih edenlerde 1. ve 2. dönem öğrencileri arasında (p=0.01), hekimlik mesleğini iş garantisi nedeniyle seçenlerde 2. ve 3. dönem öğrencileri arasında (p=0.00) anksiyete düzeyleri açısından fark olduğu görüldü. Aile ve çevre isteğiyle ve iş garantisi olduğunu düşünerek tıp eğitimi tercihi yapanlarla hekimlik mesleğini sevdiği için bu eğitimi tercih ettiklerini söyleyenler arasında anlamlı fark vardı (p=0.00). Tıp eğitimini seçmiş olmaktan asla memnun olmadıklarını söyleyenlerin depresyon düzeyleri en yüksekti (p<0.05). Tüm çalışma grubunun anksiyete ve depresyon puanı ortalaması sırasıyla 7,45±3,79 ve 5,60±3,74 puandı ve öğrencilerin 87?sinde (%17,9) anksiyete, 136?sında (%28,0) depresyon düzeyi kesme puanının üstündeydi. SONUÇ: Bütün bu sonuçlar tıp eğitiminin isteyerek ve bilinçli olarak seçilmesinin önemine vurgu yapmaktadır.
AMAÇ: Tıp eğitimi toplumun sağlığı için bilgili ve yeterli hekimler yetiştirirken tıp öğrencileri strese sokup ruh sağlıklarında bozulmaya yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı klinik yılları öncesi öğrencilerimizin genel özelliklerini ve bu özelliklerin onların anksiyete ve depresyon düzeyleri üzerine etkisini ortaya çıkarmaktı. YÖNTEM: Bu tanımlayıcı, kesitsel çalışmada Tıp Fakültesi ilk üç sınıf öğrencilerine sosyo-demografik bilgiler, tıp eğitimi ile ilgili düşüncelerini içeren sorular ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Skalasını (HADS) içeren isimsiz bir anket gönüllülük temelinde uygulandı. Verilerin analizinde Student-t testi, tek yönlü varyans analizi ve ki-kare testi uygulandı. BULGULAR: Çalışma grubundaki 485 öğrencinin ortalama yaşları 19,49±1,54 yıl ve 272?sini (%56,1) erkekti. Kırsal bölgelerden gelen, anne ve baba eğitim düzeyi ilkokul ve altında olan öğrencilerin anksiyete ve depresyon düzeyleri yüksekti (p<0.05). Tıp eğitimi ile ilgili sorulara verilen yanıtlara göre; tıp fakültesini ilk üç sırada tercih edenlerde 1. ve 2. dönem öğrencileri arasında (p=0.01), hekimlik mesleğini iş garantisi nedeniyle seçenlerde 2. ve 3. dönem öğrencileri arasında (p=0.00) anksiyete düzeyleri açısından fark olduğu görüldü. Aile ve çevre isteğiyle ve iş garantisi olduğunu düşünerek tıp eğitimi tercihi yapanlarla hekimlik mesleğini sevdiği için bu eğitimi tercih ettiklerini söyleyenler arasında anlamlı fark vardı (p=0.00). Tıp eğitimini seçmiş olmaktan asla memnun olmadıklarını söyleyenlerin depresyon düzeyleri en yüksekti (p<0.05). Tüm çalışma grubunun anksiyete ve depresyon puanı ortalaması sırasıyla 7,45±3,79 ve 5,60±3,74 puandı ve öğrencilerin 87?sinde (%17,9) anksiyete, 136?sında (%28,0) depresyon düzeyi kesme puanının üstündeydi. SONUÇ: Bütün bu sonuçlar tıp eğitiminin isteyerek ve bilinçli olarak seçilmesinin önemine vurgu yapmaktadır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anksiyete, Depresyon, Tıp Eğitimi, Tıp Öğrencisi, Anxiety, Depression, Medical Education, Medical Student
Kaynak
Sendrom
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
N/A
Cilt
10
Sayı
3
Künye
Karaoğlu, N., Şeker, M., (2011). Klinik Öncesi Yıllardaki Tıp Öğrencilerinin Anksiyete ve Depresyon Düzeyleri ve Etkili Olabilecek Faktörler. Sendrom, 10(3), 303-312.