6098 sayılI TBK da sözleşme ile bağlı olmama kavramı ve üst süre sınırlandırması sorunu

dc.contributor.authorArıkan, Mustafa
dc.contributor.authorDeniz, Mehmet
dc.date.accessioned2020-03-26T18:40:56Z
dc.date.available2020-03-26T18:40:56Z
dc.date.issued2013
dc.departmentSelçuk Üniversitesien_US
dc.description.abstract6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda 30. madde ile 40. madde arasında İrade bozuklukları kenar başlığı altında yanılma (hata), aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) halleri kaleme alınmıştır. Kanun koyucu söz konusu irade bozukluğu hallerinde iradesi sakatlanan tarafın sözleşmeyle bağlı olmayacağındanbahsetmiştir. Ancak sözleşmeyle bağlı olmama kavramından ne anlaşılması gerektiği tartışma konusu olmuştur. Ayrıca Türk Borçlar Kanununda m. 39/I de sözleşmeyle bağlı olmayan tarafın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bu hakkını kullanması gerektiği düzenlenmiştir. Bu bağlamda TBK. .m. 146daki 10 yıllık sürenin kıyasen burada da uygulanması gerektiği savunulmaktadır. Bir başka açıdan TMK. m. 152deki yanılma nedeniyle evliliğin iptalini isteme hakkını 5 yıllık süreyle sınırlandıran hükmün burada kıyasen uygulanmasının daha doğru olacağı da ileri sürülmektedir. Bir başka görüşe göre ise kanun koyucu herhangi bir üst süre belirlemediği için irade bozukluğu hallerinde iptal davası açılabilmesi için yorum ya da kıyas yoluyla sınırlandırıcı mahiyette bir üst sürenin getirilmesi mümkün değildir. Bu çalışmayla doktrindeki söz konusu tartışmalara bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.en_US
dc.description.abstractIn the Turkısh Code of oblıgatıons number 6098 between the Articles 30 and 40 under the title Defects of Will, misapprehension, deception and frightening situations are written. The lawmaker at those defects of will situations expresses that the side whose will has been defected will not be bound by the contract. But, what would be understood from the term not being bound by the contract is disputed.. Moreover, article 39/1 of the Turkish Code of Obligations enacted that the party that is not bound by a contract has to exercise this privilege within a years lapse of time. In this context, it is argued that the 10-year lapse of time in article 146 of TCO should, by analogy, also be implemented. On the other hand, it is also maintained, again by analogy, that it would be more appropriate to implement the statute in article 152 of TCO, which limits the right to demand marriage annulment due to error to 5 years. According to another view, since the law maker has not set any upper time limit, it is not possible to lay down an upper limit through analogy or interpretation for filing an annulment action in cases of defective will. The purpose of this study is to contribute to the discussions in the doctrine.en_US
dc.identifier.endpage160en_US
dc.identifier.issn1309-6826en_US
dc.identifier.issue12en_US
dc.identifier.startpage151en_US
dc.identifier.urihttp://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRRM05EWXpNdz09
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12395/29113
dc.identifier.volume0en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizinen_US
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofTürkiye Adalet Akademisi Dergisien_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.selcuk20240510_oaigen_US
dc.subjectHukuken_US
dc.title6098 sayılI TBK da sözleşme ile bağlı olmama kavramı ve üst süre sınırlandırması sorunuen_US
dc.title.alternativeThe concept of not being bound by contract in the Turkish code of obligations number 6098 and the problem of upper time spanen_US
dc.typeArticleen_US

Dosyalar