Konya Arkeoloji Müzesi’nde Bulunan Bizans Dönemi Bronz Buhurdanlar

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2022

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeloji Bölümü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Çalışmamızın konusunu, Konya Arkeoloji Müzesi’nde bulunan ve Bizans (Doğu Roma) Dönemi’ne tarihlenen bronz buhurdanlar oluşturmaktadır. İçinde tütsü yakılan, dini törenlerde ve günlük yaşamda kullanılan buhurdanın Hristiyan inancında özel bir yeri vardır. Bu inanca göre göklere doğru yükselen buhur, ibadet edenlerin Tanrıya ulaşan dualarını sembolize etmektedir. Erken Bizans Dönemi’nden Geç Bizans Dönemi’ne kadar kiliselerdeki ayinlerde, cenaze törenlerinde ya da toplumu etkileyen önemli olaylarda buhurdan kullanıldığı, yazılı kaynaklar, tasvirler ve günümüze ulaşan örnekler yoluyla bilinmektedir. Konya Arkeoloji Müzesi koleksiyonuna satın alma ve müsadere yolu ile dâhil edilen on bir adet bronz buhurdan bulunmaktadır. Bu buhurdanlar, Türkiye ile yurtdışındaki müzelerde ve koleksiyonlarda bulunan Bizans Dönemi buhurdanlar ile form, malzeme, teknik ve süsleme açısından benzerlik gösterir. Ancak müze koleksiyonundaki buhurdanların hiçbirinde belirgin bir dinsel konu, simge ve figür bulunmamaktadır. Bu dönemde, süslemeli ve süslemesiz buhurdanların dini ve günlük yaşamda kullanım farklılığına dair kesin veriler mevcut değildir. Bu nedenle eserler Bizans Dönemi dini törenlerinde kullanılan liturjik eşyalar veya günlük kullanım eşyaları olabilir. Çalışmada ele alınan buhurdanlar form, teknik ve süsleme özelliklerine göre incelenip, Türkiye ve yurtdışındaki müze koleksiyonlarında bulunan örneklerle karşılaştırılarak, her birinin ait olabileceği dönem belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmamız, Konya Arkeoloji Müzesi koleksiyonunda bulunan buhurdanların ilk defa ayrıntılı olarak ele alınması ve Bizans maden sanatındaki zengin örneklere yeni bulgular eklemesi açısından önem kazanmaktadır.
The subject of our study is the bronze censers in the Konya Archaeological Museum and dated to the Byzantine (East Roman) Period. The censer, in which incense is burned and used in religious ceremonies and daily life, has a special place in the Christianity. According to Christianity, incense rising to the sky symbolizes the prayers of the worshipers reaching God. From the Early Byzantine Period to the Late Byzantine Period, it is known through written sources, descriptions and surviving examples that censer was used in church rites, funerals or important events affecting the society. There are eleven bronze censers included in the Konya Archaeological Museum collection through purchase and confiscation. These censers are similar to the Byzantine Period censers found in museums and collections in Turkey and abroad, in terms of form, material, technique and decoration. However, none of these censers in the museum collection have a distinctive religious subject, symbol or figure. In this period, there is no definite data on the difference in the use of decorated and undecorated censers in religious and daily life. Therefore, censers can be liturgical items used in Byzantine religious ceremonies or items used in daily life. The censers discussed in the study were examined according to their form, technique and ornamental features, and were dated by comparing them with the examples found in museum collections in Turkey and abroad. Our study is important in terms of defining the censers in the Konya Archeological Museum collection in detail for the first time and adding new findings to the rich examples of Byzantine metalwork.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Buhurdan, Tütsü, Bizans, Liturjik eşya, Maden sanatı, Konya Arkeoloji Müzesi, Censer, Incense, Byzantine, Liturgical ware, metalwork, Konya Archaeological Museum

Kaynak

Arkhaia Anatolika: Anadolu Arkeolojisi Araştırmaları Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

5

Künye

Özdemir, Y. (2022). Konya Arkeoloji Müzesi’nde Bulunan Bizans Dönemi Bronz Buhurdanlar. Arkhaia Anatolika: Anadolu Arkeolojisi Araştırmaları Dergisi, (5), 224-251. DOI: 10.32949/Arkhaia.2022.49