Yazar "Özdemir, Vural" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu mandalarında dilin arteriel vaskularizasyonu(2003) Özdemir, Vural; Tıpırdamaz, SadettinBu çalışmada mandalarda dilin artériel vaskularizasyonuna katılan damarları ve dallarını makroskopik olarak incelemek amacıyla 8 adet manda başı kullanıldı. Dilin arteriel vaskularizasyonunu sağlayan ana damar a. lingualis olup tr. linguofacialis'den ayrıldıktan sonra rr. perihyoidei, a. sublingualis, a. profunda linguae ve rr. dorsales linguae isimli dalları verdiği tespit edildi.Öğe Anadolu Mandalarında dilin innervasyonu üzerinde makro-anatomik araştırmalar(2003) Özdemir, Vural; Bahar, Sadullah; Tıpırdamaz, SadettinBu çalışma Anadolu Mandalarında dili innerve eden cranial sinirlerin orijin, seyir ve innervasyon bölgelerini incelemek amacıyla yapıldı. N. lingualis'in dilin ön 2/3'ünün innervasyonuna katıldığı ve seyri esnasında chorda tympani'yi aldığı gözlendi. N. glossopharyngeus'un medulla oblongata'dan orijin aldıktan sonra dilin arka 1/3'ünde sonlandığı, n. hypoglossus'un ise medulla oblongata'dan orijin alarak dil kaslarında dağıldığı belirlendi.Öğe Anadolu mandalarında yüz bölgesinin arteriel vaskularizasyonu(2003) Özdemir, Vural; Tıpırdamaz, SadettinBu çalışmada Anadolu mandalarında yüz bölgesinin arteriel vaskularizasyonuna katılan damarları ve dallarını makroskopik olarak incelemek amacıyla 8 adet manda kullanıldı. Yüz bölgesinin arteriel vaskularizasyonunu sağlayan ana damar a. facialis'dir. Bunun yanında a. mentalis, a. masseterica, a. transversa faciei, isimli damarlar ile a. infraorbitalis'in, a. temporalis superficialis'in ve a. malaris'in son dallarının da yüz bölgesinin arteriel vaskularizasyonuna katıldıkları tespit edildi.Öğe Ankara Tavşanında A. Saphena ve A. Poplitea'nın Makroanatomi?si?(Selçuk Üniversitesi, 2007) Bahar, Sadullah; Özdemir, VuralAraştırmanın amacı Ankara tavşananda a. saphena ve a. poplitea'nin makroanatomisini ortaya çıkarmak ve sonuçlan diğer hayvan türleri ile karşılaştırmaktır. Materyal ve metot: Araştırmada 10 adet (5 erkek, 5 dişi) erişkin Ankara tavşanı kullanıldı. Blinen yöntemlerie ötenazisi yapılan hayvanlara aorta abdominalis vasıtasıyla latex enjekte edildi ve diseksiyonu yapık. Bulgular: A. saphena'nın orijinini takiben a genus descendensi verdiği ve bacağın me. dial'inde superficial bir seyir izleyerek tibla'nın distai 1/4'ü düzeyinde a plantaris lateralis ve a. piantaris medialis'i verdiği tespit edildi. A. genus descendens, superficial ve profund iki dala sahip olduğu, ilk dalin art. genus'un medial'inde fascia ve subcutan dokulan, profund dalin ise verdiği dallarla art. femoropatellaris'i ve art. femorotibialis'in cranial bolümünü vaskularize ettiği görüldü. A. plantaris lateralis'in daha çok art, tarsi ve bu eklemin plantarından geçen flexor tendolanı, a plantaris medialis'in ise art. tarsi düzeyinde rete calcaneum ve ayağın plantarında bulunan oluşumlan beslediği görüldü. A. poplitea, orjinini takiben sırasıyla a. genus proximalis lateralis, . genus proximalis medialis, a. genus media, aa surales ve a tibialis caudalis'i verdikten sonra a. tibialis cranialis olarak seyrettiği görüldü. A tibialis caudalis ossa cruris'in caudal'indeki m. papliteus ve flexor kasları beslerken lateral olarak da a. genus distalis lateralis verdiği görüldü. A. tibialis cranialis, ossa cruris in caudalinde a. genus distalis medialis, a. nutricia ossis fibulae ve a recurrens tibialis cranialis'i verdikten sonra proximal ve distal iki dalla bu kemiğin cranial'ine geçtiği göz lendi. Proximal dal tibia'nin facies lateralis inde extensor kaslan besleyen dallan verdikten sonra r. superficialis olarak ayağın dorsafine ulaştiği ve a. digitalis dorsalis communis'e orin verdiği görüldü. Distal dal ise a. nutricia ossis ti biae'yi verdikten sonra bu kemiğin cranialine geçtiği ve art. tarsi düzeyinde de a. dorsalis pedis adini alarak seyremigi tespit edildi. Sonuç, Ankara tavşanında a. saphena ve a. poplitea orijin, seyir ve vaskularizasyon alanlarının Yeni Ze tanda tavşantan da yakın bir benzerik içinde olduğu görüldü.Öğe Effect of Phenobarbital on Antioxidant Enzyme Activities and Blood Gas Parameters in Balb/C Mice(ECOLE NATIONALE VETERINAIRE TOULOUSE, 2001) Demir, O.; Yazar, Enver; Altunok, Vahdettin; Elmas, Muammer; Özdemir, VuralIn this study, effect of Phenobarbital was investigated on antioxidant enzyme activities and blood gas parameters in Balb/C mice. Forty male Balb/C mice were used. Ten mice were served as a control group, and thirty mice were administered phenobarbital (80 mg/kg body weight, orally, single administration). Blood, brain and liver samples were taken at 6, 12 and 24 hours after administration. Brain and liver tissues superoxide dismutase and glutathione peroxidase activities were measured by spectrophotometry, and blood gas parameters were measured with blood gas analyzer. As results, phenobarbital caused temporary respiratory acidosis and a decrease in brain tissue superoxide dismutase activity.Öğe Effect of Tilmicosin on Cardiac Muscle and Serum Creatine Kinases Activities and Serum Total Protein Level in Healthy Male Balb/C Mice(ECOLE NATIONALE VETERINAIRE TOULOUSE, 2001) Yazar, Enver; Altunok, Vahdettin; Elmas, Muammer; Traş, Bünyamin; Baş, Ahmet Levent; Özdemir, VuralIn this study, the effect of tilmicosin on cardiac muscle and serum creatine kinases activities and serum total protein level was investigated. Forty male Balb/C mice were used as materials. Ten mice were used as a control group, and thirty mice were injected with tilmicosin (25 mg/kg body weight, SC, single injection) and monitored for 3 days. The results obtained in the present study show that use of tilmicosin caused temporary increases in cardiac muscle creatine kinase activity and serum total protein level in male Balb/C mice.Öğe Effects of dietary supplementation of combined safflower meal and sunflower meal on fattening performance and carcass quality characteristics in quails(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2016) Bülbül, Tuba; Ulutaş, Elmas; Özdemir, Vural; Bülbül, Aziz; Evcimen, MustafaAim: This study was carried out to determine the effects of combined safflower-sunflower meal (SSM) supplementation in quail diets on fattening performance and some carcass quality parameters. Materials and Methods: A total of 300 three-day-old Japanese quails (Coturnix coturnix japonica), including both males and females were divided into one control group and four treatment groups containing 60 quails in each. Each group was sub-divided into five replicates each containing 12 quails. The control group was fed corn-soybean meal based diet without SSM. The SSM was used at level of 10% (SSM10), 20% (SSM20), 30% (SSM30) and 40% (SSM40) in treatment diets (in each treatment S and SF ratio is 1:1). The experimental period was lasted for 5 weeks. Results: There were no changes in terms of body weights, body weight gain and feed intake as well as carcass weights, relative weight of liver, heart, spleen, gizzard, proventriculus and abdominal fat in all experimental groups with SSM supplementation (P>0.05). Feed conversion ratio impaired in the SSM40 group compared with the control and the other groups (P<0.001). Conclusion: It may be stated that the supplementation of safflower-sunflower meal (C:S, 1:1) in combination to diets has no any adverse effect on the some performance and carcass quality characteristics, and as well as the supplementation of up to 30% of these might be more effective on feed conversion ratio in quails.Öğe The effects of different extracts of Glycine max (L.) Merr. on primordial, primary and secondary follicles(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2017) Ceylantekin, Yeşim; Küpeli, Esra Akkol; Özdemir, VuralÖz Amaç: Soya (Glycine max L.)’ın dişi üreme sistemi üzerine etkileri araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Soya bitkisi n-hekzan, etil asetat ve etanol ekstrak edilerek ratlara oral yolla 1 ay süre ile 100 ve 200 mg/kg dozlarında (SID) verildi. Ratların diöstrus durumu vajinal smear yöntemi ile menstrual siklus gözlenerek belir-lendi. Deneme sürecinin sonunda hayvanlar ötenazi edildi. Üreme sistemi organları stereolojik yöntemlerle ratlardan alınarak analiz edildi. Ovaryumdaki foliküller stereolojik ola-rak optik disektör metodu ile sayıldı. Ovaryum ve uterusun ağırlığı da değerlendirildi. Bulgular: 200 mg/kg dozunda soya etanol ekstresi verilen ratların genital sisteminde bazı değişiklikler meydana geldi. Test gruplarında vajinal açıklık arttı, önemli bir ağırlık artışı gözlenmezken uterin hiperemi oluştuğu belirlendi. Relatif ovaryum ağırlığı, uterus ağırlığı arttı ve epitelyal hücrelerin irileştiği gözlendi. Primordial, primer folikül sayılarında tüm gruplarda önemli bir fark gözlenmedi. Sekonder folikül çapı azalırken sekonder foliküllerin sayısı 200 mg/kg etanol ekstresi verilen grupta, kontrol grubuna kıyasla arttığı belir-lendi. İzoflavon içeriği aktif ekstrakt üzerinde yüksek basınç kromatografi (HPLC) tekniği kullanılarak belirlendi. Etanol ekstraktında daidzein ve genistein miktarlarısırasıyla 3.851 µg/g ve 3.127 µg/g olarak belirlendi. Öneri: Soya bitkisi fitoöstrojenlerin dişi genital sistemi üzerine doza bağlı olarak etkileri olabileceği ifade edilebiliÖğe Karvakrol, alfa pinen ve sineol’den zengin esansiyel yağ karışımlarının yumurtacı bıldırcınlarda performans, yumurta verimi ve kalitesi ile yumurta lipid peroksidasyonu üzerine etkisi(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2017) Bülbül, Aziz; Ulutaş, Elmas; Özdemir, Vural; Bülbül, TubaAmaç: Bu araştırma bıldırcın rasyonlarına katılan karvakrol, alfa pinen ve sineol'den zengin esansiyel yağ karışımlarının performans, yumurta kalitesi ile yumurta lipid peroksidasyonu üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmada toplam 420 adet (280 dişi ve 140 erkek) sekiz haftalık yaşta Japon bıldırcını (Coturnix coturnix japonica) kullanıldı. Bıldırcınlar her birinde 60 adet bulunan 1 kontrol ve 6 deneme grubuna ayrıldı. Her bir grup da kendi arasında 15 bıldırcın içeren 4 alt gruba bölündü. Kontrol grubu temel rasyonla beslendi. Karvakrol (K), alfapinen (P) ve sineol (S)’den oluşan deneme grubu rasyonlarına 100 ve 1000 mg/kg esansiyel yağ karışımları ilave edildi. Araştırma 8 haftada tamamlandı. Bulgular: Araştırmada yem tüketiminin P1000 ve S1000 gruplarında azaldığı (P<0.01), yemden yararlanma oranının ise K1000, P1000 ve S1000 gruplarında iyileştiği (P<0.001) tespit edildi. Depolamaya bağlı yumurta malondialdehid düzeyinin 15. günde P1000 grubunda (P<0.05) ve 30. günde (P<0.001) K100, K1000 ve P1000 gruplarında kontrol grubuna göre azaldığı tespit edildi. Öneri: Yumurtacı bıldırcın rasyonlarına 1000 mg/kg düzeyinde karvakrol veya alfa-pinenden zengin esansiyel yağ karışımı ilavesinin, yemden yararlanma ve depolama koşullarına bağlı yumurtada lipid peroksidasyonuna olan olumlu etkisi nedeniyle kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe Köpek testislerinde hacim hesaplaması için Cavalieri metodu uygulanabilirliği(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2010) Akosman, Murat Sırrı; Özdemir, VuralAmaç: Sunulan bu çalışmada bir nesnenin hacminin hesaplanması için tarafsız ve etkin bir metot olan Cavalieri metodunun invitro olarak köpek testisi üzerine uygulanabilirliği araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 5 adet yetişkin köpekten alınan testisler kullanıldı. Arşimet prensibi ile hacimleri hesaplanan testislerin daha sonra Cavalieri metodu uygulanarak hacimleri hesaplandı ve sonuçlar karşılaştırıldı. Bulgular: Yapılan ölçümler neticesinde sağ ve sol testisler için hacim ortalama olarak Arşimet prensibince 18.72 cm3 , Cavalieri metoduyla da 18.25 cm3 olarak bulunmuştur. İki metod ile elde edilen sonuçlar arasında istatistiksel olarak farklılık bulunmadı (p<0.05). Öneri: Hacim hesaplamada endirekt yöntem olan su taşırma prensibi (Arşimet prensibi) küçük testislerde hacim hesaplamasında “kapiller etki” probleminden dolayı hata verirken Cavalieri metodu nesnenin yapısından bağımsız olarak çalışır ve en karmaşık şekli olan nesnelerin hacimlerini bile kolayca hesaplayabilir. Elde edilen sonuçlar Cavalieri metodunun köpek testisinin hacminin hesaplanmasında kullanılabileceğini göstermiştir.Öğe Şi?nşi?lla'da (Chinchilla Lanigera) Aorta Abdominali?s'i?n Son Dallarının Morfoloji?k Yapısı(Selçuk Üniversitesi, 2007) Demirkan, Aysun Çevik; Özdemir, Vural; Türkmenoğlu, İsmail; Demirkan, İbrahimÇalışmada şinşilla aorta abdominalis'inin son dallarının makroanatomik yapısı incelendi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Deney Hayvanları Ünitesi'nden temin edilen 5 adet sağlıklı ergin erkek şinşilla kullanıldı. Arteria carotis communis'ten kırmızı mürekkep ile renklendirilmiş latex enjekte edilip, lup altında diseksiyonu yapılarak, arteria iliaca communis, arteria iliaca externa, arteria iliaca interna ve arteria sacralis mediana incelendi. Aorta abdominalis'in son dalları, arteria iliaca communis dexter ve sinister olarak ikiye ayrıldığı ve bunlardan arteria iliaca externa ve interna'nın orjin aldığı belirlendi. Arteria umbilicalis'in arteria iliaca externa'dan orijin aldığı ve bu damarın ligament şekline dönüştüğü saptandı. Arteria abdominalis caudalis'in 2 kadavrada arteria iliaca externa'dan çıktığı gözlenirken 3 kadavrada bu damarın bulunmadığı tespit edildi. Arteria sacralis mediana'nın 2 kadavrada aorta abdominalis'in dorsal'inden çıkıp onun devamı durumunda olduğu, 3 kadavrada ise arteria iliaca communis sinister'den çıktığı saptandı.Öğe Şi?nşi?lla'da (Chinchilla Lanigera) Testis, Epi?di?dymi?s Ve Ductus Deferens'i?n Arteri?yel Vaskularizasyonu(Selçuk Üniversitesi, 2007) Demirkan, Aysun Çevik; Özdemir, Vural; Türkmenoğlu, İsmail; Akosman, MuratBu araştırma şinşillada testis, epididymis ve ductus deferens'in beslenmesine katılan arterlerin orijin, seyir ve vaskularizasyon bölgelerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada, Afyon Kocatepe Üniversitesi Deney Hayvanları Ünitesi'nden temin edilen, vücut ağırlığı 550 g- 600 g arasında değişen 5 adet erkek ergin şinşilla (Chinchilla lanigera) kullanıldı. Arteria carotis communis yolu ile kan boşaltıldı ve ayni damardan renklendirilmiş latex enjekte edildi. Sağ arteria testicularis'in, 2 kadavrada arteria renalis'in caudo-lateral'inden, orijin aldığı belirlenirken, 3 kadavrada bu damarın arteria renalis'den yaklaşık 2 mm sonra aorta abdominalis'den ayrıldığı belirlendi. Sol arteria testicularis ise aorta abdominalis'den ve arteria renalis sinister'den yaklaşık 4-5 mm sonra ayrıldığı tespit edildi. Arteria testicularis'in testis, caput ve corpus epididymidis'e dallar gönderdiği cauda epididymidis'e ise birkaç ince dal gönderdiği gözlendi. Cauda epididymidis ve ductus deferens'in arterial vaskularizasyonu, arteria iliaca externa'dan orijin alan arteria ductus deferentis tarafından sağlandığı tespit edildi.Öğe Şinşillada (chinchilla lanigera) ossa cranii ve ossa faciei oluşturan kemikler üzerinde makroanatomik araştırmalar(2007) Bahar, Sadullah; Çevik, Aysun Demirkan; Özdemir, Vural; Türkmenoğlu, İsmailAmaç: Çalışmanın amacı şinşillada ossa cranii ve ossa faciei oluşturan kemiklerin makroanatomik özelliklerini belirlemek ve sonuçları diğer rodent ve bazı carnivorlarla karşılaştırmaktır. Materyal ve metot: Çalışma erişkin 10 adet (5 Erkek, 5 Dişi) şinşilla üzerinde gerçekleştirildi. Bilinen yöntemlerle ötenazlsi sağlanan hayvanlarda baş kemiklerini ortaya çıkarmak için maserasyon yönteminden faydalanıldı. Bulgular: Şinşilla kafatasında en belirgin özelliğin geniş bir orbita, uzun ve sivri incisiv dişler ve parietal kemiklerin gerisinde yer alan oldukça büyük bulla tympanica'lar olduğu gözlendi. Protuberantia occipitalis externa'nin belirgin bir tümsek olduğu ve crista facialis'in gelişmediği gözlendi. Ayrıca diş formülünün alt ve üst çene de 11 CO P1 M3 şeklinde olduğu tespit edildi. Sonuç: Rodentia takımının bir alt takım üyesi olan şinşilla da ossa cranii ve ossa fociei oluşturan kemiklerin makroanatomik olarak, akraba oldukları sincap ve oklu kirpi ile yakın bir benzerlik içinde olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Şinşillalarda (Chinchilla lanigera) Columna Vertebralis ve Thoraks İskeletinin Makroanatomisi(Selçuk Üniversitesi, 2007) Özdemir, Vural; Demirkan, Aysun Çevik; Türkmenoğlu, İsmailBu çalışmada şinşillaların columna vertebralis ve thoraks iskeletini oluşturan kemikler incelendi. Şinşilla'larda omur sayısının ,T14,L6,S2,C22 olduğu tespit edildi. Atlasda foramen vertebrale laterale, foramen alare ve foramen transversarium mevcuttu. Axis'in processus transversus'u ve dens'i oldukça gelişmişti. Onbirinci thoracal omur'un anticlinal omur olduğu gözlendi. Processus accessorius sadece ilk dört lumbal omurda mevcuttu. Sacral omurların sadece corpus ve processus transversus'ları kaynaşmıştı. 2. ve 10. kuyruk omurları arasındaki eklemlerin ventralinde ossa arcus hemalis'lerin yer aldığı tespit edildi. 14 çift costanın 6 çift sternal, 5 çift asternal 3 çift yüzücü costa şeklinde ayrıldığı gözlendi. Sternum'un 5 adet sternebrae'den oluştuğu gözlendi.Öğe Soya (Glycine max L.) ekstraktının dişi ratlarda böbrek dokusuna etkilerinin stereolojik olarak araştırılması(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2017) Karaca, Esma Gülcan; Özdemir, VuralAmaç: Soya ekstraktının dişi ratlarda böbrek dokusu üzerine etkilerinin stereolojik olarak araştırılması amaçlanmıştır Gereç ve Yöntem: Araştırmada 16 dişi Sprague Dawley cinsi rat kullanıldı. Ratlar, kontrol ve soya ekstraktı grubu olmak üzere ikiye ayrıldı. Kontrol grubuna 1 mL solvent peroral yolla verilirken, soya ekstraktı grubuna 1 mL etil asetatda çözdürülmüş 200 mg/kg/gün soya ekstraktı bir ay peroral yolla uygulandı. Araştırma sonunda ratlardan alınan börekler stereolojik yöntemle değerlendirildi. Bulgular: Soya ekstraktının ratların böbreklerinin morfometrik özellikleri ile medulla ve korteks glomeruluslarının çaplarında değişiklik yapmadığı görüldü. Öneri: Sonuç olarak soyanın etil asetat eksraktının böbrek glomerulusu üzerine stereolojik düzeyde olumsuz etkilerinin olmadığı ifade edilebilirÖğe Use of sage (Salvia triloba L.) and laurel (Laurus nobilis L.) oils in quail diets(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2015) Bülbül, Tuba; Özdemir, Vural; Bülbül, AzizAmaç: Bu araştırma bıldırcın rasyonlarında adaçayı (Salvia triloba L.) ve defne (Laurus nobilis L.) yağı kullanımının bazı performans ve karkas özellikleri üzerine olan etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmada toplam 800 adet üç günlük yaşta karışık cinsiyette Japon bıldırcını (Coturnix coturnix japonica) her biri 80 bıldırcından oluşturulan 10 gruba ayrıldı. Her bir grup kendi içinde, 20 bıldırcın içeren dört alt gruba bölündü. Buna göre deneme gruplarını hiçbir yağ katkısı yapılmayan grup (Kontrol), 100 mg/kg adaçayı yağı içeren grup, 200 mg/kg adaçayı yağı içeren grup, 400 mg/kg adaçayı yağı içeren grup, 100 mg/kg defne yağı içeren grup, 200 mg/kg defne yağı içeren grup, 400 mg/kg defne yağı içeren grup, 100 mg/kg adaçayı yağı + 100 mg/kg defne yağı içeren grup, 200 mg/kg adaçayı yağı + 200 mg/kg defne yağı içeren grup ve 400 mg/kg adaçayı yağı + 400 mg/kg defne yağı içeren grup oluşturdu. Araştırma 35 günde tamamlandı. Bulgular: Araştırmada adaçayı, defne ve adaçayı + defne yağı katkılı tüm deneme gruplarında canlı ağırlıklar, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma oranı yönünden değişiklik oluşmadığı belirlendi (P>0.05). Sıcak ve soğuk karkas ağırlıkları ile karaciğer, kalp, dalak, taşlık ve bezli mide + taşlık gibi organların canlı ağırlığa oranlarının da adaçayı, defne ve adaçayı + defne yağı katkılarıyla etkilenmediği tespit edildi (P>0.05). Öneri: Sonuç olarak, bıldırcın rasyonlarına adaçayı, defne ve adaçayı + defne yağı katılmasının performans ve karkas özellikleri üzerine etkisinin olmadığı ifade edilebilir.