Yazar "Ülker, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Conversion Degree, Microhardness, Microleakage and Fluoride Release of Different Fissure Sealants(ELSEVIER, 2010) Kuşgöz, Adem; Tüzüner, Tamer; Ülker, Mustafa; Kemer, Barış; Saray, OnurThe purpose of this study was to determine the degree of conversion (DC), microhardness, microleakage and fluoride release of a nano-filled resin based fissure sealant (Grandio Seal, GS) and compare it with an un-filled resin based fissure sealant (Clinpro, CL) and a glassionomer based fissure sealant (Fuji Triage, FT). Disk shaped specimens were prepared from tested fissure sealants to determine the DC, Vicker hardness (VHN) and fluoride release (FR). The DC and VHN of each material was evaluated after 24 h. The cumulative fluoride concentrations were evaluated at 1 h, 6 h, 12 h, 1, 7, 15 and 30 days. For microleakage evaluation, fissure sealants were applied to the etched and dried enamel surfaces of sound third molar teeth according to the manufacturer’s instructions (n = 10). After the thermocycling and mechanical loading procedures, microleakage assessments were carried out. Data were analyzed using oneway ANOVA followed by a post hoc Tukey test, the Kruskal Wallis and Mann–Whitney U test (p < 0.05). Results revealed differences regarding DC between all groups: FT (89%) > GS (55.02%) > CL (%51.10) (p < 0.05). The VHN values were significantly different among all groups in the following order: GS > FT > CL (p < 0.05). FT exhibited significantly higher microleakage scores compared to the CL and GS sealants (p < 0.05). The FR of FT was significantly greater than CL and GS (p < 0.05). Nano-filled resin based sealant can be used as an alternative to other fissure sealant materials because of its superior hardness results and feasible sealing ability.Öğe Doğal bir kollajen çapraz bağlayıcının kendinden bağlanabilen akışkan kompozitlerin dentin bağlanma dayanımına etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2016) Can, Seda; Kahvecioğlu, Firdevs; Acar, Hamdi; Ülker, MustafaAmaç: Bu in vitro çalışmanın amacı proantosiyanidinden zengin bir özütün (üzüm çekirdeği özütü), kendinden bağlanabilen akışkan kompozitlerin [VertiseFlow, Kerr; Fusio Liquid Dentin, Pentron; NovaCompo SF, Imicryl] dentin makaslama bağlanma dayanımlarına etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 90 adet çürüksüz insan üçüncü molar dişi kullanıldı. Dişlerin tüberkülleri uzaklaştırılarak düz okluzal dentin yüzeyleri hazırlandı. Dentin yüzeyleri #600 grenli zımpara kâğıdı ile zımparalandıktan sonra rastgele 6 gruba ayrıldı (n=15). Deney gruplarına ait dentin yüzeylerine kompozitleri bağlamadan önce bu yüzeyler %20’lik üzüm çekirdeği özütü ile muamele edildi. Kompozitler silindirik şekilli plastik matrisler içinde uygulandı ve ışık ile sertleştirildi. Makaslama bağlanma dayanımı için her bir örneğin diş-kompozit ara yüzeyinde kırılma meydana gelinceye kadar 1 mm/dk hızda kuvvet uygulandı. Veriler One-Way ANOVA ve Tukey's HSD Post-hoc testleri ile analiz edildi. Bulgular: Nova Compo SF ve Vertise Flow için, üzüm çekirdeği özütü ile muamele edilen gruplar ile kontrol gruplarının dentin bağlanma dayanımları arasında fark yoktu (p>0.05). Ancak, dentinin üzüm çekirdeği özütü ile muamele edilmesi Fusio Liquid Dentin’in dentine bağlanma dayanımını düşürdü (p<0.05). Sonuç: Kollajen çapraz bağ ajanı olarak kullanılan %20’lik üzüm çekirdeği özütü, kendinden bağlanabilen akışkan kompozitlerin dentine bağlanma dayanımlarını arttırmadı. Bunlara ilaveten, Fusio Liquid Dentin’in, dentine bağlanma dayanımını olumsuz etkilediÖğe Doğal bir kollajen çapraz bağlayıcının kendinden bağlanabilen akışkan kompozitlerin dentin bağlanma dayanımına etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2016) Can, Seda; Kahvecioğlu, Firdevs; Acar, Hamdi; Ülker, MustafaAmaç: Bu in vitro çalışmanın amacı proantosiyanidinden zengin bir özütün (üzüm çekirdeği özütü), kendinden bağlanabilen akışkan kompozitlerin [VertiseFlow, Kerr; Fusio Liquid Dentin, Pentron; NovaCompo SF, Imicryl] dentin makaslama bağlanma dayanımlarına etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 90 adet çürüksüz insan üçüncü molar dişi kullanıldı. Dişlerin tüberkülleri uzaklaştırılarak düz okluzal dentin yüzeyleri hazırlandı. Dentin yüzeyleri #600 grenli zımpara kâğıdı ile zımparalandıktan sonra rastgele 6 gruba ayrıldı (n=15). Deney gruplarına ait dentin yüzeylerine kompozitleri bağlamadan önce bu yüzeyler %20’lik üzüm çekirdeği özütü ile muamele edildi. Kompozitler silindirik şekilli plastik matrisler içinde uygulandı ve ışık ile sertleştirildi. Makaslama bağlanma dayanımı için her bir örneğin diş-kompozit ara yüzeyinde kırılma meydana gelinceye kadar 1 mm/dk hızda kuvvet uygulandı. Veriler One-Way ANOVA ve Tukey's HSD Post-hoc testleri ile analiz edildi. Bulgular: Nova Compo SF ve Vertise Flow için, üzüm çekirdeği özütü ile muamele edilen gruplar ile kontrol gruplarının dentin bağlanma dayanımları arasında fark yoktu (p>0.05). Ancak, dentinin üzüm çekirdeği özütü ile muamele edilmesi Fusio Liquid Dentin’in dentine bağlanma dayanımını düşürdü (p<0.05). Sonuç: Kollajen çapraz bağ ajanı olarak kullanılan %20’lik üzüm çekirdeği özütü, kendinden bağlanabilen akışkan kompozitlerin dentine bağlanma dayanımlarını arttırmadı. Bunlara ilaveten, Fusio Liquid Dentin’in, dentine bağlanma dayanımını olumsuz etkiledi.Öğe Effect of Artificial Aging Regimens on the Performance of Self-Etching Adhesives(WILEY-LISS, 2010) Ülker, Mustafa; Özcan, Mutlu; Şengün, Abdulkadir; Özer, Füsun; Belli, SemaThis in vitro study was performed to compare the microtensile bond strengths (MTBS) of current self-etching adhesives to dentin and to evaluate the effects of artificial aging [(thermocycling (TC) and/or mechanic loading (ML)] on MTBS and on nanoleakage of self-etching adhesives. Two-step (AdheSE Bond, Clearfil Protect Bond, Clearfil SE Bond, Optibond Self-Etch) and one-step (Hybrid Bond, G-bond, Clearfil Tri-S Bond, and Adper Prompt L-Pop) self-etching adhesives were tested. Resin composite build-ups were created, and the specimens were subjected to 10(4) TC, 10(5) ML, and 10(4)/10(5) TC/ML. Non-aged specimens served as controls. In the control group, no significant differences were found among the MTBS of the one-step self-etching adhesives and among those of three two-step self-etching adhesives (AdheSE Bond, Clearfil Protect Bond, and Clearfil SE Bond) (p > 0.05). The MTBS of AdheSE Bond and Clearfil Protect Bond were higher than were those of all one-step self-etching adhesives and than those of Optibond Self-Etch. The MTBS of Clearfil SE Bond was higher than were those of two one-step self-etching adhesives (Adper Prompt L-Pop, G-bond) (p < 0.05). Compared with the non-aged controls, TC did not decrease (p > 0.05), but ML and TC/ML significantly decreased the MTBS of the adhesives tested (p < 0.05). Two-step self-etching adhesives tended to fail more cohesively in dentin. Transmission electron microscopy revealed different nanoleakage patterns in the adhesive and hybrid layers of all adhesives examined, and signs of additional silver-filled water channels were more readily detectable after TC/ML.Öğe Effects of High-İntensity Curing Lights on Microleakage Under Orthodontic Bands(Mosby-Elsevier, 2010) Uysal, Tancan; Ramoğlu, Sabri İlhan; Ülker, Mustafa; Ertaş, HüseyinIntroduction: Our objective was to compare the effects of 3 light-curing units (LCUs) (quartz-tungsten-halogen [QTH], light-emitting diode [LED], and plasma-arc curing [PAC]) on the microleakage patterns of a polyacid-modified composite (PAMC) for band cementation between the cement-enamel and the cement-band interfaces from the buccal, lingual, occlusal, and gingival margins. Methods: Sixty freshly extracted third molars were randomly divided into 3 groups of 20 teeth each. Microetched molar bands were cemented in all groups with the PAMC (Ultra Band-Lok, Reliance Orthodontic Products, Itasca, Ill) and cured for 30 seconds with the QTH (Hilux 350, Express Dental Products, Toronto, Ontario, Canada), for 20 seconds with the LED (Elipar Freelight 2, 3M Espe, Seefeld, Germany), or for 6 seconds with the PAC (Power-Pac, American Medical Technologies, Hannover, Germany). A dye penetration method was used for microleakage evaluation. Microleakage was determined with a stereomicroscope for the cement-band and cement-enamel interfaces from the buccal and lingual sides at the occlusal and gingival margins. Statistical analyses were performed with the Kruskal-Wallis and Mann-Whitney U tests. The level of significance was set at P<0.05. Results: The gingival sides in the LED and PAC groups had higher microleakage scores compared with those observed on the occlusal sides at both the cement-band and cement-enamel interfaces. The buccal sides had similar microleakage values compared with those on the lingual sides for the cement-enamel and cement-band interfaces in all LCU types. Statistical comparisons showed that there were statistically significant differences among the investigated LCUs at the cement-enamel interface (P<0.05). Post hoc comparisons showed statistically significant microleakage differences between the PAC (median, 0.950 mm), the QTH (median, 0.383 mm) (P<0.01), and the PAC and the LED (median, 0.558 mm) (P<0.05) LCUs at the cement-enamel interfaces. Conclusions: The high-intensity curing device PAC is associated with more microleakage than the LED and QTH at the cement-enamel interface.Öğe The effects of three different desensitizing agents on the shear bond strength of composite resin bonding agents(ELSEVIER SCIENCE BV, 2010) Zorba, Yahya Orçun; Erdemir, Ali; Ercan, Ertuğrul; Eldeniz, Ayce Ünverdi; Kalaycıoğlu, Barış; Ülker, MustafaThe aim of this study was to evaluate the effects of three desensitizing agents on the shear bond strengths of four different bonding agents used to bond composite resin to dentin. A total of 160 extracted human molars were sectioned parallel to the occlusal plane under water cooling, polished and randomly divided into 4 groups of 40. Each group was treated with a different desensitizing agent (Tooth Mousse, Ultra-EZ, Cervitec Plus), except for an untreated control group. Each group was then randomly subdivided into 4 groups of 10, and a different dentin bonding agent (XP Bond, AdheSE, Adper Prompt L-pop, GBond) was applied to each group in order to bond the specimens to a resin composite (Gradia Direct) built up using a plastic apparatus. A Universal Testing Machine was used to measure the shear bond strength of each specimen. Statistical analysis was performed using one-way ANOVA and Tukey's tests. With the exception of the Control/AdheSE and Ultra-EZ/XP Bond groups, no statistically significant differences were found in the shear bond strength values of the groups tested. These findings suggest that the use of different desensitizing agents does not affect the shear bond strength of various adhesive systems used to bond resin composite to dentin. Crown Copyright (C) 2010 Published by Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe An evaluation of cultural values and food spending with a focus on food consumption(Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi, 2016) Karamustafa, Kurtuluş; Ülker, Mustafa; Kılıçhan, RehaCultural value of each society differs, though there may be some similarities in some aspects. Food consumption and nourishment understanding of each society are affected both by cultural values and their level of economic development. Therefore, when evaluating the food consumption parameters, it is important to take into account the cultural values and consumption habits. In this respect, the aim of this study is to analyze the level of food spending and cultural values and food consumption parameters. This study is based on the secondary data obtained from the following two studies: one is the Hofstede's (1980a) grouping of various cultures in his study of "Cultural Dimension Model" and the other is the Menzel and D’Aluisio's (2005) study of "Hungry Planet: What the World Eats?". The countries included in both studies have been included in this study as well to make an evaluation in a comparative manner. The findings indicate that there is a tendency of low food consumption spending in the countries where the large power distance exists. On the other hand, there is a tendency of high food consumption spending in the countries which have individualistic cultural values in their own nature.Öğe FARKLI KOMPOZİT REZİN SİMANLARIN, PORSELEN LAMİNATE VENEERLERİN NANOSIZINTISI ÜZERİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ(2015) Zortuk, Mustafa; Kılıç, Kerem; Çölgeçen, Özlem; Ülker, Mustafa; Akbaba, HasanLaminate restorasyonların klinik başarısında marjinal uyum ve nano sızıntı o nemli bir fakto rdu r. Bu çalışmanın amacı farklı rezin siman materyallerinin laminate restorasyonların nanosızıntı değ erleri u zerine etkisinin incelenmesidir. Bu çalışmada 21 adet çu ru ksu z u st çene birinci ku çu kazı dişi laminate restorasyon için prepare edildi. Her bir laminate veneer restorasyon IPS E.max (Ivoclar-Vivadent AG, Schaan, Liechtenstein) tam seramik materyali kullanılarak u retildi. Ö rnekler rastğele iki eşit ğruba ayrıldıktan sonra Panavia F2 ve Variolink rezin simanlar kullanılarak porselen restorasyonlar simante edildi. Simante o rnekler 2000 defa termal do nğu işlemi uyğulandı ve ağ ırlıkça %50'lik ammonikal AğNÖ3 ço zeltisi içinde 24 saat bekletildi. Tu m o rnekler taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak nano sızıntı için değ erlendirildi. I statistiksel değ erlendirme sonucunda Panavia F2 ve Variolink simanları ile simante edilen o rneklerin sızıntı değ erleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p0.529). Her iki adeziv simanın PLV simantasyonunda ğu venle kullanılabileceğ i sonucuna ulaşılmıştırÖğe Farklı sayıda termal siklus uygulamasının bir kompozit rezinin marjinal sızıntısı üzerine etkisi(2005) Şengün, Abdülkadir; Öztürk, Bora; Ülker, Mustafa; Dişçioğlu, Feridun; Özer, FüsunAmaç: Bu çalışmanın amacı, sınıf V kavitelerde bir kompozit rezinin kenar sızıntısı üzerine farklı sayıda termal siklus uygulamasının etkisini in vitro olarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 40 adet çekilmiş insan molar dişi kuşanıldı. Standart sınıf V kaviteler dişlerin bukkal ve lingual yüzeylerine oklüzal marjini minede ve servikal marjini ise dentinde olacak, şekilde hazırlandı. Dişler total-etch (Optibond Solo Plus, Kerr, Calif. A.B.D.) bir adeziv sistem ve hibrit bir kompozitle (Point 4, Kerr, Calif. A.B.D.) restore,edildi. Örnekler rastgele 4 gruba ayrıldı (n20) ve elektronik bir termal siklus cihazında (Nova, Konya, Türkiye) farklı sayıda termal siklusa maruz bırakıldı. Kontrol; termal siklus yok, Grup 1; 1000 termal siklus, Grup 2; 5000 termal siklus, Grup 3; 10000 termal siklus (5 C, oda ısısı ve 55 C; bekleme süresi 30 s). Termal siklus uygulandıktan sonra'örnekler % 0.5 bazik fuksin solüsyonu içinde 24 saat 37 "C'de bekletildi. Her bir diş bukko lingual yönde kesildi ve boya penetrasyonu x20 büyütmede stereomikroskop altında skorlandı. Bulgular: Sonuçlar, 10000 termal siklus uygulamasının diğer termal siklus uygulamalarından mikrosızıntıyı daha fazla arttırdığını gösterdi (p0.05). Hiçbir grupta mine marjinlerinde sızıntı görülmeksizin dentin marjinlerinde her zaman sızıntı oluştuğu bulundu. Sonuç: Yüksek sayıda uygulanan termal siklusun dentin marjinlerinde mikrosızıntının artmasına yol açtığı söylenebilir.Öğe Influence of the bulk fill restorative technique on microleakage and microtensile of class II restorations(Elsevier Ltd, 2014) Koyutürk, Alp Erdin; Tokay, Uğur; Sarı, M. Erhan; Özmen, Bilal; Cortcu, Murat; Acar, Hamdi; Ülker, MustafaBackground & Aim: The aim of this study is to evaluate microleakage and bond strength test of the bulk fill restorative technique. Materials and methods: ÆLITE LS Posterior and SureFil SDR flow were used as composite restoration, and Clearfil S3 (Self Etch system) Bond and Prime&Bond NT (Total Etch system) were used as bonding agents. Standardized Class II cavities were made on sixty extracted premolar teeth and they were randomly divided into four groups. Thermo-cycling and mechanical loading was applied to all samples. The samples were stored in the %2 basic fuchsine solutions and the microleakage was evaluated. Results: When total etching system groups were evaluated, the cervical microleakage values were higher than occlusal microleakage values on both composites (P < 0.05), but there were no differences between the self-etch groups. Microtensile test was also applied to the samples. When the MPa values of all groups were compared, there was a very significant difference statistically (P < 0.001). Conclusions: The results support the conclusion that the SureFil SDR flow exhibited the best performance in occlusal margins of Prime&Bond NT-SureFil SDR groups. Copyright © 2014 The Japanese Society of Pediatric Dentistry.Öğe Kendinden bağlanabilen yeni bir akışkan kompozitin sitotoksisitesinin dentin bariyer testi ile değerlendirilmesi(2013) Ülker, Hayriye Esra; Ülker, Mustafa; Özcan, ErhanAMAÇ: Bu çalışmanın amacı kendinden bağlanabilen yenibir akışkan kompozitin (Vertise Flow) sitotoksisitesini,sığır dental pulpasından elde edilmiş hücrelerin üç-boyutlukültürlerinin kullanıldığı bir dentin bariyer test düzeneği iledeğerlendirmektir.GEREÇ VEYÖNTEM: Yapay hücre kültürü perfüzyon odaları500 µm kalınlığındaki dentin diskleri ile iki kompartımanaayrıldı. Alt kompartımanda, üç-boyutlu hücre kültürleri dentine temas edecek şekilde yerleştirilerek pulpa odası kısmıoluşturuldu. Üst kompartımanda ise test materyalleri,dentin diskinin kavite kısmı üzerine üretici firmanın önerdiği şekilde uygulandı. Negatif ve pozitif kontrol materyalleri sırası ile President ve Vitrebond idi. Daha sonra, pulpalkısımdaki hücre kültürlerinin kültür ortamı ile perfüzyonlarısağlandı. Yirmi dört saat sonra hücre canlılığı MTT testi iledeğerlendirildi. Veriler Kruskal Wallis ve Mann Whitney Utestleri kullanılarak istatistiksel olarak analiz edildi.BULGULAR: Vertise Flow ve Vitrebond (pozitif kontrol) gruplarının hücre canlılık oranları arasındaki fark istatistikselolarak anlamlı idi (p0.05). Ancak, Vertise Flow ile President (negatif kontrol) gruplarının hücre canlılık oranlarıarasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p0.05)SONUÇ: Vertise Flow, sığır dental pulpasından elde edilmişhücrelerin canlılığı üzerine negatif kontrol grubuna benzerbir etki gösterdi. Kalan dentin tabakası kalınlığının en az0.5 mm olması durumunda, Vertise Flow'dan salınmasımuhtemel biyololojik olarak aktif bileşenlerin pulpa hücrelerini etkilemeyebileceği düşünülmektedir.ANAHTARKELİMELER: Dental adezivler; dentin bariyer testi;diş pulpası; kendinden bağlanabilen akışkan kompozit;sitotoksisiteKAYNAKGÖSTERMEKİÇİN: Ülker HE, Ülker M, Özcan E.Kendinden bağlanabilen yeni bir akışkan kompozitinsitotoksisitesinin dentin bariyer testi ile değerlendirilmesi.Acta Odontol Turc 2013;30(3):140-4Öğe The relationship between dental fear and sociodemographic variables(2011) Arslan, Soley; Tarım, Elif Ertaş; Ülker, MustafaAmaç: Bu çalışmanın amacı Erciyes niversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim dalına başvuran hastaların dental anksiyeteleri üzerine eğitim düzeyi, yaş ve cinsiyetin etkisini değerlendirmektir. Hastalar ve Yöntemler: Bu çalışmada 324 hastaya anket uygulandı. Anket iki bölmden oluşmaktadır. ilk bölüm katılımcıların yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyi gibi sosyodemografik özelliklerini sorgulamaktadır. ikinci bölüm ise Modifiye Dental Anksiyete Skalasından oluşuyordu. Bulgular: Yaş ve MDAS arasında bir ilişki bulunmadı (r-0,011; p0,844). Kadınların erkeklerden daha fazla anksiyeteye eğilimli oldukları görüldü (p 0,001). Sonuçlar eğitim düzeyinin dental anksiyete üzerine önemli bir etki oluşturmadığını gösterdi (p0,837). Sonuçlar: Bu çalışmada, dental anksiyetenin yaş ve eğitim düzeyinden etkilenmediği ve kadınların dental anksiyete düzeyinin erkeklerden daha yüksek olduğu görüldü.Öğe Turizm alanında yiyecek ve içecek ile ilgili lisansüstü tezlerin bibliyometrik analizi(2018) Tayfun, Ahmet; Ülker, Mustafa; Gökçe, Yusuf; Tengilimoğlu, Engin; Sürücü, Çağrı; Durmaz, MehmetYiyecek ve içecek alanında yazılan lisansüstü tezlerin son yıllarda önemli bir artış gösterdiği görülmektedir. Buradan hareketle, bu çalışmada 1990-2018 yılları arasında turizm ile ilgili altı anabilim dalında yazılan yiyecek ve içecek ile ilişkili lisansüstü tezlerin belirli parametreler çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda YÖKTEZ’de erişime açık 1421 tez incelemeye alınmış, bunların 164’ü söz konusu konu ve/ya araştırma alanı ile ilgili bulunmuş ve analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular turizm ile ilgili anabilim dallarında yiyecek ve içecek ile ilişkili tezlerin 2007 yılından sonra önemli bir artış gösterdiğine, genellikle yüksek lisans tezi olduğuna, çoğunlukla turizm işletmeciliği ile turizm işletmeciliği ve otelcilik anabilim dallarında yazıldığına, neredeyse tamamında görgül araştırma yaklaşımının benimsendiğine, en çok nicel yöntemler kullanıldığına ve verilerinin daha çok turistler ile şeflerden toplandığına işaret etmektedir. Diğer taraftan yüksek lisans tezlerinde kullanılan Türkçe kaynak sayısının yabancı kaynak sayısına göre oldukça fazla olduğu ve doktora tezlerinde ise yabancı kaynakların Türkçe kaynaklara göre daha fazla kullanıldığı bulunmuştur. Son olarak, tezlerin özet bölümünde hangi hususlara ne düzeyde yer verildiği de incelenmiştir.Öğe Üst Orta Keser Diş Eksikliğinin Geçici Olarak Fiberle Güçlendirilmiş Adeziv Köprü İle Restorasyonu: Vaka Raporu(2010) Üstün, Yakup; Demirbuğa, Sezer; Ülker, MustafaTek diş eksikliğinde, dişsiz boşluğun giderilmesi için, geleneksel sabit protez veya implant üstü tek kron gibi tedavi seçenekleri uygulanabilir. Komşu sağlıklı dişler kesilmeden diş eksikliği restore edilebildiği için implant destekli sabit protez sıklıkla tercih edilmektedir. Ancak, çoğu zaman implant cerrahisinden sonra implant üstü restorasyon yapılana kadar 3 ay veya daha fazla bir süre beklenmesi gerekmektedir. Bu süre içerisinde hastaya estetik ve fonksiyonunu yeniden kazandırmak için diş eksikliğinin fiberle güçlendirilmiş adeziv köprü ile geçici olarak giderilmesi düşünülebilir. Bu klinik çalışmada, üst orta keserlerinden birini travmaya bağlı olarak kaybetmiş üç hastadaki diş eksikliği fiber ile güçlendirilmiş adeziv köprü ile geçici olarak restore edildi. Üç hastada da daimi restorasyon için implant destekli sabit protez yapılması planlanmıştı. Hastaların bir aylık klinik takibi sonunda fiberle güçlendirilmiş adeziv köprülerde herhangi bir kırılma, kopma ve renklenme belirtisi görülmedi. Bu alternatif tedavi yaklaşımı kesici diş kayıplarının geçici restorasyonunda başarıyla kullanılabilir.