Yazar "İlhan, Tolgay Tuyan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dev Endoservikal Polip, Olgu Sunumu ve Kısa Literatür Derlemesi(2016) Çelik, Çetin; Uçar, Mustafa Gazi; İlhan, Tolgay Tuyan; Sert, Zekiye Soykan; Çakır, TanselServikal polipler erişkin kadın hastalarda sık görülen benign lezyonlar olsa da 4 cm üzeri dev polipler nadirdir. Epitelyal aşırı büyüme sonucu sıklıkla endoservikal kanaldan ya da daha az sıklıkla ektoserviksten köken alırlar. Çoğu küçük boyutlu ve asemptomatik olduğu için jinekolojik muayenede insidental olarak tespit edilirler. Sık olarak izlenmesine karşın etiyoloji henüz netlik kazanmış değildir. Semptomatik hastalarda vajinal kanama, akıntı veya kitle etkisi şeklinde şikâyete neden olabilirler. Polipektomi ofis şartlarında kolaylıkla uygulanabilir. Bu çalışmada, 44 yaşında vajinal kanama ve akıntı şikâyeti ile gelen multipar bir olguda 7 cm'lik servikal dev polip olgusu sunulmuştur. Nadir gözlenen bu hastalığın tanı, tedavi ve klinik prezantasyonu literatür eşliğinde de- ğerlendirilmiştir.Öğe Endometrium kanseri olan hastalarda uyku kalitesi ve tedavinin etkisi(2017) İlhan, Tolgay Tuyan; Uçar, Mustafa Gazi; Gül, Ayhan; İlhan, Türkan Saymaz; Yavaş, Güler; Çelik, ÇetinAmaç: Uyku bozuklukları jinekolojik kanserli hastaların %54,9'unu etkilemektedir ve önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Tedavi yöntemlerinin uyku kalitesine olan etkisi net değildir. Bu çalışma endometrium kanseri tedavisi alan hastalarda uyku kalitesinin değerlendirilmesi ve tedavi yöntemlerinin uyku kalitesine etkisini karşılaştırmayı amaçlamaktadır.Gereç ve Yöntemler: Hastalar farklı tedavi gruplarında değerlendirildi: (grup 1) cerrahi, (grup 2) cerrahi brakiterapi (BRT), (grup 3) cerrahi eksternalışın radyasyon tedavisi (EBRT) ve (grup 4) cerrahi EBRT BRT kemoterapi. Uyku kalitesi Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PSQI) anket formu kullanılarak değerlendirildi. Bu form katılımcılar tarafında ilk olarak tedavi öncesi dolduruldu. İkinci ölçüm her bir tedavi, yönteminin bitiminde 1 ay sonra ve sonrasında 3. ve 6. aylarda yapıldı. PSQI skorları farklı klinik gruplarda ve farklı ölçüm zamanlarında karşılaştırıldıBulgular: Bu çalışmaya 114 katılımcı dahil olmuştur. Çalışma grubunu ortalama yaşı 58,111'dir. Hastaların 53'ü (%46,5) sadece cerrahi, 14'ü (%12,3) cerrahi BRT, 12'si (%10,5) cerrahi BRT eksternal radyoterapi ve 35'i (%30,7) hasta kemoradyoterapi tedavisi aldı. Başlangıçta, 28 (%24,6) hasta düşük uyku kalitesi bildirdi. Ortalama PSQI skoru ikinci ölçümde maksimuma ulaştı ve takipler boyunca azaldı. PSQI skorundaki değişim anlamlı bulundu (p0,001). Üçüncü ölçümde gruplar arası karşılaştırmada anlamlı farklılık saptandı. Üçüncü ve dördüncü grupların ortalama skorları başlangıç skorlarında anlamlı yüksek saptandı (p0,008). Dördüncü ölçümde tedavi yöntemleri içerisinde uyku kalitesine en belirgin etki kombine kemoradyoterapi alan hasta grubunda gözlemlendi.Sonuç: Endometrium kanseri tedavisi alan hastaların birçoğu düşük uyku kalitesi sorunu yaşamaktadır. Hastaların yaşam kalitesini artırmak için bu durum her muayenede sorgulanmalı ve hastanın ihtiyaçlarının karşılayacak kişiye özel tedavi planları yapılmalıdır. Bu durumun uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardırÖğe Endometrium Kanserli Hastalarda Preoperatif Tam Kan Sayımının Prognostik Parametreler ve Sağkalımla İlişkisi(Selçuk Üniversitesi, 2018 Mart) Çelik, Zeliha Esin; Yavaş, Güler; Yılmaz, Burcu Sanal; İlhan, Tolgay Tuyan; Yavaş, Çağdaş; Ata, Özlem; Çelik, ÇetinAmaç: Çalışmamızda endometriyum adenokarsinomu tanılı hastalarda preoperatif tam kan sayımı parametrelerinin çeşitli klinikopatolojik prognostik parametrelerle ve sağkalım ile ilişkisi olup olmadığını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2011-Aralık 2014 tarihleri arasında fakültemizde opere edilen ve endometrial adenokarsinom tanısı alan 144 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hemogram parametrelerinden absolü beyaz küre sayısı (BK), absolü platelet sayısı (Plt) hematokrit (Hct), hemoglobin (Hb) değerleri yanı sıra absolü nötrofil sayısının absolü lenfosit sayısına bölümü olan NLR, absolü platelet sayısının absolü lenfosit sayısına bölümü olan PLR ve absolü monosit sayısının absolü lenfosit sayısına bölümü olan MLR oranlarının; tümör çapı, tümör derecesi, FIGO evresi, serviks invazyonu, pozitif lenf nodu sayısı, lenf nodunda ekstrakapsüler yayılım, lenfovasküler invazyon (LVİ), myometrial invazyon derinliği gibi prognostik parametreler ve hastalıksız ve genel sağkalım süreleri ile olan ilişkisi istatistiksel metodlarla araştırılmıştır. Bulgular: Derece 3 tümöre sahip hastalarda BK sayısının derece 1 tümörlü hastalara göre anlamlı derecede düşük olduğu görüldü (p=0.04). LVİ olan olgularda PLR (p=0.018) ve MLR (p=0.028) LVİ olmayan hastalara göre daha düşük idi. Düşük evre olgularda (evre I-II) PLR, yüksek evreli olgulara göre (evre II-III) daha düşük tespit edildi (p=0.03). Tedavi öncesi bakılan tam kan parametreleri ile tümör çapı, serviks invazyonu, pozitif lenf nodu sayısı, lenf nodunda ekstrakapsüler yayılım, myometrial invazyon derinliği, hastalıksız sağkalım ve genel sağkalım arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (p>0.05). Sonuç: Endometriyum kanserinde tedavi öncesi tam kan sayımı parametrelerinin bir arada kullanılması, hastalığın prognozu ile ilgili fikir verebilir. Çalışmamızın sonuçlarının daha uzun takip süresine ve daha geniş olgu sayısına sahip çalışmalarla desteklenmesi gereklidir.Öğe Pelvic radiotherapy does not deteriorate the quality of life of women with gynecologic cancers in long term follow-up: A two-year prospective single center study(ACADEMIC PRESS INC ELSEVIER SCIENCE, 2015) Yavaş, Güler; Yavaş, Çağdaş; Doğan, N. Utku; İlhan, Tolgay Tuyan; Karabağlı, Pınar; Doğan, Selen; Ata, Özlem; Çelik, Çetin; Yüce, Ebru[Abstract not Available]Öğe Prorenin and secreted frizzled-related protein 4 levels in women with gestational diabetes mellitus(COMENIUS UNIV, 2018) Baldane, Süleyman; İpekci, Süleyman Hilmi; Kebapcılar, Ayşe Gül; Abuşoğlu, Sedat; Beyhekim, Hasan; İlhan, Tolgay Tuyan; Ünlü, Ali; Kebapcılar, LeventOBJECTIVE: This study was designed to investigate prorenin and secreted frizzled-related protein 4 (SFRP4) levels in pregnancies with or without gestational diabetes mellitus (GDM). METHODS: A total of 76 pregnant women were included in the study. Thirty-five of the pregnant women were included in GDM group according to the results of oral glucose tolerance tests (OGTT) and 41 of them were included in the control group. RESULTS: In the group with GDM, SFRP4 value was found to be significantly higher than that of the control group (5.59 +/- 3.32 ng/mL vs 4.05 +/- 2.15 ng/mL; p = 0.017). Women with GDM had significantly higher serum prorenin levels compared with control group [737 (427-1339) pg/mL vs. 535 (376-725) pg/mL; p = 0.009]. There was a significant positive association between prorenin and SFRP4 levels in GDM (r = 0.91; p < 0.001) and control groups (r = 0.42; p = 0.002) and whole pregnancies (r = 0.75; p = 0.002). CONCLUSION: We have shown that prorenin and SFRP4 were significantly elevated in GDM patients when compared to healthy control group. Furthermore, we found that there was a positive correlation between prorenin and SFRP4 (Tab. 1, Fig. 2, Ref. 38). Text in PDF www.elis.sk.Öğe THE RELATION OF SERUM VISFATIN AND RESISTIN LEVEL WITH ENDOMETRIAL CANCER AND ITS PROGNOSTIC FACTORS(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2015) İlhan, Tolgay Tuyan; Kebapçılar, Ayşe Gül; Yılmaz, Setanay Arzu; İlhan, Türkan; Kerimoğlu, Özlem Seçilmiş; Tazegül, Aybüke; Akyürek, Fikret; Ünlü, Ali; Çelik, Çetin[Abstract not Available]Öğe Relations of serum visfatin and resistin levels with endometrial cancer and factors associated with its prognosis(Asian Pacific Organization for Cancer Prevention, 2015) İlhan, Tolgay Tuyan; Kebapcılar, Ayşe Gül; Yılmaz, Setenay Arzu; İlhan, Türkan; Kerimoğlu, Özlem Seçilmiş; Pekin, Aybike Tazegül; Akyürek, Fikret; Ünlü, Ali; Çelik, ÇetinBackground: The aims of this study were compare the serum visfatin and resistin levels between endometrial cancer (EC) patients and controls and evaluate their power to predict prognosis. Materials and Methods: This prospective study was conducted between March 2013 to June 2014 on the Gynecologic Oncology Department of the University of Selcuk, Konya, Turkey. A total of 42 EC patients and 42 controls were included and assessed for differences in serum visfatin and resistin levels, along with prognostic factors. Results: Endometrial cancer patients had significantly higher visfatin levels than control s (p: 0.011), associated with deep myometrial invasion (p: 0.019). In contrast the serum level of resistin did not significantly differ between EC patients and controls (p: 0.362). However, high resistin level in EC patients was associated with increase lymph node metastasis (p: 0.009). On logistic regression analysis, we found that serum visfatin elevation was associated with risk of myometrial invasion (OR: 1,091; 95%CI: 1.021- 1.166; p: 0.010) and serum resistin with risk of lymph node metastasis (OR: 1.018; 95%CI: 1.000- 1.035; p: 0.046). For myometrial invasion prediction, a serum visfatin level greater than 26.8 ng/mL demonstrated a sensitivity and specificity of 66.6 % and 96.4%, respectively. For lymph node metastasis prediction, the best cut-off for serum resistin level was 599ng/mL. A serum resistin level greater than this demonstrated a sensitivity and specificity of 87.5% and 77.1%, respectively. Conclusions: Our data suggest that serum visfatin is elevated in patients with EC and serum visfatin and resistin levels could be used to predict the risk of advance stage lesions.Öğe The role of human epididymis secretory protein E4 in patients with endometrial cancer and premalignant endometrial lesions(TAYLOR & FRANCIS INC, 2017) Yılmaz, Setenay Arzu; Altınkaya, Sündüz Özlem; Kerimoğlu, Özlem Seçilmiş; Pekin, Aybike Tazegül; Akyürek, Fikret; İlhan, Tolgay Tuyan; Benzer, NilgünWe evaluated the concentrations of human epididymis secretory protein E4 (HE4) and Ca-125 in relation to clinicopathologic features in patients with endometrial cancer and premalignant endometrial lesions. Women with abnormal uterine bleeding (n=167) who underwent endometrial sampling were divided into four groups. Group 1: endometrial cancer (n=68), group 2: atypical endometrial hyperplasia (n=12), group 3: endometrial hyperplasia without atypia (n=39) and group 4: controls (n=48). Women with endometrial cancer exhibited higher concentrations of HE4 levels than controls (91.4pmol/L vs. 46.2pmol/L, p<0.001). HE4 levels were significantly higher in patients with lymphatic involvement, deep myometrial invasion, lymphovascular space involvement and non-endometrioid histology (p<0.001). The sensitivity, specificity, positive and negative predictive values for HE4 in detecting endometrial cancer were 72.7%, 84.4%, 80% and 78.4%, respectively. Preoperative HE4 levels are more elevated in women with endometrial cancer than those with benign endometrium as well as in women with prognostic high-risk factors with endometrial cancer. HE4 may be used as an additional marker in combination with other clinicopathologic features for planning the treatment.Öğe Serum Levels of Neopterin In Gestational Diabetes Mellitus: The Relationship With Apgar Scores(SPRINGER HEIDELBERG, 2015) İpekci, Süleyman Hilmi; Kebapcılar, Ayşe Gül; Yılmaz, Setenay Arzu; İlhan, Tolgay Tuyan; Pekin, Aybike Tazegül; Abuşoğlu, Sedat; Ünlü, Ali; Çelik, Çetin; Annagur, AliPurpose This study was designed to evaluate neopterin levels and low Apgar scores in pregnancies with gestational diabetes mellitus (GDM) vs. normal control pregnancies. Methods We carried out a cross-sectional study by enrolling 81 pregnant women with GDM and 38 pregnant women without GDM. Results Maternal and cord blood neopterin levels were higher in women with GDM. There was a significant positive association between fasting blood glucose levels and maternal serum neopterin levels. The results of 50-g oral glucose challenge tests revealed a correlation between maternal and cord neopterin levels. Pregnancies complicated by GDM exhibited lower fetal Apgar scores than those of control subjects. The levels of cord blood neopterin were inversely correlated with an fetal Apgar score of 1 min in patients with GDM. Conclusions Patients with GDM had higher maternal and cord blood neopterin levels, and the cord blood neopterin levels are inversely associated with lower Apgar scores in women with GDM. The neopterin levels might be potential predictors of low fetal Apgar scores in women with GDM.Öğe Serviksin Primer Malign Melanomu, Olgu Sunumu ve Kısa Literatür Derlemesi(2017) Uçar, Mustafa Gazi; İlhan, Tolgay Tuyan; Çakır, Tansel; Gül, Ayhan; Çelik, ÇetinServiksin primer malign melanomu (MM) oldukça nadirdir. MM çok agresif seyirlidir vegenel olarak kötü prognozludur. Henüz standardize edilmiş bir tedavi yöntemi yoktur. Bu çalışmada, primer servikal MM tanısı konulan 72 yaşındaki kadın olgu sunulmuştur. Vajinal kanamaşikâyeti ile başvuran olgunun muayenesinde servikal pigmente, ekzofitik polipoid kitle izlendi. Klinik değerlendirme sonrasında servikal eksizyonel biyopsi uygulandı. Histopatolojik değerlendirmesonucu, MM olma ihtimali olan hipervasküler malign tümör olarak geldi. İmmünohistokimyasalinceleme ve diğer bölgelerde hastalığın gözlenmemesi sonucunda olguya primer servikal MM tanısıkonuldu. Hastalığın FIGO International Federation of Gynecology and Obstetrics” evresi 2A1 olarak belirlendi. Daha sonra hastaya radikal histerktomi, parsiyal vajinal rezeksiyon, bilateral salpingo-ooferektomi, pelvik ve paraaortik lenf adenektomi uygulandı. Hastaya adjuvan tedavi olarakradyoterapi uygulandı. Bu çalışmada nadir gözlenen primer servikal MM’nin tanı ve tedavi yaklaşımları literatür eşliğinde sunulmuştur.Öğe Sezaryen Skar Gebeliği: Dilatasyon Ve Küretaj İle Tedavi Edilen Beş Olgunun Literatür Eşliğinde Değerlendirilmesi(2016) Kebapçılar, Ayşe Gül; İlhan, Tolgay Tuyan; Avşar, Nilgün; Yılmaz, Setenay Arzu; Pekin, Aybike; Çelik, ÇetinSezeryan skarında implantasyon gösteren gebelik, dış gebeliğin en nadir formu olup hayati tehlike içerebilen klinik bir durumdur.Sezeryan skar gebeliğinin 2226 gebelikten birinde görüldüğü bildirilmiştir. Bununla beraber sezaryen skar gebeliklerinin (SSG) insidansı son yıllarda giderek artmaktadır. Bunun nedeni ise tüm dünyada artan sezaryen oranları ve gebeliğin erken dönemlerinde transvajinal ultrasonografinin (USG) daha sık kullanımıdır.(1,2) Bunun yanında eski sezaryanlı olgularda ise skar gebeliği için artmış risk faktörleri; dilatasyon ve küretaj öyküsü, plasental patoloji, dış gebelik öyküsü ve yardımcı üreme tekniklerinin kullanımıdır (3,4). SSG uterin rüptür, hemoraji gibi hayatı tehdit eden komplikasyonları olabilen bir durumdur(5) Olabildiğince erken tanı ve tedavinin yapılması gereklidir.(6) Patofizyolojisinde, embriyonun skardaki mikroskopik ayrılma noktasına olan penetrasyonu sorumlu tutulmaktadır.(7) Bu durum önceden geçirilen sezeryan, miyomektomi, metroplasti operasyonları, küretaj, histeroskopi ve plesentanın elle alınması gibi müdahaleler sonrası meydana gelebilir. Diğer bir mekanizma ise IVF veya embriyo transferi sırasındaki intramural implantasyondur.(8) Literatür incelemeleri bu hastaların %54'ünün birden fazla sezaryen operasyonu geçirdiğini ortaya koymaktadır.(3) Tanı için transvajinal ultrasonografi ve Doppler ultrasonografi önerilmektedir.(9) Geçmişte erken tanı koyulamadığı için; tek tedavi maternal morbidite, masif hemoraji ve uterin rüptür nedeniyle ölümü önlemek için acil laparotomi ve gerektiğinde histerektomi yapmaktı. Ancak bugün için tedavide koruyucu seçeneklerde mevcuttur. Uterusu koruyucu seçenekler cerrahi (laparoskopik ya da laparotomik alt segment eksizyonu, histeroskopi, küretaj), medikal (sistemik ya da lokal metotreksat enjeksiyonu, lokal potasyum klorür (KCl) enjeksiyonu) ve minimal invaziv girişimler (selektif arter embolizasyonu) olarak sıralanabilir. Nadir görülmesi nedeniyle sezaryen skar gebeliğine dair veriler çoğunlukla olgu sunumlarına dayanır. Bu nedenle tanı ve tedavisi üzerinde fikir birliğine varılmış bir klinik yönetimi bulunmamaktadır(10). Bu yazıda dilatasyon-küretaj ile başarılı bir şekilde tedavi edilmiş sezaryen skar gebeliğine sahip beş olgumuzu literatür eşliğinde sunmayı amaçladık.