Yazar "Bahar, Sadullah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 20
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu Mandalarında dilin innervasyonu üzerinde makro-anatomik araştırmalar(2003) Özdemir, Vural; Bahar, Sadullah; Tıpırdamaz, SadettinBu çalışma Anadolu Mandalarında dili innerve eden cranial sinirlerin orijin, seyir ve innervasyon bölgelerini incelemek amacıyla yapıldı. N. lingualis'in dilin ön 2/3'ünün innervasyonuna katıldığı ve seyri esnasında chorda tympani'yi aldığı gözlendi. N. glossopharyngeus'un medulla oblongata'dan orijin aldıktan sonra dilin arka 1/3'ünde sonlandığı, n. hypoglossus'un ise medulla oblongata'dan orijin alarak dil kaslarında dağıldığı belirlendi.Öğe Ankara Tavşanında A. Ilıaca Externa ve A. Femoralis'i?n Makroanatomi?si?(Selçuk Üniversitesi, 2007) Bahar, Sadullah; Dayan, M. Orhun; Bolat, Durmuş; Tıpırdamaz, SadettinThe aim of this study was determined the arterial vascularization of hind limb of Angora rabbit and compared the results with other domestic animals. Material and method: In this study, 10 adult Angora rabbits (5 male, 5 fernale) were used. To show vascular system of hind limb, cadaveric injection was made by using latex. Result: It was determined that external iliac artery originated from common iliac artery under lumbosacral joint and gave off pudendoepigastric trunk near the inguinal ligament. After this course, it gave off deep femoral artery at beginning of femoral canal and continued its route being femoral artery. It was observed that pudendoepigastric trunk gave branches, caudal epigastric artery which supplied abdominal muscles and external pudendal artery which supplied inguinal mamma and scrotum. Deep femoral artery, after short course from its origin, was called middle circumflex femoral artery and supplied to proximal part of gracilis, adductor and flexor muscles. Femoral artery branched off lateral circumflex femoral, superficial caudal epigastric and proximal caudal femoral arteries onto proximal part of the femur and distally saphenous, middle and distal caudal femoral arteries before continuing as popliteal artery. Lateral circumflex femoral artery gave branches which were ascending, descending and transversal rami to supply quadriceps femoris, tensor fasciae latae and partially middle and superficial gluteal muscles. Caudal superficial epigastric artery vascularized cutis and subcutis of inguinal region. It was observed that proximal caudal femoral artery supplied gracilis. long and short adductor muscles by sending thin branches. Distal caudal femoral artery was divided into three branches, first branch supplied to biceps femoris muscle, second branch vascularized distal one third of semimembranosus, middle part of caudal abductor crural muscle and popliteal lymph node, the last branch spread out gastrocnemius, distal part of caudal abductor crural, superficial flexor digital muscles and common calcaneal tendo. Consequently, it was determined that origin, course and vascularization area of the external iliac artery and its branches showed fairly similar properties to New Zealand white rabbits. Because of these similarities. all angiologic applications on the New Zealand white Rabbits can be done also in Angora Rabbits.Öğe Ankara Tavşanında A. Saphena ve A. Poplitea'nın Makroanatomi?si?(Selçuk Üniversitesi, 2007) Bahar, Sadullah; Özdemir, VuralAraştırmanın amacı Ankara tavşananda a. saphena ve a. poplitea'nin makroanatomisini ortaya çıkarmak ve sonuçlan diğer hayvan türleri ile karşılaştırmaktır. Materyal ve metot: Araştırmada 10 adet (5 erkek, 5 dişi) erişkin Ankara tavşanı kullanıldı. Blinen yöntemlerie ötenazisi yapılan hayvanlara aorta abdominalis vasıtasıyla latex enjekte edildi ve diseksiyonu yapık. Bulgular: A. saphena'nın orijinini takiben a genus descendensi verdiği ve bacağın me. dial'inde superficial bir seyir izleyerek tibla'nın distai 1/4'ü düzeyinde a plantaris lateralis ve a. piantaris medialis'i verdiği tespit edildi. A. genus descendens, superficial ve profund iki dala sahip olduğu, ilk dalin art. genus'un medial'inde fascia ve subcutan dokulan, profund dalin ise verdiği dallarla art. femoropatellaris'i ve art. femorotibialis'in cranial bolümünü vaskularize ettiği görüldü. A. plantaris lateralis'in daha çok art, tarsi ve bu eklemin plantarından geçen flexor tendolanı, a plantaris medialis'in ise art. tarsi düzeyinde rete calcaneum ve ayağın plantarında bulunan oluşumlan beslediği görüldü. A. poplitea, orjinini takiben sırasıyla a. genus proximalis lateralis, . genus proximalis medialis, a. genus media, aa surales ve a tibialis caudalis'i verdikten sonra a. tibialis cranialis olarak seyrettiği görüldü. A tibialis caudalis ossa cruris'in caudal'indeki m. papliteus ve flexor kasları beslerken lateral olarak da a. genus distalis lateralis verdiği görüldü. A. tibialis cranialis, ossa cruris in caudalinde a. genus distalis medialis, a. nutricia ossis fibulae ve a recurrens tibialis cranialis'i verdikten sonra proximal ve distal iki dalla bu kemiğin cranial'ine geçtiği göz lendi. Proximal dal tibia'nin facies lateralis inde extensor kaslan besleyen dallan verdikten sonra r. superficialis olarak ayağın dorsafine ulaştiği ve a. digitalis dorsalis communis'e orin verdiği görüldü. Distal dal ise a. nutricia ossis ti biae'yi verdikten sonra bu kemiğin cranialine geçtiği ve art. tarsi düzeyinde de a. dorsalis pedis adini alarak seyremigi tespit edildi. Sonuç, Ankara tavşanında a. saphena ve a. poplitea orijin, seyir ve vaskularizasyon alanlarının Yeni Ze tanda tavşantan da yakın bir benzerik içinde olduğu görüldü.Öğe The area of cross sections and the number of myelinated axons of cranial nerves ııı, ıv and vı of adult horse(KAFKAS UNIV, VETERINER FAKULTESI DERGISI, 2013) Bolat, Durmus; Bahar, Sadullah; Kurum, Aytul; Gultiken, Murat ErdemIt was aimed to determine the number of myelinated axons and the area of cross sections of oculomotor, trochlear and abducens nerves providing motor innervation of extrinsic muscles of the eye. The study included 3 male and 3 female adult horses. Tissue samples were taken from the part of nerve being in subarachnoid space. Paraffin blocks of tissues were prepared and cut with a rotary microtome transversely at a thickness of 4 mu m and sections were stained with Masson's trichrome. The area of cross sections was determined with Cavalieri's method and the number of myelinated axons was calculated by fractionator technique. There were no statistically significance of cross sectional areas and the number of myelinated axons of the right and the left sides, thus the data belonging to both sides were accepted as a single data (median). The areas of cross sections of oculomotor, trochlear and abducens nerves were calculated to be 2.647 mm(2), 0.511 mm(2) and 1.092 mm(2) and the number of myelinated axons 13.523, 2.034 and 4.151 respectively. The results of the study performed to determine the area of cross sections and the number of myelinated axons of III., IV. and VI. cranial nerves of the horse will contribute to the knowledge of this area and shed light on the studies to be conducted in the future.Öğe Atlarda beyin hemisferlerine ait substantia grisea, alba ve ventriculus lateralis hacimlerinin cavalieri prensibi kullanılarak hesaplanması(2014) Bahar, Sadullah; Dayan, M. OrhunAmaç: Yapılan bu araştırma ile atlarda beyin hemisferlerinin bazı morfometrik özelliklerinin belirlenmesi ve son zamanlarda veteriner sahada da kullanılmaya başlanan MRI/CT görüntülerine ve ölçümlerine referans olması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu amaçla cinsiyet ve ırk ayrımı gözetmeksizin 5 at beyini kullanıldı. Beyin hemisferlerine ait substantia alba, substantia grisea ve lateral ventrikül hacmi hesaplamalarında Cavalieri prensibi kullanıldı. Bulgular: Araştırmada sağ ve sol hemisfere ait hesaplamaları yapılan substantia alba, substantia grisea, lateral ventrikül hacmi ve total hacimler arasında istatistiki fark belirlenmedi. Öneri: Atlarda sağ ve sol beyin hemisferlerinin volumetrik özelliklerinin benzer olduğu ve elde edilen verilerin bölge morfolojisine ve gelecekte yapılacak araştırmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Atlarda beyin hemisferlerine ait substantia grisea, alba ve ventriculus lateralis hacimlerinin Cavalieri prensibi kullanılarak hesaplanması(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Bahar, Sadullah; Dayan, M. OrhunAmaç: Yapılan bu araştırma ile atlarda beyin hemisferlerinin bazı morfometrik özelliklerinin belirlenmesi ve son zamanlarda veteriner sahada da kullanılmaya başlanan MRI/CT gö- rüntülerine ve ölçümlerine referans olması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu amaçla cinsiyet ve ırk ayrımı gözetmeksizin 5 at beyini kullanıldı. Beyin hemisferlerine ait substantia alba, substantia grisea ve lateral ventrikül hacmi hesaplamalarında Cavalieri prensibi kullanıldı. Bulgular: Araştırmada sağ ve sol hemisfere ait hesaplamaları yapılan substantia alba, substantia grisea, lateral ventrikül hacmi ve total hacimler arasında istatistiki fark belirlenmedi. Öneri: Atlarda sağ ve sol beyin hemisferlerinin volumetrik özelliklerinin benzer olduğu ve elde edilen verilerin bölge morfolojisine ve gelecekte yapılacak araştırmalara katkı sağ- layacağı düşünülmektedir.Öğe Ergin atlarda III, IV ve VI. çift kranial sinirlerin transversal kesit alanları ve myelinli akson sayıları(2013) Bolat, Durmuş; Bahar, Sadullah; Kürüm, Aytül; Gültiken, Murat ErdemEkstrinsik göz kaslarının motor uyarımını sağlayan n. oculomotorius, n. trochlearis ve n. abducensin transversal kesit alanları ve içerdiği myelinli akson sayılarının belirlenmesi amaçlandı. Çalışmada 3 dişi, 3 erkek yetişkin at kullanıldı. Doku örnekleri sinirlerin cavum subarachnoidealede seyreden bölümlerinden alındı. Parafin blokları hazırlanan dokular 4 ?m kalınlığında transversal olarak rotary mikrotom ile kesildi, Masson trikrom ile boyandı. Sinirlerin kesit alanları Cavalieri metodu ile içerdikleri myelinli akson sayıları ise parçalama yöntemi ile araştırıldı. Sağ ve sol göze ait sinirlerin kesit alanları ve içerdikleri myelinli akson sayıları arasında istatistiki bir fark gözlenmediğinden sinirlerin akson sayıları taraf ayırt etmeksizin tek bir veri olarak (median) değerlendirildi. Sinir kesitlerinin alanları n. oculomotorius, n. trochlearis ve n. abducens için sırası ile 2.647 mm2, 0.511 mm2 ve 1.092 mm2 olarak, myelinli akson sayıları ise sırası ile 13.523, 2.034 ve 4.151 adet olarak tespit edildi. Atlarda III, IV ve VI. çift kranial sinirlerin transversal kesit alanlarının ve myelinli akson sayılarının belirlendiği çalışma sonuçlarının bu alandaki bilgi birikimine katkı sağlayacağı ve gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutacağı sonucuna varıldı.Öğe Histomorphometric examination of the pineal gland in foals and adult horses(ANKARA UNIV PRESS, 2018) Bolat, Durmus; Kurum, Aytul; Bahar, Sadullah; Karahan, SiyamiThis study was conducted to evaluate the pineal glands of the foal and adult horses with histomorphometry. The pineal glands were sectioned at a thickness of 40 mu m and stained with AgNOR for stereological analyses. The weight and volume of the pineal gland as well as the number of pinealocytes were significantly higher in the adult horses (P=0.009). However, the number of pinealocytes in per volume was similar between foals and adult horses. Such data indicate that growth in the size of the gland is related to increase in the number of pinealocytes. The pinealocyte nucleus is significantly larger in adults (P=0.009). Such a size difference should be further investigated if it is due to an increase in the number of cells with increased DNA content. Melanin was distributed throughout the foal pineal gland whereas it was focally localized to connective tissue in adults. The different patterns in melanin distribution suggest that foals and adult horses may differ by means of melanin metabolism in the pineal gland.Öğe Holstein ırkı sığırlarda n. hypoglossus'un ventral köklerinin sisternal ve kanalikular bölümü üzerinde anatomik ve morfometrik bir araştıma(2007) Bahar, Sadullah; Dayan, M Orhun; Tıpırdamaz, SadettinAmaç: Holstein ırkı sığırda n. hypoglossus'un sisternal ve kanalikular bölümünün anatomik ve morfometrik özelliklerini belirlemektir. Materyal ve metot: Araştırmada mezbahaneden temin edilen erişkin 24 adet Holstein ırkı sığır başı kullanıldı. Anatomi laboratuarında tespiti gerçekleştirilen materyallerin usulüne uygun şekilde diseksiyonları yapıldı. Bulgular: Holstein ırkı sığırda n. hypoglossüs'un ventral köklerinin decussatio pyramidum düzeyinde, fissura mediana'nın 7,900,54 mm. lateral'inden, 10,361,01 mm. uzunluğundaki çizgisel hattan 46,047,29 adet sinir kökçüğü (rootlets) halinde ayrıldığı gözlendi. Sinir köklerinin 9,231,50 mm.'lik sisternal seyrinin sonunda 7,901,75 adet ventral kök demeti (bundle) oluşturduğu ve bu demetlerin de 2,290,68 noktadan dura mater'e girdiği tespit edildi. Dura mater ile sarılı bu demetlerin, 1,500,62 adet, canalis n. hypoglossi vasıtasıyla fossa condylaris ventralis'e ulaştıkları ve burada birleşerek tek bir nervus halini aldıkları gözlendi. Sonuç: Sunulan çalışma Holstein ırkı sığırlarda n. hypoglossus'un sisternal ve kanalikular bölümünün anatomik ve morfometrik özelliklerini ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktadır.Öğe Manadalarda v. lingualis ve drenaj sahası üzerinde makroanatomik araştırmalar(2004) Bahar, Sadullah; Tıpırdamaz, SadettinBu araştırma mandalarda v. lingualis ve bu damarın oluşumuna katılan venaların orijin, seyir ve drenaj sahalarını belirlemek amacıyla yapıldı. Bu amaçla mezbahadan temin edilen her iki cinsiyete ait 8 adet manda başı kullanıldı. Mandalarda v. lingualis'in, v. sublingualis'in dört dalla v. profunda linguae'ye katılması sonucu oluşan ortak kökle başlangıç aldığı belirlendi. Orijinini takiben caudoventral bir seyirle m. hyoglossus'un lateral'ine geçen venanın, bu kasın ortası düzeyinde arcus hyoideus'u alarak caudodorsal'e yöneldiği ve ine. vasorum facialium düzeyinde v. facialis'le birleştiği görüldü. V. profunda linguae'nin, v. sublingualis dışında oluşumuna katılan venalar vasıtasıyla m. hyoglossus ve m. genioglossus'un radix linguae bölümü hariç mm. linguae'yi drene ettiği, m. hyoglossus ve m. geniohyoideus'un caudal bölümü ile m. genioglossus'un radix linguae bölümü drenajının ise arcus hyoideus ve v. lingualis'e katılan dallar tarafından yapıldığı gözlendi. V. sublingualis'in cavum oris'in taban bölümünün mukozasını, mandibulae'nin pars incisiva'sını, gl. sublingualis'! ve m. geniohyoideus'un büyük bir bölümünü drene ettiği belirlendi.Öğe Mandalarda başın venöz drenajı üzerinde makroanatomik ve subgross araştırmalar(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2003-06-18) Bahar, Sadullah; Tıpırdamaz, SadettinSunulan çalışma mandalarda baş bölgesi venalannı, bu venalann drenaj sahalarını, birbirleriyle olan ilişkileri belirlemek ve diğer evcil ruminantlarla karşılaştırarak olan farklıklar ortaya koymak amacıyla yapıldı. Çalışma Konya Konet mezbahasından temin edilen 8 adet manda başına gerekli işlemler yapıldıktan sonra v. jugularis externa ve v. jugularis interna' dan renklendirilmiş latex enjekte edilerek gerçekleştirildi. V. jugularis interna'nın 6 hayvanda v. thyroidea media, v. thyroidea cranialis, esophagus ve trachea' ya ait venalar ile damarın v. occipitalis ile bağlantısını sağlayan bir anastomoz daimin katılımı ile oluştuğu, 2 hayvanda ise damarın oluşumuna katılan v. thyroidea cranialis'in v. occipitalis'e katıldığı tespit edildi. Baş bölgesinin ana toplar daman olan v. jugularis externa'nm v. linguofacialis, v. maxillaris, v. auricularis caudalis ve v. occipitalis 'in katılımıyla oluştuğu belirlendi. V. linguofacialis' in; v. facialis, v. lingualis, v. submentalis ve w. glandulares'in katılımı ile oluştuğu tespit edildi. V. facialis 'in; oluşumuna katılan w. labiales inferiores'in superficial dalı, v. profunda faciei, w. labiales superiores, v. lateralis nasi, w. dorsales nasi, v. palpebralis inferior medialis ve v. angularis oculi ile birlikte facial bölgenin venöz drenajını yapan ana toplar damar olduğu görüldü. V. lingualis'in v. sublingualis, v. lingualis profunda, w. dorsales linguea'nin yanında 3 hayvanda da v. laryngea cranialis'in katılımı ile oluştuğu belirlendi. 100 V. maxillarisln; ramus mandibulae'nin medial.' inde geniş bir alanın venöz kanını toplayan plexus pterygoideus, v. opthalmica externa ile başlangıç alan ve oluşumuna katılan diğer venalarla regio temporalis'in venöz drenajını yapan v. temporalis superfîcialis ve m. masseter'in geniş bir bölümünü drene eden v. masseterica ventralis'in katılımıyla oluştuğu görüldü. Oluşumunu takiben gl. parotis'in dorsomediaF inden beze giren vena, sözkonusu bezi drene eden w. glandulares'i de alarak v. jugularis externa'ya katıldığı tespit edildi. V. auricularis caudalis'in; v. stylomastoidea, v. auricularis lateralis, v. auricularis intermedia ve v. auricularis profunda'nın basis auricula'nın caudo ventral' inde birleşmesiyle oluştuğu ve caudoventral bir seyir izleyerek v. jugularis externa'nin dorsal duvarına açıldığı görüldü. V. occipitalis 'in fossa atlantis'de r. anastomoticus cum v. occipitali ve fossa condylaris ventralis'den gelen bir venanın birleşmesiyle oluştuğu ve ventrolateral bir seyir izleyerek v. jugularis externa'nin medial duvarına açıldığı görüldü. Sinus durae matris; dorsal ve ventral sinus sistemi olmak üzere iki sinus sisteminden oluştuğu görüldü. Dorsal sinus sisteminin sinus transversus, sinus sigmoideus, sinus sagittalis dorsalis, sinus rectus, confluens sinuum ve sinus petrosus dorsalis tarafından ve ventral sinus sisteminin ise sinus petrosus ventralis, sinus cavernosus ve sinus basilaris tarafında oluşturulduğu belirlendi. Sinus cavernosus ve sinus basilaris 'in spongioz yapıda, sinus temporalis ve sinus sigmoideus 'un kemik kanallarda, diğer sinusların ise dura mater yapraklan arasına yerleşmiş olmalarından dolayı ayrıcalıklara sahip oldukları tespit edildi. Ayrıca 7 mandada, iki sinus sigmoideus'u birbirine bağlayan ve squama occipitalis içerisinde seyreden sinus benzeri bir vena belirlendi. Sonuç olarak; mandalarda baş bölgesindeki venaların orijin, seyir ve sonlanmalanmn varyasyon gösterdiği tespit edildi. Elde edilen bulguların ruminantlarda venöz sistemle ilgili patolojik bozuklukların kesin tam ve cerrahi uygulamalarına ışık tutmasının yanısıra, adı geçen türün baş bölgesi ile ilgili mevcut anatomik bilgilere katkıda bulunacağı ve venöz sistem üzerinde yapılacak yeni araştırmalara temel oluşturacağı kanısına varıldı.Öğe Mandalarda larnx'in venöz drenajı üzerinde makroanatomik araştırmalar(2004) Bahar, Sadullah; Tıpırdamaz, SadettinBu çalışma mandalarda larynx'in venöz drenajına katılan venaların orijin , seyir ve katılım yerlerini belirlemek amacıyla yapıldı. Bu amaçla mezbahadan temin edilen her iki cinsiyete ait 8 adet manda başı kullanıldı. Mandalarda larynx'in venöz drenajının, organı rostral ve caudal'den terk eden iki grup vena tarafından yapıldığı belirlendi. Bu damarlardan v. laryngea cranialis ile w. pharyngeae ve arcus hyoideus'a katılan venalar rostral grubu oluştururken caudal grubu v. cricothyroidea ve ramus lary-ngeus caudalis'in oluşturduğu görüldü.Öğe Mandalarda V. Lingualis ve Drenaj Sahası Üzeri?nde Makroanatomi?k Araştırmalar(Selçuk Üniversitesi, 2004) Bahar, Sadullah; Tıpırdamaz, SadettinBu araştırma mandalarda v. lingualis ve bu damanın oluşumuna katılan venalanın orijin, seyir ve drenaj sahalanını be lirlemek amacıyla yapıldı. Bu amaçla mezbahadan temin edilen her iki cinsiyete ait 8 adet manda başı kullanıldı. Mandalarda v. lingualis in, v. sublingualis'in dört dalla v. profunda linguae'ye katılması sonucu oluşan ortak kökle başlangıç aldığı belirlendi. Orijinini takiben caudoventral bir seyirle m. hyoglossus'un lateraline geçen venanın, bu kasın ortası düzeyinde arcus hyoideus'u alarak caudodorsal'e yöneldiği ve inc. vasorum facialium düzeyinde v. facialis'le birleştiği görüldü. V. profunda lin guae'nin, v. sublingualis dışında oluşumuna katılan venalar vasıtasıyla m. hyoglossus ve mi genioglossus'un radix linguae bolümü hariç mm. linguae'yi drene ettiği, m. hyoglossus ve m. geniohyoideus'un caudal bölümü ile m. genioglossus'un radix linguae bölümü drenajının ise arcus hyoideus ve v. lingualis'e katılan dallar tarafından yapıldığı gözlendi. V. sublingualisin cavum oris'in taban bölümünün mukozasını, mandibulae'nin pars incisiva'sini, gl. sublingualis'i ve m. geniohyoideus'un büyük bir bölümünü drene ettiği belirlendi.Öğe The morphology of the hypoglossal dorsal root and its ganglia in Holstein cattle(JAPAN SOC VET SCI, 2006) Bahar, Sadullah; Eken, Emrullah; Sur, EmrahThis study was carried out to describe morphologically and morphometrically the hypoglossal dorsal root and its ganglia, using heads of 20 adult Holstein cattle of both sexes. The dorsal root of the hypoglossal nerve (XII) has always an evident dorsal root ganglion (DRG) including the accessory in 30% (6 of heads) or satellite ganglia in 10% (2 of heads). There were statistically significant differences between the lengths (right: 8.64 +/- 0.22 mm, left: 7.91 +/- 0.31 mm, p < 0.01) of peripheral roots of the DRG in male. Statistical significance existed in the lengths (right: 7.01 +/- 0.43, left: 8.27 +/- 0.47, p < 0.05) of the central roots of the DRG in male. Since the histological findings showed that each ganglion placed on the dorsal root of the XII had the general feature of a spinal ganglion, it can be said that the XII has the intracranial peripheral (sensory) fibers and carry directly sensory input to the brain stem. In conclusion, the present study is the first to reveal the morphology of the hypoglossal dorsal root with ganglia in Holstein cattle. KEY WORDS: accessory ganglion, cranial nerve, morphometry, sensory neuron.Öğe Morphometric investigations of fresh and fixed rabbit kidney(2011) Bolat, Durmuş; Bahar, Sadullah; Selçuk, Muhammet Lütfi; Tıpırdamaz, SadettinAmaç: Bu çalışmada formaldehit tespitinin böbrek morfo-metrisine etkisi ile böbreği oluşturan yapıların hacim ölçümlerinin ve ilgili yapıların böbrek içerisindeki hacimsel oranlarının Cavalieri prensibi kullanarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 9 adet sağlıklı erkek Yeni Zelanda beyaz tavşanına ait böbrekler kullanıldı. Taze böbreklere ait ağırlık verileri elde edildikten sonra craniocaudal uzunluk, dorsoventral ve mediolateral çap ölçümleri dijital kumpas yardımı ile yapıldı. Her bir böbreğe ait hacim ölçümleri Arşimed prensibi ile gerçekleştirildi. Bu işlemlerden sonra taze böbrekler %10 formol içeren kaplarda 15 gün süre ile tespit edildi. Tespit edilen böbrekler üzerinde taze böbreklerde yapılan ölçüm işlemleri tekrarlandı ve böbreği oluşturan yapıların (korteks, medulla ve pelvis re-nalis) hacimleri Cavalieri prensibi ile hesaplandı. Bulgular: Taze (15.80.26 mm) ve tespit edilmiş (14.80.32 mm) sağ böbreklere ait dorsoventral çap değerleri arasında istatistiki olarak önemli fark tespit edildi (p0.05). Sol ve sağ böbreğe ait rölatif organ ağırlıkları sırası ile %0.380.02 ve %0.380.01 olarak belirlendi. Formol ile tespit sonrası sol ve sağ böbrek ağırlıklarının sırası ile %7.33 ve %7.56 oranında arttığı görüldü. Tespit sonrası hacim değerlerinde ağırlık artışına paralel olarak sol böbrekte %7.13 (p0.05), sağ böbrekte ise %3.34 (p0.05) oranında artış olduğu tespit edildi. Öneri: Taze ve formol ile tespit edilmiş böbreklere ait elde edilen morfometrik verilerin gelecekte invaziv ve noninva-ziv metotların kullanıldığı böbrek hastalıkları üzerinde yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağı düşünüldü.Öğe The Segmental Morphometric Properties of the Horse Cervical Spinal Cord: A Study of Cadaver(HINDAWI PUBLISHING CORPORATION, 2013) Bahar, Sadullah; Bolat, Durmus; Selcuk, Muhammet LutfiAlthough the cervical spinal cord (CSC) of the horse has particular importance in diseases of CNS, there is very little information about its segmental morphometry. The objective of the present study was to determine the morphometric features of the CSC segments in the horse and possible relationships among the morphometric features. The segmented CSC from five mature animals was used. Length, weight, diameter, and volume measurements of the segments were performed macroscopically. Lengths and diameters of segments were measured histologically, and area and volume measurements were performed using stereological methods. The length, weight, and volume of the CSC were 61.6 +/- 3.2 cm, 107.2 +/- 10.4 g, and 95.5 +/- 8.3 cm(3), respectively. The length of the segments was increased from C-1 to C-3, while it decreased from C-3 to C-8. The gross section (GS), white matter (WM), grey matter (GM), dorsal horn (DH), and ventral horn (VH) had the largest cross-section areas at C-8. The highest volume was found for the total segment and WM at C-4, GM, DH, and VH at C-7, and the central canal (CC) at C-3. The data obtained not only contribute to the knowledge of the normal anatomy of the CSC but may also provide reference data for veterinary pathologists and clinicians.Öğe Selective gray and white matter staining of the horse spinal cord(KAFKAS UNIV, VETERINER FAKULTESI DERGISI, 2012) Bolat, Durmus; Bahar, Sadullah; Sur, Emrah; Selcuk, Muhammet L.; Tipirdamaz, SadettinThe ratio of gray and white matter is an important clinical parameter in the diagnosis of diffuse and compressive diseases of the spinal cord. Although histological methods are used to determine this parameter, there are some difficulties encountered in histological studies related to tissue size. The aim of this study was to evaluate possible modifications to overcome these difficulties. In the study, nine tissue samples taken from the C6 segment of a female Shetland pony and selected by systematic random sampling were used. The dehydration process of the spinal cord of the horse was supported by applying a vacuum. Paraffin blocks were prepared and cut into 10 pm sections to be stained separately with the different staining methods. Six different staining methods, including Modified May - Grunwald - Giemsa (MMGG), were compared and used to image entire slides. The stains, Hematoxylin & eosin (H&E), May-Grunwald-Giemsa (MGG), Masson's trichrome (MT), AgNORs, Kluver Barrera (KB) and MMGG, were evaluated macroscopically and microscopically by participants who were unaware of which staining methods had been used. The staining methods were scored from worst (1) to best (5) using a Likert scale. Vacuum application was found to reduce the difficulties related to inadequate tissue dehydration. MMGG was selected as the best staining method in differentiating gray and white matter in the spinal cord of the horse.Öğe Şinşillada (chinchilla lanigera) ossa cranii ve ossa faciei oluşturan kemikler üzerinde makroanatomik araştırmalar(2007) Bahar, Sadullah; Çevik, Aysun Demirkan; Özdemir, Vural; Türkmenoğlu, İsmailAmaç: Çalışmanın amacı şinşillada ossa cranii ve ossa faciei oluşturan kemiklerin makroanatomik özelliklerini belirlemek ve sonuçları diğer rodent ve bazı carnivorlarla karşılaştırmaktır. Materyal ve metot: Çalışma erişkin 10 adet (5 Erkek, 5 Dişi) şinşilla üzerinde gerçekleştirildi. Bilinen yöntemlerle ötenazlsi sağlanan hayvanlarda baş kemiklerini ortaya çıkarmak için maserasyon yönteminden faydalanıldı. Bulgular: Şinşilla kafatasında en belirgin özelliğin geniş bir orbita, uzun ve sivri incisiv dişler ve parietal kemiklerin gerisinde yer alan oldukça büyük bulla tympanica'lar olduğu gözlendi. Protuberantia occipitalis externa'nin belirgin bir tümsek olduğu ve crista facialis'in gelişmediği gözlendi. Ayrıca diş formülünün alt ve üst çene de 11 CO P1 M3 şeklinde olduğu tespit edildi. Sonuç: Rodentia takımının bir alt takım üyesi olan şinşilla da ossa cranii ve ossa fociei oluşturan kemiklerin makroanatomik olarak, akraba oldukları sincap ve oklu kirpi ile yakın bir benzerlik içinde olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Thoracic Duct in Cats (Felis Catus)(Ecole Nationale Veterinaire Toulouse, 2002) Eken, Emrullah; Beşoluk, Kemal; Tıpırdamaz, Saadettin; Gezici, Memduh; Bahar, SadullahTo describe the origin, course and termination of the thoracic duct in cats, eight adult healthy cats of both sexes and of different ages, were examined. Abdominal cavity was opened with a median incision under general anaesthesia. Then, Indian ink was injected into the lymph nodes of the abdominal cavity, and into the popliteal lymph nodes. After exsanguination by the conventional methods, the animals were fixed with 10% formalin. Then, the thoracic duct was investigated by dissection. In all cats the thoracic duct arising from the craniodorsal part of the Cisterna chyli as a single trunk at the level of L2 entered the thoracic cavity through the aortic hiatus of the diaphragm. In the caudal and middle mediastinurn it had a rope ladder appearance around the intercostal arteries and dorsal to the thoracic aorta. Forming a single trunk at the level of T8, it ran cranioventrally up to the level of the cranial thoracic aperture. At this level the thoracic duct joined as a single duct the left external jugular vein in six cats, and the venous angle in two cats. Between T1 and T2, the thoracic duct was divided into two parts 1 cut before e meting the venous system in one cat. During its course as a single channel the thoracic duct had a beaded appearance because of having valves. In the light of the normal anatomical position of the thoracic duct in the cat we suggest that the thoracic duct may be cannulated in its initial and terminal portions.Öğe Two- and Three-Dimensional Anatomy of Paranasal Sinuses in Arabian Foals(JAPAN SOC VET SCI, 2014) Bahar, Sadullah; Bolat, Durmus; Dayan, Mustafa Orhun; Paksoy, YahyaThe 2- and 3-dimensional (3D) anatomy and the morphometric properties of the paranasal sinuses of the foal have received little or no attention in the literature. The aim of this study was to obtain details of the paranasal sinuses using multiplane CT imaging to create 3D models and to determine morphological and morphometric data for the sinuses using the 3D models. The heads of five female foals were used in this study. The heads were scanned using computed tomography (CT) in the rostrocaudal direction. After the heads had been frozen, anatomical sections were obtained in the scan position. The 3D models of sinuses and the skull were prepared using MIMICS (R). These models were used to assess the surface area and volume of the sinuses, the width, height and orientation of the apertures connecting these sinuses and finally the planar relation of the sinuses with the skull. The right and left sides of all anatomical structures, except the sphenoid sinuses, had symmetric organization on CT images and anatomical sections. The total sinus surface area and volume on both sides were 214.4 cm(2) and 72.9 ml, respectively. The largest and the smallest sinuses were the frontal sinus (41.5 ml) and the middle conchal sinus (0.2 ml), respectively. It was found that the planes bounding the sinuses passed through easily palpable points on the head. In conclusion, 3D modeling in combination with conventional sectional imaging of the paranasal sinuses of the foal may help anatomists, radiologists, clinicians and veterinary students.