Yazar "Demir, Orhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Amatör boksörlerde nörolojik, elektroansefalografik ve vestibüler araştırma(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1989) Demir, Orhan; İlhan, NurhanBoks sporu ile uğraşanlarda gelişebilen ve kronik travmatik ansefalopati veya yumruk sarhoşluğu olarak bili nen sendrom bir çok araştırıcı tarafından incelenmiştir »An cak vestibüler sistemin incelendiğine ilişkin bir çalışmaya rastlanmadı. Vestibüler sistemin tekrarlayıcı yumruk darbe lerinin yarattığı kafa akselerasyonundan özellikle etkile nebileceği düşünülerek bu çalışma yapıldı. Rast gele alınan 47 boksör çalışmanın olgularını oluşturdu. Yaş dağılımı 15- 48 yaşlar arasında değişen boksörlerin tümü amatör olup, 18* i aktif boksu bırakmış durumdaydı. Boksörlerin tümüne klinik nörolojik muayene ve BEG incelemesi, 30 una minimal denge testleri bataryası uygulandı.Klinik nörolojik muaye nede sadece bir boksörde horizontal fiksasyonel nistagmus sap tandı. EEG incelemesinde % 38.29 oranında disritmi görül dü. Minimal denge testlerinde üst ve alt ekstiremite kont rollerinin önemli ölçüde genellikle sola sapma şeklinde ol mak üzere bozulduğu dikkati çekti. İzleyiş göz hareketleri ile OKU" YF hızları arasında görülen normaldeki yüksek kore lasyon boksörlerde azımsanmayacak ölçüde düşük bulundu. Bu bulgu izleyiş göz hareketleri ile OKU Yalarının gerçekleş tiği temel anatomofizyolojik mekanizmanın etkilendiğini dü şündürdü. Rotasyon testi ve kalortk test ile elde edilen nistagmus YP hızları kontrol grubundan elde edilenlere göre anlamlı ölçüde düşük bulundu. Bu bulgu boksörlerde vestibü- 76 ler duyarlılığın azalması olarak nitelendi ve tekrarlayan şiddetli akseleraayonlarla kronik zeminde (gürültü sağırlı ğında olduğu gibi) vestibüler reseptörlerin dejenere şansına bağlı olabileceği düşünüldü. Sağ kanal parazisinin anlamlı Ölçüde yüksek görülmesi yumruk darbelerinin daha çok soldan gelmesiyle başın sağa akselerasyonu: sonucunda sağ labiren tin, özellikle horizontal semi sirküler kanalın daha çok et kilenmesine bağlı olabileceği kanısına varıldı. Sonuç olarak klinik nörolojik muayene bulgularına yansımadığı halde bok sörlerde vestibüler bulguların çalışmada kullanılan minimal denge testleriyle saptanabileceği bu yöntemin boksörlerin sağlık kontrolünde yararlı bir yöntem olarak kullanılabile ceği düşünüldü.Öğe Blink Reflex Alterations in Chronic Renal Failure(AVES, 2012) Kozak, Hasan Huseyin; Demir, Orhan; Guney, FigenObjective: The purpose of this study was to investigate the effects of hemodialysis and peritoneal dialysis on the peripheral and central nervous system in patients with uremia associated with chronic renal failure. Method: In this study, 35 hemodialysis and 35 peritoneal dialysis patients were compared with 70 healthy controls by working in blink reflex after assessment of peripheral neuropathy by neurological examination and performing EMG. Results: Ipsilateral R2 (R2i) and contralateral R2 (R2c) response latencies were found to be significantly prolonged in patients with chronic renal failure compared to those of controls. Also, latencies of R2 responses in hemodialysis patients, in whom polyneuropathy was detected, were significantly longer than those of the peritoneal dialysis patients, while latencies of R1 responses were unaffected. Conclusion: For extraaxial lesions, R2 is less sensitive than R1, but in intraaxial lesions abnormality of R2 is as frequent as short latency responses, the R2 being more complex and spreads to the caudal medulla. Hence, in chronic renal failure patients sparing of the R1 and prolongation of the R2 indicates a subclinical intraaxial involvement. There was no significant difference in R1, R2i and R2c values between peritonal dialysis patients with polyneuropathy and controls. R1 values in hemodialysis patients with polyneuropathy were found to be within normal range while R2i and R2c values were significantly prolonged when compared to controls; suggesting that intraaxial subclinical involvement is more frequently seen in hemodialysis patients. (Archives of Neuropsychiatry 2012; 49: 102-107)Öğe Blink reflex alterations in diabetic patients with or without polyneuropathy(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2008) Guney, Figen; Demir, Orhan; Gonen, Mustafa SaitThe main aim of this study is to evaluate the role of blink reflex for early diagnosis of cranial neuropathy in diabetic patients with or without polneuropathy. Ninety-five diabetic patients were included in the present study for the evaluation of blink reflex. The diabetic patients were divided into two groups according to having diabetic neuropathy or not. Both R1, R2i and R2c latencies in all diabetic patients with or without polyneuropathy were prolonged relative to controls and the differences were statistically significant (p < .001). R1 latencies in diabetic patients with polyneuropathy were prolonged relative to diabetic patients without polyneuropathy and the differences were statistically significant (p < .001). These findings presumably reflect that facial nerve is severly involved in diabetic polyneuropathy. Finally blink reflex is of value in detection of clinically silent intraaxial brainstem functional abnormalities or extraaxial lesions in diabetic patients before peripheral neuropathy.Öğe Kronik Böbrek Yetmezliğinde Göz Kırpma Refleksi Değişiklikleri(Turkish Neuropsychiatric Society, 2012) Kozak, Hasan Hüseyin; Demir, Orhan; Güney, FigenObjective: The purpose of this study was to investigate the effects of hemodialysis and peritoneal dialysis on the peripheral and central nervous system in patients with uremia associated with chronic renal failure. Method: In this study, 35 hemodialysis and 35 peritoneal dialysis patients were compared with 70 healthy controls by working in blink reflex after assessment of peripheral neuropathy by neurological examination and performing EMG. Results: Ipsilateral R2 (R2i) and contralateral R2 (R2c) response latencies were found to be significantly prolonged in patients with chronic renal failure compared to those of controls. Also, latencies of R2 responses in hemodialysis patients, in whom polyneuropathy was detected, were significantly longer than those of the peritoneal dialysis patients, while latencies of R1 responses were unaffected. Conclusion: For extraaxial lesions, R2 is less sensitive than R1, but in intraaxial lesions abnormality of R2 is as frequent as short latency responses, the R2 being more complex and spreads to the caudal medulla. Hence, in chronic renal failure patients sparing of the R1 and prolongation of the R2 indicates a subclinical intraaxial involvement. There was no significant difference in R1, R2i and R2c values between peritonal dialysis patients with polyneuropathy and controls. R1 values in hemodialysis patients with polyneuropathy were found to be within normal range while R2i and R2c values were significantly prolonged when compared to controls; suggesting that intraaxial subclinical involvement is more frequently seen in hemodialysis patients.Öğe Kronik böbrek yetmezliğinde göz kırpma refleksi değişiklikleri(2012) Kozak, Hasan Hüseyin; Demir, Orhan; Güney, FigenAmaç: Bu çalışmada kronik böbrek yetmezliğine (KBY) bağlı üremili hastalarda hemodiyaliz ve periton diyalizinin periferik ve santral sinir sistemi üzerine olan etkilerininin araştırılması amaçlandı. Yöntem: Otuzbeş hemodiyaliz, 35 periton diyalizi hastası; KBY, hemodiyaliz ve periton diyalizinin periferik ve santral sinir sistemi üzerine etkilerinin araştırılması amacıyla periferik nöropati yönünden nörolojik muayene ve EMG ile değerlendirildikten sonra göz kırpma refleksi (GKR) çalışılarak 70 kişiden oluşan sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Bulgular: Kronik böbrek yetmezliği olan olgular kontrol grubu ile karşılaştırıldığında ipsilateral R2 (R2i) ve kontralateral R2 (R2k) yanıt latanslarında anlamlı derecede uzama bulunmuştur. Ayrıca, polinöropati tespit edilen hemodiyaliz hastalarında R2 yanıt latansları, polinöropati tespit edilen periton diyalizi hastalarına göre anlamlı derecede uzun bulunmuştur. R1 yanıt latansları etkilenmemiştir. Sonuç: Ekstra-aksiyal lezyonlarda R2, R1’e göre daha az duyarlıdır, fakat intra-aksiyal lezyonlarda R2 anormalliği kısa latanslı cevaplar kadar sıktır. R2 daha komplekstir ve medullanın kaudaline kadar yayılır. Dolayısıyla KBY olan tüm hastalarda R1’in korunmuş olup R2’lerin uzamış bulunması KBY’de subklinik düzeyde ekstra-aksiyal etkilenmeden çok, intra-aksiyal etkilenmenin olduğunu gösterir. Periton diyalizine giren polinöropatisi olan hastalar kontrol grubu ile karşılaştırıldığında R1, R2i, R2k değerleri açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Hemodiyalize giren polinöropatisi olan hastalar kontrol grubu ile karşılaştırıldığında R1 değerleri korunmuş, buna karşın R2i, R2k değerlerinde anlamlı uzama bulunmuştur. Bu da hemodiyalize giren hastalarda intra-aksiyal subklinik etkilenmenin periton diyalizine göre daha yüksek oranda olduğunu gösterir. (Nöropsikiyatri Ar?ivi 2012; 49: 102-107) Çıkar çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.Öğe Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalıklılarda Beyin Sapı İşitsel Uyarılmış Potansiyelleri(2000) Genç, Bülent Oğuz; Yaşar, Savaş; Genç, Emine; Demir, Orhan; Süerdem, MecitAmaç: Kronik obstrüktif akciğer hastalığında (KOAH) periferik sinir liflerinin etkilenebildiği bilinmektedir. Benzer şekilde santral işitsel yollarda etkilenmenin olup olmadığı araştırıldı. Yöntem: KOAH'ı bulunan 43 hastada (yaş ort.62.55 7.51) beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyelleri (BAEP) kaydedildi. Bulgular: Periferik iletim zamanını gösteren I. dalga pik latanslarında kontrol grubuna göre anlamlı uzama olduğu görüldü, santral iletim zamanına ilişkin parametreler ise normal kontrol grubunda farklı bulunmadı. Sonuç: Bulgularımız kronik hipokside periferik sinirlerde gözlenen etkilenmenin santral sinir sistemine uzanmadığını düşündürmüştür.Öğe Kundura imalat işçilerinde n-heksan- toluen nöropatisi(1995) Demir, Orhan; Demireli, OrhanÖzet: Toluen ve N-heksan, kundura imalatında yapıştırıcı olarak yaygın kullanılan solvenllerdir. Her iki madde birlikte sinerjisi etki gösterir. Solunum yolu ile bu maddelere maruz kalan kişilerde nöropati oluştuğu bazı araştırıcılar tarafından bildirilmiştir. Bu çalışmada kundura imalatında sayacı olarak 3-30 yıl süre ile havalandırması kötü atölyelerde çalışan 56 işçide klinik ve subklinik Polinöropati(PNP) araştırılmıştır. Hiç birisinde klinik düzeyde PNP tespit edilemeyen bu işçilerin sinir iletim hızları kontrol grubu ile istatistiksel olarak karşılaştırıldığında duysal iletim hızlarında azalma ve amplitüdlerinde düşme, motor distal latanslarında uzama görülmüştür(p0.001). Ancak motor iletimlerde istatistiksel olarak bir azalma gözlenmemiştir (p0.05). Nöropati oluşmasının maruziyet süresi ile direkt ilişkisi bulunmamıştır (p0.05). Bu çalışma N-heksan ve toluen'e solunum yoluyla maruz kalan kişilerde subklinik düzeyde periferik nöropati oluştuğunu göstermiştir. Bu kişilerin havalandırması iyi olan ortamlarda çalışması için önlem alınması koruyucu halk sağlığı yönünden önem kazanmaktadır.Öğe Migren ve Helikobakter Pilori İlişkisi(2005) Polat, Hakkı; Demir, Orhan; Güney, İbrahim; Koçak, SedatAmaç: Helikobakter pilori (Hp) sıklıkla gastrit ve peptik ülser nedeni olmakla birlikte çeşitli hastalıklarla ilişkisi tartışılan bir mikroorganizmadır. Son zamanlarda migren ile Hp arasında ilişki olduğuna dair çeşitli yayınlar vardır. Bu çalışmada migren ile Hp birlikteliğinin anlamlı olup olmadığı araştırıldı. Yöntem: Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniği tarafından migren tanısı ile takip edilen 23 hasta ile kontrol grubu olarak gastroenteroloji kliniğine dispeptik şikayetlerle müracaat eden ve endoskopi planlanan 24 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışma ve kontrol grubunda, hem endoskopik biyopsi materyallerinde histolojik olarak, hem de hızlı üreaz testi (CLO test) ile Hp varlığı araştırıldı. Sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışma grubunda 19 hastada Hp () [% 82.6], 4 hastada Hp (-) [% 17.4] bulundu. Kontrol grubunda 6 hastada Hp () [% 25], 18 hastada Hp (-) [% 75] bulundu. Cinsiyet ve yaş farkı yoktu. Sonuç: Migrenli hastalarda Hp ()’liği kontrol grubuna göre anlamlı şekilde yüksek bulundu. Bu sonuç migren etyolojisinde Hp’nin rolünün daha geniş popülasyonlarda ve daha ileri yöntemlerle araştırılması gerektiğini ortaya koymuştur.Öğe Perfusion-weighted cranial MR imaging findings in a patient with hemophagocytic lymphohistiocytosis(MASSON EDITEUR, 2013) Tokgoz, Serhat; Paksoy, Yahya; Tokgoz, Huseyin; Demir, Orhan; Mutluer, Muzaffer[Abstract not Available]Öğe Reflection of cerebral serotonin activity on visual evoked potential in patients with migraine(2001) Sandıkçı, Yüksel; Demir, Orhan; Akpınar, ZehraIn spite of many studies migraine pathogenesis is not throughly elucidated yet. There are studies concerning electrophysiological of changes in neurotransmitter levels. Considering the possibility that serotonin activity might have electrophysiological reflection as dopamine, sumatriptan succinate, a serotonin agonist, was injected subcutaneously during migraine attacks. In this study; VEP(Visual Evoked Potentials) was recorded 120, 180 and 240 minutes after sumatriptan injection. VEP amplitudes on these times were found to be higher than those recorded before the injections (p<0,01).Öğe Somatosensory Spinal Cord Evoked Potentials in the Evaluation of the Effect of Dexamethasone in Experimental Spinal Cord Injury(SPRINGER, 1998) Güney, Önder; Acar, Osman; Demir, Orhan; Üstün, M. Erkan; Kocaoğullar, YalçınWe studied the effects of high-dose dexamethasone on amplitude and latency values of spinal cord evoked potentials. Thirty-three rabbits were divided into three equal groups. The first group served as the control group, the others received high-dose (2.5 mg/kg) dexamenthasone, the second group I hour prior to and the third group immediately after the induction of a spinal cord trauma in segment T12. The spinal cord evoked potentials were recorded epidurally from T12 segment 5 min before and 5, 30, 60, 90, 120 and 150 min after trauma. Pretreatment with dexamethasone (group II) prevented the latency delay, and later treatment with dexemethasone (group III) prevented the latency delay partially. Our results suggest that when dexamethasone is given prophylactially it prevents latency alteration, while treatment with dexamethasone after lesioning prevents latency alteration partially. From our results we conclude that pretreatment with dexamethasone may involve different mechanisms than were activated in the posttreatment group.