Yazar "Erganiş, Osman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 64
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antibacterial Activities of MDPB and Fluoride in Dentin Bonding Agents(Int Amer Assoc Dental Researchi a D R/a a D R, 2002) Özer, F.; Karahara, S.; Erganiş, Osman; Hadimli, Hasan Hüseyin[Abstract not Available]Öğe Bakteriyel Endokardit Profilaksisinde Klaritromisin ve Klindamisin Etkinliğinin Karşılaştırılması(1998) Mutlu, Murat Necip; Uçkan, İbrahim Sina; Erganiş, OsmanAmaç: Preoperatif tek doz verilen, klaritromisin ve klindamisinin serum seviyelerinin karşılaştırılması ve klaritromisinin bakteriyel endokardit profilaksisinde kullanılabilirliğinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Materyal ve Metod: Klindamisin ve Klaritromisin verilen 64 hastada, sekizerli olmak üzere 4 grup halinde 0.5, 1, 1.5, 2. 'inci saatlerde antekubital venden 3 mL kan örnekleri alındı. Alınan örneklerdeki antibiyotik, çukur ağar tekniği île Bacto Penassay Seed Ağar üzerine yayılmış S. lutea ATCC 9341 susuna karşı oluşturdukları inhibisyon zonları ölçüldü. Bulgular ve Sonuç: Çalışmada klindamisinin ve klaritromisinin serum konsantrasyonları Minimum Antibiyotik Konsantrasyonu (MAK) değerlerinin üzerinde bulunmuştur. Ancak klaritromisinde bu değerler daha fazladır. Bu çalışma endokardit profilaksisinde klaritromisin ve klindamisinin alternatif bir antibiyotik olabileceğini göstermiştir.Öğe Balıklarda aşılama teknikleri(2007) Kav, Kürşat; Erganiş, OsmanSon yıllarda, kültür balıkçılığında çeşitli bakteriye! ve viral hastalıklara karşı aşıların kullanımı giderek artmaktadır. Yaygın olarak kullanılan enjeksiyon ve/veya immersiyon (daldırma) aşılar, etkeninin formaldehit ile inaktive edilmesi sonucu elde edilen bakterin aşısından hazırlanmaktadır. Aşılar, özellikle iç sularda ve denizlerde kültürü yapılan balıklarda problem olan bakteriyel (Vibrio spp. Aeromonas spp, Yersinia spp, Pasteureila spp, Streptococcus spp.) ve viral enfeksiyonlara (Viral Hemorajik Septisemi (VHS), Infeksiyöz Hematopoetik Nekrozis (IHN), İnfeksiyöz Pankreatik Nekrozis (IPN), vs) karşı mücadelede etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu derlemede kültür balıkçılığında problem olan enfeksiyonlara karşı geliştirilen aşılama yöntemleri ile bağışıklık mekanizmaları sunulmuştur.Öğe Bi?r Güverci?nde Tüberküloz Olgusu(Selçuk Üniversitesi, 1986 Ocak) Sezen, İ. Yavuz; Erer, Hüdaverdi; Erganiş, OsmanIn dieser Arbeit wurde in einer Leber einer Taube festgestellten Tuberkulose makroskopisch, mikroskopisch und bakteriologisch untersucht.Öğe Buzağılarda Eksperi?mental Kolibasilloz'un Esha Calvasid 60, Esha Calvasid ve Cholostral Suplement ile Tedavisi Üzerinde Araştırmalar(Selçuk Üniversitesi, 1987 Ocak) Aslan, Yeysi; Sezen, Yavuz; Erganiş, Osman; Tiftik, Ali Muhtar; Kaya, OsmanTwelve calves about one week old, were used in this study. Milk replacer was given with special bucket. Before inoculating E. coli strains, the calves were examined clinically and pocket cell volume (PCV), total leucocyt number, serum urea, Na, K, inorganic P and total protein were determined in blood samples. All of these blood parameters were found in normal values. Each calves was given orally 40 ml. enterotoxigenic (10-bacterins/ ml.) and 2 ml. invasion (10 bacterins/ml.) E. coli strain for occuring experimental colibasillosis. All calves were examined clinically and their blood samples were taken for determining blood parameters at 1st, 12th, 36th hour of infection. At 12th hour of infection clinical signs were observed. They were fever, lock of appetite, mild diarrhoea and increased pulse and respiratory rate. At 36th hour these clinical findings were became severe. At the same time PCV, total leucocyt, serum urea levels were increased and Na level was decreased significantly. However, the total protein, K and P values were not affected. After the observation of these sing the calves were divided into three groups: The control, Esha Calvasid Superasid and Cholostral Suplement groups. The calves in control group were given 150g/1 water Esha calvasid 60, the calves in other treatment group were given 125g/1 water Esha calvasid superasid and the third group was fed 50 ml. cholostral suplement/1 milk. Only one calf in control group died and other calves in control group were treated with cholostral suplement. The calves in both treatment group were returned to their normal health.Öğe Buzağılarda Salmonella Dublin Enfeksiyonu ve Otojen Aşı Uygulaması ile Kontrolü(Selçuk Üniversitesi, 2011) Hadimli, Hasan Hüseyin; Sayın, Zafer; Erganiş, OsmanAmaç: Bu çalışmada, bir süt ineği işletmesinde buzağılarda Salmonella enterica subsp. enterica serovar Dublin (S Dub- lin) enfeksiyonunun mikrobiyolojik ve serolojik teşhisi ve izole edilen sustan hazırlanan otojen S. Dublin aşısı ile en- feksiyonun kontrolünün araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Ölen ve ishalli buzağıların iç organ ve dışla örneklerinden salmonella izolasyonu için mikrobiyo- lojik yoklamalar yapıldı. Farklı yaş gruplarındaki hayvan- lardan 447 serum örneği serolojik olarak test edildi. Saha suşundan otojen S. Dublin bakterin aşısı hazırlandı. İşlet medeki buzağılara ve süt ineklerine 6 ay aralıkla 2 yıl sü reyle ap uygulandı. Aşı uygulamalarından 1.5-2 ay sonra 4 kez 20'ser hayvandan kan ve dışkı örnekleri alındı Serolojik yoklamalar Lam (LAT) ve Serum Aglutinasyon (SAT) testleri ile gerçekleştirildi. Bulgular: Buzağılardan izole edilen suşlar & Dublin (1. 9, 12 g p) olarak identifiye edildi. S. Dublin Lam Aglütinas- yon antijeni ile 447 kan örneğinden 92'si serolojik olarak pozitif bulundu. Aşı uygulamasından sonra alınan kan ör neklerinde LAT ve SAT testleri ile karşı yüksek titrede an- tikorlar belirlendi. Işletmede, ilk aşı uygulamasından sonra Salmonella enfeksiyonu ile ilgili herhangi bir problem ve ölüm bildirilmedi. Öneri: Buzağlarda salmonella enfeksiyonunun kontrol altı na alınmasında otojen S Dublin aşısının yardımcı olabildiği gösterildi.Öğe Buzağılarda salmonella dublin enfeksiyonu ve otojen aşı uygulaması ile kontrolü(2011) Hadimli, Hasan Hüseyin; Sayın, Zafer; Erganiş, OsmanHadimli HH, Sayin Z, Erganiş O.Buzağılarda Salmonella Dublin enfeksiyonu ve otojen aşı uygulaması ile kontrolü. Eurasian J Vet Sci, 2011, 27, 2, 93-98 Amaç: Bu çalışmada, bir süt ineği işletmesinde buzağılarda Salmonella enterica subsp. enterica serovar Dublin (S. Dublin) enfeksiyonunun mikrobiyolojik ve serolojik teşhisi ve izole edilen suştan hazırlanan otojen S. Dublin aşısı ile enfeksiyonun kontrolünün araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Ölen ve ishalli buzağıların iç organ ve dışkı örneklerinden salmonella izolasyonu için mikrobiyolojik yoklamalar yapıldı. Farklı yaş gruplarındaki hayvanlardan 447 serum örneği serolojik olarak test edildi. Saha suşundan otojen S. Dublin bakterin aşısı hazırlandı. İşletmedeki buzağılara ve süt ineklerine 6 ay aralıkla 2 yıl süreyle aşı uygulandı. Aşı uygulamalarından 1.5-2 ay sonra 4 kez 20’şer hayvandan kan ve dışkı örnekleri alındı. Serolojik yoklamalar Lam (LAT) ve Serum Aglütinasyon (SAT) testleri ile gerçekleştirildi. Bulgular: Buzağılardan izole edilen suşlar S. Dublin (1, 9, 12: g, p: -) olarak identifiye edildi. S. Dublin Lam Aglütinasyon antijeni ile 447 kan örneğinden 92’si serolojik olarak pozitif bulundu. Aşı uygulamasından sonra alınan kan örneklerinde LAT ve SAT testleri ile karşı yüksek titrede antikorlar belirlendi. İşletmede, ilk aşı uygulamasından sonra Salmonella enfeksiyonu ile ilgili herhangi bir problem ve ölüm bildirilmedi. Öneri: Buzağılarda salmonella enfeksiyonunun kontrol altına alınmasında otojen S. Dublin aşısının yardımcı olabildiği gösterildi.Öğe A Comparative Study on Detection of Ornithobacterium Rhinotracheale Antibodies in Meat-type Turkeys by Dot Immunobinding Assay, Rapid Agglutination Test and Serum Agglutination Test(Carfax Publishing, 2002) Erganiş, Osman; Hadimli, Hasan Hüseyin; Kav, K.; Çorlu, M.; Öztürk, D.The objectives of the present study were to develop a dot-immunobinding assay (DIA) and a serum agglutination test (SAT) for detection of Ornithobacterium rhinotracheale, to compare the rapid agglutination test (RAT) and the SAT, and to make a serosurvey of O. rhinotracheale exposure on turkey farms in Turkey. Antiserum against O. rhinotracheale bacterin was prepared in rabbits and 72 serum samples were collected from turkeys with respiratory signs on four farms. Comparison of the tests showed that 55.5, 48.6 and 40.3% of serum samples were positive by RAT, SAT and DIA, respectively. The sensitivity of the DIA appeared to be lower than that of the agglutination tests but the specificity is not known.Öğe Comparison of Antibacterial Activity of Two Dentin Bonding Systems Using Agar Well Technique and Tooth Cavity Model(Elsevier Sci Ltd, 2003) Özer, F.; Karakaya, S.; Ünlü, Nimet; Erganiş, Osman; Kav, K.; Imazato, S.Objective. This study compared the antibacterial activities of two dentin bonding systems (ABF, Kuraray and Reactmer Bond, Shofu) by a conventional agar well technique and a newly designed in vitro test using tooth model. Methods. In the agar well technique, the test materials were filled in the welts of Muller Hinton agar plates inoculated with Streptococcus mutans NCTC10449, and the diameters of inhibition zones produced around the materials were measured after 24 h of incubation. For the tooth model test, three cavities (diameter 1 mm, depth 2 mm) were prepared in the flat occlusal dentin of human extracted molar. After sterilization, the teeth were left in broth culture of 1.56 x 10(8) CFU/ml of S. mutans at 37 degreesC for 72 h for allowing bacteria to invade the cavity. The dentin bonding systems were applied separately to each of the two infected cavities, and the third cavity was left unapplied for control. After seating the occlusat surfaces, the teeth were kept in physiologic saline solution at 37 degreesC for 72 h. The standardized amounts of dentin chips (120 +/- 5 mg) were obtained from the cavity walls and the number of bacteria recovered was determined. The results were analyzed by One Way ANOVA, Kruskal Wallis and Mann-Whitney's U tests. Results. The primer of ABF and Reactmer Bond produced inhibition zones with similar sizes (p > 0.05), but the bonding resin of ABF did not produce any inhibition. When tested by the mode( cavity method, the application of ABF resulted in significantly less bacterial. recovery than Reactmer Bond (p < 0.05), demonstrating substantial antibacterial effects. Conclusions. The tooth model method used in this study was effective for evaluating the substantial, antibacterial effects of dentin bonding agents, and the experimental dentin bonding system ABF was demonstrated to be able to inactivate the bacteria in the cavity effectively in comparison with little antibacterial activity shown by Reactmer Bond.Öğe Effcacy of experimental inactivated and live Rhodococcus equi vaccines for thoroughbred Arabian mares in mice(2015) Erganiş, Osman; Hadimli, Hasan Hüseyin; Sayın, Zafer; Sakmanoğlu, Aslı; Pınarkara, Yasemin; Özdemir, ÖzgürThe aim of this study was to determine the effcacy of inactive Rhodococcus equi vaccine candidates included that bacterinaluminum hydroxide (Al(OH)3), bacterinVapA(Al(OH)3), bacterinMontanide IMS 3012 (IMS), bacterinVapAIMS, and live vaccine using mice as a model. Te efcacy of vaccine was evaluated according to clinical fndings, humoral and cellular immunity (levels of INF-g and IL-4), and results of microbiological culture from internal organs in dead or sacrifced mice. Inactive R. equi vaccines were subcutaneously administered to mice three times at 15-day intervals and live vaccine was intraperitoneally injected once. Fifeen days afer the last vaccination, aerosol challenges were carried out with the pathogenic R. equi VapAK2002 strain in all groups. Two mice were sacrifced from each challenge groups on days 1, 3, 5, and 7. The antibody titers of vaccinated mice were found to be signifcantly higher than those of the controls. The largest number of INF-g positive samples were detected in the bacterinVapAIMS and bacterinIMS groups. IL-4 positivity was determined only in live vaccine groups. The lowest reisolation rate of R. equi from internal organs was observed in the bacterinVapAIMS group. It was concluded that R. equi vaccines, and especially bacterinVapAIMS, are useful to protect mice against R. equi infection.Öğe Evaluation of Humoral Immunity of Broilers During Chronic Aflatoxin (50 and 100 Ppb) and Clinoptilolite Exposure(Ecole Nationale Veterinaire Toulouse, 2003) Oğuz, H.; Hadimli, Hasan Hüseyin; Kurtoğlu, Varol; Erganiş, OsmanIn this study, total aflatoxin, (AF) and a natural zeolite (clinoptilolite; CLI) were added to the broiler feed and development of humoral immunity against Infectious Bronchitis (IB) and Newcastle Disease (ND) was evaluated. A total of 576 1-d-old Ross broiler chicks (96 per each) were housed in six treatment groups [Control, CLI,(15 g/kg diet), 50 ppb AF, 50 ppb,AF plus CLI, 100 ppb AF, 100 ppb AF plus CLI] and fed for 42 days. Compared to controls, the antibody titres of IB were determined significantly lower (p < 0.05) in 50 and 100 ppb AF fed chicks from 20 to 42 days of age. The ND titres were also significantly lower (p < 0.05) in 100 ppb AF fed chicks, while no significant differences were seen in 50 ppb AF group compared to controls (p > 0.05). The addition of CLI to the AF-containing diets (50 and 100 ppb) significantly ameliorated (p < 0.05) the adverse effect of AF on humoral immunity. The single addition of CLI to the AF-free diet had no adverse effects in chicks, except the IB titres on 42nd day.Öğe Evaluation of Three Different Vaccination Regimes Against Newcastle Disease in Central Anatolia(Scientific Technical Research Council Turkey, 2003) Erganiş, Osman; Uçan, Uçkun SaitA change in the vaccination strategy used in the Central Anatolia region of Turkey to combat the effects of infections with endemic virulent Newcastle disease virus (NDV) in maternally immune birds is described in this retrospective work. A novel vaccination schedule was applied to approximately 2,230,000 chickens from different breeds. The alterations were based on the use of an inactivated NDV + infectious bursal disease virus (IBDV) and the application of aerosol vaccines with different timings compared to traditional programmes. 7 In a district in which Newcastle disease (ND) epidemics had been occurring, a satisfactory humoral protection (mHI titre >log 2(7)) was achieved in birds up to 9-11 weeks of age by the early administration of inactivated NDV + IBDV vaccine. It is suggested that inactivated NDV + IBDV vaccination at I week of age be recommended as an alternative procedure to prevent both ND and infectious bursal disease (IBD), although the data presented here on immunity to IBD was essentially restricted to clinical observations.Öğe Fare ve koyunlarda ginseng katılmış inaktif salmonella tyhimurium aşılarının etkinliği(2007) Hadimli, H. Hüseyin; Erganiş, Osman; Sayın, Zafer; Yıldırım, BilgehanBu çalışmada, mineral oil (MO), mineral oil ginseng (MOG), alüminyum hidroksit (AH) ve alüminyum hidroksit ginseng (AHG) ile adjuvantlanmış inaktif Salmonella Typhimurium aşılarının koyun ve farelerde etkinliğini belirlenmesi amaçlandı. İnaktif S. Typhimıyium aşıları, koyunlara 3 hafta aralıklarla 2 kez deri altı veya kas içi yolla uygulandı. Kan örnekleri aşılamadan sonraki 3., 5. ve 9. haftalarda toplandı. Koyunların serum örneklerinde S. Typhimurium'a karşı oluşan antikor titreleri modifiye Enzyme Linked Immunosorbent Assay (ELISA) ile belirlendi, inaktif S. Typhimurium aşıları, farelere 2 hafta aralıklarla 2 kez deri altı veya kas içi yolla uygulandı. Farelerde antikor ölçümü mikro Serum Aglütinasyon Testi (mSAT) ile yapıldı. Kontrollere göre aşılanmış fare ve koyunların se-rumlarındaki antikor titreleri belirgin olarak yüksek bulundu. Aşılanmış ve çelınç yapılmış farelerde ölüm ve morbitide gözlenmedi. Ayrıca, klasik adjuvantlar ile ginseng arasındaki etkileşimler değerlendirildi. Sonuç olarak, lokal suş-larından hazırlanan inaktif S. Typhimurium aşıları, S. Typhimurium enfeksiyonlarından korunmada faydalı olabileceği kanaatine varıldı.Öğe Farelerde ve koyunlarda inaktif Corynebacterium pseudotuberculosis aşısının kazeöz lenfadenitise karşı etkinliği(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Erganiş, Osman; Hadimli, H. Hüseyin; Kav, Kürşat; Sakmanoğlu, Aslı; Sayın, Zafer; Pınarkara, YaseminAmaç: Bu çalışmada, Kazeöz Lenfadenitis’e (KLA) karşı hazırlanan Corynebacterium pseudotuberculosis aşısının etkinliğini fare ve koyunlarda belirlemek amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Üç farklı kombinasyonda (PLD, bakterin ve kombine) C. pseudotuberculosis aşıları hazırlandı. Aşılar, farelere 3 hafta aralıkla 2 kez deri altı yolla (0.1 mL) uygulandı. Farelere aşılamadan 15 gün sonra, çelınç olarak patojenitesi LD50’si belirlenen C. pseudotuberculosis suşu ve PLD deri altı yolla verildi. Fareler 20 gün boyunca ölüm ve hastalık yönünden gözlendi. Ölen hayvanların nekropsisi yapıldı ve iç organları mikrobiyolojik yönden incelendi. Koyunlar, ticari ve kombine aşılar ile deri altı yolla (1 mL) 3 hafta aralıkla 2 kez aşılandı. Aşılama öncesi ve 45-60 gün aralıklarla 20 haftaya kadar kan örnekleri alındı. Ayrı- ca apse oluşumu yönünden lenf düğümleri makroskobik olarak muayene edildi. Koyun ve fare kanlarında C. pseudotuberculosis’e karşı oluşan antikor titreleri modifiye ELISA ile belirlendi. Bulgular: Kontrollere göre aşılanmış fare serumlarındaki antikor titreleri belirgin olarak yüksek bulundu. Çelınç denemelerinde PLD verilen, PLD ve kombine aşıları ile aşılanan farelerde hastalık ve ölüm gözlenmedi. Canlı bakteri verilen bakterin, kombine aşıları ile aşılanan farelerde kontrol gruplarına göre daha az olarak hastalık ve ölüm tespit edildi (P<0.05). Koyunlarda kontrollere göre antikor titreleri daha yüksek bulunurken apse olu- şumu daha düşük olarak belirlendi (P<0.05). Öneri: C. pseudotuberculosis kombine aşısının koyunları KLA enfeksiyonundan korunmasında yararlı olduğu kanaatine varıldı.Öğe Farelerde ve koyunlarda inaktif Corynebacterium pseudotuberculosis aşısının kazeöz lenfadenitise karşı etkinliği(2014) Erganiş, Osman; Hadimli, H. Hüseyin; Kav, Kürşat; Sakmanoğlu, Aslı; Sayın, Zafer; Pınarkara, YaseminAmaç: Bu çalışmada, Kazeöz Lenfadenitis'e (KLA) karşı hazırlanan Corynebacterium pseudotuberculosis aşısının etkinliğini fare ve koyunlarda belirlemek amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Üç farklı kombinasyonda (PLD, bakterin ve kombine) C. pseudotuberculosis aşıları hazırlandı. Aşılar, farelere 3 hafta aralıkla 2 kez deri altı yolla (0.1 mL) uygulandı. Farelere aşılamadan 15 gün sonra, çelınç olarak patojenitesi LD50'si belirlenen C. pseudotuberculosis suşu ve PLD deri altı yolla verildi. Fareler 20 gün boyunca ölüm ve hastalık yönünden gözlendi. Ölen hayvanların nekropsisi yapıldı ve iç organları mikrobiyolojik yönden incelendi. Koyunlar, ticari ve kombine aşılar ile deri altı yolla (1 mL) 3 hafta aralıkla 2 kez aşılandı. Aşılama öncesi ve 45-60 gün aralıklarla 20 haftaya kadar kan örnekleri alındı. Ayrıca apse oluşumu yönünden lenf düğümleri makroskobik olarak muayene edildi. Koyun ve fare kanlarında C. pseudotuberculosis'e karşı oluşan antikor titreleri modifiye ELISA ile belirlendi. Bulgular: Kontrollere göre aşılanmış fare serumlarındaki antikor titreleri belirgin olarak yüksek bulundu. Çelınç denemelerinde PLD verilen, PLD ve kombine aşıları ile aşılanan farelerde hastalık ve ölüm gözlenmedi. Canlı bakteri verilen bakterin, kombine aşıları ile aşılanan farelerde kontrol gruplarına göre daha az olarak hastalık ve ölüm tespit edildi (P0.05). Koyunlarda kontrollere göre antikor titreleri daha yüksek bulunurken apse oluşumu daha düşük olarak belirlendi (P0.05). Öneri: C. pseudotuberculosis kombine aşısının koyunları KLA enfeksiyonundan korunmasında yararlı olduğu kanaatine varıldı.Öğe Farklı Düzeylerde Askorbik Asit İhtiva Eden Rasyonların Yumurta Tavuklarında Verim ve İmmünite Üzerine Etkileri(SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY-TUBITAK, 1998) Coşkun, Behiç; İnal, Fatma; Erganiş, Osman; Kuyucuoğlu, Yahya; Ok, Ümran; Çelik, İlhami; Tiftik, Ali Muhtar: This research was carried out in two experiments. In first experiment, three different levels of vitamin C (0, 50 and 100 mg/kg feed) were added the diets based on corn, and the effects of the diets on egg yields, blood vitamin levels, T-lymphocyte percentage, plasma cell count in spleen and antibody titers against the vaccine of Newcastle disease were investigated for one year. Total of 648 laying hens were used in this experiment. The group fed the diet added 50 mg/kg vitamin C, produced less egg and fed more feed for one kg egg than other groups. There were no obvious differences among groups at the antibody titers, the ratio of T-lymphocyte and blood vitamin C levels. In the second experiment twentyfour chiks for each group were supplied by hatching eggs from the hens used in experiment I in order to investigate maternal immunity. Antibody titers were determined at day 2, 7 and 10. At same day, for histologic investigation, blood and some lenfoid tissue samples from spleen, bursa Fabricii, tymus and ileum were taken at same days. The effects of different vitamin C levels were not significant on the antibody titers and histologic results.Öğe Hayvansal aşıların geliştirilmesinde üniversite-kamu-sanayi işbirliğinin rolü(2010) Erganiş, OsmanKamu sektörü aşı üretiminde 1887’den bu yana insan ve hayvan sağlığı için çeşitli aşılar geliştirmiş ve üretmiştir. Özel sektör, hayvan sağlığına yönelik aşı üretimine 1990’lı yıllardan itibaren başlamıştır. Halen ülkemizde kamu dışında, üretim ruhsatı almış 5 sanayi kuruluşu bulunmaktadır. İnsan sağlığı için aşı–serum üretiminde kamu sektörü üretimden çekildiği gibi özel sektörün de aşı üretimi için görünür bir girişimi de bulunmamaktadır. Son yıllarda, TÜBİTAK ve KOSGEB, üniversiteler gibi kurumların yanı sıra özellikle KOBİ’lerle büyük sanayi, ihracatı arttıracak inovasyona ve/ veya yeni ürünler geliştirmesine yönelik AR-GE projelerini önemli bütçelerle desteklemektedir. Araştırmacı potansiyelimiz, dünya ortalamasının yarısı bir kaynakla iki katı bilimsel makale üretir durumdadır. Artık insan ve finans kaynakları satılabilir, ihraç edilebilir bilgi ve ürün üretmeye yönelik AR-GE faaliyetlerine yönlendirilmelidir. Bu sadece kamu kaynakları ile sürdürülemez. Dünya ile rekabet edebilirliğini sürdürebilmek için üretimden kazanan sanayinin üniversitenin bilimsel birikimi ile sinerji oluşturarak yeni ürünler üretmesinin zamanıdır. Bunu yapabilenler gelişmiş yapamayanlar gerilemiştir.Öğe Hayvansal Dokularda Anti?bi?yoti?k Kalıntılarının Agar Di?ffüzyon Tekni?ği? ile Tayi?ni?(Selçuk Üniversitesi, 1987 Ocak) Acet, Ahmet; Ateş, Mehmet; Erganiş, OsmanAfter oxytetracyline (20 mg/kg) and tetracycline (50 mg/ kg) were given orally to the broiler chickens, antibiotic residues in tissues were determined by agar diffusion technique. Bacillus cereus (ATCC 11778) was used as a sensitive strain. Petri dishes punched at 8 mm in diameter were incubated at 37°C overnight. A total of 124 tissues was tested. The oxytetracycline and tetracycline residues that have been found in tissues were respectively 0.32-2.56 µg/gr and 0.080-0.240 g/gr. The limites of the test strain sensitivity were determined 0.04 pg and 0.01 g levels for oxytetracycline and tetracycline respectively.Öğe Hindilerde ornithobacterium rhinotracheale enfeksiyonu(2003) Hadimli, H. Hüseyin; Erganiş, Osman; Kav, Kürşatiki farklı kümesten (55 günlük 1500 adet ve 16 günlük 800 adet) getirilen hindilerde ölüm, yüz ve gözlerde şişlik, tüylerde kabarıklık, yem ve su tüketiminde azalma belirlendi. Hindi kümeslerinden alınan serum örneklerinde lam aglütinasyon testi ile % 40 (16 günlük) ve % 70 (55 günlük) oranında Ornithobacterium rhinotracheale yönünden pozitiflik tespit edildi. Elli beş günlük hindiye ait akciğer ve hava kesesi sıvap örneğinden bir adet O. rhinotracheale izole edildi ve suş amoksisilin, amoksisilinklavulonik asit ve kanamisinsefaleksin duyarlı bulundu. Bu çalışma, ülkemizde hindilerde O. rhinotracheale enfeksiyonunu belirten ilk makaledir.Öğe Hindilerin fekal florasından izole edilen E.coli suşlarının bazı patojenite özellikleri üzerinde incelemeler(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1987) Erganiş, OsmanBu çalışmada, sağlıklı hindilerin 233 dışkı örneğinden izole edilen 192 E. cali suşunun, mannoz rezistan hemagglutinasyon (MRHA), mannoz sensitiv hemagglutinasyon (MSHA), farklı epitel hücrelerine in vitro adhezyon, salt aggregasyon(SAT), serum rezistan(SR), kolisin ve hemolizin özellikleri ile patojenik, enterotoksijenik ve enteropatojenik karakterleri incelendi. İnsan (A grubu), sığır, tavuk, kobay ve tavşan aritrositleriyle MSHA+, MRHA+ ve HA-(negatif hemagglutinasyon) oluşturan E.coli suşlarının oranları aşağıdaki gibi bulundu: insan eritrositleri için %17.2, %22.4 ve %60.4, sığır eritrositleri için %2. %6.3 ve %91.1, tavuk eritrositleri için %47.9, %0.0 ve %52.1, kobay eritroasitleri için %54.2, %3.6 ve %42.2 ve tavşan eritrositleri için %16.6, %12.5 ve %78.8. Ayrıca, HA testleri tüm eritrositlerle genelleştirildiğinde, MSHA+, MRHA+ ve HA- E.coli suşları, sırasıyla %38.5, %32.3 ve %29.2 olarak bulundu. İnsan, sığır, tavuk ve kobay eritrositleri yapılan HA tiplendirmede, 23 farklı HA formülü bulundu. Bu tiplendirmeye göre NNNN,NNSS,SNSS,RNSS,RNNN ve NNNS'li HA formülleri sırasiyla, %29.2, %18.2, %10.4, %9.9, %5.7 ve %7.3 olarak bulundu. Adhezyon testlerinde, E. coli'lerin buzağı ince barsak, buzağı trachea ve tavuk trachea epitel hücrelerine adhezyon oranları, sırasıyla %50.5, %55.7 ve %66.1 olarak bulundu. Salt aggregasyon testlerinde, suşların %39.5'sı hidrorfobik olarak bulundu (SAT değerleri < 0.05-1.5 M (NH4)2S04). Serum rezistan testlerinde, normal sığır serumuna serum sensitiv suşların oranı %13.5 ve normal tavuk serumuna serum sensitiv suşların oranı %1.04'tü. Kolisinojenik suşların oranı %6.2 idi. Suşlar, %5 dafibrine koyun kanı ile hazırlanmış TSA agarda hemolitik aktiviteye sahip değildi. 192 E.coli suşunun %54.2'si günlük civciv için patojenik özellikte bulundu. Enteropatojenik ve enterotoksijenik E. coli'ler, tavşan ince barsak lup testi ve infantil fare testi (1-3 günlük) ile sırasıyla %29.2 ve %10.9 olarak bulundu. Diğer yandan, enterotoksijenik E.coli suşlarının %95.2'si enteropatojenikdi. HA testi sonuçlarına göre, insan eritrositleriyla MRHA+ oluşturan E.coli'ler ile, kobay eritrositleriyle MSHA+/diger eritrositlerle MRHA+ oluşturan E.coli suşları sırasıyla, &76.7 ve %73.5 oranlarında patojenik bulundular. Beş değişik eritrositle HA oluşturmayan suşların %39.3'ü patojenik olarak bulundu. HA ve adhezyon testleri sonuçlarına göre, en yüksek adhezyon değeri (%91.0) kobay eritrositleriyle MSHA+ ve diğer eritrositlerle MRHA+ oluşturan suşların tavuk trachea epitel hücrelerine adhezyonlarından alındı. Bu iki özelliğin (tavuk trac heae epitel hücrelerine adhezyon ve kobay eritrositleriyla MSHA+/diğer eritrositlerle MRHA+) E.coli'lerin hindiler için virulenslerinde önemli bir rol oynadığı kanaatine varıldı. Enterotoksijenite ve enteropatojenite aktiviteleriyle, HA, adhezyon, SAT, SR ve kolisin özellikleri arasında belirgin bir ilişki bulunamadı.