Yazar "Güzel, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Az görenlere yardım cihazı uygulamaları ve klinik sonuçlarımız(2011) Bakbak, Berker; Gedik, Şansal; Güzel, HüseyinAmaç: Çeşitli hastalıklara bağlı görme azlığı gelişen olgularda Az Görenlere Yardım (Low Vision Aids-LVA) cihaz uygulamalarımızın sonuçlarını değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Ocak 2010-Ocak 2011 tarihleri arası kliniğimizin Nörooftalmoloji Birimi’ne düşük görme şikayeti ile başvuran ve görme düzeyleri standart optik tashihler ile arttırılamayan 48 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların uzak görme keskinliği (GK), kırma kusurları düzeltildikten sonra Snellen eşeli ile, yakın görme keskinliği Jaeger eşeli ile ölçüldü. Olgular uzak ve yakın için yüksek sferik cam ve Eschenbach LVA cihazı ile muayene edildi. Bulgular: Olguların 25’ine yakın görme için, 6’sına uzak görme için, 3 olguya da hem yakın hem uzak görme için LVA cihazı verildi. Yakın görme keskinliği açısından muayene edilen 38 olgunun 28’inde (%73.7), uzak görmesinden şikayetçi olan 16 olgunun 9’unda (%56.25) başarı sağlandı. Sonuç: Az görenlere yardım cihazları, düşük görme düzeylerine sahip hastalar için etkin optik sistemlerdir. Görme keskinliği düşük saptanan tüm hastalara, günlük yaşam kalitesini arttırabilme olanağı sağlayan bu cihazlar denenmelidir.Öğe El terlemesi cerrahisi (Endoskopik torakoskopik sempatektomi) sonrası horner sendromu-Olgu sunumu(2012) Gedik, Şansal; Ekinci, Bengü Köktekir; Bakbak, Berker; Güzel, Hüseyin; Sunam, Güven SadiYirmi bir yaşında bayan hasta polikliniğimize sağ göz kapağında düşüklük ve iki göz bebeği arasında büyüklük farkı nedeniyle başvurdu. Öz geçmişinde hastanın 5 ay önce el terlemesi nedeniyle aksilla bölgesinden operasyon geçirdiği ve bu şikayetlerinin operasyon sonrasında ortaya çıktığı öğrenildi. Yapılan oftalmolojik muayenesinde sağ gözde ptozis ve miyozis tespit edildi. %0,5 Apraklonidin ve % 10 kokain testleri uygulanarak hastaya Horner sendromu tanısı konulduÖğe El Terlemesi Cerrahisi (Endoskopik Torakoskopik Sempatektomi) Sonrası Horner Sendromu-Olgu Sunumu(Turkish Ophthalmology Society, 2012) Gedik, Şansal; Köktekir Ekinci, Bengü; Bakbak, Berker; Güzel, Hüseyin; Sunam, Güven Sadi21-year-old female patient was admitted to our outpatient clinic with the complaints of drooping of the right upper eyelid and asymmetry in pupillary size between the two eyes. Complete history revealed that her complaints had started after having a surgery in the axillary area for hyperhidrosis of both hands. During the ophthalmologic examination, we observed ptosis and myosis in the right eye. 0.5% apraclonidine and 10% cocaine tests were performed and the patient was diagnosed as Horner syndrome.Öğe Giant Ethmoido-Orbital Osteoma Presenting with Dacryocystitis and Metamorphopsia(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2012) Köktekir, Bengü Ekinci; Öztürk, Kayhan; Gedik, Sansal; Güzel, Hüseyin; Karabağlı, PınarOsteoma is the most common benign neoplasm of the paranasal sinuses. Intraorbital extension is rare. Here we report a 16-year-old adolescent boy who presented with epiphora and pain in the medial canthal area. A computed tomographic scan revealed a bone density mass in the left ethmoid cavity extending into the adjacent orbit. The tumor was removed via endoscopic endonasal surgery. The pathologic evaluation was consistent with osteoma. After surgery, all complaints have been resolved and there was not any sign of recurrence in the computed tomographic scan.Öğe Horizontal Konkomitan Şaşılıklarda Cerrahi Tedavi Sonuçlarımız(Selçuk Üniversitesi, 2020 Haziran) Harmancı, Çiğdem; Güzel, HüseyinAmaç: Horizontal konkomitan şaşılığı olan ve kliniğimizde cerrahi tedavi yapılan olguların sonuçlarını değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Nisan 2010-Kasım 2012 arasında horizontal konkomitan şaşılık nedeniyle kliniğimize başvurup opere edilen 62 hasta çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan 62 olgunun 33’ü (%53.2) kadın, 29’u (%46.7) erkek idi. Yaş ortalaması 14.4 ± 10.2 yaş (2-43) idi. 22’si (% 35.4) 0-7 yaş aralığında iken, 40’ı (%64.5) 8 yaş ve üzerinde idi. Ortalama takip süresi 13.6 ± 1.8 ay (12-18) idi. 38’ine (%61.2) iki gözdeki kaslara geriletme, 8’ine (%12.9) iki gözdeki kaslara geriletme –tek gözdeki kasa rezeksiyon, 12’sine (%19.3) tek gözdeki kasa geriletme, 4’üne (%6.4) tek göz geriletme rezeksiyon uygulandı. Ameliyat sonrası altıncı ayda ± 10 prizm dioptri kayma açısı başarı olarak kabul edildi. Bulgular: Ameliyat sonrası olguların kayma derecelerine göre başarı oranları değerlendirildiğinde kayma açısı 15-30 prizm dioptri olanlarda %91.6, 31-50 prizm dioptri olanlarda %90.4, 50 prizm dioptri’nin üzerinde ise %62.5 başarı oranı tespit edildi. Şaşılık tipine göre genel başarı oranları; alternan ezotropyada %90, alternan ekzotropyada %86.6, monooküler ezotropyada %87.5, monooküler ekzotropyada ise %75 başarı saptandı. Ameliyat sırasında herhangi bir komplikasyon görülmemiştir. Sonuç: Horizontal konkomitan şaşılığı olan olgularda ameliyat öncesi ayrıntılı muayene yapılıp kayma açısı doğru şekilde ölçüldükten sonra cerrahi tedavi ile oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilir. Buna rağmen geniş açılı kayması olanlarda (50 pd üzeri) tek cerrahi ile başarı oranları halen sınırlıdırÖğe İntravitreal olarak uygulanan Ranibizumab ve Bevasizumabın kornea endotel morfolojisine ve kornea kalınlığına etkileri(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2013) Güzel, Hüseyin; Bakbak, BerkerProspektif randomize olmayan bu çalışmaya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalın Retina Biriminde Kasım 2012 -Mayıs 2013 tarihleri arasında DMÖ tanısı alıp intravitreal enjeksiyon yapılan 60 hasta dahil edildi. Hastaların 26' sı erkek, 34'ü kadın olup, ortalama Diyabet tanı süresi 13±5.7 yıl idi. Hastalar yapılacak enjeksiyon türüne göre 30 kişilik iki gruba ayrıldı.(İntarvitreal bevasizumab (İVB) ve İntarvitreal Ranibizumab( İVR)) Hastaların tam oftalmolojik muayenesinde Snellen eşeliyle en iyi görme keskinliği, havalı tonometri ile göz tansiyonu ölçümü, biyomikroskopik ön segment muayenesi, genişletilmiş pupilden indirekt 78 D ile fundus muayenesi, Stratus OCT ile maküla ölçümü, gerekli hastalara fundus flöresans anjiyografi yapıldıktan sonra DMÖ tanısı konulup intravitreal enjeksiyon yapılacak hastalara enjeksiyon öncesi speküler mikroskopi (ConfoScan-4, Nidek Co. Ltd, Osaka, Japan) ile kornea Endotel sayısı(ES), Pleomorfizm(PLF), Polimegatizm(PMG) oranları, optik biyometri (Lenstar LS-900 Haag Streit AG, Koeniz, Switzerland) ile de santral kornea kalınlığı (SKK) kalınlığı ölçüldü. Enjeksiyon yapılmadan ölçülen bu değerler, ilk enjeksiyon sonrası 1. ayda ve üçüncü enjeksiyon sonrası birinci ayda tekrarlandı. Ölçülen bu değerler ikili karşılaştırılmalar ve iki grubun ortalamaları ile değerlendirildi. Enjeksiyon öncesi İVB ve İVR grublarının karşılaştırılmasında parametrelerde istatistiksel olarak fark bulunmadı.( ES p değeri : 0.639, SKK p değeri: 0.79, PLF pdeğeri: 0.6, PMG p değeri: 0.81). İlk enjeksiyon yapıldıktan sonraki değerler ile enjeksiyon öncesi değerler karşılaştırılınca istatistiksel olarak fark bulunmadı. .(İVB grubu ES p değeri : 0.74 , SKK p değeri: 0.51 , PLF pdeğeri: 0.166 PMG p değeri: 0.71 İVR grubu ES p değeri : 0.66 , SKK p değeri: 0.58 , PLF pdeğeri: 0.88 PMG p değeri: 0.87 ). Benzer şekilde üç enjeksiyon tamamlandıktan sonra alınan son ölçüm ile ikinci ölçümler karşılaştırılınca istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.(İVB grubu ES p değeri : 0.520 , SKK p değeri: 0.871 , PLF pdeğeri: 0.104 PMG p değeri: 0.517, İVR grubu ES p değeri : 0.51 0. SKK p değeri: 0.257 , PLF pdeğeri: 0.846 PMG p değeri: 0.95 ). Mevcut bulgulara göre intravitreal bevasizumab ve ranibizumabın ve bu enjeksiyonların tekrarının kornea endotel morfolojisi ve kornea kalınlığı üzerine olumsuz bir etkisinin olmadığı ve diyabetik maküla ödemi tedavisinde güvenli bir şekilde kullanılabilineceği söylenebilir.Öğe Metilentetrahidrofolat Redüktaz Enzimi Mutasyonuna Bağlı Bilateral Papilloflebit Olgusu(2016) Güzel, Hüseyin; Turgut, Banu Öztürk; Gedik, Şansal; Bakbak, Berker; Beyoğlu, Abdullah; Koçak, NadirPapilloflebit genç hastalarda görülen santral retinal ven tıkanıklığı olarak bilinmektedir. Genellikle tek taraflı optik diskte şişkinlik ile beraber peripapiller sahada atılmış pamuk manzarası ve hemorajilerle karşımıza çıkmaktadır. Otoimmün ve enflamatuvar birçok nedene bağlı olabileceğinden hastanın sistemik açıdan detaylı olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu olgu sunumunda metilentetrahidrofolat redüktaz enziminde (C677T) polimorfizmine ikincil hiperhomosisteinemiye bağlı geliştiğini düşündüğümüz bilateral, eş zamanlı bir papilloflebit olgusu sunulmuşturÖğe Psödoeksfoliasyon Sendromlu ve SenilKataraktlı Gözlerin Ön Segment Biyometri veKornea Endotel Özellikleri(2015) Bozkurt, Banu; Güzel, Hüseyin; Kamış, Ümit; Gedik, Şansal; Okudan, SüleymanAmaç: Psödoeksfoliasyon (PE) sendromu ve senil kataraktı olan gözlerin ön segment biyometrik özelliklerinin ve kornea endotel değişikliklerinin değerlendirilmesi.Gereç ve Yöntem: PE sendromlu 52 hastanın optikal düşük-koherens reflektometre (ODKR, Lenstar LS 900; Haag Streit AG, İsviçre) ile alınan merkezi kornea kalınlığı, ön kamara derinliği (ÖKD), pupil çapı, lens kalınlığı ile in-vivo konfokal mikroskop (ConfoScan4, Nidek Co. Ltd., Osaka, Japonya) ile ölçülen endotel hücre dansitesi (EHD), polimegatizm (%) ve pleomorfizm (%) parametreleri yaş ve cinsiyet uyumlu PE sendromu olmayan 51 kataraktlı bireyle karşılaştırıldı. PE sendromu olan hastaların 19'unda glokom mevcuttu ve topikal anti-glokom tedavisi alıyorlardı. Çalışmaya katılan bireylerin sadece tek gözü istatistik analiz için kullanıldı ve p0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: ODKR parametrelerinin hiçbiri gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemekteydi (ANOVA p0,05). Kontrol grubunun %13,7'sinde, glokomu olmayan PE grubunun %24,2'sinde ve glokomu olan PE'li olguların %21,1'inde ÖKD 2,5 mm altındaydı (p0,45). Ortalama EHD 3 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekteyken (ANOVA p0,02), polimegatizm ve pleomorfizm açısından farklılık izlenmedi (p0,05). Ortalama EHD, PE glokomlu gözlerde (2199,5176,8 hücre/mm2) kontrol grubuna göre daha düşüktü (2363229,3 hücre/mm2) (p0,02), fakat glokomu olmayan PE'li gözlerin EHD değerleri ile kontrol grubu arasında farklılık yoktu (p0,42). PE glokomlu gözlerin %15,8'inde, kontrol grubunun %9,8'inde, glokomu olmayan PE'li gözlerin %6,1'inde EHD 2000 hücre/mm2 altında bulundu (p0,52). Sonuç: PE glokomu ve kataraktı olan gözlerde endotel hücre sayısı daha düşük olabileceği için intraoküler cerrahi planlanan hastaların speküler veya konfokal mikroskopi ile değerlendirilmesi gerekmektedir.Öğe Structural and Functional Assessment in Patients Treated with Systemic Isotretinoin Using Optical Coherence Tomography and Frequency-Doubling Technology Perimetry(INFORMA HEALTHCARE, 2013) Bakbak, Berker; Gedik, Şansal; Köktekir, Bengü Ekinci; Güzel, Hüseyin; Altınyazar, Hilmi CevdetA causal association between central nervous system neuropathy and oral isotretinoin has been reported. In this study we aimed to assess retinal nerve fibre layer (RNFL) thickness and visual field changes in patients treated with systemic isotretinoin. Thirty-nine patients treated with 1 mg/kg daily oral isotretinoin were enrolled in this prospective clinical trial. All patients underwent complete ophthalmologic assessment before treatment, on day 60, and 3 months after completion of treatment. RNFL thickness measurements were performed with Stratus optical coherence tomography. Functional testing included frequency-doubling technology perimetry and Humphrey field analyser. Main outcome measures were average RNFL thicknesses and visual field indices (mean deviation, pattern standard deviation). Measurements of RNFL thickness showed no statistically significant change between the three measurements (p = 0.180). No statistically significant differences were observed in the frequency-doubling technology indices (mean deviation and pattern standard deviation, p = 0.066 and p = 0.103, respectively) and in the Humphrey field analyser indices (mean deviation and pattern standard deviation, p = 0.091 and p = 0.087, respectively) at day 60 of treatment or 3 months after the cessation of treatment. In this study of 39 patients, systemic use of isotretinoin (1 mg/kg daily) does not cause a statistically significant change in peripapillary RNFL thickness or visual field findings within the usage period, and within 3 months after cessation.Öğe Tedaviye dirençli blefarit nedeni: pitriyazis palpebrarum(2014) Güzel, Hüseyin; Gönül, Şaban; Gedik, Şansal; Okudan, Süleyman; Dağı, Hatice TürkElli üç yaşında kadın hasta, her iki gözde iki aydır devam eden, kirpik diplerinde kaşıntı şikâyetiyle polikliniğimize başvurdu. Oftal- molojik muayenede her iki kirpik diplerinin hiperemisiyle beraber, kirpiklere yapışık, hareketli, sarı-kahverengi renkte, çok sayıda bit ve yumurtaları tespit edildi. Kirpiklerden alınan örneklerde pitriyazis palpebrarum saptandı. Pitriyazis ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar açısından dermatoloji konsültasyonu istendi. Tedavi olarak bir petrolatum bileşiğinin (saf vazelin) günde üç kez kirpik diplerine uygulanması önerildi. Kirpik diplerindeki bit ve yumurtalar 2 hafta sonra tamamen ortadan kayboldu. Olgumuzda da ol- duğu gibi kötü hijyenik şartlarda yaşayan kişilerde, klasik tedaviye yanıt vermeyen blefaritle karşılaşıldığında, ayrıcı tanıda pitriyazis palpebrarum da düşünülmelidir