Yazar "Kaya, Cemil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avrupa Konseyi'ndeki Gelişmeler Işığında 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun(2007) Kaya, CemilTürkiye Büyük Millet Meclisi 14 Temmuz 2004 tarihinde ‘Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’u (Tazminat Kanunu) kabul etmiş ve bu Kanun 27 Temmuz 2004’te yürürlüğe girmiştir. Tazminat Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin olarak çıkartılan ‘Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmelik’ ise 20.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanun, terör eylemlerinden veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin maddi zararlarının karşılanması yönünde ilke ve prosedürler öngörmektedir. Kanun aynı zamanda terör eylemlerinden veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kamu görevlilerinin maddi zararlarını karşılamaya yönelik hükümler de içermektedir. Bu amaçla il merkezlerinde ilgili valilikler bünyesinde zarar tespit komisyonları kurulmuştur. Zarar tespit komisyonları, vali onayı ile kurulmakta ve bir başkan ve altı üyeden oluşmaktadır. Zarar tespit komisyonlarının temel görevi, başvuru konusu zararın Tazminat Kanunu kapsamında karşılanıp karşılanmayacağını tespit etmek, zararın ifa tarzını ve varsa mahsup miktarını belirleyerek sulhname tasarısı hazırlamaktır.Öğe The electricity supply industry in the uk: The winds of change - from liberalization to regulation(2009) Kaya, Cemil[Abstract not Available]Öğe Fransız Hukukunda Vize Reddi, Gerekçe Yükümlülüğü ve Conseil D’etat Denetimi(Selçuk Üniversitesi, 2001 Aralık) Kaya, CemilBireylerin etkinlik alanlarında devletin söz sahibi olmasının günümüzde giderek artması çağdaş idare için "gündüz yönetim" ilkesini gerekli kılar. Gündüz yönetim ilkesinin idari işlemler bakımından anlamı, idari işlemin hukuka uygun bir sebebi ve gerekçesinin bulunması yoluyla işlemin şeffaflığını sağlamasında yatmaktadır. Bu açıdan, idarenin yapmış olduğu işlemlerinde gerekçe belirtme yükümlülüğünün bulunması, gelişmiş idare hukuku sistemlerinin çoğunda asli öneme sahiptir ve gelişmekte olan bütün sistemler için de arzu edilen bir sondur.Öğe İdari Yargılama Usulünde Davanın Taraflarında Değişme(Selçuk Üniversitesi, 2004 Haziran) Kaya, Cemilİdari bir dava açıldıktan sonra, gerçek kişinin ölmesi, tüzel kişiliğin sona ermesi, dava konusunun bir üçüncü kişiye devredilmesi gibi çeşitli nedenlerle davanın taraflarında değişme söz konusu olabilir. İdari yargılama usulünde davanın taraflarında meydana gelen değişme konusu, Cumhuriyet döneminin temel kanunlarından biri olan ve aynı zamanda idari uyuşmazlıkların çözüm usulünü de gösteren 669 sayılı şûrayı Devlet Kanunu‟nun 243. maddesinde, “esnayı muhakemede veya badelhüküm efrattan olan tarafın vefatı veyahut zat ve sıfatca tebeddülü halinde Usulü Muhakemesi Hukukiye Kanunu ahkâmı tatbik olunur” şeklinde düzenlenmiştir. Ardından konu, 669 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 3546 sayılı Devlet şûrası Kanunu‟nun3 veya karardan sonra ferdlerden olan tarafın ölümü veya zat ve sıfatça değişiklik vukuu halinde usule aid kanunların umumi hükümleri tatbik olunur” şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi her iki kanunda da konu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan atıfla çözümlenmiştir. Ancak 3546 sayılı Kanunun 53. maddesi bir süre sonra 4904 sayılı Kanunla4 değiştirilerek, davanın taraflarında meydana gelen değişme konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan atıf kaldırılmış ve yalnız öleni ilgilendiren dava dilekçelerinin idari Yargılama Usulünde Davanın Taraflarında Değişme 144 iptal edileceği hükmü getirilmiştir: “Yargılama sırasında ölüm ve herhangi bir sebeple davacının kişiliğinde veya niteliğinde değişiklik olur ise davayı kovuşturma hakkı kendisine geçen kimsenin doğrudan doğruya veya tebliğ üzerine Danıştaya başurmasına kadar dava dosyası saklı tutulur. şu kadar ki münhasıran öleni ilgilendiren dava dilekçesi iptal edilir”. Konu, 1961 Anayasası dönenimde çıkartılan ve 3546 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 521 sayılı Danıştay Kanunu‟nun 5 93. maddesinde bugünküne benzer bir şekilde yer almıştır.Öğe İhale Hukukunda Çalışma Hürriyetinin Sınırlanması: İhalelere Katılmaktan Yasaklanma(Selçuk Üniversitesi, 2006 Aralık) Kaya, CemilTürkiye'de kamu ihalelerini düzenleyen üç temel kanun bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla, 01.01.1984?te yürürlüğe giren 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu, 01.01.2003?te yürürlüğe giren Kamu İhale Kanunu ve 01.01.2003?te yürürlüğe giren Kamu ihale Sözleşmeleri Kanunu'dur. İhale hukukunu düzenleyen kanunların temel amacı, kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı ihalelerle ilgili temel ilke ve usulleri düzenlemektir. Aynı zamanda bu kanunlarda, kamu ihalelerinin belirlenen ilkelere uygun olarak yapılmasını sağlamak, kamu kurum ve kuruluşlarının haksız yere zarara uğramasını önlemek, ihale edilen işlerin zamanında ve düzenli olarak yapılmasını gerçekleştirmek, kamu kaynaklarının verimli ve etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla, ihale işlemleriyle bağdaşmayan yasak fiil ve davranışlarda bulundukları tespit edilen özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri hakkında idari bir müeyyide olan ihalelere katılmaktan yasaklanma kararı alınacağı da hüküm altına alınmıştır. Yasak fiil ve davranışlarda bulundukları tespit edilen isteklilerin bu fiil ve davranışları aynı zamanda Ceza Kanununa göre suç teşkil ediyorsa, ihalelere katılmaktan yasaklanma kararı cezai bir müeyyide olarak ceza mahkemesi tarafından ayrıca verilir. Makalede, ihalelere katılmaktan yasaklanma konusu, Danıştay içtihatları çerçevesinde değerlendirilmiştir.Öğe İptal Davalarında Menfaatin Aktüel Olması Şartının Anlamı ve Kapsamı(Selçuk Üniversitesi, 2008 Haziran) Kaya, Cemilİptal davalarında davacının menfaatinin ihlal edilmesi gerekir. Aksi takdirde bir idari işlemden menfaati ihlal edilmeyen davacı bu işleme karşı iptal davası açamaz. Davacının menfaati kişisel, meşru ve aktüel olmalıdır.Öğe Mahkumiyet Kararının Tecil Edilmesinin Belediye Başkanı Seçilme Yeterliliğine Etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2000 Haziran) Kaya, CemilCeza hukukunda, "erteleme, işlediği suçtan dolayı mahkum edilen suçluya ait cezanın infazının belirli bir süre ile geri bırakılması ve suçlu bu süre içinde yeniden bir suç işlemediği takdirde suçun ya işlenmemiş veya hükümlülüğün gerçekleşmemiş ya da cezanın çekilmiş sayılmasıdır" diye tanımlanabilir". Diğer bir ifadeyle, cezanın askıya alınması anlamına gelen tecil, aynı zamanda cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını sağlayan yargısal bir şahsileştirme kurumudur.Öğe Medeni ve idari yargıda hakimin davaya bakmaktan yasaklılığı ve reddi(2010) Akcan, Recep; Kaya, Cemil[Abstract not Available]Öğe Medeni ve idari yargıda iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı(2009) Kaya, Cemil; Akcan, Recep[Abstract not Available]Öğe Memur Disiplin Suç ve Cezalarına ve Disiplin Soruşturmasına Hakim Olan Temel İlkeler(2005) Kaya, CemilDevlet memurları, Devlet Memurları Kanunu 'na göre çalışan görevlilerdir. Memurlar ile idare arasındaki ilişki, bu kanun çerçevesinde belirlenir. Kanun, memurlara birtakım haklar tanıdığı gibi birtakım yükümlülükler de getirmiştir. Yükümlülüklerini ihlal eden memur, disiplin suçu işlemiş sayılır. Disiplin suçu işleyen memurlar hakkında disiplin soruşturması yürütülür ve disiplin cezası verilir. İdarenin objektifliğini sağlamak açısından, disiplin hukukuna ilişkin bazı temel ilkeler mevcuttur. Disiplin soruşturması yürüten idare, disiplin suç ve cezaları ve disiplin soruşturmasına hakim olan temel ilkelere uygun hareket etmelidir. Bu temel ilkeler, mevzuat ve yargı kararlarıyla ortaya çıkmıştır. Bunların belki de en önemlileri yargı yolu güvencesi ve savunma hakkıdır. Bu ilkelere uyulmaması, disiplin cezasının iptali sonucuna neden olur.Öğe Milletvekili ve Mahalli İdare Seçimlerine Katılan Kamu Görevlilerinin Görrevden Çekilmesi ve Göreve Dönmesi(2004) Kaya, Cemil1982 Anayasası’nın 67. maddesi, “seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” başlığını taşımaktadır. Maddeye göre, kamu hizmeti ifa eden kamu görevlileri mahalli idare üyesi veya milletvekili olarak seçilme hakkına sahiptir. Bununla birlikte kamu görevlileri bazı şartları yerine getirmedikçe bu haktan yararlanamaz. Bu şartların başında istifa gelir. Kamu görevlilerinin seçimden önce istifa etmeleri mevzuat tarafından düzenlenmiştir. Seçimi kaybeden kamu görevlileri önceki görevlerine, önceki görevleri dolu ise durumuna uygun bir göreve döner. Bunun için kamu görevlilerinin, Yüksek Seçim Kurulunca seçim sonuçlarının ilanından sonra 1 ay içinde ayrıldıkları idareye başvurmaları gerekmektedir. Seçimle işbaşına gelen kamu görevlileri ise tekrar önceki görevlerine geri dönemezler.Öğe Official secrecy in the United Kingdom and the role of the freedom of information act with regard to reducing secrecy(2009) Kaya, Cemil[Abstract not Available]Öğe State Secret as an Instrument to Maintain State Security(Selçuk Üniversitesi, 2006 Haziran) Kaya, CemilDevlet sırrı, açıklandığında, devletin birliğini, bağımsızlığını, anayasal düzenini, iç ve dış güvenliğini ve uluslararası ilişkilerini tehlikeye düşürecek bilgi ve belgeler olarak tanımlanır. Bu kavram devletin güvenliğine ve nihayetinde toplumun ve bireylerin güvenliğine hizmet eder. Her devlet bir şekilde bu çeşit gizliliğe sahiptir. Modern demokratik devlet, aynı zamanda, devlet sırrı istisnası hariç, idarenin sahip olduğu bilgi ve belgelere erişim sağlama yükümlülüğü altındadır. Bu nedenle, bilgiye erişim hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için devlet sırrı kavramı açık bir şekilde tanımlanmalıdır. Bilgi edinme hakkı ve devlet sırları arasında gerçek bir denge sağlanmalıdır. Bu makale devlet güvenliğini sağlamanın bir aracı olarak, devlet sırrı kavramını, unsurlarıyla içeriğini tanımlamaya çalışmaktadır. Makalede, konuyla ilgili olarak yürürlükteki Türk mevzuatı ve karşılaştırmalı hukukun iki önemli örneği olarak İngiltere ve Amerika uygulaması incelenmektedir. Makale, devlet sırrı konusunun özel bir kanunla düzenlenmesi gerektiği, ancak Türkiye'de bu konuda bir kanun tasarısı hazırlanmasına rağmen henüz kanunlaşmadığı sonucuna varmaktadır.Öğe Vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkış yasağına ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararının incelenmesi (Karar tahlili)(2008) Kaya, Cemil[Abstract not Available]