Yazar "Otelcioğlu, Şeref" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bronkoalveolar lavaj (Bal) sıvısındaki nötrofillerin kemotaktik fonksiyonları üzerine sevofluran, desfluran ve propofal anestezisinin etkileri(2007) Acat, Cevdet; Erol, Atilla; Topal, Ahmet; Reisli, Rukiye; Resisli, İsmail; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: Desfluran, sevofluran veya propofol ile gerçekleştirilen anestezi uygulamasının, bronkoalveolar lavaj (BAL) materyalindeki nötrofillerin kemotaktik fonksiyonları üzerine olan etkilerini akımsitometri yöntemi ile değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: ASA I grubu, 18-40 yaş arasında, 30 hasta rasgele üç gruba (Grup DDesfluran, Grup SSevofluran, Grup PPropofol) ayrıldı. Hastalar diazepam ve atropin ile premedike edildi. Hastaların sistolik ve diastolik arter basıncı, oksijen saturasyonu ve end-tidal CO2 değerleri ile desfluran ve sevofluranın minimum alveoler konsantrasyon ve % değerleri kaydedildi. Anestezi indüksiyonunda tüm hastalara 2-3 mg kg-1 propofol 1 mcg kg-1 fentanil ve 0.6 mg kg-1 rokuronyum bromür uygulandı. Anestezi idamesinde inhalasyon ajanları 1-1,5 MAC olacak şekilde, propofol infüzyonu ise, 12 mg kg-1 dozunda başlanıp 9, 6 ve sonunda 4 mg kg-1 dozuna düşürülerek uygulandı. Fiberoptik bronkoskopla indüksiyondan ve operasyon bitiminden hemen sonra bronkoalveolar lavaj yapıldı. Elde edilen BAL örneklerindeki nötrofillerin, bazal (BAHO) ve N-formil-met-leu-phe (fMLP) ile uyarılmış (UAHO) aktive hücre oranları akım sitometrik yöntemle ölçüldü. Bulgular: Hastaların demografik özellikleri, anestezi/cerrahi süreleri ve hemodinamik bulgular gruplar arasında benzerdi. Grup P’de propofol verilmeden önceki bazal aktive hücre oranları (BAHO), propofol uygulaması sonrası BAHO ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksekti. Propofol anestezisi sonrasında N-formil-met-leu-phe (fMLP) ile uyarılmış aktive hücre oranları (UAHO), BAHO’na göre anlamlı olarak daha yüksekti. Grup D’de desfluran anestezisi sonrasında UAHO’ları, BAHO’larına göre anlamlı olarak daha yüksekti. Grup S’de sevofluran verilmesinden önce ve sonra, BAHO ve UAHO arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları BAL nötrofillerinin kemotaksi fonksiyonu üzerine en az etkili ajanın sevofluran olduğunu göstermiştir.Öğe Closure Versus Nonclosure of Peritoneum at Cesarean Section: Evaluation of Postoperative Pain(VSP Bv, 2003) Tuncer, Sema; Çapar, Metin; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars; Otelcioğlu, ŞerefOur purpose was to evaluate postoperative opioid requirements in the closure or nonclosure of peritoneum at cesarean section. Eighty patients who were to undergo cesarean delivery were randomly assigned to two groups. The operative technique was randomized to include either nonclosure of both visceral and parietal peritoneum (study group) or closure of both layers (control group). Operating time and duration of general anesthesia was recorded. The pain was evaluated at rest in the first 12, 24 and 36 h after operation. The amount of morphine used was recorded at the same hours. The mean operating and anesthesia time were significantly longer in the control group than in the study group. Visual analogue scale (VAS) showed no difference in postoperative pain comparing closure to nonclosure of the peritoneum but patients of the control group required significantly more postoperative opioids. In conclusion, nonclosure of the visceral and parietal peritoneum reduces operating time and postoperative opioid medication.Öğe Çocuklarda Kaudal Bupivakain ve Bupivakainsufentanilin Postoperatif Analjezik Etkileri(2003) Tuncer, Sema; Yosunkaya, Alper; Reisli, Ruhiye; Tavlan, Aybars; Köstekci, Hatice; Otelcioğlu, ŞerefKaudal blok, çocuklarda alt abdominal, rektal ve urogenital cerrahi sonrası postoperatif analjezi için yaygın kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmada kaudal blok uygulanan çocuklarda, bupivakaine ilave edilen sufentanilin postoperatif analjezi süresine etkisini ve yan etkilerini değerlendirmeyi amaçladık. Bu çalışma fakülte etik kurul onayı alınarak ASA I-II grubu 3- 10 yaşlan arasında alt abdominal ve penoskrotal girişim planlanan 52 olguda yapıldı. Cerrahinin sonunda çocuklar randomize olarak iki gruba ayrıldı ve postoperatif analjezi için kaudal blok yapıldı. Grup l'e (n26) l ml kg-1 % 0.125 bupivakain, Grup II'ye (n26) 0.5 mug kg-1 sufentanil %0.125 bupivakain aynı volümde (l ml kg-1 ) uygulandı. Olgular postoperatif dönemde 24 saat süreyle gözlendi. Postoperatif ağrı Modifiye Pediatrik Objektif Ağrı Skalası (MPOPS) ile değerlendirildi. Analjezi süreleri, ek analjezik ihtiyacı ve yan etkiler kaydedildi. Ayrıca servis hemşirelerinden çocukların davranışlarını ve annelerinden de uyku kalitelerini (0neşeli/sakin, lhuzursuz, 2gergin/ağlamaklı) değerlendirmeleri istendi. Olguların demografik verileri benzerdi. Gruplar arasında analjezi süresi ve yan etkiler bakımından farklılık bulunmadı (p0.05). Fakat sufentanil eklenen gruptaki çocuklar neşeli ve daha sakindi. Kaudal blok uygulanan çocuklarda bupivakaine eklenen sufentanil analjezi süresini etkilememekte fakat daha kaliteli analjezi sağlamaktadır.Öğe Effect of Gabapentin on Postoperative Pain: A Randomized, Placebo-controlled Clinical Study(2005) Tuncer, Sema; Bariskaner, Hulagu; Reisli, Ruhiye; Şarkılar, Gamze; Çiçekçi, Faruk; Otelcioğlu, ŞerefBackground: Both clinical and experimental studies suggest that gabapentin (GBP) has analgesic effects in neuropathic pain. The aim of the study was to investigate the effect of gabapentin on postoperative pain. Methods: This study was performed on 45 (ASA I-II) patients planned for major orthopaedic surgery. 45 patients were randomized into three equal groups. Patients received 1200 mg GBP (Group I), 800 mg GBP (Group II) or placebo (Group III) 1 h before surgery. Anaesthesia was standardized for all patients. Morphine by intravenous patient-controlled analgesia was applied as 1 mg bolus dose and 7 min lockout time for postoperative analgesia. The pain was evaluated at the first 2 and 4 h after operation. The amount of morphine used was recorded at the same hours. Results: In all groups, there were no significant differences in the demographic characteristics, duration of surgery and anaesthesia, or dose of fentanyl received in the operating room. Pain scores and side effects were similar in all groups. Morphine consumption was lower in the Groups I and II than in the Group III at 2 h and 4 h postoperatively (p < 0.05). Morphine consumption was lower in the Group I than in the Group II at 2 h and 4 h (p < 0.05). Conclusion: Our results demonstrate that a single dose of 1200 or 800 mg oral gabapentin reduces morphine consumption in the early postoperative period. However, gabapentin 1200 mg is more effective than gabapentin 800 mg for pre-emptive analgesic effect.Öğe Effects of Preoperative Oral Melatonin Medication on Postoperative Analgesia, Sleep Quality, and Sedation in Patients Undergoing Elective Prostatectomy: A Randomized Clinical Trial(Springer Tokyo, 2010) Borazan, Hale; Tuncer, Sema; Yalçın, Naime; Erol, Atilla; Otelcioğlu, ŞerefPurpose Our intention was to assess the effectiveness of preoperative oral melatonin medication on sedation, sleep quality, and postoperative analgesia in patients undergoing elective prostatectomy. Fifty-two ASA I-II patients undergoing elective prostatectomy were included in this study, randomly divided into two groups. Patients received an oral placebo (n = 26) or 6 mg melatonin (n = 26) the night before and 1 h before surgery. All patients received a standard anesthetic protocol. At the end of surgery, all patients received tramadol i.v. via a PCA device. Extubation time, intraoperative fentanyl consumption, and recovery time were assessed at the end of the operation. Pain scores, tramadol consumption, and sedation scores were assessed at 1, 2, 4, 6, 12, 18, and 24 h postoperatively, and sleep quality and subjective analgesic efficacy were assessed at 24 h after surgery. There were no significant differences in demographic data between the groups. Extubation time and recovery time from anesthesia were significantly longer in the melatonin group (P < 0.05). Intraoperative fentanyl usage, pain scores, and tramadol consumption were significantly lower in the melatonin group (P < 0.05). The postoperative sleep quality of patients was significantly better in the melatonin group than in the control group (P < 0.05). Postoperative VAS of pain was significantly lower in the melatonin group compared with the control group at 1, 2, 4, 6, 12, 18, and 24 h postoperatively (P < 0.05). Subjective analgesic efficacy of patients was significantly different between groups (P < 0.05). The sedation scores were significantly higher in the melatonin group than in the control group at 1 h and 2 h after surgery (P < 0.05). Preoperative oral melatonin administration decreased pain scores and tramadol consumption and enhanced sleep quality, sedation scores, and subjective analgesic efficacy during the postoperative period.Öğe The effects of sevoflurane, desflurane and propofol on chemotactic functions of neutrophils in bronchoalveolar lavage [Bronkoalveolar lavaj (bal) sivisindaki nötrofillerin kemotaktik fonksiyonlari üzerine sevofluran, desfluran ve propofol anestezisinin etkileri](2007) Acat, C.; Erol, Atilla; Topal, A.; Reisli, Ruhiye; Reisli, İsmail; Otelcioğlu, ŞerefAim: We aimed to investigate the effects of anesthesia with desflurane, sevoflurane or propofol on chemotactic activity of neutrophils in bronchoalveolar lavage (BAL) material using with flow cytometry. Materials and Methods: The study includes thirty patients ages ranging from 18 to 40 with ASA class I. The patients were divided into three group (Group D=Desflurane, Group S=Sevoflurane, Group P=Propofol). All patients were premedicated with diazepam and atropin. Systolic and diastolic blood pressure, oxygen saturation, end-tidal CO2 values and minimum alveolar concentration of desflurane and sevoflurane were recorded. 2-3 mg kg-1 propofol, 1 mcg kg -1 fentanyl and 0,6 mg kg-1 rocuronium bromur were administered to all patients in the induction of anesthesia. The anesthesia was maintained with inhalation agent (1-1, 5 MAC) or propofol (the starting dose 12 mg kg-1 of propofol infusion was reduced to 9, 6 and a final 4 mg kg-1). Bronchoalveolar lavage was performed immediately after induction of anesthesia and surgical procedure by fiberoptic bronchoscop. The basal active cell ratios (BACR) and N-formyl-met-leu-phe (fMLP)-stimulated active cell ratios before and after anesthesia were determined by flow cytometry in BAL neutrophils. Results: Demografic properties, durations of anesthesia and surgery and hemodynamic parameters were similar between the groups. In group P, the basal active cell ratios (BACR) before administration of propofol compared to the BACR after administration of propofol were high. After propofol anesthesia, the fMLP-stimulated active cell ratios (SACR) were significantly higher than the BACR. In group D, after desflurane anesthesia the SACR were significantly higher than the BACR. In group S before and after administration of sevoflurane, there were no statistically significant difference between BACR and SACR. Conclusion: This study showed that sevoflurane was the least effective agent on chemotaxis of BAL neutrofils.Öğe Genel anestezi ve genel anestezi ile birlikte uygulanan epidural levobupivakain veya bupivakain anestezisinin karşılaştırılması(2008) Çalımlı, Semra; Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Tavlan, Aybars; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: Cerrahi travmaya karşı oluşacak stres yanıtın baskılanması, intraoperatif hemodinami ve postoperatif analjezi kalitesi yönünden; genel anesteziye eklenen epidural bupivakain veya levobupivakain anestezisi ile genel anesteziyi karşılaştırılmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya total abdominal histerektomi bilateral salpingoooferektomi (TAH-BSO) planlanan 54 vaka kabul edildi. Olgular genel anesteziepidural bupivakain (Grup I), genel anesteziepidural levobupivakain (Grup II) ve genel anestezi (Grup III) uygulanan grup şeklinde randomize olarak 3 gruba ayrıldı. Monitorizasyon sonrası Grup I ve Grup II’ye lomber epidural kateter yerleştirilerek, duyusal blok seviyesi T6 dermatomuna ulaştığında 2 mg kg-1 propofol, 1 µ kg-1 dk-1 remifentanil, 0.6 mg kg-1 rokuronyum ile genel anestezi uygulandı. Grup III’e de monitorizasyon sonrası aynı şekilde indüksiyon sağlandı. Anestezi idamesi tüm gruplarda % 50 O2-% 50 hava karışımı içinde %1 sevofluran ve 0.1 µg kg-1 dk-1 remifentanil infüzyonu ile sağlandı. Glukoz, kortizol, insülin, C reaktif protein (CRP) analizi için preoperatif, postoperatif 1. ve 24. saatlerde kan örnekleri alındı. Olgular; hemodinami, duyusal ve motor blok seviyeleri, kullanılan anestezik miktarları, anesteziden derlenme, postoperatif ağrı ve yan etkiler açısından takip edildi. Postoperatif ağrı tedavisi için; Grup I’e epidural bupivakainmorfin, Grup II’ye epidural levobupivakain morfin ile hazırlanan hasta kontrollü analjezi (HKA), Grup III’e iv morfin HKA uygulandı. Bulgular: Grup I ve II arasında duyusal bloğun T6 dermatomuna ulaşma zamanı, duyusal blok üst seviyesi ve motor blok açısından farklılık tespit edilmedi (p0.05). Perioperatif kullanılan remifentanil ve sevofluran toplam dozları ve ilave kas gevşetici gereksinimi Grup III’te, Grup I ve II’ye göre anlamlı olarak daha yüksekti (p0.05). Spontan solunum zamanı, ekstübasyon zamanı, göz açma zamanı, Aldrete derlenme skoru 9 olma zamanı Grup III’te, Grup I ve II’ye göre anlamlı olarak uzun idi (p0.05). Gruplar arasında glukoz, insülin ve CRP değerleri bakımından tüm zamanlarda anlamlı farklılık görülmedi (p0.05). Kortizol değeri, postoperatif 1. saatte Grup III’te, Grup I ve II’ye göre anlamlı olarak daha yüksek idi (p0.05). Visual analog skala (VAS) değeri 0. dk.’da Grup III’te en yüksek idi, diğer ölçüm zamanlarında anlamlı bir farklılık tespit edilmedi. Bulantı-kusma ve kaşıntı, Grup III’te daha fazla gözlenmesine rağmen, gruplar arasında anlamlı fark yok idi (p0.05). Sonuç: Epidural bupivakain veya levobupivakainin etkileri açısından benzer olduğu, epidural genel anestezinin, genel anesteziye kıyasla intraoperatif olarak daha iyi hemodinamik stabilite sağladığı, özellikle postoperatif ilk saatlerde daha iyi analjezi sağladığı ve stres yanıtı daha iyi baskılayabildiği kanaatine varıldı.Öğe İntrakarniyal kitle cerrahisinde desfluran ve izofluran anestezisinin hemostalik sistem üzerine olan etkilerinin tromboelstografi yöntemi ile değerlendirilmesi(2008) Dursun, Murat; Tavlan, Aybars; Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: İntrakraniyal kitle cerrahisinde izofluran ve desfluran anestezisinin, hemostatik sistem üzerine olan etkilerini TEG yöntemi ile karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: ASA I-III, supratentoriyal kraniyotomi planlanan kırk olgu çalışmaya dahil edildi. Kalp atım hızı, ortalama arteriyal basınç, periferik oksijen saturasyonu, PaCO2, ETCO2 basıncı, periferik vücut ısıları monitörize edildi. Anestezi indüksiyonunda tüm olgulara 1 µg kg-1 remifentanil 60 sn.’de iv bolus uygulandı. Remifentanil uygulamasını takiben 2 mg kg-1 iv bolus propofol verildi. Bilinç kaybı geliştikten sonra 0,5 mg kg-1 iv atrakuryum verilmesini takiben endotrakeal entübasyon yapıldı. Anestezinin idamesi için Grup I’de 0,5 minimum alveolar konsantrasyon (MAK) izofluran, Grup D’de 0,5 MAC desfluran kullanıldı. Anestezi indüksiyonu öncesi, indüksiyondan 1 sa. sonra ve postoperatif 24. sa’te TEG (tromboelastografi) yöntemi ile parametreler değerlendirildi. Bulgular: Grup içi ve gruplar arasında reaksiyon zamanı, koagülasyon zamanı, alfa açısı ve maksimum amplitüd değerlerinde ölçüm zamanlarında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (P0,05). Sonuç: İntrakraniyal kitle cerrahisinde desfluran ve izofluran anestezilerinin, hemostatik sistem üzerine olan etkilerini tromboelostografi yöntemi ile karşılaştırdığımız bu çalışmada; her iki ajanında TEG parametrelerini değiştirmediği, hemostatik sistem üzerine olumsuz etkilerinin olmadığı ve intrakraniyal kitle cerrahisinde güvenle kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe İntrakraniyal kitle cerrahisinde propofol-remifentanil ile desfluran-remifentanil anestezisinin karşılaştırılması(2006) Tavlan, Aybars; Erol, Atilla; Topal, Ahmet; Dayıoğlu, Mürüvvet; Kara, İnci; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: Elektif intrakraniyal kitle cerrahisinde propofol-remifentanil ve desfluran-remifentanil ile gerçekleştirilen anestezi uygulamalarının hemodinami ve derlenme üzerine olan etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: ASA I-III grubu, 18-65 yaşları arasında 40 olgu rasgele iki gruba (Grup I Propofol, Grup II Desfluran) ayrıldı. Tüm olgulara premedikasyonda 0,03 mg kg-1 midazolam, anestezi indüksiyonunda 1 mg kg-1 lidokain, 1 µg kg-1 remifentanil (60 saniyede) intravenöz uygulandı. Eş zamanlı remifentanilin 0,5 µg kg-1 dak-1 infüzyonuna başlandı. Remifentanil uygulamasını takiben 2 mg kg-1 intravenöz propofol verildi. Dura açılmasından sonra remifentanil infüzyonu % 50 azaltıldı. Anestezinin idamesinde birinci grupta 6 mg kg-1st-1 propofol infüzyonu, ikinci grupta % 3 konsantrasyonda desfluran ortalama arter basıncı 60-100 mmHg olacak şekilde kullanıldı. Olgular kalp atım hızı (KAH), ortalama arter basıncı (OAB), derlenme kriterleri, peroperatif komplikasyonlar açısından değerlendirildi. Bulgular: Grup I'de entübasyondan 2 dakika sonra (t3), 10 dakika sonra (t4) ve çivili başlık takılınca (t5) başlangıca göre OAB artış oranı Grup II'ye göre fazlaydı (sırasıyla; p0.008, p0.008, p0.013). Çivili başlık takıldıktan 10 dakika sonra (t7) ve dura insizyonunda (t8) ise, başlangıca göre OAB artış oranı Grup II'de yüksekti (p0.030, p0.037). Gruplar KAH yönünden karşılaştırıldığında entübasyondan 2 dakika sonra (t3) ve 10 dakika sonra (t4) başlangıca göre Grup II'deki azalma daha fazlaydı (sırasıyla; p0.001, p0.001). Çivili başlık takılınca (t5), çivili başlık takıldıktan 10 dakika sonra (t7) ve dura insizyonunda (t8) ise, Grup I'deki azalma oranı Grup II'ye göre fazlaydı (sırasıyla; p0.002, p0.010, p0.007). Grup II'de göz açma ve ekstübasyon zamanları daha kısaydı (sırasıyla; p0.005, p0.001). Sonuç: İntrakraniyal kitle cerrahisinde, remifentanil ile kombine edilen desfluran ve propofol anestezisinin intraoperatif hemodinamik yanıtı etkin olarak baskıladığı, fakat desfluran ile kombinasyonun daha kısa sürede derlenme sağladığı kanısına varıldı.Öğe Kanser Ağrısında Tramadol Kullanımı(2000) Tuncer, Sema; Barışkaner, Hülagü; Yosunkaya, Alper; Şahinoğlu, Uğur; Otelcioğlu, ŞerefÇalışmamızda kanser nedeniyle farklı bölgelerde ağrıları olan ve non-opioid ajanlara cevap vermeyen 60 olguda tramadol (TH) kullanımı ve yan etkilerini değerlendirmeyi amaçladık. Ağrı şiddetinin değerlendirilmesinde Visuel Analog Skala (VAS) ölçümü kullanılan olgulardan ayrıca analjeziyi çok iyi, iyi, yeterli ve yetersiz olarak değerlendirmeleri istendi. Olgulara 6 saat ara ile 50 mg TH verildi. Daha sonra hastanın durumuna göre artan dozlarda 4-6 saat ara ile maksimum 400 mg dozuna kadar çıkıldı. Olguların ağrı tipine, etyolojisine ve diğer var olan semptomlarına göre % 55'inde non-opioid analjeziklere devam edildi. Yeterli analjezi sağlanamayan 6 olguda bir üst basamak tedavisine geçildi. Olguların % 40'ında yan etki görüldü. Bulantı, ağız kuruluğu ve halsizlik en sık izlenen yan etkilerdi. Yan etkileri nedeniyle tedavisi sonlandırılan olgu olmadı. Sonuç olarak; TH, kanser ağrısında önerilen üç basamaklı analjezik tedavinin ikinci basamağında, gerektiğinde non-opioid ve adjuvan ilaçlarla komb ine edilerek kullanıldığında etkili ve güvenli bir analjezi sağlamaktadır.Öğe Lokal Anestezik Olarak Difenhidramin Kullanılması(2003) Tuncer, Sema; Yosunkaya, Alper; Reisli, Ruhiye; Apillioğulları, Seza; Tavlan, Aybars; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: Lokal anestezik ajanlara karşı allerjisi olan olgularda, difenhidramin lokal anestezik ajan olarak önerilmektedir. Bu çalışmada epidural uygulama öncesi infiltrasyon anestezisinde difenhidraminin lokal anestezik etkinliğini prilokain ile karşılaştırarak değerlendirmeyi amaçladık. Materyal ve Metod: Olgular randomize olarak 3 gruba ayrıldı. İnfiltrasyon anestezisi için 22G iğne ile Grup I'e (n13) difenhidramin (20 mg) 2 ml, Grup II'ye (n15): %1 prilokaine 2 ml, Grup III'e (n15) %2 prilokaine 2 ml.uygulandı. Ağrı 27 G kör uçlu dental iğne ile sensoryal bloğa bakılarak VAS (vizuel analog scala) ile değerlendirildi. VAS0-1 olduğu zaman saptandı, bu süre etki başlangıç süresi olarak kabul edildi ve epidural anestezi için 18 G epidural iğne ile uygulama yapıldı. Uygulama sırasında ağrı tekrar değerlendirildi.Bulgular: Etki başlama süresi Grup I'de uzundu (p0.05). Grup II ve Grup III arasında ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi. Analjezik etki Grup I ve III'de Grup II'ye göre daha iyi bulundu (p0.05). Grup I ve III arasında farklılık yoktu (p0.05). Olguların hiçbirinde lokal deri reaksiyonu ve başka bir yan etki izlenmedi. Sonuç: Çalışmada, infiltrasyon anestezisinde difenhidraminin etki başlangıç süresi prilokainden daha uzun olmasına rağmen, lokal anestezik etkinliği %2 prilokain kadar etkin bulunmuştur.Öğe The Mechanisms of the Direct Vascular Effects of Sevoflurane on Saphenous Veins in Vitro(2009) Ölçer, Havva Feyza; Erol, Atilla; Şahin, Ayşe S.; Otelcioğlu, ŞerefAim: The purpose of this study was to determine the mechanism of the directs effects of sevoflurane on human veins in vitro. Methods: Dose-response curves were obtained for cumulative doses of sevoflurane(0.5, 1, 1.5 and 2 MAC) on saphenous vein strips precontracted with 5-hydroxytryptamine( 5-HT 10 -6 mol/L) incubated with either Nco-nitroL-arginine-methyl ester(L-NAME)(10-4 mol/L), indomethacine(10-5 mol/L), glibenclamide(10-6 mol/L) or tetraethylammonium(10-4 mol/L) Results: Preincubation of vein strips with tetraethylammonium(TEA, Ca++-activated K+ channel blocker) did not influence the relaxant responses to sevoflurane(p>0.05). L-NAME, indomethacine and glibenclamide reduced the relaxation response to sevoflurane(p<0.05). Conclusion: Our results demonstrated that sevoflurane produces concentration dependent relaxation in human saphenous vein. The relaxant effects of sevoflurane are probably related with activation of nitric oxide synthase, cyclooxygenase and KATP channels pathways.Öğe Pediyatrik Hastalarda Halotan ve Sevofluran Anestezilerinin Derlenme Üzerine Etkileri(2001) Yosunkaya, Alper; Aydemir, Tülay; Tavlan, Aybars; Çelik, Jale; Otelcioğlu, ŞerefÇalışmamızda; pediyatrik anestezide uzun yıllardır tek ajan olarak kullanılan halotan ile son zamanlarda halotana iyi bir alternatif olarak gösterilen sevofluranın derlenme özelliklerini karşılaştırmayı amaçladık. Çalışma fakülte etik kurul izni ve ailelerin onayı alınan, elektif operasyon uygulanacak, 1-6 yaşlarında, ASA I-II grubundan 80 çocuk olguda gerçekleştirildi. Premedikasyon uygulanmayan olgular rastgele iki eşit gruba ayrılarak, I. grupta halotan, II. grupta sevofluran uygulandı. Anestezi indüksiyonu; %50 Nsub2/subO/Osub2/sub karışımı içinde, kirpik refleksi kayboluncaya kadar Grup I' de halotan %0.5 konsantrasyonla başlanıp, her 3-4 nefeste bir %0.5 artırılıp maksimum %3.5'a çıkarılarak; Grup II'de sevofluran %1 konsantrasyonla başlanıp her 3-4 nefeste bir %1-1.5 artırılıp maksimum %7'e çıkarılarak sağlandı. Anestezi idamesi; %50 Nsub2/subO/Osub2/sub karışımı içinde % 1-1.5 halotan veya %3-4 sevofluran ile gerçekleştirildi. Operasyon süresince olguların hemodinamik verileri ve anestezik gazların kesilmesinden sonra olguların ekstübasyon, uyanma ve Aldrete derlenme süreleri kaydedildi. Her iki grubun sistolik ve diyastolik arter basınçları operasyon süresince benzerdi. Kalp atım hızı 10.dk'dan sonra sevofluran grubunda daha yüksek seyretti (p0.05). Ekstübasyon, uyanma ve Aldrete derlenme süresi sevofluran uygulanan grupta halotan uygulanan gruba göre anlamlı derecede düşük olduğu belirlendi p0.05). Sonuç olarak; sevofluran pediyatrik hasta grubunda halotana iyi bir alternatif olup, özellikle ayaktan operasyona gelen hastaların inhalasyon anestezisi için halotana tercih edilebilir kanaatindeyiz.Öğe Postoperatif Hiperaljezinin Önlenmesinde Magnezyumun Rolü(2012) Akarsu, Metehan; Tuncer, Sema; Reisli, Ruhiye; Otelcioğlu, ŞerefObjectives: Intraoperative remifentanil administration results in acute opioid tolerance that is manifested by increased postoperative pain, opioid requirement and specifically periincisional hyperalgesia. The aim of this study was to investigate the effect of magnesium in preventing remifentanil-induced hyperalgesia. Methods: This study was performed on 60 (ASA I-II) patients planned for abdominal hysterectomy. Sixty patients were randomized into two equal groups. Before anesthesia, saline solution was given to the patients in group I (control group), 50 mg/kg i.v. magnesium in group II (magnesium group). Anesthesia was induced with 1 ?g/kg remifentanil combined with 4-5 mg/kg thiopental and 0.5 mg/kg atracurium, maintained with O.S MAC sevoflurane and 0.4 ?g/kg/min remifentanil in both groups. Sevoflurane concentration was titrated according to autonomic responses. Thirty minutes before the anticipated end of surgery, a 0.15 mg/kg bolus dose of morphine was intravenously. At the end of surgery, patients received tramadol i.v via a PCA device. Pain score, tramadol demand and delivery were assessed at 2, 4, 6, 12, 2 4 h after surgery. Total tramadol consumption were recorded for 24-48 h after surgery. Periincisional hyperalgesia was assessed by measuring pain threshold to pressure by using an algometer and electronic von Frey filaments before operation and at 28-48 h postoperatively. Results: The pain scores and cumulative tramadol consumption were significantly lower in the magnesium group compared with the control group (p<0.05). Pressure and mechanical pain threshold were significantly less at 24-48 h postoperatively in control group than magnesium group. Conclusion: Magnesium administered preemptively reduced remifentanil-induced hyperalgesia.Öğe Postoperatif hiperaljezinin önlenmesinde magnezyumun rolü(2012) Akarsu, Metehan; Tuncer, Sema; Reisli, Ruhiye; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: İntraoperatif remifentanil kullanımında akut opioid toleransına bağlı olarak postoperatif ağrı, opioid tüketimi ve insizyon cevresinde hiperaljezi artmaktadır. Bu çalışmada amacımız, remifentanile bağlı gelişen postoperatif hiperaljezinin önlenmesinde magnezyumun etkinliğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Abdominal histerektomi planlanan ASA I-II grubu 60 olgu çalışmaya alındı ve randomize olarak 2 gruba ayrıldı. Anestezi öncesi grup I’e (kontrol) serum fizyolojik, grup II’ye (magnezyum) 50 mg/kg magnezyum (10 dk) i.v. uygulandı. Anestezi indüksiyonu 1 ?g/kg remifentanil ve 4-5 mg/kg tiopental, idamesi 0.4 ?g/kg/dk remifentanil ve 0.5 MAK sevofluran ile sağlandı. Sevofluran konsantrasyonu otonomik cevaplara göre titre edildi. Operasyon sonlanmadan 30 dakika önce 0.15 mg/kg i.v. morfin, cerrahinin sonunda ise olgulara i.v. hasta kontrollü analjezi cihazı ile tramadol uygulandı. Ağrı skoru, tramadol isteği ve sunumu postoperatif 2., 4., 6., 12., 24. ve 48. saatlerde değerlendirildi. Total tramadol tüketimi 24. ve 48. saatlerde kaydedildi. Periinsizyonel hiperaljezi operasyon öncesi ve postoperatif 24. ve 48. saatlerde algometre ve elektronik von-Frey ile ağrı eşiği ölçülerek değerlendirildi. Bulgular: Ağrı skorları ve toplam tramadol tüketimi magnezyum grubunda daha düşük bulundu (p0.05). Ağrı eşiği 24. ve 48. saatlerde kontrol grubunda daha yüksekti (p0.05). Yan etkiler açısından gruplar arasında fark bulunmadı (p0.05). Sonuç: Sonuç olarak preemptif olarak uygulanan magnezyumun, remifentanile bağlı olarak gelişen hiperaljeziyi azaltmaktadır.Öğe Postoperetif Bulantı-Kusmanın Önlenmesinde Granisetron ve Droperidolün Etkileri(2001) Tuncer, Sema; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars; Kesriklioğlu, Abidin; Otelcioğlu, ŞerefBu çalışmada jinekolojik cerrahi için genel anestezi alan hastalarda (n60) postoperatif bulantı ve kusmanın önlenmesinde granisetron ve droperidolün etkinliği karşılaştırıldı. Randomize çift kör çalışmada, olgulara serum fizyolojik (n20), 40 µg kgsup-1/sup granisetron (n20), 1.25 mg droperidol (n20) operasvon bitiminden 20 dakika önce intravenöz verildi. Bütün olgulara standart genel anestezi uygulandı. İlaçların antiemetik etkileri ve yan etkileri derlenme odasından sonraki ilk 3 saat ve sonraki 21 saat süresince değerlendirildi. 0-3 saatleri arasında bulantı, plasebo grubuna göre granisetron ve droperidol grubunda anlamlı olarak azaldı (p0.05), fakat granisetron ve droperidol grubu arasında anlamlı farklılık bulunmadı. 3-24. saatleri arasında ise bulantı proflaksisi granisetron grubunda droperidol grubuna göre daha iyi sağlandı (p0.05). Üç grup arasında postoperatif kusma açısından anlamlı farklılık görülmedi. Kullanılan antiemetiklerle ilişkili olabilecek, herhangi bir yan etkiye rastlanmadı. Sonuç olarak; postoperatif bulantının önlenmesinde erken dönemde granisetron ve droperidolün etkileri benzerken, uzun surede granisetronun daha etkili olduğu ve postoperatif bulantının önlenmesinde güvenle kullanılabileceği kanısındayız.Öğe Prevention of Pain on Injection of Propofol: A Comparison of Lidocaine with Different Doses of Paracetamol(Lippincott Williams & Wilkins, 2010) Borazan, Hale; Erdem, Tuba B.; Keçecioğlu, Melahat; Otelcioğlu, ŞerefBackground and objective The aim of this study was to compare the efficacy of pretreatment with paracetamol 0.5 mg kg(-1), 1 mg kg(-1), 2 mg kg(-1) and lidocaine 0.5 mg kg(-1) for prevention of propofol induced pain. Methods In this double-blind, placebo-controlled study, 250 adult patients ASA I or II, scheduled to undergo elective surgery, were randomly assigned into five groups of 50 each. Group P-0.5, group P-1 and group P-2 received 0.5, 1 and 2 mg kg(-1) paracetamol respectively; group L received 0.5 mg kg(-1) lidocaine; and the control group, group C, received isotonic saline pretreatment in the dorsum of the hand, followed by propofol 1 min later. A blinded researcher assessed the patient's pain level via a four-point scale. Results There were no significant differences in patient characteristics among the groups. The incidence of propofol injection pain in all treatment groups was significantly lower than in the control group (P < 0.001). When the paracetamol 0.5 mg kg(-1) group was compared with both the paracetamol 1 mg kg(-1) group (P < 0.01) and the paracetamol 2 mg kg(-1) group (P < 0.001), significant differences were observed. In the lidocaine 0.5 mg kg(-1) group propofol injection pain was significantly reduced compared with the paracetamol 0.5 mg kg(-1) group (P < 0.01). However, in the paracetamol 2 mg kg(-1) group pain was more significantly reduced than in the lidocaine 0.5 mg kg(-1) group (P < 0.001). In the paracetamol 2 mg kg(-1) group the incidence of pain was significantly less than in paracetamol 1 mg kg(-1) group (P < 0.001). Conclusion When given as venous retention pretreatments 1 min before propofol, paracetamol 1 mg kg(-1) and lidocaine 0.5 mg kg(-1) were equally effective in attenuating pain during intravenous (i.v.) injection of propofol whereas pretreatment with paracetamol 2 mg kg(-1) was shown to be the most effective treatment.Öğe Propofol, desfluran ve sevofluran anestezisinin bronkoalveolar lavaj hücreleri üzerine etkisi(2005) Çiçekçi, Faruk; Reisli, Ruhiye; Toy, Hatice; Sarkılar, Gamze; Otelcioğlu, ŞerefÇalışmamızda desfluran, sevofluran ve propofol anestezisinin alveolar makrofaj, polimorfçekirdekli lökosit (PMNL), bronş epitel hücre sayısı ve morfolojik yapısı üzerine etkileri karşılaştırıldı. 18-60 yaş arasında, ekstremite cerrahisi planlanan, 60 hasta çalışmaya alındı. Olgular 20'şer kişilik 3 gruba ayrıldı. Her hastaya 2-3 mg kg1 propofol, 1 jıg kg'1 fentanil, 0.6 mg kg'1 rokuronyum bromür uygulandı. Anestezi idamesinde inhalasyon ajanları 1 MAC olacak şekilde Grup D'de desfluran yaklaşık %6 oranında, Grup S'de sevofluran yaklaşık %2 oranında verildi. Grup P'de ise propofol infüzyonu 12 mg kg'sa1 dozunda başlanarak 20 dk'da bir 4 mg kg'sa1 dozuna kadar azaltıldı. Anestezi idamesinde tüm hastalara %50 O2-%50 kuru hava 4 L dk ' şeklinde verildi. Gereğinde rokuronyum 0.2 mg kg'1 dozunda, fentanil ise 1 jıg kg1 dozunda eklendi. Hastalardan indüksiyonu takiben (To) ve operasyon sonu yaklaşık 120. dakikada (Tj) bronkoalveolar lavaj (BAL) sıvısı alındı. To ve Tı preperatlarında ışık mikroskopisinde immatür ve matür alveolar makrofajlar, PMNL ve bronş epitel hücreleri sayıldı. Her üç grupta grup içi karşılaştırmada zaman bağımlı olarak PMNLlerdeki artış ve bronş epitel hücresinde istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma gözlendi. Sonuç olarak her üç grupda uygulanan anestezi yönteminin 2 saatlik anestezi ve cerrahi süresince alveolar lavaj hücrelerinde değişikliğe yol açmadığı ve böylece her üç grubun birbirine üstünlüğü olmadığı, PMNL artışı ile de alveolar enflamasyonun zaman içerisinde arttığı ve bu değişikliklerin değerlendirilmesi için daha ileri çalışmalara gereksinim olduğu kanısına varıldı.Öğe Transüretral prostat rezeksiyonunda intratekal düşük doz levobupivakain ve bupivakainin etkilerinin karşılaştırılması(2008) Borazan, Hale; Erdem, Tuba B.; Davarcı, Işıl; Otelcioğlu, ŞerefAmaç: Transüretral prostat rezeksiyonu (TURP) operasyonu geçirecek yaşlı hastalarda düşük dozda uygulanan levobupivakain ve izobarik bupivakainin etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Benign prostat hiperplazisi (BPH) nedeniyle opere edilecek ASA II-III grubu 60 hasta rastgele iki gruba ayrılıp, birinci gruba (Grup L)10 mg (2 mL) % 0.5 levobupivakain (Chirocaine % 0.5, Abbott), ikinci gruba (Grup B) 10 mg (2 mL) % 0.5 izobarik bupivakain (Marcaine % 0.5,Astra-Zeneca) 22 G spinal iğne ile L3-4 aralığından intratekal aralığa verildi. Hastaların kalp atım hızı, noninvaziv kan basınçları, duyusal blok seviyesi ve motor blok seviyesi kaydedildi. Duyusal blok seviyesi T10 olduğunda operasyona izin verildi. Sonuçlar: Hastaların demografik verileri, cerrahi süreleri ve ASA fiziksel durumlarında, kalp atım hızı, sistolik arter basıncı, diastolik arter basıncı ve ortalama arter basıncı ölçümlerinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p 0.05). Duyusal blok özellikleri karşılaştırıldığında, duyusal blok başlama zamanı levobupivakain grubunda, bupivakain grubundan anlamlı olarak kısa bulundu (p 0.05). Motor blok başlama zamanı, komple motor blok kalkma zamanı ve cerrahi sonunda Bromage skorlarında levobupivakain grubu ile bupivakain grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p 0.05). Yan etkiler açısından iki grup arasında anlamlı farklılık yoktu (p 0.05). Tartışma: BPH nedeniyle opere edilecek hastalarda spinal anestezide levobupivakain ve bupivakainin, bu dozlarda yan etkilerinin az olduğu ve hemodinamiyi bozmadan yeterli anestezi sağladıkları sonucuna ulaştık. Yaşlı hastalarda her ikisinin de bu dozlarda güvenle kullanılabileceğini düşünüyoruz.