Yazar "Tekin, Mahmut" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 26
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bi?lgi? Çağı I?şletmeleri?nde Deği?şi?mi? Yönetmede Etki?n Bi?r Bakış Açısı: Yaşayan I?şletmeler(Selçuk Üniversitesi, 2001) Tekin, Mahmut; Zerenler, Muammerİşletmeler sürekli değişen çevre şartları içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu değişim, işletmelerin faaliyetlerini devam ettirebilmek için sahip olması gereken bilgilerin geçerliliğini her geçen gün azaltmakta, bunun yanısıra yeni bilgiye sahip olma işletmenin sahip olduğu pazar payını koruma, artırma ve hatta yeni pazarlara girme açısından önem kazanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında geçerli ve rekabetçi bilgiye sahip olma sürecinin başarısı, işletmelerin yaşama süresinin uzunluğunu olumlu olarak etkilemektedir. Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren içinde bulunduğumuz yüzyıla verilen "Bilgi Çağı" tanımlaması küresel boyutta kabul edilmektedir. Bilgiyi elde etme, işleme, çoğaltma, paylaşma, başka bir ifadeyle bilgiyi girdiden çıktı haline dönüştürme sürecine kadar bilgi yönetimi ve bu sürecin sürekliliği, başarının anahtarı haline gelmektedir. Bu anlamda, işletmelerin -tıpkı canlı bir varlıkmış gibi- yapılanmaları, dış çevredeki değişimi algılayıp bu değişimi işletmeye bir üstünlük kazandıracak bir şekilde uyarlayabilmesi etkin değişim yönetimiyle mümkün olabilmektedir.Öğe Bi?li?şi?m Teknoloji?leri?ndeki? Geli?şmeler Paraleli?nde Tedari?k(Selçuk Üniversitesi, 2001) Tekin, Mahmut; Yıldız, Mehmet; Zerenler, MuammerHızla değişim gösteren pazar koşulları dikkate alındığında, küresel anlamda rekabet edebilir bir pozisyonda olabilmek için, günümüz işletmeleri etkili bir üretim sistemine sahip olmak ve ürettikleri ürün yada hizmetleri son kullanıcı olan müşterilerine hızlı ve istenilen özelliklerde teslim etme zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY), son kullanıcıdan başlayıp işletmeye hammadde, ürün, hizmet ve bilgi sağlayan tedarikçilere kadar uzanan temel iş süreçlerinin bir bütün olarak, müşteri istek ve beklentilerine uygun olarak, uyumlu bir şekilde yönetilmesidir. Tedarik zinciri yönetimi, üreticiler, tedarikçiler, toptancı ve perakendeciler ile müşterilerin oluşturduğu bir ağdır. Diğer yönetim tekniklerinde olduğu gibi, bilişim teknolojileri etkili bir tedarik zinciri yönetimi için can alıcı bir öneme sahiptir.Öğe Bilişim teknolojileri kullanımının işletme performansına etkileri: Lojistik sektöründe bir uygulama(2005) Tekin, Mahmut; Zerenler, Muammer; Bilge, AtılKüresel rekabet ortamında başarılı olabilmek için üretilen ürünlerin dünya üzerindeki farklı yerlerde bulunan ve birbirlerinden farklı olan müşterilerin isteklerim karşılaması koşulu giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu durum; tüm işletmecilik etkinliklerinde lojistik sektörünün önemini giderek artırmaktadır. Bununla birlikte; lojistik sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim teknolojileri kullanımıyla performans artışı sağlanmaktadır. Bu araştırmada; Konya ilinde lojistik sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde bilişim teknolojileri kullanım düzeyi incelenmiş, bilişim teknolojilerinin genel işletme performansına etkileri belirlenmeye çalışılmıştır.Öğe Çalışanlar açısından kurumsal itibar yönetimi uygulamalarının marka değeri üzerine etkilerini ölçmeye yönelik bir saha çalışması(2019) Akgün, Vasviye Özlem; Tekin, MahmutGünümüz modern pazarlama ortamında işletmelerin sunmuş oldukları mal ve hizmetlerin birbirine benzer yapıdaolması, maddi olmayan ve para ile satın alınamayan işletme varlıklarının özellikle de itibar kavramının öneminiartmıştır. Son dönemde sosyal paydaşların işletme ile ilgili algılamaları çok fazla önemsenen konular arasında yeralmakta ve bu bağlamda kurumsal itibarı güçlü olan işletmelerin marka değerlerinin de yüksek olduğusöylenebilmektedir. Yapılan bu çalışma ile kurumsal itibar yönetimi uygulamalarının marka değeri üzerindekietkileri araştırılmıştır. Bu kapsamda konu ile ilgili literatür çalışmasına ve sağlık sektöründe bir alan araştırmasınayer verilmiştir. Çalışmanın uygulama kısmında SPSS AMOS paket programından yararlanılarak veriler yapısaleşitlik modeli ile analiz edilmiş ve hastanelerde çalışmakta olan doktor ve yöneticiler açısından kurumsal itibaryönetimi uygulamalarının marka değerine etkisi, özel hastanelerde kamu hastanelerine göre daha yüksek birseviyede gerçekleşmiştir.Öğe Ekoturizm Girişimciliğinin Bölgesel Kalkınmadaki Rolü(Selçuk Üniversitesi, 2014) Kasalak, Murad A.; Tekin, MahmutMany economists and behavioral scientists, the role of entrepreneurs in society will be effective until the politicians admit. Entrepreneurs with new ideas put forth retain the path to economic development. One of the industry, tourism entrepreneurs are busy. Tourism and tourism industry is one of the rapidly evolving field of entrepreneurship. Tourism, for many countries a significant contribution to the Gross National Product and regional development is seen as an important means of income. Primarily because it requires spending money on travel and travel tourism, an important source of foreign exchange for the country and is an area that creates employment opportunities. Therefore, any growth in the tourism industry realized directly affects the country's economy. In this context, tourism and diversify the tourism industry to ensure the sustainability and ecotourism that is becoming increasingly popular is necessary to lean. As a response to mass tourism development in the years 1990'' shows the concept of ecotourism, rural and cultural tourism contain elements that can be developed and sensitive natural and cultural areas is referred to as the most appropriate type of tourism. Uncontrolled mass tourism growing movement against the destruction of the environment and on society ecotourism, sustainable development is seen as an important tool in achieving. This sustainable development is seen as yet untouched area for ecotourism ecotourism management will be achieved through entrepreneurship. Today, tourism entrepreneurs entrepreneurship in rural or a similar phrase ecotourism, which has been increasing interest in entrepreneurship. Many countries, regional development in order to ensure continuity and sustainability of tourism are important efforts. Forced to developing scarce resources and economic development efforts of developing countries in the region, especially the concept of scale is highly important due to take on the task. However, the common idea in the definition of the concept of region, the region is a geographic area or space, and so this area or important statements about space as a whole is to be used. Regional differences seen in different parts of the same country is defined as any kind of inequality. To eliminate this inequality in less developed regions in one of the tools to be used for the development of ecotourism. The aim of this study in our country in recent years showing a significant increase in entrepreneurial type ecotourism examine entrepreneurship and regional development is carried out in order to emphasize the importance of the effect. In this context the concept of entrepreneurship in general and ecotourism entrepreneurship and regional development with emphasis on the role of entrepreneurship in regional development, ecotourism, ecotourism entrepreneurship for regional development benefits and recommendations are presented.Öğe Elektroni?k Öğrenmede Öğrenci? Tutum ve Akademi?k Başarı Arasındaki? I?li?şki?de I?lgi? ve Heyecanın Aracılık Rolü(Selçuk Üniversitesi, 2019 Ekim) Etlioğlu, Mehmet; Tekin, MahmutGünümüz eğitim sisteminde birçok program ve dersler elektronik ortamda sunulmaktadır. Kalıcı öğrenmenin gerçekleşmesi hem geleneksel eğitimin hem de elektronik öğrenme için önemli bir konudur. Elektronik öğrenmenin çeşitli avantajlar sunmasının yanı sıra öğretmen ve öğrencinin fiziki bir ortamda bulunmaması ve teknoloji boyutu çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bireysel başarının artırılmasında en önemli faktör öğrenci bireysel farklılıklarına uygun etkili öğrenme sistemleri tasarlamaktır. Öğrencinin duyuşsal özelliklerine uygun tasarlanmış öğrenme ortamı kalıcı öğrenme ve başarıya katkı sağlayacaktır. Bu çalışmanın amacı, elektronik öğrenmede öğrenci tutumu ile akademik başarı arasındaki ilişkide öğrenci ilgi ve heyecanının aracılık etkisini incelemektir. Çalışma en az bir dersi elektronik ortamda almış 756 önlisans, lisans ve lisansüstü öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada öğrencilerin e-öğrenmeye yönelik ilgi ve heyecanının öğrenci tutumu ve başarı arasındaki nedensel ve aracı ilişkileri ortaya konmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular, öğrencilerin e-öğrenmeye yönelik ilgisinin tutum ile e-ders başarısı arasındaki ilişkisinde tam aracılık rolüne sahip olduğu, heyecan algısının ise kısmi aracılık rolüne sahip olduğunu göstermiştir.Öğe Elektronik Öğrenmede Öğrenci Tutum ve Akademik Başarı Arasındaki İlişkide Öğrenci Merak ve Kaygısının Aracılık Rolü(Selçuk Üniversitesi, 2020) Etlioğlu, Mehmet; Tekin, MahmutÖğrencilerin bireysel farklılıkları hem geleneksel eğitimin hem de uzaktan eğitimin üzerinde durduğu önemli bir konudur. Bu farklılıklardan birisi de duyuşsal özelliklerdir. Fiziksel bir sınıf ortamının olmaması, derslerin bilgi iletişim teknolojileri vasıtasıyla dağıtılması öğrencilerin e-öğrenmeye yönelik olarak farklı duyuşsal tepki vermelerine neden olabilmektedir. Bu bağlamda öğrencilerin farklı istek ve beklentileri oluşabilmektedir. E-öğrenmede kullanılan sistem, program, ders ve ilgili materyallere yönelik ilgi, tutum, istek, beklenti, merak, akademik benlik, motivasyon, öz-yeterlik, heyecan ve kaygı gibi çeşitli tepkiler öğrencilerin duyuşsal özellikleri olarak ifade edilebilir. Öğrencilerin duyuşsal tepkileri ise öğrenmede büyük bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrencilerin e-öğrenmeye yönelik kendi merak ve kaygılarını bilmeleri, öğretmenlerin bu konuda öğrencilere rehberlik etmeleri ve bu olumsuz durumlarına yönelik duyuşsal strateji geliştirmeleri konusunda öğretmenlere önemli görevler düşmektedir. E-öğrenme sürecinde, birçok faktörün bir arada bulunduğu birbirleri ile etkileşim içerisinde olduğu ve birbirlerini olumlu-olumsuz etkiledikleri bir süreç olarak düşünüldüğünde, süreçte meydana gelebilecek bir hata veya eksikliğin ekosistemi bozacağı ifade edilebilir. E-öğrenmede kolay ve kalıcı öğrenmenin gerçekleşmesi ve başarının elde edilmesi için öğrencilerin olumlu duyuşsal davranışları kazanması çok önemlidir. Derslerin öğretmen ile öğrencinin fiziki sınıf ortamı olmadan elektronik araçlar vasıtasıyla verilmesi iletişim ve etkileşimin, uzaklık ve topluluk hissi, zamanında destek ve geri bildirimler ile öğrencilerin yetersiz konularda ön öğrenmelerle desteklenmesi gibi sorunları beraberinde getirmiştir. Kalıcı öğrenmelerin gerçekleşmesi ve akademik başarının sağlanması için öğrenci duyuşsal özelliklerini esas alan ve bu özelliklere göre yöntem, program, ders ve materyallerinin tasarlanması son derece önemlidir. Bu çalışmanın amacı, elektronik öğrenmede öğrenci tutumu ile akademik başarı arasındaki ilişkide öğrenci merak ve kaygısının aracılık etkisini incelemektir. Çalışma e-öğrenme ile ders almış 756 önlisans, lisans ve lisansüstü öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında oluşturulmuş model yardımıyla, elektronik öğrenmeye yönelik merak ve kaygılarının öğrenci tutumu ve başarıları arasındaki aracı ilişkileri ortaya konmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgular, öğrencilerin e-öğrenmeye yönelik merak ve kaygılarının öğrenci tutumları ile akademik başarısı arasındaki ilişkiye aracılık ettiğini göstermektedir.Öğe Engelli turizminin pestel analizi kapsamında incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi, 2017) Tellioğlu, Salih; Tekin, MahmutTurizm endüstrisi için özel bir pazar olarak nitelendirilen engelli turizmi, turistik ülkelere sağladığı ekonomik katkıların yanı sıra sosyal yönü ile de güçlü bir turizm türüdür. Engelli bireylerin toplumun diğer bireyleri gibi turizm faaliyetine katılması onların toplum ile iç içe yaşamalarını sağlamakta, sosyal dışlanmışlıklarını azaltmakta ve toplumsal huzurun oluşmasına da imkân tanımaktadır. Hem turist alan ülkeler hem de turist gönderen ülkeler açısından değerli olan bu turizm türü içinde bulunduğu sektörün yapısı itibariyle de sürekli değişen dış çevre koşullarından önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu çalışmada engellilik ve engelli turizminin yanı sıra PESTEL Analizi kapsamında; politik, ekonomik, sosyolojik, teknolojik, çevresel ve yasal faktörler gibi dış çevre faktörlerinin turizme ve engelli turizmine olan etkileri literatür olarak incelenmiştir.Öğe Gi?ri?şi?mci?li?kte I?ş Ahlâkı ve Sosyal Sorumluluk Algısı: Afi?kad Örneği?(Selçuk Üniversitesi, 2018 Ekim) Tekin, Mahmut; Soba, Mustafa; İlter, BerfuBir toplumda bireylerden girişimcilere kadar sağlıklı, huzurlu ve güvenilir bir yaşamın temel unsurunu ahlâki kurallara uygun davranılması oluşturmaktadır. Girişimcilerin, dünyanın her yerinde, her durumda iş ahlâkına uygun olarak davranmaları gerekmektedir. Girişimcinin, dürüst, tutarlı ve ahlaka uygun davranışı, işletmenin etkileşimde bulunduğu taraflar nezdinde de güvenilirliğini ve saygınlığını artıracaktır. Diğer taraftan girişimcinin, işletmesinde kâr elde etmenin yanında toplumdaki kişi ve kuruluşlara karşı sorumlu olması ve beklentilerine cevap vermesi de arzulanmaktadır. Hem iş ahlakı hem de sosyal sorumluluğunun bilincinde olan girişimcinin toplumdaki saygınlığı, imajı ve piyasa değerinin uzun vadede fark yaratması beklenmektedir. Çalışmada günümüz girişimcilerinin iş ahlakı ve sosyal sorumluluk algılarının araştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, Afyon İş Kadınları Derneği (AFİKAD)’ın konuya bakış açıları nitel araştırma teknikleri ile incelenmiştir. Çalışmamızda ilk olarak literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra ahlak, iş ahlakı ve sosyal sorumluluk kavramları açıklanmıştır. Açıklanan bu kavramlar doğrultusunda, girişimcilikte iş ahlakı ve sosyal sorumluluk algısı ve olması gereken algı üzerinde durulmuştur. Uygulama kısmında ise AFİKAD üyelerinin konuya yaklaşımları irdelenmiştir. Sonuç olarak, görüşleri alınan girişimcilerin; “iş ahlâkı ve sosyal sorumluluk algısının” girişimcilik kavramını tamamlayan değer olduğu görüşünü taşıdıkları verisine ulaşılmıştır.Öğe Girişimci Dostu Üniversiteler İndeksi ve Bir Model Geliştirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2018) Geçkil, Tahsin; Koyuncuoğlu, Özdal; Tekin, Mahmut; Tekin, ErtuğrulNeo-liberal eğitim anlayışının üniversiteleri öğrenci odaklı, küresel kalkınmaya uygun eğitimi amaçlayan, girişimci ve yaratıcı insan kaynağı üreten ve buna uygun eğitim programları geliştiren birer kuruma dönüştürdüğü gözlenmektedir. Bu bağlamda üniversitelerin girişimci bir yapıya sahip olup olmadığı yönünden ölçümler yapıldığı da dikkat çekmektedir. Bu ölçümlerin birçok amacı bulunmakla birlikte, öncelikle tüm paydaşların beklentilerini karşılayan rekabetçi, girişimci ve yenilikçi bir üniversite yönetişim sistemi kurularak bu sistemin geliştirilmesini sağlamaktır. Buna paralel olarak yine tüm paydaşların beklentilerini karşılayacak ve bu sistemin geliştirilmesine katkı verecek Girişimci ve Yenilikçi Üniversite İndeksleri oluşturma çabaları da artış eğilimindedir. Üniversite girişimciliğinin ölçümlenmesinin yararlılığı konusunda genel olarak uzlaşı bulunduğu söylenebilir. Bu amaçla Türkiye’de sadece TÜBİTAK tarafından geliştirilen ve yürütülen Girişimci ve Yenilikçi Üniversite İndeksi olarak adlandırılan bir adet İndeks 2012 yılından bu yana kullanılmaktadır. Bu konuda farklı ölçüm araçlarının olması bilimsel olarak yararlı olacaktır. Bu düşünceden hareketle bu araştırmanın amacı, Üniversite girişimciliği konusunda yeni bir indeks geliştirmektir. Ölçek geliştirme aşamasında literatürde yer alan üç fazlı on adımlı yaklaşım benimsenmiştir. Ölçekte yer alabilecek ifadeler literatür ve uzman görüşleri doğrultusunda oluşturulmuştur. Bu aşamada 53 maddelik taslak bir form elde edilmiştir. Bu taslak indeks, alandan uzmanlara gönderilerek uzman görüşü istenmiştir. Elde edilen uzman görüşleri sonrasında Kapsam Geçerlik İndeksi (KGİ) çalışması yapılmış ve 50 maddenin aday ölçekte kaldığı tespit edilmiştir. Yapı geçerliği açısından Faktör analizi öncesinde Kaiser-Meyer-Olkin katsayısı ve Bartlett testi yapılmış ve Bartlett testi sonucu (P<.000) ve KMO değeri .914 çıkmıştır. Aday ölçek açımlayıcı faktör analizine tabii tutulmuş ve Varimaks döndürme tekniği ile yapılan AFA sonucunda ortaya 47 maddeli beş faktörlü bir yapı ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan ölçek varyansı % 73,875 oranında ölçmektedir. Ölçek ifadelerinin madde faktör yükleri en düşük .46 ve en yüksek .87 değerlerini almıştır.Ölçeğin bütününe ilişkin Chornbach Alfa değeri .986, olarak ölçülmüştür. Boyutlara ilişkin Chornbach Alfa değerleri ise .983 ile .830 arasında değişmektedir. Sonuç olarak ortaya çıkan ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.Öğe IMF’ni?n Yöneti?msel Reformlarını Engelleyen Etmenler ve Çözüm Öneri?leri?(Selçuk Üniversitesi, 2018 Ekim) Tekin, Mahmut; Soba, Mustafa; Akıncı, Özden SevgiUluslararası Para Fonu (IMF veya Fon), küresel ekonominin ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına büyük umutlarla kurulduğu 1944’ten günümüze kadar neredeyse yerkürenin her bölgesinde etkinlikte bulunmuştur. IMF programlarının uygulandığı ülkelerde sosyal politikaları da içine alan çeşitli alanları –ekonomik temelli bir kurum olmasına rağmen– etkileyebilecek biçimde hizmet veren IMF’nin etkinlikleri, yerkürenin barındırdığı hammadde ve insan kaynağının kullanım kapsamını doğrudan etkilemektedir. Bu bağlamda IMF’nin kısa ve uzun vadede gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmesi gerektiği halde gerçekleştirmediği her girişim önemli sonuçlar doğurmaktadır. Etkinlikleriyle, yeryüzünde bulunan tüm toplumları, kurumları ve bireyleri bu boyutta etkileyebilen IMF’nin tarafsız ve yönetiminde ve karar alma aşamalarında her üye ülkenin gözetildiği adaletli bir söz hakkı dağılımının olması gerekmektedir. Sonuç olarak bunların başarılabilmesi ve küresel ekonominin daha sürdürülebilir ve istikrarlı olabilmesi için de IMF’de önemli reformların acil olarak hayata geçirilmesinin gerekliliği öne çıkmaktadır. Çalışma kapsamında yönetimsel reformların IMF tarafından öngörülmesine rağmen hayata geçirilememelerinin temel nedenleri ve önlerindeki engeller ile az gelişmiş ülkeler (AGÜ) ile gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) başta olmak üzere, bu konuda dünya genelindeki hoşnutsuzluğun boyutu irdelenmiştir. IMF’de ağırlıklı oy sisteminin uygulanması nedeniyle reformların gerçekleştirilebilmesini de kapsayan önemli kararların alınmasının ve uygulanmasının önündeki en önemli engelin başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere politik bağlar ve çeşitli alanlardaki çıkarlarıyla birbirlerine bağlı olan gelişmiş ülkeler olduğu sonucuna varılmıştır. GOÜ ve AGÜ’nün daha etkin ve daha çok söz hakkının olduğu bir IMF’nin daha kapsayıcı bir role bürünebileceği ve sadece gelişmiş ülkeler yerine küresel ekonominin çıkarlarına daha etkin olarak hizmet verebileceği anlaşılmaktadır.Öğe Information Technology Implementation in Newly Industrialising Countries: The Case of Turkish Manufacturing Firmsinformation Technology Implementation in Newly Industrialising Countries: The Case of Turkish Manufacturing Firms(2003) Güleş, Hasan Kürşat; Gözlü, Sıtkı; Tekin, MahmutBu çalışmada Türkiye'de faaliyette bulunan büyük ölçekli sanayi işletmelerinde bilişim teknolojileri kullanım düzeyini, amaçlarını ve sorunlarını belirlemeye yönelik bir araştırmanın bulguları incelenmektedir. Araştırma kapsamındaki işletmelerden elde edilen bulgulara göre: (ı) İşletmelerin son üç yılda bilişim teknolojileri kullanım düzeyi istatistiksel bakımdan anlamlı bir şekilde artmakla beraber, işletmeler henüz bilişim teknolojileri kullanımının başlangıç aşamasındadırlar. (ıı) İşletmeler, bilişim teknolojileri uygulamasında örgüt içi bilgi yönetiminde etkinlik sağlamaya daha çok önem vermektedirler, (ııı) Bilişim teknolojileri kullanımında karşılaşılan temel sorunlar; çalışanların eğitiminin yetersizliği ve teknolojinin çok hızlı demode olmasıdır, (ıv) Bilişim teknolojileri kullanım düzeyi daha yüksek olan işletmelerin performansı, daha düşük düzeyde bilişim teknolojileri kullanan işletmelere göre daha yüksektir.Öğe İşletmelerde stratejik teknoloji yönetimi ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü ilişkisinin belirlenmesi ve otomotiv yan sanayi işletmeleri üzerine bir araştırma(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2010) Tekin, Mahmut; Göral, Ramazan; TR7284Stratejik Yönetim literatüründe, üstün değerlerin oluşturulması ve üstün performansın açıklanmasında kullanılan iki temel yaklaşım öne çıkmaktadır. Bunlar Endüstriyel Temelli Görüş ve Kaynak Temelli Teoridir. Bu teorilerle ilgili literatür incelendiğinde, işletme stratejilerinin ne olması gerektiğinin yanı sıra, işletme stratejilerinin uygulanabilirliğinde ve başarısında, teknolojinin potansiyel bir güç olduğu işaret edilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı; teknoloji belirleme, seçme, edinme, kullanma, koruma ve sonlandırma süreçlerinin, işletme stratejik yönetim çalışmalarıyla entegre olarak sürekli geliştirilmesinin, genel işletme performansı üzerinde (SRÜ) etkisi olup olmadığını tespit etmektir.Öğe Küresel Rekabet Ortamında I?leri? I?malat Teknoloji?leri? Kullanımının I?şletme Performansına Etki?leri? Üzeri?ne Bi?r Uygulama(Selçuk Üniversitesi, 2002) Tekin, Mahmut; Zerenler, MuammerHızlı iletişim, hızla oluşan pazarlar ve kısa süreli iş tasarımlarının geçerli ol- duğu günümüz küresel rekabet ortamında piyasalarda yaşanan hızlı dönüşümler, şirketlerin yoğun bir rekabet ortamına girmesine ve çoğu kez de sürekli olarak kriz- le karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır. Bunlara bir de doğal afetler, savaşlar ve kamu yönetimlerinden kaynaklanan sorunlar eklenince, işletmelerin başarılı olabil- mesi giderek zorlaşmaktadır. Böyle bir ortamda bulunan işletmelerin amaçlarını gerçekleştirebilmesi, yaşamlarını sürdürebilmesi, artan rekabet karşısında pazar paylarını koruyabilmeleri, pazar paylarını artırabilmeleri ve hatta yeni pazarlara girebilmeleri büyük ölçüde çevreye uyum sağlayabilmelerine bağlıdır. İşletmenin çevresi sürekli değişmekte, işletmeleri çok çeşitli tehlikelerle karşı karşıya bırakmak- tadır. Bu tehlikelere zamanında ve yerinde çözümler bulamayan, karşılaştığı prob- lemleri çözme becerisine sahip olamayan, çözümlediği sorunlarla gelecekte yeniden. karşılaşmamak için geleceğe yönelik tedbirler alamayan işletmelerin hayatta kalma şansları azalmaktadır.Öğe Küresel Rekabet Ortamında I?şletmelerde Teknoloji? Kullanımının I?şletme Üzeri?ndeki? Etki?leri?(Selçuk Üniversitesi, 2000) Tekin, Mahmut; Zerenler, MuammerKüresel rekabet ortamında işletmelerin başarılı bir şekilde faaliyetlerini sürdürebilmeleri, piyasalardaki pazar paylarını koruyabilmeleri, pazar paylarını artırabilmeleri ve hatta yeni pazarlara girebilmeleri teknolojiyi kullanmalarına ve onu etkin bir şekilde yönetebilmelerine bağlıdır. Teknoloji, bir sektördeki işletmelerin ölçek ekonomilerine ulaşmalarında ve küreselleşmeye odaklanmalarında önemli rol oynamaktadır. Küresel işletmeler de performanslarını artırabilmek için teknolojiye önem vermek durumundadırlar. Sadece bilişim teknolojisindeki gelişmelerin, rekabetin yapısını ve şartlarını temelden değiştirdiğini görmek teknolojinin işletmeler açısından ne denli önemli ve vazgeçilmez bir hale geldiğini anlamak için yeterli olacaktır. Bu makalede, teknoloji kullanımının işletmeler üzerindeki etkileri incelenmiş ve bu etkilerin işletme yapısında yol açtığı değişim açıklanmaya çalışılmıştır.Öğe Kısıtlar Teorisine Göre Sanayi İşletmelerinde Çalışanların Motivasyonu ve İşletme Başarısına Etkisi: PVC Üretim İşletmesi Üzerine Bir Uygulama(Selçuk Üniversitesi, 2014) Tekin, Mahmut; Şahin, ŞenolMotivasyon insanları harekete geçiren, onları iş yapmaya ve üretmeye yönelten duygu, düşünce ve dürtülerin bütünü olarak tanımlanabilir. Küreselleşen dünyada, işletmeler rakiplerini geçebilmek ve çok kazanabilmek için, çalışanlarını kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmek zorundadır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, çalışanların potansiyelinden daha fazla yararlanabilmek için, motivasyon konusu daha da önemli hale gelmiştir. İşletmelerde, çalışanları motive etmek ve yönlendirmek zor iştir. Bunun için yöneticilerin becerilerini çok yönlü olarak geliştirmeleri ve çoğu zamanda yorucu bir çaba göstermeleri gerekir. Bir işletmenin başarısı, çalışanların örgütsel amaçlar için istekle çalışmalarına, bilgi, yetenek ve güçlerini tam olarak kullanmalarına bağlıdır Her geçen gün daha çok işletme, motivasyonla ilgili yeni yönetim teorilerini pratiğe geçirmek suretiyle, kârlı sonuçlar elde edebilmektedir. Burada, kurum açısından en büyük kazanç, işletme başarısındaki artıştır. Çalışanları motive edip yönlendirebilen becerikli bir yönetici, işletmenin başarısını, maliyetleri yükseltmeden sadece insan kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak, çarpıcı bir şekilde arttırabilir. İşletmelerin temel amacının kâr elde etmek veya mevcut kârlarını daha da artırmak olduğunu düşünürsek, işletme yönetiminin vereceği kararların da bu yönde olması gerekmektedir. Kısıtlar Teorisi, organizasyonun, hedeflerine ulaşmasını engelleyen kısıtların belirlenmesi ve yönetilmesi anlamına gelmektedir. İşletmenin kâr elde etme amacına ulaşmasını engelleyen her faktör, kısıt olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla Kısıtlar Teorisi, işletme yöneticilerine karar vermeleri aşamasında, yardımcı olabilecek bir yaklaşımdır. İşletmelere yön veren, onların başarısını belirleyen en önemli konulardan birisi çalışanların motivasyonudur. Yapılan araştırmalar, çalışanlarını motive eden işletmelerin, başarı şansının diğer işletmelere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada, PVC sektöründe faaliyet gösteren bir sanayi işletmesinde, Kısıtlar Teorisi’ne göre, çalışanların motivasyon analizi yapılarak, motivasyonun işletme başarısına etkisi araştırılmıştır. Kısıtlar Teorisi her sistemde bir kısıt olduğunu ve sistemin başarısı için bu kısıtın ortadan kaldırılması görüşünü savunur. Çalışmada, çalışanların motivasyonunu kısıtlayan ve işletmenin başarısını olumsuz yönde etkileyen motivasyon kısıt faktörünün belirlenmesi, daha sonra ise iyileştirilebilmesi için, yönetime sunulması amaçlanmaktadır. Kısıtlar Teorisi uygulaması ve gerçekleştirilen araştırma yöntemi açıklanarak, çalışma sonunda elde edilen araştırma bulguları değerlendirilmiştir.Öğe Marka İletişiminin Kriz Dönemlerinde İşletme Performansına Etkisi ve Hazır Giyim İşletmeleri Üzerine Bir Araştırma(Selçuk Üniversitesi, 2010) Tekin, Mahmut; Öztürk, AzizKriz dönemleri belirsizlik ve risk içerdiği için işletmelerde panik ve karmaşaya neden olmakta, üst yönetimin sorumluluklarını artırmaktadır. Yöneticiler böyle dönemlerde çoğu zaman sağlıklı karar almakta zorlanmakta ve stratejik hatalar yapabilmektedir. Yöneticilerin kriz dönemlerinde aldıkları önlemlerin başında bazı maliyetlerin ve harcama kalemlerinin azaltılmasına yönelik tedbirler gelmektedir. Bu bağlamda tasarrufa gidilen harcama kalemlerinden birisi de reklam, satış geliştirme, sponsorluk vb. gibi faaliyetleri kapsayan marka iletişim faaliyetleri olmaktadır. Ancak, işletmenin bilinirliğini ve markalarının imajını artırma konusunda en etkili yöntem olan marka iletişiminin, kriz dönemlerinde azaltılmasının, işletme açısından krizi daha da derinleştirme olasılığı bulunmaktadır. Bu bağlamda, kriz dönemlerinde, marka iletişim faaliyetlerinin azaltılması mı yoksa marka iletişimine önem verilerek krizi aşmada ve fırsata çevirmede bir yatırım aracı olarak kullanılması mı gerektiği sorusunun cevabı, bu çalışmada marka iletişimine en fazla önem veren sektörlerden birisi olan hazır giyim sektörü üzerinde araştırılmıştır.Öğe A mixed integer linear programming formulation for optimal balancing of mixed-model U-lines(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2009) Kara, Yakup; Tekin, MahmutThe mixed-model U-line balancing problem was first studied by Sparling and Miltenburg (Sparling, D. and Miltenburg, J., 1998. The mixed-model U-line balancing problem. International Journal of Production Research, 36(2), 485-501) but has not been mathematically formulated to date. This paper presents a mixed integer programming formulation for optimal balancing of mixed-model U-lines. The proposed approach minimises the number of workstations required on the line for a given model sequence. The proposed formulation is illustrated and tested on an example problem and compared with an existing approach. This paper also proposes a new heuristic solution procedure to handle large scale mixed-model U-line balancing problems. A comprehensive experimental analysis is also conducted to evaluate the performance of the proposed heuristic. The results show the validity and usefulness of the proposed integer formulation and effectiveness of the proposed heuristic procedure.Öğe Organize sanayi bölgelerindeki işletmelerin lojistik eğilimlerinin değerlendirilmesi ve lojistik köylerin gelişme olanakları (uşak ili örneği)(2014) Tekin, Mahmut; Soba, Mustafa; Özen, ErcanKüresel rekabetle birlikte ürün, hizmet ve insan gibi kaynakların, ihtiyaç duyulan yerde ve istenen zamanda temin edilmesiyle, tedarik zinciriyle ilgili süreçlerin etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesini konu alan Lojistik kavramı daha önemli hale gelmiştir. Lojistik kavramının öneminin giderek artması organize sanayi bölgelerindeki işletmelerin lojistik eğilimlerini derinden etkilemiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan gelişmeler ulusal veya uluslararası düzeydeki nakliye ve lojistik faaliyetlerinin çeşitli işletmeciler tarafından belli bölgelerde yürütüldüğü lojistik köylerin oluşmasına neden olmuştur. Bu durum, lojistik köylerin gelişme ve büyümelerini sağlamıştır. Uşak, geçmişten günümüze girişimcilerin, girişim ruhlarını taşıyarak sanayi ve hizmet üretim işletmelerini kurduğu bir şehir olmuştur. Uşak'ta mevcut iki Organize Sanayi Bölgesinde 441 işletme faaliyet göstermektedir. Çalışmada Uşak Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösteren işletmelerin lojistik alanında yatırıma yönelme eğilimlerinin tespiti ve Uşak'ta lojistik sektörünün potansiyelini ortaya koyarak lojistik köylerin gelişme olanakları belirlenmiştir. Karayolu ve demiryolu bağlantılarıyla kombine edilmesi düşünülen Uşak Lojistik Köy Merkezi ve Lojistik hakkında 277 işletmeciye anket uygulanıp Lojistik Köy ile ilgili algıları ve beklentileri tespit edilmeye çalışılmıştır. İşletmecileri ve kamuoyunu lojistik köy hakkında bölge ekonomisine getireceği faydaları basın ve medyada biraz daha fazla tartışılmasında yarar olacaktır. Çalışma sonucu; Uşak'ta işletmelerin lojistik köyüne ihtiyaç duyduklarını gösterirken, yeterli bilgilendirme, kontrol kaygısının giderilmesi ve sürecin sağlıklı organize edilmesinin gerekli olduğunu belirtmektedirÖğe Postmodern Pazarlama Yaklaşımıyla Modern Pazarlama Yöntemleri: Güncel Şirket Uygulamaları(Selçuk Üniversitesi, 2014) Göbenez, Yılmaz; Tekin, Mahmut; Şahin, EsenSon yıllarda yaşanan küresel gelişmelerle birlikte artan tüketici ihtiyaç ve beklentileri teknolojik gelişmelerden yüksek bir şekilde etkilenmektedir. Pazarlama ve pazarlama iletişimi sektörleri dünyanın en hızlı değişen sektörleri olarak kabul edilmektedir. 2000?li yıllarda Internetin yaygın ve etkin kullanımıyla tüm sektörlerde pazarlamanın mantığı tamamen değişmiştir. Günümüzde pazarlama artık geleneksel metotların kullanıldığı ortamları çoktan aşmıştır ve modern teknolojinin nimetlerini kullanmaya başlamıştır. Yepyeni, öngörülemeyen pazarlama biçimleri ortaya çıkmıştır ve bu süreç devam etmektedir. Müşteri ile ilişkinin bu kadar önemli olduğu günümüz rekabet koşullarında, müşteriler ile kurulan bu ilişkilerin kalıcı olabilmesi için işletmelerin; pazardaki eğilimleri ve gelişmeleri, müşterilerin beklentilerini, müşterilerin ihtiyaçlarını iyi tanımaları ve müşteri odaklı bir pazarlama anlayışını benimsemeleri gerekmektedir. Geleneksel pazarın dengesini ürün/hizmet sağlayıcısı veya ürünün kendisi oluştururken, modern pazarlamanın dengesini müşteri ve onun ihtiyaçları oluşturmaktadır. Modern pazarlama; ürün odaklı değil, müşteri odaklı bir yaklaşımdır. Bu nedenle, günümüzde, işletmenin süreçlerinin, teknolojisinin ve kültürünün, müşterinin istek ve ihtiyaçları gözetilerek, yeniden organize edilmesi büyük önem kazanmıştır. Modern pazarlama anlayışı insanları tüketim davranışları açısından benzer ve farklı gruplara ayırmayı, hedefe yönelmiş pazarlamayı, müşteri tatminini ve satın almanın tekrarlanmasını sağlayacak bütünleşik pazarlama mesajları göndermeyi esas alır. Modernizm sonrası veya ötesi olarak anlamlandırılan postmodernizm ve modernizm arasında kavramsal olarak zıtlıklar bulunmaktadır. 20. yüzyılın sonlarında, üretim tabanının bilgi teknolojilerine dayanmasıyla modern toplum da modern sonrası aşamaya gelmiştir. Yeni ekonomi olarak da adlandırılan ve Internet kullanımını merkeze alan bu yeni yönetim dünyası (e-ticaret, e-iş, edevlet), aslında eski ve yeniyi bir arada yürüten bir geçiş dönemini temsil etmektedir. Bu dönem, kültür, iletişim ve sanat gibi üst yapı kurumlarını da etkileyerek postmodern dünyanın doğuşunu hızlandırmıştır. Pazarlama alanı da; ekonomi, psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji, politik, kültürel ve yasal yaşamdan son derece etkilenen bir çerçevede konumlandığından postmodern kültür, pazarlamanın da yapısını, dokusunu, yöntem ve stratejilerini etkilemiştir. Günümüz işletmeleri açısından pazarlamanın öneminin bu denli artması, işletmeleri rekabette farklı pazarlama yöntemleri kullanmaya itmektedir. Bu çalışma da, farklı şirket örnekleri üzerinden postmodern pazarlama trendleri incelenmiş ve durum analizi yapılmıştır.