Dergi Yayın Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 46
  • Öğe
    İslam hukukunun İngiliz common law üzerindeki etkisi tartışmaları III
    (Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Yıldırımer, Şahban
    İslam hukuku ile common law arasında kimi alanlardaki benzeşim, bu hukuk sistemlerinin karşılıklı etkileşimini akla getiriyordu. Yapılan bilimsel çalışmalar bu etkileşimin karşılıklı olmaktan daha ziyade tek taraflı olduğunu destekler mahiyette idi. Bu alandaki ilk kıvılcımın “trust” kurumunun kökeni araştırılırken ortaya çıktığını ifade etmek mümkündür. Bu yüzyılın ortalarında Henry Cattan bu etkiyi en yüksek perden dillendirdi. Aynı alanda çalışmalar ardı ardına devam etti. Monica M. Gaudiosi, kendisinden önceki araştırmacının iddialarını teyit etmekle kalmamış, İngiliz medeniyetinin eşsiz eğitim kurumu Oxford’un kurumsal yapısını İslami vakıf kurumuna borçlu olduğunu iddia etmiştir. Akademik çalışmalar etki alanlarını genişlettikçe bu etkinin kısmi değil genel olduğuna dair kanaatleri doğruluyordu. Ancak genel bir etkiden bahsedebilmek için çok daha fazla veriye ihtiyaç vardı. Aksi takdirde bu iddia, akademik anlamda temelsiz bir iddia olarak bilimsellik düzeyine ulaşmamış olacak ve bir temenniden hatta vehimden ibaret kalacaktı. George Makdisi İslami eğitim kurumları, bu arada medrese eğitiminin İngiliz kültürü üzerindeki etkisine dair son derce ciddi araştırmalar yaptı ve bu alana ilişkin iki eser ortaya koydu. Konu ikinci kuşak araştırmacıların da ilgi alanı içinde olmayı sürdürdü. Baba Makdisi’nin araştırmalarına oğul Makdisi yenileriyle katkı sağladı. Araştırma verileri kısmi etkiden genel ve tümel bir etkiye işaret ediyordu. Nihayet J. Makdisi, kendisinden önceki tüm akademik ve bilimsel araştırmaları da arkasına alarak en güçlü ifadeyle şu iddiayı dillendirdi: Common law sistemini etkilemesi mümkün ve muhtemel tüm hukuk sistemleri, bu hukuk anlayışı ile doku farklılığına sahiptir. Bu nedenle sadece bir tek hukuk sisteminin etkisinden bahsedilebilir, o da İslam hukukudur.
  • Öğe
    Ceza muhakemesinde duruşma-kavram, hakim olan ilkeler ve düzen ve disiplinin sağlanması
    (Selçuk Üniversitesi, 01.10.2024) Yürekli, Suat
    İddianamenin mahkeme tarafından kabulü ile başlayıp, mahkemece verilen hükmün kesinleşmesi ile sona eren kovuşturma evresinin en önemli aşamalarından birisini şüphesiz duruşma aşaması oluşturmaktadır. Duruşma sırasında muhakeme süjelerinin katılımı ile deliller mahkeme önünde tartışılmakta ve bu tartışmadan edindiği kanaate göre de mahkeme kararını vermektedir. Bur tartışmanın da belli bir usule göre yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada Ceza Muhakemesi Kanunumuzun Üçüncü Kitabı altında düzenlenmiş olan duruşmanın yürütülmesine ilişkin konular uygulamacı gözüyle açıklanmaktadır. Bu kapsamda duruşmaya hakim olan ilkeler, duruşmanın ne zaman başlamış sayılacağı, duruşmada düzen ve disiplinin sağlanmasında mahkeme başkanının yetkileri incelenmiştir.
  • Öğe
    4857 sayılı İş Kanunu'nda fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma
    (Selçuk Üniversitesi, 01.10.2024) Dursun, Ecem
    İşçi, iş sözleşmesi gereği işverene bağlı bir şekilde ve onun denetimi altında iş görmektedir. Bu sözleşme gereğince işveren içsisine ücret ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle işçi – işveren arasında hukuki bağlılığın yanında ekonomik bir bağlılık da bulunmaktadır. İşverene göre zayıf bir konumda bulunan işçinin korunması gerekmektedir. Bu amaçla, ilgili kanunlarda işçinin korunması kapsamında pek çok düzenleme yapılmıştır. İşçinin çalışması beklenebilecek en fazla süre, fazla çalışma yapılamayacak haller ve kişiler, fazla çalışma yapıldığı takdirde işçiye verilecek ücret ve benzeri konular ilgili mevzuatlarda düzenlenmiştir. Mevzuattaki bu düzenlemeler ile esas olarak işçinin kişiliğinin korunması hedeflenmiştir. Aynı zamanda bu hükümler, sosyal adaleti sağlamaya hizmet etmektedir.
  • Öğe
    Basit reşit olmayanla cinsel ilişki suçu (TCK madde 104/1)
    (Selçuk Üniversitesi, 31.12.2023) Kurbanlı, Murat
    Bu çalışmada, TCK’nın 104. Maddesinde düzenlenen ‘’Reşit Olmayanla Cinsel İlişki’’ suçunun basit hali olan 104/1. Maddesi incelenmiştir. TCK’nın 104/1. Maddesi, ilgili hali ‘‘Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’’ şeklinde düzenlemiştir. Bahsi geçen madde yürürlüğe girdiği günden itibaren tatbik açısından hem uygulamada hem de doktrinde birçok tartışmalara yol açmıştır. Biz de bu çalışma ile söz konusu muğlaklıkları ve tartışmalı kısımları aydınlatmaya çalıştık.Yazıda izlenilen yöntem ise şu şekildedir: Maddenin arka planı ve geçmişi ile ilgili kısa bir giriş yapıldıktan sonra suçun hukuki konusu, maddi ve manevi unsuru ile suçun özel görünüş şekillerine değinilmiştir. Çalışmanın sonunda ise kovuşturma usulünden bahsedilmiştir. Fiil, fail ve mağdur konuları birbiriyle yakından alakalı olduğundan yazıda yer yer farklı başlıklar altında açıklama yapılmak zorunda kalınmıştır. Nihayet sonuç kısmında ise şahsi kanaatler dile getirilerek yazı noktalanmıştır.
  • Öğe
    İşyeri sendika temsilciliği ve güvencesi
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2023) Alpaslan, Sümeyye Aydın
    İşçiler, işveren karşısındaki ortak menfaatlerine kavuşabilmek ve taleplerini iş-verene iletebilmek için temsilcileri aracılığıyla işverenle iletişim kurarlar. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu madde 27/3’te; işyeri sendika temsilcileri; işyeri ile sınırlı olacak şekilde işçilerin dileklerini dinlemek, şikâyetlerini çözümlemek, işçilerle işveren arasındaki iş birliğini, çalışma barışını ve uyumu sağlamak, işçilerin hak ve çıkarlarını gözeterek iş kanunları ve toplu iş sözleşmelerinde düzenlenen çalışma şartlarının uygulanmasına yardımcı olmak ile görevlendirilmişlerdir. Bu görevlerinde kendilerinin de içinde olduğu işçi topluluğunun haklarını savunan işyeri sendika temsilcileri, işverenin olumsuz davranışlarına ve fesih gibi bir takım yaptırımlarına diğer işçilere göre daha çok maruz kalabilirler. Bu sebeple işyeri sendika temsilcilerinin diğer işçilere oranla yapılacak özel düzenlemelerle daha fazla korunması gerekmektedir.
  • Öğe
    Çocuğun kişilik hakkının anne-baba tarafından sosyal medyada ihlali
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2023) Zorlu, Zeki
    Sosyal medya kullanıcıları yaptıkları paylaşımlarla bazen isteyerek bazen istemeyerek de olsa üçüncü şahısların kişilik haklarını ihlal etmektedirler. Sosyal medya kullanıcısı anne ve babaların da çocuklarıyla ilgili yaptıkları paylaşımlar çoğu zaman çocuğun kişilik haklarını ihlal eder niteliktedir. Çocuğun sosyal medya aracılığıyla yapılan bu ihlallere karşı korunması gerekmektedir. Ancak Türk hukukunda sosyal medya özelinde çocukların kişilik hakkının ihlali halinde korunma yollarına ilişkin ayrıca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte sosyal medyada anne babaları tarafından kişilik hakkı ihlal edilen çocukların Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen kişiliği koruyucu ve velayet hükümlerine başvurabilecekleri kabul edilmektedir. Bu çalışma kapsamında yapılan literatür taramalarından faydalanılarak çocuğun kişilik hakkının sosyal medyada anne baba tarafından ihlali ve bu ihlale karşı başvurulabilecek hukuki yollar incelenecektir.
  • Öğe
    Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenen suçlar
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2023) Özerkekoğlu, Büşra
    TCK’nın 150/1. fıkrasında düzenlenen; bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla işlenen yağma suçu, kendisine özgü özellikleri olan bir suçtur. Alacağın tahsili amacıyla mağdura karşı cebir veya tehdit uygulanması ile bu suç oluşmuş olur. Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla işlenen yağma suçu, TCK’nın 148. maddesindeki yağma suçunun daha az cezayı gerek-tiren bir hali olarak TCK’da düzenlenmiştir. TCK’nın 150/1. fıkrasına benzer şekilde TCK’nın 144/1-b bendi ile hırsızlık suçuna, TCK’nın 159/1. fıkrası ile dolandırıcılık suçuna, alacağın tahsili amacıyla bu suçların işlenmesi halinde uygulanacak bir nevi haksız tahrik hükmü düzenlenmiştir. Çalışmanın içeriği, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacı ile işlenen suçlar, bu suçların hukuki nitelikleri, bu suçların oluşması için gereken şartların incelenmesine ilişkindir.
  • Öğe
    Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde cumhurbaşkanının sorumluluğu
    (Selçuk Üniversitesi, 30.12.2022) Kara, Sümeyye
    Devlet başkanlarının yetki ve sorumlulukları hususu hükûmet sistemlerine göre farklılık göstermektedir. Sorumluluk türleri hukuki, cezai ve siyasi sorumluluk olarak üç ana başlıkta incelenmektedir. Hükûmet sistemlerinin yapılarına göre devlet başkanlarının sorumlulukları azalmakta ya da artmaktadır. 1982 Anayasası’nda 2017 yılında yapılan değişiklik sonucunda hükûmet sistemi değişmiştir. Yeni oluşan hükûmet sistemi kendine özgü özellikler barındırmaktadır. Hükûmet sistemi ile beraber devlet başkanının sorumlulukları da değişmiştir. Parlamenter sistemdeki temsili Cumhurbaşkanının yerini aktif bir Cumhurbaşkanı almıştır. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum sonucu Anayasa’nın 105. maddesinin başlığı “sorumsuzluk ve sorumluluk hali” iken “cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu” olarak değiştirilmiştir. Bununla beraber Cumhurbaşkanının siyasi, hukuki ve cezai sorumluluğu değişmiştir. Değişiklik ile yargılama usulü ve sonucu da düzenlenmiştir. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sonunda Cumhurbaşkanının yemin etmesiyle yeni hükûmet sistemi uygulanmaya başlanmıştır.
  • Öğe
    Terör suçlarına iştirak
    (Selçuk Üniversitesi, 30.12.2022) Limoncu, Mustafa
    Hukukumuzda örgüt ve terör örgütü kavramları önemli bir yer tutar. Örgüt üyeliği, yöneticiliği ve kuruculuğu bağımsız birer suç tipidir. Bunun yanı sıra, bazı suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nitelikli hal olarak sayılmıştır. Bu nedenle örgüt kavramının iyi anlaşılması gerekmektedir. Örgüt üyeliği ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda failin durumunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Suçun özel görünüş biçimlerinden olan iştirak kurumunun, terör suçları açısından ele alınması gerekmektedir. İhlal edilen norm açısından kişilerin fail olarak mı şerik olarak mı sorumlu tutulması gerektiği ortaya konulmalıdır. Terör suçları zorunlu olarak çok failli suçlar sınıfındandır. Bu suçlar bakımından, yardım etme kavramı şerikliğin bir türü olan yardım kavramını aşmaktadır. Yine terör örgütüyle bağlantılı olmayan kişilerin azmettirmesi zor görünmektedir.
  • Öğe
    Yakalama ve gözaltına alma koruma tedbirleri ve yapılan son değişikliklerin değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 01.07.2022) Akbaş, İsmet
    Devleti oluşturan toplumun ihtiyaçları zamana ve şartlara göre değişkenlik gösterir. Devlet mekanizmasının yapması gereken kendisini oluşturan toplumun bu ihtiyaçlarına en kısa sürede ve en etkili şekilde cevap vermektir. Yakalama ve gözaltına alma koruma tedbiri 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 90. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Yakalama ve gözaltına alma koruma tedbirini düzenleyen maddelerde de zaman içinde eklemeler ve çıkarmalar yapılarak bir takım değişikler yapılmıştır. Bu durum toplumun ihtiyaçlarının değişmesine göre ve ideal hukuk sistemine ulaşılmasına yönelik olarak değerlendirildiğinde olumlu adımlar olarak görülmektedir. Çalışma kapsamında yakalama ve gözaltına alma koruma tedbirinin genel esaslarına değinilmiş ve devamında yapılan değişikler ele alınarak yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlarında sarkıntılık fiili (Yargıtay kararları ışığında)
    (Selçuk Üniversitesi, 01.07.2022) Atakaya, Merve Aygül
    Sarkıntılık fiiline, TCK’nın 102 ve 103. maddelerinde, daha az cezayı gerektiren nitelikli birer hal olarak yer verilmiş, ancak her iki madde metninde de tanımı ve sınırlarına ilişkin bir belirleme yapılmamıştır. Bu eksiklikten hareketle çalışmamızda, sarkıntılık fiiline ilişkin ETCK ve TCK’da yer alan kanuni düzenlemeler, öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları irdelenerek sarkıntılık fiili tanımlanmaya ve sınırları çizilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Yargı kararları ışığında müdafiden yararlanma hakkı ve zorunlu müdafiliği gerektiren haller
    (Selçuk Üniversitesi, 01.07.2022) Taş, Hakan
    Adil yargılanma hakkının, yargılamanın her aşamasında gözetilmesi hukuk devletinin gereğidir. Adil yargılanma hakkının muhteviyatında yer alan müdafiden yararlanma hakkı da, bireysel savunmanın yetersizliğinden hareketle, şüpheli veya sanığın etkin bir savunma imkanına sahip olmasını sağlamaya yönelik bir haktır. Çalışmamızda; müdafiden yararlanma hakkı, müdafiin hukuki statüsü ve özellikle de zorunlu müdafiliği gerektiren haller güncel yargı kararları ışığında inceleme konusu yapılmaktadır.
  • Öğe
    BM barış gücü
    (Selçuk Üniversitesi, 01.07.2022) Ardıç, Selin
    Günümüzde barışın tesis edilmesi insanlığın çözüm bekleyen problemi olmaya devam etmektedir. Dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan çatışmalar, hem hızlı bir şekilde başka bölgelerin harekete geçmesine neden olmakta hem de devletlerin ortak çıkarlarını olumsuz anlamda etkilemektedir. Dolayısıyla bu durum, dünya barışını tehdit etmeye yönelik anlaşmazlıkların çatışmalara dönüşmeden engellenmesini gerekli kılmaktadır. Söz konusu sorunları aşmak için BM Antlaşması’nda açıkça düzenlenmeyen barış gücü harekâtları gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, BM barış gücü kavramının ortaya çıkışı, harekâtların yürütülmesi aşamasında dikkat edilmesi gereken prensipler ve harekâtların ilkeleri izah edilmekte, akabinde Soğuk Savaş sonrasında BM barış gücü harekâtları örneklerle birlikte açıklanmaktadır.
  • Öğe
    Yoksulluk nafakası
    (Selçuk Üniversitesi, 01.07.2022) Yiğit, Elif
    Türk Medenî Kanunu 185 ve devamı maddelerinde, eşlere kural olarak evlilik birliği süresince karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ödevi yüklenmiştir. Bu ödev kural olarak evlilik birliğinin devamı süresince aranmış, istisnai bazı yükümlülüklerin evlilik birliğinin sona ermesi halinde de devam edeceğine ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Evlilik birliğinin, boşanma kararıyla ortadan kalkmasıyla beraber, ortaya çıkan hukuki sonuçlarından biri olarak “yoksulluk nafakası” düzenlenmiştir. Çalışmada, boşanmanın eşler bakımından kişisel ve mali hukuki sonuçları, mali sonuçlarından biri olan yoksulluk nafakası ele alınmıştır. Çalışmada ayrıca yoksulluk nafakasının süresizliği, İsviçre Medeni Kanunu çerçevesindeki değerlendirmeler ve Türk Hukukunda yoksulluk nafakasına ilişkin düzenlemelere yöneltilen eleştirilere yer verilmiştir.
  • Öğe
    Anonim şirkette pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağı (TTK m. 358)
    (Selçuk Üniversitesi, 30.12.2021) Özdoğan, Elif
    Ticari hayatta pay sahipleri, şirkete çeşitli sebeplerle borçlanmakta ve şirket kasalarını kendi cüzdanları gibi kullanabilmekteydiler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen yeniliklerden birisi de şirkete borçlanma yasağıdır. Kanunkoyucu bu yasağı pay sahipleri için 358. maddede ve pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri bakımından 395/2’inci maddede düzenlemiştir. Makalenin konusunu 358. maddede düzenlenen pay sahiplerinin anonim şirkete borçlanma yasağı oluşturmaktadır. Pay sahiplerinin anonim şirkete borçlanma işlemi Kanun’da yasak olarak düzenlenmiş fakat pay sahiplerinin TTK m. 358’deki şartları sağlamaları durumunda anonim şirkete borçlanabilmeleri mümkün hâle getirilmiştir.
  • Öğe
    Siyasi partiler hukuku ile ilgili lisansüstü tezlerin bibliyometrik analizi
    (Selçuk Üniversitesi, 30.12.2021) Güler, Fatih
    Anayasa hukukunun alt bir alanı olarak kabul edilen siyasi partiler hukukunun önemi gün geçtikçe artmaktadır. Hukuk fakültelerinin üçte birinde “siyasi partiler hukuku” dersine müfredatlarda yer verilmesi bunun önemli göstergelerindendir. Ülkemizde gelişme sürecinde olan bu alanda hazırlanacak olan lisansüstü tezlerin niteliğinin artmasını sağlamak amacıyla konuyla ilgili lisansüstü tezlerin bibliyometrik analizinin yapılmasının faydalı olacağı düşüncesi, çalışmanın hareket noktasını oluşturmuştur. Siyasi partiler hukuku ile ilgili lisansüstü tezlerin “siyasi partilerin kapatılması” , “parti disiplini” ve “siyasi partilerin mali hukuku” başlıklarında yoğunlaştığı görülmektedir. “Siyasi partilerin iç hukuku” , “siyasi partiler hukukuna özgü suç ve cezalar”, “siyasi partilerin disiplin işlemleri” başlıkları ise akademik anlamda bakir alanlardır.
  • Öğe
    Yeni değişiklikler ışığında kamu davasının açılmasının ertelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2021) Gümüşay, Arif
    Bu çalışmada erteleme kurumunun tarihçesine kısaca değinilmiştir. Erteleme kurumunun ne olduğu, hangi şartlarda kurumun uygulanabileceği açıklanmıştır. Erteleme kurumunun çeşitlerinden bahsedilerek hangi hallerde erteleme kurumunun hüküm doğuracağı anlatılmıştır. Erteleme kurumunun hangi hallerde uygulanacağı ve bu durumda hangi kararlara hükmedileceğinden bahsedilmiştir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumundan bahsedilmiş ve sonuçlarının neler olduğuna yer verilmiştir. Son olarak da konuyla alakalı olarak 7188 sayılı kanunla yapılan değişikliklere yer verilmiştir.
  • Öğe
    Teoride ve uygulamada iddianamenin iadesi
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2021) Türk, Bedir
    İddianamenin iadesi kurumu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun getirdiği en önemli yeniliklerden biridir. Bu kurumla amaçlanan, hüküm verebilmek için gereken delillerin tamamının soruşturma evresinde toplanması ve kovuşturma evresinde en kısa sürede hükmün verilmesidir. Böylece adil yargılanma hakkının bir unsuru olan makul sürede yargılanma hakkı korunabilecektir. Ancak uygulamada iddianamenin iadesi nedenlerinin dar yorumlanması, bu kurumun işlerliğini azaltmakta ve hedeflenen amaçlara ulaşmayı engellemektedir. Bu çalışmada, öncelikle toplumsal iddia makamı olan Cumhuriyet savcısı üzerinde durulmuş; iddianame kavramı ve unsurları açıklandıktan sonra iddianamenin iadesinin hukuki niteliği, iddianamenin iadesi sebepleri, iade kararı ve bu karara karşı itiraz yolu ile iade kararı üzerine yapılacak işlemler izah edilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte iddianamenin iadesi kurumu, hem teorik olarak ele alınmış hem de ilgili Yargıtay kararlarına yer verilerek uygulamadaki durumu değerlendirilmiştir. Çalışmamızda iddianamenin iadesinin incelenmesinden maksat, kurumu temel çerçevede tanıtmak ve Yargıtay içtihatlarıyla şekillenen uygulamayı gözler önüne sermektir.
  • Öğe
    6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanununda yer alan temel kavramlar ile terminoloji
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2021) Sahar, Noor Talaat Azzat
    Günümüzde işlevi artan bilişim teknolojileri vesilesi ile gerek kamu sektörü gerek özel sektör tarafından her gün milyonlarca kişinin kendilerine ilişkin bilgilere erişilmektedir. Teknolojik gelişmelerin getirdiği yeniliklerle bu bilgiler kolayca işlenebilmekte ve dolayısıyla bu bilgiler arasında günden güne artan miktarda kişisel veri de bulunmaktadır. 2010 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası değişiklikleri ile kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ülkemiz açısından anayasal bir hak haline gelmiş ve bu hakka gereken özenin ve önemin verilmesi açısından öncü nitelikte bir adım atılmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bahsi geçen hak aynı zamanda bir insan hakkıdır. Bu çalışmada, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununda yer alan temel kavramlar detaylı biçimde ele alınarak bu kavramların tanımlarına ve sınırlarını çizen unsurlara ilişkin açık-lamalar yapılacaktır.
  • Öğe
    Anayasal bir hak olan kişisel verilerin korunması hakkı ve mahremiyet ile ilişkisi
    (Selçuk Üniversitesi, 31.07.2021) Sultanlı, İntizar
    Mahremiyet, somut bir tanımı olmamakla birlikte günden güne önem kazanan bir kavramdır. Mahremiyet ihlallerinin artması neticesinde mahremiyete duyu-lan hassasiyet ve mahremiyete verilen önem artmaktadır. Bunun bir getirisi olarak kişisel verilerin korunması hakkı pek çok mevzuatta yer bulmaya başlamıştır. Bu mevzuatlar arasında, uluslararası sözleşmeler, ulusal anayasalar, ulusal kanunlar, yönetmelikler bulunabilmektedir. Türk hukukunda Anayasal bir hak olarak tanınan kişisel verilerin korunması hakkının anayasal bir hak olarak tanınmasının bazı sonuçları bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında mahremiyet kavramından, mahremiyetin kişisel verilerin korunması hakkına etkisinden, kişisel verilerin korunması hakkının tarihçesinden, anayasal bir hak olarak kişisel verilerin korunması hakkından ve kişisel verilerin korunması hakkının anayasal bir hak olmasının sonuçlarından bahsedilmektedir.