Yazar "Akbulut, Berrin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 6284 Sayılı kanunda şiddet ve istanbul sözleşmesinin tck açısından değerlendirilmesi(2014) Akbulut, BerrinŞiddet insan yaşamının her alanında görülebilen ve dünyanın da önemli bir sorunudur. Şiddetin en fazla görülen şekli ise aile ortamında ve kadına yönelik şiddettir. Kadına yönelik şiddet, Türkiyede de önemli bir sorundur. Türkiyede hemen her gün kadına yönelik şiddet haberleri duyulmaktadır. Kadına yönelik şiddet konusunda 2012de yaklaşık 25 bin kadın mağdur olmuştur. Türkiye bu sorunla mücadele etmek için çeşitli alanlarda çalışmalar yapmaktadır. Bunlardan birisi de hukuki alanda yapılan düzenlemelerdir. Bu alanda iki özel kanun yapılmıştır. Bu kanunlardan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun halen yürürlüktedir. Kanunla tüm şiddet mağdurlarının korunması hedeflenmiştir. Yalnızca şiddete uğrayanlar değil, aynı zamanda şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişiler de korunmaktadır.Ancak, 6284 sayılı Kanunda suçlar bağlamında belirlemelere gidilmemiştir. Bu konuda ceza kanunu hükümleri geçerli olacaktır. Ceza Kanundaki bazı belirlemeler ise, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesinin içerdiği ve yapılması istenen bazı düzenlemeleri karşılamamaktadır. Bu çalışmada 6284 sayılı Kanunda yer verilen bazı belirlemelerin ceza hukuku çerçevesinde ve Avrupa Konseyi Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda değerlendirilmesi yapılacaktır.Öğe Bağlılık kuralı(2010) Akbulut, BerrinBağlılık kuralı, suçun işlenmesine katkı sağlayan, ancak bu katkısı faillik niteliğine varmayan şeriklerin işlenen ?ilden sorumluluğunu sağlamaktadır. Bu anlamda bağlılık kuralı, fail tarafından işlenmiş ?ile katılmayı şart koştuğu gibi, şeriklerin sorumluluğunun işlenen asıl ?il kapsamında olduğu sonucunu da ortaya çıkarmaktadır. Bağlılık kuralı, fail tarafından gerçekleştirilen ?ile bağlı olarak şeriklerin cezalandırılmasını sağladığı için, neyin kastedildiğinin, bağlılığın ölçüsünün ne olduğunun tespit edilmesi gerekir. Bu ölçü ceza kanunumuzun 40.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir ?ilin varlığı gerekmektedir. Dolayısıyla failin ?ili kasıtlı ve hukuka aykırı değilse suça iştirakten ve şeriklerin sorumluluğundan söz edilemez. Failin kusur yeteneğine sahip olup olmaması suça katılanların sorumluluğu açısından önemli değildir. Bağlılık kuralında suça katılan her kişi kendi kusurlu ?iline göre cezalandırılacaktır. Türk Ceza Kanununun 40.maddesinde ayrıca özgü suçlarla ilgili belirleme yapılmıştır. Özgü suçlarda özel faillik niteliğine sahip olmayan kişilerin bu suçlarda fail olamayacağını, ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu olacağını ifade etmektedir. Bu suçlarda özel faillik niteliği taşımayan kişi azmettiren veya yardım eden olduğu için özgü suçlar bağlılık kuralı içinde düzenlenmiş ve bu kişilerin(özel faillik niteliği taşımayan) sorumlulukları da bağlılık kuralı gereğince olacaktır.Öğe Ceza Hukukuyla Bağlantılı Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararları(2015) Akbulut, BerrinBu çalışma Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyla ilgili sunulan üç tebliğin rapor haline getirilmesinden oluşmaktadır. İlk tebliğde, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkında değerlendirmelerde bulunuldu. Bireysel başvuru incelemesinde, Anayasadaki bir hakkın ihlal edilip edilmediğinin önem taşıdığı ifade edildi. Doğru ifadenin bireysel başvuru yerine Anayasa şikâyeti olması gerektiği savunuldu. İkinci tebliğde, masumiyet karinesinin anlamı ve kapsamı hakkında bilgi verildi. Masumiyet karinesi, suç isnadı altında olan veya beraat eden kişinin hukukun gözünde masum olduğu ve kendisine buna uygun muamele edilmesi gerektiği anlamında tanımlandı. Bu karinenin ceza muhakemesi hukuku, özel hukuk, idare hukuku ve disiplin hukuku bakımından etkisi üzerinde duruldu. Üçüncü tebliğde ise, bireysel başvuru süreci hakkında tespitler yapıldı. Usule ilişkin noktalarda ölçütlerin henüz oluşturulamadığı belirtildi. Kabul edilebilirlik kriterleri konusunda belirlemelere yer verildi.Öğe Ceza mevzuatında çocuk ve çocukların yakalanması, gözaltına alınması(2013) Akbulut, BerrinUluslararası sözleşmelerde ve hukukumuzda çocuk, 18 yaşını bitirmemiş kişi olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede Türk Ceza Kanununda, Ceza Muhakemesi Kanununda ve Çocuk Koruma Kanununda çocuk kavramı yer almaktadır. Bu kavramın hangi zaman diliminde çocuk olmayı ifade ettiği her kanun açısından farklı değerlendirilmelidir. Ceza hukukuna ait bir müessesede fiilin işlendiği zaman, ceza muhakemesine ilişkin bir hükümde ise işlemin yapıldığı zaman önemlidir. Bu çerçevede ortaya çıkan tartışmalar ve düzenlemedeki sorunlar çalışmamızda ifade edilmektedir. Diğer belirtilen konu ise çocukların yakalanması ve gözaltına alınmasıdır. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin 19. maddesi bu konudaki asıl düzenlemeyi oluşturmaktadır. 19. madde hükmü, 12 yaşından küçükler ile büyükler için farklı belirlemeler getirmiştir. Bu çalışmada 12 yaşından küçüklerle ilgili getirilen düzenlemenin ne şekilde yorumlanması gerektiği, hangi işlemlerin yapılabileceği ifade edilecek, gözaltına alınmalarının veya tutuklanmalarının kimlik tespiti amacıyla mümkün olup olmadığı ortaya konulacaktır. 12 yaşından büyüklerle ilgili ise yapılması gereken işlemlerin neler olduğu belirtilecektir.Öğe Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda rızanın niteliği(2019) Akbulut, BerrinKanun koyucu cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda, rızaya suçların oluşmasıaçısından değer tanımıştır. Ancak söz konusu suçlarda rızanın niteliği farklılık göstermektedir.Cinsel saldırı suçunun düzenlendiği 102. maddenin metninde (temel şeklinde) rızaya ilişkinbir belirleme yoksa da hükmün tamamından suçun rıza dışı gerçekleştirilmesinin arandığıanlaşılmaktadır. Dolayısıyla cinsel saldırı suçu açısından rızanın bulunmaması tipikliğe ilişkinbir unsur olduğu ortaya çıkmaktadır. Çocukların cinsel istismarına ilişkin 103. maddede ise15 yaşından küçüklerin rızasına değer tanınmamış, 15 yaşından büyüklerin cinsel davranışlaragösterdiği rızanın ise davranışın cinsel ilişki olmaması şartıyla suçun oluşmasını engelleyeceğikabul edilmiştir. Dolayısıyla buradaki rıza da hukuka uygunluk nedeni olmayıp, tipikliğeilişkin rıza niteliğini taşımaktadır. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda ise rıza suçunoluşmasını engellememekte, bilakis suçun oluşmasını sağlamaktadır. Bu fiil açısından da rızatipikliğe ilişkin unsur niteliği taşımaktadır. Cinsel tacize ilişkin 105. maddede ise rızanın tipikliğeilişkin olmasına yönelik belirlemeye rastlamadığımızdan nitelik olarak hukuka uygunluknedeni rıza bulunduğunu görülmektedir.Bu çalışmada yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde her suç açısından konu açıklanmayaçalışılacaktır. Ayrıca yargı kararlarında durumun nasıl değerlendirildiği de ortaya konulacaktır.Öğe Öğe Deprem Nedeniyle Meydana Gelen Ölüm ve Yaralanmalara Ait Ceza Hukuku Sorunlarına İlişkin Bazı Tespitler(Selçuk Üniversitesi, 2023 Temmuz) Akbulut, BerrinTürkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde iki büyük deprem yaşamış, binlerce kişi ölmüş ve yaralanmıştır. Yaşanan ve etkileri çok büyük olan 6 Şubat depremleri aynı zamanda binaların inşasındaki hataları, depremden korunmak için ne şekilde hareket edilmesi gerektiğini, konuyla ilgili geçmişte yapılan yargılamaları ve ceza sorumluluğunun nasıl tespit edilmesi gerektiğini gündeme getirmiştir. Yapılan bu çalışmada, 6 Şubatta yaşanan depremler nedeniyle ölüm ve yaralanmalardan kişinin ceza sorumluluğuna ilişkin bazı tespitler yapılmıştır. Bu kapsamda ceza hukuku sorumluluğu olan kişilere, ceza sorumluluğunun belirlenmesinde dikkat edilecek konulara (objektif isnadiyet, kast-taksir, kusur belirlemelerine), zamanaşımına, zaman bakımından uygulama sorunlarına ve imar affı düzenlemelerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.Öğe Dolandırıcılık Suçunda Hi?le ve Hi?leni?n Zamanı(Selçuk Üniversitesi, 2022 Aralık) Akbulut, BerrinDolandırıcılık suçu ülke mevzuatlarına geç girmiş bir suç türüdür. Türk hukukunda hem 765 sayılı Türk Ceza Kanununda (TCK) ve hem de 5237 sayılı Kanunda düzenlendiğini görmekteyiz. Dolandırıcılık suçunun oluşması için aranan unsurlardan biri de hiledir. Hilenin nasıl gerçekleştirileceği TCK’da tanımlanmamıştır. Doktrin ve uygulama tarafından belirlenmektedir. Hilenin gerçekleştirildiği zaman dolandırıcılık suçunun oluşması açısından önemlidir. Dolandırıcılık suçu, yararın sağlanmasıyla tamamlandığından yararın sağlanmasına kadar gerçekleştirilen hile suçun oluşmasını sağlamaktadır.Öğe Dış beden muayenesi(2016) Akbulut, BerrinDış beden muayenesi, Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fiziki Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Bu düzenlemede dış beden muayenesinin soruşturma ve kovuşturma organları tarafından değil tabip tarafından yapılacağı hükme bağlanmıştır. Dış beden muayenesi, beden muayenesi ayrımlarından biridir. Beden muayenesinin diğer şekli ise iç beden muayenesidir. Dış beden muayenesine delil elde etmek amacıyla başvurulmaktadır. Sadece şüpheli veya sanık hakkında değil, diğer kişiler için de dış beden muayenesi yaptırılabilmesi mümkündür. Ancak diğer kişilerin dış beden muayenesi şüpheli veya sanıktan farklı olarak Ceza Muhakemesi Kanunumuzda (m. 76) düzenlenmiştir. Diğer kişilerin dış beden muayenesi, iç beden muayenesi ve vücuttan örnek almayla aynı şekilde hüküm altına alınmıştır. Dış beden muayenesi için herhangi bir suçun varlığı yeterli kabul edilmiştir. Hapis cezasının süresiyle ilgili sınırlama öngörülmemiştir. Dış beden muayenesinin yapılabilmesi için talep veya karar gerekmektedir. Şüpheli veya sanık için talep, diğer kişiler içinse karar aranmaktadır. Kolluk görevlileri de şüpheli veya sanığın dış beden muayenesinin yapılmasını doktordan talep edebilmektedir. Dış beden muayenesinin yapılabilmesi için kişinin rızasının bulunması şart değildir. Rıza gösterilmese de dış beden muayenesi yapılabilmektedi.Öğe Öğe Fiyatları etkileme suçu (TCK m. 237)(2015) Akbulut, BerrinEkonomi, sanayi, ticarete ilişkin suçlar bölümünde, 237. maddede düzenlenen fi- yatları etkileme suçu 3 fıkra halinde hükme bağlanmıştır. Yer aldığı bölümden de anla- şılacağı gibi söz konusu suç, ekonomik suç niteliği taşımaktadır. Temel şeklinde soyut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Ancak fiilin işlenmesi sonucunda besin veya mal- ların değerlerinin veya işçi ücretlerinin artıp eksilmesi netice sebebiyle ağırlaşan suç olarak 2. fıkrada hükme bağlanmıştır. Bununla beraber suçun soyut tehlike suçu mu yoksa somut tehlike suçu mu olduğu ve belirtilen neticelerin netice sebebiyle ağırlaşan suç mu yoksa nitelikli hal mi olduğu noktasında doktrinde tartışmalar yaşanmaktadır. Ayrıca toplu iş sözleşmesiyle belirlenen işçi ücretlerinin etkilenmesinin mümkün olup olmadığı ve bunun maddenin uygulama alanına girip girmediği konusunda da sorun bulunmaktadır. Maddenin 3. fıkrasında ise suçun nitelikli haline yer verilmiştir. Suçu işleyen kişinin ruhsatlı simsar veya borsa tellalı olması cezanın daha fazla verilmesini gerektiren bir hal olarak düzenlenmiştir. Manevi unsur yönünden kasten işlenebilen bir suç olan fiyatları etkileme suçunun ayrıca belirli amaçla işlenmesi de gerekmekte- dir. Yaptırım olarak da hapis cezası ve adli para cezasının birlikte uygulanması kabul edilmiştir. Ancak uygulanacak adli para cezasının miktarına (gün belirlemesine) ilişkin bir düzenleme 237. maddede yer almamaktadır. Çalışmada yukarıda belirtilen içerikleri kapsayan suçun unsurlarına, nitelikli haline, netice sebebiyle ağırlaşmış şekline ve suçun özel görünüş şekillerine değinilecek, ama öncesinde suçun ekonomik suç olması nedeniyle ekonomik suç kavramına ve tarihi gelişime açıklık getirilecektir.Öğe I?dari? Para Cezası ve I?dari? Para Cezasının Beli?rlenmesi?(Selçuk Üniversitesi, 2022 Aralık) Akbulut, Berrinİdari para cezası, kabahatler hukuku yaptırımlarından biridir. Kanun koyucu suçlar için öngörülen para cezasından ayırmak için kabahatlere uygulanacak para cezasını idari para cezası kavramıyla ifade etmiştir. İdari para cezası, Kabahatler Kanununun İdari Yaptırımlar başlığını taşıyan 3. Bölümünün 17. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemede idari para cezası tanımlanmamış, ancak türleri belirtilmiş ve nasıl yerine getirileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca düzenlemede alt ve üst sınırlar arasında öngörülen idari para cezasını belirlenmesinde hangi ölçütlerin kullanılacağı da ifade edilmiştir.Öğe Öğe İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüğü bulunan kişiler ve bu kişilerin iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan cezai sorumlulukları(2018) Akbulut, Berrinİşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; mesleki risklerin önlenmesi,eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerinsağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen koşullara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesiiçin çalışmalar yapar (İSGK m.4/1-a).İşverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uymaması halinde, meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığınedeniyle işverenin kast veya taksirine göre ceza sorumluluğu söz konusudur. İşverenin, işyerinden sorumlubir vekil görevlendirdiği durumlarda işveren vekilinin de ceza sorumluluğu bulunmaktadır. İş kazası veya meslekhastalığının meydana gelmesinde işveren vekilinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi söz konusu olmuşsa işverenvekili de kast veya taksirine göre sorumlu olacaktır. Kamu işyerinde kamu işveren vekilinin yükümlülüğüne uygundavranmaması nedeniyle iş kazası meydana gelmişse bu kişinin de sorumluluğu gündeme gelecektir.Ayrıca iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve bu durumun iş kazası veyameslek hastalığına yol açması halinde bu kişilerin de ceza sorumluluğu ortaya çıkabilecektir. Bu çalışmada iş sağlığıve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle sorumlu kişilerin kimler olduğu, bu kişilerinişleyebilecekleri suçlar, ceza sorumlulukları için aranan şartlar belirtilecektir.Öğe Kabahatler Hukukunda Zaman Bakımından Uygulama(Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Akbulut, BerrinZaman bakımından uygulama hukukun önemli konularından biridir. Zira kanunlar zaman içinde değişikliğe uğradığından fiile uygulanacak kanunun belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle Kabahatler Kanununun 5. maddesinde de zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Kabahatler Kanununun 5. maddesinde, dar anlamda ceza hukukunun karşılığını oluşturan kabahatler hukuku hükümlerinde ve idari yaptırımın yerine getirilmesine (infaza) ilişkin hükümlerde zaman bakımından uygulamada hangi esasların geçerli olduğu düzenlenmiştir. Kabahatler hukukunun muhakemeye ilişkin kuralları açısından ise belirleme yapılmamıştır. 5. maddede ayrıca fiilin işlendiği zamanın neyi ifade ettiği de açıklığa kavuşturulmuştur. Aşağıda tüm bu hususlar açıklığa kavuşturulacaktır.Öğe KAMUYA GEREKLİ ŞEYLERİN YOKLUĞUNA NEDEN OLMA SUÇU (TCK m.238)(2014) Akbulut, BerrinTCKnın 238. maddesinde yer alan kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu kanun koyucu tarafından Ekonomi, Sanayi, Ticarete ilişkin suçlar bölümünde düzenlenerek ekonomik suç niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. 1274 tarihli Ceza Kanunundan itibaren mevzuatımızda yer alan bir suç grubu olmakla birlikte tespit edilebildiği kadarıyla yargı kararlarında uygulaması bulunmamaktadır. Ancak gerek 765 sayılı Kanun döneminde gerekse şu anda uygulanmakta olan 5237 sayılı Kanun çerçevesinde doktrinde suçun unsurlarıyla ve diğer konularla ilgili tartışmalar bulunmaktadır. Bu özellikle kamu kurum ve kuruluşları veya kamu hizmeti veya genel bir felâketin önlenmesi için zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına neden olmanın suçun maddi unsurları anlamında netice mi yoksa haksızlığın unsurları dışında objektif cezalandırılabilme şartı mı oluşturdu- ğu noktasında yaşanmaktadır. Bu konudaki kabul aynı zamanda suçun teşebbüse uygun olup olmadığı noktasında da tartışma doğurmaktadır. Bu çalışmada kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma suçu tüm yönleriyle incelenerek belirtilen noktalarda ve diğer konularda tespitler yapılacaktır.Öğe Si?stemi Engelleme, Bozma, Veri?leri? Yok Etme veya Deği?şti?rme(Selçuk Üniversitesi, 2016 Aralık) Akbulut, BerrinBilişim alanında yaşanan gelişmelerin sonuçlarından biri de suçluluk alanında yaşananlardır. Klasik suçların yanında yeni suç işlenme şekilleri ortaya çıkmıştır. Bu suçlardan biri de Türk Ceza Kanununun 244. maddesinde düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarıdır. 244. maddenin ilk fıkrasında bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi veya bozulması suçu, ikinci fıkrasında ise bilişim sistemindeki verilerin bozulması, yok edilmesi, değiştirilmesi, erişilmez kılınması, sisteme veri yerleştirilmesi veya mevcut verilerin başka yere gönderilmesi suçu hükme bağlanmıştır. 3. fıkrada ise suçların nitelikli hali düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanununun 244. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında düzenlenen suçlar, tarafı bulunduğumuz Siber Suç Sözleşmesinde de yer verilen suçlardır. Ancak doktrinde bazı yönlerden eleştirilmekte ve tartışmalara neden olmaktadır. Aşağıda her bir suç unsurlarıyla incelenirken eleştiriler ve tartışmalara yer verilecek, özellik arz eden hususlar belirtilecektir. Bu yapılırken suçlar ayrı ayrı incelenmeyecek, tekrara yer vermemek için aynı başlık altında, fakat ortak ve farklı hususları kapsayan açıklamalar yapılacaktır.Öğe TÜRK CEZA KANUNU VE IRAK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE DÜŞÜRME SUÇLARI(2018) Akbulut, Berrin; Kareem, Ola RaheemBu makalede çocuk düşürtme ve düşürme suçları Türk Ceza Kanunu ve Irak CezaKanunu düzenlemeleri yönünden incelenmiştir. Hükümlerin incelenmesine geçmeden önce heriki kanundaki mevzuat hükümleri genel olarak belirtilmiş, çocuk düşürtme ve düşürme suçlarındakitemel kavramlara yer verilmiştir. Temel kavramlar başlığı altında ceninin kavramı,kürtaj, düşük, çocuk düşürme ve çocuk düşürtme kavramları incelenmiştir. Bu belirlemelerdensonra önce Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleri (m. 99 ve 100) incelenmiştir. TCK’nın 99.maddesinde düzenlenen çocuk düşürtme suçunda yer alan üç ayrı suç tipi unsurlarıyla ayrıntılıolarak incelenmiş, suçların netice sebebiyle ağırlaşmış şekli ve nitelikli halleri açıklanmayaçalışılmıştır. Çocuk düşürmenin düzenlendiği TCK’nın 100. maddesinin incelenmesinde isegebe olan kadının 10 haftadan büyük çocuğu düşürmesi fiili unsurlarıyla birlikte açıklanmıştır.Türk Ceza Kanununun incelenmesinden sonra Irak Ceza Kanununun (ICK’nın) hükümleriirdelenmiştir. Söz konusu Kanunun 417. maddesinde düzenlenen çocuk düşürme suçu ve kadınınrızasıyla çocuğun düşürtülmesi fiili unsurlarıyla açıklanmış, 418. maddesinde hükmebağlanan rıza dışı çocuk düşürtme suçu bütün yönleriyle ifade edilmeye çalışılmıştır. Sonolarak ICK’nın 419. maddesinde yer verilen kasten yaralama sonucu düşük meydana gelmesiaçıklanmıştır. Düzenlemeler incelenirken doktrindeki farklı görüşler, yöneltilen eleştiriler, eksiklerve öneriler belirtilmiştir.Öğe Zincirleme Suça İlişkin Özel Belirlemeler Hakkında Bazı Tespitler(2010) Akbulut, Berrin[Abstract not Available]