Yazar "Ege, Emel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 31
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 0-1 yaş bebeği olan annelerin sağlık ocağında ebe-hemşire hizmetlerini kullanma durumları(2007) Kıyak, Sibel; Akın, Belgin; Ege, EmelAmaç: 0-1 yaş bebeği olan annelerin sağlık ocağında ebe-hemşire tarafından sunulan hizmetleri kullanma durumlarını incelemektir. Yöntem: Tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırma evreni ve çalışma grubu, Konya’da bir sağlık ocağı bölgesinde yer alan dört mahallede yaşayan 0-1 yaş bebeği olan 250 anneden oluşmaktadır. Veriler araştırmacı tarafından ev ziyaretleri ile yüz yüze görüşme yöntemi ile bir anket formu kullanılarak 1 Nisan-30 Mayıs 2006 tarihleri arasında toplanmıştır. İstatistiksel analizlerde sayı ve yüzde dağılımı kullanılmıştır. Bulgular: Ailelerin çoğunluğunun (%66.8) sağlık sorunlarında başvurdukları ilk kurum sağlık ocağıdır. Bebek için kullanılan hizmetler ise sırası ile aşılama (%99.6), boy-kilo takibi (%99.6), sağlık eğitimi (%64.0), enjeksiyondur (%58.0). Annelerin son gebeliklerinde kullandıkları hizmetler; %92.0sinin antenatal bakım hizmetini kullandığını, bu hizmetlerin kilo takibi (%89.6), bebeğin kalp seslerinin dinlenmesi (%86.4), tetanoz aşılaması (%86.0), demir ilacı alınması (%59.6), laboratuvar hizmetlerinin kullanılması (%45.2) ve sağlık eğitimi (%32.8) olduğu bulunmuştur. Son bir yılda 195 (%78) annenin evine ebe ve hemşireler tarafından ziyaret yapıldığı, yapılan ziyaretlerin %63.6sı ETF doldurma amaçlı olduğu bulunmuştur. Sonuç: Bebekler için en çok aşılama ve boy-kilo takibi hizmetlerini kullanılırken sağlık eğitimi hizmetinden yararlanma düşük bulunmuştur. Son bir yılda annelerin çoğu ebe ve hemşireler tarafından evinde ziyaret edilmiştir. Ev ziyaretinin en fazla kayıt tutma nedeniyle olduğu belirlenmiştir.Öğe 15-49 yaş kadınların kurtaj nedenleri ve kontraseptif tercihleri(2010) Yılmaz, Dereli Sema; Ege, Emel; Akın, Belgin; Çelik, ÇetinAmaç: Çalışma 15-49 yaş kadınların isteyerek düşük yapma nedenlerini ve kontraseptif tercihlerini saptamak amacıyla yapıldı. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı araştırma şeklinde yapıldı. 11 Kasım 2005 – 31 Ocak 2006 tarihleri arasında Konya Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde isteyerek düşük yapan 103 kadın araştırmanın çalışma grubunu oluşturdu. Literatüre dayanarak araştırmacılar tarafından oluşturulan 27 soruluk anket formu verileri toplamak için kullanıldı. Bir araştırmacı verileri yüz yüze görüşerek topladı. Tanımlayıcı istatistikler yanında kürtaj nedeni ile aile planlaması tercihleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacı ile X2 önemlilik testinden yararlanıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan kadınların yaş ortalaması 32.7 (SD: 5.91, median: 32.0, mode: 30, min.18, max. 45). %85.4’ü ilkokul mezunu veya okur yazar değil, gebelik sayısı 3 veya üzerinde olan kadınlar daha fazla isteyerek düşüğe/MR başvurduğu saptandı (%94.2). En sık isteyerek düşük yapma nedeni olarak çocuk sayısı gösterilmiş (%47.6) ve kadınların gebe kalmadan önce geri çekme yöntemini kullandıkları tespit edildi. Sonuç: İsteyerek düşük hala bir kontraseptif metod olarak kullanılmaktadır. Özellikle doğum sonu kliniklerinde kontrasepsiyon danışmanlığına odaklanmak anne ve çocuk sağlığı bakımından önemlidir.Öğe 20-60 yaş arası kadınların kendi kendine meme muayenesi (KKMM) uygulama davranışları ve farkındalık düzeyleri(2008) Altunkan, Handan; Akın, Belgin; Ege, EmelÇalışmanın amacı 20-60 yaş arası kadınların KKMM konusundaki bilgi ve uygulamalarının neler olduğunun incelenmesidir. Çalışma kapsamına Konya İli Karatay ilçesine bağlı 15 no’lu sağlık ocağı bölgesinde yaşayan 20-60 yaş arası 253 kadın alınmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından literatür bilgileri doğrultusunda hazırlanmış bir anket formu ve Meme Kanseri Sağlık İnanç Modeli Ölçeği (MKSİMÖ) kullanılmıştır. Veriler bir araştırmacı tarafından ev ziyaretleri yapılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Ortalama ve yüzde dağılımları, Student t-testi, Mann-Whıtney U testi ve Ki kare yöntemle analiz edilmiştir. Kadınların % 66.9’u 39 yaş ve altındadır. Eğitim düzeyleri çoğunlukla ilkokul ve altındadır (% 89.7), çoğunluğu çocuk sahibidir (% 93.3) ve sosyal güvenceleri (% 73.6) vardır. Kadınların % 86.2’ si KKMM hiç uygulamamakta, % 13.8’ i arada bir uygulamaktadır. KKMM her ay düzenli uygulayan kadın bulunmamaktadır. Eğitim ve ailesinde meme kanseri öyküsü olma durumlarının KKMM uygulama durumu ile ilişkili olduğu gözlenmiştir (p0.05). KKMM uygulamasının aylık düzenli olarak yapılmadığı bulgusuna dayanarak, meme kanseri günümüzde artmasına rağmen KKMM uygulama bilgi ve farkındalığının artmadığını söyleyebiliriz.Öğe Annelerin doğum sonu güvenlik hisleri ölçeği: Geçerlik ve güvenirlik çalışması(2016) Ege, Emel; Altuntuğ, Kamile; Koçak, Vesile; Geçkil, EmineAmaç: Bu çalışmada annelerin doğum sonu ilk haftada güven hislerini ölçmek için Annelerin Doğum Sonu Güvenlik Hisleri Ölçeği'nin Türkçeye uyarlanması amaçlanmıştır. Yöntem: Annelerin Doğum Sonu Güvenlik Hisleri Ölçeğinin geçerlik ve güvenirliğinin test edildiği bu araştırma metodolojik türde bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemi doğum sonu ilk hafta içindeki 222 anneden oluşmuştur. Ölçek uyarlamasında geçerlik çalışması için dil (uzman görüş), kapsam (Kapsam Geçerlik İndeksi-KGİ) ve yapı geçerliği (Doğrulayıcı Faktör analizi); güvenirlik için iç tutarlılık (Cronbah's alfa), madde analizleri ve zamana göre değişmezlik (test tekrar test) analizleri yapılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Ölçeğin KGİ puanı 0.89 olup kapsam geçerliği yeterlidir. DFA sonucunda X2229.04 (serbestlik derecesi 129), X2/df 1.78 ve RMSEA0.059 bulunmuş olup model iyi/mükemmel uyuma işaret etmektedir. Ölçeğin madde ortalamaları 2.311.10 ile 3.41.80 arasında, madde-faktör yükleri .29-.89 arasında değişmekte, alt-üst %27'lik farklar bütün maddeler için anlamlı olup (p0.001), Ölçeğin toplam Cronbach's alfa katsayısı .84 ve test tekrar test korelasyon .93 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar; Annelerin Doğum Sonu Güvenlik Hisleri Ölçeği Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermiştir.Öğe Babaların doğum sonu güvenlik hisleri ölçeği’nin geçerlilik ve güvenirliğinin incelenmesi(2015) Koçak, Vesile; Altuntuğ, Kamile; Geçkil, Emine; Ege, EmelAmaç: Bu çalışma, Babaların Doğum Sonu Güvenlik Hisleri Ölçeği'nin geçerlilik ve güvenirliğini test etmek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Metodolojik türde yapılan çalışmanın örneklemini, açımlayıcı faktör analizi için 0-7 günlük bebeği olan 130 baba ve doğrulayıcı faktör analizi için 65 baba oluşturmaktadır. Veriler SPSS 20 programı ve LİSREL 9.1 programında değerlendirilmiştir. Ölçeğin çeviri süreci ardından geçerliliğine yönelik kapsam ve yapı geçerliliği yapılmıştır. Kapsam geçerliliği için uzman görüşleri sonrası kapsam geçerlilik indeksi hesaplanmıştır. Yapı geçerliliği için açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi, güvenirlik için madde analizleri ve iç tutarlık analizi yapılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Ölçeğin kapsam geçerlilik indeksi .98 olarak bulunmuştur. Açımlayıcı faktör analizinde ölçek maddeleri, özdeğeri 1'i aşan 4 faktörde toplanmıştır. Bu dört faktör toplam varyansın %61.19'unu açıklamaktadır. Maddelerin faktör yükleri .63- .78 arasında değişmektedir. Doğrulayıcı faktör analizinde dört faktörlü yapı doğrulanmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda uyum indeksleri; kikare67.85, (p0.201), serbestlik derecesi 59, RMSEA 0.048 olarak bulunmuştur. Elde edilen uyum indekslerinin iyi uyum gösterdiği belirlenmiştir. Ölçek madde toplam puan korelasyonları 0.63- 0.78 arasındadır. Ölçek toplam puanına göre Cronbach's alfa güvenirlik katsayısı .74 olarak bulunmuştur. Babaların Doğum Sonu Güvenlik Hisleri Ölçeği, babaların doğum sonu güvenlik hislerini ölçmede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araçtır.Öğe Combined Oral Contraceptives Use and Relationship with Depressive Symptoms in Turkey(Springer, 2010) Akın, Belgin; Ege, Emel; Aksullu, Nihayet; Demirören, Nesime; Erdem, HaticeThe aim of the study is to describe the prevalence of Combined Oral Contraceptive use and explore the relationship between Combined Oral Contraceptive use and depressive symptoms in a sample of Turkish women. This descriptive study consisted of 210 married women. We describe the women as Combined Oral Contraceptive users if she has been using Combined Oral Contraceptive at least for the last 3 or 4 months. A questionnaire and Beck Depression Inventory were used to collect data with face-to-face interview. Logistic regression was used for statistical analyses. Of the women who participated in the study 23.3% were Combined Oral Contraceptive users. There were 73 (34.8%) women who reported depressive symptoms. The BDI scores were not different between the Combined Oral Contraceptive user and nonuser (p > 0.05). The results of the study suggest that there is no significant relationship between Combined Oral Contraceptive use and depressive symptoms.Öğe Doğum sonu yaşam kalitesi ölçeğinin Türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenirliği(2012) Altuntuğ, Kamile; Ege, EmelAmaç: Yeni doğum yapan anneler için doğum sonu periyod annenin yaşam kalitesini etkileyen fiziksel, emosyonel ve sosyal değişimler zamanıdır. Bu çalışma; annelerin doğum sonu yaşam kalitesini değerlendirmek amacı ile Doğum Sonu Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirliğini test etmek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Metodolojik türde yapılan çalışmanın örneklemini; doğum yapmış 200 anne oluşturmaktadır. Ölçeğin çeviri sürecinin ardından geçerliliğine yönelik olarak içerik geçerliliği (uzman görüşü) ve yapı geçerliliği (Doğrulayıcı faktör analizi ve bilinen grup geçerliliği), güvenilirliğine yönelik olarak iç tutarlılık ve madde toplam puan korelasyonları incelenmiştir. Bulgular ve sonuç: Türkçe ölçeğin faktör analizinde faktör yükü 0.41 ile 0.80 arasında değişmektedir. Doğrulayıcı faktör analizinde beş faktörlü yapı doğrulanmıştır. Ölçek toplam puanına göre Cronbach alfa güvenilirlik katsayısı: 0.95 ve madde toplam puan korelâsyonları 0.4350.717 arasındadır. Doğum Sonu Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Türkçe formu doğum yapmış kadınlarda doğum sonu yaşam kalitesini değerlendirmede geçerli ve güvenilir bir araçtır.Öğe Ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin genetik hastalık ve genetik danışmanlık bilgi durumları(2014) Turaçlar, Nesrin; Altuntuğ, Kamile; Ege, EmelAmaç: Çalışmanın amacı ebelik ve hemşirelik öğrencilerinin genetik hastalık ve genetik danışmanlık bilgi durumlarını incelemektir. Yöntem: Bu çalışma kesitsel bir çalışma olup, çalışma yeri Türkiyedeki üniversitelerin hemşirelik ve ebelik bölümleri bulunan sağlık yüksekokullarıdır. Örnek seçiminde küme örnekleme yönteminden yararlanılmıştır. Farklı yüksekokullardan gelen 418 anketin tümü çalışmaya katılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS 10.0 programında yapılmıştır. Sayı ve yüzde dağılımları ve ki-kare analiz testleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamasının 22,31,3, %48,3ü ebelik, %51,7sinin hemşirelik öğrencisi olduğu, %21,3ünün anne babalarının akraba olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda öğrencilerin %56,5i genetik bilgilerinin yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Öğrenciler, genetik konusundaki bilgileri üniversite eğitimleri sırasında aldıklarını ifade etmişlerdir (%97,1). Bu öğrencilerin %64,4ü genetik bilgilerini Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları dersinden öğrendiğini ve bunun da yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Sonuç: Genetik hastalıklar, önlem programları ve son günlerde önemi ve sayısı giderek artan genetik testleri ile ilgili bilgilerin ebelik ve hemşirelik bölümü dersleri içerisine konması, okullarda bu konuda konferans ve seminerlerin verilmesi önerilebilir.Öğe Genital hijyen davranışları envanterinin (GHDE) geliştirilmesi(2005) Ege, Emel; Eryılmaz, GülşenBu araştırma, üreme çağındaki kadınların genital hijyen davranışlarını değerlendiren kültüre özgü standart bir ölçme aracı geliştirmek amacı ile planlanmış ve yapılmıştır. Kültüre özgü geliştirilen envanterin geçerlik ve güvenirliğini değerlendirmek için metodolojik bir çalışma yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, Malatya İli Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇ-SAP) merkezine başvuran 15-49 yaş grubu evli ve (en az) okur-yazar olan kadınlar oluşturmuştur. Veriler 15 Ekim- 30 Kasım 2002 tarihleri arasında toplanmıştır. Belirtilen tarihler arasında toplam 220 kadın çalışmaya dahil edilmiştir. Kadınlara çalışma hakkında bilgi verilmiş ve sözel onay alınmıştır. Ayrıca çalışmanın yapıldığı AÇ-SAP merkezinden yazılı izin alınmıştır. Veriler Pearson korelasyon katsayısı analizi, Cronbach Alfa katsayısı, KMO, Barlett’s test of sphericity ve Faktör analizi ile değerlendirilmiştir. Literatür bilgileri doğrultusunda genital hijyen davranışlarını değerlendirecek 47 maddelik likert tipi bir envanter geliştirilmiştir. Envanterin geçerliğini saptamak için içerik-kapsam geçerliğine bakılmış ve soru sayısı 44 maddeye indirilmiştir. Envanterin yapı geçerliliğine bakılmış ve KMO analizi sonucu 0.787 ve Barlett’s testi sonucu 2096.44 olarak saptanmıştır. Her iki analiz sonucu da p0.000 önem düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Madde toplam puan korelasyonu sonucunda 32 maddeye inen envantere faktör analizi uygulanmış ve uygulamadan sonra envanter 27 maddeye indirilmiştir. Envanterin güvenirliğini saptamak için iç tutarlılık ve test-tekrar test uygulaması yapılmıştır. Envanterin Cronbach Alfa katsayısı ? 0.86 ve test tekrar test korelasyon katsayısı r 0.83 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak geliştirilen GHDE’nin geçerlik- güvenirliği yüksek ve genital hijyen davranışlarını belirlemede yeterli bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.Öğe I?nönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Hemşirelik ve Ebelik Programı Öğrencilerinin Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hakkındaki Bazı Bilgilerinin ve Bunu Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi(2002) Ok, Şenay; Zincir, Handan; Ege, EmelBu araştırma, öğrencilerin CYBI konusunda bilgi durumlarını, bunu etkileyen faktörleri değerlendirmek, eğitim alan ve almayan öğrenciler arasında karşılaştırma yapmak amacıyla yapılmıştır. Öğrenciler örgün eğitimleri sırasında eğitim almıştır. CYBI konusunda eğitim alan ve almayan öğrencilerin bilgi puanları değerlendirildiğinde, eğitim alan öğrencilerin %45'inin, eğitim almayanların %11'inin, 50 ve üzerinde puan aldığı saptanmıştır. Eğitim alan ve almayan öğrenciler arasında bilgi puan açısından karşılaştırma yapıldığında aradaki fark anlamlıdır (p0.001). Öğrencilerin %71.6' sının genital sistemi tutan ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için dikkat edilmesi gereken kuralları bildikleri saptanmıştır. CYBI lardan korunmada en etkin yöntem olan kondomun kullanım şeklini bilen öğrenciler ile öğrencilerin programları, sınıfları arasında fark anlamlıdır (p0.05). Öğrencilerin sınıfının artmasına paralel olarak kondomun kullanılmasında dikkat edilecek noktaları bilen öğrencilerin sayısı artmıştır. Öğrencilerin mezun olduğu okul (p0.01), eğitim alma durumu ile AIDS' in tanı yöntemini bilmeleri arasında fark anlamlıdır. Sonuç olarak; Öğrencilerin CYBI lar hakkında eğitim alıp almaması, mezun olduğu okul, öğrencinin bulunduğu program ve sınıfı CYBI larda bilgi düzeyini etkilemiştir.Öğe The influence of social support on maternal-infant attachment in Turkish society(2013) Alan, Hacer; Ege, EmelAmaç: Çalışmanın amacı doğum sonrası dönemde sosyal desteğin anne-bebek bağlanması üzerine etkisini incelemek ve risk faktörlerini belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı türdeki araştırmanın örneklemini 2009 yılında doğum yapan, 4-6 aylık bebeği olan 135 anne oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında anket formu, “Maternal Bağlanma Ölçeği” ve “Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde yüzde, ortalama, standart sapma, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis Varyans Analizi, Spearman Korelasyon Analizi, Multiple Regresyon Analizi kullanılmıştır. Bulgular: Annelerin Maternal Bağlanma Ölçeği puan ortalamaları 96,539,25’dir. Annelerin Maternal Bağlanma Ölçeği puan ortalaması ile Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p0,05). Annelerin uzun süre yaşadıkları yer, sosyal güvence varlığı, annelerin gebeliği istemesi, bebeğin anneyi yabancılardan ayırt etmesi, bebekte sonradan oluşan sağlık probleminin varlığı, annenin eşiyle genel ilişki durumu, bebek bakımında anneye eşin ailesinin desteği ve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği toplam puanının, doğum sonu dönemde anne- bebek bağlılığını %46,9 oranında açıkladığı saptanmıştır Sonuç: Doğum sonu dönemde annelerin algıladıkları sosyal destek ile anne-bebek bağlılığı arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır.Öğe An Investigation of Sexual/Reproductive Health Issues in Women with a Physical Disability(SPRINGER, 2014) Altuntug, Kamile; Ege, Emel; Akin, Belgin; Kal, H. Esra; Salli, AliWomen with a physical disability continue to live with many physical, psychological, and social challenges. Long-term disability in women leads to negative consequences on their sexual functions. The study was designed to investigate sexual challenges in women with a physical disability. Employing a qualitative design, the study was conducted with ten married women with a physical disability, who fit into the inclusion criteria and had applied to the Physical Treatment and Rehabilitation Department of the Meram Medical Faculty, Necmettin Erbakan University, in Konya, Turkey. The data related to women's sexual experiences, were analyzed using descriptive and content analysis. All participants were homemakers from middle-income families, with at least one child, and were socially supported by their families since their disorder. In addition to physical disability in all cases, seven participants were diagnosed with concomitant hypertension with diabetes mellitus, and three with concomitant chronic obstructive pulmonary disease with diabetes mellitus. All were found to experience sexual problems. Sexual dysfunction is seen as a frequently encountered health challenge in women with a physical disability and should definitely be evaluated in each patient. In light of our findings, it may be suggested that healthcare professionals should be made aware of the sexual lives of women with a physical disability and should be trained for counseling.Öğe Knowledge and Practices About Sexual and Reproductive Health in University Students(SPRINGER, 2011) Ege, Emel; Akin, Belgin; Can, Ruveyde Kultur; Arioz, AytenConcern about young people's sexual and reproduction health has recently increased in Turkey. This study aimed to search university students' knowledge and practices about sexual and reproduction health. The study utilized a cross-sectional design. 1,112 students (567 female and 545 male) from Selcuk University were the sampling for the study. The average age of the study group was 21.1 +/- A 2.0. Students' average sexual experiences were 17.7%. 8.1% of sexually active students were female and 91.95% of sexually active students were male students. Findings showed that there was need to have a youth center in the university that should inform students about healthy sexual intercourse in non-threatening confidential ways.Öğe Kürtaj polikliniğine başvuran kadınların acil kontrasepsiyon bilgi ve uygulamaları(2011) Ege, Emel; Akın, Belgin; Altuntuğ, Kamile; Kal, Halime Esra; Bıçakçı, HaticeAmaç: Bu çalışmanın amacı Kürtaj Polikliniğine başvuran kadınların acil kontrasepsiyon hakkındaki bilgi ve uygulamalarını değerlendirmektir. Yöntem: Betimleyici olarak yürütülen çalışma Konya’da bir hastanenin kürtaj polikliniğine başvuran 18-49 yaş 224 kadın üzerinde yapılmıştır. Veriler bir araştırmacı tarafından yüz yüze görüşme tekniği ile kürtaj polikliniğinde 1 Mart- 31 Mayıs 2008 tarihleri arasında toplanmıştır. Bulgular: Kadınların % 29,9’unun acil kontrasepsiyon hakkında bilgisi olduğu ancak sadece % 17,4’ünün korunmasız cinsel ilişki sonrası yöntemi kullandığı görülmüştür. Logistik regresyon analizi sonucunda doğum kontrol yöntemi kullanmayanların (OR: 2,27, % 95 GA: 1,24-4,16) ve korunmasız cinsel ilişki sonrası acil kontraseptif yöntemi kullanmayanların (OR: 2,45, % 95 GA: 1,19-5,06) acil kontrasepsiyon bilgisizliği yönünden risk grubunda oldukları saptanmıştır. Sonuç: Sonuç olarak kadınların çoğunun acil kontrasepsiyon konusunda bilgisi yetersiz ve korunmasız cinsel ilişki sonrası herhangi bir yöntem kullanmamaktadır. Acil kontraseptif yöntemlerin kullanımının arttırılması için aile planlaması danışmanlığı sırasında acil kontrasepsiyon danışmanlığının verilmesi yararlı olabilir.Öğe Male Condom Use Errors According to the Female Partner Reports(2010) Akın, Belgin; Ege, Emel; Benli, Saniye; Erdem, HaticeThe condom is important for the prevention of sexually transmitted infecti ons, but its success depends on its correct use. The aim of this study was to examine male condom use errors according to the reports of the female partner. This was a descriptive study, and the study group consisted of 160 married women. A questionnaire was used to collect data. Chi-square and logistic regression tests were used for statistical analyses. Of the partici- pants 77.5% reported one or more errors related condom use. The most common problems were "not checking the expiration date" (56.9%), "not examining for breakage after sex" (52.5%), "starting intercourse without a condom or taking it off later (34.4%). Not receiving instruction about correct condom use was a risky factor in terms of "condom use error". Condom use errors were common and generally associated with insuffi- cient instruction.Öğe OPINIONS OF MIDWIFERY STUDENTS ON ADOLESCENT SEXUALITY AND REPRODUCTIVE HEALTH IN TURKEY(SOC PERSONALITY RES INC, 2008) Ege, Emel; Akin, Belgin; Altuntug, KamileThe purpose of this study was to evaluate how midwifery students feel about adolescent sexuality, the use of contraceptive methods, and abortion. A total of 55 students in the second year of a midwifery course were included in the sampling. Data were evaluated by percentage distribution and McNamara's Test. An evaluation of the students' thoughts on sexuality showed that 87.3% believed a girl should be a virgin when she married, that 50.9% believed abortion was morally wrong and that 23.6% believed only married couples should be informed of contraceptive methods. The study showed that students were influenced in their attitudes by social-value judgments about adolescent sexual and reproductive health.Öğe Premenstrüel sendrom sorunu olan üniversite öğrencilerinde, semptomların kontrolü ve yaşam kalitesinin artırılmasında eğitimin etkinliği(2013) Arıöz, Ayten; Ege, EmelAmaç: Bu çalışma, premenstrüel sendrom ile baş etmek için verilen eğitimin semptomlar ve yaşam kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve yöntem: Araştırmada deney grubuna Konya Sağlık Yüksekokulu'ndan 50 ve kontrol grubuna Akşehir Sağlık Yüksekokulu'ndan 50 olmak üzere 100 öğrenci alındı. Veriler, araştırmacılar tarafından oluşturulan 23 soruluk anket formu, Premenstrüel Sendrom Ölçeği (PMSÖ) ve "WHOQOL-BRIEF (Kısa Form) ile toplandı. Bulgular: Deney grubunun ön test ve son test puan ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Deney grubundaki öğrencilerin eğitim öncesi ve eğitim sonrası yaşam kalitesi alt boyutları incelediğinde; psikolojik sağlık ile sosyal ilişkiler alt boyutlarında eğitim öncesi ve eğitim sonrası puanlarında anlamlı fark saptandı. Sonuç: Sonuç olarak adölesan dönemde PMS'nin yaygın bir sağlık problemi olduğu ve öğrencilerin yaşam kalitesini etkilediği görüldü. Premenstrüel sendrom semptomlarıyla baş etmede verilen eğitimin önemli bir yaklaşım olduğu saptandıÖğe Prenatal tarama testi uygulanan gebelerin kaygı düzeyi ve ilişkili faktörler(2016) Koçak, Vesile; Ege, EmelAmaç: Tarama testlerinin gebelerde fiziksel, psikolojik ve sosyal birçok etkisi bulunmaktadır. Bu etkilerden biri de kaygıdır. Bu araştırma prenatal tarama test uygulanan gebelerin kaygı düzeyleri ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı türde yapılmıştır. Araştırmanın örneğini prenatal tarama testi uygulanacak olan 139 gebe oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından hazırlanan 29 sorudan oluşan anket formu ve 'Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği' kullanılmıştır. Veriler bir Tıp Fakültesi Hastanesi Doğum ve Kadın hastalıkları polikliniğine prenatal tarama testi için başvuran gebelerle, poliklinikte, yüz yüze görüşme yöntemiyle 01.09.2013-01.11.2013 tarihleri arasında toplanmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, Independent Samples Test, One-way Anova testleri kullanılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Gebelerin %35,2'sinin hafif/orta düzeyde durumluk kaygısı olduğu, %69,8'inin de hafif/orta düzeyde sürekli kaygısı olduğu bulunmuştur. Durumluk kaygı puan ortalaması 37,379,13, sürekli kaygı puan ortalamasının ise 44,437,57 olduğu saptanmıştır. Gebelerin sosyo-demografik, obstetrik, tarama test özellikleri ile kaygı puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Gebelikte enfeksiyon hastalığına maruz kalma durumu ile durumluk ve sürekli kaygı puanları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p0,05). Ayrıca daha önce prenatal test yaptıran gebelerde durumluk kaygı puanı yüksek ve aradaki fark anlamlı bulunmuştur (p0,05). Yaşayan çocuğu olmayanlarda sürekli kaygı puanının yüksek ve aradaki farkın anlamlı olduğu görülmektedir (p0,05). Sonuç olarak prenatal tarama testleri gebelerde yüksek düzeyde kaygıya neden olmamakla birlikte, testler konusunda gebelerin yeterli bilgi sahibi olmadıkları görülmüştür. Sağlık profesyonellerinin prenatal tanı sürecindeki gebelere danışmanlık yapmaları ve kaygıyı etkileyebilecek risk faktörlerinin belirlenmesinin yararlı olabileceği söylenebilir.Öğe Prenatal Tarama Testi Uygulanan Gebelerin Kaygı Düzeyi ve İlişkili Faktörler(Selçuk Üniversitesi, 2016 Aralık) Koçak, Vesile; Ege, EmelAmaç: Tarama testlerinin gebelerde fiziksel, psikolojik ve sosyal birçok etkisi bulunmaktadır. Bu etkilerden biri de kaygıdır. Bu araştırma prenatal tarama test uygulanan gebelerin kaygı düzeyleri ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı türde yapılmıştır. Araştırmanın örneğini prenatal tarama testi uygulanacak olan 139 gebe oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından hazırlanan 29 sorudan oluşan anket formu ve ‘Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği’ kullanılmıştır. Veriler bir Tıp Fakültesi Hastanesi Doğum ve Kadın hastalıkları polikliniğine prenatal tarama testi için başvuran gebelerle, poliklinikte, yüz yüze görüşme yöntemiyle 01.09.2013-01.11.2013 tarihleri arasında toplanmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, Independent Samples Test, One-way Anova testleri kullanılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Gebelerin %35,2’sinin hafif/orta düzeyde durumluk kaygısı olduğu, %69,8’inin de hafif/orta düzeyde sürekli kaygısı olduğu bulunmuştur. Durumluk kaygı puan ortalaması 37,37±9,13, sürekli kaygı puan ortalamasının ise 44,43±7,57 olduğu saptanmıştır. Gebelerin sosyo-demografik, obstetrik, tarama test özellikleri ile kaygı puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Gebelikte enfeksiyon hastalığına maruz kalma durumu ile durumluk ve sürekli kaygı puanları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0,05). Ayrıca daha önce prenatal test yaptıran gebelerde durumluk kaygı puanı yüksek ve aradaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Yaşayan çocuğu olmayanlarda sürekli kaygı puanının yüksek ve aradaki farkın anlamlı olduğu görülmektedir (p<0,05). Sonuç olarak prenatal tarama testleri gebelerde yüksek düzeyde kaygıya neden olmamakla birlikte, testler konusunda gebelerin yeterli bilgi sahibi olmadıkları görülmüştür. Sağlık profesyonellerinin prenatal tanı sürecindeki gebelere danışmanlık yapmaları ve kaygıyı etkileyebilecek risk faktörlerinin belirlenmesinin yararlı olabileceği söylenebilir.Öğe Prevalence of postpartum depression in mothers and fathers and its correlates(WILEY-BLACKWELL, 2013) Serhan, Niluefer; Ege, Emel; Ayranci, Unal; Kosgeroglu, NedimeAims and objectives To determine the prevalence of postpartum depression and its connections in a group of mothers and their husbands. Background Although postpartum depression in mothers during the postnatal period has been extensively studied, the courses of depression from pregnancy to postpartum and risk factors among mothers and fathers together are not known. Design A cross-sectional design was used. Methods This study included 110 couples registered at a family health centre in western Turkey. For the data collection, the Mother Introduction Form, the Father Introduction Form and the Edinburgh Postpartum Depression Scale were used. The data were analysed by MannWhitney U, KruskalWallis, Spearman correlation and logistic regression tests. Results The prevalence of postpartum depression was 9.1 and 1.8% for mothers and fathers, respectively. The Edinburgh Postpartum Depression Scale average score for mothers was 4.29 +/- 5.33 points and 1.12 +/- 2.75 points for fathers. The Edinburgh Postpartum Depression Scale scores were significantly higher in mothers who said that their relationship with their husbands was moderate or bad, who felt partly sufficient in the baby care, who were in difficulty in the baby care, who felt anxious for their motherhood and who said that they had not received support from anybody for baby care. The logistic analysis found that those feeling anxious about motherhood were at risk 5.6 times more than the others in developing postpartum depression. Conclusion Both mothers and fathers should be given consulting services about baby care and how they can manage with postpartum depression during postpartum period. Relevance to clinical practice This study highlights the utility of screening for the risk of postpartum depression during pregnancy and also during the early postpartum period.