Yazar "Kheirandish, Reza" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cerebellar cortical abiotrophy in a Samoyed dog(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2012) Saberi, Mehdi; Kheirandish, Reza; Azizi, Shahrzad; Mohebbi, ElhamSerebellar abiotrofi birçok hayvan türünde cinsiyetten ba- ğımsız, otozomal, kalıtsal nitelikte tipik olarak Purkinje hücrelerinin progresif kaybıyla karakterize bir durumdur. Mevcut vakada travma veya başka hastalık hikayesi olmayan ataksi gözlenen bir haftalık Samoyed ırkı bulunmaktadır. Fiziksel muayenede kontrolsüz hareketler, gövdede ılımlı ataksi ve başta şiddetli titremeler gözlendi. Ayrıca köpek yerken sıkıntılı, otururken ve yürürken düşmeden sıkıntılı gözlendi. Hastada tam kan, serebrospinal sıvı analizi ve serebral radiyografi normal gözlendi. Tedavide uygulanan diazepam, vitamin B1 ile glukokortikoidler klinik belirtiler üzerine etkili olmadı ve bir ay sonra köpek öldü. Klinik ve histopatolojik belirtilere göre serebellar kortikal abiotrofi olgusu tanımlandı. Mevcut vaka Samoyed ırkı köpekte tanımlanan ilk serebellar kortikal abiotrofi özelliğinin taşımaktadır.Öğe Coligranuloma in a pigeon(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2012) Kheirandish, Reza; Salehi, Mahmood; Ghanbarpour, Reza; Alidadi, Soodeh; Askari, NasrinEscherichia coli tarafından oluşturulan koligranüloma barsak duvarları, mezenter ve karaciğerde nodüler granullerle karakterizedir. Mevcut araştırma bir güvercinde makroskobik ve histopatalojik olarak tanısı konulmuş koligranülomayı tanıtmaktadır. Makroskobik olarak karaciğer, uviduk, pankreas ve barsakların serozal yüzeylerinde çok odaklı nodüler lezyonlar gözlendi. Histopatalojik inceleme için etkilene organlardan örnekler alınarak boyamalar yapıldı. Hasta organlardan bakteriyel muayene için incelemeler yapıldı. Etkilenen organlardan E. coli izolasyonu gerçekleştirildi. Histopatalojik olarak bakteri kolonilerinin etrafında heterofiller, çok çekirdekli dev hücreler, makrofajlar ile lenfositler gözlendi. Ayrıca kazeöz nekrozlu tipik granülomalar gözlendi. Makroskobik, histopatolojik ve mikrpbiyolojik bulgular koligranülomayı doğrulamaktadır. Bilindiği kadarı ile mevcut araştırma güvercinlerde rapor edilen ilk koligranüloma vakasıdırÖğe Infundibular keratinizing acanthoma (IKA) in a Terrier dog(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2015) Azizi, Shahrzad; Rezaei, Mahdieh; Kheirandish, Reza; Azari, Omid; Hasheminasab, Asmaİnfundibular keratinize akantom (IKA) köpeklerde kıl folliküllerinden köken alan iyi huylu deri tümörüdür. Bu çalışma 4 yaşlı erkek bir terrier köpekte IKA tanımlamaktadır. Makroskopik olarak birkaç aydır hayvanın arka tarafında, deride düzensiz yüzeyi ve ortası gözenekli yapıda olan kubbe şeklinde, 2-3 cm çapında sert kıvamlı yapı vardı. Histopatolojik incelemede lameller yapıda konsantrik keratinle dolu geniş bir kistin dermis ve hipodermis içerisine doğru uzandığı görüldü. Kistin duvarı çok katlı skuamöz keratinize eipitelle döşeliydi. Bir veya iki hücre kalınlığındaki epitel hücre kordonları kist duvarının perifer bölgesinden dışarıya doğru yayılmıştı. Epitel hücreleri iyi difensiye olmuştu. Mitoz nadirdi ve pleomorfizm yoktu.Öğe Prevalence and pathologic study of Eimeria cameli in slaughtered camels(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2012) Kheirandish, Reza; Fard, Saeid R. Nourollahi; Faryabi, ZahraAmaç: Araştırmanın amacı mezbahada kesime tabi tutulan develerde Eimeria enfeksiyonunun varlığını araştırmak ve gastrointestinal kanalda histopatalojik lezyonlarını tanımlamaktır. Gereç ve Yöntem: Kesilen 100 adet (68 erkek, 32 dişi, 6 ay - 8 yıl) deveye ait barsaklar Eimeria varlığı için mikroskopik olarak incelendi. Develer yaş (<2 yıl, 2-4 yıl, >4 yıl) ve cinsiyet (erkek, dişi) olarak 3 gruba ayrıldı. Eimeria spp. prevalansı ve gaitada ookist varlığı flotasyon ve sporulasyon teknikleri ile belirlendi. İntestinal kanaldan alınan doku örnekleri %10 formalinde sabitlendi. Örnekler parafine gömüldükten sonra 5 µm kalınlıkta kesilerek HematoxylinEosin ile boyandı. Bulgular: Araştırılan 100 devenin 29 (%29)’unda Eimeria cameli tespit. Develerde cinsiyet ve yaş grupları arasında hastalığın prevalansı açısından fark belirlenmedi (p>0.05). Mikroskopik incelemede eozinofilik enterit ve Lieberkuhn bezinin epiteli ile lamina propriada giant sizont, mikrogamet, makrogamet ve ookistler belirlendi. Öneri: Eimeria cameli enfeksiyonlarının İran’ın güney doğusunda yaygın olduğu ve kontrol programları düşünüldüğünde enfeksiyon varlığının değerlendirilmesinin faydalı olacağı ifade edilebilir.Öğe The prevalence and pathology of ovine coccidiosis in Kerman, Iran(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2012) Kheirandish, Reza; Fard, Saeid R. Nourollahi; Eslah, ElhamAmaç: Araştırma amacı güneydoğu İran’ın Kerman bölgesi koyunlarında Eimeria enfeksiyonun varlığını araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Toplam 227 koyundan doğrudan dışkı örnekleri alındı. Dışkı örneklerinde ookist varlığı flotasyon tekniği ile araştırıldı. Her bir gram dışkıda ookist varlığı ve Eimeria türleri tanımlandı. Bulgular: Yedi farklı Eimeria (E. crandallis, E. ovina, E. parva, E. ovinoidalis, E. faurei, E. ahsata ve E. intricata) türü identifiye edildi. Koksidiyozun prevalansında koyunların yaş ve cinsiyetinin önemli olmadığı (p>0.05) belirlendi. Conclusion: Koyunlarda Eimeria enfeksiyonun varlığı belirlendi ve antikoksidial uygulamalar önerilebilir.Öğe Protective effects of vitamin E in experimentally induced rhabdomyolysis(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2013) Tajik, Javad; Kheirandish, Reza; Rohani, Hamideh; Abbasi, ShimaAmaç: Ratlarda deneysel olarak oluşturulan rabdomiyoliz olgularında vitamin E uygulamasının koruyucu etkilerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Yirmi bir adet rat üç eşit gruba ayrıldı: kontrol (Grup 1), gliserol (%50 gliserol, 7 mL/kg, IM) ve gliserol (%50 gliserol, 7 mL/kg, IM) + vitamin E grup (100 mg/ kg, IP, SID). Gliserol uygulamasından doksan altı saat sonra kan örnekleri alındı. Serumdan kreatinin, kan üre nitrojen, kreatin kinaz, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz ve laktat dehidrogenaz düzeyleri ölçüldü. Karaciğer ve böbrek dokusunun histopatalojik incelemesi yapıldı Bulgular: Gliserol + vitamin E grubu kreatinin, laktat dehidrogenaz ve kreatin kinaz düzeyleri gliserol grubundan düşük (p<0.05) belirlendi. Vitamin E uygulamasının gliserolün neden olduğu renal tübuler hasarı azalttığı tespit edildi. Öneriler: Vitamin E uygulamasının rabdomiyoliz vakalrında gözlenen renal ve kas hasarını azaltabileceği ifade edilebilir.Öğe Pulmonary nocardiosis in a fat-tailed sheep(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2013) Kheirandish, Reza; Sami, Masoud; Ghanbarpour, Reza; Alidadi, SoodehNocardia spp. sığırlarda mastit, kutanöz ve subkutanöz apseler, pneumoni ve yaygın hastalıklara neden olmaktadır. Bir koyunda Nocardia spp.’ya bağlı pulmoner enfeksiyon belirlendi. Makroskopide hasta akciğerinde çoklu beyaz, sabit, küçük nödüller gözlendi. Mikroskopide makrofajlı poligranulomatöz yangı odakları, çok çekirdekli (langhans-type) dev hücreler ve rozet şeklinde eosinofilik (Splendor-Hoeppli reaction) bölgeler gözlendi. Akciğer doku örnekleri sığır kanlı agarda 37 o C’de 48-72 saat aerobik şartlarda inkübe edildi. Dokular Gram ve modifiye Zeihl-Neelsen ile boyandı. Bakteriyolojik incelemede ince çok sayıda, gram-pozitif, boncuklu, filamentli ve non-asit hızlı organizmalar olduğunu gözlendi. Sonuçta bakteriyolojik, histopatalojik ve makroskobik bulgular pulmonary nokardiozis olgusunu doğruladı ve bu vaka İran’da koyunda gözlenen ilk pulmonar nokardiozis olgusudurÖğe Spontaneous lymphoma in a Golden hamster (Mesocricetus auratus)(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2013) Kheirandish, Reza; Akhtardanesh, Baharak; Askari, NasrinMevcut klinik olguda, bir Golden hamsterda spontan lenfoma olgusu tartışıldı. Veteriner hastanesine iki haftadır süren kilo kaybı, iştahsızlık, ishal ve servical lenf nodüllerinde belirgin şişkinlikle karakterize erkek hamster getirildi. Fiziksel muayenede yaygın lenfadenomegali ve dehidrasyon belirlendi. Periton içi hidrokortizon ve dekstroz uygulamaları yapılmasına rağmen hasta öldü. Nekropside bütün süperfisial lenf yumrularında önemli büyümeler gözlendi. Ancak mezenterik, dalak ve karaciğer lenf yumrularının normal olduğu gözlendi. Diseke edilen lenf nodülleri merkezinde nekrozlar tespit edildi. Histopatolojik incelemede orta derecede mitotik indeksli büyük veziküler çekirdek içeren lenfoid hücreler belirlendi. Mevcut bulgular diffuz büyük B hücreli lenfomalı non-Hodgkin tanısını koydurdu. Laboratuvar hayvanlarında deneysel lenfomalar yapılmasına rağmen hamsterlarda spontan lenfomalar çok nadir gözlenmektedir. Mevcut klinik rapor spontan lenfomanın klinik ve histopatalojik varlığını tanımlandı.Öğe Systemic staphylococcosis in partridge chicks(Selçuk Üniversitesi, 2016) Tavakkoli, Hadi; Kheirandish, Reza; Ghanbarpoor, Reza; Mohseni, ZahraAmaç: Staphylococcus enfeksiyonu kanatlılarda öncelikli olarak Staphylococcus aureus tarafından oluşturulur. Oyun kuşlarında gözlenen staphylococcosis ile ilgili çok fazla bilgi bulunmadığı için bu araştırma keklik civcivlerinde gerçekleştirildi. Gereç ve Yöntem: Alectoris chukar (18 gün) sistemik staphylococcosis, damar içi canlı Staphylococcus aureus (106 cfu/ mL) uygulaması ile gerçekleştirildi. Bulgular: Uygulamadan sonraki 30. saatte ateş gözlendi. Uygulamadan sonraki 48. saatte ise hayvanlarda belli bir yerde toplanma, letarji, tüylerde karışıklık, hareketlilikte azalma, ayakta duramama, kanatlarda düşme, yem ve su tüketiminde azalma, topallık ve depresyonu içeren ağır klinik belirtiler gözlendi. İç organların makro ve histopatolojik incelenmesinde beyin, kalp, pankreas, sindirim sistemi, akciğer, dalak, böbrek, eklem ve tendo kılıflarında lezyonlar belirlendi. Keklik civcivlerinde sistemik staphylococcal enfeksiyonda etkilenen organlarda yaygın heterofilik infiltrasyon, sinovitis, artritis, apse, tromboz, vasküler konjesyon ve nekrozler bulunduğu belirlendi. Öneri: Hayvanlarda gözlenen farklı klinik belirtiler ve lezyonlar, keklik civcivlerinin sistemik staphylococcosise duyarlı olduğunu göstermektedir.