Dergi Yayın Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Hüzün turizmi kapsamında Çanakkale Savaş alanlarının değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Köseoğlu, Abdullah; Sezgin, MeteBu çalışmanın amacı, Çanakkale savaş alanlarının hüzün turizmi bağlamında değerlendirilmesidir. Çalışmanın ilk kısımlarında turizm, hüzün turizmi, Çanakkale savaş alanlarının turizm açısından önemi konuları üzerine literatür taramasına yer verilmiştir. Akabinde ise değerlendirme başlığı altında çalışmanın amacı, yöntemi ve Çanakkale’nin bazı verilerine yer verilmiştir. Bu bağlamda çalışmada, Çanakkale savaşlar alanları mirasının turizm potansiyeline odaklanmıştır; 2011-2016 yılları arasındaki Çanakkale turizm verileri, yorumlayıcı paradigma çerçevesinde açıklayıcı yöntemle sunulmaya çalışılmıştır. Elde edilen veriler, savaş alanlarının turizmdeki konumunu değerlendirmek ve bölgenin potansiyelini ortaya koymak amacıyla kullanılmıştır. Çalışmada, Çanakkale’nin hüzün turizmi bağlamında ulusal ve uluslararası pazarlarda daha etkili tanıtılması, turizm altyapısının iyileştirilmesi ve ziyaretçi sayısını artırmaya yönelik stratejiler geliştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sonuç olarak, Çanakkale savaş alanlarının, tarihi ve kültürel mirasıyla Türkiye turizmine önemli katkılar sağlayacak bir destinasyon olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda bölgenin hüzün turizmi kapsamında etkin bir şekilde değerlendirilmesi için öneriler getirilmiştir. Yapılan bu çalışmanın yapılacak yeni çalışmaları destekleyeceği olabileceği de ön görülmektedir.Öğe Dubai chocolate: Is it a real or an imagined taste?(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Ateş, Alper; Sunar, HalilDubai Chocolate attracts attention with its popularity on social media, winning people's admiration with its unique combination of taste and texture. Social media leverages its power to position this product as a "symphony of flavors," conveying a tale of luxury and pleasure transcending its mere status as a chocolate bar. This new gourmet taste, born from combining künefe, tahini, and pistachios with chocolate, has become one of the most recognizable symbols of Dubai's food culture. Fix Dessert Chocolatier, a boutique shop specializing in luxury chocolate production, designs and produces the Original Dubai Chocolate in limited quantities. With all these features, the product is considered a successful example of the "viral food" concept in the literature. This study examines the story and the virtualization process of Dubai Chocolate, a viral food. In this context, written, visual, and audio media sources related to the product were examined, the factors that caused viralization were determined, and an original recipe was created by compiling the most popular recipes. The research results reveal that Dubai Chocolate owes its success in becoming a viral food to its unique taste, visual appeal, influencer-driven promotion, and the power of social media. Furthermore, recommendations from marketing communication, public relations, production, and tourism perspectives are presented to ensure the product's sustainability. This study is a critical case study that examines Dubai Chocolate's impact on gastronomy and marketing.Öğe Öğrenen organizasyonlar ve hasta güvenliği kültürünün önemi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Ceylan, Berna Kahveci; Azizoğlu, Fatma; Mete, MustafaBilginin hızla üretildiği ve kullanıldığı bir çağda, üretilen bilginin öğrenilmesi ve paylaşılması, değişen çevreye uyum sağlama gereksinimini beraberinde getirerek sağlık organizasyonlarının öğrenen organizasyonlara dönüşmesine dikkat çekmektedir. Bu durum, karmaşık bir yapıya sahip olan sağlık hizmetlerinde hasta güvenliğini sağlamayı, tıbbi hataları en aza indirmeyi ve etkin bir güvenlik kültürünü teşvik etmeyi zorunlu kılmaktadır. Sağlık hizmetlerinin, hastalara yönelik oluşabilecek riskleri önlemek ve meydana gelen hataların ya da zararların tekrarlanmaması için hasta güvenliği kültürü ile öğrenen organizasyon yapısının geliştirilmesi, son yıllarda sağlık kuruluşları için bir öncelik haline gelmiştir. 21. yüzyılda sağlık hizmetlerinin karmaşık bir yapıya evrilmesi, bakım ihtiyaçlarının artması ve bilgi ile teknoloji alanındaki hızlı değişim ve ilerlemeler, sağlıklı ya da hasta bireylerin kaliteli ve güvenilir sağlık hizmeti taleplerini artırmaktadır. Bu taleplerin karşılanmasının temel şartı ise, hasta güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu çalışma öğrenen örgütler ile hasta güvenliği kültürünün önemini vurgulamak amacıyla yapılmıştır.Öğe Halkla ilişkilerde yapay zeka kullanımı ve geleceğin iletişim stratejilerinin şekillendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Summak, Mehmet ErhanBu çalışmada, halkla ilişkiler alanında yapay zekanın kullanımı ve geleceğin iletişim stratejilerini nasıl şekillendirdiği çok yönlü olarak ele alınmıştır. Yapay zeka veri analizi ve kişiselleştirme odaklı iletişim stratejilerinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Halkla ilişkiler uzmanlarının daha hedefli ve etkili iletişim stratejileri oluşturmasına yardımcı olan yapay zeka, medya eğilimleri, kamuoyu ve paydaş davranışları hakkında içgörüler elde etmeyi kolaylaştırmaktadır. Yapay zekanın halkla ilişkiler üzerindeki etkisi, medya izleme ve rapor oluşturma gibi rutin görevlerin otomasyonuyla başlamış ve tahmine dayalı analitik, duygu analizi ve içerik oluşturma gibi daha karmaşık işlevlere genişlemiştir. Çalışmada, bu gelişmelerin halkla ilişkiler uzmanlarının daha incelikli ve duyarlı iletişim stratejileri geliştirmesine olanak tanıdığı belirtilmiştir. Yapay zekanın büyük miktarda veriyi gerçek zamanlı olarak işleyebilmesi ve analiz edebilmesi, iletişim stratejilerinin daha veri odaklı ve kanıta dayalı olmasını sağlamaktadır. Bu sayede, mesajların optimize edilmesi ve hedef kitlelerle etkileşim kurmak için en etkili kanalların belirlenmesi mümkün hale gelmektedir. Yapay zeka araçları ve teknolojileri halkla ilişkiler kampanyalarının yürütülmesinde giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Yapay zeka destekli algoritmalar, tekrarlayan görevleri otomatikleştirme ve stratejik karar alma süreçlerinde içgörü oluşturma da etkin olarak kullanılmaktadır. Makine Öğrenimi (ML) ve Doğal Dil İşleme (NLP) gibi teknolojilerin, halkın duygu ve düşüncelerini analiz etmede, içerik oluşturma ve dağıtımında, kitle hedefleme ve medya izleme konularında önemli katkılar sağladığı görülmektedir. Yapay zekanın halkla ilişkilere entegrasyonu veri gizliliği, manipülasyon ve algoritmalardaki önyargı gibi önemli etik sorunları da beraberinde getirmektedir. Çalışmada ayrıca, yapay zekanın etik kullanımının doğrudan ele alınması ve bu kullanımın etik standartlara veya yasal gerekliliklere uygun bir çerçeveye oturtulması gerektiği vurgulanmıştır. Kullanıcı rızası ve bilgilendirilmiş onay, algoritmik açıklanabilirlik ve şeffaflık, yapay zekanın etik kullanımında temel unsurlar olarak belirtilmiştir. Ayrıca yapay zekanın aşırı kullanımının insan dokunuşunu ve empatiyi azaltabileceği, yanlış bilgi yayma veya yanlış kararlar alma riskini artırabileceği de ifade edilmiştir.Öğe Göçmenlerin turizm sektöründeki rolü: Türkiye örneği(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Baş, İbrahimTürkiye, batıya giden yolların üzerinde yer alan ülkelerden biridir ve özellikle son yıllarda göç trafiği ile oldukça hareketli bir deneyim sunmaktadır. Göç, trafiğin tam ortasında yer almakta olup, Türkiye'deki göçmenlerin iş ilişkileri açısından son derece heterojen bir yapı oluşturmaktadır. Türk işgücü piyasası üzerindeki etkisi, benzer ülkelerden farklılık göstermektedir. Amaç: Bu çalışmada, Türkiye turizm sektöründe çalışan göçmenlerin durumunu değerlendirmek ve karşılaştıkları sorunlara çözüm önerileri sunmak amaçlanmaktadır. Yöntem: Konunun değerlendirilmesi için veri tabanları taranmıştır. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar, zaman kısıtlaması olmaksızın çalışmaya dahil edilmiştir. Sonuçlar: Göçmen işçilerin turizm alanındaki faaliyetleri, bu sektörün özelliklerinin ötesinde artan dış talep nedeniyle de gerçekleşmektedir. Özellikle sunulan hizmetin mevsimsel değişikliklere karşı daha hassas olması, kalıcı istihdamın oluşturulmasını engellemektedir. Ayrıca, dış rekabet nedeniyle işletmelerin işgücü maliyetlerini düşürme eğilimi, istihdamın güvencesiz hale gelmesine yol açabilmektedir. Bununla birlikte, bu sektörde çalışan yabancı göçmenler, yerli işçilere göre daha fazla sömürü ile karşı karşıyadır. Genel olarak, resmi kurumların göçmenler üzerindeki baskısı artmakta ve çalışma koşulları kötüleşmektedir. Sonuç ve Öneriler: Göçmen insan haklarının etkili bir şekilde korunmasının hala Dünyada önemli bir sorun olduğu göz önünde bulundurulduğunda, insan haklarını korumak amacıyla göç perspektifinin oluşturulması gerekmektedir. Bu, uluslararası göçün göçmenler için bir acı ve ıstırap kaynağı değil, bir fırsat ve tercih haline gelmesini sağlamak için önemlidir. Türkiye’de modern göç politikası, insan hakları temeli üzerine inşa edilecek ve göçmenlerin işgücü piyasasında yaşadığı sorunların çözülmesi ile yaşadıkları mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır.Öğe Konaklama işletmelerinde örgütsel adalet algısının çalışan motivasyonu ve işten ayrılma niyetine etkisi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Soytürk, Fadime Tosun; Baltacı, MahmutBu araştırmada, konaklama sektöründeki çalışan motivasyonu, iş tatmini ve işten ayrılma niyeti üzerinde örgütsel adalet algısının etkileri incelenmiştir. Örgütsel adalet, çalışanların iş yerinde adil bir şekilde muamele görüp görmediğine dair algılarını tanımlarken, dağıtımsal, prosedürel ve etkileşimsel olmak üzere üç temel boyuttan oluşmaktadır. Araştırma, Fethiye bölgesinde faaliyet gösteren dört ve beş yıldızlı otellerde çalışan toplam 478 kişi üzerinde gerçekleştirilmiş ve anket yöntemiyle veri toplanmıştır. Araştırmada, örgütsel adalet algısının çalışanların motivasyonu üzerindeki etkisi, bu motivasyonun iş tatmini ile ilişkisi ve motivasyon eksikliğinin işten ayrılma niyetine katkıları kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Bulgular, dağıtımsal ve etkileşimsel adalet algılarının çalışanların motivasyonunu artırdığını, bu durumun iş tatminini olumlu yönde etkilediğini ve işten ayrılma niyetini azalttığını ortaya koymuştur. Ancak, işlemsel adalet algısının düşük olduğu durumlarda çalışan motivasyonunun azaldığı tespit edilmiştir. Motivasyonu yüksek olan çalışanların işletmeye bağlılıkları artarken, motivasyon eksikliği işten ayrılma eğilimlerini güçlendirmiştir. Çalışma, konaklama işletmelerinde adalet algısının geliştirilmesinin hem çalışan refahını artırmak hem de işletme performansını yükseltmek için kritik bir faktör olduğunu vurgulamaktadır.Öğe Sürdürülebilir turizm ve pazarlama konulu araştırmaların bibliyometrik analizi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Sezgin, Mete; Bilgiç, Ceren; Akgül, Seda ÖzdemirSon yıllarda yaşanan sayısız kriz ve çevre sorunları, küreselleşen dünya için titizlikle incelenmesi gereken bir konu olarak sürdürülebilirlik kavramını ilk sıraya taşımıştır. Kaynağı doğal, tarihi ve kültürel çevre olan turizm sektörü için de sürdürülebilirlik dikkatle ele alınması gereken öncelikli bir konudur. Pazarlamanın sürdürülebilirlik kavramını hayata geçirme ve sürdürülebilir tüketiciler yaratma sorumluluğunu üstlenmesi ve yaklaşımlarının çevreci/sorumlu mesajlar iletmesi esastır. Pazarlama, araştırma/geliştirme sonuçlarını değerlendirerek ilerleyen bir disiplindir. Turizmde sürdürülebilirlik ve pazarlama üzerine yapılan çalışmaların güncel durumunun araştırılması, literatürde turizme ve kaynaklarına verilen değeri göstereceği için önemlidir. Bu nedenle bu çalışma, sürdürülebilir turizm anlayışının pazarlama alanında yapılan bilimsel araştırmalara yansıması hakkında bilgi toplamayı amaçlamaktadır. Çalışmada bibliyometrik analiz ve bibliyometrik analiz prosedürlerinden performans analizi tercih edilmiştir. Scopus veri tabanında "sürdürülebilir turizm (sustainable tourism) - pazarlama (marketing)" anahtar kelimeleri kullanılarak gelişmiş bir arama yapılmış ve toplam 698 çalışma bulunmuştur. Analizler Scopus veri tabanının "Sonuçları Analiz Et" özelliği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Analiz sonucunda yayın yılı, yayın türü, araştırmanın yapıldığı alanlar, yayınlandığı ülkeler, çalışmaların yazarları, yayınlandığı kurumlar, çalışmaların yayınlandığı kaynaklara göre dağılımı ve yatırım sponsorları incelenerek alanın mevcut durumu ortaya çıkarılmıştır. Yıllara göre dağılımlar incelendiğinde akademik araştırmaların 1993 yılında başladığı ve 2024 yılında en yüksek seviyesine ulaştığı görülmektedir. Araştırmalar türlerine göre incelendiğinde yüksek oranda makale şeklinde yayınlandığı tespit edilmiştir. Ülkelere göre incelendiğinde ise söz konusu arama terimleriyle ilgili en fazla akademik araştırmanın Amerika Birleşik Devletleri'nde yapıldığı görülmektedir. Çalışmanın sonuçları, alandaki bilimsel üretimin mevcut durumunu ortaya koyacak, bütüncül olarak değerlendirilecek ve literatüre yeni bakış açıları sağlayacaktır.Öğe Üniversitelerin dış ilişkiler birimi çalışanlarının örgütsel sürdürülebilirlik algısının duygusal bağlılıkları üzerindeki etkisi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Kızıloğlu, Esra; Yayla, HilalGünümüz iş dünyasında örgütsel sürdürülebilirlik, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlar da dahil olmak üzere çeşitli boyutları kapsamaktadır. Örgütlerin sürdürülebilirlik alanındaki girişimleri, çalışanların örgüte olan bağlılık düzeyini önemli ölçüde etkileyen bir faktördür. Bu çalışmanın temel amacı, üniversitelerin dış ilişkiler birimlerinde çalışan personelin örgütsel sürdürülebilirlik algısının, duygusal bağlılıkları üzerindeki etkisini incelemektir. Literatürde, örgütsel sürdürülebilirliğin çalışanların kuruma olan bağlılıklarını artırabileceğine dair çeşitli bulgulara rastlanmakla birlikte, bu ilişkinin duygusal bağlılık üzerindeki spesifik etkisine dair araştırmalar sınırlıdır. Bu bağlamda, çalışma, söz konusu ilişkinin ölçümlenmesine katkı sağlamayı hedeflemiştir. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği kullanılmıştır. Araştırma verileri, Türkiye'deki farklı üniversitelerin dış ilişkiler birimlerinde görev yapan 169 çalışandan toplanmıştır. Python programlama dili ile veriler analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Analizler sonucunda örgütsel bağlılığın duygusal bağlılığı anlamlı ve pozitif şekilde etkilediği görülmüştür. Örgütsel sürdürülebilirlik algısının yüksek olduğu birimlerde, çalışanların duygusal bağlılık seviyelerinin anlamlı derecede arttığı saptanmıştır. Örgütsel sürdürülebilirlik boyutlarından çevresel, sosyal ve yönetsel alt boyutları da çalışanların duygusal bağlılıklarını anlamlı ve pozitif yönde etkilemiştir. Bu sonuç, çalışanların kurumlarının sürdürülebilirlik politikalarını desteklemelerinin, onları kuruma daha derin bir duygusal bağlılık geliştirmeye yönlendirdiğini ortaya koymaktadır.Öğe Critic temelli aras ve Marcos yöntemleriyle kırılgan beşli ülkelerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına göre yeniden değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Bozkurt, Ahmet Ali; Gökmenoğlu, Mustafa; Şimşek, AliBu çalışmada, Kırılgan Beşli ülkelerinin (Brezilya, Türkiye, Endonezya, Hindistan ve Güney Afrika) sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda, CRITIC temelli ARAS ve MARCOS yöntemleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın amacı, bu ülkelerin ekonomik, sosyal ve çevresel kriterler dikkate alınarak yeniden sıralanmasıdır. Çalışmada, CRITIC yöntemi ile kriterler arasındaki ilişkiler nesnel şekilde ağırlıklandırılmış, ARAS ve MARCOS yöntemleri ile ülkelerin performansları karşılaştırılmıştır. Çalışmanın önemi, Kırılgan Beşli gibi gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına odaklanılarak zayıf yönlerinin belirlenmesi ve iyileştirme yollarının sunulmasıdır. Bu bağlamda, çalışma; ekonomik büyüme, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal kalkınma gibi temel alanlarda ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ne kadar ilerlediğini ortaya koymaktadır. Literatüre katkı olarak, CRITIC temelli ARAS ve MARCOS yöntemlerinin birlikte kullanıldığı nadir çalışmalardan biri olarak öne çıkmaktadır. Bu sayede, sürdürülebilir kalkınma amaçlarının ölçülmesinde yenilikçi bir yaklaşım sunulmaktadır. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, Türkiye ve Endonezya’nın diğer Kırılgan Beşli ülkelerine göre daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymaktadır. Hindistan ve Brezilya ise özellikle çevresel ve sosyal kalkınma alanlarında zayıf kaldığı tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, bu ülkelerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşma yolunda daha fazla çaba göstermesi gerektiğini işaret etmektedir. Bu kapsamda Kırılgan Beşli ülkelerinin, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal eşitsizliklerin giderilmesi için yenilikçi politikalar geliştirmesi gerekmekte, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların bu süreçte aktif rol alması beklenmektedir.Öğe Ağ dışsallıkları ya da fonksiyonel olmayan talep: Enflasyon ve ithalat etkisi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Uzer, YılmazFonksiyonel talebi etkileyen içsel faktörler, malın fiyatı, ikame malın fiyatı, tamamlayıcı malın fiyatı, gelir, beklentiler, örf ve adet, nüfus, zevk ve tercihler, mevsimsel etkiler şeklindedir. Fonksiyonel olmayan talepte ise dışsal faktörler daha etkili olması sebebiyle negatif eğimli talep eğrisinin pozitif eğimli hale gelmesi anlaşılır. Dışsal faktörler, bandwagon etkisi, snop etkisi, Veblen etkisi, Giffen mallar şeklindedir. Bu dışsal etkiler ekonomik karar birimi olan tüketicilerin kararlarının başka tüketicileri olumlu ve olumsuz etkilemesi sonucu malın fiyatı artmasına rağmen diğer tüketicilerin de talebi artması sonucunda talep eğrisinin pozitif eğimli hale gelmesidir. Bazen de üreticilerin yoğun reklam ve pazarlama stratejileri ile tüketicilerin olumlu ve olumsuz etkilenmesi şeklinde de talepleri etkilenebilir. Ağ dışsallıkları da denen bu durum bir tüketicinin bazı mallarına olan talep, diğer tüketicilerin onlara olan talebine bağlı olmasıdır. Böylece talebi etkileyen bu dışsal faktörler, makro ekonomi dengelerini de etkiler.Toplam talep artışı beraberinde arz artışını getirmiyorsa fiyatlar artacak budurum enflasyonist etki yapacaktır. Türkiye ekonomisinde olduğu gibi eğer ülkede birçok ürün ithal ediliyorsa bu ağ dışsallıkları sebebiyle ithalatın artmasına sebep olacaktır. Bu durumda cari açığı büyüten etkenlerden biri olacaktır.Öğe İş yerinde akış kavramı üzerine bir bibliyometrik analiz(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Köse, SerpilSon yıllarda oldukça geniş bir çalışma alanı bulan akış kavramı, kişinin yapmakta olduğu faaliyete tam konsantre olduğu durumda yaşadığı içsel bir deneyimi ifade etmektedir. Son yüzyılda gittikçe artan pozitif psikoloji çalışmalarının temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır. Boş zaman ve aktif zamanda ortaya çıkma durumları kıyaslanan çalışmalarda, aktif zamanlarda daha sık akış deneyimi ifade edilmesi ve akışı karakterize eden özellikler dikkate alındığında akış deneyiminin iş yeri koşullarına uygunluğu dikkat çekmiş ve “iş yerinde akış” veya “işte akış” üzerine birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Mevcut çalışmada iş yerinde akış ve işte akış kavramları üzerine yapılan araştırmaları inceleyerek çalışmaların nicel haritalarını çıkarmak amaçlanmıştır. Bu amaçla nicel veriler kapsamında iş yerinde akış ve işte akış kavramlarına ilişkin çalışmaların bibliyometrik analiz yöntemi kullanılarak alan yazındaki eğilimlerin ve eksikliklerin ortaya çıkartılması ve bu alanda çalışma yapan araştırmacılara yol göstermek amaçlanmıştır. Çalışmada Web of Science veri tabanında yer alan 1982-2024 yılları arasında gerçekleştirilmiş 1340 çalışma VOSwiever programı aracılığıyla incelenmiştir. İş yerinde akış ile ilgili 1340 yayının yıllara göre dağılımı ele alındığında en fazla 2017 (87), 2018 (88), 2019 (80) ve 2020 (84) yıllarında araştırıldığı görülmektedir. Konu ile alakalı en çok yayın yapan araştırmacıların Arnold Bakker (8) ve Avangelia Demerouti (4) olduğu görülmektedir. Yayın türüne bakıldığında en fazla dergi makalesi (994) ve bildiri (320) tercih edilmiştir. Ülkeler bağlamında ele alındığında en fazla ABD (324), İngiltere (140), Çin (103), İtalya (79) ve Almanya (63) kökenli araştırmacıların çalışma yaptığı ve en fazla çalışmanın İngilizce (1279) gerçekleştirildiği görülmektedir. Anahtar sözcüklere bakıldığında en çok akış, bilgi yönetimi, simülasyon ve inovasyon kavramları göze çarpmaktadır.Öğe Kutsal meslekte tükenmişlik: Öncüller ve ardıllar(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Erer, Beyza; Akgül, Fatmaİnsanlar çocukluk yaşlarından itibaren davranışlarını şekillendirmek sosyalleşmek, eğitimlerini sürdürüp geleceğe ve hayata hazırlanmak gibi kazanımlar elde edebilmek adına okula gitmektedirler. Bu nedenle okul sadece öğretim değil eğitim sistemi olarak da değerlendirilir. Eğitim öğretim hayatımızın baş faktörü öğretmenlerimizin yaşadıkları stres bir sonraki adımda tükenmişlik olarak ortaya çıkmakta ve bu durum sadece bireyleri değil toplumları da olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, özel okul öğretmenlerinde tükenmişliğe yol açan başlıca faktörleri belirlemek ve bu faktörlerin yol açtığı olumsuz etkileri incelemektir. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji yaklaşımı kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcıları amaçlı örneklem yöntemine göre seçilen 11 öğretmenden oluşmaktadır. Veriler açık uçlu sorulardan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde ise tematik analiz kullanılmıştır. Analiz sonucunda tükenmişliğin öncülleri; “iş yükü ve zaman baskısı, performans baskısı ve yüksek beklenti, psikolojik zorluklar, yönetim sorunları, motivasyon ve iş tatmini sorunları” olmak üzere beş tama altında sınıflandırılmıştır. Tükenmişliğin ardılları ise; “psikolojik etkiler, fiziksel sağlık sorunları, düşük iş performansı, sosyal ilişkilerde zayıflama” temaları ile sınıflandırılmıştır.Öğe İşletme ve yönetim perspektifinden görsel haritalama tekniğiyle sürdürülebilir inovasyonun incelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Demirel, EbruGünümüz dijital çağında işletmeler rekabet avantajı kazanmak, kaynak etkinliğini sağlamak, karbon ayak izlerini azaltmak için bir takım iş modelleri benimsemektedir. Bu modellerden birisi de hiç şüphesiz sürdürülebilir inovasyon konusudur. Sürdürülebilir inovasyon, çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda gelişmeyi ve yeniliği ifade eden bir kavramdır. Bu kapsamda bu çalışma, işletme ve yönetim alanında sürdürülebilir inovasyon konusu üzerinde 1997-2024 yılları arasında Web of Science veri tabanında yer alan 651 çalışma Vosviewer yazılım programı kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada mevcut literatür incelenmiş ve bibliyometrik bir yöntem kullanılarak analiz sonuçlarının görselleştirilmesi sağlanmıştır. Bu sayede işletme ve yönetim alanında sürdürülebilir inovasyon konusunun eğilimleri, gelişimi ve araştırma konuları tespit edilmiştir. Yine analiz kapsamında işletme ve yönetim perspektifinden sürdürülebilir inovasyon konusunda en etkili yazar, en çok çalışma yapan ülke, en çok atıf alan çalışmalar ve konunun zamansal evrimine genel bir bakış açısı sağlanmıştır. Bu çalışmanın bulguları, işletme ve yönetim alanındaki sürdürülebilir inovasyon konusunun genel çerçevesi ayrıntılı bir anlayış sunarak, odaklanılan temel alanları, önemli katkıları ve mevcut iş birliği ağlarını ortaya koymaktadır. Elde edilen sonuçların işletme ve yönetim alanındaki araştırmacılar için değerli olabileceği düşünülmektedir.Öğe Vadeli fiyatların spot piyasa dinamikleri üzerindeki etkisi: Borsa İstanbul vadeli işlem ve opsiyon piyasası üzerine bir çalışması(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Can, Reyhan; Yada, Saliha Tuncel; Koç, Doğan AliÜlke ekonomilerindeki belirsizlikler fiyat dalgalanmalarından kaynaklanan riskleri artırarak risk yönetiminin ve türev araçların kullanımını yaygınlaştırmıştır. Türev araçlar, yatırımcılara hem riskten korunma hem de spekülatif amaçlı fırsatlar sunmaktadır. Spekülatif yatırımcılar türev araçları fiyat değişimlerinden kar elde etmek için kullanırken, riskten korunmak isteyenler mevcut risklerini azaltmak için bu araçlara yatırım yapmaktadırlar. Türev araçlar arasında yer alan vadeli işlem sözleşmeleri, fiyat dalgalanmalarından kaynaklanan risklerden korunmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Vadeli işlem sözleşmeleri, dayanak varlığın gelecekteki değerine yönelik tahminlerde bulunmayı kolaylaştırarak piyasaya işlerlik kazandırmakta, fiyat dalgalanmalarını azaltmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, vadeli ve spot piyasa fiyatları arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek, finansal piyasalar, yatırımcılar ve politika yapıcılar için büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, 02/01/2013 ve 28/12/2023 tarihleri arasında Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP) ile spot piyasa arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir. VİOP’da işlem gören BIST30, Euro/TL ve USD/TL vadeli sözleşmelerinin uzlaşma fiyatları ile BIST30, Euro/TL ve USD/TL spot fiyat verileri kullanılarak Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, F-BIST30'un BIST30 ve F-USD TL’nin USD-TL üzerinde Granger nedenselliği olmadığı tespit edilmiştir. Ancak, F-Euro/TL ile Euro/TL arasında Granger nedenselliği bulunmuştur. Sonuç olarak, vadeli ve spot piyasalar arasında F-Euro/TL ile Euro/TL için çift yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu bulgular, yatırımcıların ve politika yapıcıların vadeli piyasanın spot piyasadaki döviz kurlarının gelecekteki hareketlerini tahmin etmede önemli bir rol oynadığını göstererek stratejilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.Öğe Turizm eğitimi teorisindeki gelişmeler üzerine bir inceleme(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Küçükahmetoğlu, Mehmet; Oktay, KutayGünümüzde turizm, kapsadığı ekonomik, psikososyal ve sosyokültürel boyutları ile evrensel bir olgu haline gelmiştir. Turizm olayının çok farklı yönleri olması sebebiyle, birçok bilim dalıyla uzak veya yakın, dolaylı veya doğrudan bir etkileşim halinde olduğu görülmektedir. Sektör olarak hizmetlerin yeterli düzeyde gerçekleştirebilmesi için gerekli olan bilgi birikimi bilimin birçok alanından sağlanan veriler aracılığı ile sağlanmaktadır. Turizm bilhassa beşeri bilimler disiplinleriyle etkileşimde bulunmakta olup, bu disiplinler arasında ekonomi, coğrafya, tarih, arkeoloji, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, felsefe, hukuk ve eğitim bilimleri yer almaktadır. Ekonomik olarak kalkınmanın yolu eğitim ve öğretimden geçmektedir. Karmaşık paydaş ilişkilerinin yoğun olarak yaşandığı turizm endüstrisinin gelişimi için eğitim, önemli bir etkendir. Turizm sektörü kendine özgü birçok karakteristik özelliği barındırmakta olup, emek-yoğun karakteri özelliği öne çıkmaktadır ve bu özellik de eğitimle gerçekleşmektedir. Hem turizm sektörü çalışanları, hem de yerel halka yönelik öğrenme gereksinimine turizme ilişkin eğitim faaliyetleri ile ulaşılmaktadır. Turizm özellikle gelişmekte olan ülkelerin bir kalkınma stratejisi olmakla birlikte kalkınma teorilerinden etkilenen ve bu teorilerin bakış açılarıyla şekillenmiş bir alan olup kalkınma teorilerinin gün ışığına çıkması oldukça önem arz etmektedir. Bu araştırmanın amacı, turizm eğitimi teorisindeki yurt dışı ve yurt içi gelişmeleri değerlendirmek ve gelecekte yapılacak araştırmalara referans olacak kavramları açıklamaktır. Çalışmada literatür incelemesi yöntemi kullanılmış olup, yurt dışı ve yurt içi turizm eğitimi teorisindeki gelişmelere yön vereceği düşünülen tarihsel süreç açıklanmaya çalışılmıştır. Elde edilen veriler sonucunda tüm paydaşların görüşleri alınarak turizm eğitimi programları içine turizm okuryazarlığı yetkinliklerinin kazandırılmasının yanında sürdürülebilir turizm kavramı bütünsel bir yaklaşımla yerleştirilerek, verilecek eğitim ve öğretimin sonunda bütün turizm çeşitlerinde tüm etkinliklerin sürdürülebilir olmasının gerekliliği görülmektedir.Öğe Popülizm ile ilgili çalışmaların anahtar kelimeler üzerinden bibliyometrik analizi: 2014-2023 yılları arası dönem(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Sağlam, NurhanPopülizmin gündelik siyasetin normal bir unsuruna dönüşmesi araştırmacılar tarafından popülizme gösterilen ilginin artmasına neden olmuştur. Popülizm yıllar içerisinde giderek büyüyen ve kavramsal açıdan giderek çeşitlenen bir literatüre sahiptir. Bu çalışmada Web of Science veri tabanında bulunan popülizm ile ilgili çalışmaların özellikle anahtar kelimeleri bağlamında bibliyometrik analiz ile incelenmesi amaçlanmaktadır. Popülizm literatürünün çok uzun bir tarihsel geçmişe sahip olması nedeniyle çalışmaya zaman kısıtlaması getirilmiştir. Bu bağlamda çalışma 2014-2023 yılları arasını kapsamaktadır. Bu sayede özellikle 2016 sonrası çalışma sayısında ciddi bir artış görülen popülizm literatürünü artış döneminde ve sonraki yıllardaki niceliksel gelişiminin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışma 2014-2018 ve 2019-2023 yılları arasını anahtar kelimeler bağlamında ayrı ayrı ele alarak popülizm literatüründeki kavramsal değişimi ve anahtar kelime bağlantılarını ortaya koymaktadır.Öğe Development and renewable energy: An examination of the nordic countries(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Suluk, Seher; Büyüksarıkulak, Ahmet Mesut; Afşar, BilgeThe aim of this study is to graphically evaluate the development and renewable energy situation of the Nordic countries (Denmark, Sweden, Norway, Finland and Iceland) within the framework of total population, economic growth, GDP per capita, renewable energy consumption, human development index, and the Legatum Prosperity Index. Although the period 1990-2023 is wanted to be considered for evaluation, it should be noted that they cover different periods because the data started to be calculated at different times and the timing of their disclosure is different. According to the findings obtained as a result of the evaluation, GDP per capita, human development index and renewable energy use have increased over the years in the Nordic countries. It can be said that the Nordic countries rank high in terms of the Legatum Prosperity Index and have managed to maintain their positions. The same applies to the natural environment, which is one of the twelve pillars of the Legatum Prosperity Index. As a result, it is seen that there is a parallelism between the development levels and renewable energy use of the Nordic countries.Öğe Dijital dönüşüm, sağlık okuryazarlığı ve öz yeterlilik arasındaki ilişkinin irdelenmesi ve örnek bir uygulaması(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Demiroğlu, Sinem; Patır, SaitGünümüzde, sağlık okuryazarlığı, giderek teknolojik gelişmişlik ve karmaşıklık ile ifade edilen sağlık sistemlerinde önemli bir yere sahiptir. Bireylerden kendi sağlık ve hastalıklarının öz yönetimi konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeleri ve sağlıkları hakkında daha bilinçli seçimler yapmaları istenmektedir. Dijital dönüşüm, sağlık okuryazarlığı ve öz yeterlilik sağlık hizmeti kullanımıyla ilişkili kavramlardır. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, dijital dönüşüm, sağlık okuryazarlığı ve öz yeterlilik arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Bu amaca ulaşmak için TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) bölgesinde il merkezlerinde bulunan hastanelerde son bir yıl içerisinde en az bir kez tedavi görmüş olan 18 yaş ve üzeri okuryazar bireylerin, dijital dönüşümleri, sağlık okuryazarlıkları ve öz yeterlilikleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Sonuç olarak yetişkin bireylerin, dijital dönüşümleri, sağlık okuryazarlıkları ve öz yeterlilikleri arasında anlamlı ve pozitif yönlü ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Yemek iletişimi ve mutfağın cinsiyeti(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Çıtak, Şerife ÖzgünYemek yeme, beslenme ve karın doyurma eyleminin ötesinde anlamlar barındıran, gündelik hayatı ve içinde yaşanılan toplumu anlamaya yardım eden sembollerle dolu bir iletişim biçimidir. Hem mutfak işleri hem de yenilenler; statülere, cinsiyete, inanca ve kültüre göre değişiklik göstermektedir. Bu çalışmada, mutfakların ve üretimden tüketime kadar yeme içme ile ilgili tüm işlerin cinsiyet kodlarına dayalı olması durumu incelenmiştir. Bazı yiyecek ve içecekler kadınlara, bazıları ise erkeklere yakıştırılmaktadır. Kadınların ve erkeklerin yediklerinin farklı olması, toplumun yakıştırdığı cinsiyete dair rollerden dolayı doğal karşılanmaktadır. Yenilen yemeğin porsiyonu da yine cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Aynı şekilde yemek yapmak kadınların doğal ve rutin işleri olarak görülürken, yemek pişiren erkeklerin özel bir yeteneğe sahip oldukları ön kabulü bulunmaktadır. Ancak, yemeği evde yapmak kadınların işiyken, profesyonel mutfakların aidiyeti erkeklere aittir. Buna göre bazı yaklaşımlar, ev mutfaklarını kadınların kalesi gibi görürken, diğerleri ise yine aynı mutfakları kadınların prangası olarak değerlendirmektedir. Mutfaktaki bu cinsiyetçi yaklaşım iş bölümü ve gıdanın paylaşımında olduğu kadar sofra adabı ve yeme-içme ile ilgili görgü kurallarında da görülmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı gündelik hayatın en çok kullanılan yeri olan mutfakların ve mutfaklarda üretilen yemeğin toplumsal cinsiyet kodlarından bağımsız olmadığı üzerine bir değerlendirme yapmaktır.Öğe Yönetim kurulunda cinsiyet çeşitliliği ve kurumsal inovasyon üzerine yapılan çalışmaların bibliyometrik analizi(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Tanış, Zehranur SanioğluGünümüz iş dünyasında kadın istihdamı, dünyanın birçok ülkesinde hala erkek istihdamına göre daha düşüktür. Bununla birlikte, kadınlar şirketlerin yönetim kurullarında da azınlıktadırlar. Dünya genelinde birçok ülke hem kadın istihdamı artırmak hem de yönetim kurullarında kadınlarının oranını artırmak adına gönüllü ve yasal girişimler yürürlüğe koymaya başlamıştır. Kadın yöneticilerin sayısının artmasının, yönetim kurullarında daha çok bulunmalarının işletmelere birçok açıdan yarar sağlayacağı düşünülmektedir. Kadın ve erkek arasındaki özellik farklılıklarından kaynaklı olarak işletme yönetim kurullarında farklı bakış açılarının artmasıyla birlikte iş inovasyonun, yeni uzmanlık ve deneyimlerin, yaratıcı ve yenilikçi düşüncenin artacağı da beklenmektedir. Yönetim kurullarında kadınların yer almasıyla beraber inovasyonla sonuçlanan stratejik kararları da teşvik edecektir. Bu çalışmanın amacı, yönetim kurulu cinsiyet çeşitliliğiyle ilişkili olduğu düşünülen kurumsal inovasyon ile ilgili literatürü bibliyometrik analiz yöntemini kullanarak analiz etmek ve gidişata dair bir bakış açısı sunmaktır. Bu kapsamda, 2003-2023 yılları arasında Scopus veri tabında bulunan 309 çalışmaya performans analizleri uygulanmıştır. Bulgular, yönetim kurulu cinsiyet çeşitliliği ve kurumsal inovasyon üzerine yapılan çalışmalarda Amerika Birleşik Devletleri’nin en üretken ve en yüksek atıf üretkenliğine sahip ülke olduğunu göstermektedir. Uluslararası iş birliği oranlarına bakıldığında yayınların %35,28'i iş birliği yaptığı ve en fazla iş birliği yapan ülkelerin Pakistan, İngiltere ve Çin olduğu bulgulanmıştır. Tematik analiz ve eş-oluşum analizi ile ortaya çıkan ağların gelecekteki çalışmalar için bir bakış açısı kazandırması beklenmektedir.