Yabancı Diller Bölümü/Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Madness in Teleorman: Chaos and Order(Selçuk Üniversitesi, 2023) Bayrakcı, EdaChaos theory has emerged as a controversial scientific theory in the world of physics contrasting with the settled Newtonian theory supporting that the world and the universe have determinist and linear characteristics working in a regular and predictable way in the basis of causalities. Chaos theory offers the new world non-linearity, unpredictability, Fractal geometry against Euclid geometry and dependence on initial conditions. This theory born in physics has caused an enormous impact on social sciences, as well. Literature as the close follower of up-to-date theories and movements cannot keep away itself from this new theory. Numerous studies have been carried out in the West to interpret literary texts from different aspects –thematically or structurally- based on Chaos theory. This article aims to analyze Caryl Churchill’s Mad Forest issuing the Romanian Revolution from a modernist and surrealist way via key terms of Chaos theory with respect to theme and structure. Thus, Chaos theory and its key terms will be defined and its applications on literature will be discussed from different perspectives. Finally, Mad Forest will be analyzed regarding some key elements such as order within disorder, nonlinearity and dependence on initial conditions presented by perspectives of Chaos theory.Öğe Heterotopik Köşk(Selçuk Üniversitesi, 2020) Bolattekin, Gülayİkinci Dünya Savaşı’nın ardından Alman ekonomisinin iyileştirilmesi amacıyla 1961 yılında Almanya ve Türkiye arasında yapılan antlaşma ile işçi alımının gerçekleşmesi Almanya ve Türkiye’yi hızlı bir biçimde etkileşime sokmuştur. Kısa süreliğine yapılan göçler aile birleşimi hakkından sonra kalıcı hale gelmiştir. Almanya’da kalmaya devam ederek kendi ülke ve kültürlerini karşılaştırma fırsatı bulan göçmenler yaşadıklarını kaleme almaya karar verdiklerinde yazın dünyasına yeni bir alanı katmış olurlar. İşçi bir aileye mensup olmayan ve öğrenimini Almanya’da devam ettiren Şenocak ikidilli yetişme olanağına sahiptir. Herhangi bir tarafı seçmeye yönlendirilmesine anlam veremeyen Şenocak kendi zihninde birbirinden farklı iki kültürü, iki dili rahatlıkla bağdaştırabilmiş ve ortaya çok yönlü bir yazar ve şair çıkmıştır. Eserlerinde de Almanya- Türkiye, Doğu- Batı, kadın- erkek, gelenek- yenilik karşıtlığını ele alarak senteze ulaştırabilmiştir. Köşk romanında bu sentezde zorluk yaşayan karakterin mücadelesi İstanbul, Ankara, Münih güzergâhında okuyucuya sunulur. İkisi de savaşın izlerini taşıyan Münih ve İstanbul şehirleri savaş sonrasındaki kalkınmayı farklı noktalarda gerçekleştirirler. Münih, bir taraftan geleneksel yapısını koruyup bir taraftan da farklı sanatsal faaliyetlere ağırlık verirken İstanbul, gelenekselden uzaklaşarak betonlaşmaya feda edilmektedir. Üstelik kalkınma sadece ticari olarak amaçlanmakta sanat geri plana itilmektedir. Her ikisi de göç alan bu iki şehir bu durumdan eşit şekilde yararlanamamaktadır. İki şehir ekseninde geçen olaylarda mekânın daha önce tahmin edilmeyecek şekilde değişime maruz bırakılması, birbiriyle uyuşmayan noktaların yeni mekânlarda uyumlu hale sokulmaya çalışılması Foucault’nun heterotopyalarını örnekler. Her kültürün kendi değerleriyle şekillenen heterotopyalara eserde iki kültürde de rastlanır. Bu çalışmada ilk olarak mekân kavramının etimolojisine ve anlamına yer verilecektir. Sonrasında Foucault’nun heterotopya sınıflandırmasına geçilecektir. Daha sonra Göçmen Edebiyatı hakkında bilgi verilecek ve ikinci kuşak temsilcilerinden Zafer Şenocak’ın yaşamı, eserleri anlatılarak edebi kişiliğinden bahsedilecektir. Bu aşamada gazete ve dergilerde yayınlanan röportajlardan yararlanılacaktır. Köşk romanın içeriği hakkındaki kısa bilginin ardından da eserdeki heterotopik mekânlar alıntılarla desteklenerek gösterilecektir. Çalışmada eklektik yöntem kullanılacaktır. Gerçek mekânın tarihi süreç içinde geçirdiği anlam kaymaları, bağdaşmayan unsurları bir arada tutma özelliğine sahip olan ve her kültürde farklılık gösteren heterotopyalarla aydınlatılacaktır.Öğe A study on communication breakdowns: sources of misunderstanding in a cross-cultural setting(Anı Yayıncılık, 2018) Korkut, Perihan; Dolmaci, Mustafa; Karaca, BurcuThe Erasmus exchange program has a positive influence on students' intercultural awareness since they find the chance to meet other cultures. Despite high levels of proficiency, there may still be misunderstandings between students of different cultures. As a consequence, the Erasmus program might not achieve its pluriculturalism aim. Purpose of the Study: This study aimed to find out what kind of communicational problems -if any- stemmed from cultural differences in the interactions of Erasmus students with the Turkish students in an undergraduate education context. Method: The data was collected from 69 participants: 39 Turkish students attending three different universities in Turkey and 30 Erasmus students coming from seven different countries. Findings: The answers were clustered in three main themes; the quality of communication; common areas of misunderstanding; and perceptions of each other. Turkish students perceived a better quality of communication with the visiting students. The eye contact patterns of the visiting students and Turkish students caused misunderstanding. As for pragmatics, inviting and offering procedures w ere the main sources of misunderstanding. Visiting students perceived Turkish people as helpful and benevolent, sometimes to the point of being pushy or too protectionist. Turkish people, on the other hand, tended to describe visiting students as individualistic and "free-spirited" people. Implications for Research and Practice: University courses can help students engage in awareness raising activities, and provide more orientation at the onset of exchange terms. Further studies are needed to investigate other potential areas of miscommunication, and with a more representative sample of cultures. (c) 2018 Ani Publishing Ltd. All rights reservedÖğe Evaluation of elt coursebooks with their limits(2018) Yalçınkaya, DenizCoursebooks used in EFL (English as a Foreign Language) class isone of the most important decisions in the design of the languageeducation and teaching concept in the School of Foreign Languages.The selection of suitable materials should be done very professionally.The textbooks are presented to demonstrate the design of foreignlanguage teaching. Design means the principles and techniques oflanguage teaching and explains the characteristics of your schoolcurriculum. The purpose of this study is to reveal the teachers’ views onthe quality of courseboooks that have been used by the school of foreignlanguages. Do the coursebooks fulfill the expectations in languagelearning? What kind of limitations and deficiencies do coursebookshave? These questions are analyzed in this paper and the coursebook(series titled ‘English for Life' by Oxford University Press) was evaluatedfrom the language teachers' perspective. In the study, the data weregathered from the questionnaire results of some teachers who havebeen teaching in English classes which are compulsory lessons andhave been using the coursebook beginner and elementary level duringtwo terms. According to the results, it was revealed that coursebookswhich take place in language education as the main material have somelimits. However, course books should be accompanied bysupplementary digital materials that serve self-autonomy for thelearners, encouraging their efforts and self-esteem to learn a foreignlanguage beyond the classroom. Surely, course books should have i-tools to attract attention for class teaching and e-tools to expandlearning and not to fall behind in the age of technology. Istructors ofEnglish can use coursebooks as a guide but not take it as a holly bookto adhere for blind obedience.Öğe An investigation of pre-service teachers’ learning styles in terms of different variables(2018) Özdemir, Osman; Köksal, OnurThe main purpose of this study is to determine the learning styles of pre-serviceteachers taking pedagogic formation education at Selcuk University Education SciencesInstitute during 2015-2016 academic years. Survey method was used for the study sinceit is aimed to determine the learning styles of pre-service teachers taking pedagogicformation education. It is determined whether the learning styles of education facultystudents differentiate according to gender and department factors. The study group of thisstudy consisted of 600 students taking pedagogical formation education at SelcukUniversity Education Sciences Institute. A “Learning Style Questionnaire” developed byDavid. A. Kolb (1985) and adapted to Turkish by making reliability and validity analysesby Aşkar and Akkoyunlu (1993) was used to determine the learning styles of theprospective teachers. %49,5 of the prospective teachers have accomodator learning style(49,5% n297). Moreover, 24,3 % (n146) of the students have divergent, 22,2 % of thestudents have (n133) converger and 4% of the students (n24) have assimilator learningstyles. The most important finding for the gender differences shows that the rate of thefemale prospective teachers with divergent learning style was 30,4 % (n88) while it was18 % (n58) for male prospective teachers.Öğe Is There an Accident of Communication Where Religion Turns into a Source of Violence(2017) Aslan, Mahmut MertYeteri kadar eğitim görmüş olan herkes, dinin belirli şartlar altında bir şiddet kaynağına dönüştürülebilme potansiyeline sahip olduğunu öngörebilir. Bazı yazar ve akademisyenlere göre, dinlerin yer yer şiddet kaynağına dönüşmesinin köklerini yine kutsal metinlerin içinde bulmak olasıdır. Nitekim insanlık tarihinin ilk dönemlerinden günümüze dek süre gelmiş olan kutsal savaşlar ve günümüzde dinî argümanlar kullanılarak yapılan şiddet eylemleri, hatta katliamlar, uluslar arası kamuoyunda bu yönde oluşmuş olan kaygıları bir ölçüde anlaşılır kılmaktadır. Bununla birlikte, gerek Batıda gerekse İslam coğrafyasında dinlerin yüzünün gerçekte sevgi, hoşgörü ve barışa yönelik olduğunu kuvvetle vurgulayan, mevcut sorunların kutsal metinlerin yanlış, kötü niyetli yorum ve istismarlarından kaynaklandığının altını çizen sağduyulu gerekmektedir. Konu bu yaklaşım açısından ele alındığında, bazı dindar kişi ve gruplarla, Tanrı, kutsal metinler ve diğer ılımlı dindar kitleler arasında ciddî anlamda iletişim kazalarının yaşanmakta olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle, konu "semantik faktör" ve "ekonomik faktör" bulunmaktadır. Nitekim bugüne dek din şiddet ilişkisine dair yazılmış olan kitap ve akademik makalelerin hemen hepsinde bu iki faktör öne çıkmaktadırÖğe Çocuklarda görülen sosyal problemlerin akademik başarıya etkisi üzerine öğretmen görüşlerinin incelenmesi(2013) Köksal, Onur; Dilci, Tuncay; Koç, MerveNitel araştırma biçiminde desenlenen bu çalışma ile ilkokul öğretmenlerinin öğrencilerde görülen sosyal problemlerin akademik başarıya etkisine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın verileri, 2012-2013 eğitim öğretim yılı bahar yarıyılında, Sivas ili Suşehri ilçe sınırları içerisinde yer alan farklı eğitim kurumlarında yapılandırılmış görüşmelerden elde edilmiş, elde edilen veriler betimsel ve içerik analiz yöntemleriyle irdelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğretmenler sosyallik kavramını iletişim ve arkadaşlık ilişkileri ile ifade etmiştir. Sosyal problem yaşayan öğrencilerin akademik başarısının daha düşük olduğunu belirten öğretmenler, bu öğrencilerin derslere ilgilerinin düşük seviyede olduğunu ve motivasyon sorunu yaşadıklarını belirtmişleridir. Ailenin, sosyal beceri gelişiminin önemli bir parçası olduğunu vurgulamış ve bu konuda ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca sosyal problemlerin kız öğrencilerde daha çok görüldüğünü belirtmişlerdir. Sosyal becerileri geliştirmek için öğrencilere sosyal paylaşımlarda bulunabilecekleri ortamlar yaratılması, öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine olanak sağlanması gerektiğini vurgulamışlardır.Geleceğin sağlıklı toplumunu oluşturacak çocukların, sosyal beceriler ve olumlu gerekmektedir. İlkokul dönemi çocukların bu özellikleri kazanmaya en açık olduğu dönemdir. Bu dönemde öğretmenler çocukların model aldıkları en önemli figür haline gelirler. Bu nedenle öğrencilerde sosyal becerilerin geliştirilmesi, pekiştirilmesi ve bu becerilerin değişik ortamlarda uygulanmasının gerektiğinin vurgulandığı bu çalışmada öğrencilerde sosyal becerilerin geliştirilmesi konusunda öğretmenlere bazı tavsiyelerde de bulunulmuşturÖğe The attitudes of the students in sofl towards call(2011) Aslan, YasinÇok yönlü bilgisayar iletişim araçları ve internetin ortaya çıkışıyla birlikte dil öğretiminde bilgisayarların rolü dünyanın dört bir yanındaki yabancı dil öğretmenlerinin karşılaştığı önemli bir konu haline gelmiştir. Bilgisayar destekli dil öğrenme etkinlikleri ve internet kaynakları İngilizce öğretmenlerine bilgiye tek başlarına hızlı ve rahat şekilde erişmelerine yardımcı olur. Ayrıca eğitim alanlarında Yabancı Dil Hazırlık Okulu’nda yoğun bir programla İngilizce öğrenen öğrenciler, gelecek yaşamları için çok çeşitli beceri ve nitelikler kazanırlar. Bu bakımdan teknoloji insanları çok fazla bilgiye ulaşmak için kendi kendilerine ayırt edebilme özelliğine sahip olmaya zorlamaktadır. Bu çalışma Yabancı Dil Hazırlık Okulunda öğrenim gören öğrencilerin bilgisayar destekli dil öğrenme ile ilgili yeni bakış açılarının farkına varabilmeleri için dile getirdikleri ifadelerden ortaya çıkan tutumlarını açıklamaktadır. Selçuk Üniversitesi YDYO’daki 171 öğrencinin katıldığı anket, öğrencilerin internetle ilgili bilinçli olduklarını göstermiştir.Öğe Yeniden Yapılanma Sürecinde, Yabancı Dil Öğretmenlerini Bekleyen Sorunlar ve Çözüm Önerileri(2002) Kabadayı, AbdülkadirTürkiye 'de yaklaşık yarım asırlık bir geçmişe sahip olan yabancı dil öğretimi, yüksek öğretim kurumlarında belli bir istikrarı yakalayamamış, bunun sonucu olarak da standartlaşmayı sağlamak için 1981 yılından sonra Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olan Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları, Eğitim Fakültelerine dönüştürülerek üniversitelere devredilmiştir. Bu okullarda, YÖK kanunuyla standartlaşmaya gidilmişse de, ancak o zamana kadar okullar arasındaki farklılıklardan meydana gelen olumsuzluklar giderilmeye çalışılmıştır. Lise ve orta öğretim kurumlarında uzun yıllar ders olarak okutulmasına rağmen, bu okullardaki öğrencilerin istenilen performansı ortaya koyamamaları ve bu durumun sürekli şikayet konusu olması, hatanın ister istemez yabancı dil öğretmenlerinde ve yabancı dil öğretmeni yetiştirme sisteminde aranmasına sebep olmuştur. Bu çalışmada, önce, yeniden yapılanma sürecinde yabancı dil öğretmenlerinin kurumsal, çevresel ve meslektaşlar arası problemleri ele alınarak, farklı programlarla yetiştirilmiş yabancı dil öğretmenlerinin sisteme uyum ve entegrasyonunu engelleyen nedenler ele alınacaktır. Daha sonra, problemlerin azaltılması, uyum ve yabancı dil öğretiminde asgari birlikteliği sağlamak için "hizmetiçi eğitimde sistemler yaklaşımı modeli" önerilerek yabancı dil öğretmenlerinin "gözlenen " ve "özlenen " durumları "Girdi - Süreç - Çıktı" çerçevesinde ele alınarak değerlendirilecektir. En sonunda, sistemler yaklaşımı modelinin uygulanabilirliği, Anderson'un "yeniden yapılanma modeli" açısından irdelenerek bu modelle ilgili bazı önerilerde bulunulacaktır.Öğe Basın dili(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2003) Can, Aliİletişim sürecinde kullanılan dil sistemlerinden en yaygın olanlarından bir biçiminin de yazılı dil olduğu bir gerçektir. Yazılı dil özellikle basının başlıca iletişim aracıdır. Basın bu iletişim aracını olağan üstü bir maharetle kullanarak okuyucuları dilediği yönde manipüle edebilmektedir. Bu tez de, iletişimin ve iletişim süreçlerinin tanımına yönelik bilgiler verildikten sonra, basında bu yönlendirmenin ne ölçüde yapıldığını ve yönlendirmede dilin nasıl biçimlendirildiğini belirlemek için sıradan seçtiğimiz gazete haber başlıklarını ve manşetlerini, yapısal, anlamsal ve anlatımsal açıdan, kısacası dilbilimsel bir yaklaşımla incelenmeye çalışıldı. Ayrıca bu süreçte dilin düşünce ile olan ilişkisine değinildi.