Rus Dili ve Edebiyatı/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 22
  • Öğe
    Azerbaycan Türkçesi?nde "Ha" Edatının Anlam Özelli?kleri?
    (Selçuk Üniversitesi, 2000) Hacızade, Naile
    Azerbaycan Türkçe'sinde edatlar, en çok kullanılan yardımcı kelime gruplarındandır. Edatların konuşmadaki rolü geniş ve çok yönlüdür. Edatlar, cümle üyesi olmaz, fakat cümleye çeşitli anlam ayrıntıları katar, ifadenin netleşmesini, fikrin mantıklı kuruluşuna yardım eder. Onlar, cümleye veya ait oldukları kelimeye kattıkları çok ince nüansla dikkati düşünülen yöne çeker.
  • Öğe
    Rusçadaki? Deyi?mleri?n Genel Özelli?kleri?
    (Selçuk Üniversitesi, 2002) Uluoğlu, Murat
    ?????? ???????? ??????? ???? ?????? ??????? ????????????????? ?????????. ???????????????? ???????, ??????????? ????????????, ?????????? ?????? ???????? ???????????, ?????????? ???????? ?????? ??????. ?? ??? ?? ? ????? ?????? ??????????? ???????????????? ??????? ? ?? ???????? ?????????????. ?? ?????? ????? ????? ?????? ?? ??????????? ??????? ???????, ???????? ????? ? ????????????? ????? ??????. ????? ??????????? ?? ??????????????? ? ?????????????? ???????????. ?? ?????????? ????? ?? ???????????????? ???????????????? ??????????? ? ?? ??????????? ????????????? ? ???? ???????? ?? ?? ??????. ? ??? ?? ?? ?????????? ????????, ???????? ???????????????? ???????, ??????-?????? ???????????? ? ??????? ?????. ???????? ? ????? ?????? ?? ????? ??????? ?????????????? ???????????, ?? ????????????? ??? ???? ? ?? ????? ??????.
  • Öğe
    Baraba Tatarları ve Onların Di?l Özelli?kleri?
    (Selçuk Üniversitesi, 2002) Hacızade, Naile
    ??????????? ?????? ????????? ? ???????? ??????. ???????? O ? ?? ????? ?????? ????????, ? ?????? ????? ????????????. ???? ?? ?????????????? ?? ???????, ??????????? ? ?????? ?????????? ??????? ? ??????????????? ??? ????? ?????????? ???????. ??? ??????????? ??????????? ?? ???????? ? ?????????????. ??, ????? ???????, ??? ????????? ????????? ???????????? ????????? ??????? ?????? ? ??????????? ???????? ????? ?????? ? ? ??????????? ??? ???????.
  • Öğe
    Mihail bulgakov’un genç bir doktorun anıları eserinde natüralist ögeler
    (2018) Hacızade, Leyla
    20. yy. Rus edebiyatının önemli isimlerinden biri olan MihailAfanasyeviç Bulgakov, eserlerinde toplumsal ve siyasi eleştirilere yervermiştir. Bundan dolayı yaşadığı dönemde siyasi ve edebi çevrelercedışlanmış olsa da, sonraki dönemlerde yapıtlarının değeri anlaşılmıştır.Alışılagelmiş çerçevelerin dışında yazmayı tercih eden yazar, bu tarzıyladöneminin ötesine geçmeyi başarmıştır.Çalışma konusu olarak seçilmiş olan Genç Bir Doktorun Anılarıeseri Bulgakov’un ilk dönem eserleri arasındadır. Genç Bir DoktorunAnıları, bir taraftan gerçeklere dayanmaktadır ama diğer taraftan dagerçek dışı unsurlar barındırmaktadır. Yazarın en bilinen eseri Usta veMargarita romanındaki tarzın ilk belirtilerini bu eserde görmekmümkündür.Makalede hedeflenen temel amaç, Genç Bir Doktorun Anıları adlıeserdeki natüralist ögeleri tespit etmektir. Çalışmada eser analizigerektiği için, inceleme yöntemi kullanılacaktır. Bunun yanısıra,karşılaştırmayöntemiyleNatüralizmakımınınRealizmvePostmodernizm akımlarıyla olan etkileşimine değinilecektir. Bu çalışma,bir akım özelliklerinin eser üzerinde uygulanması bakımından bir analizniteliği taşımaktadır.Edebi bir akım olarak 19. yy.’da ortaya çıkmış olan Natüralizm,Realizmden aldığı unsurlarla Postmodernist unsurları kendi içindeharmanlamıştır. Natüralizmin, kullandığı yöntemlerle Realizm vePostmodernizm arasında yer alan ve her ikisinden de izler taşıyan birakım olduğu söylenebilir. Akımların karşılıklı etkileşimlerine çalışmadaayrıca yer verilecektir. Çalışma konusu olan Genç Bir Doktorun Anıları eseri, bu akımın en özgün örneklerinden biri olarak düşünülebilir. Buçalışmada Natüralizmin gözlemcilik, pozitif bilimlerin etkisi, bireyingenel anlamda soyaçekim özelliklerinin etkisiyle açıklanabilir olmasıgibi özellikleri Genç Bir Doktorun Anıları eserinde tespit edilecek veeserden örneklerle açıklanacaktır.
  • Öğe
    Türkçede susma ve sessizlik kavramları üzerine
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2011) Hacızade, Naile
    Susma, sosyal iletişimin konuşmayla ilişkili özgün ve çok anlamlı bir işlevidir. Çeşitli anlam nüanslarıyla susma, konuşmanın vereceği bilgiyi, ona farklı bir anlatımsallık katarak sunar. Dolayısıyla susma bazı durumlarda konuşmanın işlevini yüklenebilir. Susmayla ortaya çıkan sessizlik ise dile daha çok olumsuz yönleriyle yansıyan bir kavramdır. Dil verileri sessizliğe olan olumsuz yaklaşımı açık bir şekilde yansıtmaktadır. Çalışmada susma ve ona bağlı olan sessizlik kavramları dil verileri temelinde ele alınmıştır.
  • Öğe
    Eski Türk ve Rus geleneklerinin etkileşim izleri
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2004) Hacızade, Leyla
    Türk ve Doğu Slav ( Rus, Ukrayna, Belorus) halklarının ilişkileri çok eski dönemlere uzanmaktadır. Türkler ve Ruslar yüzyıllar boyunca farklı nedenlerle sürekli etkileşim halinde olmuşlardır. Aynı coğrafyayı paylaşmaları, birbiriyle komşu olmaları her iki halkın maddi ve manevi kültüründe büyük izler bırakmıştır.Eski Türk ve Rus geleneklerini kıyaslarken de bu izleri görmek mümkündür.
  • Öğe
    Kazakistan jırşılık geleneği ve bir örnek: Ruslan Ahmetov
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2003) Çetin, İsmet
    Kazakistan sahası sözlü edebiyat geleneğinin temsilcilerinden biri jıravlardır. Şâir, bilge ve toplum lideri olan jıravlar, hayatın çeşitli yönlerini konu edinen şiirler söylerler. Söyledikleri şiirlerden biri de terme adı verilen türdür. Ruslan Ahmetov, Kazak Türklerinin jıravlarından biridir. Söylediği terme ile bunun sanatkârlık yönü örneklenmiştir.
  • Öğe
    “Kalaç” kelimesinin Türkçede ve Rusçada leksiksemantik özellikleri ve kullanım alanları
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2002) Uluoğlu, Murat
    Türk lehçeleri Rusçanın kelime hazinesinin zenginleşmesinde önemli rol oynamıştır. Rusçada günlük yaşamla ilgili bir çok kelime Türk lehçelerinden alınmıştır. Özellikle Rusçadaki ekmek türlerinin isimlerinin bir çoğunun Türkçe kökenli olması dikkat çekicidir. Bu kelimelerden bazılarının kökeni tartışmalıdır. Dilde eski dönemlerde benimsenmiş kelimelerin kökeni her zaman tartışmasız değildir. Bu kelimelerin farklı etimolojik açıklamaları olabilir. Türkçe “kalaç” kelimesi de bunlara örnek olarak gösterilebilir.
  • Öğe
    Millî mücadelenin başlarında Mustafa Kemal Paşada sine-i millet düşüncesi ile askerlikten istifası öncesi ve sonrası kendisine gösterilen bağlılıklar
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2002) Akandere, Osman
    “Mübârek vatan ve milleti parçalanmak tehlikesinden kurtarmak, Yunan ve Ermeni emellerine baş eğmemek için açılan millî mücadele uğrunda” her türlü fedakârlığı göze alarak yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, Ordu Müfettişliği görevinden alınıp, askerlikten çıkartılacağını öğrendiğinde hiç tereddüt etmeden, kendi ifadesiyle “pek âşıkı olduğu askerlik mesleğinden” istifa ederek milletin sinesinde bir fert olmuştur. Böylece kendisinin de Nutuk’ta ifade ettiği gibi, Türk milletinin asaletinden doğan yüksek ve manevî kuvvete, millî kuvvete yani Türk milletine dayandığını ve ona güvenerek millî gâye için çalışacağını ilân etmiştir. Müfettişlik görevinden ayrılması ve askerlikten istifası onu, sinesine sığındığı milleti nezdinde daha da yüceltmiştir. Nitekim, gerek askerî makamlar gerekse sivil kuruluşlar kendisine bağlılık göstermişler, Mustafa Kemal Paşayı, bu mücadelenin vazgeçilmez lideri olarak görmüşler ve kabul etmişlerdir.
  • Öğe
    Melike-İ Adiliye Kümbetinde Selçuklu Devri saltanat mücadelesine dair izler
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2002) Akşit, Ahmet
    Daha çok mimari özellikleri ile dikkat çeken Kayseri’deki 1247 tarihli Melike-i Adiliye Kümbeti aynı zamanda devrin siyasi hadiselerine de ışık tutmaktadır. Kitabesi yanında şehrin fiziki dokusundaki yeri de, yapının 1237 tarihinde meydana gelen iktidar mücadelesini protesto eden bir anıt mahiyetinde olduğunu göstermektedir. Alaeddin Keykubad’ın öldürülmesinden sonra tahta çıkan II. Gıyaseddin kendisine rakip olarak gördüğü için diğer erkek kardeşleri ve onların annesi Melike-i Adiliye’yi feci bir şekilde öldürtmüştü. Bundan dolayı, Melike’nin türbeyi inşa ettiren kızları, devrin yöneticilerine karşı duydukları tepkiyi bu türbe ile ifade etmişlerdir.
  • Öğe
    Kazan Tatarcasının Mordva-Karatay ağzı ve bu ağzın dil özellikleri
    (Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2001) Hacızade, Naile
    Çağdaş Kazan Tatarcasının ağızları arasında Mişar ağzı önemli bir yer tutmaktadır. Makale içerisinde dil özellikleri ele alınan Mordva-Karataylar Kazan Tatarcasının Mişar ağız grubunda yer almaktadır. Mordva-Karatayların kelime hazinesinde hem sayısı hem de kullanış sıklığına göre genel Türk kelimeleri birinci sırada yer alır. Bu ağızda bulunan Mordva kökenli çok az sayıdaki kelime akrabalık terimlerinden oluşmaktadır. Mordva-Karatay ağzında belli bir sayıda Rusça kökenli kelimeler de bulunmaktadır.
  • Öğe
    Rus folklor dili üzerinde yapılan çalışmalara genel bir bakış
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2010) Uluoğlu, Suzan
    Rusya’da ve Avrupa’da folklorun, 18.yy.’ın sonunda 19.yy.’ın basında Sentimentalizm ve Romantizm akımlarının etkisiyle önem kazandığı görülür. Bununla birlikte Rusya’da folklorun bilimsel olarak araştırılmasından önce, sözlü halk yapıtlarının derlendiği ve elde edilen materyallerin bazı sair ve yazarlar tarafından sanatsal amaçlarla kullanıldığı bir dönem yasanır. 1812 yılı Vatan Savası ve onun sonrasında etkisini gösteren “Aralık İhtilali”nin Rusya’da sözlü halk edebiyatına olan ilginin artmasında rolü çok büyüktür. Rus folklor dilinin filoloji açısından incelenmesine, sözlü halk edebiyatı yapıtlarının yoğun olarak derlendiği 1840’lı yıllarda başlanır. Rus folklor dilinin çağdaş araştırılma süreci ise 1940-1950’li yıllarda baslar. Bu yıllarda folklor dilini araştırmak için filolojide lingvofolkloristika “dilbilimsel folklor” adı verilen yeni bir bilim alanı oluşturulur. Folklor dili ile diyalekt arasındaki ilişki, folklor dilinin güzel anlatım araçları, folklor dilinin doğası, folklor dili ile yazılı edebiyat dili arasındaki etkileşim sorunları, bu bilim alanının ele aldığı baslıca konulardır. Çalışmamızda bu konulara ayrıntılı olarak değinilecektir.
  • Öğe
    Nasıreddin Rabguzi'nin Kısasü'l-Enbiya isimli eserinin semantik ve poetik (anlam ve şiirsel) cümle yapı özellikleri
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 1997) Hacıyeva, Naile
    [Abstract not Available]
  • Öğe
    Rus Edebiyatında İstanbul
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2008) Kandemir, Hüseyin
    İstanbul politik, tarihi, dini ve kültürel özelliklerinden dolayı birçok ülke için önem taşımaktadır, bu ülkeler arasında Rusya özel bir öneme sahiptir. Özellikle tarihi ve dini ilişkiler çerçevesinde ele alındığında Rusya-İstanbul ilişkisinin temelleri Ortodoksluğun Bizans'tan kabulü ile birlikte X. yüzyıla dayanmaktadır. Ruslar için öncelikli olarak dini bir merkez olan İstanbul, hac ziyaretleri nedeniyle birçok Rus'u ağırlamıştır. Dini, ticari, politik ziyaretlerin sıklaşması ile birlikte İstanbul Rus edebiyatında da yansımasını bulur. Gezi edebiyatının ilk örnekleri Rusya'da XII. yüzyıl içinde elyazmaları ile birlikte ortaya çıkar ve bu elyazmalarında sık sık İstanbul konu edinilir. Bu eserler bizlere İstanbul 'un tarihi, yerleşimi, mimarisi, sanat tarihi hakkında birçok bilgi vermektedir. İstanbul'un Rus edebiyatında elyazmaları ile başlayan serüveni günümüze kadar devam etmiştir. Bazen gezi notu, bazen bir edebi eserin konusu bazen de diplomatik notlar arasında sık sık ele alman İstanbul, XX. yüzyılda çok daha fazla önem kazanarak birçok eserde konu edinilmiştir. Devrim sonrasında Rusya'yı terk eden birçok Rus yazan eserlerinde İstanbul'a sık sık değinmiş veya bizzat İstanbul merkezli eserler vermişlerdir. Bunlar arasında Nobel ÖdüITü !varı Bunin, Joseph Brodski'nin yanı sıra Nadejda Teffi, Arkadiy -- Averçenko, İlya Zdaneviç sayılabilir. Bu yazarların eserlerinde özellikle işgal İstanbul'u ile ilgili birçok ilginç bilgiye rastlanmaktadır. Bu çalışma içerisinde genel hatlarıyla İstanbul'un Rus edebiyatındaki yansımalarına değinilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Gelecekten notlar Yevgeniy Zamyatin ve biz
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2009) Kandemir, Hüseyin
    Göçmen Rus yazarlarından olan Yevgeniy Zamyatin1 1920 yılında ycızmış olduğu Biz adlı romanı ile tüm dünyada ismini duyunnuştur. Anti-ütopya türünün ilk örneklerinden sayılan bu eserinde yazar, Devrim sonrasında şekillenen yeni devlet ve yönetim biçiminin getireceği olumsuzluktan önceden görerek uyarı niteliğinde bir hiciv yazmıştır. Totaliter rejim ve buna bağlı olarak temel hak ve özgürlüklerin kaybolmasını , insanların mekanikleşerek birey olma özelliklerini kaybetmelerini, tek devlet, tek ses görüşünün baskıcı 1ıönlerin! tüm çıplaklığı ile bu eserde işleyen Zamyatin, ynı zamanda anti-ütopya türünde eser veren birçok yazara da üham kaynağı olmuştur. Bu çalışma içerisinde metne bağlı inceleme metodu ile eser içerinde yer alan özgürlük, düş gücü, din, cinsellik, demokrasi ve seçim gibi birçok tema açımlanmaya çalışılmışlır.
  • Öğe
    Deyimbilimin Rusya'daki gelişimi
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2011) Uluoğlu, Murat
    Bilim adamlarının ilgisini çok eskiden beri çeken deyimler, önceleri dilbilimin farklı alanlarında (anlatım bilimi, sözcükbilim, sözdizimi vd.) incelenmiştir. Bu çalışmalarda deyimler bağımsız olarak ele alınmasa da kullanılan terminoloji ve yapılan sınıflandırmalar deyimbilimin temellerini oluşturmuştur. Özellikle İsveçli dilbilimci Ch. Bally’nin Traité de stylistique française ‘Fransızca Anlatım Bilimi’ (1909) adlı çalışması deyimbilimin gelişiminde önemli bir asama kabul edilir. Deyimbilimin, dilbilimin bağımsız bir dalı olarak biçimlenmesi ise ünlü Rus Dilbilimci V. V. Vinogradov’un 1940’lı yıllardaki çalışmalarıyla baslar. Vinogradov farklı türdeki deyimleri sistemli bir biçimde sınıflandırarak deyimbilimin esaslarını belirlemiştir. Bu sınıflandırma birçok dilde kabul görmüştür. 1960 – 1980’li yıllarda Vinogradov’un görüşlerini daha da ileriye taşıyan araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmada deyimbilimin Rusya’daki gelişimi kronolojik sırayla incelenerek, Vinogradov’un sınıflandırması üzerinde ayrıntılı olarak durulacaktır. Bununla birlikte deyimlerle ilgili farklı görüşlere de yer verilecektir.
  • Öğe
    Rusça 'Kiseynaya Barışnya' ifadesi üzerine
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2012) Uluoğlu, Murat
    Toplumsal yasamda meydana gelen değişimlerin etkisi bir çok alanda olduğu gibi dilde de görülür. Bunun sonucunda ortaya çıkan yeni kavramları adlandırmak için önceden dilde olmayan sözcükler ve deyimler oluşur. Toplumsal gereksinimler temelinde biçimlenen bu süreç tamamen tersine de isleyebilir. Diğer bir deyişle çeşitli dil varlıkları zamanla işlevini kaybederek kullanımdan çıkabilir. Dilde yeni sözcük ve deyimlerin oluşmasında en verimli kaynaklardan biri de edebi eserlerdir. Yazar veya sair tarafından yaratılan sözcük ve deyimler zamanla sloganlasarak dile yerleşirler. Rusçada ilk kez Nikolay Gerasimoviç Pomyalovskiy’in Mesçanskoe sçast'ye ‘Küçük Burjuva Mutluluğu’ (1861) adlı öyküsünde görülen ve daha sonra deyimleşerek Rusçaya yerleşen kiseynaya barısnya ‘nazlı kız’ ifadesi de bu çerçevede değerlendirilebilir. Bu deyim önceleri 19. yy. Rusyasında toprak köleliği sistemine dayalı sosyoekonomik düzende “küçük burjuva bakış açısına göre yetişmiş, yasama uyum sağlayamamış nazlı kız” anlamında kullanılmıştır. 20. yy.’ın basında Rusya’da meydana gelen ekonomik, toplumsal ve siyasal değişimler sonucunda ise “yasama uyum sağlayamamış, nazlı büyütülmüş kisi” anlamında hem kadınlar hem de erkekler için kullanılmaya başlamıştır. Bu çalışmada kiseynaya barısnya ifadesiyle sembolleşen kadın imajı Mesçanskoe sçast'ye öyküsü temelinde, dil ve kültür açısından incelenecektir.
  • Öğe
    Rus din felsefesinde ve ikinci kuşak Rus sembolistlerinin eserlerinde "sonsuz dişilik" kavramı
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2012) Uluoğlu, Suzan
    ‘Sonsuz Dişilik’ (Alm. Ewig-Weibliche) kavramı Goethe’nin Faust adlı yapıtında yer alan ve insanı sonsuz yaratıcılığa doğru aşkla çeken dünya ötesi bir gücün imgesidir. Zamanla bu kavram Goethe’nin yapıtının bağlamından kurtularak, mistik bir kadın tipi olarak kişileştirilmiş, Tanrının Hikmeti Sofia’yı, Troubadourların şiir sanatında yer alan olağanüstü güzel kadın kültünü, Romantizmin yeryüzünün ahenk ve güzellik merkezi olarak gördüğü kadın idealini içinde birleştirerek evrensel bir sembol haline getirilmiştir. Sonsuz dişilik kavramının, (20.yy.’ın basında) özellikle uzun felsefi ve teolojik bir geçmişi olan Tanrının Hikmeti Sofia imgesiyle birleşmesi ayrı bir önem taşır. Hikmet üzerine yazılı Yahudi miti, Hristiyan Sofiolojisinde, Hristiyan mistiklerinin (J.Boehme) ve Rus din felsefecilerinin (V.S.Solovyov, P.A.Florenskiy, S.N.Bulgakov) öğretilerinde geliştirilir. Özellikle Solovyov’un Sonsuz Dişilikle ilgili felsefi ve estetik görüşleri Rus sembolizminin ikinci kuşak temsilcilerini (A.Blok, A.Belıy, V.;vanov) derinden etkilemiştir. Bu çalışmamızda ‘Sonsuz Dişilik’ kavramının Rus din felsefesinde nasıl yorumlandığı ve ikinci kuşak Rus sembolistlerinin eserlerinde nasıl ele alındığı üzerinde durulacaktır.
  • Öğe
    Dekabrist şiirinin özellikleri
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2015) Ilıca, Sevgi
    19.yüzyılın ilk çeyreginde Rusya mparatorlugu ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi açıdan muazzam ölçüde önem tasıyan olayların yasandıgı oldukça karmasık bir dönem geçirir. Bu döneme damgasını vuran en önemli iki olay, 1812 Anayurt Savası ve 14 Aralık 1825 Dekabrist Ayaklanması’dır. Ülkeye anayasal düzen getirme, toplumsal adaleti saglama ve serfligi ortadan kaldırma amacı ile çarlık rejimine karsı ayaklanma çıkarmayı tasarlayan ve bu hedefleri dogrultusunda gizli örgütler kuran bir grup genç Rus subaydan olusan Dekabristlerin önemli bir bölümünü sairler olusturur. Baskent Peterburg’ta Senato Meydanı’nda gerçeklesen Ayaklanmanın Aralık ayında gerçeklesmesi nedeniyle Rusçada Aralıkçı anlamına gelen Dekabrist sözcügü ile nitelendirilirler. Dekabrist sairler siyasi ve toplumsal görüslerini genis kitlelere yayma amacı dogrultusunda, edebiyatı propaganda aracı olarak görürler. Çalısmalarını sürdürdükleri dönemin 19.yüzyılın basına denk düsmesi sebebiyle, romantizm akımının etkisiyle diger türlerle karsılastırdıgımızda çogunlukla siir türünde eserler verirler. Kaleme aldıkları siirleri inceledigimizde, bu eserlerin içerik açısından birçok ortak özellik barındırdıgı görülür. Bu çalısmada Dekabrist siirinin içerik açısından ortak olan özelliklerini aktarmaya çalısacagız.
  • Öğe
    Rus dilindeki ifade zenginliğinin çeviri bilimine ve Rusça öğrenimine katkısı
    (Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2015) Dalkılıç, Leyla Çiğdem
    Bir dilde cümlenin esas anlamının korunarak çesitli gramer kalıplarıyla aktarılabilmesi, o dildeki zengin ifade biçimlerine isaret etmektedir. Rus dili aktarılmak istenen söylemin farklı yollarla ifade edilebilmesi olanagına sahip özelligiyle ifade çesitliligi açısından zenginlik arz eden dillerdendir. Rusça’nın bu özelligi kullanımda belirli kosullarda birbirlerinin yerine geçebilen, anlam açısından birbirine yakın olan ancak her biri kendine has özelliklere sahip sıfat-fiil, zarf-fiil, isim-fiil gibi farklı gramer kalıplarıyla olusturulabilen paralel cümle kavramına isaret etmektedir. Rusça’daki paralel cümleler çesitli dil ögeleriyle olusturulabilmelerinin yanı sıra konusma dili ve yazı dili olarak kullanım alanı açısından da birbirinden ayrılabilmekte, bu ise cümlenin kullanımdaki tercih kosullarına etki etmektedir. Bir ifadenin farklı yollarla aktarılabilme özelligi, özellikle çeviri sırasında çevirmene ya da konusana mevcut çesitli alternatifler sayesinde belirtilmek isteneni dile getirmede kolaylık saglayabilmektedir. Bu çalısmada yapı ve islev olarak farklılık gösteren ancak anlam açısından benzerlik arz eden Rusça’daki paralel cümle kavramı, kullanım alanları ve kuralları içerisinde ele alınacaktır. Öte yandan bu cümlelerin çevirideki yansımaları, olası alternatif cümle örnekleriyle Sabahattin Ali’nin ilk kez 1990 yılında Rusça’ya çevrilmis olan Kürk Mantolu Madonna adlı eseri üzerinde incelenecektir