İstatistik/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 76
  • Öğe
    Examination of Shopping Malls on the Usage Preferences of Physical Disabilities: On-Site Evaluation from Konya/Turkey
    (Selçuk Üniversitesi, 2022) Güngör, Sertaç; İyit, Neslihan
    With this research, the suitability of the existing large shopping malls in the city of Konya for the use of physically disabled individuals, the problems they may experience in their use and their expectations were evaluated. For this purpose, a survey was conducted in 4 large shopping malls, private or public rehabilitation malls for the disabled, and the Konya Branch of the Turkish Association for the Disabled. The research was carried out in 2018-2019. A survey was conducted with disabled people who volunteered on different days, weekdays, and weekends. Even though it is difficult to access, the shopping mall where they can be most comfortable as a disabled person has been “Novada”. While "Novada AVM" stands out due to the ease of use of the sanitary facilities, the presence of landmarks for the visually impaired, the presence of a battery-chair charging station and the availability of wheelchairs, "Kent plaza", where its staff receives "sign language" training for the speech-impaired, is one of the preferred shopping malls. has been. In this research, "Kulesite" shopping mall has been the most preferred shopping mall due to the ease of transportation by "tramway".
  • Öğe
    Düzgün Dağılım Fonksiyonlarına Sahip Dağılımlar Ailesi için Majorant Vektörler Kullanılarak En Dar İnvaryant Güven Aralığının Elde Edilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2004) Saraçoğlu, Buğra; Kaya, Mehmet Fedai
    Kaya ve ark. tarafından yapılan çalımada düzgün da ılım fonksiyonları ailesi için sıra istatistikleri ve majorant vektörler yardımıyla oluturulan [ ] [ ] = = n i i i n i ai X i b X 1 1 , rasgele aralı ının = ? + ? + = n i i i n i b a n 1 ( )(1 ) 1 1 ? seviyeli ana kitleyi kapsayan invaryant güven aralı ı oldu u gösterilmiti [1]. Bu çalımada, invaryant güven aralı ının seviyesi ? = 90.0 olacak biçimde [ ] [ ] = = ? n i i i n i bi X i a X 1 1 de erini en küçük yapan a ve b majorant vektörler arasındaki ilikinin elde edilebilmesi için bir optimizasyon modeli kurulmuş ve bu modelin çözümü bilgisayar programı yardımıyla bulunmuştur.
  • Öğe
    Cep Telefonu Seçiminin Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci ve Bulanık Analitik Ağ Süreci ile Belirlenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2018) Akay, Özlem; Pehlivan, Nimet Yapıcı
    Son yıllarda günlük yaşamın vazgeçilmezleri arasına giren cep telefonları sayesinde, iletişim sektöründe hızlı bir değişim ve ihtiyaca yönelik gelişmeler yaşanmaktadır. “Mükemmel bir cep telefonu nasıl olmalı ve hangi özellikleri kendisinde barındırmalıdır?” sorusunun cevabı elbette yıllar geçtikçe değişecektir. Ancak günün ihtiyaçları, günün cep telefonu işletim sistemlerinin eksik görülen yanlarına bakarak rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Günümüzde cep telefonlarının tercih edilmesinde gelişen hızlı teknolojiye bağlı olarak çok sayıda kriterin (fiyat, donanım, işletim sistemi vb.) karar vericiler tarafından dikkate alındığı görülmektedir. Eskiden sadece pahalı ve üst seviye cep telefonlarına konulan pek çok yazılım ve donanım özelliği, günümüzde daha ekonomik cep telefonlarında da mevcuttur. Bu sayede cep telefonları, bilgisayar erişimi olmadığında içinde bulunulan bilgi çağının gereksinimlerine erişim sağlayan aygıtlar olarak önem kazanmaktadır. Cep telefonu, kolayca taşınabilen, geniş ve kablosuz kapsama alanlı telefon sistemini kullanan bir aygıt olduğundan, son yıllarda günlük yaşamın vazgeçilmezleri arasına girmeyi başarmıştır. Hızla değişen teknolojiyle rekabet ortamındaki firmalar tüketicinin isteklerine cevap verebilecek nitelikte çeşitli özellik, boyut, renk ve tasarımlara sahip cep telefonları üretmektedirler. Bu çalışmada, Selçuk Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin değişen ve gelişen teknolojiyle birlikte tercih ettikleri cep telefonu markalarının belirlenmesi amacıyla çok kriterli karar verme yöntemlerinden Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci (BAHS) ve Bulanık Analitik Ağ Süreci (BAAS) uygulanmıştır. BAHS yöntemi hiyerarşik yapıyı yani birimlerin tek yönlü ilişkisini ele alırken, BAAS yöntemi birimler arasındaki iç bağımlılık, dış bağımlılık ve geri bildirim gibi karmaşık ilişkileri dikkate almaktadır. Çalışma kapsamında, piyasada satışı en çok yapılan beş cep telefonu markası ele alınmış ve cep telefonu seçiminde etkili olan dört ana kriter (Fiyat, Dizayn, Teknik özellikler ve Ağ bağlantıları) ve bunlara ilişkin onyedi alt kriter belirlenmiştir. Selçuk Üniversitesi’nde öğrenim gören 383 öğrenciye, ikili karşılaştırmalar içeren soruların yer aldığı bir anket formu uygulanmıştır. Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci kullanılarak hesaplanan ana kriter ağırlıklarına bakıldığında, öğrencilerin cep telefonu seçiminde Fiyat kriterinin en etkili kriter olduğu görülmüş, bunu Dizayn, Teknik özellikler ve Ağ bağlantıları kriterleri takip etmiştir. Her iki yöntemden elde edilen sıralama sonuçlarına göre, Nokia marka cep telefonunun öğrenciler tarafından en çok tercih edilen marka olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Modeling The Causality Relationships Between Gdp/Gni and Electricity Consumption According to Income Levels of Countries By Generalized Estimating Equations
    (Selçuk Üniversitesi, 2018) Yonar, Harun; İyit, Neslihan
    Gross domestic product (GDP) and energy consumption in the economic evaluations of countries are seen as two basic concepts of development. The need for energy resources in recent years has brought countries closer to technology, but in some cases, it causes problems such as wars. It is also important to determine the economic feasibility of energy consumption as well as the feasibility of many aspects such as the origin, usage, and necessity of energy. When we look at the crises that have taken place in the last 20 years, it is once again seen that energy is the dynamism and indispensable necessity of the countries. If we look at the effect of the consumed energy on the country's economy, the first economic variable will be GDP. Interpretation and evaluation of GDP, which reveals steady growth, will give effective results on economic indicators of the country. A lot of research has been done in the literature between the amount of energy consumption (according to the sectors, type of energy used, supply, and etc.) and the GDP which is the most important indicator of the country's economy. The final relationship between these two variables has been examined in details for different countries and energy concepts. In previous studies, it is sometimes observed that energy consumption is a cause of GDP or vice versa, and sometimes a two-way causality between them is determined. On the other hand, a causality relationship can not be always determined between the variables. In this case a suitable regression model can be established without looking for causality. In this study, the causality relationship between the GDP values, categorized by five income levels, and the energy consumptions of the countries between 1980 and 2014 is determined by using the Granger causality test. When we look at the results of the causality test, we find that only one causality relationship exists between high income level countries by GDP and the energy consumption of them. According to the causality test result, dependent and independent variable are determined before generalized estimating equations (GEE) method is used for modelling the data. In GEE method, the smallest values of QIC and QICC information criteria are found in the direction of causality relationships. The same causality assessment is done between gross national incomes (GNI) of countries categorized by income levels and energy consumptions, and it is concluded that the GEE models established according to the causality relationship direction are much better fit to the data. These findings obtained from this study suggests that causality test is a guide for us when we have insufficient knowledge in determining dependent and independent variables before fitting regression models to the data.
  • Öğe
    Modeling and forecasting of egg production in India using time series models
    (Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2021) Ghazi Al Khatib, Abdullah Mohammad; Abotaleb, Mostafa; Mishra, Parede; Yonar, Aynur; Karakaya, Kadir; Badr, Amr; Dhaka, Vinti
    Amaç: Günümüzde Hindistan'da beslenme alışkanlıkları değişmiş ve bu değişim protein tüketim alışkanlıklarını da etkilemiştir. Yumurta ürünlerinin yeme alışkanlıklarının değişmesi bunun bir göstergesidir. Nüfus artış hızı ve buna bağlı olarak yumurta talebindeki artış göz önüne alındığında, ülkelerin proteinli kümes hayvanı ürünleri üretimlerini artırmaları gerekmektedir. Bu çalışmada, hem politika yapıcılar hem de tedarikçiler için yumurta tüketim tahmini ile stratejiler geliştirebilecek sonuçlar elde edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, Hindistan'daki Yumurta üretimi ele alınmış ve ARIMA, BATS, TBATS ve Holt’un doğrusal eğilimi gibi birkaç zaman serisi modeli ile tahminler yapılmıştır. Yumurta üretimine ilişkin veriler 2015-2019 yılları arasında dikkate alınmıştır. Bulgular: Holt’un Doğrusal Trend Modelinin tahmin için en uygun model olduğu tespit edildi. MAPE değerleri sırasıyla BATS, TBATS, ARIMA (1,2,2) ve Holt’un doğrusal trend modeli tarafından sırasıyla%2.137, %5.378, % 4.681 ve% 1.392 olarak elde edilmiştir. Holt’un doğrusal trend modeline göre, yumurta üretimi Hindistan’da yükseliş eğilimini sürdürüyor. Hindistan'daki Yumurta üretimi 2019-2020 ile 2023-2024 döneminde 111350,3'ten 148696,9'a yükselecektir. Öneri: Bu çalışma, Hayvancılık sektöründeki politika yapıcılara, geleceğe yatırım yapmak için stratejiler oluşturmaları ve anlamaları için yardımcı olmaktadır. Dahası, Hindistan hükümeti tarafından yumurta ihracatı, yumurta tedariki, yumurta talebi ve yumurta fiyatları için stratejik bir plan yapmak bakımından önemlidir.
  • Öğe
    İlerleyen Tür Sansürlü Verilere Dayalı Aralık Tahmini
    (Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Fen Dergisi, 2016) Kuş, Coşkun; Çökek, Nagihan; Kınacı, İsmail; Akdoğan, Yunus; Karakaya, Kadir
    Bu çalışmada, literatürde olan bir pivot kullanılarak Weibull, Burr XII ve Gompertz dağılımı için güven aralıkları oluşturulmuştur. İstatistiksel sonuç çıkarımı ilerleyen sansürleme altında tartışılmıştır. Pivot elemanın dağılımı literatürde verilen tablolara göre farklı sansür şemaları için daha da genişletilmiştir. Tam örneklem durumunda, regresyon modelleri pivot elemanının sınır değerlerini elde etmek için tahmin edilmiştir. Ayrıca sayısal bir örnek verilmiştir.
  • Öğe
    Kesikli Chen Dağılımı için Bayes Tahmini
    (Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Fen Dergisi, 2016) Kınacı, İsmail; Karakaya, Kadir; Akdoğan, Yunus; Kuş, Coşkun
    Bu çalışmada, Kesikli Chen dağılımı için bayes tahmini incelenmiştir. Bayes tahmin edicilerini elde etmek zor olduğundan Bayes tahminlerinin yaklaşık değerleri Tierney-Kadane yaklaşımı kullanılarak elde edilmiştir. Tahmin edicilerin performansını gözlemlemek için simülasyon çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca sayısal bir örnek verilmiştir.
  • Öğe
    Konya İli Ağustos Ayı Maksimum Rüzgar Hızı Verilerinin Uç Değer Dağılımlarından Frechet Dağılımı ile Modellenmesi
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2008) Karadayı, Neriman; Kaya, Mehmet Fedai
    Bu çalışmada, maksimum ve minimum istatistiklerine ilişkin uç değer dağılımları incelenerek, Konya ilinin belirli yıllara ilişkin ağustos ayı maksimum rüzgar hızı verileri uç değer dağılımlarından Frechet Dağılımı ile modellenmiştir.
  • Öğe
    Üç Boyutlu Olumsallık Tablolarında Aşamalı Bağımsızlık Testleri ve Trafik Kazalarında Uygulanması
    (Selçuk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, 2005) Yılmaz, Veysel; Genç, Aşır; Erişoğlu, Murat; Pekgör, Ahmet
    Bu çalışmada, üç boyutlu olumsallık tablolarında aşamalı bağımsızlık testleri ele alınmış ve Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığının yayınlamış olduğu Trafik İstatistik Yıllığı 2001’den alınan kusur türü değişkeni, kaza karakteri değişkeni ve kazanın olduğu yer değişkeninin oluşturduğu üç boyutlu olumsallık tablosu için aşamalı bağımsızlık testleri uygulanmıştır. Uygulama sonucunda tüm ilişkilerin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Bazı Kışlık Yulaf Genotiplerinde Tane Veriminin Kararlılık Analizi
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2005) Karadavut, Ufuk; Akçura, Mevlüt; Genç, Aşır
    Bitki ıslahı çalışmalarının temel amacı yüksek ve kaliteli tohum verimi elde etmektir. Bu amaç için, çeşitlerin mutlaka farklı ekolojik bölgelerde yetiştirilmeleri ve bunların nasıl tepkiler vereceklerinin bilinmesi gereklidir. Kararlılık analizi, çevre şartlarının çeşitler üzerine yaptıkları etkilerin tahmin edilmesidir. Bu çalışmada, kararlılık kavramı, çevre indeksleri ve genotipik varyans, ekovalans, değişim katsayısı ve regresyon katsayısı gibi kararlılık parametreleri açıklanmıştır. Ayrıca konunun daha iyi anlaşılması için yulaf bitkisinde (Secale cerale L.) yapılan bir çalışma örnek olarak verilmiştir.
  • Öğe
    Yığın Hacminin Tahmini İçin Bulanık Doğrusal Regresyon Modelinde Ters Tahmin Metodu
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2003) Genç, Aşır; Semiz, Mustafa
    Bu çalışmada yığın hacminin tahmini için farklı bir yaklaşım sunulmaktadır. Yığın hacminin tahmini için yakalama-tekrar yakalama yöntemiyle elde edilen bağımlı ve bulanık gözlemlere dayanan ters tahmin yönteminde bulanık doğrusal regresyon modelleri önerilmektedir. Bu çalışmada, iki farklı bulanık model bir örnek üzerinde tartışılmış ve bu modeller için varsayımlar belirlenmiştir.
  • Öğe
    Bulanık k-En Yakın Komşuluk Tahmin Edicisi ve Bulanık Radyal Tabanlı Fonksiyon Ağlar
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2005) Apaydın, Ayşen; Pehlivan, Nimet Yapıcı
    Bu çalışmada, parametrik olmayan regresyonda bulanık tahmin edicilerden ikisi önerilmiştir. Bu nedenle, k-en yakın komşuluk tahmin edicisi ve radyal tabanlı fonksiyon ağları göz önüne alınmıştır. Bu tahmin ediciler bulanıklaştırılarak, bulanık k-en yakın komşuluk (Fk-NN) tahmin edicisi ve bulanık radyal tabanlı fonksiyon (FRBF) ağları olarak adlandırılan bulanık tahmin ediciler oluşturulmuştur. Her iki tahmin edici, bir deneyden alınan gerçek verilere uygulanmış ve elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Pareto I Dağılımının İlk Bozulma Sansürlü Örnekleme Planına Dayalı Parametrelerinin Tahmini ve Beklenen Test Süresi
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2004) Kuş, Coşkun; Kaya, Mehmet Fedai
    Bu çalışmada, ilk bozulma sansürlü örnekleme planı ele alınmıştır. Pareto I dağılımının parametrelerinin yeni tahmin edicileri Menon’un [8] yöntemine benzer olarak elde edilmiş ve özellikleri Monte Carlo simulasyon çalışması yapılarak incelenmiştir. Parametreler için güven aralıkları ve güven bölgeleri elde edilmiştir. Ayrıca ilk bozulma sansürlü örnekleme planına dayalı beklenen test süresi hesaplanmış ve tam örnekleme planın ki ile karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Düzgün Dağılım Fonksiyonlarına Sahip Dağılımlar Ailesi için Majorant Vektörler Kullanılarak En Dar İnvaryant Güven Aralığının Elde Edilmesi
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2004) Saraçoğlu, Buğra; Kaya, Mehmet Fedai
    Kaya ve ark. tarafından yapılan çalışmada düzgün da ılım fonksiyonları ailesi için sıra istatistikleri ve majorant vektörler yardımıyla oluşturulan...
  • Öğe
    Lojistik Regresyon Analizi Yardımıyla Denekte Menopoz Evresine Geçişe İlişkin Bir Sınıflandırma Modelinin Elde Edilmesi
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2005) İyit, Neslihan; Genç, Aşır
    Menopoz; kadında yumurtalıkların östrojen yapımını kesmelerinden itibaren gelişen ve kadının doğurganlık döneminden kısırlık dönemine geçişini tanımlayan bir evredir. Yapılan bu çalışmada, temel olarak menopozun varlığı veya yokluğunun belirlenebilmesi için kurulacak lojistik model yardımıyla, deneklerin bu fiziksel durumdan hangisine sahip olduklarını tahmin etmeye yardımcı olan bir sınıflandırma modeli elde etmek hedeflenmiştir. Yaş, E2 hormon seviyesi, kürtaj sayısı, operasyon özgeçmişi, ateş-ter basması, uykusuzluk problemi, idrar sorunu ve kanama problemi değişkenleri denekte menopoz sorunu ile karşılaşma durumunu etkilediği düşünülen olası risk faktörleri olarak ele alınmış ve kurulması öngörülen lojit model yardımıyla anlamlı bulunmuştur. Uygulanan lojistik regresyon modeli; menopoz şikayetleri ile Konya bölgesinin kırsal ve kent kesiminden özel bir kliniğe başvuran 115 hastaya ilişkin verileri %93 oranında başarıyla sınıflandırmıştır.
  • Öğe
    İki Örneklem Problemi İçin Yeni Bir Test İstatistiği ve Gücünün Diğer Testlerle Karşılaştırılması
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2003) Kaya, Mehmet Fedai; Kuş, Coşkun
    Bu çalışmada, sürekli dağılımlar ailesi için dağılımdan bağımsız yeni bir istatistik önerilmiş, bu istatistiğin kesin dağılımı, için bilgisayar programı kullanılarak uygun durumların sayılmasıyla, ve için amprik dağılımı Monte Carlo simulasyon yöntemiyle elde edilmiştir. Testin gücü Monte Carlo simulasyon yöntemi kullanılarak Kolmogorov-Smirnov, Mann- Whitney Wilcoxon ve İşaret testlerinin gücü ile karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Hölder Eşitsizliğiyle Tabakalı Tesadüfi Örneklemede En Uygun Paylaştırma
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2003) Semiz, Mustafa; Alhan, Aslıhan; Genç, Aşır
    Bilindiği gibi tabakalı tesadüfi örneklemede en uygun paylaştırma yöntemi üç farklı yaklaşımla ele alınır. Bu yöntemler Lagrange Çarpanlar tekniği, doğrusal yada doğrusal-olmayan optimizasyon teknikleri ve eşitsizlikler olarak bilinir. Bu çalışmamızda her zaman kullanılan toplam örnekleme maliyeti fonksiyonunu daha esnek bir fonksiyonla tanımlayarak ve Hölder eşitsizliği ile en uygun paylaştırma için örnek hacmini ve tabaka örnek hacimlerini belirleyen formülleri gösterdik. Görüldüğü gibi bu formüller hesaplama kolaylığı sağlar.
  • Öğe
    Hataları Değişen Varyanslı ve Otokorelasyonlu Lineer Olmayan Regresyonda Parametre Tahmini
    (Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2002) Kınacı, İsmail; Genç, Aşır
    Bilindiği gibi, gerek lineer gerekse lineer olmayan regresyon modellerindeki hata terimlerinin üzerinde bulunan sabit varyanslılık ve otokorelasyon olmaması varsayımlarının bozulması sorunu, yapılacak parametre tahminlerini ve istatistiksel sonuç çıkarımlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Bu çalışmada bu sorunun sebepleri, ortaya çıkardığı sonuçlar ve bu sorunun giderilmesine ilişkin yöntemler üzerinde durulmuştur ve günlük Amerikan Doları satış kuru verileri ile ilgili bir uygulama yapılmıştır.
  • Öğe
    The relationship between the findings of vestibular evoked myogenic potentials and severity of obstructive sleep apnea syndrome
    (SPRINGER, 2020) Ulusoy, Bülent.; Gül, Osman.; Elsürer, Çagdaş.; Bozkurt, Mete Kaan.; Tülek, Baykal.; Körez, Muslu Kazım.; Ekmekçi, Hakan.; Çolpan, Bahar.
    Purpose Our study aimed to evaluate the effects of chronic hypoxic state in Obstructive Sleep Apnea Syndrome (OSAS) on brainstem pathways using Vestibular Evoked Myogenic Potential (VEMP) test and to investigate the presence of new markers likely to be correlated with the severity of the disease. Methods The study was planned as prospective and double blind. A total of 60 patients (120 ears) diagnosed with mild, moderate and severe OSAS were included in the study and the patients are grouped as 20 patients in each group. Twenty volunteer healthy individuals (40 ears) shown to be without OSAS were included in the study. VEMP measurements were made in 60 study group patients (120 ears) and in 20 healthy controls (40 ears). The groups were compared in terms of variables such as the acquisition rate of oVEMP and cVEMP waves, interval between the waves, latency and amplitude of the waves. p < 0.05 values were considered as significant. Results The results of cVEMP test showed that the rate of wave acquisition in the moderate and severe OSAS groups was significantly lower than the control group and mild OSAS groups (p = 0.008). There was no difference between the control group and the mild OSAS group in terms of the rate of obtaining the wave (p > 0.05). In the moderate and severe OSAS groups, P1N1 amplitude and N1P2 amplitude values were found to be significantly lower than the mild OSAS group (p = 0.007 and p = 0.017, respectively). In the oVEMP test, there was no significant difference between the mild OSAS group and the control group in terms of the wave yield (p > 0.05); however, it was found that the rate of wave acquisition in the moderate and severe OSAS groups was significantly lower than the mild OSAS group (p = 0.041). There was inverse correlation between the N1P2 interval and P1N1 amplitude value and AHI in simple regression analysis and multiple regression analysis (p = 0.012 and p = 0.021; p = 0.009 and p = 0.040, respectively). Conclusion The negative effects of chronic intermittent hypoxia related with OSAS on the brainstem and vestibular system can be demonstrated by VEMP tests. Especially, the inability to obtain the wave is the most important finding showing this situation. Also, we think that N1P2 interval and P1N1 amplitude markers can be used to detect the subclinical negative effect of chronic hypoxia on vestibular nuclei in the brainstem.
  • Öğe
    Association of depressive symptoms with 25(OH) vitamin D in hemodialysis patients and effect of gender
    (SPRINGER, 2020) Yavuz, Yasemin Coşkun; Bıyık, Zeynep; Özkul, Durmuş; Abuşoğlu, Sedat; Eryavuz, Duygu; Dağ, Mikail; Körez, Muslu Kazım; Güney, İbrahim; Altıntepe, Lütfullah
    Background Depression is common in chronic kidney disease ( CKD) patients and associated with significant increase in morbidity and mortality. In recent years, a relationship between vitamin D deficiency and depression has been shown. The aim of this study is to investigate the relationship between 25-hydroxy (OH) vitamin D and depression in hemodialysis patients. Methods A total of 140 patients were included in the study. Hamilton depression scale (HAM-D) was completed by all patients. 25(OH) vitamin D levels were compared between patients with and without depressive symptoms. Results Patients who had depressive symptoms had significantly lower 25(OH) vitamin D levels (13.70 [24.3-8.25] vs. 18.20 [29.2-11.7] ng/mL, p = 0.016). HAM-D score showed significant association with gender (p = 0.011) and 25(OH) vitamin D level (p = 0.011). Univariate logistic regression analysis showed that males had lower risk of depression by a ratio of 61.1% (OR 0.389, p = 0.012) and vitamin D-deficient patients had 2.88 times greater risk of depression compared to non-deficient patients (OR 2.885, p = 0.013). Multivariate logistic regression analysis showed that males had 53.7% less risk of depression (OR 0.463, p = 0.046) and vitamin D-deficient patients had 2.39 times greater risk of depression (OR 2.397, p = 0.047). When evaluated by gender, univariate logistic regression analysis showed that 25(OH) vitamin D and other variables were not associated with depression in females (p > 0.05), while only vitamin D level had a significant effect on depression in males (OR 8.207, p = 0.008). Conclusions We found a significant association between vitamin D level and depressive symptoms in hemodialysis patients. When analyzed according to gender, this association was found to stand independent of other variables only in males.