Reklamcılık/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 71
  • Öğe
    How Influencer Doctors Use Social Media? A Content Analysis on Marketing Communications, Patient Privacy and Ethics
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Zengin, Güldane
    Medical doctors have a high level of source credibility and a reputable profession. Some of them also share their expertise on social media. This led to so some doctors gaining thousands and millions of followers and becoming “influencer doctors”. Every bit of information that a medical doctor share is important for the followers. Influencers are content creators with a large social media following, and this makes them appealing for brands. Collaborations with brands are common for influencers. When it comes to influencer doctors, who have more credibility due to their profession, it can be said that they have an advantage over ordinary influencers, a power to drive their followers’ decisions. However, it is prohibited by law and regulations for medical doctors to advertise in any medium. Thus, in this study it was aimed to reveal medical doctors’ compliance with Turkish Medical Association’s rules on social media. A content analysis on 13 medical doctors’ Instagram stories was conducted. Each doctor has more than 500.000 followers and they shared a total of 565 stories. According to the findings, product promotions are most common content for the stories of these influencer doctors. They also share stories that showcase or promote their services; that contain patient information in which more than half are privacy breaches; and none included a disclosure on patient permission to reveal such information.
  • Öğe
    Dünya Turi?zmde Yeni? Arayışlar ve Türki?ye Turi?zmi?nde Geleceğe Yöneli?k Eği?li?mler
    (Selçuk Üniversitesi, 1999) Karaçor, Süleyman
    Ülkeler karşılaştıkları ulusal ve uluslararası ekonomik sorunların çözümünde turizm faaliyetlerini bir çıkış noktası olarak görmektedir. Aynı nedenlerle ülkemizde de kalkınmada özel öneme sahip sektörler arasına alınmıştır. Ancak ülkenin elinde bulunan mevcut turizm potansiyeline göre dünya turizmi içerisindeki yeri çok düşüktür. Bunun için artık geleceğe yönelik turizm politikaları geliştirmek gerekmektedir.
  • Öğe
    Seçim Kampanyalarında Kullanılan Vaatlerin Kaynağının Seçmenler Tarafından Bilinirliliği Üzerine Bir Araştırma: Konya Örneği
    (Selçuk Üniversitesi, 2012) Karaçor, Süleyman; Zengin, Esra Çelebi
    Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan seçimler, seçmenlerin ülkenin yönetilmesinde söz sahibi olmasını istedikleri kişi ya da siyasi partiye yetki vermesi anlamına gelmektedir. Ancak seçmenlerin oy verme davranışını yönlendiren birbirinden farklı nedenler bulunabilmektedir. Sosyo-ekonomik, psikolojik birçok unsurun etkisiyle hareket eden bu seçmenlerin eğilimleri ülkelere, toplumlara hatta aynı bölge ve şehirlere göre farklılık göstermektedir. Türkiye’de seçmen tercihleri ile seçmen tercihlerini etkileyen sosyo-kültürel, ekonomik vb. etkenler hususunda çok sayıda ve geniş kapsamlı birçok araştırma yapılmıştır. Ancak seçmenlerin seçim zamanlarında gerçekleştirilen siyasal seçim kampanyalarında ortaya konulan vaatleri ne kadar dikkate aldığı ya da vaatlerin kaynağı hususunda ne kadar bilgili oldukları hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de seçim kampanyalarında kullanılan seçim vaatlerinin seçmenler tarafından hangi siyasi partiye ait olduğunun bilinirliği bir problem olarak ortada durmaktadır. Bu çalışmanın amacı da bu çerçevede Türkiye’de seçim kampanyalarında kullanılan seçim vaatlerinin seçmenler tarafından bilinirliği ve kampanyalarda kullanılan seçim vaatlerinin hangi siyasi partiye ait olduğunun bilinirliğinin tespitini sağlamaktır.
  • Öğe
    Para Cuma
    (Selçuk Üniversitesi, 2020) Akcan, Burçe; Erdoğan, Merve Gençyürek; Karaçor, Süleyman
    Tüketimin özel günler vasıtasıyla teşvik edildiği günümüz toplumlarında, alışveriş planlama gerektiren ve ciddiye alınması gereken bir aktivite haline gelmiştir. Küresel pazarda firmalar kimi zaman ‘geleneksel’ kimi zaman da “yeni” satış ve pazarlama stratejileri ile bu sürecin baş aktörleri olarak görülmektedir. Günler önce başlayan reklam faaliyetleri ile tüketicilerin markalı kampanyalara dahil olduğu, indirim kuponları ve kodları topladıkları, alışverişlerini planladıkları, bir gece önceden mağazaların önünde sıraya girerek bekledikleri, kısıtlı zamanda adeta yarışarak bir tüketme hazzı yaşadıkları gözlemlenmektedir. Amerika’da Şükran Günü’nden sonraki ilk Cuma yapılan, tüketimin en üst düzeye ulaştığı “Kara Cuma” tüketim günleri içinde en yaygın olanı ve en bilinenidir. Her sektörden firmanın çeşitli indirim oranlarıyla yer aldığı bu günde, mutlu tüketici profili modern insanın ‘daha fazlasına sahip olma’ arzusunun pekiştirilmesi ile mümkün olmaktadır. “Kara Cuma” zamanla Amerika sınırlarını aşarak, adeta küresel bir gelenek haline gelmiştir. Son yıllarda Türkiye’de de yaygınlaşan “Kara Cuma” geleneği, Müslümanlar için Cuma gününün kutsal kabul edilmesi nedeniyle küresel pazardaki söyleminin yerele uyarlanmasını gerektirmiş ve deneyimlenme biçimi bakımından Batıdaki örneklerinden farklılaşmıştır. “Kara Cuma” yerine; “Şahane Cuma”, “Muhteşem Cuma”, “Efsane Cuma” gibi adlandırmalar markaların bu döneme özel kendileri için seçtikleri söylemlerdir. Adeta bir festival havasında geçen indirim günleri, Bankalararası Kart Merkezi (BKM)’nin rekor düzeye ulaşan verileri ile de resmiyet kazanmıştır. Araştırmanın problemine kaynaklık eden soru; tüketimi teşvik eden günlerden biri olan “Kara Cuma” indirimleri, adlandırma biçimi nedeniyle tüketicilerin alışveriş harcamalarına etki etmekte midir? Araştırmanın amacı; globalden (küreselden) glokale (yerele) bu süreçte “Kara Cuma” adlandırmasına yönelik tüketici tutumunun nasıl olduğu, “Kara Cuma”ya yönelik kampanyaların ne düzeyde fark edildiği; tüketicileri “Kara Cuma”da yüksek tüketime yönelten motivasyonların neler olduğu ve son olarak “Kara Cuma”da yapılan harcamaların ne düzeyde dürtüsel olduğu sorularına yanıt aramaktadır. Bu doğrultuda çalışma nicel bir yaklaşım ile tasarlanmış olup, veri toplama tekniği olarak anket çalışmasından faydalanılmıştır.
  • Öğe
    Uhreviye Karşi Seküler; Din ve Televizyon
    (Selçuk Üniversitesi, 2010) Gülerarslan, Aşina
    Günümüz dünyasında sıradan bireyler gibi din kurumları da kitle iletişim araçları vasıtasıyla mesaj alışverişinin daha sık ve karmaşık hale geldiği bir enformatik toplum içinde bulunmaktadır. Bu durum kitle iletişim araçlarının bir yandan dünyevi olmayı engelleyen; diğer yandan da hızlandırarak hem iyiye hem de kötüye hizmet edebilecek güçlü araçlar olduğu şeklinde popüler kanaatlere yol açmıştır. Bir takım yayınlar bireyin maneviyatına katkıda bulunabileceği inancına örnek olurken aynı zamanda da seyirci kitlesi üzerinde oluşturduğu seküler etki yüzünden eleştirilmiştir Sekülerliğin en önemli neferlerinden olan televizyon, gümüş tepsilerle bireyin önüne koyduğu dünyada, her tür toplumsal dinamiği kendi karakterine uygun bir formda yeniden üretmektedir. Ancak televizyon bu üretimi gerçekleştirirken kendi doğası gereği bilgiyi deformasyona uğratabilmekte ya da bir buğday tanesi gibi öğüterek kullanmaktadır. Öğütülen değerlerden kimi zaman siyaset, kimi zaman hukuk kimi zaman aile, kimi zaman toplumun sıradan ama starlaştırılan insanları, kimi zaman da toplumsal yaşamın en mahrem konuları nasibini almaktadır. Bir çeşit sosyalleştirme ajanı olarak bireyin dünya görüşünün en önemli belirleyicilerinden olan din de televizyon ürünlerinin bir malzemesi olarak tüketilmekte ve tükettirilmektedir.
  • Öğe
    The Role of Anti-Smoking Campaign In Attempting To Quit Smoking
    (Selçuk Üniversitesi, 2014) Aydın, Duygu; Marakoğlu, Kamile
    In the study, the role of the “Smoke-free Air Space” campaign (advertisements, hotlines, the ban on smoking in enclosed spaces, polyclinics for quitting smoking, etc.) conducted by the Ministry of Health in quitting smoking was questions. In the idea of terminating cigarette smoking, which has significant adverse effects on individual and social health, knowing which factors are effective to what extent will contribute to solving this problem. The purpose of this study is to reveal the factors effective in the attempt to quit smoking and to question the effectiveness of the Smoke-free Air Space Campaign, conducted by the Ministry of Health, on these attempts made by the patients to quit smoking. The method used in the study is cross-sectional research; in the study in which the data were collected through survey method, the exposure of the patients (206 patients) that visited the centers of having cigarette smoking quit, which operate within Family Medicine of Medical Faculty Hospital at the Selcuk University, to the campaign against smoking, their level of recollection, their attitudes, and the role of campaign factors in their attempts to quit smoking were questioned. The rate of the participants that recalled the Smoke-free Air Space Campaign was high. They were exposed to the campaign ads most through television. The participants expressed their negative feelings about smoking when asked what they thought about smoking. They said that smoking is dangerous for health and stated that some external factors such as family, friends etc. are effective in smoking. Two factors were found to have been effective in the attempts to quit smoking; these are “the campaign factor” and “the environment-health factor”. The campaign factor, which was found to have been the more effective one, covers such factors as ads, TV programs, the prohibition of smoking in enclosed spaces, the efforts in cigarette-quitting clinics as a whole.
  • Öğe
    The relationship of consumers' compulsive buying behavior with biological rhythm, impulsivity, and fear of missing out
    (TAYLOR & FRANCIS LTD, 2019) Aydin, Duygu.; Selvi, Yavuz.; Kandeger, Ali.; Boysan, Murat
    In this study, we aimed to investigate the relationship between compulsive buying (CB), biological rhythm, impulsivity, and fear of missing out (FoMO). The data in the research was collected from 493 university students using a package of psychological tools including the personal questionnaire, the Compulsive Buying Scale (CBS), Barratt Impulsiveness Scale (BIS-11), Fear of Missing Out Scale (FoMOs), Morningness-Eveningness Questionnaire (MEQ), Sleep Hygiene Index (SHI), and Depression Anxiety Stress Scale-21 (DASS-21). One-way analysis of variance was used to investigate the differences in scales scores across chronotypes, and hierarchical regression analysis to understand the relationships of compulsive buying scores with socio-demographic characteristics and scales scores. Morning-typeindividuals reported lower scores on the CBS, impulsivity, FoMOs, anxiety, and stress than evening-types or neither-types. According to the hierarchical regression analyses, compulsive buyers reported significantly greater levels of impulsivity, depression, anxiety, and fear of missing out. The results showed that evening-type individuals were more likely to compulsive buying behaviors, impulsivity, and FoMO. In conclusion, this study revealed pioneering findings in terms of CB-related factors. It also showed the relationship between consumers' compulsive buying behavior, and FoMO and the effect of circadian preferences in biological rhythms on this relationship.
  • Öğe
    Televizyon reklamlarındaki çocuk karakterler ve stereotiplerin temsili
    (2019) Özdengül, Aşina Gülerarslan; Çam, Mehmet Safa
    Bu çalışma, televizyon reklamlarında yer alan çocuk karakterleri cinsiyet davranış kalıplarıçerçevesinde inceleyerek çocuk karakterlerin cinsiyetlerine göre hangi tür davranış kalıplarıyla resmedildiğinibetimlemeye yöneliktir. Araştırmada analiz edilen televizyon reklamlarına, youtube.com internet sitesi aracılığıile “çocuk ve reklam” anahtar kelimeleri kullanılarak ulaşılmıştır. Sorgu sonrasında ulaşılan reklamlar,görüntüleme sayısına göre filtrelenmiş ve en fazla izlenen reklamlara ulaşılmıştır. Bu çerçevede, araştırmadaanaliz edilmek üzere listedeki ilk 100 televizyon reklamı, belirlenen kriterler çerçevesinde ön elemeye tabitutulmuştur. Nihayetinde, tekrar eden reklamların da elenmesiyle 76 adet televizyon reklam spotu araştırmayadahil edilmiştir. Veriler, televizyon reklamlarından içerik analizi tekniği ile toplanarak, analize hazırlanmıştır.Öncelikle frekans ve yüzdeler belirlenerek yorumlanmış, ardından çapraz tablo ve Kendal-Spearman korelasyontestleriyle değişkenler arasındaki ilişkiler ifade edilmiştir. Ayrıca, değişkenlerin birbirlerine göre farklılaşıpfarklılaşmadığını anlamak amacıyla Kruskal Wallis tek yönlü varyans analizinden yararlanılmıştır. Elde edilenbulgulara göre, televizyon reklamlarında yer alan çocuk karakterlerin sergilediği cinsiyet stereotipleri; ürünkategorisi, dışses cinsiyeti, hareketlilik, fayda türü gibi reklamın sunuluş biçimlerine göre istatistiksel olarakfarklılaşmaktadır. Reklamlardaki erkek karakterler daha güçlü ve yönlendirici, kız karakterler ise uyma ve boyuneğme davranışlarıyla birlikte yansıtılmışlardır. Ayrıca, yaş düzeyi ilerledikçe televizyon reklamlarında kızçocukların gösterilme oranı düşmektedir.
  • Öğe
    Cinsel çekicilik içeren televizyon reklamlarına yönelik tutum
    (2017) Şahin, Emine; Aslan, İmran
    Pazarlama iletişiminin bir parçası olan reklam iletişimi, hedef kitleye, ürün/marka hakkında bilgi verme, ürüne/markaya değer katma, çağrışım yapma ve ikna etme fonksiyonlarını yerine getirmekte önemli bir yere sahiptir. Yapılan araştırmalar reklam tutumunun marka tutumunu etkilediğini ve reklam tutumunun satın alma davranışında ise kısmen belirleyici olduğunu göstermektedir. Reklam ve marka tutumu oluşumunda reklamı beğenme ya da itici bulma duygusal ve bilişsel tutum unsurlarını şekillendirmektedir. Reklama maruz kalan hedef kitle beğendiği reklamlardan etkilenmekte, ürün ya da marka hakkında bilgi edinmek istemekte, o reklam ve marka hafızasında yer etmekte ve belki satın alıp deneme davranışında bulunmaktadır. Reklamın beğenilmesinde bireyden kaynaklanan kişisel faktörler bir tarafa, bireyin içinde bulunduğu kültürel kalıplar, ait olduğu ülke faktörü özellikle küresel reklamlarda verilmek istenen mesajın algılanması ve yorumlamasında önem kazanmaktadır. Yapılan çalışmada cinsel çekicilik içeren reklamlar ve reklamda yer alan marka tutumuna kültürel farklılıkların etkisini ortaya koymak amaçlanmaktadır. Çalışmada reklamlarda hiç, orta ve yüksek düzeyde cinsel çekicilik kullanımı ve katılımcıların ülkesi bağımsız değişken, reklama karşı tutum (Aad) ve markaya karşı tutum (Ab) bağımlı değişken ve Hofstede'in kültürel boyutları ara (ortalayıcı) değişken olarak belirlenmiştir. Çalışmada öncüller arasında en büyük etkinin cinsellik seviyesi olduğu ve ülke faktörünün ikinci sırada geldiği görülmüştür. Çalışmanın uluslararası pazarda yer edinmek isteyen küresel markalar için kaynak teşkil edeceği, ayrıca akademik çalışmalar için katkı sağlayacağı düşünülmektedir
  • Öğe
    Aşkın tüketim kültürü üzerinden yeniden anlamlandırılması : Markafoni örneği
    (2017) Ayvaz, Süheyla
    Aşk ile tüketimin anlam açısından birbirini ikame edişi ile reklamcılığın ve reklam nesnesinin bu durumu yeniden üreterek taze tutması, bu çalışmanın odak noktasında bulunmaktadır. Bu açıdan aşk ile tüketimin nasıl ve hangi yönlerden bir araya geldiği ya da benzeştiği, aşkın doğasında metalaşmanın varlığı/yokluğu, tüketim toplumu bireylerinin gündelik hayatlarında aşk'ın satın alınabilen bir nesneye dönüşümü ile tüketme eyleminin aşksallaşmasının mümkünlüğü üzerine eğilecek bu çalışmada, Markafoni'nin rastgele seçilmiş üç reklam filmi inceleme nesnesi olarak belirlenmiştir. "Her alışveriş bir Aşk" ana sloganına sahip bu reklam filmleri "tüketim aşkı" teması özelinde Roland Barthes'ın mit kavramı aracılığıyla analiz edilmiştir. Bununla birlikte reklamları düş dünyası olarak betimleyen Jean Baudrillard'ın bu görüşünden hareketle Markafoni'nin tüketim aşk'ına biçtiği düşsel mekanlar yine mit kavramı rehberliğinde değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Bilgi toplumu dönüşümünde Türkiye'de kadın olmak
    (2016) Aydın, Duygu; Çam, Mehmet Safa
    Bu çalışmada, ülkemizin içinde bulunduğu kalkınma sürecinde ve bu sürece en önemli katkıyı sunduğu düşünülen bilgiyi üretme ve bilgiyi doğru kullanabilme olgularının vurgulandığı bilgi toplumu dönüşümünde; Türkiye'de kadınların durumu sosyolojik, kültürel, ekonomik ve iletişimsel açıdan incelemektedir. Kadınların sahip oldukları geleneksel imajları ve statüleri sebebiyle karşılaştıkları engellerin en önemlisinin eğitimde fırsat eşitsizliği olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple, çalışmada kadınlara yönelik incelenen tüm konularda eğitim sorunu temel aktör olarak gösterilmiş, özellikle kadınların bilgiye ulaşma ve ilgili teknolojileri kullanabilme potansiyellerinin eğitim sayesinde artırılabileceği vurgulanmıştır. Diğer taraftan, literatürde sıklıkla altı çizilen kadına yönelik şiddet, kadın istihdamı, kadın yoksulluğu ve kadının medyadaki temsili konuları özet olarak aktarılmaya çalışılarak, ülkemizde kadının sahip olduğu konum eğitim genel başlığı altında anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede, kadının öncelikli olarak eğitim imkanlarından yararlanması gerekliliği vurgulanmakla birlikte, toplumun genelindeki ön yargıların giderilmesinin kadının kalkınma odaklı hamlelere katılımını artıracağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla ülkemizin en önemli sosyal probleminin yine eğitim olduğu, aile kurumunun en önemli sembolü olan kadınlar başta olmak üzere, toplumun tüm bireylerinin eğitim imkanlarına eşit ölçüde ulaşmaları açısından gerekli şartların oluşturulması gerekliliği üzerinde durulmaktadır
  • Öğe
    Corporate reputation management and social media: an analysis on facebook accounts of the most valuable 5 brands in Turkey
    (2015) Altunbaş, Hüseyin; Diker, Ersin
    Günümüz rekabetçi ortamında markalar rakiplerinden farklılaşmak, iç ve dış paydaşlarının güven ve saygınlığını kazanmak için kurumsal itibarlarını yönetmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Değişen ve gelişen bilgi iletişim teknolojileri ile birlikte markalar, kurumsal itibar yönetim faaliyetlerinde geleneksel mecralarla birlikte yeni iletişim teknolojilerini de kullanmaktadır. Bu bağlamda markalar ve paydaşları arasında iletişimden ziyade ilişki kurmayı amaçlayan; Facebook, Twitter, Youtube, blog vb. sosyal medya araçları önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, dünyanın önde gelen marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından açıklanan Türkiye'nin en değerli 100 markası (2014) arasında yer alan ilk 5 markanın (Türk Telekom, Akbank, Türk Hava Yolları, Türkiye İş Bankası ve Arçelik)Facebook hesaplarında yapmış oldukları paylaşımların kurumsal itibar yönetimi ile ilgisinin ne şekilde olduğunu ortaya koymak ve hangi amaçlarla kullandıklarını tespit etmektir. Çalışmanın yöntemi; Fombrun'un(2001) ortaya koyduğu çok boyutlu Kurumsal İtibar ölçüm modeli temelinde Gökdağlı'nın (2010) "Kurumsal İtibar Yönetimi Aracı Olarak Firmaların Web Sitelerinin Değerlendirilmesi" başlıklı yüksek lisans tezinde kullanmış olduğu unsurların yer aldığı gözlem formu referans alınarak uygulanan içerik analizi tekniğidir. Bu gözlem formu, ürün ve hizmetler, vizyon ve liderlik, çalışma ortamı, finansal performans, sosyal sorumluluk ve duygusal bağ ve kurumsal görsel kimlik faktörlerini içermektedir
  • Öğe
    Televizyon Reklamlarının Algılanan Değeri ve Reklam Tutumu İlişkisi: Bir Yapısal Eşitlik Modeli
    (2007) Çakır, Vesile; Çakır, Vedat
    Reklam değeri, bir reklamın değeri, faydası ve işe yararlılığına ilişkin tüketicinin sahip olduğu sübjektif değerlendirmeler olarak tanımlanmaktadır. Reklamın tüketici gözündeki değeri, tüketici tepkilerinin ya da spesifik bir reklama, ürüne, markaya karşı tutumlarının önemli bir belirleyicisi olarak görülebilir. Tüketicinin genel anlamda reklama biçtiği değer, herhangi bir reklama göstereceği beğenme, sinirlenme gibi bir tepkinin belirleyicisidir. Reklamın etkili olmasında rol oynayan faktörlerden biri olan reklam tutumu pazarlama/reklam literatüründe üzerinde en çok çalışılan konulardan biridir. Reklam tutumunun öncülleri de konuya yoğun dikkatten payını almaktadır. Reklam tutumunun öncüllerinden biri olarak reklam değeri ise reklam tutumunun bilişsel boyutunu temsil etmektedir. Bu çalışmada, reklam değeri konseptinin birer bileşeni olan reklamın bilgilendiriciliği, eğlendiriciliği, rahatsız ediciliği, aldatıcılığı bağımsız değişkenleri ile reklam değeri ve reklam tutumu bağımlı değişkenleri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Bu değişkenler ile oluşturulan bir yapısal eşitlik modelinin testi, bilgilendiricilik ve eğlendiricilik değişkenlerinin reklam tutumunu doğrudan etkilediğini göstermiştir. Ayrıca bilgilendiricilik ve eğlendiricilik, reklam tutumunu reklam değeri vasıtasıyla dolaylı olarak da etkilemektedir. Beklenenin tersine, reklamın rahatsız ediciliği ve aldatıcılığına dair algılar ile reklam değeri ve reklam tutumu arasında bir ilişki bulunamamıştır.
  • Öğe
    Siyasal Katılım Açısından Siyasal Pazarlama ve Seçim Kampanyalarının Önemi
    (2006) Karaçor, Süleyman
    Çağdaş demokrasiler ancak halkın siyasal yaşama aktif olarak katılımı ile geliştirilebilir. Halkın siyasete aktif katılımını sağlayarak demokrasinin sağlıklı işleyebilmesini gerçekleştirecek unsurla ise siyasal partilerin halk ile sürekli iletişim halinde olması ve halkın siyasal katılıma teşvik edilmesidir. Siyasal partilerin halk ve seçmen ile sürekli iletişimini sağlamada en büyük katkıyı siyasal iletişim çalışmaları sağlamaktadır. Ancak günümüzde belirli zaman aralıklarında yapılan seçimler sayesinde siyasal partiler, halk ve seçmen ile iletişim kurma gereksinimi duymaktadır. Siyasi partilerin yalnızca seçim zamanlarında siyasal iletişim ve pazarlama çalışması için iki farklı görüş ileri sürülmektedir. Bunlardan ilki, seçim zamanı tamamen politik bir dönemi oluşturmakta, seçmenler yalnızca oy vermeye yönlendirilmekte ve bir taraftan diğer tarafa sürüklenmektedirler. Karşıt görüş ise, seçim zamanının politik iletişimin kuvvetlenmesini sağlayan bir süreç olduğunu, bu süreçte seçmenin vatandaş olarak sorumluluklarının farkına vardığını ve hükümetin şekillendirilmesindeki görevlerinin farkına vardığı yönündedir. Siyasal iletişim çalışmaları yalnızca seçim zamanlarında yapılsa da çağdaş demokrasilerde politik yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olup seçimler sayesinde siyasal iletişimin ve siyasal pazarlamanın önemi daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada ticari pazarlama alanında olduğu gibi siyasal pazarlamada da büyük bir rekabet bulunduğu, bütün siyasal partilerin neredeyse tüzüklerinin bile birbirine benzemeye başladığı günümüz siyasi sisteminde, rekabet ortamında kendilerine mukayeseli bir üstünlük sağlamak isteyen siyasal partilerin pazarlama iletişiminin tüm olanaklarından yaralanmak zorunda oldukları ortaya konulmaktadır. Seçmenin oy verme davranışının ise her geçen gün daha fazla ticari tüketim tarzına benzemeye başladığı görülmektedir. Demokratik yapının korunabilmesi ve demokratik katılımcılığın artırılabilmesi için siyasal partilere büyük görevler düştüğü, sadece seçim dönemlerinde değil seçim dönemleri dışında da siyasal iletişim kampanyalarına ara verilmeden devam edilmesi gerektiğine işaret edilmektedir.
  • Öğe
    Reklamın iki yüzünün psikolojik, ekonomik ve toplumsal çerçevede değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2000) Güz, Hanife
    Aynı mal veya hizmetin birden fazla işletme tarafından üretildiği ve piyasaya sürüldüğü günümüzde, bu mal veya hizmetlerin varlığını tüketicilere duyuran ve kendi ürününe karşı avantaj elde etmek süretiyle tüketicileri ikna etmek amacı, reklamı bir iletişim aracı olarak karşımıza çıkarmıştır. Ürün ya da hizmet ile ilgili satış mesajının iletilmesi olan reklamın gündelik hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi reklamın ekonomik, psikolojik ve toplumsal etkilerinin neler olduğu tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Üretici ile tüketici arasında bir köprü ve tüketici için rehber olduğu yönündeki olumlu görüşler yanında, suni ihtiyaçlar ortaya çıkararak tüketim arzusunu artırmasından dolayı iktisadi kaynakların boşuna harcandığı yönündeki olumsuz görüşlerin ekonomik, toplumsal ve psikolojik boyut-larının incelendiği bu makalede reklam eleştirel bir bakış açısı ile değerlendirilmiştir. Bu konuda yapı-lan bir araştırmanın sonuçları bu konu çerçevesinde değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Pazarlama iletişiminde global pazarlama stratejisi
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2001) Otay, Filiz
    Dünya ekonomisindeki büyüme yavaşlığı, korumacılıkta yaşanan değişim, devlet müdahalelerinin azalması, girişimciliğin desteklenmesi, rekabet avantajlarının değişmesi ve ortak bir tüketim kültürünün yaygınlaşması firmaları yeni arayışlara itmiştir. Ticari bir ürünün bütün sınırları aşıp, başarıyla satılabilmesi “global pazarlama anlayışı” içinde ele alınmıştır. Global pazarlama yaklaşımı; temel pazarlama ilkelerinin dünya çapında uygulanması, global ürün ise; her pazardaki tüketicinin tatminine göre farklı dizayn edilen ürün olarak tanımlanabilir. Bu tanımlardan da anlaşılabileceği gibi, global endüstrideki firmalar, pazarlama iletişimi stratejilerini; tüketici istek ve ihtiyaçlarını global kalite standartlarına uygun olarak standartlaştırılmış mal ve hizmetlerle karşılamak için geliştirileceklerdir.
  • Öğe
    İşletme yönetim felsefesi gelişimini etkileyen iki kavram: marka ve imaj yönetimi
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2001) Fidan, Mehmet; Summak, Mehmet Erhan
    İşletme iletişimi açısından, imaj ve marka yönetimi bir rekabet faktörü olmuşlardır. İşletme yapılarını rasyonelleştirme veya yöntemleri uygun hale getirmek için bu rekabet şarttır. İşletmelerin ekonomik ve piyasa açısından gücü ortadadır. İşletmelerde işlem hacmi ve piyasa durumları imaj ve marka yönetimini etkilemektedir. İşletmelerde geleneksel anlayışın hakim olduğu dönemlerde ve günümüzde bu devam ettiğinden dolayı bu gelişim arka planda kalmıştır. Aslında önemli ve dikkat edilmesi gereken bir olgudur. İşletmelerin piyasa otoritesi, piyasa etkisi ve piyasa parlaklığı eksik bir yapıdadır. Teknik ve gelişim açısından da imaj ve marka yönetimi ön plana alınıp işletme ekonomisinin gelişimine sunulmalıdır.
  • Öğe
    Reklam stratejisi ve reklam stratejisini etkileyen unsurlar
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2001) Güz, Hanife
    Reklam mesajının hedef tüketicide etkili olabilmesi ve istenilen amacı ulaşabilmesinde, satış mesajının şekillendirilmesi olan stratejinin önemi tartışılmazdır. Her mal veya hizmet için farklı strateji kullanılmasının gerekli olduğu konusunda görüş birliği olduğu günümüzde, etkili bir strateji belirlemek için çeşitli faktörleri dikkate almak, başarılı bir reklam için önemli hale gelmiştir. Reklam amaçları doğrultusunda reklam mesajının belirlenmesi ve reklam planlaması ile ilgili konularda temel kararların tümünü ifade eden strateji, reklamın başlangıç noktasını teşkil etmektedir. Reklam için bir rehber olarak, reklam mesajında mal veya hizmet ile ilgili söyleneceğini belirten bir özellik gösteren reklam stratejisinin başarılı olabilmesi için stratejiyi etkileyen faktörlerin dikkate alınması ve değerlendirilmesi önemlidir.
  • Öğe
    TV reklam filmlerinin yaratıcı ve yapım süreçleri açısından değerlendirilme standartları
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2001) Özgür, Aydın Ziya
    Ortaya çıktığından bu yana reklam sektörünün en gözde araçlarından birisi olan televizyon reklam filmleri sinemanın tekniğinden ve estetiğinden yararlanarak, çok kısa bir zaman diliminde reklamı yapılacak ürün yada hizmet hakkında özgün fikirlerle etkileyici bir dünya kurmak, tüketicilere günlük yaşamın yansımasını doğru zamanda, doğru yerde ve doğru bütçe ile aktarmak zorundadır. Televizyon reklam filmlerinin değeri onun yaratıcı ve yapım sürecinin “iyi” gerçekleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışma televizyon reklam filmlerinin yaratıcı ve yapım süreçleri açısından değerlendirilme standartlarının neler olabileceğini ortaya koymak amacı ile, reklam aracı olarak televizyonun özelliklerini ve önemini, değer kavramını, nesnel ve öznel değerlendirme standartlarını, reklam kampanyası hazırlama sürecini, tv reklam filmlerinin yaratıcı ve yapım süreçlerini ve bir reklam filminin değerlendirilmesi için çeşitli önerileri kavramsal olarak ele almaktadır.
  • Öğe
    Kitle iletişim formu olarak reklamcılık
    (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2002) Şimşek, Göksel
    Reklamın satış mesajlarını ulaştıran bir sistem ve metod ise reklam planlamacısı etkin bir reklam geliştirmek için iletşim ve iletişim sistemleri hakkında bazı şeyleri bilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, insanların bilgiyi (reklamı) işledikleri ve reklamın nasıl işlediği veya nasıl işlemesi gerektiği gibi iletişim genel formları açıklanmaya çalışılmıştır. İletişimin temellerine bakış reklam planlamacısının, reklamın doğru satış mesajı ile doğru alıcıya doğru kanalla doğru zamanda nasıl planlanacağı hakkında daha sağlıklı fikir verebilir. Bunlara ek olarak kitle iletişim süreci tartışmaları nedeni ile reklam planlamacısı müşteri ve hedef kitlenin reklam mesajını nasıl aldıkları ve satın alma kararını verirken nasıl davrandıklarını bilmek zorundadır.