Dergi Yayın Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 256
  • Öğe
    Büyük Selçuklularda Devlet-Yönetim Anlayışı ve İtaat Kavramı
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Sarıcı, Burak Nazif
    Selçuk Bey’in İslâm’ı kabulünden sonra onun oğul ve torunları Mâveraünnehir bölgesinde faaliyet göstermeye başlamışlardı. Zaman içerisinde Horasan’a geçen Selçuklular burada Gaznelilerle mücadele ettiler. Bu mücadele onlar için oldukça zorluydu ama kırılma noktası 1040 yılında yaşandı. Dandanakan Savaşı’ndan sonra bağımsız bir devlet hâline gelen Selçuklular kısa süre içerisinde geniş toprakları ele geçirdiler. Selçuklular devletleşme yolunda ilerlerken kendi öz geleneklerinden gelen yönetim anlayışlarını benimsemişlerdi. Eski Türk ananesi idare mekanizmasının temel unsurları arasındaki güçlü konumunu daima korudu. Tuğrul Bey gibi bazı hükümdarların merkezîleşme çabaları bu geleneklerle çatışmıştı ancak köklerden gelen anlayışlar değiştirilememişti. Devletin sınırlarının genişlemesiyle birlikte idari sistemde ve yönetim anlayışında bazı yenilikler ve değişimler meydana geldi. Selçukluların başarılı bir devlet olarak yükselmesinde benimsedikleri devlet modeli ve yönetim anlayışı etkiliydi. Ayrıca bu başarının oluşmasında yönetilenlerin gösterdiği itaat de önemliydi. İtaati temin eden temel etkenler ise iyi bir yönetim sistemiyle yakın ilişkiliydi. Hükümdarın nitelikleri ve devlet mekanizmasının ilerleyişi itaatin başlıca teminatçılarındandı. Selçuklu sultanları sosyal devlet anlayışını benimseyen ileri görüşlü hükümdarlardı ve bu nitelikleri kuruluşlarından itibaren henüz bir asır geçmeden kıtalararası bir devleti başarıyla yönetmelerine sebep olmuştu. Sultan Alp Arslan yahut oğlu Melikşah, devlet hazinelerini halkları için harcamaktan geri durmayan liderlerdi. Alp Arslan ülkesindeki fakirleri gözettiği gibi ilim talepkârlarını da geri çevirmiyordu. Selçuklu sultanlarının hâmilikleri toplumun itaatini artırdığı gibi başarılı bir devlet yönetimini de temin ediyordu. Bu çalışmada, Selçukluların devlet gelenekleri ve yönetim anlayışları temel özellikleri ile ele alınmaya çalışılmıştır. Büyük Selçukluların yönetim anlayışında zamanla meydana gelen değişimler ve bu değişimleri etkileyen kültürel etkenler değerlendirilmiştir. Ayrıca Büyük Selçuklu Devleti’ne itaat gösteren çeşitli unsurların bağlılıklarının altında yatan sebepler ile ortaya çıkan neticeleri yorumlayıp devlet anlayışıyla ilişkisini ortaya koyabilmek hedeflenmektedir.
  • Öğe
    Türkiye Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev Döneminde Devlet Yapılanması
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Kaya, Selim
    Türkiye Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev ikinci saltanatı döneminde ülkede siyasî birliği ve istikrarı sağladıktan sonra devleti idarî olarak yeniden yapılandırmıştır. Bir plan ve program dâhilinde gerçekleştirilen bu yapılandırma; güçlü yönetim, güçlü ekonomi, kaynaşmış toplum ve uç beyliği politikası olarak dört temel esas üzerine tesis edilmiştir. Bu bağlamda devlet yönetiminde liyakatli komutan ve beyler yanında ilim ve fikir adamları da görevlendirilmiştir. Meliklerin siyasî ve idarî yetkileri sınırlandırılmış, sosyal ve kültürel hayatta etkin olan güçler arasında denge kurulmuştur. Ülke genelinde yol emniyeti sağlanarak ticari faaliyetlere önem verilmiş, limanlara sahip olmak için askerî seferler düzenlenilerek denizlere ulaşılmıştır. Dîvân-ı mezâlim etkin olarak çalıştırılmış, Müslüman halka olduğu gibi gayr-i müslimlere de huzurlu bir ortam sunulmuştur. Bu durum diğer ülkelerdeki gayr-i müslimlerin de Selçuklu ülkesine gelmesini sağlamıştır. Anadolu fütüvveti olan Ahilik ile diğer tasavvufi oluşumlar himaye edilerek, halkın dini inancının ve milli bilincinin korunması siyaseti takip edilmiştir. Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ikinci saltanat döneminde, yönetim siyaseti ve devlet idarî yapısında gerçekleştirilen değişim ve dönüşümün ifade edildiği bu makalede, amaca bağlı yöntem olarak, konu ile ilgili tarih metodolojisine uygun literatür incelemesi yapılmış sonra da panoramik bakış açısıyla tarihî-felsefik bir perspektif ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    Anadolu Selçuklu Devleti Döneminde Kale Kuşatmalarında Uygulanan Yöntem ve Teknikler
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Çıtak, Mesut
    Selçuklu Türkleri 26 Ağustos 1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından Anadolu’yu yurt edinmek maksadıyla fetih hareketlerinde bulundular. Bu fetih hareketlerinin büyük kısmını kale muhasaraları oluşturmaktadır. Kale muhasaraları kendine özgü taktiği ve teknolojisi olan savaşlar olup hem kuşatan hem de kuşatılan açısından meydan savaşlarına göre daha riskli savaşlardır. Meydan savaşları birkaç saat içinde olup biterken kuşatma savaşları günler hatta aylarca sürebiliyordu. Bu süreç içinde kuşatıcı orduda açlık ve bulaşıcı hastalıklar ortaya çıkabiliyordu. Bu nedenle kuşatmanın baştan sona tüm ayrıntılarıyla planlanması ve en kısa sürede bitirilmesi gerekmekteydi. Gelişigüzel yapılan plansız bir kuşatma kalabalık orduların az sayıdaki savunucular karşısında mağlup olmasına neden olabiliyordu. Ortaçağın simgesi haline gelmiş kaleler Anadolu’nun her yanına yayılmıştı. Anadolu Selçukluları kuşatma stratejisini doğru planlayarak ve kuşatmaya uygun silah teknolojisini kullanarak bahsi geçen bu kaleleri ele geçirebilmişlerdir. Bu çalışmada Anadolu Selçuklularının kale kuşatmasını nasıl planladıklarını, kuşatmanın aşamalarını ve kuşatmada kullandıkları silahların neler olduğunu ortaya koymaya çalışacağız.
  • Öğe
    Seyyid Burhaneddin Mezarlığı Türbe Araştırma Kazısı
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Gündüz, Fehmi
    Türbe ve kümbetler bir milletin varlığını kanıtlayan en önemli kültür varlıklarıdır. Türklerin İslamiyet’i kabul etmesi dünya tarihi açısından oldukça mühim sonuçlar ortaya çıkarmıştır ki bu geçiş döneminde ilk Müslüman Türkler geçmişteki kültür ve geleneklerini yeni dinleriyle kaynaştırmasını çok iyi bilmişlerdir. Bu durumun en iyi kanıtı ise bilimde, sanatta, sosyal yaşam da ve mimaride kendisini göstermektedir. Türklerin İslam’ın sancaktarlığını yapmış olduğu 11. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar her alanda olduğu gibi ölü gömme geleneklerinde de değişikliklerin olduğunu tarihsel süreç ve dönem içerisinde değişen mimari geleneklerden takip edebilmekteyiz. Anadolu’nun en eski şehirlerinden biri olan Kayseri’de de sayısız eski mezarlık bulunmakla birlikte; ne yazık ki günümüze sadece Seyyid Burhaneddin Mezarlığı asli halini büyük oranda koruyarak gelebilmiş mezarlıklardan biridir. Seyyid Burhaneddin Mezarlığı 13. yy’den beri içerisine gömü yapılan, bir mezarlık alanı olarak kullanılan; Anadolu’nun da en eski mezarlıklarından biri olarak önemli bir yere sahiptir. İslâm coğrafyasında tanınmış şahsiyetlerin mezar anıtları türbe olarak ifade edilmekteyken özellikle Türklerin Müslüman olmasıyla “kümbet, makam, kubbe, meşhed, buk‘a, darîh, ravza” gibi adlarla da anılmıştır. Bu adlandırmalar genellikle yapının ait olduğu kişinin makam ve mevkiini, mensup olduğu sosyal, dinî ve siyasî zümreyi, ayrıca yapının mimari özelliğini yansıtmakla birlikte birbirinin yerine de kullanılmıştır. Tarihi bir mezarlığın içerisindeki türbe ve kümbetleri koruma altına almak, kısacası tarihi eserlerimizi koruma altına almak bizler için en önemli görevlerin başında gelmelidir.
  • Öğe
    Son İlhanlı Başkenti Sultaniye ve Orta Çağ’daki Ticarî Önemi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Özturhan, Ahmet; Ağır, Abdullah Mesut
    Möngke Kağan, Hülâgû Han’ı Ön Asya’ya göndermesinden kısa bir süre sonra Hülâgû Han tarafından İlhanlı Devleti tesis edildi. Hülâgû Han, İlhanlıların ilk başkenti olarak Meraga’yı tercih etti. Ardından Abaka döneminde İlhanlı başkenti Tebriz olarak belirlendi. Gâzân Han dönemine gelindiğinde İlhanlılar şehirler kurma anlamında yeni bir evreye girdi. Gâzân Han, Şenb-i Gâzân ve Mahmudâbâd gibi yeni yerleşim yerleri inşa ettirdi. Ayrıca Argun Han’ın İlhanlıların yaylak olarak kullandığı Şeru-yazı’da yeni bir şehir inşa etmek fikrini benimsedi. Ancak bu şehir Sultan Olcaytu’nun gayretleri ile tamamlandı. Sultan Olcaytu yeni kurulan şehre Sultaniye ismini vererek ülkenin dört bir tarafından sanatkârlar ve tacirleri bu şehre göçtürdü. Bunun yanında şehri başkent olarak belirledi. Böylece şehir kısa bir süre içinde Yakın Doğu’nun önemli ticaret merkezlerinden biri haline dönüştü. Fakat Sultaniye’nin hızla yükselen cazibesi Sultan Olcaytu’nun ölümüyle azalmaya başladı. Tüm bunlara rağmen Sultaniye şehri XV. yüzyılın başlarına kadar Yakın Doğu’nun önemli siyasî ve ticarî merkezlerinden biri olmaya devam etti. Bu çalışma Sultaniye şehrinin kuruluşu, yükselişi ve Orta Çağ’da ticarî ehemmiyetini dönemin kaynaklarını referans alarak irdelemeye çalışacaktır.
  • Öğe
    Matrakçı Nasuh’un Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn Adlı Eserinde Konya Kalesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Özkan, Ela; Şimşir, Zekeriya
    Minyatürler geçmişe ışık tutan, tarihi belgelere görsel nitelik kazandıran en önemli kaynaklardan biridir. Topografik konulu minyatürler ise Osmanlı dönemi minyatür sanatının önemli bir kısmını oluşturmakta olup konu ile ilgili en önemli minyatürlü yazmalardan biri de hiç şüphesiz Matrakçı Nasuh’un Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn isimli eseridir. Matrakçı Nasuh, bu eserinde Kanuni Sultan Süleyman’ın İran seferinde İstanbul’dan hareket ederek Tebriz’e kadar ordunun geçtiği bütün menzillerin fizikî durumunu ve topoğrafyasını tasvir etmiştir. Konya kenti de bu kapsamda minyatürü yapılan menzillerden biridir. Bu çalışmayla Matrakçı Nasuh’un Konya minyatürünü resmederken konuya yaklaşımı, öncelik verilen ögelerin saptanması, kalenin form, renk, üslup bağlamında tanımlanması ve aynı zamanda sanatçının üslubunun mimariye nasıl yansıdığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca minyatür ayrıntılı olarak tanıtılıp çalışma sonucunda minyatürde yer alan kale ile eldeki bilgiler ışığında kalenin özgün durumu arasında bağlantılar kurularak araştırmada varılan sonuçlar aktarılmaya çalışılacaktır.
  • Öğe
    Gizemli Figür: İran ve Suriye’den Seramik Heykeller C. 1150-1250
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Gibson, Melanie
    İslâm’ın gelişi ile birlikte putperestliğin yasaklanmasından sonra heykeltıraşlık sanatına çok ihtiyatlı yaklaşılmış ve İslâmî bir sanatsal ifade biçimi olarak görülmemiştir. Ancak Selçuklular zamanında gelindiğinde durum değişmiş ve sanat genel anlamıyla bazı değişikliklere uğramıştır. Nitekim daha önce önem verilmeyen heykeltıraşlık sanatına büyük bir alaka gösterilmiş ve sanatçıların ve onların destekçilerinin ilgisini çekmiştir. Bunun neticesinde sanatın kendisinden önce ve sonra ayırt edici özellikler bulduğu Selçuklular döneminde yeni bir sanatsal üslup ortaya çıkmış, birçok yeni dekoratif tema geliştirilmiş ve farklı temalarla insan heykelleri ve figürinleri yapılmıştır. 1150-1250 yılları arasında yeni bir moda ile gelen talep, sistematik alçı, seramik ve metal heykel üretimini teşvik etmiştir. Bu dönemde başta Kâşân, Rakka, Rey ve İsfahan gibi şehirlerde çok sayıda seramik heykel ve figürin üretilmiştir. Bu çalışmada, Selçuklu dönemi seramikleri üzerinde çok sayıda çalışması bulunan Melanie Gibson tarafından kaleme alınan “Gizemli Fı ?gür: İran ve Surı ?ye’den Seramik Heykeller c. 1150-1250” adlı makale İngilizce aslına sadık kalınarak Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Makalede Selçuklular döneminde üretilen seramiklerin içeriği ve üretim aşamaları ile ilgili bilgi verilmesinin yanında, Kâşân ve Rakka’da üretilen, çeşitli müzelerde ve koleksiyonlarda bulunan on beş adet seramik figürün hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Investigation of Weight Loss Methods of Wrestlers Fighting in Different Styles and Categories During the Competition Period
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Sarıkaya, Mehmet; Ökmen, Mehmet Şerif; Kılınçarslan, Gökmen; Bayrakdar, Akan
    This research was conducted in order to determine the preferred weight loss methods of wrestlers in the category of juniors, cadets and espoir who compete in Greco-Roman and freestyle wrestling. 215 male wrestlers between the ages of 14 and 17 participated in the study. In order to determine the weight loss methods of wrestlers, the “athlete weight loss methods and effects scale” developed by Yarar et al. (2016) and the personal information form developed by the researchers were used. In the analysis of the data obtained from the wrestlers SPSS package program was used. Independent t test was used from binary comparisons and ANOVA test was used for multiple comparisons. Significance level was accepted as p<0.05. According to the styles variable, it was found that there was a significant difference between free and Greco-Roman wrestlers in the diet sub-dimension of the athlete weight loss and effects scale (p<0.05). According to the category variable, it was determined that there was a significant difference in the diet and ergogenic aids sub-dimensions of the juniors and the espoir (p<0.05). As a result, it is observed in the research findings that wrestlers usually use the diet method as a method of weight loss. It is thought that one of the most appropriate methods to protect the health and athletic performance of athletes is to apply a conscious diet, which will be more advantageous than other methods. In addition, it can be said that wrestlers consciously and healthily apply weight loss methods as they get older.
  • Öğe
    Training Monitoring and Effect of Training Variables on Wellness Score in Elite Male Fencers
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Yıldırım, Enver; Zengin, Hatice Yağmur; Cinemre, Şükrü Alpan
    Subjective measures such as well-being indices may be beneficial to balance fatigue and recovery on the fatigue continuum and awareness of well-being is considered a useful sign for identifying nonfunctional overreaching (NFOR) status. Recovery and neuromuscular fatigue process from training may be delayed because of the eccentric component during a stretch-shortening cycle (SSC) type activities and needs to be well monitored during fencing training and matches. The aim of the study is to investigate training monitoring of elite male fencing athletes aged 15-23 and to examine the variables that affect wellness during intensified training sessions. The study includes 16 elite men's saber fencers who train regularly and comprised of 139 data concentrated on training and 6 data engrossed on competitions. These data were examined throughout 2 different time sessions and an overall duration. Wellness scores, acute/chronic workload ratio (ACWR) and monotony scores were collected. The main findings of this study, in training loads a statistically significant difference was not observed between sessions, but in wellness scores, a significant difference was observed between sessions (acute load, p=0.861; hooper index, p=0.003). ACWR (p=0,6103) and monotony (p=0,4810) scores were not observed to be significant predictors of wellness both univariate and multivariate. In summation, this investigation concluded and reinforced the notion that the wellness score is a vital criterion in training and performance monitoring. It was discovered and noted that the continuity of the trainings and the increased intensity of the competition resulted in the wellness score to increase during the second session
  • Öğe
    For a Higher Sprint Running Performance, in Which Part of the Warm-Up Protocol Should the Dynamic Stretching Phase be Applied?
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Günay, Erkan; Özçelik, Recep; Mancı, Egemen; Çetinkaya, Caner; Bediz, Cem Şeref
    The literature has frequently examined the acute effect of warm-up protocols on athletic performance components. The lack of evidence in static stretching studies led researchers to dynamic stretching protocols that simultaneously enhance basic skill level, kinaesthetic awareness, range of motion, and core temperature. However, it needed to be clarified in which part of the warming up the dynamic stretching phase should be done. This study investigated the acute effect of the dynamic stretching exercise phase before and after a warm-up on the 20m sprint performance. The study included forty-four soccer players, aged 16.59±1.06 years, who played for amateur teams. Participants were randomly divided into two groups on the first day of the study. In the first group, dynamic stretching was performed before warm-up (BGW), and the players' 20m sprint performances were tested. In the second group, dynamic stretching was performed after the warm-up (AGW), and the players' 20m sprint performances were tested. On the second day of the study, the same protocol was applied to the same players by changing groups of players. The average speed in the 20m sprint test of the BGW group (2.96±0,13 sec.) was found to be significantly shorter than the AGW group (3.01±0,12 sec., p<0.05). The difference in the 20 m speed test values between groups was significant (p<0.05). The findings obtained in the applied experimental condition show that the dynamic stretching protocol applied before the warm-up running phase increases the sprint running performance. It may be more beneficial for the performance of athletes to do dynamic stretching before sprint running performances.
  • Öğe
    Investigation of Fair Play Behaviors of Secondary School Students Participating in School Sports
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Temel, Ahmet; Akdağcık, İbrahim Ümran
    This research aims to examine the fair play behaviors of secondary school students who participate in school sports. The sample of the research consists of 495 secondary school students who continue their education in Niğde in the 2022-2023 academic year and are selected by criterion sampling from purposive sampling methods. “Frequency of Exhibiting Fair Play Behaviors Scale” was used as a data collection tool in the research. Descriptive statistics, t-tests, and ANOVA tests were performed in the analysis of the data, and a significance level of .05 was taken into account in the interpretation of the data. According to the research findings, the students who participated in school sports exhibited fair play behavior at a frequent level in the spectator dimension; at a very frequent level in team, negative behavior, opponent dimension, throughout the scale. Fair play behaviors of female students were higher than male students (p<.03). According to the grade level, the scores of the 5th-grade students were found to be significantly higher than the 7th-grade students (p<.01). While the fair play behaviors of the students playing football in the spectator dimension of the scale were higher than the athletes interested in individual branches (p<.00), no significant difference was found in other dimensions (p>.05). In the variable of sports age, the fair play behaviors of the students who do sports for 1-3 years were found to be higher than the students who did sports for less than 1 year (p<.00). As a result of the research, it has been determined that secondary school students participating in school sports exhibit fair play behaviors very often and develop more positive attitudes towards their team. It is recommended that secondary school students participate in events such as games, competitions, and tournaments within the scope of school sports.
  • Öğe
    The Effect of Aerobic Endurance on Agility and Speed in Amateur Soccer Players
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Şahin, İbrahim Halil; Kahraman, Ömer; Budak, Maya; Kaplan, Turgut
    The aim of this study is to examine the effect of aerobic endurance on speed and agility performance in amateur soccer players. 18 male soccer players at the Türkiye regional amateur league voluntarily participated in the research. The means age of the soccer players participating in the research; 24.61 ± 4.434 years, means height; 181.50 ± 0.041 cm and means body weight; 73.17 ± 6.364 kg. In the study, the yo-yo test was used to determine VO2Max levels, the 30-meter sprint test to determine sprint performance, and the pro-agility test to determine agility performance. The results of this study were that high VO2max levels in soccer players had a significant effect on agility and speed performance. Additionally, when the effect size was examined, it was seen that VO2max level was more effective in speed performance than agility. Also, it was found that the VO2max level explained the speed performance by 37% and a 1-unit change in the VO2max level affected the speed by 0.16, while the VO2max level explained the agility performance by 40.2% and a 1-unit change in the VO2max level affected the agility performance by 0.11. In conclusion, It has been observed that aerobic endurance affects sprint performance more than agility. Considering the distances related to agility (18.28 m) and sprint test (30 m), it is thought that the effect level of aerobic endurance increases as the running distance increases. Therefore, aerobic endurance levels should also be considered when applying agility and speed exercises.
  • Öğe
    Movement Training Course View Scale Validity and Reliability of Study
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Nisan) Hoşver, Pelin Ustaoğlu; Hasırcı, Merve; Akpınar, Selahattin
    Movement education is important for the development of children, so it should be ensured that children gain multiple experiences with movement education curriculum prepared by experts suitable for children's developmental periods. This should only be provided by experts who have taken or have taken the movement education course at universities' faculties of sports sciences or physical education and sports colleges. The aim of this research is to develop a valid and reliable scale in order to determine the attitudes of the students who take the movement education course towards the movement education course. The study group of this research consisted of 300 students, 178 of whom were enrolled in physical education and sports teaching and 122 of them were enrolled in the department of coaching education and took the movement training course, studying at the faculties of sports sciences and sports sciences schools of various universities in the spring semester of the 2021-2022 academic year. forms. 103 of the students are female and 197 are male. Cronbach Alpha coefficient was calculated to determine the reliability of the scale. As a result of expert opinion and exploratory factor analysis, a five-point Likert-type scale consisting of 26 items was obtained. The scale consists of three dimensions. In order to determine the internal consistency of the scale, the item-total correlation was calculated and it was seen that the correlation values of all items were high. The Cronbach Alpha reliability coefficient, which was calculated to determine the reliability of the scale, was calculated as .962. When the findings related to the validity and reliability studies of the scale are examined, it can be said that the scale is a valid and reliable measurement tool that can measure the attitudes of the students towards the movement education lesson.
  • Öğe
    Konya Yusufağa Kütüphanesindeki Yazma Akaid ve Kelam Kitaplarının Tasvifi I ( XI. Hicri Asırdan Önce Telif Edilmiş Olanlar)
    (Selçuk Üniversitesi, 1987 Aralık) Toprak, Süleyman
    Tarihte topluluklara yüzyıllar boyunca takip edecekleri istikametleri çizmeğe muvaffak olmuş büyük devirler bu devirlerin bânisi büyük âlimler vardır. Eskilerin söz ve ve fikirlerini bize kadar ulaştıran şüphesiz eserleridir. Biz onları ancak eserlerinden tanıyabilir, öğrenebiliriz. İlerlemenin ve yükselmenin ilk şartı da geçmişi iyi bilmektir. Çünkü herhangi bir konuda çalışan insan, geçmişte o hususla ilgili yapılan çalışmaları bilmez, o konudaki eserleri tanımazsa, belkide çalışmaları sonunda eskilerin tekrarından öteye gidemez. Bu itibarla ilim erbabının, kendi ihtisas alanlarına giren bazıları sonradan basılmış olsa bile hattatlar tarafından büyük bir titizlik ve emekle yazılıp kütüphane köşelerini süsleyen paha biçilmez değerdeki el yazma eserleri tanımları ve bilmeleri gerekir.
  • Öğe
    Yavuz Sultan Selim's the Vakfiye of Muhyid-Din İbn Arabi in Damascus
    (Selçuk Üniversitesi, 1987 Aralık) Ceylan, İbrahim
    922/1516 da Yavuz Sultan Selim tarfindan Memluklar idaresine son verildikten sonra Suriye, Hicaz ve Misir Osmanlıların hakimiyetine geçti. Bölgede idari, mali, askeri, sosyal ve kültürel, nüfuz sayımı, arazi tahriri, evkaf ve hayır kuruluşları gibi önemli işler yeniden organize edildi. Hayn ve hasenatı çok seven Yavuz Sultan Selim, Misir dönüşü Şam'da yaptığı resmi bir toplantıda, Muhyiddin İbni Arabi'nin mezarını ve yanında mütevazi bir külliye yaptırmayı kararlaştırdı. Müessese, 924/1518 de tamamlandi halk ve hizmetine açıldı. Bu müessese, fetihden sonra Suriye-Şam'da tesis edilen ilk Osmanlı Vakıf kuruluşuydu. Yavuz Sultan Selim 4 Muharrem 924/1518 de ilk Cumayı, Muhyiddin ibni Anabi Cami' inde eda ettikten sonra İstanbul'a mütveccihen Şam'dan ayrıldı.
  • Öğe
    Müsameretü'l-Ahbar'a Göre Anadolu Selçuklu Müesseselerine Bir Bakış
    (Selçuk Üniversitesi, 1988 Haziran) Şeker, Mehmet
    Türkiye Selçuklularına dair kaynaklar arasında, İbn Bibi'nin "el-Evåmiru'l-Alaiye" (1) sinden sonra en önemli kaynak eserlerden biri şüphesiz Aksarayi'nin "Musâmeretü'l-Ahbar ve Musâyeratu'l- Ahyar" adlı eseri kabul edilmektedir. Eserin günümüzde bilinen iki nüshasına dayanılarak Osman Turan tarafından yapılan neşrinde 60 sayfalık bir takdim yer almaktadır (2). Bu takdimde müellifin tam adı; Mahmud b. Muhamed el-Müştehir bi'l-Kerim el-Aksarayi şeklinde verilmektedir. Eserin, h. 723/m. 1323 yılında Ilhâniler'in Anadolu vâlisi Timurtaş Paşa (717-727/1317-18-1326-27) 'ya ithaf edildiği belirtilmektedir.
  • Öğe
    Sadreddin Konevi'nin Hadis Erbain Şehri
    (Selçuk Üniversitesi, 1989 Aralık) Yılmaz, H. Kamil
    Sadreddin Konevi, hadisle meşgul olan mütasavvıfların ilki de- ğildir şüphesiz, Tasavvuf ilminin zuhûr ettiği dönem olarak kabul edilen Hicri II. asırdan itibaren pek çok zâhid-sûfinin hadis ve hadis rivâyetiyle meşgul olduğu bilinmektedir. Hasan el-Basri, (110/728) İbn Sirin (110/728), Süfyan es-Sevri (161/767), Haris el-Muhasibi (243/857) ve Cüneyd el-Bağdadi (298/909) bunlara örnek olarak sa- yılabilir. Tarikatların zuhûr ettiği VI. Hicri asırda da Ahmed er-Ri- fâî (578/1182) ve Abdülkadir el-Geylânî (562/1167) gibi tarikat ku- rucularının da hadisle meşgul olduklarını görüyoruz.
  • Öğe
    Sadreddin Konevi Ma'müresi'nin Mimari Teşekkülü
    (Selçuk Üniversitesi, 1989 Aralık) Özönder, Hasan
    Büyük Türk ilim ve fikir adamı Sadreddin Konevi (res. :1)' nin adını taşıyan ma'muresi (1), (res. : 2), Konya'nın istasyon semti civarında, bugünde onun adı ile anılan mahalledir.
  • Öğe
    Sadreddin Konevi'den Mevlana'ya İslam Çevresindeki Edebiyatın Gelişme Seyri
    (Selçuk Üniversitesi, 1989 Aralık) Pekolcay, A. Necla
    Siyasi ve bilhassa içtimai hadiselerin te'siriyle oluşup-gelişen İslam tasavvufunun Anadolu'da yerleşmiş Türkler arasında ayrı bir yeri vardır. İslam ahlak veya kültürüne, yahut her ikisine de sahip şeyhlerin kurdukları tekkeler, Anadolu halkı için birer eğitim ve öğretim merkezi olmuştur.
  • Öğe
    Sadreddin Konevi'nin Eş-Seceretü'n- Nu'maniyye Fi'd-Devleti'l-Osmaniyye'ye Yaptığı Şerhin Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, 1989 Aralık) Gündüz, İrfan
    Eş-Seceretü'n-nu'mâniyye fî'd-Devleti'l-Osmâniyye, İbnü'l-Arabî'- ye (Öl. 638/1240) atfedilen, geleceğe ait hadiselerin ehlince anlaşıla- bilecek bir takım rumuzlarla ele alındığı ufacık bir Risâledir. (1) Özellikle Mısır, dolayısı ile de Osmanlı Devleti hakkında bazı bilgiler vermektedir. Osmanlı Devleti'nin teşekkülünden 60-70 yıl önce yazıldığı tahmin edilen ve hilâfetin Beni Adnan'dan Beni Osman'a geçişini konu edinen bu Risâle : Şeceretü'l-kübrâ, Şeceretü'l-vüstâ ve Şeceretü's-suğra olmak üzere üç ayrı bölüme ayrılmış ve her bölüm kendi içinde Dâiretü'l-kübrâ ve Dâiretü's-suğrâ adıyla iki ana başlık altında işlenmiştir. I. Bölümde Mekke, II. Bölümde Kudüs, III. Bölümde de Mısır'ın işlendiği eş-Şeceretü'n-nu'mâniyye'nin özellikle özellikle Mısır'ı ve Osmanlıları ilgilendiren son bölümü şerhlere konu olmuştur.