Sağlık Yönetimi/Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Konya Beyhekim Devlet Hastanesinde Görev Yapan Sağlık Personelinin Kendini İşe Kaptırma Durumlarının Belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2016) Özata, Musa; Bebe, Çetin; Oflaz, Fadime; Durukan, EnginBu çalışmanın amacı Konya Beyhekim Devlet Hastanesinde görev yapan sağlık personelinin kendini işe kaptırma durumlarının belirlenmesidir. Tanımlayıcı nitelikte olan çalışma 2015 yılında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada araştırmaya katılmayı kabul eden 190 sağlık çalışanına anket uygulanmıştır. Verilerin toplanmasında Bakker (2008) tarafından geliştirilen “Kendini İşe Kaptırma Ölçeği” (Work Related Flow Scale) kullanılmıştır. Toplanan veriler üzerinde tanımlayıcı istatistikler yapılmıştır. Ayrıca Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis Varyans Analizi yöntemleri kullanılarak ölçek puanlarının sosyo-demografik değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediği test edilmiştir. Çalışma sonucunda sağlık personelinin kendini işe kaptırma seviyelerinin orta düzeyde olduğu saptanmıştır.Öğe Bilgi Paylaşma Davranışının Sağlık Çalışanları Arasında İncelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2016) Kurşun, Arzu; Sevinç, İsmailBilgi paylaşmanın yetersiz olması, sağlık kurumlarını ve hasta bakım kalitesini etkileyen önemli bir sorundur. Çünkü yetersiz bilgi, hasta üzerinde geri dönüşümsüz problemlere yol açabilir. Bu çalışmanın amacı, hastanede görev alan sağlık personelinin bilgiyi paylaşma davranışının belirlenmesi ve personelin eleştirel düşünme becerisinin bilgiyi paylaşma davranışı üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Araştırmanın evrenini Konya ilinde bulunan bir tıp fakültesi hastanesinde görev yapan sağlık personelleri (hemşire, doktor, teknisyen, biyolog vb.) oluşturmaktadır. Verilerin analizi SPSS (Statistical Package for Social Sciences) 16,0 istatistik programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar % 95 güven aralığında, anlamlılık p<0,05 düzeyinde çift yönlü olarak değerlendirilmiştir. Bilgi paylaşma davranışının demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğini değerlendirmek amacıyla T-testi uygulanmıştır. Konya’da çalışan sağlık çalışanlarının bilgi paylaşma davranışını ölçmek amacıyla Jialin Yi (2005)’nin geliştirdiği 52 soruluk ölçek uygulanmıştır. 339 personele uygulanan bu ölçeğin güvenilirlik katsayısı 0,88’dir. Araştırmaya katılanların çoğunluğu 25-30 yaş grubu (%33,6) arasındadır. Eğitim düzeylerine bakıldığında lise (%30) ve meslek yüksekokulu mezunlarının (%24,4) daha fazla olduğu görülmektedir. Katılımcılar meslekte çalışma süreleri açısından değerlendirildiğinde 0-3 yıldır çalışanların oranının % 30,9 olduğu görülmektedir. Ayrıca katılanların % 51’i erkek, % 45’i bekârdır. Katılımcıların hastanedeki görevleri incelendiğinde ise en fazla %23,5 ile doktor oldukları saptanmıştır.Öğe Türkiye'de Suriyeli Göçmenlere Yönelik Yapılan Eğitim Çalışmaları(Selçuk Üniversitesi, 2017) Ertaş, Handan; Kıraç, Fatma ÇiftçiSuriye´de 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından 5 milyona yakın insan can güvenliği için komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır (Emin,2016:7). Uyguladığı “açık kapı politikası” ile her Suriyeliye geçici koruma statüsü veren Türkiye, 03.11.2016 tarihi itibariyle yaklaşık 2.764.500 Suriyeli göçmene geçici koruma statüsü vermiştir (goc.gov.tr). İnsan hakları belgelerindeki yükümlülüğünü yerine getirerek, kapılarını Suriye’deki savaştan kaçan mültecilere açan Türkiye, ülkesine sığınan Suriyeli mülteciler için çok odaklı entegrasyon politikaları uygulamaya koymuştur. Mültecilerin sayılarındaki her geçen gün aşırı artış ve bu mültecilerin yaklaşık 800 bini okul çağında olması eğitim yönündeki politikalara da hız vermiştir. Araştırmada Türkiye’nin Suriyeli mültecilere yönelik uyguladığı eğitim politikalara ve çalışmalarına değinilmiş ve irdelenmiştir.Öğe Acil Servise Tekrar Başvuru Oranı Değerlendirmesi(Selçuk Üniversitesi, 2017) Yorulmaz, Mehmet; Karaalp, Fatih; Bükecik, Necati; Özyılmaz, Ahmet FatihAmaç: Bu çalışmada; Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Kalite Standartları kapsamında Gösterge Yönetimi değerlendirme İndikatörlerinden olan “Acil Servise 24 Saat İçinde Aynı Şikâyetle Tekrar Başvuran Hasta Oranı”nın tespiti ve izlenmesi ve yıllara göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Metot: Retrospektif bir çalışma olan bu araştırmada, 2015 ve 2017 yılları arasında (3 yıl) Acil Servise başvuran hastaların verileri üzerinden tekrar başvuru oranları HBYS sisteminden tespit edilmiştir. Bu veriler ışığında tekrar başvuru yapan hastaların; demografik özelliklerine göre analizleri, hastalık tanıları, yıllara ve aylara göre başvuru oranları hesaplanmıştır. Bulgular: Acil servise 3 yıl içerisinde başvuran hasta sayısı 1.083.553’dır. Bu hastaların aynı tanı ile tekrar başvuru sayısı ise 7.775 olarak tespit edilmiştir. Acil servise tekrar başvuru oranı 3 yıllık ortalaması % 0,72 olarak bulunmuştur. Erkekler için başvuru sayısı 531.808 kişi ve yüzde oranı % 0,78’dir. Bayanlar için, tekrar başvuru sayısı 551.550’ ve yüzde oranı % 0,95’dir. Bayan hastaların erkek hastalara göre tekrar başvuru oranı yaklaşık % 20’lik bir fazlalık gösterdiği bulgular arasında yer almaktadır. Sonuç: Bu tür Araştırmalar ülkemiz için risk gruplarının belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. Sıfır hata ilkesi ile sağlık hizmeti sunmak zorunda olan sağlık kuruluşları için bir hastanın bile sağlık hizmeti almasından kaynaklı zarar görmesi asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu çalışmanın yapıldığı kurum Türkiye’nin kapasite açısından en önemli ve en büyük kurumlarından birisidir. Bu bağlamda 3 yıllık ortalamada kuruma yaklaşık 1 milyon 100 bin hasta başvurmuş ve neredeyse yüzde birlik bir kısmı 24 saat içerisinde tekrar geri gelmiştir. Bu sayının örneklem büyüklüğü açısından önem arz eden bir oran olduğu düşünülmektedir.Öğe Sağlıkta Kalite Standartları ve Bilişsel Mahremiyet(Selçuk Üniversitesi, 2018) Uysal, Burhanettin; Yorulmaz, MehmetModern toplumların en önemli göstergelerinden birisi o toplumun sağlık düzeyi ve verilen sağlık hizmetlerinin hukuki boyutudur. Dünya üzerinde sınırların belirginliğini yitirmesi sonucu toplumun beklentileri neredeyse tamamen değişmiştir. Bu değişikliklere ayak uydurabilmek ancak değişim ve çevreye duyarlı olmakla elde edilebilmektedir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Kalite Standartlarını geliştirerek, sağlık alanında gerçekleştirilen büyük yatırımlar, hedeflere yönelik uygulamaya konulan adımlar ve sağlıkta kalite kültürünün oluşturulmasını sağlamıştır. Sunulan sağlık hizmetlerinin hukuki yönden de bağlayıcılığı üzerine Sağlık Bakanlığı çalışmalar yapmış ve Sağlık Kalite Standartları içerisine “Bilişsel Mahremiyet” konusunu eklemiştir. Bilişsel Mahremiyet; Bireyin kişisel verilerine ulaşmaması gereken kişiler tarafından ulaşılma durumunun kontrol edebilmesidir. Bireyin kendisiyle alakalı verilere nasıl, ne zaman ve ne miktarda açıklanabileceğine karar verme hakkı olarakta tanımlanmaktadır. Bu çalışmada, Sağlıkta Kalite Standartları metodolojisi üzerinde durularak, hastalara ait veri güvenliğinin bilişsel mahremiyet kapsamında ele alınması amaçlanmıştır.Öğe Dijital Sağlık ve E-Nabız Farkındalık Düzeyi Belirleme Çalışması(Selçuk Üniversitesi, 2018) Yorulmaz, Mehmet; Odacı, Şeyma; Akkan, MerveHer geçen gün daha modern hizmet alma ve daha hızlı sonuca varma konusunda artan beklentiler bilgi sistemlerinin sağlık hizmetlerinde yayılmasına sebep olmuştur. Güncel, hızlı ve kaliteli hizmet sunabilmek için bilgi sistemleri sağlık kurumlarının en önemli alt sistemleridir. Bu sebeple sağlık bilgi sistemlerinin bilinmesi ve kullanılması bireylere fayda sağlayacaktır. E-nabız sistemi, ülke genelinde tüm sağlık hizmeti kullanıcıları için yapılmış ilk ve tek bilgi sistemidir. Bu yüzden sağlık bilgi sistemleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu araştırma Konya ilinde yaşayan vatandaşların sağlık bilgi sistemleri ve enabız sistemi hakkındaki farkındalık düzeylerini tespit etmek ve e-Nabız sistemini kullanım durumlarına dair bilgi edinmek amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma, Konya ilinde yaşayan kişilere yapılmıştır. Araştırma için 17-28 yaş grubundan 100 kişi, 29-49 yaş grubundan 100 kişi, 50 ve üstü yaş grubundan 100 kişi olmak üzere 300 kişiye ulaşılması hedeflenmiştir. Fakat imkânlar dâhilinde 17-28 yaş grubundan 118 kişi, 29-49 yaş grubundan 116 kişi, 50 yaş ve üstü yaş grubundan 54 kişi olmak üzere toplam 288 kişiye ulaşılmıştır. Araştırma verilerini toplama aracı olarak, birincil veri toplama kaynaklarından olan anket yöntemi kullanılmıştır. Çalışma için yeterli sorulara cevap veren anket, daha önce İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yapılmış olan ‘’Medipol Üniversitesi Öğrencilerinin Sağlık Bilgi Sistemleri ve E-Nabız Sistemine İlişkin Farkındalık ve Kullanım Düzeylerinin Belirlenmesi’’ adlı yüksek lisans tezinden alınmıştır. Anket toplam 17 sorudan oluşmaktadır. Anketin ilk üç sorusunda yaş, cinsiyet ve eğitim olmak üzere sosyo-demografik özellikler hakkında bilgi toplayan kısım yer almaktadır. Anketin diğer kısmında ise e-Nabız sistemine ilişkin farkındalık ve kullanım düzeyini ölçen sorular mevcuttur. Yapılan anketlerden elde edilen veriler SPSS 25 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz esnasında Kolmogorovsmirnov uygunluk testi ve ki-kare testinden faydalanılmıştır. Katılımcıların yaş gruplarına göre dağılımları incelendiğinde %41’i 17-28, %40,3’ü 29-49, %18,8’i 50 yaş üstü olarak belirlenmiştir. Katılımcıların %47,6’sı kadın, %52,4’ü erkektir. Katılımcıların eğitim düzeyleri incelendiğinde %16,7’si ilkokul, %5,9’u ortaokul, %23,3’ü lise, %9,4’ü ön lisans, %36,5’i lisans, %6,9’u yüksek lisans, %1,4’ü diğer eğitim düzeylerinde yer almaktadır. Araştırma kapsamındaki katılımcıların, %49,7’ si e-Nabız sistemini duyduklarını, %50,3’ünün ise bu sistemi duymadıklarını belirmişlerdir. Katılımcıların %50,3’ü hiç duymadıklarını, %19,8’i e-nabız sistemini sosyal medyadan, %8’i kamu spotundan, %1,4’ü gazete ve dergiden, %4,2’si televizyon ve radyodan, %6,3’ u arkadaşlarından, %10,1’i diğer kaynaklardan(Alo182, işyeri gibi) duyduklarını aktarmıştır.Araştırmaya katılan bireylerin %17’si e-Nabız sistemine kayıtlı iken, %83’ü sisteme kayıtlı değildir. Araştırmaya katılanların %14,9’u e-Nabız Sistemini kullanmış, %85,1’i bu sistemi hiç kullanmamıştır. Ayrıca Araştırmaya katılan kişilerin e-Nabız sistemini kullanma durumları ile memnuniyet düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan ki-kare analizi sonucunda, e-Nabız sistemini kullanma durumu ile memnuniyet düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık yoktur. (p>0,05). E-Nabız sistemini kullanan kişilerin %5,6’sı çok memnun, %8,7’si memnun, %0,3’ünün ise memnun olmadığı tespit edilmiştir.Öğe 694 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) İnsan Kaynakları Yönetimi Üzerinde Etkisi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Ertaş, Handan; Ekizer, AhmetBu çalışmada Konya ilinde sağlık sektöründe bulunan üst düzey yöneticilerin 694 sayılı KHK da yenilenen insan kaynakları uygulamalarına ilişkin görüşlerini tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırmada nitel analiz yöntemlerinden birisi olan görüşme tekniği kullanılmıştır. Veri toplama aracı ise yarı yapılandırılmış görüşme formudur. Araştırmada amaçsal örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2019 yılında Konya ilinde sağlık alanın üst düzey yöneticilik yapmış idareciler oluşturmaktadır. Çalışmada katılımcıların cevapları için kodlama isimler kullanılmıştır. Dört hastanede üst düzey yöneticilik yapan Başhekim, Başhekim Yardımcısı, Müdür veya Müdür Yardımcısı ve İl Sağlık Müdürlüğünden bir yönetici olmak üzere toplamda 9 üst düzey yönetici çalışma evrenini oluşturmaktadır. Çalışmada katılımcılarımıza toplamda yedi adet soru yöneltilmiştir. Bu çalışma sonucunda, 2017 yılı sonrası insan kaynakları alanında yapılan değişiklik ile olumlu bir değişim olduğu çok açık bir şekilde tespit edilmiştir. Katılımcıların çoğu bu konuda hem fikirdirler. Bununla birlikte 694 Sayılı KHK sonrası sözleşmeli idarecilik konusu, sözleşmeli idareciliğin seçilmesi noktasındaki kriterler, kamu dışı idareci atamaları, yeni döneme mevzuatın uyarlanamaması sorunu ve insan kaynaklarının daha etkin kullanımı gibi her iki döneme ait olan sorunların devam etmekte olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Akademik Teşvik Puan Analizi: Sağlık Yönetimi Bölümü Örneği(Selçuk Üniversitesi, 2019) Yorulmaz, MehmetAmaç: Bu çalışmanın amacı, Selçuk Üniversitesi öğretim kadrolarında bulunan öğretim elemanlarının bir yıl içerisinde yapmış oldukları bilimsel yayınların akademik teşvik yönetmeliği kapsamında incelenmesi ve sağlık yönetimi bölümünün irdelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Retrospektif bir çalışma olan bu araştırmada Selçuk Üniversitesi’nde görev yapan akademik personelin teşvik puanları, Selçuk Üniversitesi resmi web sitesinde yayınlanarak kamuoyuna sunulmuştur. Akademik puanlar Selçuk Üniversitesi resmi web sitesinde alınarak analiz edilmiştir. Araştırmanın örneklemini, akademik teşvik puanını 30 puan veya üzerinde alan akademisyenler oluşturmaktadır. Örneklem; 40 araştırma görevlisi, 43 öğretim görevlisi, 123 Dr. Öğretim Üyesi, 150 Doçent Doktor ve 295 Profesör kadrosundaki akademisyenlerden olmak üzere toplam 654 akademisyenden oluşmaktadır. Sağlık Yönetimi bölümünden akademik teşvik almaya hak kazanan öğretim elemanı sayısı beştir. Bunlar bir Profesör, 2 Doçent Doktor ve 2 Doktor Öğretim üyesinden oluşmaktadır. Araştırmada kullanılan veriler Selçuk Üniversitesi 2018 yılı akademik teşvik puanlarıdır. Bulgular: Yapılan analizde; Selçuk Üniversitesinin akademik teşvik puanı ortalaması 43,051 olarak bulunmuştur. Öğretim Görevlilerinin yaklaşık %33’ü fakültelerde görev yapmaktadır. Akademik teşvikten yararlanan 39 araştırma görevlisinden 3’ü Doktor unvanlıdır. 43 öğretim görevlisinden 2’si Dr. unvanı ile hizmet vermektedir. Dr. Öğretim Üyesi kadrosunda olan akademisyenlerin %11’i yüksekokullarda görev yapmaktadır. Doçent Dr. kadrosunda olan akademisyenlerin yalnızca 2’si yüksekokullarda görev yapmaktadır. Profesör kadrosunda olan akademisyenlerin yalnızca 3’ü yüksekokullarda görev yapmaktadır. Fakülteler arasında Profesör unvanı için en yüksek akademik teşvik puan ortalaması olan fakülte, 63,075 ortalama ile Turizm Fakültesi olarak bulunmuştur. Araştırma Görevlisi Unvanı için en yüksek puan Tıp Fakültesi’nde 61,5 olarak bulunmuştur. Sağlık Yönetimi Bölümü’nün akademik teşvik puan ortalaması ise 49,48 olarak bulunmuştur. Sağlık Yönetimi Bölümü’nün akademik teşvik puan ortalaması Üniversite genel puan ortalamasından yaklaşık 6,5 puan daha fazla olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Araştırma sonucunda akademik personelin unvanlarına göre çalıştıkları departmanlar arasında kıyaslama yapılmıştır. Özellikle Sağlık Bilimleri Fakültesi bölümleri üzerinde durulmuş ve Sağlık Yönetimi Bölümü irdelenmiştir. Personel motivasyonunda ödüllendirmek her zaman çalışan verimliliğini artırmaktadır. Bir çeşit performans ödüllendirmesi olan, akademik teşvik modelinin akademisyenlerin üretkenliğini artıracağı düşünülmektedir.Öğe Impact of Covid-19 Pandemic on Health System in Somalia(Selçuk Üniversitesi, 2022 Eylül) Hassan, Kowthar Isak; Filiz, EmelSomalia is one of the least developed countries in Africa with a fragile and unstable status, experiencing protracted conflicts, long-running wars and political unrest, all of which lead to a weakening of the country's health care system. In Somalia, the first case of COVID-19 was found in March 2020; at that time the country was facing two other challenges, which were the attack of desert locusts and flooding (river and flash floods) in 2019. In March 2020 after the first verified COVID -19 pandemic, Somali health institutions took extraordinary precautions such as; closing borders and schools, restricting travel, and banning most group events. The total confirmed cases in Somalia have reported 26.675 cases with 1,361 deaths in June 2022. According to the distribution of Somalia regions, Somaliland become the region that was reported the most cases and deaths. Somalia has grappled to control and successfully take action against the COVID-19 epidemic on its own due to the country's poor and underdeveloped health care system. In this manner, the WHO Country Office (WCO) in Somalia began the preparations for COVID-19 in January 2020, even before the first case was verified on March 16, 2020. Also, the Federal Government of Somalia, in cooperation with the United Nations and others, has established a toll-free contact center, water points to wash the people their hands with soap, providing the people with personal protective equipments (such as masks and gloves), screening travelers, increase vaccination coverage and etc. to limit the extend of COVID-19.Öğe Gebe ve Gebe Olmayan Kadınlarda Sağlık Okuryazarlığı ve Sağlık Algısı İli??şki?si?ni?n Değerlendi?ri?lmesi?(Selçuk Üniversitesi, 2022 Mart) Filiz, Emel; Bodur, SaitÇalışmanın amacı, gebelerin sağlık okuryazarlığı ve sağlık algı düzeyinin belirlenmesi ve sağlık algısı ile sağlık okuryazarlığı düzeyi ilişkisinin değerlendirilmesidir. Yöntem: Kesitsel türdeki bu çalışmanın verileri Aralık 2013- Mayıs-2014 tarihleri arasında toplandı. Örneklem büyüklüğü formülle hesaplandı. Gebe olan ve gebe olmayan gruptan 133’er birey örnekleme alındı. Veri toplama aracı olarak bir anket ile üç farklı sağlık okuryazarlık ölçeği ve sağlık algı ölçeği uygulandı. Veriler ortalama, standart sapma ve yüzdelerle özetlendi. Kategorik verilerin karşılaştırılmasında Ki-kare testi kullanıldı. Ayrıca ölçek puanları arası ilişkinin belirlenmesinde Spearman korelasyon katsayısı kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan gebe olmayan kadınların %57’sinin ve gebelerin %50’sinin öğrenim düzeyi lise ve üzeri idi. Her iki grupta da Sağlık okuryazarlığı düzeyi benzer bulundu. Gebe olmayan kadınlarla gebe kadınların sağlık algısı benzerdi. Bu çalışmada sağlık algısı ile sağlık okuryazarlığı arasında pozitif yönde korelasyon belirlendi. Gebe olmayan grupta Sağlık Okuryazarlık puanları ile Sağlık Algısı Ölçeği toplam puanı, “kontrol odağı” alt boyutu ve “kesinlik” alt boyutu arasında anlamlı (p<0.01) ve orta derecede bir pozitif korelasyon vardı. Gebe grubunda Sağlık Algısı Ölçeğinin “kesinlik” alt boyutu ile NVS ölçek puanı arasında zayıf ve anlamlı (p<0.05) bir korelasyon bulundu. Sonuç: Gebelik dönemi kadının sağlık hizmetlerinden en sık yararlandığı ve sağlıkla ilgili bilgi ve davranışları öğrenmeye açık olduğu bir dönem olduğundan sağlık okuryazarlık düzeyini artırmada bu dönem fırsat olarak görülebilir.Öğe Yeni? Panopti?zm Uygulamaları: Sağlık Hi?zmetleri?nde Di?ji?tal Gözeti?m(Selçuk Üniversitesi, 2022 Mart) Güzel, Şerife; Dömbekci, Hilal AkmanPanoptism can be briefly described as seeing without being seen. We are witnessing that this concept, which expresses a form of management and control that emerged in the West in the 19th century, finds its way in many areas of human life today. Modern life and technological developments allow panoptism to become widespread. In order to ensure security and maintain the social order, shopping centers, highways, banks, etc., where people are collectively located. In many places, such as video and sound recordings are made. In addition, smart technological devices also serve functions such as recording information and storing it for processing. The covid 19 virus, which emerged in China in the last month of 2019 and threatens human life, also supported digitalization. Efforts to get rid of the covid 19 virus, which has become a global epidemic, are thought to serve panoptic thinking in various ways. In order to protect and improve public health, digital applications that allow monitoring of the position and disease status of people with infectious virus-related diseases symbolize panoptic thinking today. These practices, which are carried out for the sake of social benefit, bring some discussions such as security, privacy and protection of personal data. In this regard, it is aimed to address the health services panoptic surveillance applications. Under this aspect, some panoptic applications used in the services of health monitoring systems are included.Öğe Türki̇yede sağlık hi̇zmetleri̇ fi̇nansman yöntemleri̇(Selçuk Üniversitesi, 14.12.2020) Sevinç, Şule; Yılmaz, Fatma ÖzlemAraştırmanın Amacı: Bu çalışmada Türkiye’de sağlık hizmetleri ve bu hizmetlerin sunumunda kullanılan sağlık harcamaları ve bu harcamaların finansmanı hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır. Yöntemi: Bu çalışma bir araştırma makalesidir ve nitel çalışma tekniği olan literatür taraması ile konunun araştırılması, incelenmesi ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Kullanılan finansman yöntemlerinin yıllar içindeki değişimlerinden de bahsedilmiş ve analizi yapılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Yapılan literatür incelemesi sonucunda sağlık hizmetlerinde Türkiye’de sağlık harcamalarının büyük bir kısmının kamu tarafından finanse edildiği, diğer ülkelere bakıldığında gelişmiş ülkelerde sağlık harcamalarının GSYH içindeki payının daha yüksek olduğu, Türkiye’nin ise sağlık harcamalarının GSYH içindeki payının önceki dönemlerine göre azaldığı tespit edilmiştir. Dünya’da birçok OECD ülkesinin sağlık hizmetlerinde finansmana ülkemize nazaran daha çok pay ayırdığı, finansman sağladığı bulgularına rastlanmıştır. Ancak Türkiye’nin bu konuda geri kaldığı gözlemlenmiştir.Öğe Teşhi?s ve Tedavi? Teknoloji?leri?ni?n Hastane Çıktılarını Arttırmada Önemi?(Selçuk Üniversitesi, 2008) Özata, Musa; Aslan, Şebnem; Mete, MustafaTeknoloji sağlık hizmetleri ile ilgili her türlü alanda uygulama olanağı bulmaktadır. Yeni teknolojilerin en yaygın uygulama alanı bulduğu kuruluşların başında ise hastaneler gelmektedir. Hastanelerde bu teknolojilerden hem yönetim faaliyetlerinde hem de klinik uygulamalarda yoğun biçimde faydalanılmaktadır. Yönetim faaliyetlerinde kullanılan sistemlerin başında elektronik hasta kayıtları, karar destek sistemleri, hemşire bilgi sistemleri ve ofis otomasyon sistemleri; klinik uygulamalarda ise bilgisayar destekli hekimhasta iletişim sistemleri, klinik karar destek sistemleri, hasta izleme sistemleri, tele tip, ilaç dağıtım ve kontrol sistemleri, görüntüleme sistemleri (MRI, PACS, CT. Skopi, Ultrason), laboratuar sistemleri, diyaliz vb. gelmektedir. Klinik uygulamalarda kullanılan bu sistemler teşhis ve tedavi teknolojisi olarak adlandırılmaktadır. MOO 2000 Bu çalışmanın amacı, teşhis ve tedavi teknolojilerinin hastane çıktılarını artırmada yeri ve öneminin tespit edilmesidir. Çalışmanın evrenini Sağlık Bakanlığı (SB) hastaneleri oluşturmaktadır. Araştırma kapsamına SB hastanelerinden 120 ile 500 arasında yatağa sahip 91 hastane alınmıştır. Girdi değişkeni (bağımsız değişken) olarak; tip teknolojisi yatırımı, uzman ve pratisyen hekim sayıları ile fiili yatak sayısı; çıktı değişkeni (bağımlı değişken) olarak ise; orta ve büyük ameliyat sayısı, yatan hasta sayısı, poliklinik hasta sayısı ve gelir miktarı alınmıştır. Yapılan korelasyon analizi, basit regresyon analizi, çoklu regresyon analizi ve t testi sonuçlarına göre, teşhis ve tedavi sistemlerinin devlet hastanelerin çıktı miktarlarının artırılmasında önemli bir paya sahip olduğu görülmüştür. Özellikle ameliyat sayısı ve gelir miktarının artırılmasında bu sistemlerin etkili olduğu anlaşılmıştır. Sonuçlar ışığında daha fazla hastaya. çağın gereklerine uygun, hasta beklentilerini karşılayan, verimli, kaliteli ve etkin bir sağlık hizmeti sunabilmek için hastanelerimizde teşhis ve tedavi sitemlerinin artırılması gerektiği ifade edilebilir.Öğe Investigation of the Effects of Justice and Trust Perception of Health Workers on Job Satisfaction and Organisational Commitment(Selçuk Üniversitesi, 2008) Aslan, Şebnem; Özata, MusaThe aim this study is to investigate the effects of perception of organisational justice and trust of health workers on their organisational commitment and job satisfaction. The study was carried out with 283 health workers working at Meram Medical Faculty Research Hospital of Selcuk University in Konya, Turkey. The data were evaluated by the packet programme of SPSS 10.0; The Descriptive Statistics, t test, ANOVA, Factor Analysis, Regression and Correlation Analyses were also carried out. As a result of the study, it was found that, there was a significant relation between the perception of justice with trust and job satisfaction and commitment. The only difference is that there is no significant relation between interaction justice and continuance commitment. It was found that the trust is a factor that affects both commitment and job satisfaction. The procedural justice determines the affective commitment, continuance commitment, and job satisfaction. Furthermore, the interaction justice affects affective commitment, whereas distributive justice affects the normative commitment, and job satisfaction affects the distributive justice in reverse direction. Regarding organisational commitment, justice, trust, and job satisfaction; there were some differences in demographic variables.Öğe Postmodern açıdan Kamu Yöneti?mi?nde Küçülme (Downsizing) Olgusu(Selçuk Üniversitesi, 2009) Işık, Mürşit; Öztürk, Yunus EmreYüzyılımızın sonuna doğru hızlanan gelişmeler sonucunda modernlik yerini postmodernliğe bırakmış ve Postmodern anlayış kamu yönetiminde bürokrasinin karşısına sivil toplum örgütlerini çıkarmaya çalışmış, devletin yetki ve görevlerinin sivil toplum örgütlerine ve özel sektöre aktarılması gerektiğini vurgularken, piyasanın ve sivil toplumun geliştirilmesini önemsemiştir. Kamu sektöründeki örgütsel küçülme (Downsizing) stratejisi sanayileşmiş ve gelişmiş ülkelerin ekonomik reform programlarında hızla artarak kullanılan bir uygulamadır. Küçülme stratejileri olarak Devletin gelir ve gider kalemlerinde personel istihdamı konusunda örgütsel yapı olarak ve merkezi yetkiler açısından küçülmesi öngörülmüştür.Öğe Hemşi?releri?n Tibbi? Hata Yapmaya Eği?li?mleri?ni?n ve Hasta Bakımında Gösterdi?kleri? Özeni?n Beli?rlenmesi?(Selçuk Üniversitesi, 2009) Özata, MusaTibbi hatalar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hasta güvenliğini tehdit eden ve çözülmesi gereken öncelikli sorunlar arasında gösterilmektedir. Çünkü dünyada her yıl milyonlarca insan, tibbi hataların olumsuz sonuçları ile karşı karşıya kalmaktadır. Hemşirelerin tibbi hata yapmaya eğilim düzeylerinin saptanmasını ve hasta bakımı sırasında alanda sergiledikleri özenin belirlenmesini hedefleyen çalışma, bu gerçekleştirilen ilk çalışma olması açısından büyük önem taşımaktadır. Araştırma Konya'da faaliyet gösteren kamuya ait iki eğitim hastanesinde yapılmıştır. Örneklem oluşturulmasında basit rastgele örneklem tekniğinden faydalanılmış ve çalışmaya katılmayı kabul eden 171 hemşire ile yüz yüze anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında Özata ve Altunkan (2010) tarafından geliştirilen "Tibbi Hataya Eğilim Ölçeği'nden" faydalanılmıştır. Ölçek 49 soru ve 5 alt boyuttan oluşmaktadır. Elde edilen veriler SPSS 16.0 programında değerlendirilmiş, veriler üzerinde tanımlayıcı istatistikler, korelasyon analizi, bağımsız gruplar arası t testi ve tek yönlü varyans analizi testleri uygulanmıştır. Elde edilen bulgular incelendiğinde genel olarak hemşirelerin tibbi hata yapmaya eğilimlerinin düşük olduğu ve hasta bakımında gerekli özeni gösterdikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Ayrıca meslekten memnuniyet düzeyi açısından iletişim ve ilaç-transfüzyon uygulamaları puanlarının farklılık gösterdiği saptanmıştır.Öğe Sağlık Yönetimi Bölümü Öğrencilerinin Bölümü Tercih Etme Nedenlerinin İncelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Yorulmaz, MehmetBu çalışmanın amacı, Sağlık Yönetimi Bölümünü tercih eden öğrencilerin bu bölümü tercih etme nedenlerini, bölüme devam etme isteklerini ve bölüm değişikliği yapıp yapmama tutumlarını analiz etmektir.Araştırmada 2017-2018 bahar dönemi Selçuk Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümü 1. sınıf ve 2. sınıf lisans öğrencilerinin katılımıyla araştırmacı tarafından geliştirilen 10 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. Çalışma ile ilgili gerekli resmi izinler alınmıştır. Veriler, Microsoft Excel 2007 programı ile analiz edilmiştir.Katılımcıların çoğunluğunu Anadolu Lisesi mezunları oluşturmaktadır. “Sağlık Yöneticiliği Mesleği, olmak istediğiniz meslekler içerisinde öncelik bakımından kaçıncı sıradadır” ifadesine öğrencilerin sadece %10’luk bir kısmı birinci sıra olarak yanıtlamışlardır. ÖSYM puanımın bu bölüm için yeterli olması ifadesine öğrencilerin %44,4’lük bir bölümü katılmıştır. Öğrencilerin çoğunluğunun ÖSYM tercih listelerinde sağlık yönetimi bölümünü dört veya yukarı sıralarda tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin yaklaşık 1/3’ünün tercih yapmadan önce yeterli şekilde bilgiye sahip olduğu görülmektedir. Katılımcıların %56’lık bir kısmı okuduğu bölümünden teorik eğitim ile uygulama eğitiminin birlikte olduğu karma eğitim modelini beklemektedir. Öğrencilerinin %43,9’luk bir kısmı sağlık yönetimi bölümünde öncelikli hedeflerinin sadece kendi alanlarında başarılı bir öğrenci olmak istediklerini ifade etmişlerdir. Öğrencilerin %26,3’lük bir bölümü mezun olduktan sonra kamu sektöründe yönetim kadrolarında bulunmak istedikleri görülmüştür. Öğrencilerin çoğunluğu bölüm ya da üniversite değişikliği yapmayı düşünmemektedirler.Sonuçlar: Katılımcıların sağlık yönetiminden beklentileri yüksek düzeydedir. Bilhassa 1. sınıf öğrencilerinin beklentileri 2. sınıf öğrencilerine göre daha yüksektir. Ayrıca öğrencilerin bölüm değiştirme isteklerinin az olması Sağlık Yönetimi Bölümünden memnun oldukları durumunu akla getirmektedir.Öğe Orta Asya Ülkelerinde Kamu Yönetiminin Dönüşümü(Selçuk Üniversitesi, 2014) Ertaş, Handan; Sevinç, İsmailKamu Yönetiminde idareyi geliştirme, yeniden düzenleme ya da yapısal dönüşüm, dünyadaki tüm ülkelerinin gündeminde olan bir konudur. Siyasi rejimi ne olursa olsun kamu yönetiminin dönüşümü, bugün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gündemini meşgul eden konuların başında gelmektedir. Özellikle 1980’den sonra dünyada yaşanan gelişmeler, kamu yönetiminin yapısal dönüşümünü bir ihtiyaç olmaktan çıkartıp bir zorunluluk haline getirmiştir. Kamu yönetimi alanında yaşanan değişimi anlayabilmek öncelikle dünyada yaşanan değişim sürecini anlamaktan geçmektedir. Kamu yönetimi alanında yaşanan değişimin siyaset, ekonomi ve toplumsal alandaki temel düşünce akımları, tarihsel dönüm noktası niteliğindeki önemli olaylar ve olgularla birlikte ele alıp değerlendirmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Özellikle Doğu Blok’unun çökmesiyle birlikte dünya genelindeki iki taraflı politik güç rekabeti ve ideolojik bloklaşma son bulmuştur. Merkezi planlamacı kamu yönetimi sistemlerinin esnekleşmesi, iletişim ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte ekonomik alanda hızlı bir uluslararasılaşma yaşanmıştır. Buna ek olarak ulus devletlerin sınırlarını aşan şiddetli bir rekabet tüm dünyaya egemen olmuştur. Bu periyotta bireyin temel hak ve özgürlüklerinin önemi ortaya çıkmıştır. Bu durum vatandaşın kamu otoritesi ve devlete karşı olan bakış açısını değiştirmiştir. Diğer taraftan kamu hizmetinin kaliteli ve şeffaf bir biçimde yerine getirilmesine yönelik istek ve beklentiler artmıştır. Ayrıca bu durum, demokratik mekanizmalara işlerlik ve etkinlik kazandırmış ve vatandaşların yaygın bir biçimde yönetime katılma taleplerinin gündeme gelmesine yol açmıştır. Böylece bir önceki döneme ait zihniyet dünyası ve bu dünyaya has yönetim analayışı değişmiştir. Özgürlükçü, ekonomik ve siyasal düşüncenin temel dayanakları olan bireycilik, esneklik, girişimcilik, etkenlik, kar elde etme, risk alma ve yarışmacılık gibi unsurlar, ortaya çıkan yeni ekonomik, toplumsal ve siyasal yapılanmanın temel değerleri haline gelmiştir. Bu çalışmada kamu yönetimindeki bu dönüşümün temel araçlarından faydalanarak bağımsızlık sonrası Orta Asya ülkelerinde söz konusu olan kamu yönetimi reformları incelenmektedir. Çalışmada gerek merkezi planlamacı ekonomik sistemden serbest piyasaya geçişi sağlayan kamu yönetimi reformları, gerekse devlet vatandaş ilişkileri ve yeni anlayışta ki devletin rolünü ilgilendiren dönüşüm süreçleri de ele alınmıştır. Böylece bu ülkelerde ne derece bir değişim olduğu ve ne derece geçmiş yapıyla bağlantılı bir direnç yaşandığı, dönüşümün kurumsal yapılarının ne derece oluşturulabildiği ortaya konulmaya çalışılmıştır.Öğe Konya’daki Aile Hekimliği Hizmetlerinin Değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2016) Tekin, Fadime; Öztürk, Yunus Emre; Özata, MusaTürkiye’de 2003 yılından itibaren Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulanmakta olup, bu programın en önemli bileşenlerinden biri Aile Hekimliği (AH) Modelidir. İlk olarak 2005 yılında Düzce İlinde pilot uygulama ile başlayan sistem, 2010 yılı sonunda ülke geneline yayılmış ve başarı ile uygulanmaya devam etmektedir. Aile hekimi bireylere yaş, cins ve hastalık ayrımı gözetmeksizin kapsamlı, sürekli ve kişiselleştirilmiş sağlık bakım hizmeti sunan hekimdir. Aile hekimleri bireylerin tüm sağlık ihtiyaçlarını, bireyle samimiyet ve gizlilik ilişkisi içinde ve bireyle birlikte yerine getirmeye çalışan hekimdir. Aile hekimleri sağlığın korunması, hastalıkların önlenmesi, hastaların tedavileri ve palyatif bakım noktasında profesyonel görevler üstlenirler. Aile hekimliği sisteminde topluma hizmet götüren birimler Aile Sağlığı Merkezi olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışmada Konya’daki aile sağlığı merkezlerinin yapısal ve işleyiş özelliklerinin PCAS (Primary Care Assessment Survey) ölçeğinden faydalanarak oluşturulan değerlendirme envanteri yardımıyla değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında Konya 1, 15 ve 28 Nolu Aile Sağlığı Merkezlerine başvuran 287 katılımcıdan yüz yüze anket tekniği ile cevaplar toplanmıştır. Toplanan veriler üzerinde tanımlayıcı istatistikler uygulanmıştır. Araştırma Kasım 2013- Ocak 2014 ayları arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılanların %67,6’sının kadın, %39,7’sinin üniversite mezunu olduğu, %30’unun 21-29 yaş grubunda olduğu %73,5’inin evli, %90,6’sının SGK’lı ve %40,4’ının ev hanımı ve çalışmayanların oluşturduğu görülmüştür. Tüm soruları dikkate aldığınızda hekiminizden memnuniyetinizi nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna katılımcılardan 39 kişi (%13.6) fazlasıyla memnunum, 107 kişi (%37.3) çok memnunum, 70 kişi (% 24.4) biraz memnunum, 51 kişi (%17.8) ne memnunum ne de değilim, 10 kişi (%3.5) biraz memnunum ve 10 kişi (%3.5) ise tamamen değilim ve daha kötüsü olamazdı cevabını vermiştir. Araştırma sonuçları katılımcıların genel olarak aile hekimliği sisteminden memnun olduklarını (%75,6) ortaya koymaktadır. Sistemin ulaşılabilirlik, süreklilik, kapsayıcılık, kişisel yaklaşım, güven ve hasta memnuniyeti açsısından olumlu olarak; eşgüdüm açısından ise olumsuz olarak değerlendirildiği görülmüştür. Literatürde yer alan çalışmaların sonuçları toplumun genel olarak aile hekimliği sisteminden memnun olduğunu ortaya koyaktadır. Bu çalışmada elden edilen sonuçlar literatür bulguları ile paralellik göstermektedir.Öğe Compassion Fatigue In Anesthesia Employees(Selçuk Üniversitesi, 2022) Sığırcı, Hamza; Güzel, Şerife; Şengül, AbdurrahmanObjective: In this study, it is aimed to examine the compassion fatigue in anesthesia care providers based on the relationship between patients and anesthesia care providers. Materials and Method: The research was carried out with 185 anesthesia care providers working in 4 different university hospitals in 3 different provinces (Kocaeli, İzmir, Konya) located in 3 different regions (Marmara, Aegean, Central Anatolia) in Turkey. The data of the study were collected by the online survey technique prepared by the researcher using the Google forms application. Compassion Fatigue Short Scale (MYLS) developed by Adams et al. was used in the study. Results: As a result of the research, it is observed that the level of compassion fatigue of anesthesia care providers is moderate (67,24). In addition, a significant difference was found between the staff status of the participants, the status of being on duty, the province they worked in, the title and the number of weekly operations, and compassion fatigue. In terms of gender, a significant difference was obtained only with the secondary trauma dimension. Conclusion: As a result of the research, moderate compassion fatigue was found in anesthesia care providers. It is predicted that this level may decrease to better levels if necessary precautions are taken, otherwise the level will rise. It is thought that with the increase of compassion fatigue, both the delivery of health services and health professionals will be adversely affected. Therefore, it is necessary to pay due attention to the issue.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »