Fen Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 5057
  • Öğe
    Kent parkı kavramı ve Konya için örnek bir çalışma
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001) Polat, Ahmet Tuğrul; Önder, Serpil
    Bu araştırmada, Park kavramı ve kent parklarının genel özellikleri incelenerek, kent insanına rekreasyonel ve sosyo-kültürel amaçlı kullanım olanakları sunmak üzere, peyzaj mimarlığı ilkeleri doğrultusunda işlevsel ve estetik değer taşıyan modern bir kent parkı planlaması, Konya Kenti örneğinde ortaya konulmuştur. Toplam 468 da alana sahip Konya Selçuklu Kent Parkı çalışması: a-Çevre analizi b-Program geliştirme c-Program ilişkileri d-Tasarım ana ilkeleri e-Leke çalışması f-Sirkülasyon şeması g-Avan proje h-Uygulama projesi aşamalarında gerçekleştirilmiştir. Kent parkları rekreasyonel, estetik, eğitsel ve ekolojik amaçlarla oluşturulmuş kamuya açık yeşil alanlardır. İnsanlara rahat yaşama mekanlarının oluşturulması için planlanan Konya Selçuklu Kent Parkı projesinde kullanıcılara güven veren, rahatlık ve estetik sağlayan fiziksel bir ortam hazırlanmaya çalışılmıştır.
  • Öğe
    Ana kitleyi kapsayan invaryant güven aralıkları ve seviyelerinin tahmini
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Saraçoğlu, Buğra; Kaya, Mehmet Fedai
    Bu tez çalışması altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, konuyla ilgili giriş yapılmıştır. İkinci bölümde olasılık uzayları, rasgele değişkenler ve dağılımları, üçüncü ve dördüncü bölümlerde tez çalışması için gerekli olan sıra istatistikleri, dağılımdan bağımsız istatistikler, örneklem dağılım fonksiyonu, dağılımdan bağımsız güven aralıkları ve tolerans aralıkları ile ilgili tanımlar ve temel bilgiler verilmiştir. Beşinci bölümde ise özel halde düzgün dağılım fonksiyonlarına sahip dağılımlar sınıfı için majorant vektörler ve sıra istatistikleri yardımıyla invaryant güven aralıkları oluşturulmuş ve güven seviyesi ve çeşitli n değerleri için bilgisayar programı yardımıyla majorant vektörler tespit edilmiştir. Tezin son kısmında ise iki yanlı invaryant güven aralıklarının seviyesinin tahmini problemi ele alınmış ve örneklem dağılım fonksiyonu yardımıyla bu problem çözülmüştür. Altıncı bölümde ise çalışmanın sonuçları özetlenmiştir.
  • Öğe
    Genç ve yaşlı akkaraman koyunlarında sirkumvallat, fungiform papillalar ile tad tomurcuklarının dağılımları üzerinde ışık mikroskobik bir çalışma
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Ünsal, Sadettin; Cüce, Hasan
    Bu araştırmada memelilerde yaşlılıkla, tad duyusu azalması arasındaki ilişkinin kantitatif olarak tespit edilmesi amaçlandı. Bunun için genç (6-9 ay), yaşlı (5-6 yaş) erkek ve dişi Akkaraman koyun dillerinde sirkumvallat, fungiform papillalarla, tad tomurcuklarının morfolojilerini, topoğrafılerini, sayılarını; dil uzunluğu ve dil alanı genişliğini kapsayan parametreler karşılaştırmalı olarak ışık mikroskobu düzeyinde çalışıldı. Yaşlı hayvanlarda, gençlere göre sirkumvallat ve fungiform papilla yoğunluğunda; tad tomurcuğu sayılarında ve sirkumvallat papilla tad tomurcuğu çapları arasında fark bulunamadı. Ancak yaşlılardaki sirkumvallat, fungiform papilla çapı, fungiform papilla tad tomurcuğu çapı, dil uzunluğu ve dil alanı genişliği, gençlere göre farklı bulundu. Yaşlı hayvanlardaki gustatör papilla ve tad tomurcuğu sayısının gençlerden farklı olmadığı görüldü. Bu nedenle yaşlılıkta tad duyumu azalması ile papilla sayısı ve tad tomurcuğu sayısı azalması arasında bir ilişki kurulamayacağı sonucuna varıldı.
  • Öğe
    Konya Altınapa Barajı ile Dere H.E.S. bendi arasındaki düşüden yararlanarak bir hidro elektirk santralı tasarımı ve Francis tipi türbin projesi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1987) Köse, Faruk; Gökçe, Akbay Tuğan
    Bu çalışmada mevcut bir barajdan elde edil en ortalama 7. debi ~ort-= 1,345 m.?/s ve barajdan 5 km ileride elde edilen brüt düşü Hbrüt: 57,7 m. değerleri ile bir hidro-elektrik santralının kurulması incelenerek Francis tipi türbin projelendirilmesi yapılmıştır. Barajdan suyun alınarak 5 km ilerideki yükleme havuzuna en az bir kayıpla nakledilmesi, isale hattı borusu ve cebri boru ekonomik çaplarının bulunması incelenmiştir. Santralın barajdan yaklaşık 5 km ileriye kurulmasının sebebi suyun barajdan çıktıktan sonra tekrar çelik borulara alınarak arıtma tesisine nakledilmekte ve arıtılarak içme ve kullanma suyu olarak sarfedilmektedir. Bundan dolayı en ekonomik ve maksimum düş ilnün elde edileceği yerde santralın kurulması daha avantajlı olmaktadır. Çalışmada su türbinleri teorisinden bahsedilerek türbinin komple olarak bütün parçalarının projelendirilmesine gidilmiştir. Projelendirme esnasında mevcut döküman ve kaynakların yetersiz kalması neticesinde bazı kısımlar tam olarak açıklanamamıştır . Bazı kaynaklarda verilen maliyet hesaplarına göre tesisin yaklaşık maliyeti hesaplanarak mevcut faiz oranına göre rantabıl olduğu gösterilmiştir. Çalışmada küçük güçlü bir Francis tipi türbin projelendirilmesi yapılmıştır.
  • Öğe
    Uzman sistemler kullanılarak over (yumurtalık) kanseri tespiti
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Horozoğlu, Müşerref; Işık, Hakan
    Ovar kanseri çoğunlukla ilerleyen süreçte tespit edildiğinden, jinekolojik kanserler arasında en fazla ölüm oranına sahip kanser türüdür. Bu nedenle ovar kanseri tanısında kullanılan belirteçler büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı teşhise katkısı olan belirteçlerin tespit edilmesidir. Çalışmada kullanılan ve retrospektif olarak elde edilen 39 olguya ait ovar kanseri olan ve olmayan veriler Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalından 2012/238 sayılı Etik Kurul Kararı ile alınmıştır. 15 adet belirteç üzerinde çeşitli Veri Madenciliği metotları uygulanarak, belirteçlerden hangisinin ya da hangilerinin kanser teşhisinde daha belirleyici olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma ile her bir belirtecin kanser ile olan ilişkileri tek tek gözlenebildiği gibi, belirteçlerin birbirleri ile olan ikili ilişkileri de gözlenebilmiştir. Buna göre CA 125 belirteci, lezyonlar, mural lezyon ve konum belirteçleri ile birlikte kullanıldığında over kanserinin teşhisinde tek başına kullanılmasından daha etkili olabileceği görülmüştür.
  • Öğe
    Sulardaki nitratın uzaklaştırılması
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2005) Altıntaş, Özlem; Çengeloğlu, Yunus
    Çoğu ülkede nitratla yeryüzü ve yer altı sularının kirlenmesi yaygın bir problemdir. Nitrat kirliliği endüstriyel aktivitelerden ve özellikle nitrojen gübrelerinin zirai uygulamalarda yoğun kullanımından kaynaklanmaktadır. Avrupa Birliği standartlarına göre içme suyu nitratin 50 ppm'den fazlasını içermemelidir, bunun yanında 25 ppm'lik bir değer daha çok tavsiye edilir. Sudan nitratin uzaklaştırılması için birkaç teknik mevcuttur; denitrifikasyon gibi biyolojik yöntemler, kimyasal yöntemler; donnan dializ, elektrodiyaliz, ters osmoz ve iyon değişimi gibi fizikokimyasal yöntemler. Bu çalışmada; iyon değişim membaları ile sulu çözeltilerden nitratin taşınması incelenmiştir. Neosepta AMX ve SB-6407 anyon değişim membaları boyunca nitrat iyonunun taşınması donnan dializ şartları altında alıcı ve besleme faz konsantrasyonlar ve karşı iyon varlığının bir fonksiyonu olarak çalışıldı. Sonuç olarak; alıcı çözeltinin konsantrasyonun artmasının nitrat taşınımını arttırdığı, besleme fazındaki nitrat konsantrasyonunun artması nitrat taşınımındaki artış ile sonuçlandığını, iki değerlikli anyonların tek değerlikli anyonlara göre nitrat taşınmasında daha azaltıcı etkiye sahip olduğunu ve membranların nitrat taşıma kapasitelerinin SB-6407 > AMX sırasıyla olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Bazı tiyosemikarbazon-geçiş metalleri kompleksleşme reaksiyonlarının kinetiği
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Bingöl, Haluk; Atalay, Tevfik
    Bu çalışmada, Co(II) ile 2-Benzoilpridin-4-fenil-3-tiyosemikarbazon (BPPT) ve Cu(II) ile 9-Etil-3-karbazolkarboksaldehit-tiyosemikarbazon (ECCAT) arasında gerçekleşen kompleksleşme reaksiyonlarının kinetiği spektrofometrik metotla incelendi. Kullanılan BPPT ligandı literatürden farklı olarak yeni bir metotla, ECCAT ligandı ise ilk defa sentezlendi. Her iki ligand-metal kompleksinin de stokiyometrik oranları 1:2 olarak tespit edildi. Co(II)-BPPT ve Cu(II)-ECCAT komplekslerinin maksimum absorpsiyon yaptıkları dalga boyları sırasıyla 421 ve 393 nm olarak bulundu. Daha sonra belirlenen bu optimum şartlarda reaksiyon hızlarına sıcaklığın etkisi incelenerek Arrhenius ve Eyring denklemlerinden kinetik ve aktivasyon parametreleri hesaplandı (k, A, Ea, ΔH#, ΔS#, ΔG#). Kompleksleşme reaksiyonları için hız denklemleri ve mekanizmalar önerildi.
  • Öğe
    Eser alüminyum tayini için spektroflorimetrik yöntem geliştirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Gündüz, Selmuş Beniz; Kılıç, Esma
    Bu çalışma, eser miktarlardaki alüminyumun tayini için, az zaman alıcı, kesinliği, doğruluğu, güvenirlirliği, tekrarlanabilirliği, duyarlığı ve seçiciliği yüksek olan spektroflorimetrik bir yöntem geliştirilmesi amacıyla yapıldı. Alüminyumun N,N'-disalisiliden-1,3-diamino-2-hidroksipropan (DSAHP) ile kompleksi oluşturularak, DSAHP-Al kompleksinin maksimum floresans şiddetine sahip olduğu, uyarma ve emisyon dalga boyları, uygun çözücü ortamı, pH, sıcaklık, komples oluşum süresi, kompleksin floresans şiddetinin sabit kaldığı zaman aralığı (kararlılık süresi) ve kompleks stokiyometrisi belirlendi. Optimum koşullarda tayin edilebilecek minimum alüminyum konsantrasyonu 0,27 ppb olarak bulundu. Seyreltilmiş hemodiyaliz çözeltilerinde standart ekleme yöntemi kullanılarak tayin edilen alüminyum konsantrasyonu, geliştirilen bu yöntemle 1,5785±0,0924 ppb (n=5) ve İngiliz Farmakopisinde verilen yöntemle 1,5063±0,0993 ppb olarak bulundu. Bu sonuçlar birbirine yakın olmasına rağmen, geliştirilen florimetrik yöntemin, az zaman alması, daha az reaktif ve çözücü gerektirmesi, daha duyarlı, güvenilir ve tekrarlanabilir olması; ayrıca rutin analizde kullanılabilirliğinin fazla olması açısından tercih edilebilecek bir yöntem olduğuna karar verildi.
  • Öğe
    Şeker pancarı (Beta vulgaris saccharifera L.) ziraatında farklı dozlarda tabii yaprak gübresi uygulamasının verim ve kalite etkileri
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Koç, Hasan; Akınerdem, Fikret
    Bu araştırmada Ascophyllum nodosum adı verilen deniz yosunundan tabi olarak elde edilen ticari bir yaprak gübresinin (Maxicrop) şeker pancarı verimi ve kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu yaprak gübresi, Türkşeker 1 şeker pancarı çeşidine topraktan verilen N ve P2O5' e ilave olarak ; 150, 300 ve 450g/da olmak üzere 3 farklı dozda uygulanmıştır.300g/da tabi yaprak gübre uygulamasının kök verimi artırılmış şeker verimi ve yaprak verimini önemli seviyede arttırmış ,istatistiki olarak önemli olamamakla beraber arıtılmış şeker oranını da yükseltmiştir.
  • Öğe
    Kuşak Dağı (Hadim-Konya) ve çevresinin florası
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Demirelma, Hakkı; Ertuğrul, Kuddisi
    Bu araştırma 1998-1999 yılları arasında Kuşak Dağı (Hadim-Konya) ve Çevresinin florasını tespit etmek üzere yapılmıştır. Konya'nın Hadim ilçesiyle, Antalya'nın Alanya ilçesi arasında sınır oluşturan araştırma alanı C4 karesinde yer almaktadır. Araştırma alanından 51 familya ve 193 cinse ait 323 taksan tespit edilmiştir. Toplanan bitkilerin fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı şöyledir: Iran-Turan elementleri 77 (% 23.8), Akdeniz elementleri 57 (% 17.6), Avrupa-Sibirya elementleri 15 (% 4.6), fitocoğrafik bölgesi bilinmeyenler 174 (%53.8) 'dir. Bitkilerin 66 (% 20.4)'sı Türkiye için endemiktir. Araştırma bölgesinde en çok türe sahip olan familyalar sırasıyla şunlardır; Asteraceae 42 (% 13.0), Lamiaceae 35 (% 10.8), Fabaceae 28 (% 8.6), Brassicaceae 25, (% 7.7), Poaceae 24 (% 7.4), Caryophyllaceae 18 (% 5.5), Liliaceae 16 (% 4.9). Tür sayısı bakımından en büyük cinsler: Astragalus 8 (% 2.4 ), Centaurea 7 (% 2.1), Silene 6 (% 1.8), Allium 6 (% 1.8), Aethionema 5 (% 1.5), Trifoliun 5 (% 1.5), Campanula 5 (% 1.5), Sedum 5 (% 1.5) şeklindedir. Araştırma bölgesinde yayılış gösteren bitkilerin hayat formlarına göre dağılımları da; Hemikriptofitler 133 (% 41.1), Kamefitler 100 (% 30.9), Terofitler 44 (% 13.6), Fanerofitler 25 (% 7.5), Geofitler 21 (% 6.5) oranındadır.
  • Öğe
    Kadınhanı (Konya) yöresi ballarında polen analizi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Baba, Hayri; Eyce, Baki
    Bu çalışmada Kadınhanı (Konya) yöresindeki 5 ayrı yerden (Merkez, Söğütözü köyü, Demiroluk köyü, Karayörüklü köyü ve Karayörüklü yaylası) toplanan 5 bal örneğinde polen analizi yapılmıştır. Bal örneklerinde polenlerin incelenmesi sonunda 9'u familya, 27'si cins, 4'ü tür olmak üzere toplam 40 takson tespit edilmiştir. 10g baldaki polenlerin miktarları göz önünde tutularak 1 bitkinin polenleri dominant (%>45), 2 bitkinin sekonder (%16-45), 6 bitkinin minör (%3-16), 31 bitkinin poleni ise eser (%<3) olarak adlandırılmıştır. 5 bal örneğinin analizi sonucunda Centaurea triumfetti All. türünün polenleri dominant olarak bulunmuştur.
  • Öğe
    Epoksi reçinesi ve kompozitlerinin dielektrik özelliklerinin 25c - 140c sıcaklık aralığında incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Akbaş, Hatice Zehra; Durmuş, Haziret
    Her malzeme dielektrik özelliklerine bağlı olan özgün bir elektriksel karakteristik takımına sahiptir. Bu özelliklerin doğru olarak ölçülmesi, kritik tasarım bilgisi sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu çalışmada, ilk olarak malzemelerde dielektrik kutuplanma ve kayıp mekanizmaları ile bağlı olduğu faktörler ayrı ayrı ele alınmıştır. Daha sonra polimerler ve epoksi reçinesinin üzerinde durulmuştur. Son olarak da, epoksi reçinesi ve dört farklı kompozitin dielektrik parametreleri paralel plakalı kondansatör metodu ile 5Hz - 13MHz frekans aralığına sahip HP 4192A LF Empedans Analizörü kullanılarak, 25 C - 140 C sıcaklık bölgesinde ölçülmüştür. Ölçümlerden ilgili malzemelere ait dielektrik sabitinin reel ve sanal kısımları ile ac iletkenliklerinin sıcaklıkla değişimi araştırılıp benzer malzemelerin literatür değerleri ile karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Topolojik uzaylarda süreklilik çeşitleri
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Uslu, Kemal; Yüksel, Şaziye
    Bu tez çalışması üç kısımdan oluşmuştur. Birinci kısımda, çalışmamız için gerekli olan bilgileri verdik. Bu konuda, zayıf ve hemen hemen sürekliliklerle ilgili yapılmış olan çalışmaları kısaca özetledik ve bunları yorumlamaya çalıştık. X topolojik ve Y yarı düzgün bir uzay ise, f:X'den Y'ye fonksiyonu sürekli olduğunda , f fonksiyonuna hemen hemen sürekli fonksiyon, eğer Y düzgün uzay ve f sürekli ise, fonksiyona zayıf sürekli fonksiyon denir. Özellikle [8] de bu konu incelenmiş, zayıf sürekliliğin hemen hemen sürekliliği gerektirmesi için Y uzayının hemen hemen düzgün olduğu ispatlanmıştır. İkinci kısımda ise Husain'in tanımlamış olduğu ve süreklilikten daha zayıf olan bir süreklilik çeşidinin Y değer uzayına bazı şartların eklenmesiyle süreklilikle nasıl çakıştığını görüp, yorumlamaya çalıştık. Üçüncü kısımda da, gerek Frolik'in makalesinde gerekse M.Çiçeğin makalesinde olsun, fonksiyon sürekli veya semi-sürekli olduğunda, X uzayındaki Baire yapısının Y üzerine, Y uzayındaki Baire yapısının da X üzerine nasıl taşındığını, hangi şartlarda bunun gerçekleştiğini yorumlamaya çalıştık.
  • Öğe
    Peynirli milföy üretimi üzerine araştırmalar
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2001) Ünver, Ahmet; Türker, Selman
    Peynir, normal milföy üretiminden farklı olarak ikinci turdan sonra katmanlar arasına bohçalanıp yerleştirilmiştir. Böylece hamurda, bağımsız yağ ve peynir katmanları oluşturulmuştur. 100 gram un esasına göre üç farklı peynir oranı (%45, %60 ve %75), iki farklı yağ oranı (%45 ve %60) ve iki farklı hamur kalınlığında (5 mm ve 6 mm) üretilen örnekler 90 güne kadar dondurularak depolanmıştır. Milföy hamuru ve pişirilen ürün örnekleri belli aralıklarla analiz edilmiştir. Çalışmadan, çok kabarma arzu edilmediği durumlarda katmanlaşma ve lezzet açısından beğeni kazanan %60 peynirli ve %60 yağlı milföylerin 5 mm kalınlıkta işlenebileceği ortaya çıkmıştır. Kabarmanın fazla olması istendiği durumda ise %75 peynirli ve %60 yağlı milföylerin 6 mm kalınlıkta, bazı şekil bozukluklarına rağmen, lezzet açısından ideal ürünü verdiği tespit edilmiştir. %45 peynir, %60 yağ ve 6 mm kriterleriyle üretilen ürünler, daha dayanıklı olup uzun süreli depolamalarda tavsiye edilmiştir. Peynirli milföy, zengin besin değeri ve lezzet profiliyle yeni bir ürün çeşidi olarak gıda sanayiine önerilmiştir.
  • Öğe
    Yüksek molekül ağırlıklı emülsiyon polistirenin açilasyon reaksiyonu ve fiziko−mekanik özelliklerinin incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2006) Özkeçeci, Ayşe; Ahmetli, Günare
    Bu çalışmada emülsiyon polistirenin asetik anhidritle katyonik katalizör ortamındakimyasal modifikasyonu incelenmesi ve emülsiyon polistirenin kullanım alanının geliştirilmesiamaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan çalışmada, modifikasyon için Friedel-Crafts reaksiyonlarındanfaydalanılmıştır.Çalışmada 5,0.105 g/mol ortalama molekül ağırlığına sahip emülsiyon polistirenin (PS)asetik anhidrit (AA; d= 1,082 g/cm3; M=102 g/mol) ile bortriflorür dietil eteri kompleksiBF3.O(C2H5)2 (d=1,123 g/cm3; M=142 g/mol) katalizörlüğünde ve kloroform (CHCl3)çözücüsü ortamında modifikasyon reaksiyonu gerçekleştirilmiştir. Polistirenin kimyasalmodifikasyon reaksiyonuna komponent konsantrasyonları, sıcaklık ve çözücü hacminin etkileriincelenmiş ve optimum şart tespit edilmiştir. Reaksiyon sonucu polistirenin aromatik halkasınabağlanan asetil grubu miktarları ortamda oluşan asetik asidin titrasyonu ile belirlenmiştir.Optimum şartta modifiye edilmiş polistirene bağlanan açil grubu miktarı 0,061 mol vebağlanma yüzdesi %30,02 olarak bulunmuştur. Ayrıca elde edilen modifiye polistirenin yapısıIR-spektrometresi ile tespit edilmiştir. Optimum reaksiyon şartında elde edilen modifiyepolimerin, termogravimetrik analizi (TGA) yapılmış, metal yüzeyine adhezyon ve agresifşartlarda korozyona karşı direnci (antikorozyon) incelenmiştir.
  • Öğe
    Kışlık yem bezelyesi ekiminde bazı tahılların arkadaş bitki olarak kullanılması
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2005) Acar, İbrahim; Tamkoç, Ahmet
    Bu araştırma 2004-2005 yetiştirme döneminde Karaman ilinde kış şartlarında yetiştirilen yem bezelyesi için bazı tahılların arkadaş bitki olarak kullanılmasını belirlemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmada materyal olarak tahıllardan arpa "Tokak157/37" (Hordeum vullgare L.), tritikale "Tatlıcak 97", yulaf "Checota" (Avena sativa L.) çeşitleri ve yem bezelyesi "B6 (Özkaynak)" (Pisum arvense L.) hattı kullanılmıştır. Deneme "Tesadüf Blokları" deneme deseninde dört tekerrürlü olarak kurulmuştur. Denemede 10 kg/da yem bezelyesi ile 0, 2, 4, 6, 8 ve 10 kg/da tahıl karıştırılarak ekim yapılmıştır. Araştırmada bitki boyu, yeşil ot verimi, tohum verimi, bitkideki bakla sayısı, bitkideki tohum sayısı üzerinde durulmuştur. En yüksek yeşil ot verimi 3280 kg/da ile 4 kg/da tritikale ve 10 kg/da yem bezelyesi karışımından ve en yüksek tohum verimi de 193.3 kg/da ile 10 kg/da tritikale ve 10kg/da yem bezelyesi karışımından elde edilmiştir.
  • Öğe
    Sepiolit'in adsorplama ve ağartma özelliklerinin sinterleşme sıcaklığı ile değişimi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1985) Biçer, Nilgün; Sarıkaya, Yüksel
    Bu çalışmada, Eskişehir yöresinden MTA kanalıyla sağlanan Sepiolit örneğinin, ısıl aktivasyonla fizikokimyasal özelliklerinin değişimi incelenmiştir. Bu amaçla, kil örneği çok ince öğütülüp 200 mesh elekten elenerek, elek altı ısıl aktivasyon işlemine hazırlanmıştır. Örneklerden biri ham kil olmak üzere, diğerlerinin 100oC sıcaklıktan başlayarak, 200oC, 300oC, 400oC, 500oC, 600oC, 700oC, 800oC, 900oC, 1000oC ve 1100oC sıcaklıklarda, 2 st süre ile ısıl aktivasyonu yapılmıştır. Böylece hazırlanan 12 kil örneğinin, N2 gazı adsorpsiyonu yapılarak standart BET yüzey alanları, özgül gözenek hacimleri ve mezo gözenek boyut dağılımları bulunmuştur. Yüzey alanlarının saptanmasında ayrıca de Boer-Lippens, Harkins –Jura, ve B noktası yöntemleri de kullanılmış ve sonuçlar standart BET yöntemiyle karşılaştırılmıştır. Sepiolit örneğinin önce mineral içeriğinin, daha sonra da ısıl aktivasyonla nitelik değişimlerinin saptanması amacıyla, xRD ve DTA eğrileri alınmış, ham kilin ana mineral olarak sepiolit ve kil olmayan dolomit mineralini içerdiği anlaşılmıştır. xRD izlerinden sepiolitin ısıl bozunma ürünleri olarak enstatit ve diopsit minerallerine dönüştüğü belirlenmiştir. Ayrıca kil örneğinin IR spektrumları alınarak, ısıl aktivasyonla değişimi sonuçları yarı nicel olarak sunulmuştur. Kil örneklerinin yemeklik bitkisel yağları ağartma özellikleri bulunmuş ve ağartma yeteneğinin ithal edilmekte olan ticari ağartma toprağı Tonsil Optimum FF den daha iyi olabildiği anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Tereftalaldoksimin bazı kompleksleri ve polimerlerinin sentezi
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Özaytekin, İlkay; Karataş, İbrahim
    Bu çalışmada tereftalaldehitin bazik ortamda hidroksilamin hidroklorür ile kondenzasyon reaksiyonundan tereftaldoksim elde edildi. Daha sonra tereftaldoksimin dioksan veya CCl4 çözeltisi içerisinden klor gazı geçirilerek tereftalohidroksamoil klorür elde edildi. Tereftalohidroksimoil klorürün bazı özel primer aminler ile reaksiyonları yapıldı. Elde edilen Tereftalo-N,N'-di-2-furfuril amidoksim ve Tereftalo-N,N'-di-(2-piridilmetil) amidoksimin Ni(II), Cu(II) ve Co(II) kompleksleri izole edildi. Tereftalohidroksimoil klorürün 2-amino-4-metil fenol ile reaksiyonundan ise halka kapanması sonucu benzoksazol türevi elde edildi. Bileşiklerin yapıları Elemental Analiz, FT-IR, 1H-NMR ve ICP-AES teknikleriyle aydınlatılmaya çalışıldı.
  • Öğe
    Lineer olmayan lojistik regresyon analizinde model kurma stratejileri ve bir uygulaması
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003) İyit, Neslihan; Genç, Aşır
    Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde lineer regresyon analizi ve kukla bağımlı değişkenlerle regresyon analizi hakkında genel bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde lojistik regresyon analizi ile ikili, ordinal, nominal, tek değişkenli ve çok değişkenli olmak üzere lineer lojistik regresyon çeşitleri verilmiştir. Ayrıca bu bölümde lojistik regresyon modelinin kurulması, katsayılarının önemliliğinin testi, lojistik regresyon modelinde katsayıların yorumlanması, lojistik regresyon için model kurma stratejileri ve metotları, modelin uyumunun tayin edilmesi, lojistik regresyon modeli için teşhis ölçütleri ve lojistik regresyon analizinin dayandığı varsayımların bozulduğu durumlar verilmiştir. Üçüncü bölüm çalışmanın temel kısmını teşkil etmektedir. Bu bölüm lojistik regresyon analizi konusuna giriş mahiyeti teşkil etmesi amacıyla lojistik regresyon analizini; model tanımı, parametre tahmin yöntemleri, başlangıç değeri seçimi, durdurma kuralı ve Gauss-Newton algoritması başlıkları altında içermektedir.Son bölümde ise menopoza etki eden risk faktörlerinin istatistiksel açıdan belirlenebilmesi amacıyla lojistik regresyon analizi uygulanmıştır.
  • Öğe
    Konya ili merkezinde trafik gürültüsü ölçümleri
    (Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Ceylan, Yusuf; Merdan, Mustafa
    Sesin ölçümünü konu alan bu çalışmada; sesin iletimi ve sesin yayılmasına etki eden fiziksel çevre faktörleri, gürültünün insan sağlığı üzerindeki önemi ile gürültünün ölçüm yöntemleri ele alınmıştır. Konya'nın çeşitli caddelerinde trafik gürültü düzeyi ölçüm çalışmaları esnasında standart ölçüm seti olarak PS 103 marka sonometre kullanılmıştır. Yapmış olduğumuz çalışma sonucunda elde ettiğimiz değerleri, Gürültü Kontrol Yönetmeliğinin değerleri ile karşılaştırdığımızda, bizim ölçüm değerlerimizin yüksek olduğu görülmüştür. Bu nedenle Konya'da gürültünün insan sağlığını etkileyecek düzeyde olduğu, çalışmamızın sonuç ve öneri kısmında açıklamaya çalıştık.